PKK festivalinin şişman serçesi!..
Kadın muazzam şarkıcıdır, kadın muazzam şarkıcı olduğu için de terörist festivallerinin kraliçesi olma gibi bir hakkı vardır!.. Gider oralarda şehit ruhlarının üzerinde seri uçuşlar yapar ama, aziz milletimizin ona karşı teveccühünde asla gerileme olmaz!.. İçine sindire sindire, seyreder konserlerini, alkışlar!.. Kadın da bu kuzuların sessizliğini bildiğinden, bildiğini okumayı sürdürür!..
Sezen Aksu nam hanımefendi’nin Apo posterleri, biji PKK sloganları ile gerçekleştirdiği “festival”i okuyoruz gazetelerden, aklımıza yıllar öncesi kendisi ile ilgilenen iki orgeneral geliyor!..
Bu bayan, bir 30 Ağustos öncesi Efes’te bir konser vermiş Rum-Yunan müziği takılmıştı... 30 Ağustos yıldönümü öncesi... O dönem Ege Ordu Komutanı olan orgeneral bu durumu yadırgamış, “Bu hanımefendinin işleri bir tuhaf” diye eleştirmişti de ortalık alevlenmişti... Ahali bir anda “Hakikaten, bu ne iş” diye şarkıcıyı sorgulamaya başlamışken, imdadına dönemin 1. Ordu Komutanı yetişmiş ve kadına arka çıkmıştı... Bu da orgeneraldi ve.. “Valla biz hanımla ikimiz Sezen hanımı çok severiz” diye beyanda bulunmuştu...
Şimdi... “30 Ağustos yıldönümünde Yunan-Rum festivali ne oluyor” diyen orgeneral de emekli ve Silivri için savunma hazırlıyor. Adı Hurşit Tolon... Öteki Orgeneral de emekli ve muhtemelen şu sıralar beş yıldızlı bir tatildedir. Adı da Çetin’di ama soyadı da bi şey işte, aklımda kalan, karısıyla beraber (Sezen Sever) olduğudur...
Orgeneralleri, birbirine rekabet ettirecek şekilde etkileyen Sezen Aksu, her yıl PKK tabanlı festivallerde eşkıya sürüsünün gönlünde taht sahibidir..
Ona göre tempo tutup Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sövüp saymanın hazzı da bir başka oluyor canım!..
İşte bu bayan Sezen Aksu artık budur..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sövme korosunun maestrosu...
Peşinden gidenlere, ayağının turabı olanlara duyurulur...
Müzik değil küfür şöleni!.
Bu kadının sergilediği icraat, Türkiye’de Türk kimliğinin nasıl kuşatıldığının, acizleştirilip baskı altına alındığının çarpıcı bir göstergesidir.. Kadın, hiçbir tepki ile karşılaşmayacağını bildiği, sinmişlik nedeniyle kendisine sorgulayan bir gözle dahi bakılmayacağına emin olduğu için gidip eşkıya şenliğine kraliçelik yapabiliyor!.. Hiç bir Türk kimlikli kişinin “Hanım sen ne yapıyorsun, bu çeteyi böyle sıvazlamak ayıp değil mi?!” diye hesap soramayacağından emin ve hatta bu Türklerin şarkılarını büyük bir huşu içerisinde dinlemek zorunda (!) olduklarını bildiği için gayet rahat, Apo nakaratlarına çanak tutabiliyor, rahatsız olmuyor!..
Orada o sürünün icraatlarını kısaca aktarayım... Tunceli’de sözüm ona çevre ve müzik festivali var... Ama asıl olan terör çetesinin gövde gösterisi..
Dağdan militanlar tören kıtası gibi getirilmiş !.. Bunlar asker nizamındalar!.. Yeşil sarı kırmızı flamalarla tören yürüyüşü(!) yapıyorlar, ortalık ‘Biji Apo’, ‘Selam selam İmralı’ya bin selam’, naraları ile doluyor!..
Organizatör tabii Tunceli’yi ele geçiren DTP... Sahne kurulmuş, Sezen Aksu şarkı söyleyecek diye ahali toplanmış, Sezen’den önce sahneye gelenler propaganda yaparak vatandaşın kafasına devlet aleyhine zehir akıtıyorlar!..
Türkiye’nin göbeği..
Tunceli’nin dağına taşına yerleşip askere silah sıkan eşkıya çetesinin varlığını bilmeyen mi var?
AB lobilerinden kurulmak istenen Tunceli merkezli oyunlar ortada değil mi?
Devlet, bu saldırıları göğüslemek için mücadele etmiyor mu?
Bu nasıl bir iş ki; düşman, devletin kadrolarına da sızmış olarak bu şehirde festival düzenleyebiliyor...
Nasıl bir yaklaşım ki; ülkenin bir sanatçısı, taşıdığı kimliğe, onu başına taç eden vatandaşlarına rağmen, kendi askerine kurşun sıkan bir çeteye çanak tutabiliyor?
Adına festival denilen bu gösteride, ne idüğü malum bir zat elinde mikrofon sahneye fırlıyor, “Dersim onurludur, onurlu kalacak. Dersim’e sefer olur ama zafer asla” diye abuk sabuk, iç savaş çığırtkanlığını rahatça yapıyor!.. Şerafettin Halis adlı DTP’li vekil, “Önce adımızı aldılar sonra da canımızı. Yetmedi kültürümüzü, inancımızı, tarihimizi ve onurumuzu almaya çalıştılar.” sözleriyle, sanki bir düşmanı işaret ediyor!..
Türkiye, kendi içerisinde bir ihanet tablosu ile karşı karşıya kalırken, tablonun ortasında, en değer verdiği sanatçısı, yıkılması için adeta türkü tutturmuş düşmana koro şefliği yapıyor!..
Milletçe alkışlanıyor!..
Behiç KILIÇ