gönderen gerçeği arayan » Pzr Şub 07, 2010 16:35
Aklıma gelmişken bir şey daha eklemek istiyorum. Avni Doğan sürekli Atatürk’ün arkasına sığınarak veya sürekli Atatürk‘e karşı çıkarak politika yapılmamalı diyor. Doğru. Ancak geçmiş iktidarların hatalarının da arkasına sığınmak yanlıştır. Vay CHP de şöyle yapmıştı, vay ANAP da böyle yapmıştı, vay Demirel de böyle demişti, öyleyse biz de çatır çatır yaparız niyetine, biraz da kin ve intikam hisleri üzerine kurulmuş söylemler.
Geçmişin hataları bugünün hatalarını affettirmez. Neden geçmişin hükümetleri bugün hala iktidarda değil? İşte bu hatalar yüzünden. Bu gelmiş geçmiş hesaplaşmaları halk üzerinde psikolojik olarak etkili bir propaganda yöntemi olabilir, bilinçsiz seçmenin oylarını da getirebilir, ama Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmaz. Bugünün hatalarına geçmişin hatalarıyla meşruiyet kazandırma kurnazlıkları Türkiye’ye ancak kaybettirir. Bu özelleştirme konusunda da böyle, yolsuzluklarda da böyle, hukuksuzluklarda da böyle.
Kaldı ki eski Cumhurbaşkanı Sezer‘le Gül’ün uygulamaları canım sistem böyle, atama yetkilerini ikisi de kullanmış diye aynı kefeye konamaz. Bu atama yetkisi cumhurbaşkanlarına keyiflerince kullansınlar diye verilmemiş, atamaların Türkiye‘nin çıkarlarına ve anayasaya uygunluğuna gözetmenlik yapsınlar diye verilmiş. Sezer, eğer seçimde birinci çıkan bir rektörü atamamışsa bunu hep anayasal gerekçeleriyle açıklamış, halka hesap vermişti.
Gül‘de ise hiçbir kayda değer açıklama yok. Olamaz da, çünkü atamalarda anayasa ve Türkiye’nin çıkarları değil, tamamen AKP’nin ve Amerikanci tarikatlerin çıkarları dikkate alınıyor. Seçilen adam ya kendi cemaatlerinden olacak, türbana destek verecek, ya da niteliksiz ve kişiliksiz olacak ki tam biat edecek.
Bu devlet Cumhurbaşkanına bu yetkileri verirken onun liyakatine, anayasaya bağlılığına, siyasi ahlakına, tarafsızlığına ve güvenmiş. Fakat gün gelmiş, o koltuğa bu güveni hiç hak etmeyen iki yüzlü bir insan yerleşmiş.