Seferberlik Kurulu’ndan Çıkacak Paket: “PKK’ya Af”

Seferberlik Kurulu’ndan Çıkacak Paket: “PKK’ya Af”

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Oca 01, 2010 8:51

Seferberlik Kurulu’ndan Çıkacak Paket: “PKK’ya Af”

Türk Milleti’ne yeni yıl için güzel bir hediye paketi müjdelemek isterdim. Maalesef ki, piyango bize değil, yine PKK ve patronlarına vuracak gibi!..

Seferberlik Kurulu baskını ve eş zamanlı yapılan KCK operasyonlarının ardından yine bir paket, hem de hayli hacimli bir paketin gelmesine hazırlıklı olalım. Paketle, operasyonların ne alakası mı var? İngiliz Daily Telegraph Gazetesi’nin ifadesiyle değil “kanadının kırılması”, TSK’nın boğazı sıkılıyor. Aynı zamanda KCK’ya operasyon düzenlenerek de, birden çok mesaj veriliyor. Mesela Türk Milleti’nde, “Sadece TSK’nın değil, PKK’nın da üzerine gidiyorlar” algısı oluşturulup, TSK’ya sahip çıkma adına gösterilecek olası infiallerin önüne geçiliyor. Asıl adres PKK ve patronlarına da, “Bakın TSK ile ilgili şikâyetlerinizin gereği yapılıyor” selâmı çakılıyor. Bu arada PKK’nın sokakları ele geçirmesine yeni bir vesile yaratıldığından, bir yandan “açılım” çıtası yükseltiliyor, öte yandan milletin, “TSK’nın bile gücü yetmiyor ki, biz ne yapalım? Artık bir anlaşma olsun. Yeter ki analar ağlamasın” noktasına gelmesi isteniyor.

Kuruntu, tesadüf veya kurgu, gidişat böyle bir noktaya sürüklendiğimizi gösteriyor. Öyleyse önümüze konacak o pakette neler olabilir? İplerin ucundan tutup, tamamen tahmine dayalı bir liste çıkarmak (can-ı gönülden yanılmaz dileğiyle) istiyorum.

Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Atalay bir süredir, “açılım”ın şimdilik Anayasa değişikliği gerektirmeyen adımlarla süreceğini söylüyor ya, mesela adımlardan birincisi şu olabilir:

PKK’lı belediyelerin yeterince “hırpalandığı, akıllarının başlarına geldiği” söylenerek, önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, “Türkiye’nin üniter yapısını bozuyor” diye veto ettiği, Ömer Dinçer imzalı Kamu Reformu Tasarısı için düğmeye basılır. Orada, birkaç yetki dışında tüm yetkilerin mahalli idarelere devrinin öngörüldüğü malum. Hatta hükümetin gönderdiği taslakta, eğitim bile vardı da, komisyonda kavga dövüş çıkarılmıştı. Yeni Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, göreve gelir gelmez, “eğitimin devri” konusunda anket yaptırdığı hatırlanırsa, niyetlerin yeniden depreştiği rahatlıkla anlaşılır.

KCK operasyonu bunu getirdi diyelim, ya TSK operasyonu? “Nasıl gizli işler çevirdikleri ortalığa saçıldı” diyorlar, diyecekler… ”Arı kovanına daha fazla çomak sokulmasını” bekleyenlerin sevinç ve heyecanla karışık, TSK’ya hakaretleri ortada. Öyle, “TSK’ya psikolojik harekat uygulanıyor… TSK niye yatak odasına sahip çıkmıyor” gibi “hezeyanlara” kalkışılmamasını ise bizzat Çankaya Köşkü istiyor. DTP’lilere “hukuk” sökmüyor, ama Gül, medya destekli başarılı bir takdimle TSK’da olanları, “hukukun işlemesi…transformasyon” diye takdim edebiliyor.

O halde, buradan da iki “adım” çıkacak demektir. Birincisi TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesini değiştirilmesi, yani “TSK’nın Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin” ortadan kaldırılması… Zaten Fethullah Gülen Cemaatine bağlı Bugün Gazetesi, daha Kasım ayında, “Orduyu kışlaya sokacak girişim” başlığıyla, hukukçuların, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın talimatıyla 35. maddeyi devre dışı bırakacak bir tasarı için kolları sıvadığını, “maddenin, ya tamamen iptal edileceğini ya da hukuk dışına tevil edilmeyecek şekilde değiştirileceğini” haber vermişti!..

İkincisi, TCK-318’in iptali olabilir. Bu madde neyi mi düzenliyor; “Halkı askerlikten soğutma suçunu”… Diyor ki, ”Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara 6 aydan, 2 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde de, cezalar yarı oranında arttırılır”. O madde orada ama, aylardır TSK yerden yere vuruluyor, neredeyse “askerliğe hayır” kampanyaları düzenleniyor… Zaten kağıt üzerinde kalması sağlanmış, bundan sonra kaldırılsa ne olur ki?!.. Ondan sonra atış tamamen serbest, vurun askere!..

Peki bunlar PKK ve patronlarının “gönlünü yapmaya” yeter mi?

