
Sahtekar milletiz, vesselam...
Lamı, cimi yok.
Müslüman geçiniriz, yemediğimiz kul hakkı yoktur...
Asker geçiniriz; dünyada askerden kaçmak için bu kadar "master", "doktora" yapan bir millet de yoktur..
Cihan devleti olmaya soyunuruz, Doğu Akdeniz'de donanma gezdirmeye mecalimiz yetmez ama Suriye'de karıştırmadığımız halt kalmaz, elimize yüzümüze bulaştırırız...
Namus denildi mi akan sular durur ama namussuzluğun kol gezdiği dizileri seyredip, reytinglerin tepesine çıkarmaya bayılırız...
İktidardayken siyasilere her türlü yalakalığı yaparız; iktidardan düşsün, kıraathanemizde içtiğimiz suyun parasını isteriz..
(Bkz: vatandaş Ali Yalçın Asçı'nın, 27 Mayıs darbesi sonrasında Celal Bayar'ın cezaevine düşmesi sonrasında, "Kristal Gazinosunda" içtiği bir bardak suyun parasını istemek için cezaevine çektiği telgraf - tarih 2 Ocak 1964 - Derin Tarih/Ekim 2012/shf:58)
Adli tıp raporlarımız bile bize benzer..
Kanınızda zehir çıkar ama zehirlenmezsiniz bu ülkede...
Altımızdakini ezmeyi, üstümüzdekine yaltaklanmayı çok severiz...
Köşedeki çaycısından, köşedeki kalemşörüne kadar tefessüh etmişiz...
Arkasında koskoca ordusu olan generallerimiz vardır korkar bir Tayyip'ten...
Arkasında milyarlarca dolarlık serveti olan işadamlarımız korkar bir Tayyip'ten...
Bir Tayyip var ki korkar, bir İT'ten.
Açıp da ağzını tek laf edemez; gariban çiftçiye ettiğinin yarısı kadar.
Edemediği gibi ağzının içine bakar.
Bu zincirdir ki, milletleri esir eder, esirlerinden öte.
Evlatları "esir" düşer de aylarca haberleri olmaz.
Oldu mu 8 evladınızın aylardır PKK'nın elinde rehin tutulduğundan?
Okudunuz mu bir köşe yazarınızdan; "ne olacak bu evlatlarımızın hali?" diye?
Devletinizin bir yetkilisinden duydunuz mu tek bir çift söz, bayat yalan kabilinde bile olsa?
Muavenet'te, Çuval vakasında, "Ergenekon" sürecinde askerinin arkasında duramayan bir Genelkurmay'ın, aylardır tutsak olan askerlerini kurtarmak için tek bir hamlesinden haberiniz oldu mu?
Laf olsun diye soruyorum....
Aylardır umursamadığınız evlatlarınızdan, aylar sonra bir İT'in sözü ile serbest bırakılınca haberdar oldunuz...
Bir sözü ile İsrail'i dize getirdiğinize inandığınız adam nasıl olur da hapishanesindeki bir İT'in ağzının içine bakar diye sormadınız?
Aylardır kaybolan evlatlarını haber yapmayan medya ağlak manşetler attı diye "barış sevincine" gark oldunuz...
Şehitlerine "kelle" diyen adamı iktidara getiren siz değil misiniz?
Milyonlarca Müslüman'ın kanına ekmek doğrayan ABD askeri için dua edeni "Müslüman" diye baştacı eden siz değil misiniz?
Onbinlerce evladının katiline lider muamelesi yapanları iktidarda tutan siz değil misiniz?
Aylardır ortadan kaybolan evlatları için kılını kıpırdatmayanlar, şimdi aynı evlatları hain bir açılım sürecine pazarlık konusu edilince, "barış süreci" diye alkışlayan sizsiniz..
Yeri gelince, şehit edebiyatı yapmayı çok seversiniz...
Şehitleri için iktidarlarına sokağı dar eden o Gavur milletler kadar Müslüman olabildiniz mi?
Sahtekar Milletiz vesselam...
Lamı, cimi yok.
Esiriyiz bu sahtekarlığımızın...
Esiriyiz bu ahlaksızlığımızın...
Esiriyiz bu korkaklığımızın...
"Esirleri" serbest bırakıldıkça esirleşen bir milletiz..
"Esirlerini" teslim alırken esirleşen bir devletiz..
Sahtekar bir Milletiz; vesselam..
Lamı, cimi yok...
Behiç GÜRCİHAN, 15 Mart 2013
Açık İstihbarat