Suriye Vurulmamalıdır / İsmail MÜFTÜOĞLU

Suriye Vurulmamalıdır / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Nis 13, 2012 11:17

Suriye Vurulmamalıdır

Suriye vurulmamalıdır. Çünkü Suriye, İsrail’in İran’ı vurmasına engel teşkil etmektedir. Suriye’nin her ne sebeple olursa olsun vurulması İsrail’in önünü açacaktır. İsrail elindeki nükleer güçle İran’a saldıracak, böylece Ortadoğu’yu kana bulayacaktır. İran Suriye’nin vurulması halinde savaşa dahil olacak, bu hal ise Ortadoğu’da kıyametin kopması gibi bir durum meydana getirecektir. Bundan da en büyük zararı İslam ülkeleri görecektir.

Türkiye de, oluşacak kaostan mutlaka etkilenecek, ekonomisi alt-üst olacak, belki de nükleer saldırıların arasında helak olacaktır. Onun için Türkiye, Suriye’yi ortadan kaldırmaya niyetli olan emperyal güçlerin baskısı ile tarihi ve manevi bağlarla müşterekliğimiz olan Suriye’yi vurmamalı, vurulmasına aracı olmamalı, tam aksi küresel çetelerin oyunlarını bozacak yeni politikalar üretmelidir. Üretilmesi gereken politikalar ise Osmanlı misyonuna uygun olmalı, yani kucaklayıcı olmalı, ağabey içgüdüsü ile hareket edilmeli, Irak gibi Suriye de ABD ve İsrail’e yem yapılmamalıdır.

KARDEŞ KARDEŞİ VURUR MU?

Müminler kardeş olduğuna göre, elbette ki basit dünyevi meselelerden dolayı böyle bir kıyım olmamalıdır. Zira bu kıyım İslam’dan onay almaz. Hele hele gayrımüslimlerle ittifaklar içinde böyle bir oluşuma, İslam asla cevaz vermez. Çünkü Müslümanlar kardeştir, aralarındaki ihtilafları sulh ve sükunla çözmeli, gerekirse hakem yolu denenmelidir. Hakem yolu dikkatten uzak tutulmamalıdır. Bundan dolayı Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetinin Suriye’ye yaklaşımı hasmane olmamalı, kardeşlik hukuku dikkate alınarak bir yaklaşım gösterilmelidir.

Her ne kadar bu konuda uzun zamandan beri bir çalışma yapılmış görünüyorsa da, sonuç almak bakımından sabır göstermeye devam edilmelidir. Bugün için manupile edilen Suriye halkının birbirini öldürmelerini onaylamak elbette ki mümkün değildir. Ama daha çok Müslüman’ın ölmesini intaç edebilecek olan bir müdahaleye girişmek çok daha büyük kıyımların meydana gelmesi sonucunu doğuracaktır ki, bunun manevi sorumluluğundan insanın kendisini kurtarması mümkün değildir.

Çünkü emperyal güçler Müslümanların birbirini kırmasını, kültürel yapılarının tahrip edilmesini ister. Onların bu isteklerine şartlar ne olursa olsun teşne olmak, bir Müslüman’a, hele hele Müslüman bir başbakana hiç yakışmaz.

TÜRKİYE OYUNU BOZMALIDIR

Türkiye bu oyunu mutlaka bozmalıdır. Çünkü emperyal devletler Ortadoğu bölgesinde etkili olmaya çalışmaktadırlar. Zira Ortadoğu’da mevcut olan petrol ve doğalgaz kaynakları onlar için hayati ehemmiyeti haizdir. Kendi ülkelerinin refahı için kaynak aramak durumundadırlar. Onun için bu kaynakların bulunduğu bölgelere yırtıcı sırtlanlar gibi saldırmaktadırlar. Hedef aldıkları son nokta ise Ortadoğu ülkeleridir. Irak’ın işini bitirdiler. Şimdi sıra Suriye’de. Daha sonra da İran, en son olarak da Türkiye sırada bulunmaktadır.

Onlara bu imkan verilmemeli, onun için Türkiye Osmanlı gibi bu bölgeye şefkat kanatlarını açmalı, ağabeylik görevini yerine getirmeli, emperyal güçlerin heveslerini kursaklarına tıkmalıdır.

Bu da zor değildir. Çünkü ABD yorgun, AB ülkelerinde ekonomik sıkıntılar had safhada, kendi dertleri ile boğuşmaktadırlar. Ama Türkiye farklı bir konumdadır. Ortadoğu ülkelerine nazaran daha güçlü ekonomiye sahip, askeri güç bakımından da devasa sayılır. Sulh yolu ile bu ülkelere vaki olacak yaklaşımlar mutlaka ilgi görecek, Beşar Esad bile böyle bir yaklaşıma alaka duyacak ve sergilediği sert davranışlardan vazgeçecek, yeniden Türkiye ile bahar havasına girecektir.

MÜSLÜMAN İLKELERİN KORUNMASI GEREKİR

Çünkü emperyal devletler güçsüz ve korumasız ülkeleri sömürmek için demokrasi ve insan hakları bahanesi ile vurmaktadır. Son dönemlerde de bu sloganlarla vurulan İslam ülkeleridir. Irak, Afganistan, Libya’da olduğu gibi. Bugüne kadar gördüğümüz Osmanlı coğrafyasının hedefe alındığıdır.

Emperyal güçlere göre Ortadoğu meselesi halledildikten sonra, hedef yakın Asya, daha sonra da orta Asya’dır. Zira bu bölgelerde petrol ve doğalgaz kaynakları ziyadedir. Onun için ilk atlama taşı olarak Ortadoğu ülkeleri seçilmiş ve kıyam bu ülkelerde başlamıştır.

Aslında Türkiye’nin büyük imkanları vardır. Yakın komşularımızla birlikte, Ortadoğu’nun % 70 petrolüne sahip bir bölgesinin, en güçlü devletidir. Yani dış politikada tavır koyabilecek güçtedir. Ortadoğu’daki boşluğu doldurabilecek stratejik önemi haiz bir bölgedeyiz. Bu imkanları göz ardı ederek, emperyalistlerin önünü açmak gibi bir duruma düşmemeliyiz. Yani Müslümanları bırakıp, gayrımüslimlerle dost olmamalıyız. Hele hele Müslümanları birbirine düşürecek oyunların içerisinde asla bulunmamalıyız.

İsmail MÜFTÜOĞLU, 13 Nisan 2012
i-muftuoglu@hotmail.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: İsmail MÜFTÜOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x