Son gazilerle 'Son Buluşma'

Son gazilerle 'Son Buluşma'

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Eki 12, 2008 17:48

Son gazilerle ‘Son Buluşma’

Nesli Çölgeçen deyince aklımıza ilk olarak Züğürt Ağa ve Selamsız Bandosu gelir. Türk sinema tarihinin sayılı filmlerindendir ikisi de… En son 2001 yılında Oyunbozan’ı çeken Çölgeçen, bu ay çok önemli bir filmle karşımıza çıkıyor. ‘Son Buluşma’da Kurtuluş Savaşı gazilerinden Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan’ın anılarına, yaşamlarına dalıyor ve onları tanımaya çalışıyoruz… 105 yaşlarındaki bu üç gazi anılarını paylaşıp birbirleriyle helâlleşiyorlar. Biz de onlarla vedalaşıyoruz bu ‘Son Buluşma’nın hatrına… Son Buluşma 14 Kasım’da vizyonda.


Öncelikle bu filmi / belgeseli çekmeye nasıl karar verdiniz?

Bu film gerçek sinema türünde bir film. Benim çok uzun zamandır düşündüğüm bir gazi filmi projem vardı. Çeşitli dönemlerde, vakit buldukça onunla ilgileniyordum. 2004 bu projeyi tekrar realize etmek için çalışmalara başladım. Konuyla ilgili araştırmalara başladım ve gazilerin benim düşündüğümden daha az sayıda kaldıklarını öğrendim. Dramayı bir kenara bıraktım ve hemen ekibi toplayıp bu filmin peşine düştüm. Hatta sonra ilginç bir şey de oldu. Bu filmi seyreden arkadaşlarımdan birisi ‘Ya bu çok ilahi bir şey, sana kısmet olmuş bu. Onlar seni çağırmışlar’ dedi. Çağırdılar mı çağırmadılar mı bilmiyorum ama Çorumlu gaziyle ilgili bir şey yaşadık. Ekipten arkadaşlar ‘gazilerden hangisiyle başlayacağız’ diye sordular. Üç ayrı yerde üç ayrı gazi vardı. Bir tanesi Çorum, Eskişehir ve Konya’da. Ben hiç düşünmeden Çorum’dan dedim. Orada bir şey beni çekiyor diye cevap verdim. Çorum’daki gazi inanılmaz bir karakter çıktı. Hepsi çok iyi karakterlerdi. Ve maceramız böylece başladı…

Peki gerçekten de üç tane mi gazi vardı. Yoksa siz üç tanesine mi ulaşabildiniz?

Ben bunu proje olarak araştırmaya başladığım sırada yedi tane gazi vardı. O yedi gazinin dört tanesi bir yıl içinde peşi sıra öldüler. Ben başladığımda üç olarak başladık. Ama bu sene bir gazinin daha varlığı ortaya çıktı. Ama kendisini gizlemiş. Onu bulmamız mümkün değildi. Çünkü gazilik maaşı değil, emekli maaşı alıyor ve albay olarak emekli olmuş. Onu da çekmeyi, katmayı çok isterdim. Ama hala çıkabilir, başka bir ülkede yaşayan, Almanya, Kafkasya, Balkanlar… Bu çok önemli bir şey değil, filmin yapısı içinde. Bu başta da dediğim gibi sinema gerçek türünde bir film. Bu anlamda ilginç bir film oldu. Türk sinemasında bu anlamda bir örnek yok. O anı yaşamakta olan insan aynı zamanda kendi öyküsünü de geliştirmekte ve yaşamaktadır. Aynı zamanda kahramanların kendi özellikleri ve durumlarından dolayı asla ve asla tekrar edilemeyecek, yeniden yapımı bir daha gerçekleştirilemeyecek bir film oldu. Bu film tektir ve yeniden yapımı mümkün değildir artık.
Neydi olayın sırrı? 30 Ağustos 2005’de Türkiye tarihi açısından çok önemli bir an yaşandı. Gaziler buluştular ve birbirleriyle vedalaştılar.
Gaziler daha önce birbirlerini tanıyorlar mıymış? Aynı cephede mi savaşmışlar? Birbirlerinden haberdarlar mı yani?
Birbirlerini tanıyorlar ama fiziki olarak tanışıp karşılaşmamışlar. İletişim araçları vasıtasıyla tanıyorlar. Ama bir araya ilk defa bizim filmimiz sayesinde geldiler ve 30 Ağustos 2005’te bayramlarını kutladılar. Bu anlamda bu film bu son cumhuriyet savaşı gazilerimizin önemli belgesi oldu. Bu şöyle bir şey. Teknoloji müsait olsaydı İstanbul’un fethi sırasında savaşmış olan askerlerin seslerini duysaydık, onları görseydik ve onları tanısaydık çok ilginç bir şey olurdu. Bu film öyle bir şey işte. Kurtuluş Savaşı dünya tarihine yazılmış bir savaş ve dünyanın ö yöndeki akışını değiştirmiş bir savaş. Bu savaşa katılmış, savaşmış gaziler birebir tanıklarımız. Dolayısıyla onları her şeyden önce bir insan olarak kaydedip, ‘nasıl insanlardılar’ sorusunun cevabını veren bir film bu film. Hem şimdiki hem de gelecek kuşaklara.

