Sehven şaka ve/veya Deniz Fener'i düzüşmeleri?!

“Demokratik bir rejimde, basın yalan söy­lerse, rejim de ölüme mahkum olur.”
Pierre Lazareff

……

Levent Kırca’nın gündem olan “düzüşmek” fiili bağlamında derinliği olan birkaç satır yansıtalım.
Öncelikle…
düzmek -er
1. -i Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek
“Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar.” - M. Ş. Esendal
2. Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek
3. -e Şiir, destan, şarkı vb. yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek
“Yeşil caminin avlusundaki sette oturmuş, Nilüfer ovasına şiir düzerken...” - S. F. Abasıyanık
4. nsz Uydurmak
“Bir sürü yalan düzmüş.”
5. Erkek, cinsel ilişkide bulunmak

………………

Bu anlamda, “Mutfak masası” üstünde (dişi) düzüşme enstantanesi:
“Ömer ayağa kalkıp masaya yaslanmış duran Aslı’nın yanına geldi. Uzun sarı saçlarını tepesinde tutan kalemi çekip çıkarıp, omuzlarına dökülen saçlarını okşadı. Aslı, bir şeyler söylemek istedi ama yine sesi çıkmadı. ‘Masa sağlam mıdır sence?’ diye fısıldadı Ömer. Elini kızın saçlarının arasına sokup onu sıkıca yakaladı, yüzükoyun masaya yatırıp eşofmanını sıyırdı ve üzerine abandı. Masanın tahtaları gıcırdarken Aslı hırstan ve zevkten ağlıyordu, hayat ne kadar korkunç ve ne kadar güzeldi...
Birbirlerini taparcasına sevdiler ve birbirleriyle ölümüne savaştılar. Derin kederlerden sonsuz mutluluklara koşturup durdular. Kavgalar, gürültüler, kıskançlıklar, gözyaşları, çarpılan kapılar, kapatılan telefonlar, küfürler, yalvarmalar, ayrılıp barışmalar ve uykusuz gecelerle iki yıl geçti. Aslı ilk günlerdeki rahatlığını nasıl olup da kaybettiğini bir türlü çözemedi. Ömer’in sevgisinin ona yettiği, evli olmasını hiç sorun etmediği o günlere dönebilmek için çabalayıp durdu ama başaramadı. Ne değişmişti ki? Ömer onu hálá deli gibi seviyordu. O halde neden bu kadar hırçın ve huzursuz hissediyordu kendisini? Şeytan niçin sürekli, ‘Seni gerçekten sevseydi, hayatını seninle geçirirdi’ diye fısıldıyordu? Ve niye içindeki ses, ‘Şeytan haklı’ diyordu?
Ömer ona áşık olduğu için gidip başkasıyla evlenmişti, Aslı da Ömer’e áşık olduğu için şimdi Sinan’la sevişecekti. Áşık insanların ızdıraplarını dindirmek için yapmayacakları şey yoktu belki de. Bu öyle bir fırtınaydı ki, insan umutla her türlü sığınağa koşuyordu. Sizinle sevişen bir insanın aslında kiminle savaştığını bilemezdiniz. Sizi öperken kimi öldürmeye çalıştığını, sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezdiniz.”
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=4146237

…………………


Polis “sehven” şaka yapınca görmezden gelenler, Levent Kırca’nın üstüne çullanmakta gecikmediler.
Hepsi de en kahraman Rıdvan gazeteci!?
Levent Kırca’ya had bildiren bildirene!
Alayı cesur (!) yürek!?
Demem o ki:
Kırca’nın maksadını aşan söz’ü bir yana, yanlış söylediği ne var?!”
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22234663.asp
http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/806419-bu-muhaliflerle-is-kolay
http://www.haberturk.com/yazarlar/balcicek-ilter/806470-mustafa-kemalin-askerleriymis
http://haber.gazetevatan.com/levent-kirca-birandi-cildirtti/502014/11/Medya
http://haber.gazetevatan.com/Haber/502035/1/Gundem
Kılıçdaroğlu ile ilgili söylediği sözlerin neresi yanlış?!
Demem şu ki:
AKP iktidarında tek gecelik ilişki, “düzüşmek” “moda” değil mi?!
Sarı saçlı ‘Kadın’ı bulan takkeli sahte müslüman, Deniz Fener’i parası ile düzüşmemiş mi?!
http://25saat.com/gercek-muslumanlar-bu-yaziyi-gormesinler-deniz-feneri-paralarini-hovardalikta-yemisler/
So what?!
AKP’yi destekleyen merkez’deki kanallarda, aile kurumunu çökertmek için yapılan operasyon kapsamında, başka kadın kalmamış gibi herkes herkesle düzüşmüyor mu?!
Bahçıvan da hepsine vaziyetleri değil mi?!
Senaryo’ya bu anlamda tefessüh etmiş katkı yapmayı kabul etmeyenlerin “dizi”ler yayından kaldırılmıyor mu?!
Mutfak masası üzerinde eşini aldatan kadının romanını yazan yazarın kocasından kimsenin akıl almaya ihtiyacı yok!
Levent Kırca’nın sözünden iç bulantısı geçiren “steril demokratlar” hiç kendi kanallarında gösterilen dizileri, ensest’e varan düzüşmeleri izlememişler mi ve/veya bu çürümeyi eleştiren kaç yazı yazmışlardır?!
Sözün özü:
Dinime küfreden bari Müselman olsa!
Sezen Aksu, Halil Ergün, Ali Poyrazoğlu yetenekleri bir yana, sanatçı duruş’u olan sanatkarlar mıdır?!
Bu isimlerin hepsi karşı devrimin birer süslü kurşun askeri değiller midir?!
Diktatör’leşmiş AKP’ye yalakalık yapmamın neresi sanatçı ahlakına sığar?!
Netice:
Sehven şaka’ya biz gülmedik ama belli ki AKP’liler çok gülmüş!
(Şimdi daha kolay iş bulur değil mi?!)
Özür dilemiş olsa da, “Mal” bulmuş mağribi gibi Levent Kırca’nın üstüne çullanmaktan kendilerini alamayanlar, Deniz Feneri düzüşmeleri için kaç satır yazmış?!
http://haber.mynet.com/levent-kirca-o-haric-herkesten-ozur-diledi-669478-guncel/
Levent Kırca’ya laf söylemek için sıraya giren ‘ak demokratlar’a tavsiyem, önce bir ayna’ya baksınlar.
Kaldı ise çatlamış “ar damarları” dışında orada hiçbir şey göremeyecekler.
Nokta.

---

Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 26 Aralık 2012