Şehit cenazesindeki yasaklar / Yavuz Selim DEMİRAĞ

Şehit cenazesindeki yasaklar / Yavuz Selim DEMİRAĞ

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Haz 22, 2010 0:14

Şehit cenazesindeki yasaklar

Öteleyemediğim acıları yükleşip sırtıma Kocatepe Camii’ne doğru yürüdüm. Maksadım sancılarımı dindirip, Allah’ın huzurunda O’nun aslanlarını uğurlamaktı. “Diğer kapıdan” uyarıları ile iki defa tavaf ettim koca camiyi... Mescide girmenin yasak olduğuna da ilk kez tanık olurken, yaralı midemin acısı yukarıya, yüreğime doğru yükseliverdi. Elinde 6 yıl önce Cizre’de şehit olan oğlunun çerçeveli fotoğrafı ile bekleyen gözü yaşlı ananın bozkır sıcağı altındaki durumu, asi ruhumu depreştirdi. Kocatepe Camii’ni çepeçevre saran üç binden fazla polis arasından yetkili aramaya koyuldum.

“İçeride bomba araması yapılıyor, giriş yasak” diyen genç amire, “Bu memleketin insanı, sağcı, solcu, ateist de olsa camiye bomba koymaz. Senin dediğin sadece iddianamelerde yazar, o da fos çıkar” diyen, elinde ay yıldızlı bayrağı ile şehit uğurlamaya gelmiş 60 yaşlarındaki teyzeyi onaylayarak, hiç olmazsa şehit anası için gölgede bir yer gösterilmesini istedim. Telsizlerden vızır vızır talimat yağıyor ama polis amirlerinin inisiyatif kullanıp yaşlı kadın için öncelik tanımayışı bir saat kadar sürdü.

Toplanan kalabalık arasından “bunlar yumruk yemekten korkuyor, ama cami avlusunda yumruk atmak bize yakışmaz” sesleri yükseliyordu. Polis ne yapsın, sonuçta emir kulu, en az bizim gibi bekleyenler kadar onların da rahatsız olduğundan eminim. Tebessüm eden fotoğrafını yakalarımıza iğnelediğimiz Piyade Onbaşı Hüseyin Köksal’ın cenaze namazına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılacağını, yoğun güvenlik önlemlerinin bu yüzden alındığını öğrendik. Sadece Kocatepe’de değil, Türkiye’nin bir çok yerinde şehit cenazelerine katılmış, dahası şühedayı elleriyle toprağa vermiş biri olarak cami avlusuna bile alınmayışım canımı sıktı. Pazar mahmurluğundaki Ankara’da evinde oturmayı tercih etmeyenlerin sayısı giderek artıyor, “Tayyip oğlunu askere gönder” ve “İmralı basılsın, Apo iti asılsın” sloganları yükselmiyordu. İkindi namazına bir saat kala nihayet yasak kalktı. Üç ayrı arama noktasından geçip avluya ulaşabildik ama musallaya yaklaşmak yine yasak. Demir parmaklıklı engeller ve üç sıra polis ile yeni barikat bu defa protokol için kurulmuş. Cenaze namazında saf tutmak isteyen millet ile protokol arasına resmen duvar örülmüştü. Garipsememek dahası isyan etmemek mümkün değildi.

Televizyon ekranlarında gazete sayfalarında protokol görüntülerini izlediğiniz için, en az 50 metre gerisindeki kalabalığı fark etmemiş olabilirsiniz. Hiçbir şekilde davet ve çağrı almadan Kocatepe’de şehide son görevini yapmak için gelen on binden fazla vatandaşın yarısı kadınlardan oluşuyordu.

Ankara’da AKP’nin belediyelerinin Gazze gösterileri için sefere koyduğu otobüslere dün hiç rastlamadım. Gece yarısı metroyu işletip bindirilmiş kıtalarla padişah karşılaması falan da yapılmadı şehit cenazeleri için. Gazze protestolarında meydanları dolduranların hiç birini görmedim Kocatepe’de.

