
Onlar da vatansever olduklarını söylerler.
Sizler, vatanı karşılıksız seversiniz.
Onlar, karşılığı olmayan hiçbir toprak parçasını asla vatan olarak kabul etmezler.
* * *
Sizler için vatan, çile ve meşakkat ile dolu mukaddes bir emanettir.
Onlar için vatan, para, mevki, makam, şöhret, istikbal ve gelecek demektir.
Sizler, Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır şiarı ile hareket edersiniz.
Onlar, işte o söz konusu olan vatanın arkasına gizlenerek, teferruatta aklınızın hayalinizin alamayacağı karanlık işlere girişirler.
Sizin hoşunuza gidebilecek kavramları kullanarak, sizin kitlesel gücünüzü arkalarına alarak, sizin karşılıksız vatan sevginizi kapalı kapılar arkasında yaptıkları bir takım kirli pazarlıklar ile nakte çevirirler, çıkara ve ranta dönüştürürler.
Arkalarında sizlerin desteğinizin olduğu imajını verip, namertliğin ve kalleşliğin kol gezdiği platformlarda racon keserler, kafa koparırlar, iş takibi yaparlar, ihale peşinde koşarlar, Boğazlardaki, kıyılardaki, koylardaki hisseli harikalar kumpanyalarında söz sahibi olurlar.
* * *
Sizler, gittiğiniz her yerde zenci muamelesine tabi tutulursunuz.
Sizin sırtınızdan beslenen onlar, sizi temsil etmenin onuru ile, gittikleri her yerde itibar görür, el üstünde ağırlanırlar.
Sizler, hep arka planda kalır, öne çıkmaya bir türlü cesaret edemezsiniz.
Ya bir sıradan bir üyesinizdir, ya da seçimden seçime oy kullanan bir seçmen.
Sizin sırtınızdan beklenen onlar, omuzlarınıza basa basa reis, başkan, danışman, genel müdür, milletvekili, bakan, başbakan olurlar.
Sizler, en ufak bir birikimin heba olması yüzünden içinizi parçalarsınız.
Sizlerin sırtından beslenen onlar, kan, gözyaşı, emek ve sabır ile birikmiş olan bütün değerleri, müflis bir tüccar gibi sokaklarda ıspanak fiyatına satışa çıkarmaktan sakınmazlar, sizin adınıza aldıkları yardımları beş yıldızlı otellerin en lüks odalarında, beşinci sınıf kevaşelerle har vurup harman savurmaktan çekinmezler.
* * *
Sizler, ömür boyu meteliğe kurşun sıkarsınız.
Ay sonunu nasıl getireceğinizi, faturalarınızı nasıl ödeyeceğinizi düşünmekten, yarınlarınız için plan kurmaya bile fırsat bulamazsınız.
Sizin sırtınızdan beslenen onlar, kafayı çektikleri sofralarda milyon dolarlardan leblebi-çekirdek diye bahsederler, her türlü konfor, lüks, şatafat içerisinde, sultanlara layık bir hayat sürerler.
Sizler, karıncayı dahi incitmekten korkarsınız.
Sizin sırtınızdan beslenen onlar, şahsi menfaatleri için her türlü zulme başvururlar, cinayet işlemeyi bile kendilerine hak olarak görürler.
Sizler, Allahtan başka kimseye baş eğmezsiniz.
Sizin sırtınızdan beslenen onlar, önlerine konan bir çanak yal için en şerefsiz mahlukların karşısında bile gerdan kırar, kuyruk sallarlar.
Sizler, insanların istismarını alçaklık sayarsınız.
Sizin sırtınızdan beslenen onlar, lüzum gördükleri herkesi, istedikleri anda değersiz bir kâğıt parçası gibi buruşturup çöpe fırlatabilirler.
* * *
Sizler, ey vatanın saf ve samimi evlatları?
Ne zaman, derin uykudan uyanacaksınız?
Ne zaman, sülükleri, keneleri, asalakları sırtınızdan koparıp atacaksınız?
Ne zaman?
İsrafil K.KUMBASAR, YENİÇAĞ - 20.02.2009