Türk askeri sınırımızdan çekiliyor - İŞTE O GENELGE

Genel & Güncel Konular

Türk askeri sınırımızdan çekiliyor - İŞTE O GENELGE

İletigönderen Başkomutan » Prş Ara 24, 2009 14:53

Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

Sınır güvenliği asker kontrolünden çıkıyor. 390 sınır karakolu kapanacak. Peki Türkiye'nin sınırlarını kim koruyacak? AB destekli 4 milyar euroluk proje 2012 yılından itibaren devreye girecek.

Türkiye'nin gündemine ilk olarak 5 yıl önce gelen 'Entegre Sınır Güvenlik Sistemi Projesi' hayata geçiriliyor.

ASKER DEĞİL POLİS KORUYACAK

AB reformları kapsamında projenin 2012'de faaliyete geçmesi için düğmeye basıldı. Projeyle Türkiye'nin sınırlarını asker değil, tamamı profesyonel 70 bin sınır polisi koruyacak. Başında vali ya da müsteşarın bulunacağı sınır polisi, son teknolojiye sahip silah ve ekipmanla görev yapacak. Yurt genelindeki tüm hava, kara ve deniz gümrük kapıları sınır polisinin sorumluluğunda toplanacak. 3 milyar 700 bin euroya mal olacak projenin yüzde 60'ı AB, geri kalanı da ise Türkiye tarafından karşılanacak.

ÖNCELİK BATIDA

Proje sayesinde 2 bin 949 kilometrelik kara sınırları boyunca konuşlanan ve yüzde 90'ı zorunlu askerlik hizmetini yapan Mehmetçik'ten oluşan 34 bin asker boşa çıkacak. 390 sınır karakolu da kapanacak veya sınır polisine yönetime devredilecek. Proje aşamalı olarak hayata geçeceğinden başlangıçta oluşacak yetişmiş personel açığının giderilmesi için jandarma, gümrük muhafaza memuru ve sahil güvenlik personelinden yararlanılacak. İhtiyaç duyulması durumunda TSK'nın bazı unsurları sınır polisinin yetki alanında konuşlanabilecek. Proje ilk olarak Türkiye'nin batı sınırlarında uygulanmaya başlayacak.

GÖZETLEMEYİ TALOS YAPACAK

Türkiye'nin kara sınırının yüzde 65'i dağlık bölgelerden oluşuyor. Böylesine dağlık bir bölgede fiziki engel sisteminin kurulması mümkün olmadığından, bu bölgelerin uydu sistemleri ile izlenmesi ve kontrol edilmesi gerekiyor. AB ile ortak geliştirilen Taşınabilir Otonom Sınır ve Geniş Alanlar İleri Gözetleme Sistemi (TALOS) adıyla bir elektronik gözetleme sistemi kurulacak. TALOS’a bağlı insansız kara ve hava araçlarıyla en ufak hareketler bile merkezden takip edilebilecek.

internethaber

Başlıkta ilginç hani uykulu olsam şöyle zannederdim.Barzani basını belki Yunan yok yok bu kesin bizim medyamızdır...
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Tutku » Prş Ara 24, 2009 18:17

Offtopic :
Başlıkta ilginç hani uykulu olsam şöyle zannederdim.Barzani basını belki Yunan yok yok bu kesin bizim medyamızdır...


Doğru tespit. Şuan uyku sersemi halimle Barzani ile ilgili bir haber sanırım dedim :D

Konuya dönersek bu uygulamanın bize ne gibi yararları olabilir diye düşünüyorum. Yani sınırları askerimizin korumasının ne gibi sakıncası var anlayabilmiş değilim. Hoş AB reformları kapsamında diye zaten bahsi geçmekte o ayrı bir mevzu... Uygulama ile birlikte cebimizden yaklaşık 1.5 milyar Euro çıkıyor. Her şeyimiz tamamdı da bir bu eksik kalmıştı ve saçacak para arıyorduk zaten(!)
Kullanıcı küçük betizi
Tutku
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eki 22, 2009 3:41

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen antalyalim » Prş Ara 24, 2009 19:20

Asker sinirdan cekilecek Polis koruyacak.
Saka mi bu haber?
Yok yok kesin dogrudur beklenir bu heriflerden.Serefsizler.
Yahu Polis kendini koruyabiliyor mu ki sinirlarimizi korusun. Agir silahlar dediginiz bizim askerimizde de var. Durduk yere bu masrafa ne gerek varki simdi.
Biz fetos yanlilarini ülkeden atmakla ugrasirken bu adamlar f-polise kapilari veriyor.
Yazik vallahi cok yazik.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen maydonos » Prş Ara 24, 2009 21:29

Bu durum cok kotu eger bu hal aldi ise soyleyecek soz kalmamis. Bu sozun bittigi yer. Salvari saltak Osmanlinin ayak sesleri..