“Hüseyin iki oğlumdan biriydi. On oğlum daha olsa onları da gözümü kırpmadan gönderirdim” diyerek onur abidesi oluşturan Baba Nurettin Köksal’ın elini öpmek için bekleyen on binler protokolün gerisinde polis zoruyla bekletildi. Babalar gününde babalar dişlerini gıcırdattı. “Ağlayıp sevindirmeyeceğiz hainleri” diye gözyaşlarını içlerine akıttılar. Bu arada Tayyip Erdoğan’ın, “taşeronları biliyoruz” sözlerine isyan edip “Doğru siz ihale işlerini iyi bilirsiniz, o zaman müteahhitleri de açıklayın” diyen cemaatin arasında hükümete korkunç tepki vardı. Keçiören’deki fakir gecekondunun çocuğu Hüseyin Köksal’ı haklarımızı helal edip uğurlarken Hüseyin ve tüm şehitlerden bizi affetmelerini talep ettik. Kefenlerinden kan sızan fidan gibi yiğitler bizi duydu mu bilmem. Ama Kocatepe Camii’ndeki cenaze sırasında güvencinler kanat çırpmadı.


Yavuz Selim DEMİRAĞ, 22 Haziran 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Şehit cenazesindeki yasaklar / Yavuz Selim DEMİRAĞ

İletigönderen baragakal » Sal Haz 22, 2010 2:49

Yavuz Selim DEMİRAĞ', uzun suredir Kocatepe'de sehit cenazesine katilmamis.
Anlattigi uygulama açilimdan once basladi, açilimla birlikte mesafe aldi, cenaze-cemaat arasi artik 30-40 metre. Sehidin 1.derece akrabalarindan baskasini cenazeye yaklastirmak yok... Aile çevresi onlarca sivil polisle sariliyor. Yakin girisler kapatiliyor, seyyar demir parmakliklar koyuluyor yuzlerce polis diziliyor. "Sehit yakiniyim" sozunu umursamiyorlar, "izin ver geçelim" diyince gulerek yuzune bakiyorlar. Cesur birkaç polis sikayetlere katiliyor ama o kadar, "biz de emir kuluyuz" muhabbeti yapiyorlar.

Kocatepe camii'nin yanindaki Mediha Eldem sokakta AKP Ankara il baskanligi var, bu yuzden her sehit cenazesi çikisinda koca sokak yaya ve araç trafigine kapatiliyor. Polis gucuyle, AKP'ye tepki vermek, il baskanligi onune gelip serzeniste bulunmak yasak.

Pazar gunku cenazede 5000 kisi vardi.
Biri konu açsa da Tayyip'e iki laf etsek derdinde çok insana rasladim.
Malesef muhalif ses çikamadi, mesafe uzak, her zamnki gibi cenazeyi gormek bile mumkun olmadi.

Gelenlerin buyuk çogunlugu 2-3 kisi olarak geldi; bazisi sehidinin fotorafini tasiyor, çoluğunu cocugunu alip gelenler var, ailesi ya da arkadaslariyla gelenler var.
Grup olarak eskiden beri Buyuk Birlik Partili çocuklar gelir, baslarinda yari-deli bir agabeyleri vardir, bayrak sallar tekbir getirirler. Bu defa -o- gelmedi, takim elbiseli baska bir agabeyle geldiler; bir grup sehidin arkadasi ve bir-iki grup MHP'li çocuk bunlara eklendi. Toplamda 100 kisi kadar oldular. Buyuk Birlik partili -yeni agabey- AKP'yi çok seviyor olsa gerek, çocuklara surekli "cenazedeyiz politika yapmayalim" gibi telkinlerde bulundu. MHP Keçioren Teskilati'ndan oldugunu dusundugum bir grup sahis da bu telkinlere susarak katkida bulundu, yani MHP'li çocukları isbirlikçi Buyuk Birlikçilere peşkes çekti.
MHP'nin tepesini bilmem ama alt tarafi hala AKP'ye goz kirpmaktan kendisini alamiyor, polisle her kosulda iyi geçinmeye alismis arkadaslar...