Özal’dan Miras Kalan Formül

“Öcalan özgürleşmeden” tatmin olmayacaklarını açıklamadılar mı? Ne olacak şimdi? TBMM’den, Öcalan’ı da kapsayan bir affın çıkması imkân dâhilinde gözükmüyor. Taş atan çocukların arasına sıkıştırılan son teşebbüs de akim kaldı. İyi ama mutlaka bir formül olmalı!..

Diyorum ki o formül, Özal’ın son dönemlerinde hazırladığı plan olmasın?!.. Hani “sırdaşı” Cengiz Çandar’ın açıkladığı… Anlattığına göre, “Bir af çıkartmak, dağdakileri aşağı indirmek gerekiyor” diyen Özal, şöyle düşünmüş:

“Ama lider kadroyu af dışında tutarsak, iş yürümez. Onlara da af çıkartmak mümkün değil. O nedenle, kademeli bir af çıkartmak gerekiyor. Yani haklarında hiçbir takibat bulunmayan dağdakileri, siyasi haklarını derhal kullanacakları biçimde affetmek; Apo ve diğer liderlere de, mesela 5 yıl sonra, bu süre içinde hiçbir suç işlemedikleri takdirde, aynı şekilde aftan yararlanabilecekleri hükmünü getiren kademeli bir af…”

Peki Çandar’ın ifadesiyle, “TBMM aynı TBMM iken, hatta Özal kendi partisi ANAP’la bile aynı dalga boyunda değilken” bu iş nasıl olacakmış? İşte, “mucizevi” formülün sırrı burada yatıyor. Özal, “Bunu Meclis’e sunmadan, bir hükümet kararnamesiyle” gerçekleştirecekmiş.

Beşar Esad Biliyor mu?

İşte burada, Özal’ın işin TSK kısmının nasıl halledileceğini anlatmadan önce bir ara vermem gerekiyor. Erdoğan’ın “can-ciğer” dostu haline gelen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, “açılım”ın en hararetli olduğu Kasım ayı başında Ertuğrul Özkök’e söylediklerini hatırlıyor musunuz?

Esad, “Dağdan inecek Suriye kökenli PKK’lıları kabul etmeye hazır olduklarını” açıklamıştı ya, Özkök, “Eğer gelirlerse, yürürlüğe konulmaya hazır af var mı?” diye soruyor. Esad da kelimesi kelimesine şu cevabı veriyor:

“Af yasal bir ifade, çünkü yargı makamlarının kişiler hakkındaki hükmünü ilgilendiriyor. Yani bizim yargı mekanizmalarımızda devam eden bir süreç yoksa, yasal olarak ‘aftan’ söz edemeyiz. Burada masada olan, aftan çok, hukukun dönenleri mahkemeye çıkması gereken insanlar olarak görmemesinin sağlanması. Yani dönerlerse, hukukun dışında kalacaklar.”

Şu anda bizde “eve dönüşler” için izlenen yola ne kadar benziyor değil mi?

Devam edelim; Özkök, “Cumhurbaşkanlığı affından bahsediyorsunuz. Yani dönecek PKK mensuplarını, Cumhurbaşkanı yetkilerini kullanarak, affetmeye hazırsınız, doğru mu?” sorusunu yöneltiyor. Esad, bu defa şunları söylüyor:

“Evet, ama söylediğim gibi, ancak mahkemeye çıktıktan sonra af talebinde bulunabilirler. Yargılama olmadan af çıkaramazsınız. Ama mahkemeye çıkmadan serbest kalmalarını sağlarsanız, affa da gerek kalmaz. Bunun için hukuki bir terim olduğunu sanmıyorum. Şöyle söyleyeyim; Bu kişilerin suçlu olmadığına dair hükümet tarafından siyasi bir karar alınacak… Biz bunu Suriye’de Müslüman Kardeşler’de yaşadık. Af olmadan geldiler. Onların dönüşüne izin verdik, ‘Bu geçmişe ait bir sorun. Suçsuz ilân edilmeleri için mahkemeye çıkmaları gerekmiyor’ dedik. Önünüzde iki yol var; Hukuki ve siyasi…”

Esad’ın, “önümüzde” değil de, “önünüzde” demesine dikkat!..

Ve hasseten, tam bu günlerde Başbakan Erdoğan’a, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nce, “Dünya Barışına Katkı Ödülü” verilmesine de!..

Özal’ın TSK’yı İknası

Özal’ın af formülünü, TSK’nın iknasında bırakmıştık, devam edelim. Çandar, “Askerler belki cesur bir adım atılmasını destekleyebilirler. Ne de olsa cephede savaşan onlar. Onlar ikna olursa, hükümete bu yönde bir telkinde bulunabilirler mi, ne dersiniz?” diye sormuş, Özal da, “Askerler barışa daha duyarlı, hiç şüphen olmasın” demiş!..

Yıllardır öyle yapıldı, böyle yapıldı, TSK bir türlü, “affa ve barışa” ikna edilemedi!.. Seferberlik Kurulu operasyonu, “ikna”nın yeni ve belki de son adımı olamaz mı?

Dilerim bu tahminlerimde yanılırım. Ancak belli ki birileri TSK’yı, Türkiye’de konuşlanmış, sadece onlara hizmet veren bir NATO veya Pentagon şubesi haline getirmeye kararlı!..


Meyyal UYGUR / Açık İstihbarat, 31 Aralık 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x