SABAH'ta ATATÜRK Kavgası!

Genel & Güncel Konular

SABAH'ta ATATÜRK Kavgası!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Mar 17, 2009 17:31

Atatürk'e dil uzatanlara...

Hıncal Uluç ve Engin Ardıç'ın 'Atatürk' polemiği

Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç "Atatürk'ün Pasaportu Var Mıydı?" yazısıyla o dönem yapılanları kendi gözünden anlattı. Hıncal Uluç da bu yazı üzerine Engin Ardıç'a ağır bir yazı ile karşılık verdi.


Önce Hıncal Uluç'un Engin Ardıç'a yanıtı

Atatürk'e dil uzatanlara...

Önce biri hafta sonu hiç yüzü kızarmadan saldırdı gene, "Atatürk'ün pasaportu var mıydı" diye.. ..
Ve çizdiği Atatürk portresine bakar mısınız?.. "Vizyonsuz.. Memur zihniyetli biri.."
Utanmazlığın ölçüsüne bakar mısınız?..
Yıkılmış, tükenmiş, bitmiş, işgal edilmiş Osmanlı'nın küllerinden, Avrupa'nın "Hasta Adam" dediği Türkiye'den, modern bir batı cumhuriyeti yaratan adam için çizilen tabloya, aşağılamaya bakar mısınız?..
"Memur zihniyetli, vizyonsuz!.."
Bu korkunç kafaya, bu örümcek düşünceye yanıtı, ayni günün gecesi, Rus Kızıl Ordu Korosu muhteşem bir yanıt verdi, tesadüfe bakın bu defa, TİM'de.. Ben ordayım üç kardeşimle, Öcal Serpil ve Kemal'le..
Salon son koltuğuna kadar tıklım tıklım doluydu ve herkes, Atatürk'ün neler yaptığını anlatan Kızıl Ordu korosuna hem de nasıl coşkuyla eşlik ediyordu..
"Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız."
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri."
"Karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" nedir bilir misin sen, karanlık adam?..
O senin memur zihniyetli, vizyonsuz dediğin adam, o yıllarda yepyeni bir devlet, çağdaş, bir cumhuriyet kuruyordu, bir ulusun kaderini değiştiriyor, dünyaya, hele de Müslüman dünyaya örnek oluyordu, öğretmediler mi sana?..
O vizyonsuz, o "Memur zihniyetli" dediğin adamın dünyadaki itibarını, saygınlığını bilir misin?..
Efendim "Kimse gelip gitmemiş Türkiye'ye Atatürk zamanında.."
İngiltere Kralı gelmiş ama, o sayılmazmış.. Çünkü adamın zaten yetkisi yokmuş..
Birleşik Krallık kralının ülkemize, Atatürk'e gelişini bir formalite sanıyor.. Peki o zaman "Pasaportlu" Abdullah Gül'ün iki günde bir yurt dışına gitmesi, bu ülkede devlet başkanları ağırlaması ne?.. Atatürk'e gelen İran Şahı adam değil de, Gül bugün İran'da ne arıyor peki?..
Adamın, Atatürk'e saldırma gözlerini öyle karartmış ki, ne dediğini bilmiyor, çelişkiler içinde..
İngiltere Kralı, İran Şahı, gelmemeliymiş de, kim gelmeliymiş?..
Hitler, Mussolini, Stalin.. Verdiği örneklere bakar mısınız?.. Hafazanallah.. Bunlardan biri gelmiş olsaydı kazara, bugün kimbilir neler yazardı, düşünebiliyor musunuz?.
İngiliz Kralı yetkisiz.. Peki yetkilisi, hem de azılı Türk düşmanı Lloyd George ne dedi, hem de Birleşik Krallık Millet Meclisinde..
"Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi."
Atatürk uçağına atlayıp Yunanistan'a gitmemişmiş.. Venizelos'la kucaklaşmamış.. Ama Venizelos yenildiği düşmanı Atatürk'ü 1934 yılında Nobel Barış Ödülüne aday göstermiş.. Nasıl olmuş bu peki?.. Vizyonsuz, memur zihniyetli, içine kapanık adamdan başkasını bulamamış mı, Yunan Lideri, "Dünya barışına en hizmet eden kişi" diye seçecek?..
Atatürk Mussolini'ye gitmemiş. O da Türkiye'ye gelmemiş.. Ama Atatürk'ün süvarileri İtalya'ya gidip, zamanın en büyük binicilik kupasını, hem de Mussolini'nin adını taşıyanını Türkiye'ye getirmişler.. Bu müthiş spor hamlesinin ne manaya geldiğini bilir misin sen?.. O vizyonsuz, memur zihniyetli adamın, o sıralar nasıl bir Türkiye kurmakla meşgul olduğunu anlayabilir misin, bu örnekten yola çıkıp?.. Aklın erer mi?.
Erer.. Bal gibi erer de işine gelmez söylemek... Sen ve senden yüz bulup hemen ertesi gün Atatürk'e saldıran yamağın da bilir bunları, çok iyi..
Kilitleyin bilgisayarınızı gene de, size yağan e-mailler geri dönsün tamam mı?.. Yüreğiniz o kadar..
Bakın, bugün bu köşede, 20'inci Yüzyılın en önemli adamlarının Atatürk hakkında söylediklerinden bir derleme seçtim sizin için.. Okuyun, iyi okuyun ve iki günde bir saldırdığınız, sövdüğünüz, dalga geçtiğiniz Mustafa Kemal Atatürk'ün nasıl bir devlet adamı, nasıl bir deha, Türkiye için nasıl bir şans olduğunu iyi öğrenin..
Ne yazık ki, sizin için de büyük şans oldu Atatürk!.
O olmasaydı, bugün bu köşelere oturup bu saçmaları bu kadar özgür yazma imkânınız olur muydu?..


