
2005'te TBMM'de 'Ulusal Egemenlik Ödül'ü verilirken Prof. Gazi Yaşargil'e soruyordun; "Hocam vicdan beynin hangi bölgesindedir?"
Herhalde o bölgeyi ameliyatla aldıracaktın ama, Hoca "Vicdan beynin tümünde" deyince vazgeçtin.
Kendi içinizden çıkma adamlara bile "AKP'nin bir vicdanı yoktur. AKP vicdanını kaybetmiştir" dedirten osuruktan davalar başlayalı 6 yıl oldu. Altı yıldır suçunu anlayamadan hapiste çürüyen yüzlerce değerli insan var.
Şimdi 2013'te, Amerikan sefiriyle paralel Silivri-Beşiktaş yargısına saydırırken, sekiz saatlik ameliyattan çıkmış Paşa'nın elini ancak narkozluyken tutabildin! Ne de olsa 1995'ten bu yana seni ayakta tutan narkoz-hipnoz-illüzyon üçlüsüydü. Üçünden en az birinin yardımı olmadan şurdan şuraya gidemezdin sen!
Bu ülkenin tarihinde, hiç bir devlet adamının mikrofondaki sesinin altına "Beni sevin. Bana hak verin" (sub-liminal) mesajları yerleştirilmedi.
Bu ülkenin tarihinde hiç bir devlet adamı 'nükleer, radyoaktif ve biyolojik' saldırıya karşı korunmadı, hiç bir devlet adamının mitingi için meydanlar radyoaktif taramadan geçirilmedi. Hapisteki muhaliflerini kanser yaptığı bilinen 24 saat parlak ışık altında tuttuğunu biliyoruz, insanın aklına 'yoksa radyasyonda mı?' diye gelmiyor değil hani.
Senden evvel hiç bir devlet adamı 3 bin 600 korumayla üniversiteye girmeye çalışmadı, 5 bin korumayla gittiği mitingler '5 bin kişilik bir topluluğa hitap etti' diye haber olmadı.
Senden evvel hiç bir devlet adamı 120 milyon dolara uçak alıp 180 milyon dolara içini dekore ettirmedi.

Senden evvel hiç bir devlet adamı, AB'nin dayattığı 'hayvan nakil standartları'na bile uymayan şartlarda, koca koca profesörleri, bilim adamlarını, gazetecileri, generalleri, seyyar kafeslerde hapisanelerden mahkemelere taşımadı.
Senden evvel hiç bir iktidar döneminde şuursuz takımı "Aslında Türk diye birşey yok. Hepimiz Keltler'den geldik" demeye cesaret edemedi, yüzlerce yazar aylarca "Türk kavmi binlerce yıldır vardır. Bakınız şu kaynaklar bakınız bu kaynaklar" diye Türk diye bir milletin gerçekte var olduğunu ispatlama ihtiyacı hissetmedi.
Senden evvel hiç bir iktidar döneminde muhalefet partisinin 63 bin üyesi iktidar partisine kaydedilmedi. Afganlı mülteciye, Suriyeli teröriste seçmen kartı gönderip oy kullandırılmadı.
Ha! Bi de Menderes'in Vatan Cephesi vardı seninki gibi, sabah akşam radyolardan Vatan Cephesi'ne katılanların isimleri yayınlanırdı. Sanırsın cümle Türk halkı nefer yazılmış. Türkiye'nin nüfusu 50 milyonken Vatan Cephesi'ne katılanların listesi 300 milyondu.
Yine de, diktatör, faşist, Amerikan uşağı dediğimiz hiç bir devlet adamı dizi filim senaristlerine talimat veremedi, basılmamış kitabı bilgisayarda imha ettiremedi.
Diktatör, faşist, Amerikan uşağı dediğimiz hiç bir devlet adamı çocuğa, kadına cihat ilan etmedi. 5 yaşında körpe beyinleri sakatlayacak eğitim sistemleri dayatmadı. Anarahmine düşmüş zigotun dahi dinini kayıtlara raptedip zihnini ele geçirmeye çalışmadı. Kadını 'her hareketi sahibine haber verilmesi gereken' evcil hayvan statüsüne indirmedi.
Bu topraklar çok vicdansız gördü muhterem! Ama o vicdansızlardan hiç biri "Bizden olmayana, biat etmeyene iş yok, ekmek yok" anlamına gelen sözler söyleyemedi. "Bizden olmayanın banka hesabını dondurur, malvarlığına el koyarız" kanunları çıkartamadı.
Bu topraklar çok vicdansız, çok vatan haini gördü muhterem! Çok megalomanyak, çok Amerikan uşağı gördü! Ama vicdanı Amerika'dan ithal, patron talimatıyla vicdan resimleri çektireni ilk defa görüyor.
Tıptan mucize bekleme muhterem! Muhtaç olduğun vicdan, mal biriktirme hırsından düzleşen beyin kıvrımlarındadır!..
Kıymet Nadir BİNDEBİR, 10 Şubat 2013