Sizin filmi sunarken ki bakış açınız nedir?

Film kaba bir hamaset üzerine kurulu değil. Yalın, tarihi bir bilgi üzerine kurulu değil. Tamamen o insanların nasıl insan olduklarını, ne düşündüklerini ve nasıl yaşadıklarını anlatan bir film. Anılarıyla birlikte bugüne ve geleceğe nasıl baktıklarını anlatan bir film. Film zamansal olarak bugünde geçiyor ama onlardan aldığımız bilgilerle geçmişi kavrıyoruz ve onların işaret ettiği yerde de geleceği anlıyoruz.

Onların şimdiki gidişatla ilgili görüşleri neler? Bunları konuşma imkanınız oldu mu acaba? Sonuçta onlar çok zorlu bir mücadele verdiler…

Şimdi bu konuda çok ketumdular. Bu bir gazeteci sorusu. Ben pek böyle sorular sormadım onlara. Ama ne düşündüklerini de merak ediyordum açıkçası. Sohbet esnasında bu minvalde sorular sordu fakat çok politik çağrışımlı laflar etmekten çekiniyorlardı. Ama genel anlamda barış içinde olmamız gerektiğinden söz ediyorlardı.

Biraz kişiliklerinden bahsedebilir miyiz? Bir tanesi çok esprili mesela?


Ortak özellikleri cesur ve kahraman insanlar. Bugüne kadar da taşımışlar. Zaten filmin içinde de çok ciddi bir kahramanlık yapıyorlar. 108 yaşında bir araya gelip helalleşiyorlar. Üçünün yine ortak noktası. Şaşırtıcı derecede sempatik ve samimiler. Şakalar, espriler yapıyorlar. Zaten filmi çekerken bir gülüp bir ağlıyorduk. Seyirci de filmi izlerken aynı duygularla izliyor. Çorum’daki gazinin başka bir özelliği daha vardı. Uzun yaşamın sırları konusunda da ipuçları veriyor. O çok hareketliydi. Ağaca tırmanıyor, odun kesiyor, ceviz ayıklıyor falan. Çok enteresandı yani. Her yıl Anıtkabiri ziyaret ediyor. Çevresiyle uyumlu, barışık, bir o kadar cesur ve kahraman. Çorumlu gazi Ömer Küyük. Konyalı gazi Veysel Turan, o yaklaşık 25 – 30 yıl evvel bir felç yaşamış ve yatalak. Onun o hikayesi de filmde var.

Belgesel çekiyorum sizinle ilgili dediğinizde ilk tepkileri ne oldu?

