Leyla Zana hanımefendi bir süre önce İngiltere’de şu mealde bir beyanda bulunmuştu;
“Gücümüzü PKK’dan alıyoruz!..”
Peki, aynı zamanda Türkiye’nin zengin iş kadınlarından da olan Leyla hanımefendinin güç aldığı PKK gücünü nereden alıyor?!..
AB destekleri elbette de...
Yerli malı üst destek durumları nedir?... Cevabı bulmak kolay, önce TBMM’ye bakacaksınız. TBMM içinde temsil ediliyorlar mı? Evet... Nasıl olmuştır bu hadise? İstanbul dahil, seçim sandıklarından çıkarak... Bu güç mü?... Evet... Başka... Mahalleler, ilçeler, şehirler, kurtarılmış bölge olarak idareleri altında mı? Evet... Mali güçleri, üstelik kontrolsuz kara ticaret krallıkları ellerinde mi? Evet...
Bu kadar mı?..
TÜSİAD Başkanı hanımefendinin sahibi olduğu medya krallığı içinde, seslerini üst perdeden duyuracak yayına sahipler mi?.. Bu yayın kurumunun televizyonunda, haber programı diye Apo’nun yakalanışının yıl dönümü, kendisini temsil edenlere anlattırılıp gündem oluşturuluyor mu?..
Bir başka güçlü hanımefendi, Sabancı lideri Güler Hanım, 22 Temmuz seçimlerinden sonraki ilk beyanında, Apo müptelalarının TBMM’ye girişine alkış tutmadı mı?!..
PKK için daha nasıl bir güç olsun ki?..
Paran var, vekilin var, sesin var, militanın var, kurtarılmış bölgelerin var, demokratik hakkın var!... Demokratik haklarını yaymak için silah gücün var... Sana dur diyenin önüne dikilecek güç odakları var!... Zengin ittifakların var... Kara para ticareti, sonsuz özgür olarak elinde...
Zamanında kafana dikilenlerin de şimdi tepelerinde sallandırılan “Ergenekon” giyotini var!...
O halde devam, Türkiye’yi “PKKistan!” yapana kadar!...


Aysel hanım sahnede!..
Öteki bayanlar neredeydi bilemem de bu sefer tiyatro sahnesinde Aysel hanım var... Diyarbakır’ın altını üstüne getiriyor, harbiden polislere saldırıyor. Ağzı da hareketli, kolları da, seyreden militanın içi, helal ablalarına..!
Eşkıya çetesinin ön saflarına kadın ve çocuk sürmek iyi dalga!.. Dikkat edin, vekil diye piyasaya sürülen bayanların ağızlarına yerleştirilen hakaret, tahrikler çok maksatlıdır... Kadının başına “iş” gelmesi, çetenin arayıp da bulmaya uğraştığı bal börek!.. Mağdur kadın yaratmak (bkz Leyla Zana) için o kadınlar böyle saldırtılıyor!...
Aysel Tuğluk Türk Milletini tehdit ediyor, “Kürt halkı polisin, valinin ve hükümetin Öcalan’a karşı tutumuna bir cevap vermiştir. Türkiye kamuoyu Öcalan için yapılan gösterileri iyi okuması gerekir. O bir hassasiyettir. Öcalan’a yönelik gelişen her olumsuzluk karşısında cevap veren bir gerçeklik söz konusudur” diyor. Yani “Ey Türkler ayağınızı denk atın bizim reise iyi bakın yoksa..!” diye sallıyor..
Aysel Tuğluk, eşkıyabaşı yakalandığında avukatı olarak boy göstermişti. Gariban bir taşralı kız havasındaydı o zamanlar, üstü başı mütevazı idi... Şimdi maşallah faça düzgün, Apo davasının avukatlara iyi geldiği söylenip duruluyor!..


Çocukları kendileri vuruyor!..
Polisin elinde güçlü bulgular var; eşkıya çetesi bu tür gösterilerde öne sürdüğü çocukları daha sonra kendisi hedef alıp telef ediyor. Hedef alıp öldürdüğü ya da sakat bıraktığı çocukların da, çatışma mağduru polis kurbanı olduğunu yayıyor... (Faili meçhul diye ortaya atılan kimliklerde PKK kurbanlarının olduğu gibi...)
Bu son olaylarda da Şırnak’ta benzeri hadise yaşandı. İdil ilçesinde, ayaklanmalar sırasında olayların içerisindeki 16 yaşlarındaki çocuğun gözüne, arkadaşlarının attığı taş isabet etti. Bu olay, terör örgütü tarafından “polisin gaz bombası!” diye sunuldu.
Üstelik, çocuğun ailesine de tehditle bu yönde beyanda bulunduruldu!..
Olayların sergilendiği kent merkezlerinde çok sayıda çocuk, polis tarafından taş, sopa ve molotoflarla teçhiz edilmiş vaziyette yakalandılar!..
Eldeki çocukların ifadeleri gene aynı!..
Kendilerine, her attıkları taş karşılığında vaat edilen para...
Ellerine tutuşturulan birer TL’ler!..


PKK’lılara Peşmerge sopası!
Irak’ın Kuzeyinde Selahattin bölgesinde PKK’lılar, benzer gösteri için toplandılar. Gelişme ilginç oldu... Bölgenin asayişinden sorumlu Peşmergeler, Apo gösterilerine müdahale etti. Göstericilerin elindeki Apo posterleri alıp parçalandı, direnenlere sopa ile dayak atıldı.
Yani, ABD ne isterse o oluyor!...

Behiç KILIÇ, YENİÇAĞ - 18.02.2009