Ozal zamaninda "doguda oturacak ve yerlesecek kisiler belli" demisti. Demekki o zamandan satildi dogu.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen brd » Prş Ara 24, 2009 21:32

Haber dogrudur, asagidaki makalede incelenmis ve sakincalarina dikkat cekilmistir.

Türkiye, 2004 yilinda AB müktesebati kapsaminda bunlari kabul etmisti, aslinda 2009 yilinda hayata gecirilecekti ama "AB ben para vermem" dedigi icin ertelenmisti 2012 yilina, son Bagis'in gezisinde anlastilar.

En önemli sakincalari:

1. Sinir güvenligi icin kurulacak polis gücü, simdiki polis teskilatinin sahip olmadigi agir silahlara ve daha genis istihbarat teknolojilerine sahip olacak. Bu polis dogrudan (normal polisle hicbir baglantisi yok) icisleri bakanligina bagli olacak. Polislerin hepsi yeni göreve baslayacagi icin yaklasik 70.000 kisilik kadrolasma imkani yaratacak

Söyle bir spekülasyon yapilabilir: Bu polis ileride kurulmasi düsünülen federal bir yapidaki polis teskilatinin ilk adimi olabilir. Söyle ki, Almanya'da kurululan sinir polisi (BGS) daha sonra federal polis teskilati haline sokuldu.

2. Bu mesele baska bir konu olan "mültecilerin geri alinma anlasmasiyla" baglantili

Son zamanlarda alinan siki önlemler nedeniyle göcmenler Türkiye üzerinden Yunanistana gecmeye baslamisti ve Türkiye Avrupadan geri gönderilen göcmenleri geri almamakta

Türkiye gelecek ay (Ocak 2010) geri alim anlasmasini imzalayacak. Bu su anlama geliyor. Avrupa ülkeleri kacak göcmen olarak gördügü kim varsa, bu insanlar Türkiye üzerinden geldi diyerek hepsini Türkiyeye gönderecekler. Türkiye bu insanlarin ihtiyaclarini karsilamak zorunda kalacak

Kisacasi her sene yüz milyonlarca Euro paramiz Avrupanin bize yolladigi göcmenler icin harcanacak ve Avrupayi cok büyük bir problemden kurtacagiz. Örnegin artik Yunanistan eskisi kadar para harcamak zorunda kalmayacak sinirlarini göcmenelere karsi korumak icin

Bunun karsiliginda Türkiye ne alacak?

Aslinda hicbir sey. AB bunlar yapildiktan sonra Türklere vizeyi kaldirabilecegini söylüyor, ancak uluslararsi anlasmalar geregi Türkiye Cumhuriyeti vatandaslari zaten vizesiz olarak AB ülkelerine seyahet etme hakkina sahip. Fakat bu haklari Ab ülkeleri tarafindan ellerinden alinmis durumda.

Kisacasi esegi kaybettirip yeniden bulduruyorlar, üstüne de cebimizden 3-5 milyar euro para cikiyor.


http://www.cilip.de/ausgabe/i-91.htm

Turkey on its way to Schengen

by Emre Ertem

The EU will only grant freedom of movement to Turkish workers when Turkey fulfils the criteria of the Schengen acquis. To facilitate EU accession, Turkey is therefore trying to close down its south-eastern borders against unwanted immigration. Amongst others, it is planning “reception centres” for around 5.000 asylum seekers and is creating a new paramilitary border police force.
En son brd tarafından Prş Ara 24, 2009 21:42 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen brd » Prş Ara 24, 2009 21:35

