
TVlerde tartışılıyor, basın sürekli yazıyor ve soruyor ama Adalet Bakanı Şahin kendisiyle ilgisiz konularda öne atılıp açıklamalar yaparken bunları nedense hiç duymuyor. Başbakanın durumu da ondan farksız. Böylece yerinde oturmaması gerekenlerin hepsi memnun mesut koltuklarındalar, yolsuzluğun boyutu ne olursa olsun, yüzyılın bağış soygunu da olsa onlar için fark etmiyor.
Bugünün haberi: İngilterenin en prestijli ve yara almayan bakanı olan İçişleri Bakanı Smith haftada iki gün kullandığı kız kardeşinin evini birinci evi olarak gösterip milletvekillerine uygulanan vergi indiriminden yararlandığı için muhalefet istifasını istiyor ve Bakanın bu hafta Mecliste olayla ilgili sorgulanması bekleniyor.
Aradaki fark bu kadar basit! Hukuk devleti olan ve olmayan açıkça görülüyor. Tabii bu yalanlarla uyutulabilen ve uyutulamayan toplumlar arasındaki farkı da göstermektedir.
Deniz Feneri davasının asıl faillerinden biri olduğu bildirilen ve hâlâ ısrarla RTÜK Başkanı olarak tutulan ve resmen korunarak soruşturulmayan Zahit Akman Ankaranın zengin mahallelerinden birinde kahvede okey oynarken yakalanmış. Hem de resmî makam aracı kapının önünde beklerken...
Basın mensuplarına ise mekânın RTÜK Başkanıyla mülakata uygun olmadığı söylenmiş. Mekân mülakata uygun değil ama kapıda resmî aracı bekleterek kumar oynayan RTÜK Başkanına uygun!..
Ne demeli, görünüşe bakılırsa zaten RTÜK Başkanı da yalnızca Deniz Feneri davasından dolayı değil birçok nedenle o makama uygun değil!
Bakan Şahin kendisi için de aynı şeylerin yazılmasını istemiyorsa davanın açılmasını ve seçimden önce sonuçlanmasını sağlasın. Kaplumbağa ile gelecek olan dosya hikâyesine kimseyi inandıramıyor artık! (Tüm deliller Alman Mahkemesinin dosyasında hazır zaten, istenince çabucak biter. Ayrıca henüz iddianamesi veya hiçbir delili olmadan orgeneralleri ve birçok kişiyi aylarca cezaevine gönderebilen yargı bu suçluları neden gözaltına almıyor?)
*****
Topbaşa soru sorsaydım...
Dün Tarafsız Bölge programından aramışlar ve programa Kadir Topbaşın katılacağını, benim Kemal Kılıçdaroğlu katıldığında ona soru soran gazetecilerden biri olduğumu söyleyerek yine sorup sormayacağımı öğrenmek istemişler.
İki hafta önce Ahmet Hakanın Her Açıdana yaptığından sonra yerimde siz olsanız ne cevap verirdiniz? (Bu teklife kaç puan verirdiniz mi demeliydim?)
Aynen öyle, ben de bir daha onun programına katılmayacağımı söyledim. Sadece -kendisi de programcı olmasına ve katılmayı kendisi talep etmesine rağmen- canlı yayın bir programa gelemeyeceğini son anda ve üstelik başkasına söylettiği, bizi zor durumda bıraktığı için değil, özür dilemeyi bile bilmediği için.
Ama katılsaydım, benim programımda da Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya gelebileceklerini söyleyerek davet ettiğim ve onunla asla TVde karşılaşmayacağım cevabını aldığım Topbaşdan bunun nedenini halka açıklamasını isterdim. Çünkü bu onlar için aslında bir tercih değil, zorunluluktur. Madem ki ortada İstanbul Belediyesi ile ilgili ciddi iddialar var, yüzlerce trilyonluk zarardan ve yolsuzluklardan söz ediliyor, kaçak güreşmek, tek başına açıklamalar yapmak yetmez.
Aynı nedenle AKPli milletvekillerine de ekran yasağı getiriliyor, hiçbiri konuşamıyorlar.
Kadir Topbaş iddialara cevabını Kemal Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya vermelidir. Buyursunlar, hepimiz ekranları açmaya hazırız!
*****
Biz de ortaklık isteriz!
Başbakan Erdoğanın oğlu ve gelininin ortak olduğu Atagold şirketinin üç yıllık cirosu 10 milyon TL imiş. Tam da biz Türklerin deyimiyle taş atıp da elleri mi yoruluyor sözü gibi... Oturdukları yerde trilyonlar cebe iniyor, o arada kuyumcukun yanında (Tufan Türenç bulmuş bu kelimeyi de, çok uygun) gemicik, fabrikacık ne işi (!) uygun görürlerse yapabilirler.
Atagoldun sahibi Cihan Kamer ise işin kâr oranının düşük olduğunu açıklamış. Valla hepimiz (ben, sen, o, biz, siz, onlar) bu düşük kâr oranlı işlerden çocuklarımıza isteriz, hepimiz tırnaklarımızla kazıyarak, terimizi akıtarak kazanmaya çalışıyoruz. Böyle altın fırsatlar kimsenin önüne çıkmıyor.
Haydi Cihan Bey, birer ortaklık da ben, sen, o, biz, siz, onlara... Zor olmamalı, nasılsa fazla kâr yok!!!
Ruhat Mengi
VATAN