Tek Dünya Devleti Ve ERDOĞAN / Zahide UÇAR

Tek Dünya Devleti Ve ERDOĞAN / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Haz 03, 2011 14:02

Tek Dünya Devleti Ve ERDOĞAN

Küresel baronların acelesi var. Kıt kaynaklar sınırlı. Ve onlar bu kıt kaynakları “değersiz küçük insan” olarak gördüğü insanlarla paylaşmak istemiyor.

Dünyanın efendileri(!) olduğunu düşünen küresel baronlar, dünyayı kısa sürede küresel köy haline getirmek istiyor.

AB, Kuzey Amerika Birliği, Afrika Birliği, Asya Birliği projeleri ile bütün ulus devletleri dört devlet haline getirip, en sonunda da dört devletten tek devlet çıkarmayı planlayan küresel güç, birlikler eliyle ulus devletleri ele geçirmiş oluyor. Birlik devletleri önce parasını, sonra ordularını kaybedecek, birlik orduları yanılsaması ile yutulmaları daha kolay olacak.

Ambalaj çok iyi... Öyle ya, sınırların kalktığı savaşsız bir dünya… Kulağa ne hoş geliyor değil mi?

Oysa tek dil, tek din, tek banka sistemi ile gücü tek merkezde toplamayı hedefleyen küresel eşkıya, ya da şeytanın temsilcileri, tek güç merkezi olarak insanoğluna dünyayı açık hava hapishanesi yapmayı planlıyor.

Proje hızlı yürüyor. Dünya nüfusunu 1/3’e düşürmeyi planlayanlar, insanları bu ölümlere alıştırıyor. Son yıllarda ki bütün toplu ölümlere dünya kayıtsız kalıyor farkında mısınız? Uzak doğu, Endonezya, Pakistan, Japonya… Oralarda yaşanan toplu ölümlere dünyanın ne kadar kör kaldığını fark etmedinizse, artık fark edin! Tepkisizlik yürütülen proje gereğidir. Dünya insanları ölümlere, toplu yok oluşlara alıştırılıyor. Toplu katliamlar yapıldığında, laboratuarlarda ölümcül mikroplar üretilip insan ırkı kırıldığında da görülen o ki dünya böyle umursamazca seyredecek.

Çipli nüfus cüzdanı da tek dünya devleti için gerekli projenin bir ürünüdür.
AKP bu projeyi Bolu’da uygulamaya koydu. İleriki zamanlarda bu çiplere kişilerin bütün bilgileri kopyalanacak. Tek dünya devleti olduğunda ise tek banka sistemine geçecek olan federal rezerv banka sahipleri para yerine bu çiplerin kullanılmasını sağlayacak. Her birey ücreti kadar bu çiplerle alışveriş yapabilecek.

Bu çipler sayesinde insanların her davranışı kontrol edilecek, isyan etmeye kalkan kişilerin çipi kapatıldığı için yolculuk bile yapamayacak.

“Kaybolan çocuklara çip takalım” önerileri ne kadar masum geliyor değil mi? Oysa insanlar alıştırılıyor. Kendi kölelikleri önce zihinlerde onaylatılıyor.


GDO vasıtası ile insanlar gırtlaklarından yakalanırken bir kelepçe de buradan takılmış oluyor. GDO insanların genetiğini bozarken kısırlaştırmaya da yarayacak. Yani nüfus azaltmaya…

Şu anda ülkemizde olan her faaliyet, baronların yönetiminde köleleştirilmiş insanlardan oluşan “tek dünya devleti” hedefi için yürütülüyor.

Erdoğan “tek dünya devletinin kurulmasına” hizmet etmek ve kendi ülkesini pazarlamak için seçilmiş bir aktördür. O sadece kendine verilen rolü oynuyor. Bu rolün karşılığını da fazlası ile alıyor.

Tek dünya devleti tek dinli bir devlet olacak değil mi? Erdoğan “dinler arası diyalog”un eş başkanı değil mi? Nedir dinler arası diyalog? Kabala öğretisi ile harmanlanmış evangelist Protestan Müslümanlık...

Kelime-i Şehadet’ten Peygamberimizin adını bu yüzden kaldırdılar. Lucifer’in çocuklarının kurmak istediği tek dinli, aslında dinsiz devletin kurulmasına yardım etmek için.