GÖRÜŞ
EMRE ERTEM
‘Avrupa Kalesi’nin Yeni Bekçisi Türkiye mi?
Cumhuriyet 08.08.2008
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vize almaya mecbur kalmadan seyahat edip edemeyeceği tartışmaları süredursun, Türkiye’nin Schengen süreci sessiz sedasız ilerlemeye devam ediyor. Bu süreçten kamuoyuna yansıyan tek gelişme “çipli” yeni pasaportlar olsa da Türkiye, aynı Gümrük Birliği Anlaşması’nda olduğu gibi karar alma aşamasında söz sahibi olmadığı bir uygulamanın parçası haline gelerek, “Avrupa Kalesi”nin (Fortress Europe) yeni bekçisi olma yolunda hızlı adımlar atıyor.
AB ile Türkiye arasında ağır aksak yürüyen tam üyelik müzakerelerinin “Adalet, Özgürlük, Güvenlik” başlığı altında yer alan Schengen müktesebatının Türk ulusal mevzuatına uyumu ile ilgili çalışmalar, Türkiye’nin 2003 yılında belirlediği strateji çerçevesinde yürütülmektedir. Bu strateji kapsamında “asker olmayan profesyonel bir sınır polisi oluşturmayı taahhüt eden” Türkiye, 2005 yılı Mart ayından beri yürürlükte olan “Göç Ulusal Eylem Planı” çerçevesinde bu yönde önemli adımlar atmıştır.
Türkiye’nin Schengen’e uyum kapsamında attığı adımların “ancak küçük bölümleri AB fonları tarafından finanse edilebileceğinden”, bu sürecin ilk aşamasında ortaya çıkacak 4 milyar Avro civarındaki maliyeti, Türk vergi yükümlülerinin cebinden karşılanacaktır. Her ne kadar bu yapılan çalışmalar sonucu Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vize almaya gerek kalmadan seyahat edebilecekleri ya da daha kolay vize prosedürleri ile karşı karşıya kalacağı bazı çevreler tarafından dile getirilse de, üyelik öncesi bu adımlar atılmadan da, Avrupa Birliği “Komisyonun teklifi üzerine üye ülkelerin müzakerelerin herhangi bir aşamasında Türkiye’ye vize uygulamasını kaldırmaları yolu açıktır.” AB tam üye adayı Hırvatistan’ın yurttaşları vize almadan AB ülkelerine seyahat edebilmektedirler.
Peki, AB, Türkiye’nin tam üyeliğin önkoşulu olmayan, hatta Birleşik Krallık ve Đrlanda gibi AB üyesi ülkelerin dahil olmadığı Schengen sistemine entegre edilmesine neden bu kadar fazla önem vermektedir? AB’nin bu konudaki ısrarını anlayabilmek için entegre sınır sistemi ile ne amaçlandığını ve Türkiye’ye entegre sınır sisteminde biçilen rolü incelemek gerekmektedir. AB’nin merkez ülkeleri -özellikle Almanya- kendilerini mültecilere ve “kaçak” göçmenlere karşı korumak için bir “cordon sanitaire” (güvenlik kuşağı) oluşturma çabası içindedir. Bu yönde hem AB içerisinde hem de AB’ye sınır olan ülkelerde çeşitli faaliyetler yürütülmektedir.
Birlik içerisinde yapılan çeşitli düzenlemelerle, mültecilerin ya da “kaçak” göçmenlerin AB sınırlarına ilk girdiği ülkede tutulması ve yasal sürecin bu ülkelerde devam etmesi ilkesi hayata geçirilmiştir. Örneğin şu an AB’nin doğu sınırı Polonya üzerinden Almanya’ya giriş yapan bir mülteci ya da “kaçak” göçmen, Polonya’ya geri yollanmakta ve yasal süreç bu ülkede tamamlanmaktadır. Geçerli vizesi ya da oturma izni olmayan yolcuların hava veya karayolu ile yolculuk yapması, ulaşım şirketlerine getirilen kısıtlamalar ve yüksek cezalar nedeniyle imkânsız hale getirilmiştir. Türkiye ve Pakistan’dan Almanya’ya hava yolu ile seyahat etmek isteyen yolcuların bilgileri daha havaalanındayken Almanya’ya aktarılmakta ve yolcular fişlenmektedir. Konsular temsilciliklere mültecilik başvurusu yapılamayacağından, Birleşmiş Milletler tarafından temel insan haklarından biri olarak ilan edilen mültecilik başvurusu yapma hakkı, AB üyesi ülkeler tarafından uluslararası hukuka aykırı biçimde fiilen ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Ancak alınan bu önlemler AB üyesi ülkeler tarafından yeterli görülmemiş, başta Libya, Ukrayna ve Türkiye olmak üzere çeşitli Afrika ve Doğu Avrupa ülkelerinde mültecilerin ve “kaçak” göçmenlerin tutulacağı, yönetimlerinin yarı resmi kurumlar ve “sivil toplum kuruşlarınca” yürütüleceği kamplar kurulması planlanmaktadır. Bu kamplarla ilgili planlar 1 Eylül 2005 tarihinde yayımlanan strateji belgesi ile AB tarafından onaylanmış, Orta ve Güney Afrika ülkeleri ile AB sınırları dışında kalan Doğu Avrupa ülkelerinde pilot projeler uygulanmasına karar verilmiştir.
1951 Konvansiyonu’nu coğrafi kısıtlama koyarak imzalayan Türkiye, şu an Avrupa kıtası dışından gelen mültecileri kabul etmemektedir. AB, ısrarla Türkiye’nin bu coğrafi kısıtlamayı kaldırmasını talep etmektedir. Türkiye, hazırladığı “Göç Ulusal Eylem Planı” ile bu kısıtlamayı kaldıracağını ilan etmiş ve başlangıçta ağırlıkla Türkiye’nin doğusunda olmak üzere toplam 5000 kişi kapasiteli yedi adet mülteci/göçmen kampı kurma yükümlüğü altına girmiştir.
Bu sürecin Türkiye’ye getireceği hukuki sorumluluklar, projenin finansal maliyeti ve karşı karşıya kalınacak etik problemler kamuoyunda tartışılmadan Avrupa’nın kapı bekçiliğine soyunan Türkiye, sınır polisi gibi hafif ateşli silahlar ile donatılmış yarı-askeri bir kolluk gücünün yaratacağı “demokrasi açığını” da göz ardı etmektedir.
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

Askerler sınırdan çekiliyor

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Oca 09, 2010 17:01

Askerler sınırdan çekiliyor

İşte silah ithalatında sınırı genişleten düzenlemenin ardındanki hazırlık...

