Tophane rıhtımında yaparlar gemi, ehl-i keyif oturur çekerle

Tophane rıhtımında yaparlar gemi, ehl-i keyif oturur çekerle

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Eyl 25, 2010 19:23

Tophane rıhtımında yaparlar gemi, ehl-i keyif oturur çekerler demi

Tophane’de bize göre; ‘sanatın içine tüküren’, zihninde ‘suç’ kavramı ‘günah’la yer değiştirmiş, günah kavramını da ihtiyaçlarına göre liberalize etmiş, tesettürlü evlerinde her türlü taciz, tecavüz, çocuk istismarı yaşanan, uyuşturucu trafiğinin kontrolunda da payı olan tarikatların yolunda giderken, mini etekli bir kızın eteğine ya da içtiği biraya itirazı olan, aslında İstanbul’un yerlisi bile olmayan, AKP’nin yardım kolileriyle beslenen lümpen güruh hayat tarzımıza saldırdı.

Yandaki resmi yayınlayan Tophanehaber sitesine göre; sokaklarında içip dağıtan, tesettürlü bir kadına laf atan, arabalarıyla kaldırımları işgal eden densizlere hadleri bildirildi.

İstanbul Valisi’ne göre; büyütülecek birşey yok, olay ‘organize’ değil ‘spontane’ gelişti (herhalde organize olduğu saptansa, Ergenekon iddianamesine iliştirilecekti).

Savcılığa göre; kimseyi gözaltına almaya bile gerek yok, zaten yaralananların tedavisi de yapıldı bitti.

AKP’li, İlahiyat fakültesi mezunu Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a göre; “İçkili partilere bir dur demek gerek!” Olay burada kopuyor işte. Belediyede. Mahalle baskısını, devlet baskısına dönüştüren süreç, belediyeler eliyle şekillendiriliyor.

Beyoğlu Belediyesi, her semtte semt konakları adı altında evler açıyor. Tophane, Okmeydanı, Kasımpaşa’da da bu evlerden var.

Semt Konakları, 'cemaat' dedikleri Fethullah tarikatının Işık evleri örgütlenmesinin daha gelişmiş şekli. Bu konakların açılış kurdeleleri, ponpon kızlardan fellik fellik kaçan Recep-Emine Erdoğan tarafından kesiliyor.

Gıda bankacılılığı adı altında, tarikat yuvalarının nasıl vergi sisteminin dışına çıktıkları, belediyeler eliyle yandaşlarını zengin ettikleri bilinmektedir (gıda bankacılığı yoluyla islamcıların nasıl vergi kaçırdıklarına dair). Beyoğlu Belediyesi gıda bankacılığı da yapıyor.

Konaklarda ‘hanım’lara yönelik hobi faliyetleri yürütülüyor (takı tasarımı illaki var), kuaförlük, berberlik gibi mesleklerin eğitimi veriliyor.

Sosyal yardım adı altında, belediyelerin imkanlarıyla evlere gıda kolisi gönderilmesi bu semt konaklarında örgütleniyor.

Bu konakların, kendilerine benzemeyenleri dışlayan, tesettürlü, evrensel etik kuralları reddeden, kendi islami ahlak sistemini dayatan bir sosyal yapısı var. Belediyeler tarafından toplumun tümüne verilmesi gereken hizmetlerin, sadece yandaşlara sağlandığı, getto tarzı yaşamların teşvik edilerek örgütlendiği yerler bu konaklar.

Başında Beyoğlu Belediyesi, başında Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan var.

Biz de şaşırıyoruz sonra, Tophane serserileri sanat galerisine neden saldırdı, Misbah Demircan neden “İçkili partilere bir dur demek gerek!” dedi diye... Toplumun hayat tarzlarına göre ayrıştırılması-bölünerek farklılaştırılması belediyeler eliyle organize ediliyor çünkü.

Tophane ağzıyla söyleyeyim de, içki içene had bildirdiğini sanan şakirt de anlasın:

Tophane rıhtımında bütün dalgalar havagazı annadın mı! Aslolan memleketin tümden BOPHANE’ye dönmüş olması ciğerim!... Senin hizmetlerine de ihtiyaçları kalmadığında oradan da vururlar kıçına tekmeyi, Roman açılında Tayyip’i şapır şupur öpen Sulukuleli çeribaşına dönersin. Yıkık evinin önünde iki plastik leğen, bi dürülmüş yatak, bi de makarna kolisiyle ağlarken resmin çıkar medyada.

Sonra bi bakarsın, kafasında şişe kırdığın sanatsever savunuyor senin barınma hakkını.

AKP rıhtımında bütün dalgalar havagazı yiğenim! Aslolan toplumun 'benzemez' unsurlarını birbirlerinden iyice ayrıştırıp toplumu atomize etmek. Yoksa şarkısı bile var, Tophane rıhtımında gemi yaparlar gemi / ehl-i keyif oturmuş çekerler demi... AKP'nin toplumu atomlarına bölme niyeti olmasa, Tophane sana da yeter ehl-i sanata da ehl-i keyife de! Ama niyet başka...



Kıymet Nadir BİNDEBİR, Bağımsız Gündem, 23 Eylül 2010
kiymetnadirbindebir@gmail.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x