Türkçeden Sıfır Çekmeye Sıra Geldi, Ya Sonra? / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Türkçeden Sıfır Çekmeye Sıra Geldi, Ya Sonra? / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Nis 03, 2016 17:01

Türkçeden Sıfır Çekmeye Sıra Geldi, Ya Sonra?

Çankaya’da Türkan Yamantürk İlkokulu “1 Milyon sayfa kitap okuyoruz” gibi aptalca bir cümleyle kampanya başlatmış. Bir haftadır her gün afişin önünden geçiyorum.

Ne matematiği var, ne grameri, ne anlambilime uygunluğu...

Bu da en itibarlı semt Çankaya’nın okullarından biri. Okulun internet sitesine baktım, orda daha da kötü; “Anne ve babamla birlikte 1 milyon sayfa kitap okuyorum” diyor.

http://turkanyamanturk.meb.k12.tr/icerikler/8220anne-ve-babamla-birlikte-1-milyon-sayfa-kitap-okuyorum8221_2380381.html

Neresi doğru ki... Okuma eylemi bireysel bir iştir, anne babayla birlikte yapılan bir iş değildir. Afişteki cümle BEN ile bitiyor, bu da tuhaf. Bir milyonun ne sayılabilirliği vardır, ne de kitap sayfa sayısının okuma becerisiyle bir ilgisi vardır. Okuma başarısı sayfa sayısıyla değerlendirilecek bir şey değildir. Okuduğunu anlama, anlatma ve kitap özeti çıkarma becerisi ortada yok. Hedef 1 milyon sayfa... Kiloyla satsaydınız bari.

“Sayfa kitap okumak” diye bir kavram çıkardılar. Bu mantıkla Türkçe eğitimi olmaz.

Çok kötü ifadeler bunlar. Bütün Türkçe kitapları bu halde.

Ne oldu Türkçemize, Türkçenin ışığı neden karartıldı, çocuklarımızın akıl ışığı söndürülüyor mu? Soralım bunları yetkililere. Neden aptal bir nesil hedefleniyor?

AKP’nin itibarlı eğitimbaşısı parçacı matematikçi Ziya Selçuk’u hatırlayın, Talim Terbiye’nin başına geldiğinde “Bir gemide 20 koyun 30 kuzu var, kaptanın yaşı kaç” sorusuna her çocuk cevap verebilecek, demişti. Böylesine aptalca bir cümleyi kurmuştu, dediği oldu, sınavlar yanlış sorularla doldu ve çocuklar soruyu doğru zannedip debelenip durdu, matematikten sıfırı çektiler. Sayesindedir. “Her çocuk 1milyon sayfa kitap okuyacak” demekten hiç farkı yoktur. Türkçeden sıfır çekmeye sıra geldi, olay budur.

Ziya Selçuk tayfasının kurduğu öğretmen sendikası da bu hali gördü ki müfredattan Atatürk’ü çıkartacaklarından söz edebildi. Fiilen çıktığını bildiğimiz halde varmış da çıkartmayız demek gibi komik hallere düştük. Dönelim anlamsızlaştırılmış Türkçemize.

Türkçenin anlambilimle bağının kopartılması kaybedilmiş bir savaştır. Çocuklarımızı esir verdik bu yenilgide, böyle biline.

Çocuklar (insanlar) zihinsel faaliyetini anlamlı sözcüklerle, anlamlı kavramlarla yaparlar. Anlamsız sözcükler tıpkı kursağına doldurulmuş saman çöpleri gibidir, öğütülemez, sindirilemez, besine dönüşmez. İnsanın aklı da eğer böyle işlevsizleştirilirse, yani zihinsel faaliyet yapamaz hale getirilirse çöker, kontrolsüz davranışlar gösterir. Kısaca, akıl gerilerse hayvani duygular öne çıkar. Çocuklarımıza bunu reva gördüler.

Biraz da halk diliyle anlatayım. Kişinin aklı başında değilse halkımız ona “aklını başına topla” der. Aklın nerde diye sorarız. Birisi cinselliğe kafayı takmışsa aklı belden aşağıda deriz, kafayı yemiş deriz, kafayı üşütmüş deriz, aklını oynattı, aklı dağıldı deriz.

Ders kitapları bugün çocuklarımızın aklını dağıtmaktadır ve bu dağıtma işini Türkçeyi allak bullak ederek yapmaktadır, büyük sorun burada.

Eğitsel bir not ekliyorum; 4-8 yaş arasında çocukların beynine ekilen şeyler 15-16 yaşına (bluğ çağına) geldiğinde hormonal tetiklenmeyle birlikte yeşerir, davranışa dönüşür.

Şimdi, ilkokul 1.sınıf (7 yaş) kitabından bazı cümleler okuyalım: Ata at elle. At-am. Taner meme tat. Mete meme al.Er meme em. Ali’ye ayna tut...

Türkçe 4.sınıf kitabında kız çocuğunu tenhada bir yabancı erkekle konuşurken porno çağrışımlı resmetmişse, Atatürk minik Ülkü’yü uyurken okşadı şeklinde yazıyorsa, Hz.Muhammed minik kız torunu Umame’yi namaz kılarken omuzlarına aldı diye yazıyorsa, 14 -15 yaşlarında erkek çocukları birbirine sarılmış arkalarından gösteriyorsa...

Çocuklarımızın başına bu gelen zihinsel taciz değil de nedir?