Cumartesi günü Sabah'ta yayınlanan Engin Ardıç'ın yazısı;

Atatürk'ün pasaportu var mıydı?

Atatürk'ün yurt dışına hiç çıkmadığını hep biliriz... Bu, büyük bir erdem olarak pazarlanmıştır: Kendisi hiçbir yere gitmeden herkesi ayağına getirmiş!
Herkes dedikleri, İran şahı ve İsveç kralı gibi "kıyıdan köşeden" adamlar, bir de İngiliz kralı Edward tabii... Yanında da Mrs Simpson... Ama o da aşkı uğruna kısa bir süre sonra tacı tahtı bırakacağından, bu gezinin bir yararı olmamış.
Olamazdı da... İngiliz kralı ya da kraliçesi "hüküm sürer ama idare etmez" ... Meclise izinsiz giremediği, seçimlerde oy kullanamadığı gibi, dış politikaya da karışamaz!
Bunun dışında kim gelmiş Türkiye'ye? Hitler mi, Stalin mi, Mussolini mi, Roosevelt mi, Hirohito mu? Hiçbiri.
Keşke İspanyol başkanları Alcala Zamora ya da Manuel Azana gelselerdi de, "asi generallere" karşı İspanyol Cumhuriyeti'ne sahip çıkma onuruna kavuşsaydık yahu...
Ama niçin geleceklerdi? Türkiye önemli bir ülke değildi ki, kendi kabuğuna çekilmiş, yaralarını sarmaya ve Batılılaşma girişimini temele indirmeye çalışan, "dünya sahnesinin önünden çekilmiş" bir ülkeydi... Her türlü Osmanlı mirasını da reddettiği için (borçların bir kısmı hariç!), "beni kendi halime bırakın, karışmayın, bulaşmayın" der gibiydi dünyaya...
Atatürk'ün yurt dışına hiç çıkmamış olması niçin büyük bir başarı olarak değerlendirilmiştir?
"Kendi kabuğuna çekilmek, kendi yağıyla kavrulmak" erdem sayıldığı için!
Bu da memur zihniyeti değilse, memur zihniyeti başka nasıl olur acaba?
Ve de Atatürk'ün bazı Anadolu kasabalarını dolaşmış olması niçin büyük birer olay gibi pazarlanmıştır? Hele İstanbul'a her gelişi niçin "tarihi gün" sayılmıştır?
Yani tasavvur edebiliyor musunuz, Hitler'in Stuttgart'a gelişi bayramı, Mussolini'nin Venedik gezisi şenlikleri, Stalin'in Odessa'yı ziyaretinin bilmemkaçıncı yıldönümü kutlamaları... Var mı böyle bir yağcılık?
Toplum o kadar "donuk", ulaşım o kadar yetersiz durumdaydı ki, bir yerden bir yere gitmek başlıbaşına heyecan verici, serüven gibi bir şeydi o dönemde...
Keşke bu gibi çarçur gezilerle övüneceğimize, "Atatürk'ün uçağa binip Atina'ya gitmesi ve eski düşmanlarını kucaklaması, Atatürk'ün Cenevre'de yaptığı ünlü Milletler Cemiyeti konuşması, Atatürk'ün tarihi Beyaz Saray ziyareti, Atatürk'ün meşhur Moskova gezisi, Atatürk'ün unutulmaz Paris barış görüşmeleri" gibi hatıralar kalsaydı... Ayıp mı olurdu, günah mı?
Belki o zaman cumhurbaşkanlarımızın ya da başbakanlarımızın dış gezileri de memurlarımıza ve memur ruhlularımıza küfür gibi gelmezdi!...
Atatürk hiç yurt dışına çıkmadı dedik, bu hem doğrudur hem yanlış...
Atatürk yurt dışına çıkmadı ama, Mustafa Kemal çıktı!
Libya'ya gitti çarpışmaya ama orası yurt dışı sayılmıyordu... Bunun dışında Sofya'ya, Berlin'e ve batı cephesine de gitti görevli olarak, Viyana üzerinden Karlsbad'a da gitti (Karlovy Vary) sağlık nedenleriyle...
Ama o zamanlar bir "imparatorluk subayıydı" ...
Hani şu nefret kustukları Osmanlı İmparatorluğu vardı ya, onun ordusunda subaydı.
1919 yılında ordudan istifa edene kadar bir Osmanlı subayıydı.
Hadi kim hayır diyecekse desin de alnını karışlayayım!


Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Ram » Sal Mar 17, 2009 17:53

Anırandan adam olmaz. Lâkin buna ne yapıyorlarsa artık, pek acı ve içten anırıyor.


Resim

Ve nihayet;
Engin Ardıç’ın Seyir Defteri... 1 Aralık 2008, 27. Gün...Sabaha karşı 03.00 sularında Engin Ardıç’ın konutuna bir ışık huzmesi çökmüş... Karakaçan Bey’in olay yeri incelemesinde vardığı kanaat, Engin’in içinden anırdığı yönünde... Söz konusu huzme de, doğruluk yoluna girmeye niyetlendiğinin işareti diye rivayet edilirmiş... Niyet herşeyden önemli! Madem, içinden de olsa anırdı, biz de eşek değiliz ya, saçı sakalı ağarmış koskoca Ardıç’a ’Midas’ın kulakları eşek kulakları’ muamelesi yapacak değiliz... Taksim’e gidip, bir sesin anırma olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan tonu, desibeli tutturamasa da, ’anırdı’ kabul edelim, insanlık biz de kalsın...

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=11580
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kut » Sal Mar 17, 2009 18:42

Önceden de ifade ettiğim gibi Sabah tarihteki Peyam-ı Sabah'ı yakalamış durumda.(Ali Kemal'in gazetesi)
Sözde Hıncal Uluç ile polemik yaptırarak biraz da vatanına önem veren insanların tirajlarını kaybetmemek istiyorlar.
Bu gazete metro önü bedava gazetesi olmayı çoktan hak etti.
Resim
Irak Cephesi’nde, Kut-ül Amare'de, Halil Paşa (Kut) tarafından tutsak alınan Major-General Sir Charles Vere Ferrers Townshend , dört generali ve kurmay subayları ile Kut Kahramanı Halil Paşa
Kullanıcı küçük betizi
kut
Üye
Üye
 
İletiler: 45
Kayıt: Cum Şub 20, 2009 23:50

İletigönderen yigitler » Sal Mar 17, 2009 20:53

Hincal Uluc gibi bir yazar'in o gazetede ne isi var anlamiyorum. Ama Enginar K..'a gelince, suratinda meymenet bile yok, eskilerin bir donek solcusu. Ataturk Turkiye'ye hurriyet verdi, ozgurluk verdi, hersey verdi, Engin Ardic ne verdi acaba? Dangalak!!!
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

İletigönderen antalyalim » Sal Mar 17, 2009 21:40

Bu Düldül'ün yazisini okuyamiyorum. Sinirlerim bozuluyor.
Lanet olsun sizin gibi insanlara, size bu hakki veren patronlariniza, patronlarinizin yalamalik yaptigi insanlara ve onlari meclise koyan halka lanet olsun.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

İletigönderen bozkurtlar diyari » Sal Mar 17, 2009 23:11

Bu adam serefsiz ve alcak karaktersiz pezeve..k basinin önde gidenlerindendir.
pkkya her zaman care var ama bunun gibi kansiz rum tohumlarina yok.
Ulan ip.... senin neyine yazi yazmak.
Yazdigin yaziyi alirim, anlarsinya.
Serefsiz ip... defol ATATÜRKün vatanindan.
Ulan ip.... aldigin havayi önce Tanriya sonra ATAMA borclusun serefsiz.
Satilik soros ve caren fog Pi.....leri.

O saydigin senin icin yüce olan kisileri benim ATAM Kurtulus savasinda kepaze etti.
Ulan it senin
TÜRK OLMADIGINI bir kere daha anladim.
Kani bozuk ip.....
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

İletigönderen Urumchi » Sal Mar 17, 2009 23:30

Demokraside bir yere kadar hocam , bu serefsizin bu ulkede bir saniye daha nefes almaya bile hakki kalmamistir artik ...
Ama bilmedikleri bir şey var! Güneşin neden bu kadar parlak olduğunu hâlâ bilemiyor bilim adamları! Rüzgarın meteorolojinin konusu olduğunu sanıyor bu adamlar, rüzgarın Tanrı'nın soluğu nefesi olduğunu unutmuş, bu adamlar! O kaskatı, sert, çelik silahlarıyla, hala iyilikten, adaletten bahseden Allah'ın çocuklarını ve Allah'ı öldürmeye yemin etmişler! Yer, gök, doğu, batı, uygarlıkları, bilim adamları... Görecekler, ilahiler mi deliyor bu gök kubbeleri, atom bombaları mı?
Kullanıcı küçük betizi
Urumchi
Üye
Üye
 
İletiler: 259
Kayıt: Çrş Şub 25, 2009 17:46


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x