AB'ye uyum kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri sınırdan çekiliyor. Sınır güvenliği İçişleri Bakanlığı'na bağlı sivil personelden oluşan yeni bir teşkilata devredilecek. Meclis'te bekleyen Silah Yasası ile bu yeni sivil birlik, asker gibi ağır silahla donatılacak.

Türkiye'nin sınır güvenliği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) alınarak İçişleri Bakanlığı'na veriliyor. Böylece yıllardır asker tarafından yürütülen 'sınır güvenliği' görevi, İçişleri Bakanlığı'na bağlı özel eğitimli sivil personelden oluşacak yeni bir teşkilata devredilecek. AB uyum kapsamında yapılacak yasa değişikliğinin ardından, asker, sınır güvenliğinden çekilecek ve yerine profesyonel personelden kurulu sivil kolluk gücü geçecek.

50 BİN PERSONEL ALINACAK

Askerin 'sınır güvenliği' görevinden çekilmesi kademeli olarak gerçekleşecek. Yeni teşkilat ilk etapta 50 bin personelden oluşacak. Yeni sivil kolluk gücü, askerin kullandığı ağır harp silahları ile donatılacak. Silah Kanunu'ndan değişiklik öngören ve TBMM İçişleri Komisyonu'ndan, Alt Komisyon'a havale edilen tasarıda yer alan düzenlemede, sınır güvenliği için kurulacak yeni sivil kolluk gücünün ağır silahlar alabilmesine imkan tanıyacak açık kapı bırakıldı.

5. MADDEYE İNCE AYAR

Silah Kanunu'nun, roket atar, makineli tüfek ve top gibi ağır silahların ithalini düzenleyen 5. maddesinde önemli bir detay bulunuyor. Mevcut yasal düzenlemede, ağır silahların Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet ve OHAL Valiliği tarafından ithal edilebileceği açıkça yazarken, yeni düzenlemede bu kuruluşlardan yalnızca MSB, TSK ve MİT'in ismi yer aldı. Bu tanımlama, yeni kurulması planlanan sivil sınır güvenliği teşkilatının, harp silahı alımında kanundan kaynaklanan bir sıkıntı ile karşılaşmaması için yapıldı.

GENEL KOLLUK VURGUSU

Yeni düzenlemede, harp silahı ithal edebilecek MSB, TSK ve MİT'in dışındaki diğer kuruluşlar 'Genel Kolluk' ifadesiyle tanımlandı. Bu ifadenin, ilk aşamada 50 bin personel istihdam edilmesi planlanan yeni sınır güvenliği teşkilatını da kapsadığı belirtiliyor.

BAĞIŞ AKŞAM'A AÇIKLAMIŞTI

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bir süre önce Türkiye'nin sınır güvenliğinde AB standardına ulaşmak için 50 bin kişilik özel bir güvenlik gücü kurma hazırlıkları yürüttüğünü söylemişti. Bağış, ABD'nin Meksika ve Kanada sınırlarını koruyan 'Border Patrol' sistemine benzeyeceğini açıkladığı yeni sınır koruma gücünün asker ve polisten farklı bir birim olacağını vurgulamıştı.

VAN KARAKOLU KALKIYOR

AB'YE uyum çerçevesindeki bu düzenlemeler kapsamında Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlayan askeri birlikler arasında en dikkat çekici konuma sahip Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'nın kaldırılması gündeme geldi. Bu birlik, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan aldığı yetki devri ile halen İran - Irak ve Suriye sınırının bir bölümünü koruyor. Yeni sınır güvenliği teşkilatının kurulmasının ardından Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı da, görevini kademeli olarak devredecek. Demokratik açılım çerçevesinde yürütülen çalışmaların, sınır güvenliği ile ilgili gelişmelerin takvimi açısından belirleyici rolü olduğu vurgulanıyor.

Barkın ŞIK / Akşam


Gerçek Gündem, 9 Ocak 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen TürkAy » Pzr Oca 10, 2010 3:23

Silâh Kanunu: TSK yerine polis ordusu!