Ders kitaplarındaki çöküşe bir bütün olarak baktığımızda görünen manzara şudur:
Akıl ve bilim dışarı atılmış, kitapların içine çöplük yazılar ve porno sokulmuştur. Bu yolla, çocuklarımızın zihin sağlığıyla oynanmakta, zihinleri taciz edilmektedir. Böylelikle çocuklar, her türlü tecavüze karşı tehdidi algılamaktan ve karşı önlem almaktan akli olarak aciz hale getirilmektedir.

Artık bu suça bir tanım koyalım ve bu suçu ceza yasasına koyalım.

Başbakan Davutoğlu bir şeyi itiraf etti, “Erkek çocuğuna gece misafirhanede tecavüz etmenin ceza yasasında karşılığı yok” anlamında “Bu caninin cezalandırılması için ceza hukukunda böyle bir suç tanımı yok” dedi. Yani bu suçun tanımını koyacaklar diye bekliyoruz şimdi, değil mi? Çok bekleriz. 2005 de geçirildiğimiz liberal parçacı müfredatın sonuçlarının bu olacağını ben biliyordum. Dahası geliyor; suça bulaşan çocuk sayısı artırılacak ki terör örgütleri rahat eleman toplasın; okullar yeni anayasayla yerele (tarikatlara ve cemaatlere) bunun için devredilecek...

Rize’de bir anaokulunun girişinde yerde ve duvarda yer alan şiddet resimlerine çocukları baktıran yöneticiler hakkında Rize Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştum, “Böyle bir suçun ceza yasasında karşılığı yok, davanın reddine” şeklinde karar çıktı. Başbakan da aynısını diyor. Ama eğer ceza yasasında karşılığı olsa, çok iyi biliyorum ki o savcı ilk davayı kendisi açacak, çünkü kendi çocuğu da bu kitaplardan mağdur.

Ben başbakana bir akıl vereyim; 2005 yılında çıkan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yeri hazır:
http://cocukhizmetleri.aile.gov.tr/data/5422bc94369dc316585c0e01/1.5.5395.pdf

3. Maddenin a/1 fıkrasında diyor ki:
1. Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ...
Bu kanuna bağlı olarak ceza yasasına eklenmesi gereken şudur:

“Çocuğa yönelik işlenmiş suçlar kapsamında;
Çocuğun zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini tehlikeye sokacak şekilde çocukta akli gerilemeye sebebiyet veren, zihinsel kaos içeren her türlü yayın ve eğitim materyali çocuğun önüne konulamaz. Bu suça katılanlar hiçbir kurumda yönetici olamazlar, seçme seçilme hakkını kaybederler.”

Bu kadar basittir. Ama bu yasayı geçiremezler, çünkü BOP’un eğitim ayağındaki görevleri devam ediyor. Bu hususta ne cemaatle ne ABD ile bir çatlakları yok.

Sn.Davutoğlu 27.3.2016 günkü açıklamasında “Eğitimi tek tipçi konfeksiyoncu sistemden bunca yılda ancak kurtardık” dedi. Kurtardığını zannediyor, tekne batağa saplanmış, bütün çocuklar çaresizlik içinde, anne babalar korkudan şikayet bile edemiyor.

Tek tip insan yetiştiriyorsunuz bay başbakan, korkudan çocuğunu bile koruyamayan, sürü haline getirilmiş, itiraz edenin başına ne geleceği meçhul, “tek tip köle” yetiştirdiniz.

Buyurun, ceza yasasında çocuğa yönelik işlenmiş suçlar maddesi koyun, Türkçeyi anlamsız hale getirmek birinci suç olsun, var mısınız?

........

Bu arada, okurlarıma güzel bir haberim var:
Milli ve Manevi değerlerimizi aşağıladığı için 1.sınıf Türkçe ders kitabına bu yıl Danıştay’da açtığımız dava devam ederken, geçen yıllarda açılmış ve veli olmadığım için kaybetmiş olduğum bütün ders kitabı davaları da yeniden açıldı, sebebini bilmiyorum. Dava açtığımız tüm eski ders kitapları için bizden para talep edilmeden bilirkişi inceleme kararı verildi. Bu sene 1.sınıf Türkçe için çok sayıda şikayet dilekçesi vermiştik, galiba muhtemelen kamu davasına dönüştü. Her ne olduysa, iyi bir şey oldu. Eğer buradan Milli Eğitim içindeki cemaatin ellerini kesmeye bir yol açılacaksa, buna alkış tutmak lazım.

Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 2 Nisan 2016
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkçeden Sıfır Çekmeye Sıra Geldi, Ya Sonra? / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Aytigin Ata » Pzr Nis 03, 2016 18:07

'



TÜRK'ÜN OLMADIĞI YERDE TÜRKÇE NE ARASIN!?




AKPkk: Davutoğlu/Teyyip Erdoğan: Etnisite: TÜRK DEĞİL

Y-CHPkk: Kemal Kılıçdaroğlu: Etnisite: TÜRK DEĞİL

Y-MHP: Devlet Bahçeli: Etnisite: ??

HDPkk: Seladdin Demirtaş: Etnisite: TÜRK DEĞİL

MİT Eski Müsteşeri: Hakan Fidan: Etnisite: AZILI KÜRT/ÇÜ

FETÖ: Fethullah Gülen: Etnisite: TÜRK DEĞİL

...




''Tesadüf'' ??


'
'


'

Kullanıcı küçük betizi
Aytigin Ata
Üye
Üye
 
İletiler: 107
Kayıt: Pzt Oca 18, 2016 4:37
Konum: UK URUM KUN


Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x