Tek Başınasınız (1-2) / Rifat SERDAROĞLU

Tek Başınasınız (1-2) / Rifat SERDAROĞLU

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Kas 07, 2016 17:38

Tek Başınasınız (1)

Demokratik bir ülkede “Siyasi Partiler”, “Bağımsız Yargı”, Özgür Basın”, “Anayasal Kurumlar” niçin vardır! Söyleyin lütfen, niçin bu kurumlar vardır ve bunlar niçin Türk Milletinden alınan vergilerden oluşan Milli Bütçeden ödenek-maaş alırlar?

Türkiye’yi vatan, yaşam tarzını demokrasi ve çağdaşlık, kendisini özgür birey olarak kabul eden herkes ama herkes lütfen kendinize sorar mısınız? Bunlar niçin varlar ve ne iş yaparlar?

Bunların en öncelikli görevi, demokratik rejimin tehlikeye düşmemesi, ülkenin orta çağ karanlığına ve bir iç savaşa gitmemesi, kişi hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırılmaması için kendilerine ANAYASA tarafından verilen görevleri yapmaları değil midir? Peki, bunların içinde Anayasal görevlerini gereği gibi yapan var mı? Beraberce bakalım mı?

Önce her biri demokrasimizin vazgeçilmezleri olarak değerlendirilen partilerimize bakalım;

-HDP (Halkların Demokratik Partisi);
HDP, 54 binden fazla insanımızı bebek-kadın-yaşlı-genç demeden öldüren-sakat bırakan kısacası hayatlarını çalan uyuşturucu-organ kaçakçısı katiller sürüsü PKK’nın siyasi kanadıdır. Türkiye’yi parçalamak ve emperyalist devletlerin maşası olacak Kürt Devletini kurmak için çalışan bir partidir. Bunların demokrasiyle alakaları yoktur. Demokrasinin kırıntısı olsa, lider olarak kabul ettikleri Barzani’nin bölgesindeki dinci diktaya karşı çıkarlardı. Kandil’in emriyle hareket etmezlerdi. Hepsi PKK militanıdırlar. Akrabaları içinde Türk Askerini-Polisini-Köy Korucusunu öldürmeyen çok azdır. HDP Türkiye’nin değil, PKK’nın partisidir ve organize bir suç örgütüdür. Böyle bir partiyi var sayabilir misiniz?

-MHP (Milliyetçi Hareket Partisi)
Genel Başkanları sayesinde son sürat yok olmaya giden bir parti! Bahçeli ve Semih Yalçın, ikisi kalana kadar partiden herkesi atacaklar. Bahçeli’nin önünde tek görev kaldı, o da Erdoğan’ı Başkan yapmak! Milliyetçiliği kimseye bırakmayan, kürsüden urgan atan Bahçeli, Türk Milliyetçiliğini ayakları altına alan Halife özentisinin “Arka Bahçelisi” oluverdi. MHP, tek kişinin siyasi zevklerini tatmin eden bir örgüt haline geldi. Konuşmaya değer mi, var sayabilir misiniz?

-CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)
CHP ile Kılıçdaroğlu’nu ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Kılıçdaroğlu, TESEV üyesidir ve ısrarla üyeliğini devam ettirmektedir. TESEV adlı kuruluşun 17 Hukukçunun katılımıyla hazırladığı “Kürt Sorununun Çözümüne Doğru Anayasal ve Yasal Öneriler” adlı raporunu okursanız, Kılıçdaroğlu’nun gerçek düşüncelerini anlarsınız. Bir de Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden partinin Büyük Atatürk’e “Deccal-Kefere Kemal” diyen bir meczubu Genel Başkan Yardımcısı yapması, kendisine oy vermek isteyen Türk Milletine “niye bana oy vereceksin” diye taş atmasına benzer! Kılıçdaroğlu son olarak, “Seçimle gelen seçimle gitmeli” diyerek hem HDP’ye destek olmuş hem de AKP’nin 2002 yılından beri PKK’yı ülkenin başına tekrardan bela eden uygulamalarına da destek vermiş oldu! Kılıçdaroğlu hangi seçimden bahsediyor? Güneydoğu Bölgemizde trafik kontrolü yapıp vatandaşlarımıza kimlik soracak hale gelmiş PKK, seçim zamanı sandığa müdahale etmeyecek mi yani? Devlet, devlet gibi olsa PKK’nın sandık başındaki tehdit ve baskısını engellese, HDP’nin Güneydoğu bölgesinde alabileceği oy %18-20 arasında kalacaktır.

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin, hiçbir zaman AKP’yi alt etme durumu olamaz. Çünkü bu yönetim Türk Milletini tanımıyor! CHP’den iktidar bekleyen, ağustos ayında kar yağmasını beklesin, daha çabuk isteğine ulaşır. Şu anki yönetimiyle CHP belki Danimarka’da, Norveç’te iktidar olabilir ama Türkiye’de asla!

-AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi)
Bu parti, Türk demokrasi tarihinin en başarılı illüzyon ustasıdır. Demokrasinin verdiği nimetlerden yararlanarak demokratik rejimi yıkmak, yerine Federe İslam Devletini kurmak isteyen bir partidir. AKP’nin 2002 yılından bu yana görev yapan üst yöneticilerine ve Bakanlarına bakın, yüzde sekseni İstanbul Belediyesi, yüzde on’u tarikat, yüzde on’u da FETÖ kökenlidir. Aralara da ilaç niyetine birkaç tane Köksal Toptan gibileri serpiştirebilirsiniz. Çoğunun geçmişten gelen yolsuzluk dosyaları vardır!

