
Her şeyi unuttuk, hiç olmazsa bu fotoğraf gözümüzün önünden gitmesin… Elinde kuru bir yaprak, onunla oynuyor. Daha küçücük, hiçbir şeyi algılayamıyor zihni… Sonrasında birden feryat edip babasının tabutuna doğru koşuyor ve belki de o an anlıyor, “Kahraman Babasının” bir daha dönmeyeceğini…
O an ki ruh dünyasını anlamak mümkün mü? Ömür boyu o yokluğu hissetmenin acısını ya da… Tüm devlet büyükleri! sıra sıra dizilmişken, o ağlayan eşlerin, anaların acısını hangisi yüreğinde hissetti acaba? Ceplerinde getirdikleri konuşma balonlarını bir bir demeç olarak sundular: “Türkiye büyük ülkedir”, “ailelerinin acılarını anlıyoruz”, “Şehitler ölmez Vatan bölünmez” vs vs vs… “Babacığım gitme” diye ağlayan 4 yaşındaki Betül’e nasıl anlatacaksınız bunu peki?
Onun gözünde babası Türkiye’den daha büyüktü nasıl izah edeceksiniz babasının bir hiç uğruna, bilmediği topraklarda şehit oluşunu?
“Türkiye’nin Afganistan’da ne işi var” cümlesi yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Çoğumuz orada Türk askerlerinin varlığından habersizdik.
Evet, artık dile getirmek gerekiyor sanırım Türkiye gittikçe emperyalistleşen bir ülke konumuna geldi. Küreselleşen dünya, globalizm gibi söylemlerin altında yatan gerçeği daha net görmeye başlıyoruz. Kendi iç sorunlarıyla boğuşurken ve bir adım dahi yol kat edemeyen, aksine daha da gerilere giden Türkiye dünya sahnesinde rol almaya başladı ama figüran olarak.
İmparatorluk… İmperial’den devşirilmiş bir sözcük. Yani emperyalizmden… Bu yüzden Osmanlı’ya İmparatorluk diyenlere karşı hep karşı çıkmışımdır. Ama geldiğimiz noktada Türkiye imparatorluk olmuş…
Büyük emperyalist ABD’nin sözünden çıkmayan, her yerde onun taşeronluğuna soyunan bir Türkiye…
Büyük abisi ABD’nin menfaati neyi gerektiriyorsa koşulsuz yerine getiren küçük kardeş…
Afganistan’da Amerika’nın uyuşturucu trafiğine güvenlik sağlayan,
Irak’ta ki petrol paylaşımına üslerini açarak destek veren,
Siyonist İsrail’e yapılabilecek saldırılara karşı topraklarına füze kalkanı kuran,
Libya’nın kaynaklarını sömürmek isteyen Nato kuvvetlerine İzmir’de üs kuran,
Kendi topraklarında ki teröristlere destek verenleri kınayıp, Libya’da ki teröristlere, makbuzsuz, belgesiz 300 yüz milyon dolar hibede bulunan ve onlara kol kanat geren,
Mısır’da ki halk ayaklanmalarına sırf büyük abisi istiyor diye baştan sonuna kadar destek veren,
Suriye pkk’yı destekleyince ülkeyi savaşın eşiğine getiren ama oradaki isyancıları desteklemekte, Esad’a tehditler savurmakta bir beis görmeyen,
Tüm bunları halkların demokratikleşmesi adına yaptığını söyleyip, Suudi Arabistan’la ABD’nin kol kola dolaşmasından bir anlam çıkaramayan bir ülkenin fertleri haline getirildik…
Bu ülkelerin diktatörlükleri, halka zulmetmeleri yeni bir şey mi peki? Madem demokrasi aşığısınız Sudan’da ki iç savaşa, Ömer El Beşir’in halkına yaptıklarına neden bu denli sessizsiniz? Yoksa orda petrol mü yok?
Ya da ABD’nin yakın dostları Ürdün ve Suudi Arabistan’da idamların hala kafa kesilerek yapması sizin demokrasi inancınızın tam olarak neresinde?
Bir zamanlar hoşgörü götürdüğümüz topraklara artık ekonomik çıkar için gider olmuşuz. Ve bu kendi çıkarlarımız için dahi değil, ABD ve işbirlikçilerinin menfaatleri için. Türk çocuğu hiç bilmediği, görmediği yerlerde ne için orda olduğunu bilmeden şehit düşüp dönüyor.
Anzaklardan bir farkımız kaldı mı?
Lütfen bu fotoğrafı aklınızdan çıkarmayın. Ağlayan minik kızın gözyaşları emperyalistleştiğimizin resmidir. Tıpkı babalarının dünyanın hangi köşesinde, ne için savaştığını bilmeyen Amerikalı çoğu çocuk gibi…
Yine de “Şehitler Ölmez NATO Bölünmez” diyorsanız o başka tabi…
( Not: Yazıyı bitirip düzeltmeleri yaparken Cudi’de, çatışmada 4 özel harekâtçımızın şehit olduğu, çatışmaların sürdüğü haberi geldi… Allah mekânlarını cennet etsin…)
Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
http://www.facebook.com/omeryildizyazilari