O tabii bu anlamda hayata küs, biraz daha zor açılan birisiydi. İlk çekimlerde bize çok yardımcı olmadı. Zaten gelenleri çoğu zaman istemiyormuş. Fakat bir süre sonra bizi sevmeye, bize inanmaya başladı. Fark etti ki, bu başka bir şey oluyor. Bu görüntüler onu ölümsüzleştirecek. İlk fark eden o oldu. Ve o zaman kızını ve torunu da şaşırtacak derecede bizimle konuşmaya başladı. Bize inandı, güvendi. Çorumlu Ömer Köyük de önce eğlence olarak algıladı. Onu çok çekmeye gelmiş gazete ve televizyoncular. Sonra fark etti ki başka şeyler yaşanıyor ve çekiliyor.
Onların belirli anlarını çekmek istediğimiz için hepsini belirli aralıklarla dolaşıyorduk.
Eskişehirli gazi Yakup Satar da aynı bilinçteydi. O zaten çok profesyonel bir askerdi. Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan bir asker. Aslında Türkiye sözlü tarihi açısından çok değerli bir kişiydi. Osmanlı askeriyken İngilizlere Irak’ta esir düşüyor. Esaretten döndüğünde Atatürk’ün hareketinin başladığının bilgisini aldığı an İstanbul’dan yürüyerek Eskişehir’e giderken Bozüyük’te Atatürk’ün ordusuna katılıyor. Çok disiplinli, işi bir görev bilinciyle üstlendi ve yaptı. Yani o tamamen her şeyin farkındaydı. Bunların gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğinin inancı ve bilincindeydi.

Çekimlerin dışında özel bir anınız oldu mu onlarla, bizimle paylaşmak istediğiniz?

Bir gün Ömer Köyük’ün torunu telefon etti. Ankara Gaziler Birliği dedeyi Ankara’ya davet etti, gidecek, Anıtkabir’i de ziyaret edecek. Bir araba göndereceklerini ve dedeyi aldıracaklarını söylediler. Ama dede tutturdu ben gitmem, İstanbul’daki filmciyi çağırın, o giderse ben de giderim demiş. Evet bu kadar farkındaydı yaptığı işin. Ben de ertesi gün atladım gittim. Beni görünce çok sevindi ve beraber Ankara’ya gittik.

Atatürk’le birebir iletişimleri olmuş mu peki?

Yakup Satar’ın var. Diğer ikisinin yok. Ama tabii şöyle bir gerçeklik de var. Yaşları itibariyle bazı anılar kopuk kopuk geliyor. Gayet yerinde ama bazen unutuyorlar. Hafızada bir akışkanlık tabii ki yok.

Bu filmden iki hafta önce Can Dündar’ın da Mustafa isimli filmi vizyona girecek. Yıl ve gün olarak çok denk düştü. Ülkenin gidişatına paralel olarak sizce Cumhuriyet’e yönelik filmler ve belgeseller artış gösterir mi acaba? Bu da bir gazeteci sorusu oldu ama…

Bu temalarla ilgili belgesellerin yapılmasında çok büyük yarar var. Hatta yayınlanmasında ve seyredilmesinde çok büyük yarar var. Belleksiz bir toplum hiçbir yere varamaz. Her türlü çabayı da destekliyorum. Ben hiçbir zaman da Can Dündar’ı rakibimiz olarak görmem. Çok yararlı. Bizim filmimiz şu sorunun yanıtını veriyor aslında. Kurtuluş Savaşı’nda savaşan babalarımız, dedelerimiz kimdi? Ne yiyorlardı, ne düşünüyorlardı. Nasıl korkuyorlardı. Nasıl cesaretlilerdi. Tamamen insanı boyutta onları tespit eden ve gelecek kuşaklara aktaran bir film. Hatta diyebilirim ki bu benim en iyi filmim…

Biz sizin her filminizi çok seviyoruz ama…

Bu film onların da ötesinde bence. Hem duygu olarak, hem de sinema dili ve anlatımı olarak… Çünkü filmdeki o gerçek sinema duygusu bana çok etkileyici ve gerçek geliyor. Ne yaparsanız yapın mizansenli filmlerde bir gerçek dışılık muhakkak oluyor. Burada öyle bir şey yok. İyi çekmişim bu filmi diyorum.

Peki Kültür Bakanlığı’ndan destek geldi mi filme?

Kültür Bakanlığı’ndan yapım aşamasında çok büyük destek aldık. Ama o destek burada çekinmeden söyleyebilirim ki benzin paralarına ancak yetti. Onun dışında kendi finansörlüğümüzde ve sonrasında Chantier filmin devreye girmesiyle tamamlanmış bir yapımdır.