Neyse, cenazeye gelen herkes, kursaginda kalanlarla oradan ayrildi...

Yavuz Selim DEMİRAĞ farkli yonden çiktigi için gorememis, Mesrutiyet caddesi uzerinde Keçioren'lileri getiren otobusler nerdeyse Kizilaya kadar uzaniyordu. AKP, kendi seçmenini iyi taniyor, tepkileri minimuma indirmenin yolunu bulmakta kurnaz. Zaten bu yuzden cenaze pazar gunu apartopar kaldirildi, otobus hizmetiyle gazi alinmis insanlar da getirildi. Pazartesi olsaydi tepkiler boyle olmazdi. Insanlar 10-15 kisi geldiginde en azindan polisin baskisini daha az hissediyor, tepkili soylemler, hukumete serzenisler kalabaliktan destek buluyor, sesler yukseliyor, polisin birilerini alip goturmesi kolay olmuyor.

Kocatepe'de, geçen sene 80 kisiyle ugurlanan sehit cenazesi oldu (namaza geldigi için cenazeye duranlari, polisi, askeri saymiyorum), firsati olan arkadaslara ozellikle Ankara'da sehit cenazelerine gelmelerini oneriyorum. Kuçuk sehirlerde ve kasabalarda insanlar daha siki iletisimdeler. Buyuk sehirlerde kalabalik cenaze olmasi için kayiplarin çok olmasi gerekiyor. Isimiz gucumuz toplantimiz oluyor, birileri nasil olsa gider diye dusunuyoruz ve bunlar birikince mayina basan askerimizi ugurlamak için bazen 100 kisi bir araya gelemiyor...


-
En son baragakal tarafından Sal Haz 22, 2010 16:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
baragakal
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 377
Kayıt: Prş Şub 21, 2008 11:51

Re: Şehit cenazesindeki yasaklar / Yavuz Selim DEMİRAĞ

İletigönderen Deli Haydar » Sal Haz 22, 2010 11:46

Hünkarımız, partisinin Meclis grup toplantısında konuşuyor. "Bayrak-vatan-şehit edebiyatı"ndan seçkin örnekler sergileyen sultanımızın sözleri, uçurumdan atlama meraklısı kuzularının "Türkiye seninle gurur duyuyor" çığlıkları ile sık sık kesiliyor... Bu kurmaca edebiyata bilmem, "bilmemne-kurgu" desek!

Bugün yine "bilmemkaç terörist etkisiz" hale getirilmiş imiş! Şuna, "şu kadar eve ateş düştü" desenize! "Etkisiz hale getirmek" de ne imiş! Sizleri dinledikçe "OHA !" diyoruz sayın Başbakan!

Geçen gün, şehitleri Van'daki kışladan uçaklara bindirirken konuştu ya sayın Başbakanımız... Hani bir festival etkinliği için Van'da bulunan Avrupa Birliği üyesi 15 ülkenin büyükelçileri de şehitleri uğurlama töreninde hazır bulunmuştu. Kendilerini artık halkın arasında cenaze namazını kılarken de görmek istiyoruz. Merak etmesinler, caminin avlusunda ve çevresinde yalnızca Avrupa Birliği temsilcileri ve yandaşlar bulunacak... Şehit aileleri mi? Nelerine gerek, şov-mov yapmaya kalkarlar şimdi bunlar: Evlerinde otursunlar!

Çok açık-seçik sorular soruyor, sorunlar ile ilgili sayın Başbakan ama yalan söylüyor, yalan:
Şehide dua gerekmez sayın Başbakan!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x