
Kış tatbikatına, Cumhurbaşkanı ve Başbakan gitmedi. Genelkurmay “zaten davet yoktu” dedi. Yalnız adam görüntüsüne sokulan 3’ncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk Paşa “ifade vermeye gidecek mi, gitmeyecek mi?" tartışmaları arasında, biliyorum kafanız iyice karıştı. Hatta tüm uyarılarıma rağmen bizim Avaztürk ve müdür Necdet Pekmezci bile bazı haberlerde ters köşeye yattı (ne yapalım gazetecilik mesleğinde bazen böyle şeyler olur).
Şimdi size neler olup bittiğini yazabileceklerim sınırında yazacağım. Sizde iyi not alın da bir daha ters köşe olmayın, gelişmeleri de iyi takip edin..
Önce, sanki Saldıray Paşa’ya posta koyuyormuş tavırlarındaki Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın gerçekten bu tavırlarının altında ne olduğunun gerçeğini anlatayım size. Hani şu meşhur üçlü zirve var ya!..
Hah! şimdi onun öncesinde Genelkurmay Karargahı’nda düzenlenen orgeneral ve oramiraller toplantısına bir daha dönelim(ne yapalım gerçekleri hatırlamak için bunu sık sık yapmak zorunda kalıyoruz). Bu toplantıda generallerin hem Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a hem de iktidar ve Cumhurbaşkanı’na nasıl rest çektiklerini size aktarmıştım. Bunu biraz daha açayım; Komutanlar, bu sefer yalnızca Hükümet’e değil Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlarına da sessiz muhtıra vermişler. Saldıray Paşa’yı "yem edemezsiniz" deyip istifa mektuplarını masaya koyduktan sonra "gereken tedbirleri alıp almamak sizin elinizde" denmiş.
Hadi bugüne kadar gizli kalan bir gerçeği de sizlerle paylaşalım. Ergenekon sürecinde, bu karargahta ilk yapılan toplantı değilmiş meğer.Geçen sene, MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılıç’ın tutuklanması sırasında da Genelkurmay Karargahı’nda bu mahiyette bir toplantı yapılmış ve aynı tavır sergilenmiş. Sonra da Tuncer Paşa serbest bırakılmıştı. Dünü de zaten siz hatırlarsınız.
Peki, kış tatbikatı?
Bu restleşmenin ardından, Çankaya’da yapılan durum değerlendirmesinin ardından Kış tatbikatına katılmama kararı alınmış. Yani, Genelkurmay Karargahı adet olduğu üzere devlet protokolü kurallarına göre, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve Milli Savunma Bakanı’na davet hazırlamış fakat bu daha sonra geri çekilmiş (demedi deme Müdür).
Şimdi gelelim Erzincan’da başlatılan ve 3’ncü Ordu Komutanı Saldıray Berk Paşa üzerinde oynanan oyunların perde arkasına…
Öncelikle şunu ifade edeyim, Berk Paşa ifade vermeye gidecek gibi görünüyor. Çünkü, Karargahta yapılan değerlendirme ve çalışmalara göre, iddianame çürük ve hazırlanış ve yapılış şekliyle birçok hukuksuzlukları içeriyor. Yapılan çalışmalara göre,hazırlanan güya delil ve bunların içeren çuvallara birçok sızma yapılmış. Mühürlü çuvallar kanuna aykırı bir şekilde açılmış ve içine yerleştirmeler yapılmış. Bunları ispatlayacak tüm veriler hem karargahın hem de yüksek yargı organlarının elinde.
Askeri kaynaklardan edindiğim bilgiler göre soruşturmayı yürüten savcılar hakkında hem HSYK hem de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı konu ile ilgili titiz bir çalışma yürütüyor. Denilen o ki; “bunun sonucunda bazı savcıların meslekten men edilmesi bile olabilir!”
Yani yeni bir Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya vakası patlayabilir hazırlıklı olun.
Gelelim asıl bombaya. Bu işin arkasında sanki asker-iktidar çekişmesi ve "dinsiz komutaların cemaatler taarruzu ve hatta darbe hazırlıkları var" gibi görüntüler verilemeye çalışılıyor.
Değil mi?
Siz öyle sanın. Bu iktidarın yaptığı her hamlede akçalı işler olduğunu hep dilimin döndüğü kadar ifade etmeye çalıştım durdum. Ama sizlerin bu işleri daha iyi anlayabilmesi için bu olayın perde arkasını da biraz daha aralamak lazım geliyor herhalde!..
Yıllardır o bölgede istihbarat kurumlarımızın yaptığı çalışmalarda bazı kanun adamlarının, cemaat ve iktidar yanlısı sermaye ile ilişkiler tespit edilmiş.
Gariban Doğu Anadolu’da ne parası mı var?
İş,altın rezervleri dostlarım...
Altın rezervleri..
Askeri kaynakların anlattıklarına göre, AKP yanlısı iki medya organının patronları bu konuda bir ortaklık kurmuşlar ve bir cemaatin de güçlü desteğini arkalarını alıp tam işlerini tıkırına koydukları sırada, bazı “Ergenekoncular” bu işe taş koyup, dönen bütün fırıldakların peşine düşüp belgeleri toplamaya başlamasınlar mı?
İşte burada çelik-çömlek patlamış. Vay sen misin bunu yapan. Hemen Silivri’nin güzergahına raylar döşenmiş.
Dahası demeyin..
Daha ne olsun.
Herkes kendi hesabını yaparken, saldırıya maruz kalanlarında elleri armut toplamıyor. Gelişmeleri yakından takip edin. Her şey gün ışığına çıkacak. Din iman ve hatta demokrasi adına kılıç sallayıp milletin tüm inançlarına hançer saplayanların maskesi bir gün düşecek…
Saldıray Paşa’ya ne olacağına gelince.
O da diğer şerefli Türk Komutanları gibi sözde Kürdistan’a vatan topraklarının peşkeş çekilmemesi için dimdik ayakta ve yerinde duracak.
Bu yazdıklarıma var mı itirazı olan?
Ahmet TAKAN, 4 Mart 2010