Sakallı Amcaların Bayrak ve Atatürk Operasyonu
Egemenlik ve bağımsızlığımız azaldıkça, isimleri İngilizce, sattıklar ürünler ithal, sahipleri Batı hayranı dükkan, bina veya plazaların tepesindeki Türk Bayraklarının ebatları ironik bir şekilde büyüdükçe, büyüdü. Emperyalizm, “Bayrak indirmenin” dersini Maraş’ta, Sütçü İmam’dan aldığından, halen bayrağımızın dalgalanıyor olmasına sesini çıkarmıyor. Türklerin, “Bayrak inmedikçe, ezan dinmedikçe” ülkelerinin işgal edildiğine inanmadığını, inanmayacağını biliyor!.. İstiyor ve bekliyor ki, o bayrağı, ama öncelikle ve özellikle Atatürk’ün resmini kendi ellerimizle indirelim!.. Bekliyor demem lafın gelişi, tabii ki adamları ve dolarlarıyla sıkı şekilde çalışıyor!..
Galiba o günler, bizler fark etmeden çoktan yaklaşmış. İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluş yıldönümü münasebetiyle camilere “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılı mahyalar asılmasına malum cenahların gösterdiği şiddetli tepki, bundan önemlisi Atatürk’ün kurduğu, bence T.C.’nin ana sütunlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın adeta “özür” diler havası bizleri uyandırmaya yetmiyor mu? Kim o malum cenahlar; AKP iktidarının birinci ortağı, “dinle uyutanlar medyası”, bunlarla omuz omuza Türk Milleti ve TSK’ya savaş açan Batılı beslemeler, bir de Fener Rum Patrikhanesi’nin Avukatı Kezan Hatemi Hanımefendi!.. Hanımefendi, tamamen Türk Milleti’nin vergileriyle vücut bulan TRT’ye çıkmış, şöyle buyuruyor:
“Türkiye bir an önce Anayasa değişikliğine gitmeli. Hukuk güvencesi olmadan söylenenlerin ve açılımın hiçbir anlamı olmaz. İstanbul’un önemli camilerine birden mahyalar asılıyor. Nereden çıktı bunlar? Diyanet İşleri Başkanlığı’nı aradım. ‘Haberimiz yok. İzni biz vermiyoruz’ dediler. İstanbul Vali Yardımcısı’nın başkanlığında bir komisyon bu işe karar vermiş. Bu düpedüz psikolojik harekâttır.”
Yıllardır Türk Milleti’ni, psikolojik harekâtla, üç-beş kavramla iğfal edenlerin şikayetine bakın!..
Bu Hanımefendi’nin birkaç ay önce, “Hiçbir kural tanımadan cemaatlerin malları gaspediliyor… Ergenekon denen gruba karşı mücadele verdik. Allah’a şükür ki hepsi hapiste” dediğini de hatırlatırım.
Baltanın sapı bizden misali, ne koalisyon ama!..
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın maça gelecek olması sebebiyle, Bursa Stadı’na Azerbaycan bayraklarının sokulmaması, siyasi slogan taşıyan pankartların engellenmesi kararı, o kara günlerin bir diğer habercisi değil midir? Bugün Azeri Bayrağı’nı yasaklayanlar, yarın “provokasyona” sebep olmaması gerekçesiyle, Türk Bayrağı’nı yasaklamaz mı?.. Düşünce ve ifade özgürlüğünden ne anladıkları, bizce malum olduğundan, pankart yasağını falan geçiyorum…
Peki, son aylarda yakılan, yırtılan Türk Bayrağı, tahrip edilen Atatürk büstü sayısındaki artış bize bir fikir vermiyor mu?
Vermiyorsa, size iki hadise anlatayım. Birincisi, yakın dostum Taner Bey’in Kayseri’de yaşayan emekli öğretmen akrabasının yaşadıkları… Oturduğu apartmanın alt katındaki dükkanın sahibi dini ve milli bayramlarda mutlaka bayrak asarmış. Bu 30 Ağustos’ta bayrak asmaması Hocamızın dikkatini çekmiş, niye bayrak asmadığını sormuş. Dükkan sahibi, civardaki dükkanların sahibi “Hacı Amcaların” gelip, “Sen Ordu’cumusun, niye bayrak asıyorsun?” diye kızdığını, bunun üzerine bayrak asmamaya karar verdiğini anlatmış.
Duyduklarım karşısında yaşadığım şoku atlatamamışken, bir diğer yakın dostum, bürokrat Ahmet Bey’le karşılaştım, olayı ona aktardım, dudaklarımdan, “Anadolu’da neler oluyor?” cümlesi döküldü. Ahmet Bey, “Ne Anadolu’su, Ankara’nın ortasında neler oluyor biliyor musun?” diyerek, yıllardır gidip, geldiği bir lokantada yaşananları anlattı. Dükkanda hem bayrak, hem Atatürk resmi asılıymış. Bir gün buraya da bazı “Sakallı Amcalar” gelmiş, bayrağı ve Atatürk resmini indirmesini istemiş. Dükkan sahibi, tatsızlık olmaması için Atatürk resmini indirmiş, ama bu, amcaları kesmemiş, “İlla bayrak da inecek” diye diretmişler. Dükkan sahibi, “Ölürüm de, bayrağı indirmem” diyormuş!..
Eczacı dostum Fikret Bey’in İran’dan misafirleri vardı. Fikret Bey’e şunu söylemişler:
“Siz Türkler günde 6 vakit namaz kılmalısınız… Beşi Allah, biri Atatürk için…”
Vazgeçtik Atatürk için namaz kılınmasından, hem O’nun resimlerinin, hem de bağımsızlık ve egemenliğimizin sembolü bayrağımızın indirilmesi için “Sakallı Operasyonlar” yürütüldüğünü duysalar, acaba ne derlerdi?
Tehlikenin ve bu gidişatın varacağı noktanın bilmem farkında mıyız?..
Meyyal UYGUR - 12 Ekim 2009, Açık İstihbarat