Şantajın konusu mal varlığı ve rüşvet listesi!
Öncelikle belirtmeliyim ki, ABD ile Türkiye arasında bir uzlaşma olduğu kanaatinde değilim! "Öyleyse bu uzlaşma metni nedir?" diye sorulabilir.
Bir defa Barış Pınarı Harekâtı, ABD'nin askerlerini o bölgeden çekmesi sayesinde başlatılabildi. Sonuçta Türk ordusunun harekâtı dokuz gün sonra durduruldu.
ABD'nin "bölgedeki kara kuvvetlerimiz" dediği PKK/YPG, Türk sınırından 32 kilometre güneye çekilecek ama orada varlığını sürdürecek. Yani bu anlaşma, PKK/YPG'nin güvenliğini sağlıyor! "ABD'nin PKK'yı kurtarma operasyonu" da denilebilir.
* * *
Metinde, YPG'nin elindeki ağır silahların toplanması var da bunu kim yapacak? ABD mi? 32 kilometrenin ötesine geçmeyeceğinize göre, PKK, elindeki silâhları kendiliğinden mi bırakacak?
Bir de güvenli bölgenin genişliği konusu var. Hani 444 kilometre deniliyordu... Fiilen böyle bir ihtimal yok. 120 kilometre içinde kalınacak! Ayn el Arap'a Suriye ordusu girdi...
O halde neden herkes, "Türkiye istediğini aldı" diyor. Türkiye bu sonucu mu istiyordu?
Cemil Basa, "27 yıldır iletişim içindeyim. Hiç kimsenin, rezaleti başarı diye bu kadar iyi anlattığını görmedim." diyor.
Sonuçta, Trump, "Türkler ve Kürtlerin ilkokul çocukları gibi kavga etmelerine izin verdim ve kavgayı durdurdum" diye eğleniyor! Türkiye'yi küçük düşürüyor!
Üstelik Türkiye Kürtlerle değil ABD'nin eğitip donattığı PKK/YPG ile mücadele ediyor.
* * *
Aslında Türkiye, bir bölge gücü olarak ABD'ye lâzım. George Friedman, 14 Ekim'de yayınlanan yazısında, özetle "ABD, Kürt devletine arka çıkamaz. Gerekli olduğu durumlarda, bazı ortak hedeflere ulaşmak için Kürtlerle ittifak kurabilir. Şu anda mesele El Kaide (IŞİD) değildir. Türkiye İran ile ilgili olarak ABD için Kürtlerden çok daha önemlidir. ABD stratejisinin temeli Çin, Rusya ve İran'ın çevrelenmesi politikasıdır. Türkiye'nin bu çerçeveye dahil edilmesi gerekmektedir. Bu yüzden Trump, Suriye sınırındaki durumu Tayyip Erdoğan'ın ziyareti ile bir sonuca bağlayacak vakti gelince de küresel ve bölgesel iki güç arasındaki ilişkiler tekrar düzenlenecektir." diyor. (Nehir Nil, makalenin çevirisini yaptı ve Twitter üzerinden bağlantı verdi.)
Hani Erdoğan, Trump'ın mektubu için "Kabul edilemez. Vakti gelince gereği yapılacak" diyor ya... Gereği bu işte!
Peki ABD, neden PKK/YPG'yi Türkiye'ye karşı elinde bir koz olarak tutuyor?
Bu durum, ABD'nin içindeki İsrail ağırlığından geliyor. Zaten BOP, aslında bir İsrail projesi... Büyük İsrail'i, ABD'nin desteklediği PKK/YPG üzerinden kurabileceklerini sanıyorlar. ABD ise Türkiye'yi kendi çizgisine mecbur etmek için PKK/YPG'yi kullanıyor?
* * *
Bir gazeteci, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'e yüksek sesle, "Türkiye şantaj yaptığınız için mi operasyonu durdurdu?" diye sordu. Pence cevap vermedi!
Peki şantaj neydi?
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Eliot Engel ve Komisyon'un kıdemli üyesi Cumhuriyetçi Michael McCaul, Temsilciler Meclisi'ne bir tasarı sundu.
McCaul, "Tasarımızın amacı çok basit: Türkiye'deki, bu ölümcül saldırıyı yürüten kişi ve kurumları geri çekilmeye zorlamak." dedi.
Kimleri peki?
Türkiye'nin Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, 2. Ordu Komutanı, Hazine ve Maliye Bakanı'nı…
Başka? ABD Dışişleri Bakanı'nın, istihbarat servisi ve Hazine Bakanlığı'yla birlikte çalışarak "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve ailesinin (eşi, çocukları, anne-babası ve kardeşlerinin) tahmin edilen mal varlığı, bilinen gelirleri ve yatırımlarına dair rapor" hazırlaması isteniyor.
Halkbank için hazırlanan ikinci iddianamede de Rıza Zarraf'ın Türkiye'de kimlere ne kadar rüşvet verdiği listeleniyor.
Tasarıda, "Türkiye'nin Suriye'deki operasyonunu sonlandırması ve IŞİD karşıtı mücadeleye engel olmaması durumunda, yaptırımların sona ermesi" öneriliyor.
Tıpkı "anlaşma metni"nde belirtildiği gibi değil mi?
Arslan BULUT, 19 Ekim 2019
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr