
Recep T. Kürt sorununun çözümü için İstanbul'da gözlerden uzak, gizli bir toplantı yapar. Tam da CIA başkanı çuvalcının Türkiye'de olduğu günde.
Toplantıda Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD), Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum-Der'den 7 kişi vardır. Toplantıda yer alan isimler 'sürece zarar vermemek için'(?) açıklanmaz.
GÜNSİAD'ın Başkanı (herhalde Bedirhan aşiretinden) Şah İsmail Bedirhanoğlu. Kürt burjuvazisinin ağababalarından. Yönetim Kurulu üyelerinden biri AKP Diyarbakır İl Başkan yardımcısı Nesim Sevinç.
Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar'ı kendi twitter'ından tanıtayım. Okullarda 'andımız'ın kaldırılmasından yana görüş bildirmiş. "Barış Türk anneleri bizim ölülerimize ağladıklarında gelir" cümlesi de Aktar'a ait. Kimden yana tavır aldığı belli.

İnsan Hakları Derneği'nin(İHD) kurucu üyelerinden Adalet Ağaoğlu, özetle 'İHD etnik terörü, PKK'yı destekliyor. İnsan haklarına sadece Kürtlerden yana tavır alıp sahip çıkıyor' diyen bir mektupla dernekten istifa etmişti.
Toplantıda bir de Mazlum-Der var ki, Hizbullah'la organik bağ içinde olmadığını bir türlü ispat edemez. Afgan-Pakistan kaynaklı 'cihadi' gruplar Mazlum-Der'i 'Kürt Hizbullahı' olarak tanımlıyor.
Şimdi bu adamlar 'âkil adam' oluyorlar ve 23 ülkenin sınırlarını değiştirecek projenin eşbaşkanıyla İstanbul'da herkesten gizli toplantı yapıyorlar. Bir Sezen Aksu'yla Nihat Doğan eksik. Hayırlara tebdil eyle...
Ha! bu arada, aynı gün PKK din ağırlıklı bir kanal kuruyor ve Zerdüşt dinini ve Yezidiliği Kürtçe olarak anlatmaya başlıyor. Kanalda Zerdüştlüğün Kürtlerin milli dini olduğu propagandası yapılıyor, İslamiyet ve İslama ait değerler açık bir dille eleştirilirken, Yezidilik ve Zerdüşt dinine övgüler diziliyor.
Taha Akyol'dan bir tesbiti de bunların altına ekleyelim: "Güneydoğu'da PKK'nın en geniş taban bulduğu, BDP'nin en yüksek oranda oyları aldığı illerin 'Anadolu kaplanları' çıkaramamış olması önemlidir."
Taha Akyol'un tesbitinin altına Sabah yazarı Mahmut Övür'ün görüşünü de monte edelim:
"Bu gerçek 40 yıl önce fark edilseydi Kürt sorunu belki de bu kadar şiddetle iç içe geçmezdi. .. devlet aklı neredeyse 80 yıldır "Kürt zengin"in oluşmasını istemedi. Şeyh Sait'ten Dersim'e, 1960 darbesinden 12 Eylül'e her dönemde en başta bölgenin aşiret reisleri ve varlıklıları hedef alındı... Ya sindirildiler ya da sürgüne yollandılar. 1960 darbesinden sonra Sivas Kampı'na gönderilen aşiret reisleri bunun tipik örneği... Militan kültürü" yayan PKK da benzer bir yolu izledi. Adı bile iş dünyasına karşı olmaya yeterdi; Kürdistan İşçi Partisi... Mücadelesini de "işbirlikçi sınıflar" diye nitelediği iş çevresini düşman ilan ederek başlattı.
Kısaca Kürt kimliğine sahip çıkan işadamını devlet de PKK da istemedi. Bu nedenle BDP'nin oy aldığı şehirler "Anadolu Kaplanları" çıkaramazdı."
---
80 yıldır Kürt zengin oluşmasına izin verilmediyse, sırf Lice gibi küçük bir kasabadan çıkan Ağa Ceylanlar, Şeyhmuz Tatlıcılar, Nadire İçkaleler, Halis Topraklar, Hüseyin Baybaşinler neydi acaba? Maori mi?
Anladığım şudur:
- Eşbaşkan Recep Kürt sermayesiyle PKK'yı barıştırmaya soyunmuştur.
- Eşbaşkan Recep'in haybeden zengin ettiği taşralı yandaşlarına tanınan ayrıcalıklardan Kürt sermayesi de yararlanmak istemektedir (Kürt Kaplanları).
- Türkiye Cumhuriyeti'ne en az dinciler kadar hınç içinde olan aşiret ağaları, Recep'in radikal islami terör örgütlerine sempatisini bildiklerinden, Kürt Hizbullahı'nı da yanlarına alarak Recep'i masaya oturtmaktadır. İşin içinde uyuşturucu trafiğinden pay kapma arzusu olabileceğini de söylesem, çok mu spekülatif olur?
- ABD-CIA, AKP'nin kenarda durup Kürdistan'ın kuruluşunu seyretmesine izin vermemekte, bizzat Kürdistan'ı, burjuvazisiyle, sermayesiyle AKP'ye kurdurtmaktadır. Muhtaç oldukları hukuki yardım Diyarbakır Barosu'yla PKK'ya yakın derneklerden gelmektedir.
- Lozan Anlaşması'nda 'azınlık' tanımı sadece müslüman olmayanlar için kullanıldı. İhtimal, Zerdüştlük, Yezidilik üzerinden Lozan'a kontra bir hamle geliştirilecektir.
Yezidiler horoz şeklinde 'tavus-u melek' dedikleri bir heykele tapar, yemeklerini önce 'Tavus-u melek, gel ye!' diyerek horoza sunarlar.
Tavus-u melek, gel ye bu ülkeyi! Ben yiyemedim sen ye annem! Kapanın elinde kalıyor, tavus-u melek koş!
Kıymet Nadir BİNDEBİR, 3 Eylül 2012