Dinler arası diyalogun eş başkanlarından biri de İspanya başbakanıdır. İspanya’da dinler arası diyalog için yapılan heykel her şeyi çok açık anlatıyor. Secdede olan Müslüman’ın yanında İncil, Müslüman ‘ın sırtında elinde Tevrat olan bir Hristiyan, Hristiyan’ın sırtında elinde Kuran olan bir Yahudi…

Müslüman en altta… Son dinin mensubu… Bütün dünyaya gelmiş bir dinin mensubu… Diğer dinler bozulduğu için gelen ve son din olduğu müjdelenen bir dinin mensubu en altta ve ayaklar altında… İşte bu heykelin temsil ettiği hedefin Eş Başkanıdır Erdoğan!..

Erdoğanizm dini haline gelen bu Erdoğan Müslümanlığının mensupları, Allah Ve Resulüne elbette hesap verecektir!

Diyalogcular şeytanın ateşine ateş taşırken, insanlığa en büyük ihaneti yapmaya da devam ediyor.


Erdoğan’ın gelişini hatırlayın. Siirt seçimlerinden hülle ile vekil seçilirken ağız birliği etmişçesine herkes, her kurum susmuştu. Edelman Baykal’dan başlayarak YSK’ya kadar ziyaret edip her birini de “sihirli gücü ile” tatmin etmeyi başarmıştı(!).. Böylece ikna olan her kurum ve şahış aslında kendi canavarına onay vermiş oldu. O günden beri de "tatmin" olma seansları devam ediyor(!)..

Karanlık ellerde 80 yıldır hazırlanan “Yecüc-Mecüc”ün kapağı da böylece açılmış oldu.

Hilmi Özkök, başında ABD’nin çuvalı ile gezen, milletin vicdanında çoktan mahkum olmuş zat… Hatırlayın, Genel Kurmay Başkanı olduğu dönemde KKK brövesinden Atatürk resmini çıkarmaya kalkmıştı. Aslında bu bile ortak bir projeyi haber veriyordu.

Atatürk bağımsız bir ulus devleti temsil ediyordu. Atatürk emperyalizmin yenilebileceğini bütün dünyaya ispat etmiş, mazlum milletlere direnme gücü veren, bağımsızlık şuurunu uyandıran bir lider olmuştur. O zaman bu güç, bu simge değersizleştirilmeli, zihinlerden silinmelidir.

Erdoğan Dersim kalkışmasını dillendirirken Atatürk’ü sanık sandalyesine oturtmayı acaba bu yüzden mi istiyordu?

ABD Donanması Haberalma Servisinin 1979 yılında ele geçirilen raporundan beyin yıkama teknikleri hakkında yazılan bir madde:

“Tarih ve hukuku yeniden yazmak ve halkı sapkın yaradılışın hükmü altına sokmak...”

Erdoğan ve ekibi tarihi gerçekleri sürekli saptırarak bu projeyi yürütüyor. Seçimde kazanırlarsa hukuku yeniden yazacaklar. Aslında Silivri yargısı ile GUANTENAMO hukukunu yazdılar. Ölümcül darbe seçimden sonraya kaldı.

Gallipoli
diye film yapanlar, sözde “insan Mustafa” diye belgesel yapıp Mustafa’yı Atatürksüz Mustafa haline getirenler de yürütülen psikolojik savaşın birer tarafıydı. Atatürk Silivri davalarına sehven bir numara olarak girmedi. Atatürk’ü zihinlerde dönüştürüp silmek isteyenler şunu çok iyi biliyordu: “T.C. Devletinin kurucusunu tartışmalı hale getirip yok edersen T.C. diye bir devletin meşruluğu da tartışmalı hale getirilebilir.”

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşını tartışarak değersizleştirmeye çalışanlar da tek dünya devletini planlayanların taşeronlarıdır.

2006 yılında İtalya’dan Türkiye’ye gelen Türk Hava yolları uçağında ki bir yayında Türkiye haritasında Güneydoğu “Kürdistan” olarak gösterilmişti. Tepki üzerine “sehven” demişlerdi. Siirt’ten Edelman’ın teveccühü ile “sehven” seçilen Erdoğan, sehven yargılamaların da başbakanı olarak tarih ve vicdanlarda ki yerini alacaktı.

Erdoğan’ın tasada ve kıvançta bir olmuş, ülkü birliği kurmuş Türk Halkını etnik kaşımayla provake etmesi de görevi gereğidir. Gene Alevi-Sünni kaşıması, Aleviliği seçim meydanında yuhalatması da etnik ve dinsel boğazlaşmayı planlayan küresel güçlerin projesine hizmet etmektir.