Daha büyük bir destek beklenirdi aslında bakanlıktan…

Evet, herkes aynı şeyi söylüyor. Özellikle filmi seyredenler. Bu filmin tüm Türkiye tarafından desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Gerçek destek halktır. Halk bu filme sahip çıkarsa, ki ben inanıyorum sahip çıkacaktır, bu onların filmi zaten. Kendilerini görecekler. Kendi babalarını ve dedelerini görecekler. Resmi tarihte kendilerine anlatılandan farklı bir şey olduğunu da görecekler. Ufukları genişleyecek. Kötü işler seyredilir, ya da halk bunu istiyor diye bir bakış vardır sektörel olarak. Bakalım halk ne istiyor hep beraber göreceğiz.

Tarihi belgeler var mı peki filmde…

Hayır hiç yok. Bu film tamamen kahramanların yanına bizim sessizce ilişip, onlarla birlikte o anları yaşamamız ve o anların kaydından oluşuyor. Metin, belge ve anlatım yok… Müziğini Ezginin Günlüğü’nden Nadir Göktürk yaptı. Konya’daki ve Eskişehir’deki gazilerin anısına çok özel iki gösteri yaptık. Oradaki gösterilerde seyircinin tepkisi çok iyiydi. Mesela filmde inanılmaz bir baba – kız ilişkisi var. Kadınlar çok seviyor filmi.

Hepsi de kızlarıyla mı yaşıyor…

Evet. Kadınlar kızlar çok etkinler etraflarında. Baba – kız ilişkisi başlı başına bir tema olarak gidiyor filmin içinde. Evet bizle ilgili çok hoş ve gizli bilgiler var.

Siz aslında bir gazinin hayatını anlatan bir dram yapacaktınız?

Bir kurtuluş savaşı gazisinin drama halinde hikayesini yapacaktım. İyi ki onu bir kenara bırakıp, bunu yapmışım. Çünkü hem yapmak istediğim film oldu, gerçeklik duygusuyla yapıldı hem de müthiş bir belge çıktı ortaya. Bir taşla üç kuş. Dolayısıyla o projeye dönebilirim ama hemen değil. Ben bir oyuncu kullanarak yapacaktım. Orada oyuncu olarak Şener Şen’i düşünüyordum. Hala da öyle…




Gazeteport
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları bir arada

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 06, 2008 16:09

Resim

Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları bir arada

Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları gaziler Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan'ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anılarının anlatıldığı ''Son Buluşma'' adlı belgesel türündeki filmin galası, 12 Kasım'da Çorum'da yapılacak.

Filmin yönetmeni Nesli Çölgeçen, filmdeki gazilerden Ömer Köyük'ün Çorumlu olmasından dolayı filmin galasını Çorum'da yapmak istediklerini söyledi.

Çorum'da kurulu MB Sinemaları yöneticileriyle temasa geçtiklerini kaydeden Çölgeçen, ''Daha önce Konya ve Eskişehir'de gaziler için özel gösterim yaptığımız filmin galası, 12 Kasım Çarşamba günü saat 19.00'da Çorum'da yapılacak.

Galaya, filmdeki gazilerin yakınları ile Çorum Valisi Mustafa Toprak, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Eyüp Bölük, Belediye Başkanı Turan Atlamaz ve çok sayıda kişi davet edildi'' dedi.

ÇOK ÖNEMLİ BİR TARİHİ BELGE

Nesli Çölgeçen, yaklaşık 20 yıldır bu proje üzerinde çalıştığını belirterek, ''Kurtuluş Savaşı'nı kazananların nasıl insanlar olduğunu bugünkü nesle kendi ifadeleriyle aktardık. Bu film çok önemli bir tarihi belge de oldu'' diye konuştu.

Gazilerin artık hayatta olmadığını ve böyle filmin bir daha asla çekilemeyeceğini savunan Nesli Çölgeçen, şunları söyledi:

''Bu film kahramanların kendi özellikleri ve durumlarından dolayı asla ve asla tekrar edilemeyecek, yeniden yapımı bir daha gerçekleştirilemeyecek bir film oldu. Film, tamamen gazilerimizin nasıl insanlar olduklarını, ne düşündüklerini ve nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Gaziler, filmde bugüne ve geleceğe nasıl baktıklarını aktarıyor.

Bize hep insan üstü kahramanlık öyküleri anlatıldı. Ben de onların karşısına böyle bir bilinçaltıyla çıktım. Fakat onlar önce insan ve gayet sıradandılar. Bu filmde sıradan insanın kahramanlığını anlattık.''

3 GAZİ DE ARTIK ARAMIZDA DEĞİL

Nesli Çölgeçen, Türkiye'nin bağımsızlığı için binlerce insanın şehit düştüğü, genç, yaşlı, kadın ve erkek demeden düşmana karşı tek vücut direndiği Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları, Gazi Ömer Küyük, Gazi Yakup Satar ve Gazi Veysel Turan'ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anılarını gözler önüne serdiklerini belirtti.

Gazilerin, filmde, Kurtuluş Savaşı'nı nasıl kazandıklarını, nasıl bur kuşak olduklarını bugünkü nesle aktardığını anlatan Çölgeçen, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu gazilerimiz artık aramızda değil. Yaşayan gerçek kahramanların gerçek hikayeleri anlatıldı. Gazilerimiz, bugüne ve gelecek kuşaklara çok önemli bir belge bıraktılar. Bunu bilerek ve isteyerek yaptılar. Şimdiki kuşaklara 'Biz kimdik?' sorusunun cevabını bulabilecekleri bir belge bıraktılar. Seyirci filmi izlediğinde kendi babasını, dedesini görecek.

Gazilerimiz cesur ve kahraman insanlar. Bu özelliklerini bugüne kadar da taşımışlar. 108 yaşında bir araya gelip helalleşiyorlar. Şaşırtıcı derecede sempatik ve samimiler. Şakalar, espriler yapıyorlar.

Çorumlu Gazi Ömer Küyük, uzun yaşamın sırları konusunda da ip uçları veriyor. O çok hareketli. Ağaca tırmanıyor, odun kesiyor. Her yıl Anıtkabir'i ziyaret ediyor. Çevresiyle uyumlu, barışık, bir o kadar cesur ve kahraman. Konyalı Gazi Veysel Turan, o yaklaşık 30 yıl önce felç yaşamış ve yatalak. Onun o hikayesi de filmde var.''

''Züğürt Ağa'', ''Selamsızlar Bandosu'' gibi filmlerin yönetmeni Nesli Çölgeçen'in hem yönetmeni, hem de senaristi olduğu, Nadir Göktürk'ün müziğini yaptığı ''Son Buluşma'' 14 Kasım'da vizyona girecek.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Kas 26, 2008 0:52

.
.

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Çetin Taş » Prş Kas 27, 2008 0:28

Bugün izleyeceğim ve sizlerle düşüncelerimi paylaşacağım.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen borabey » Cum Kas 28, 2008 11:11

Değerli dostlar,

Son buluşma,
Takdiri ilahi olarak son kavuşmaya dönüştü.
Onların şahsında tüm şehitlerimize rahmet diliyorum.

Milli konulara olan umarsızlığımız maalesef burada da karşımıza çıkıyor.
Günlerdir eli kanlı terörist tiplemesini MUROnun nalet olası sempatikliğine dönüştüren kıytırık bir filmin fragmanları televizyonlarda fink atarken SON BULUŞMA ile ilgili kıyısından köşesinden adet yerini bulsun misali dokundurmalar..
İvediklerden Muroya uzanan psikolojik savaş karanlığından Cumhuriyetin aydınlığına çıkartacak Son Buluşma için ciddi bir kampanya açılmalıdır.

Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere;
HAYDİ TALEBELER SON BULUŞMAYA,
HAYDİ ASKERLER SON BULUŞMAYA
HADİ GENÇLER SON BULUŞMAYA kampanyası başlatılmalı,
Sivil Toplum kuruluşları toplu seyir etkinlikleri ile son buluşm destanını tüm kitlelere yaymalı,
Meslek Kuruluşları DVD kampanyası başlatarak her eve ulaşılmalı,
Güneydoğu için ayrı bir kampanya yürütülerek karşı psikolojik taarruza geçilmelidir.
Bu arada 26.11.2008 tarihinde ART/Gündeme Dair Prgramında Milli Yönetmen Nesli ÇÖLGEÇENİ ve yapımcısı ile özel bir program yapan anadolumun yiğit bacısı Nuriye ATABEYi milli hassasiyetinden dolayı kutluyor,
Gayrimilli medyayı hainlikleri ile başbaşa bırakıyorum.
HAYDİ TÜRKİYE
SON BULUŞMAYA...
EN İÇTEN SEVGİ VE SAYGILARIMLA.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen Çetin Taş » Sal Ara 02, 2008 0:52

Ancak bu akşam üzeri(daha doğrusu Pazartesi akşam üzeri)izleyebildim.
Çok duygulandım.