AKP Hükümeti, 1 Temmuz 2009 günü Meclis’e sevk ettiği “Silâh Kanunu” ile MİT’e ve polise “askeri silâh” ithal etme yetkisi vermek istiyor. 10 Aralık’ta görüşmeleri başlayan tasarı kamuoyuna “bıçak ve biber gazına düzenleme” diye yansıtılmıştı. Kanal D’nin haberine göre mevcut kanunda askeri silâh ithalatı ve ihracı Milli Savunma Bakanlığı’nın izniyle yapılabiliyor, kayıtlar, Genelkurmay Başkanlığı’nda tutuluyor. Meclis İçişleri Komisyonu’nda görüşmeleri süren “Silâh Kanunu” tasarısıyla, askeri silâhların (MİT ve polis için) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından da ithal edilmesinin yolu açılıyor. Tasarı Alt Komisyona gidince ilgili kuruluşlardan da görüş istendi. Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı Bilgi Notu’nda, “Düzenleme ile, MİT ve genel kolluk kuvvetlerinin askeri nitelikte silâh ithal edebilmeleri mümkün hale getirilmiştir. Tasarının bu haliyle yasalaşması halinde, askeri silâh ve malzemelerin ithali tek elden takip edilmeyecek, kontrolsüz kalacaktır” deniliyor.
Yeni Silâh Kanunu’yla askerlerden de silâh ruhsatı işlemleriyle ilgili valiliklerden izin ve onay alması isteniyor!

* * *

Polis veya istihbarat ne yapacak askeri silâhı?
Kime karşı kullanacak?
Mümtaz’er Türköne, “Mevcut ordu dağıtılmalı, yeni bir Nizam-ı Cedit ordusu kurulmalı, jandarma bütünüyle lağvedilmeli” derken, demek ki bu yönde hazırlıklar olduğu bilgisine sahipti ve kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu.
Türköne, “Yeni bir ordu kurmak, çağın ihtiyaçlarına ve ülkenin çıkarlarına uygun köklü bir dış güvenlik reformuna girişmek demek.
‘Mevcut komuta kademesini tasfiye edince, yeni orduyu kiminle kuracağız?’ diye soranlara cevabı yine tarihten verelim. Ankara’da yeni orduyu kuran komutanların -Atatürk dahil- rütbesi neydi?” diyordu.

* * *

Türk Ordusu’nun dağıtılması, Mondros mütarekesinin en önemli şartları arasındaydı. Dağıtma sırasında da Çanakkale ile İstanbul Boğazları açılacak ve buralardaki savunma tesisleri İtilaf Devletlerince işgal edilecekti. Osmanlı Ordusu terhis edilecek, silah ve cephaneleri, galip devletlere verilecekti. Donanma teslim edilecek ve belirlenen bir limanda demirli olarak tutulacaktı. Toros tünelleri yabancı devletlerin işgaline terk edilecekti. Telsiz-Telgraf, Osmanlı kontrolünden çıkarılacaktı. Aynı durum demiryolları için de geçerli idi. İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum ortaya çıktığı zaman stratejik bölgeleri işgal edebileceklerdi.

* * *

Demek ki şimdi de durum farksız! Atatürk “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir” derken, stratejik kuruluşların, toprakların ve limanların yabancılara satılmasını ve silâh kanunu gibi hileleri mi kastediyordu acaba?
Polise askeri silâh dağıtılacak, askerler ise silâh ruhsatı alabilmek için polise başvuracak!
Bunlar Mümtaz’er Türköne’nin hayalleri değil, TBMM’de görüşülen kanun tasarısının maddeleri!
Cebren değil ama hile ile Türk ordusu dağıtılmak, yerine de polis ordusu getirilmek isteniyor.
Sahi, ordunun silâhlarını kim teslim alacak? Amerikan Büyükelçisi mi?
Subayları intihar eden bir ordudan bahsediyoruz!


Arslan BULUT
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=11403
Dünyada her millet, icraatına
tahammül ettiği hükümetin
mes'uliyetine ortak sayılır.
M.K.Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
TürkAy
Üye
Üye
 
İletiler: 4
Kayıt: Pzr Oca 10, 2010 2:48
Konum: Anadolu

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Oca 11, 2010 2:02

Jandarmayı da kaldıracaklar!

Akşam’dan Barkın Şık’ın haberine göre Türkiye’nin sınır güvenliği, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden alınarak İçişleri Bakanlığı’na veriliyor. Haberi ilk kez 24 Kasım 2008’de Yeniçağ gazetesi ‘Çılgın Dönüşüm’ başlığıyla gündeme getirmişti. Yapılacak uygulama ile yıllardır asker tarafından yürütülen “sınır güvenliği” görevi, İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel eğitimli sivil personelden oluşacak yeni bir teşkilâta devredilecek. AB uyum kapsamında yapılacak yasa değişikliğinin ardından, asker, sınır güvenliğinden çekilecek ve yerine profesyonel personelden kurulu sivil kolluk gücü geçecek.

Askerin “sınır güvenliği” görevinden çekilmesi kademeli olarak gerçekleşecek. Yeni teşkilat ilk etapta 50 bin personelden oluşacak.

Yeni sivil kolluk gücü, askerin kullandığı ağır harp silahları ile donatılacak.

Silah Kanunu’nda değişiklik öngören düzenlemede, sınır güvenliği için kurulacak yeni sivil kolluk gücünün ağır silahlar alabilmesine imkân tanıyacak açık kapı bırakıldı.

Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlayan askeri birlikler arasında en dikkat çekici konuma sahip Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı’nın kaldırılması da gündeme geldi.

***Peki nereden çıktı bu sınır polisi?

2006 yılında Soros’un Türkiye ayağı olan Açık Toplum Enstitüsü’nün finansmanı ile TESEV ile Cenevre’de kurulu ve kısa adı DCAF olan “Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Denetimi Merkezi”, “Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” başlığı altında bir Türkiye Almanağı yayınladı!

Kitapta TESEV’in yazarlarından bazıları, Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Genel Sekreterliği’ni, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, Jandarma Genel Komutanlığı’nı tamamen çözmeye yönelik AB dayatmalarının savunuculuğunu üstleniyordu.

TESEV yazarları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden itaat kültürünü kaldırmayı, Jandarmayı lağvetmeyi, sınırların korunmasını TSK, Jandarma ve polisin elinden almayı savunuyordu!

TESEV’in “Güvenlik sektörü” raporunda Lale Sarıibrahimoğlu, “Türkiye’nin AB kriterlerine uyumu amacıyla İçişleri Bakanlığı ile AB arasında bir dizi proje üzerinde çalışma başlatılmıştır” dedikten sonra “Bu çalışmaların odağında, Türkiye’nin iç güvenlik politikalarının siyasi otorite tarafından hazırlanarak saydamlaştırılması ve iç güvenlikte JGK, SGK ve Polis üçlüsünden oluşan farklı yapılanmaların yerine tamamıyla sivillerden oluşacak profesyonel bir sivil Sınır Polis Teşkilatının kurulması bulunmaktadır” hatırlatmasında bulunuyordu:

    * “AB’nin adalet, özgürlük ve güvenlik politikalarına ilişkin yol haritası niteliğindeki Schengen müktesebatı, AB üyesi ülkeler arasında iç sınırların kontrolünün kaldırılmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla, aday ülkelerin de ulusal düzenlemelerini bu politikalarla uyumlu hale getirmeleri, entegre olmuş etkin bir yönetim kapasitesine kavuşmaları ve sınır kontrolleri için profesyonel, güvenilir ve etkin bir polis örgütü oluşturmaları gerekmektedir. Sınır Polis Teşkilatının Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine değin kurulması öngörülmektedir.

    * Buna yönelik olarak, ilk aşamada Jandarma ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının kara sınırlarını koruma görevini, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın da deniz sınırlarını koruma görevini sonlandırması gerekmektedir.

    * Dolayısıyla AB, oluşturulacak Sınır Polis Teşkilatı bünyesinde jandarmaya bir görev biçmemektedir.”

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bu rapora tepki göstermişti.

Büyükanıt’ın şimdi de sesi çıkıyor ama sadece Fenerbahçe için! Yani tepkisi göstermelikmiş; öyle anlaşılıyor!


Arslan BULUT, 10 Ocak 2009, YENİÇAĞ
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Comte » Pzt Oca 11, 2010 14:12

Ne güzel, Avusturya gibi bir ülkede bile sinirlar askerlerle dolu ama biz polise teslim edelim.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen ulusalcı » Sal Oca 12, 2010 1:09

AB'nin afrikadan göc eden milyonlarca zencilerle basi belada.

Anlasilan bunlari Türkiye'ye kakalayacaklar,
ardindan da bize BIR KURUS vermeyip ,insan haklari yaygarasi ile bu zencileri bizim vergilerele bize besletecekler.
Bunlarin meslekleri AB'de oldugu gibi devletin parasiyla belesten gecinmek ve sokaklarda esrar satmak. Birde Afrikada her ücten iki zenci Aids hastasi. Bunu da düsünün?

Not: Alman koalisyon ortagi Hıristiyan Sosyal Birliği'nin lideri Horst Seehofer gecen sene ne demisti: "Türkiye AB'ye giremez, ancak imtiyazli ortak olabilir. Türkiye'nin rolü AB'ni dogu sinirini korumak olabilir.
Yani?
Kullanıcı küçük betizi
ulusalcı
Üye
Üye
 
İletiler: 93
Kayıt: Cmt Oca 31, 2009 8:09

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen TürkAy » Sal Oca 12, 2010 1:41

Bunlar bizi isviçre sanıyolar demokrasi tanrıları gökyüzünde uçuyor ya bu aralar.

Sen o demokrasi tanrısı uçurtmalarını kimler tutuyor ona bi bak önce, batına doğuna güneyine kuzeyine bir bak.
Dünyada her millet, icraatına
tahammül ettiği hükümetin
mes'uliyetine ortak sayılır.
M.K.Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
TürkAy
Üye
Üye
 
İletiler: 4
Kayıt: Pzr Oca 10, 2010 2:48
Konum: Anadolu

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Urunguj » Sal Oca 12, 2010 1:56

Hani meşhur bir harita var ya, hep yanlışlıkla piyasaya sürülür. Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunun büyük bölümünün büyük Ermenistan ve kürdistan ülkeleri olarak gösterildiği... (piyasaya sürenler ABD'nin organik kurumlarıdır, bazen AB kurumlarında da boy gösterir Türkiye'nin bölünmüş haritası )

Bunun gerçekleşebilmesinin olmazsa olmaz koşuludur, Türk askerinin sınırlarımızdan çekilmesi.

