
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, eşeği dövemeyince semerini dövüyor deyimini doğrulamak istercesine arada sırada Cumhuriyet Halk Partisine (CHP) sataşır.
Başbakan Erdoğan, tarihsel bilgi ve birikimden yoksun olduğu için, CHPyi Ülkeye tek bir çivi bile çakmadılar diye suçlar. Başbakanın derdi aslında CHPyle değil, Cumhuriyetledir. Ancak henüz Cumhuriyete açıktan söz söyleyemediği için şimdilik aklınca CHPye yüklenir. Halbuki; o çok eleştirdiği CHP, Erdoğanın söylediğinin aksine, tek bir çivi bile çakma meselesini çoktan aşmıştır.
Çünkü; CHP Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin adı olmuştur.
CHP, Erdoğanın bile başbakan olabildiği bu Cumhuriyetin temelini atmıştır. Padişahlık sistemini yok eden ve tarihin çöplüğüne atan CHP, Rizenin Güneysu Köyünden gelen Erdoğana Başbakan olabilme olanağı vermiştir.
Demokratik Cumhuriyetin kazanımları sayesinde her türlü imkan ve yetkiye kavuşanlar, bugün ne yazık ki; tarihsel gerçekleri eğip bükmeye çalışıyorlar. Tek bir çivi bile çakmadılar dedikleri Cumhuriyetle hesaplaşma gayretine girenler, beceriksizliklerini, kötü yönetimlerini, ekonomi bilgisinden yoksun oluşlarını, ülkeyi idare edememelerini CHPye sataşarak örtmeye, gizlemeye çalışıyorlar.
Ancak o kadar çaresizler ki; ne zaman başları sıkışsa, yine Cumhuriyetin kurumlarından faydalanmaya çalışıyorlar. Son örnek şu:
Ekonomik darboğaza giren AKP hükümeti, artık satacak hiçbir şey kalmadığı için, bu kez de gözünü okullara dikti. Habertürk Gazetesinden Sultan Uçarın haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı İstanbuldaki 22 okulu, açık artırmaya çıkaracak. Her birine 200 300 milyon dolar fiyat biçilen bu okullar, inşaat şirketlerine, otellere, alışveriş merkezlerine satılacak. Buradan elde edilmesi planlanan 5 milyar dolar da hazineye aktarılacak. Aralarında Kabataş ve Pertevniyal Lisesinin de olduğu okullar haraç mezat yöntemiyle elden çıkarılacak.
Habertürkteki habere göre, satış listesindeki 22 okulla ilgili çalışma, Bakan Nimet Çubukçu'ya sunulmak üzere tamamlandı. Çubukçu'nun değerlendirmesi ve Başbakanlığa bilgi vermesinin ardından İstanbul Valiliği, Bayındırlık İl Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Emlak Daire Başkanlığı ve Umum Emlakçılar Odası'ndan bir ekspertiz ekibi kurulacak. Bazı okullarla ilgili bu saptamaların son 3 aydır sürdüğü öğrenildi.
Şimdi bir düşünün: Ylılarca okuduğunuz, sıralara ismini kazıdığınız, maç yaptığınız, iyi kötü anılarınızın olduğu okullar, AKP hükümetinin beceriksizliği ve para hırsı yüzünden, bir gecede otel, alışveriş merkezi ve rezidans olacak. Anılarınız, geçmişiniz, belleğiniz silinip atılacak. Lafa gelince muhafazakarlıktan bahsedenler, gelenekçi olduğunu söyleyenler, sizin tarihinizi yok edecek.
Üstelik bunu yaparken, yine yandaşa kıyak çekmekten de geri kalmayacaklar. İşte en basit örnek: Milli Eğitim Bakanlığı, Teşvikiye'de 20 dönüm arazi içindeki Maçka Akif Tuncel Endüstri Meslek Lisesi için 123 milyon dolar değer biçiyor. Bölgedeki ekspertizler ise "Bu okul 550 milyon dolardan aşağı bir fiyata satılamaz" diyor. AKPli bakanlık acaba yine kimi türedi zengin yapmak istiyor?
Bir başka sorun ise şu: Milli Eğitim Bakanlığı bu okulları satmak isterken, kentin tüm mimari dokusunu da mahvetmeye niyetli. Satılacak okullar, imar tadil planlarıyla yeniden inşa edilecek. Peki buna kim karar verecek? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKPli Kadir Topbaşın vicdanı buna razı olacak mı? Kulislerde konuşulanlara bakılırsa, Topbaş da by-pass edilerek, Milli Eğitim Bakanlığına ya da Kültür ve Turizm Bakanlığına imar tadil planı yetkisi verilecek. Topbaş, bunu kabul edecek mi?
2010 Kültür Başkenti masallarıyla gözü boyanmaya çalışılan İstanbul halkını temsil ettiğini söyleyen Topbaş, imar yetkisinin elinden alınmasına bir Mimar olarak göz yumacak mı? Yoksa Aman koltuğum elden gitmesin, ne yaparlarsa yapsınlar, kentin altını üstüne getirsinler mi diyecek?
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar karşısında her geçen gün güçsüzleştirilen, yetkileri tırpanlanan Kadir Topbaş, bir mimar duyarlılığıyla, bu satışlara ve imar yetkilerinin başka kurumlara devredilmesine karşı çıkmalıdır. Aksi taktirde, İstanbula ihanet projesinin parçası olmaktan kurtulamayacaktır. Okul satmak, okulu otele çevirmek, okulu rezidans yapmak, ihanetin bir diğer adıdır. Biz bu ihanete izin vermeyecek, yapılması düşünülen satışları engelleyeceğiz.
Gürsel TEKİN - Gerçek Gündem