Filmi sıradan bir film izler gibi izlemeyin.Çünkü filmin bir sanat kaygısı yok.Adeta herhangi brimizin video kamera ile çektiğimiz bir film gibi olmuş.Ama bu filmi çok ama çok geç yapılmış ve çok dah önce yapılması gereken bir hareket olarak kabul edip öyle izleyin lütfen.Filmde anlatılan 3 gazimiz film çekilirken 108,108 ve 110 yaşlarındalar.Birisi tamamen yatağa mahkum.Diğeri zorlukla yürüyor ve evden dışarı çıkamıyor.Üçüncüsü maşallah gezebiliyor.En iyi durumda olan o.Adlarını mahsus vermiyorum izleyin diye.
Neticede bu 3 gazimiz o kadar yaşlanmışlar ki pek çok hatıraları ne yazık ki beyinlerinde yitip gitmiş.Çocukları da çok üzgün,zamanında babalarının anlattıklarını bir yerlere kaydetmedikleri için.

Ama yine de bu 3 gazimizi bir araya getiren gecikmiş fakat son derece insancıl bir çaba olan bu filmi tüm vatanseverlerin izlemeleri gerekir diye düşünüyorum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen arapyavuz » Cmt Oca 03, 2009 16:25

tv programında yönetmeni izlemiştim ve çok etkilenmiştim. buradaki sinemaya hala gelmedi. gelir gelmez gideceğim.
Vatan masa başında çoktan satıldı. Biz UYUMAYA devam ediyoruz.
Başı Dik Devlet, Onurlu Millet olmanın bedeli neyse öderiz...
Kullanıcı küçük betizi
arapyavuz
Üye
Üye
 
İletiler: 29
Kayıt: Cmt Oca 26, 2008 12:14

Re: Son gazilerle 'Son Buluşma'

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Ağu 16, 2009 20:03

'Son Buluşma' yeniden vizyona girecek

Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları gaziler Ömer Küyük, Veysel Turan ve Yakup Satar'ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anılarına yer verilen ''Son Buluşma'' adlı film, yoğun talep üzerine 28 Ağustos'ta yeniden vizyona girecek.

Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre film, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenlerin beğenisine sunulacak.

Filmde, Kurtuluş Savaşı'nın son tanıkları gaziler Ömer Küyük, Veysel Turan ve Yakup Satar'ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anılarına yer veriliyor. ''Gerçek sinema'' türündeki belgesel filmde, Çorumlu gazi Ömer dede, önce Anıtkabir'i ardından son kalan diğer iki gazi Yakup Satar ve Veysel Turan'ı ziyaret ediyor. Savaş yıllarına dair anılarını paylaşan ''Nişancı Er'' Ömer Küyük, ''Süvari Çavuş'' Yakup Satar ve ''Sıhhiye Onbaşı'' Veysel Turan'ın birbirleriyle helalleştikleri filmde, gaziler tarihe tanıklıklarını anlatıyor.

Senaryo ve yapım-yönetimini Nesli Çölgeçen'in üstlendiği filmin ses ve ışığı Fatih Aydoğdu ve Sinan Gündoğdu, kurgusu Ahmetcan Çakırca, müziği ise Nadir Göktürk imzasını taşıyor.

Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Son gazilerle 'Son Buluşma'

İletigönderen TurkGladio » Cum Kas 06, 2009 8:54

Belgesel "Son Buluşma"
TRT1 11 Kasım 2009 Çarşamba 21:40

http://www.trt.net.tr/TV/Detay.aspx?kim ... 592&tur=TV

Mutlaka izleyin, kaçırmayın, tavsiye edin...
Kullanıcı küçük betizi
TurkGladio
Üye
Üye
 
İletiler: 168
Kayıt: Pzr Oca 20, 2008 17:46


Şu dizine dön: Sinema & Tiyatro

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x