AB uyumu gibi angut gerekçeler öne sürüyorlar. Hangi AB ülkesi, mesela Fransa, sınırlarını asker dışı düzenlemeye tabi tutmuş?

Hangi AB ülkesinin Irak-Suriye-İran gibi komşuları varmış?

Büyük bir vatan hainliği tezgahı dönmekte!


Edit: Jandarmayı'da kaldırmak istiyorlar aynı AB mavallarıyla. Çünkü F-tipi metastaz oraya sıçrayamadı henüz!
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Comte » Sal Oca 12, 2010 10:32

ulusalcı yazdı:AB'nin afrikadan göc eden milyonlarca zencilerle basi belada.

Anlasilan bunlari Türkiye'ye kakalayacaklar,
ardindan da bize BIR KURUS vermeyip ,insan haklari yaygarasi ile bu zencileri bizim vergilerele bize besletecekler.
Bunlarin meslekleri AB'de oldugu gibi devletin parasiyla belesten gecinmek ve sokaklarda esrar satmak. Birde Afrikada her ücten iki zenci Aids hastasi. Bunu da düsünün?

Not: Alman koalisyon ortagi Hıristiyan Sosyal Birliği'nin lideri Horst Seehofer gecen sene ne demisti: "Türkiye AB'ye giremez, ancak imtiyazli ortak olabilir. Türkiye'nin rolü AB'ni dogu sinirini korumak olabilir.
Yani?


AB'nin zencilerle senin anlattigin kadar büyük bir problemi yok, ayrica "bunlarin meslekleri sokaklarda esrar satmak" gibi sacma bir genelleme hic hos olmamis.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: Türk askeri sınırımızdan çekiliyor

İletigönderen Türk-Kan » Pzr May 30, 2010 14:39

İŞTE O GENELGE

[img]http://img199.imageshack.us/img199/7902/12750173947012540.jpg[/img]


Avrupa ile entegrasyon

AKP iktidarı, AB üyelik müzarekelerinde yer alan Entegre Sınır Yönetimi konusunda yeni bir adım daha attı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin karşı çıktığı “sınırların profesyonel birliklerce korunması projesi”, Başbakan Erdoğan imzalı genelgeyle yürürlüğe girdi. 26 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeye göre, TSK sınırlardan çekilecek, görevi İçişleri’ne bağlı profesyonel birlikler üstlenecek.


Güvenlik zafiyeti yaratır

UZMANLAR, sınırların sivil yönetime bırakılmasının güvenlik zafiyeti yaratacağı görüşünde. E. Tümgeneral Armağan Kuloğlu, “Avrupa ülkelerindeki sınırlarla Türkiye’nin sınırları arasındaki farklılık gözetilmeli. Avrupa ülkeleri gibi tehdit algılaması sıfır olan bir konumda olsak, uygulama başarılı olur” dedi. E. Tümgeneral Alaettin Parmaksız da Irak sınırında bu uygulamanın hayal olduğunu söyledi.

Asker kışlaya giriyor

TSK’nın karşı çıktığı “sınırların profesyonel birliklerce korunması projesi” Başbakan’ın imzasıyla yürürlüğe girdi. Buna göre TSK sınırlardan çekilecek, görevi İçişleri’ne bağlı birlikler üstlenecek

Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinde “Adalet, özgürlük ve güvenlik” faslında yer alan Entegre Sınır Yönetimi konusunda yeni bir adım atıldı. 26 Mayıs 2010 tarih, 27592 sayı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ile tüm sınır kapılarında, kara ve deniz sınırlarında görev yapmak üzere İçişleri Bakanlığı’na bağlı profesyonel bir sınır güvenlik teşkilatının kurulması amaçlanıyor.

STK’lar görev alabilecek

TSK’nın baştan beri karşı çıktığı profesyonel birliklerin sınırlarda görev yapması konusundaki genelge ile “Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulu” adı altında profesyonel bir birlik kurulması öngörülüyor. Genelgeye göre, kurul ihtiyaç duyduğu takdirde alt kurullar, teknik komiteler ve çalışma grupları oluşturulabilecek. Komite ve gruplarda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum örgütleri, meslek birlikleri ve özel sektör temsilcileri de yer alabilecek. Genelgede, “İçişleri Bakanlığı Müsteşarı veya görevlendireceği müsteşar yardımcısının başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nden kurumları adına karar vermeye yetkili üst düzey temsilcilerin katılımı ile ’Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulu’nun kurulması uygun görülmüştür” denildi. Askerin ’sınır güvenliği’ görevinden çekilmesi kademeli olarak gerçekleşecek.

