Tampon Bölge / Şebnem ÖZBEK

Tampon Bölge / Şebnem ÖZBEK

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Nis 03, 2012 14:26

Tampon Bölge

Ortadoğu’da yaşanan olaylara Türkiye’nin seyirci kalması beklenemez. Ancak aklı başında her ülke söz konusu olaylar karşısında ülkesinin menfaatine tavır alır.

Ne yazık ki AKP hükümeti Mısır ve Libya’dan sonra Suriye’de de Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda hareket etme kabiliyetini gösterememiştir. Bizim gibi dört tarafı ateş çemberi olan bir ülkeyi bırakın herhangi bir Batı ülkesinde bile “komşularla sıfır sorun” gibi uluslararası ilişkilerde yeri olmayan bir dış politika izlemeye kalkmak, mantık sınırlarını zorlamak anlamına gelmekteydi.

Ki bu politika neticede en uzun sınır komşumuz olan Suriye üzerinde patladı.

Amerika ve AB üyesi ülkeler; İran, Rusya ve Çin’in destek verdiğini görüp halkını ayaklandırdıkları Suriye’ye karşı durağan bir politika izlerken; AKP iktidarı Suriyeli muhaliflere para ve silah yardımı yapmaya devam etmektedir.

Yönetiminin kolay kolay devrilmeyeceğini gören Arap devletleri bile geri adım atıp Esad’a “geri çekil” çağrısında bulunmayacaklarını net bir şekilde ifade etmişken Başbakan Erdoğan’ın direktifiyle Türkiye; Şam Büyükelçiliğini boşalttı.

Oysa her gün ortalama 1000 mültecinin sınırlarımızdan giriş yaptığını da göz önüne alırsak herkesten önce bizim Esad yönetimiyle diyalog kurmamız ve bir çözüm geliştirmemiz gerekirdi. Türkiye’nin menfaatine olacak dış politika bunu gerektirirken; Başbakan Erdoğan Esad yönetimiyle ipleri koparan “Suriye’de muhatabımız kalmamıştır” demecini verdi.

Mülteci akınına çözüm anlamında AKP iktidarının aklından geçen şey ise Türkiye’yi Suriye ile savaşa sürükleyecek cinsten: “tampon bölge”

Tampon bölge demek; bir başka ülkenin toprağında güvenli bir alan yaratmak demektir.

Yani Türkiye mültecileri kendi sınırları içinde değil Suriye topraklarında karşılayacak. Bu durumun neden Suriye’yle aramızda savaşa sebep olabileceğine gelince; söz konusu tampon bölgenin mutlaka askerlerce korunması gerekecek. Esad yönetimi ise topraklarında Türk askerine izin vermeyecektir.

Tampon bölgeyle ilgili bir diğer husus da nerede oluşturulacağıyla ilgili.

Eğer söz konusu bölge Hatay ilimize tekabül eden Suriye topraklarında oluşturulacaksa bu durumda sınır komşumuz olan ve Esad rejimini destekleyen Suriyeli Nusayriler bu duruma sıcak bakmayacak ve en kötüyü dillendirecek olursak; aramızda bir çatışma çıkacaktır.

Suriyeli sivil halk ile Türk askerinin çatışması ise bizi uluslararası arenada haksız konuma düşürecektir. Bu durumda Esad’ın ordularının da boş durmayacağını söylememize gerek yok. Kısaca Hatay sınırımızda oluşturulacak tampon bölge Suriye halkının da içine sürükleneceği bir savaşa neden olabilir.

Tampon bölgenin oluşturulabileceği ikinci yer ise Kilis sınırımızdır.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu’nun Kilis’teki konteynır kenti ziyareti ve Suriye sınırındaki askeri birliği denetlemesi tampon bölgenin burada kurulma olasılığını güçlendiriyor.

Bu senaryo ise söz konusu bölgede Kürtlerin yaşıyor olması nedeniyle Hatay ihtimalinden daha da kötü sonuçlar doğurur.

Zira Suriye’nin bu Kürt bölgesi ile Irak’ın Kürt bölgesinin birleşmesi demek emperyalist güçlerin hedeflediği ve İsrail için kalkan görevi görecek Büyük Kürdistan’ın bu kanaldan sıcak denizlere ulaşması anlamına gelecektir.

Tabi ki kurulacak Kürdistan sadece Irak ve Suriye’den toprak almayacak; Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusuna da talip olacaktır.

Bu arada PKK’nın Suriye kolu olan PYD Kilis sınırımızda halkın desteğine sahiptir. PYD, Esad rejimiyle ittifak halindedir ve liderleri Müslim Muhammed Salih

“Kürtler için öncelikli düşman Suriye rejimi değil; Türkiye’dir”

demeciyle tampon bölge düşüncesinde Türkiye’den yana tavır almayacağını açıkça göstermiştir.

Muhaliflerle ortak hareket eden Kürt gruplar dahi İstanbul/Pendik’teki "muhalifler" toplantısına katıldıkları halde sonuç bildirisine imza atmadılar.

Bu gelişmeler de bize Kilis sınırımıza kurulacak tampon bölgenin doğrudan yerel Kürt halkıyla Türk askerinin karşı karşıya kalmasına neden olacağını göstermektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek daha var ki o da; Suriye’nin demokrasi götürülen(!) diğer Ortadoğu ülkelerindeki gibi petrol sahibi olmaması nedeniyle her ne kadar üyesi olsak da NATO’nun Esad rejimine yönelik bir müdahaleyi düşünmediğidir.

Bu da tampon bölge nedeniyle Suriye ordusu ve sivil halkla girişilecek bir çatışmada Amerika, Fransa, Almanya gibi NATO ülkelerinin desteğinden yoksun kalacağımız anlamına gelmektedir.

Sanırım gece gezmelerine gidilen, hazineye devredilmeyen özel(!) hediyeler alınan Amerikan menşeli Arap liderlerinin de Türkiye’nin yanında yer almayacağını söylememe gereke yok.

Son olarak; ABD Merkezli İnsan Hakları İzleme örgütü, Suriyeli muhaliflerin, adam kaçırma, işkence ve cinayet dâhil birçok ciddi insan hakkı ihlali gerçekleştirdiği yönünde bir açıklama yaptı.

Buradan hareketle Suriye’de son bir yıldır yaşananların adına “iç savaş” dersek; Türkiye’nin bu iç savaşta herhangi bir tarafı tutması, ona silah yardımında bulunması demek söz konusu muhalifler eliyle masum sivillerin öldürülüyor olması demektir.

Bir yandan mültecilere insani yardım yapıp diğer yandan masum sivillerin öldürülmesi için destek olmak; AKP iktidarının “Libya’da NATO’nun işi ne” deyip ardından Haçlı ordusuna en fazla askeri gemi göndermesi gibi mantıkla açıklanamayacak politikalarından biridir.

Esad rejiminin kullandığı orantısız gücü arttırması tampon bölgeyi gerekli kılacak olursa AKP’nin izlemesi gereken mantıklı politika; tampon bölgenin Birleşmiş Milletler gözetiminde ve NATO ordusu güvenliğinde kurulmasını sağlamak olmalıdır.

Böylece Türkiye kendini tek başına ateşe atmamış, sivillerin de gireceği bir savaşa sürüklenmemiş olacaktır.

Şebnem ÖZBEK - 3 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Açık İstihbarat

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x