Şöyle diyordu David Rockefeller:

“Düşmanı yok etmenin yolu onların birbirini öldürmesini sağlamaktır. Ordusunu ikiye bölersin, iki tarafa da yardım edersin. Sonra ülkeyi ele geçirirsin.”


Türkiye'de F tipi polise yardım ediyor. Ülkemizde planlanan boğazlaşma ise Kürt-Türk çatışmasıdır. Bu çatışmanın zeminini çıkardığı yasalarla AKP hükümeti oluşturdu. Kürt-Türk çatışması çıkarsa BM-NATO tezgahı ile ülkenin üzerine çökecekler.

Polis içine yerleşen cemaatin ülkemize giren “sayısını bilmediğimiz” CİA ajanları ile birlikte çalışarak Türk Ordusuna savaş açması da aynı projenin ürünüdür.

Polis ve Orduyu karşı karşıya getiren Erdoğan hükümeti, bütün kurumlara olan güveni bitirip bütün kavramların içini boşaltma görevi de yapıyor. Dün söylediğini hiç utanmadan bugün inkar eden, yalan satmaktan hayali projelerle HAYAL satmaya terfi eden Erdoğan… Erdoğan sadece milli güçlere saldırmıyor, aynı zamanda "MUHAMMEDİ AHLAK"a da saldırıyor. Bu cümlemi sakın unutmayın!

Bütün kurumların çökertilmesi Cumhuriyetin çökertilme projesidir. Devlete Kandilden gelen katiller önünde diz çöktüren ve ülkenin bayrağını teröriste kıyak olsun diye indiren yargının başbakanı olma şerefine(!) nail olan Erdoğan…

Küresel Sermaye adına bütün ülkeyi Hasdal-Silivri hattına hapseden Erdoğan…


8 yıldır herkesle kavga ediyor. Kışkırtıyor, bölüyor, ayrıştırıyor. Sürekli kaos çıkartıyor. Sürekli suni gündemler yaratıp toplumu gerçeklikten koparıp sanal bir dünyaya hapsediyor.

Gene ABD Donanması Haber Alma Servisinin raporundaki 3 maddeyi hatırlatalım:

“Genel Kural

1- Düzensizlik.

Düzensizlikte kar vardır. Daha fazla karışıklık daha fazla kar demektir. Bu nedenle en iyi yaklaşım problem yaratmak ve sonra çözümler sunmaktır.”

Erdoğan bu maddeyi 8 yıldır başarı ile uyguluyor. Yani görevini iyi yapıyor(!)..”

2-Medya: Yetişkin nüfusun dikkatini gerçek sosyal sorunlardan uzak tutarak gerçekte önemli olmayan meselelere çekmektir.

AKP medyası 8 yıldır bu maddeyi de başarılı bir şekilde uyguluyor.

3-Okullar: Genç nüfusu gerçek matematikten, gerçek ekonomiden, gerçek hukuktan ve gerçek tarihten habersiz tutmaktır.”

Bu madde yıllardır ağırlaştırılarak birçok hükümet tarafından uygulandı, uygulanıyor.

Dünyanın terk ettiği modern matematik okutularak matematik aklı yok ediliyor. Okul ve dershane kıskacına hapsedilen öğrencinin verilen ders dışındaki konuları araştırma imkanı yok edilirken, düşünmesi de engellenmiş oluyor."


Türkiye’de olanlara içeriden bakarsak, kavram kargaşası ile gerçekleri gözden kaçırırız. Gerçek olansa; tek dünya devletine giden yolda Türkiye’nin dizayn edildiğidir.

Türkiye’nin dizayn edilmesi için de Erdoğan görevlendirilmiştir.

BOP, GOP ve Dinler arası diyalog EŞBAŞKANI olmayı kabul ederek Lucifer’in çocuklarının “TEK DÜNYA DEVLETİ”ni kurma projesinde rol almıştır.

Şeytani güçlerin insana hükmedebilmesini sağlayacak olan Tek Dünya Devleti olsa olsa Nemrut’un ülkesi olur.

Gün Nemrut’un yaktığı ateşe ateş taşıyanlarla ateşi söndürmek için su taşıyanların saflarını seçtiği gündür.

İnsan olmakla köle olmak arasında yapılan tercih kişilerin kendi kaderini de belirleyecektir.



Zahide UÇAR - 3 Haziran 2011, İnternetajans.com
Z_eucar@yahoo.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x