50 bin personel

Yeni teşkilat ilk etapta 50 bin personelden oluşacak. Yeni sivil kolluk gücü, askerin kullandığı ağır harp silahları ile donatılacak. Sınır güvenliği için kurulacak yeni sivil kolluk gücünün ağır silahlar alabilmesine imkan tanıyacak açık kapı bırakıldı. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bir süre önce yaptığı açıklamada Türkiye’nin sınır güvenliğinde AB standardına ulaşmak için 50 bin kişilik özel bir güvenlik gücü kurma hazırlıkları yürüttüğünü söylemişti. Bağış, ABD’nin Meksika ve Kanada sınırlarını koruyan ’Border Patrol’sistemine benzeyeceğini açıkladığı yeni sınır koruma gücünün asker ve polisten farklı bir birim olacağını vurgulamıştı.


TEPKİLER...

Uygulama güvenlik zafiyeti yaratır


Başbakan Erdoğan’ın önceki gün yayınladığı genelge ile sınırların profesyonel birliklere bırakılmasını ve AB’ye uyum çerçevesinde “Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulu” kurulması kararına sert tepki geldi. Uzmanlar sınırların sivil yönetime bırakılmasının güvenlik zafiyeti yaratacağını söylüyor.

Belli bir bölgede uygulanabilir

Emekli Tümgeneral ve ORSAM Danışmanı Armağan Kuloğlu, bu düzenlemenin güvenlik zafiyeti yaratacağını vurgulayarak, “Sınır Güvenliğinin sivil birliklere devredilmesi ve İçişleri Bakanlığı kontrolünde olması konusu uzun zamandır görüşülen ve hazırlıklar yapılan bir husus. Ancak Avrupa ülkelerindeki sınırlarla Türkiye’nin sınırları arasındaki farklılığı gözetmeden, ülkeler arasındaki güvenlik konularını dikkate almadan yapılacak bu tür uygulamaların Türkiye’yi güvenlik zafiyetine uğratacağını düşünüyorum. Çünkü örneğin Hollanda’nın sınırlarının Fransa’ya karşı olan durumu ile Türkiye’nin İran’a karşı, Suriye’ye karşı, Irak’a karşı, Ermenistan’a karşı olan durumu açısından büyük fark var. Eğer Türkiye da Avrupa ülkelerindeki gibi tehdit algılaması sıfır olan bir konumda olsak o zaman hırsızlık, uyuşturucu kaçakçılığı, gümrük ileri vesaire gibi konuların ağırlıklı olduğu bir yerde böyle bir organizasyonla bu sorunları halletmeniz mümkün olabilir. Ama Türkiye bulunduğu konum ve coğrafyası itibari ile böyle bir uygulamanın ancak sınırlı bazı bölgelerde olabileceğini düşünüyorum. Her yerde uygulanamaz bunun gerekçesi de güvenlik sorunlarıdır” diye konuştu.

Amaç; yeni bir kuvvet

Böyle bir düzenlemenin ancak kağıt üzerinde olabileceğini söyleyen ve sınırlarda silahlı kuvvetlerin teröre karşı verdiği mücadeleyi hatırlatan Emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız da bu uygulamaya büyük tepki gösterdi. Parmaksız, diğer AB ülkelerinin sınır uygulamalarını da hatırlatarak, “Peki neden AB Yunanistan Bulgaristan sınırında uygulamıyor? Bugün Irak sınırında sivil teşkilatlarla güvenlik sağlamak bir hayal ürünüdür. Keşke sağlanabilse... Her gün silahlı kuvvetlerin bu kadar takviyesine rağmen teröristler elini kolunu sallıyor ki bunlar yeni bir 100-150 bin kişilik kuvvet mi oluşturacaklar? Kanun çıkabilir ama uygulama olanağı yok. O dağlarda operasyon yapacak bir gücü nasıl oluşturacaklar. Orada güvenliği sağlamada özel harekat bile yeterli değil. Yeni bir polis ordusu kuracaklarsa, Türkiye’nin buna harcayacak parası varsa buyursunlar yapsınlar” dedi. Parmaksız, “Türkiye’nin birçok sorunu varken bu tür düzenlemelere zaman ve güç harcamasını da eleştirerek, ” Türkiye’nin öncelikli sorunları bitti de bu mu kaldı? Türkiye AB standartlarını yakaladı da bu mu kaldı? Milyarlarca dolar ayırıp yeni bir yapı kuracaklarsa yapsınlar. Sınırı korumak demek profesyonel güç demektir. Gönüllülük esası olduğu için Mehmetçiğin karnını doyuruyorsun ama oraya göndereceğin insanların çocukları, ailesi olacak. Ezbere iş yapılıyor. Bunun yürütme olanağı yok bence “ şeklinde konuştu.

Haber: Sümeyra YILMAZ

YENİÇAĞ, 28 Mayıs 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x