Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem

Ali KIRCA sunuyor, birbirinden önemli konuklar anlatıyor

Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Şub 06, 2010 17:47

Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem



Ali KIRCA'nın konukları: Cumhuriyet Halk Partisi Yalova Milletvekili Muharrem İNCE, AKAPE Kahramanmaraş Milletvekili Avni DOĞAN


Resim




İndirme Linki:

http://www.siyasetmeydani.net/video/sm_280110.flv
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem

İletigönderen bozkurtlar diyari » Cmt Şub 06, 2010 18:53

tesekkürler arkadasim.
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

Re: Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem

İletigönderen gerçeği arayan » Pzr Şub 07, 2010 13:32

Avni Doğan ortalama bir AKP milletvekilinden çok daha aklı başında, dürüst, kültürlü ve uygar, orası kesin. Öyle olmasa zaten Siyaset Meydanı gibi sadece yandaşlara hitap etmeyen bir programa göndermezlerdi.

Ancak kontrolsüz özellestirmeleri çağdaşlaşmanın bir gereği gibi göstermesi ya bir cehaleti, ya da bir art niyeti kamufle etme çabasını gösteriyor. 1980’lerde özelleştirme ideolojisi ve furyası, verimsiz devlet kurumlarını verimli hale getirme adına başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesine hakim olmuştu. Fakat bütün bu devletler, sonradan bazı sektörlerde özelleştirmenin hatalı olduğunu görüp birçok kurumu tekrar devletleştirdiler. Bu konuda Stiglitz gibi nobel ödüllü ekonomistlerin kitapları var, örneğin "küreselleşme: hayal kırıklığı".

Emperyalist devletlerin küresel sermayeyi karlı alanlara sokup ülkeleri sömürmek için Türkiye, Endonezya, Malezya ve Güney Amerika gibi ülkelere özelleştirmeyi çağın bir gereğiymiş gibi, askeri veya sivil yöntemlerle dayatmaları ise tamamen ayrı bir hikeye. Bunları da Naomi Klein anlatıyor: Şok Doktrini. Ama bu hep böyledir, kendi kendini yönetemeyen, demokrasisi ve eğitim düzeni oturmamış ülkeleri hep birileri gelir dışardan yönetir. AKP gibi kukla hükümetleri de hep bulur kullanırlar.

Bence CHP’nin bu 200 milyona alinıp 900 milyona satilan özelleştirmeyi iyi araştırıp belgeleriyle AKP’nin üstüne gitmesi gerekir. Bu satılan sakız değil ki 1 liraya alıp 5 liraya satasın. Koskoca yüzlerce milyon dolarlık bir devlet kurumu. Değer tespiti denen bir şey var. Bunun doğru yapılıp devletin zarara uğratılmaması gerekirdi. Eğer açık arttirmada ölçülen değerle talip çıkmıyorsa kurumun halkı zarara uğratmamak için hiç satılmaması gerekirdi. Burada kimbilir kimlere haksız kazanç sağlandı.

Kadrolaşma konusunda da söyledikleri inandırıcı değil. Efendim eşit liyakatlı iki aday bulurlarsa doğal olarak muhafazaklar olanını tercih ederlermiş. Liyakate falan hiç değil, öncelikle türbana baktıklarını bize bizzat kendi cumhurbaşkanları gösteriyor. Ne diyor Yalçın Küçük bugünkü YÖK başkanı için? Daha niteliksizini bulabilse daha niteliksizini atardı.

Devlet içinde türlü kadro kaydırma oyunlarıyla en olmadık görevlere niteliksiz imamları getirmiyorlar mı? Bütün önemli ihaleler Çalık grubu gibi yandaş şirketlere verilmiyor mu?

Zaten onların kesimlerinde bilimsel yönden güçlü gerçekten liyakatli pek fazla da adam yetişmez. Dinci tarikatçi kadrolaşmanin bir tehlikesi de bu. İyi hikaye ve hurafe anlatırlar, saf halkı iyi kandırırlar, ama mesleki ve bilimsel yönden genellikle zayıftırlar. Birçoğu tarikat kültürü ve hurafeyle yetiştiği için eleştiriye tahammülleri yoktur, biat eder ve biat beklerler. Bu açıdan ideolojik faşizan kadrolaşmanın ideal temel taşlarını oluştururlar.
Kullanıcı küçük betizi
gerçeği arayan
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Pzt Oca 18, 2010 22:56

Re: Siyaset Meydanı - 28 Ocak 2010 / Balyoz Gibi Gündem

İletigönderen gerçeği arayan » Pzr Şub 07, 2010 16:35

Aklıma gelmişken bir şey daha eklemek istiyorum. Avni Doğan sürekli Atatürk’ün arkasına sığınarak veya sürekli Atatürk‘e karşı çıkarak politika yapılmamalı diyor. Doğru. Ancak geçmiş iktidarların hatalarının da arkasına sığınmak yanlıştır. Vay CHP de şöyle yapmıştı, vay ANAP da böyle yapmıştı, vay Demirel de böyle demişti, öyleyse biz de çatır çatır yaparız niyetine, biraz da kin ve intikam hisleri üzerine kurulmuş söylemler.

Geçmişin hataları bugünün hatalarını affettirmez. Neden geçmişin hükümetleri bugün hala iktidarda değil? İşte bu hatalar yüzünden. Bu gelmiş geçmiş hesaplaşmaları halk üzerinde psikolojik olarak etkili bir propaganda yöntemi olabilir, bilinçsiz seçmenin oylarını da getirebilir, ama Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmaz. Bugünün hatalarına geçmişin hatalarıyla meşruiyet kazandırma kurnazlıkları Türkiye’ye ancak kaybettirir. Bu özelleştirme konusunda da böyle, yolsuzluklarda da böyle, hukuksuzluklarda da böyle.

Kaldı ki eski Cumhurbaşkanı Sezer‘le Gül’ün uygulamaları canım sistem böyle, atama yetkilerini ikisi de kullanmış diye aynı kefeye konamaz. Bu atama yetkisi cumhurbaşkanlarına keyiflerince kullansınlar diye verilmemiş, atamaların Türkiye‘nin çıkarlarına ve anayasaya uygunluğuna gözetmenlik yapsınlar diye verilmiş. Sezer, eğer seçimde birinci çıkan bir rektörü atamamışsa bunu hep anayasal gerekçeleriyle açıklamış, halka hesap vermişti.

Gül‘de ise hiçbir kayda değer açıklama yok. Olamaz da, çünkü atamalarda anayasa ve Türkiye’nin çıkarları değil, tamamen AKP’nin ve Amerikanci tarikatlerin çıkarları dikkate alınıyor. Seçilen adam ya kendi cemaatlerinden olacak, türbana destek verecek, ya da niteliksiz ve kişiliksiz olacak ki tam biat edecek.

Bu devlet Cumhurbaşkanına bu yetkileri verirken onun liyakatine, anayasaya bağlılığına, siyasi ahlakına, tarafsızlığına ve güvenmiş. Fakat gün gelmiş, o koltuğa bu güveni hiç hak etmeyen iki yüzlü bir insan yerleşmiş.
Kullanıcı küçük betizi
gerçeği arayan
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Pzt Oca 18, 2010 22:56


Şu dizine dön: Siyaset Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x