AKP ile ilgili o kadar çok yazı yazdım, mahkemelerde öylesine delilleri zapta geçirttim ki, hepsi gün gelecek teker-teker Yüce Divan iddianamesinde yer alacak.

AKP’nin tüm günahları-suçları affedilse bile, 54 bin insanımızın hayatını, çocuklarımızın hakkı olan 400 Milyar Doları çalan bebek katili Öcalan’ın mektubunu Diyarbakır Meydanında ve TBMM de okutması ve bu uyuşturucu baronundan yeni bir Mandela çıkartmaya kalkması yok mu, asla af edilemez…

Erdoğan ve AKP, son sürat Cami duvarına doğru gidiyorlar. Artık duramazlar. Sonucuna da katlanacaklar…

Not; Yarın “Bağımsız Yargı”, “Özgür Basın”, Anayasal Kurumlar” konularını yazalım. Lütfen TESEV’in Kürt raporunu okuyun…

Not; Zahide Uçar kardeşime teşekkür ederim. Hoşgörüsüne sığınıp son yazısından alıntılar yaptım!

Sağlık ve başarı dileklerimle.

Rifat SERDAROĞLU, 7 Kasım 2016
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Tek Başınasınız (1-2) / Rifat SERDAROĞLU

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Kas 08, 2016 15:45

Tek Başınasınız (2)

Dün siyasi partilerimizi değerlendirmiş ve bunlardan Türk Milletine hayır gelmez sonucuna varmıştık. Diğerleri ile devam edelim!

Bağımsız Yargı;
Bir ülkenin en büyük zenginliği, adaletidir. Orada Hukuk Devleti ve Bağımsız Yargı varsa, insanlar adalete güveniyorlarsa, o ülke çok zengin bir ülkedir. Bunlar yoksa o ülke, zavallılık derecesinde yoksuldur. Erdoğan ve AKP 14 yılda Türk Yargısıyla o kadar çok oynadılar, o kadar tahrip ettiler ki, yargımızın güvenilirliği dip yaptı. Yargıya bir işiniz düşse, “Ben Yargıya güveniyorum. Huzur içinde oraya gidiyorum. Orada bana kumpas kuran olmaz. Hepsi T.C. Devletinin bağımsız yargı mensuplarıdır. İçlerinde cemaatçi-tarikatçı-iktidarcılar yoktur. Benim hakkımı teslim ederler” diyebilir misiniz? En önemli görevleri Anayasa ve Cumhuriyeti korumak olan Cumhuriyet Savcıları ve Yargıçlarımızdan, Türkiye göz göre göre Federe İslam Devletine sürüklenirken “Hey ne yapıyorsunuz, kendinize gelin” diyen biri var mı? Olmadığına göre bu Yargıyı var sayabilir misiniz?

Özgür Basın;
Türkiye’de özgür basın yoktur. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen Sözcü-Cumhuriyet gibi, faşist diktaya direnmeye çalışan basın organları var. Devlet Müteahhitlerinden toplanan avantalarla satın alınan ve Erdoğan’ın kölesi durumunda olan gazeteler ve TV ler var. Erdoğan’dan korktukları için ona teslim olmuş Demirören ve Doğan gruplarına ait gazete ve TV ler var. Diğerleri ise 15 Temmuz’dan sonra kapatılıp, yok edildiler. Bu derece kalitesini kaybetmiş bir basından Türkiye’ye hayır gelir mi? Gelmeyeceğine göre, Türkiye’de Özgür Basın var diyebilir miyiz?

Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşları;
Cumhuriyetin en önemli projesi Üniversitelerdir. Üniversiteler özgürlüğün, demokrasinin, fikir tartışmasının, çağdaşlığın öncüsüdürler. Bünyesinden çıktıkları topluma ışık ve yön vermeleri gerekir. Bilime, akla, çağdaşlığa ve demokrasiye karşı olan çağdışı rejimlerin Türk Milletine dayatılmasına ilk karşı çıkması ve toplumu uyarması gereken kuruluşlar Üniversitelerimiz olmalıdır.

Bizim şu anki Üniversitelerimiz gibi Erdoğan tarafından atanan Rektörlere teslim olmuş, maaşları ve korkuları uğruna fikirlerini, inançlarını saklayan, baskılara boyun eğen öğretim üyelerini hiçbir demokratik ülkede bulamazsınız.

Ya Sivil Toplum Kuruluşlarına ne demeli? Ülkede Anayasa askıya alınmış, TBMM devre dışı bırakılmış, basın esir alınmış, koşar adım diktaya doğru gidiyoruz, STK’lardan tek ses yok!

Değerli Okurlar;
Gördüğünüz gibi Türk Milletinin yanında olması, onu aydınlatması, koruması gerekenlerin beyinleri korkudan felç olmuş durumda. Yani tek başımızayız, tek başınasınız! Ya yeniden organize olup, kendi işimizi göreceğiz ya da müstahak olduğumuzu yaşayacağız.

Bugünden tam 900 yıl önce Ömer Hayyam’ın dediklerin bir daha bakalım;
Celladına âşık olmuşsa bir millet / İster ezan ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet / Müstahaktır ona her türlü zillet…

Hayyam’ın bir de hırslarını gemleyemeyen açgözlüler için dediğine bakalım;
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye / Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye,
Tam işleri dilediği gibi düzene sokar / Ecel çıkıverir pusudan; Ben ben diye…

Sağlık ve başarı dileklerimle.

Rifat SERDAROĞLU, 8 Kasım 2016
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x