Vahdettin kahraman ise Sevr nedir?

İletigönderen Ram » Çrş Oca 23, 2008 16:26

Barbaros, ben sana soru sordum genç, (şimdi de genç sözüne bozulma aman diyeyim) sana da mantıklı bir şekilde cevaplamak düşer. Benim burada "benlik" sorunum yoktur. Benlik sorunu olanlar, durduk yerde Vahdettin hain değildir diyerek ortalığı karıştırma amacı güdenlerdir. Kendi kendine, "bu mantığa uygun mudur, aslı astarı var mıdır, bu böyle midir" diye sormamışsan, ben de sana üstte serzenişte bulunduğun soruyu sorarım, hakkımdır. Yok eğer kendine, "aslı astarı var mıdır, bu mantığa uygun mudur" diye sorduysan, cevabını da buraya yaz.

Madem papağan değilsin, kendi düşünceni ortaya koy tartışalım. Ama sende algılama sorunu olduğu için, bana ters cevap vermeye yelteniyorsun. Şimdi sen bana basiretsiz diyerek ne kazanacaksın¿? Benden yiyeceğin lâfları kazanacaksın elbette.

Vahdettin haindir diyorum, sense ayrı bir andavallık yapıp Vahdettin ile Mustafa Kemâl Atatürk'ü karşılaştırıyorsun. Yarısı ona, yarısı buna düşman diyerek hemde...

"Zaten her şeyi siz bilirsiniz, maaşallah maaşallah devam edin, vesaire..."

İşte bu da senin acizliğini ve cahilliğini gösterir. Evet papağansın, cahilsin ve karşımda düşündüğünü savunamayacak kadar da acizsin.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen MansurSah » Prş Mar 20, 2008 20:36

Türk-Kan yazdı:Sevr'i kim imzalamistir? Hadi imzalamak zorunda kaldin soysuz, baslatilan milli mücadelede Türk gibi davranip serefinle ölseydin keske.. Bugün biz de son Osmanli Padisahi ile gurur duyuyor olurduk.. Osmanli soyu Ingiltere'de minik ingiliz torunlariyla devam edecegine Türk yurdunda saygi görürdü belki.


Ne güzel yazmışsın; ben de bu çerçevede bir beyin cimnastiği yapmaya hazırlanıyordum.

Vahdettin'i şirin göstermeye çalışanların zihniyetiyle bir yaklaşalım hele meseleye; ne diyorlar:
1- Mustafa Kemal'i Samsun'a, Milli Mücadele için o gönderdi.
2- İngilizleri oyalamak üzere o anlaşmaları imzaladı.
3- Kalırsa ikilik olur, Ankara'nın önünü açmak üzere memleketi terketti.
4- Ne kadar vatanperver ki, giderken yanında öyle hazine falan da götürmemiş, bir tek kaşıkçı elmasını bile almamış.

Böyle sloganvari atıp tutmak, "kaşıkçı elmasını yürütmedi, bak demek ki hain değilmiş" gibi böyle büyük bir meseleye ilkokul çocuğu derinliğiyle yaklaşmak kolay tabii. Şimdi bunları, yine ilkokul derinliğiyle irdeleyelim bakalım:

Madem kurtuluşu Mustafa Kemal önderliğindeki harekette gördü hatta onu destekledi, önünde engel olmamak üzere gemiyle gitti, öyleyse bırakıp gitmek yada İngilizlerle işbirliği yapmak yerine, "koca" halife olarak, İstanbul işgal altına alınınca, kalkıp Mustafa Kemal'e destek vermeye gidemez miydi? Kuvayi Milliye ne kadar güçlenirdi düşünsenize. Kazım Karabekir'in yaptığı asaleti, o "asil" padişah yapamaz mıydı? Haydi bunu yapmasın, o adam için, Kazım Paşa'nınki bir davranış, biraz bilim kurgu kaldı farkındayım. Bari hanedanını da alıp, sarayı terketseydi? Bir ferman yayımlayarak Osmanlı'nın resmen ve fiilen bittiğini beyan ederek, sessizce tarih sahnesinden çekilsin? İzini kaybettirip, bir köye yerleşsin öylece yaşasın. Yada çıkarsın kaftanını, cepheye koşsun? Hatta biraz gayret göstererek şehit olsun, ve halka bu konuda emsal teşkil etsin, milleti gaza getirsin? Önceki sultanlar cephede en önde savaşıyordu ya?

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayrette


Savaş yapmışız, kaybetmişiz, devlet bitmiş ne var bunda, millet vardır ve düşman defedilip yeni devlet kurulacaktır. Kendi makamından keyfinden ödün vererek, yeni devletin kurulmasının önünü gerçekten açamaz mıydı? Yok olmaz, o öylece sultan olarak, hanedanla birlikte kalmalı değil mi?

Anadolu Selçuklu da dağıldı, ama Gıyaseddin Mesud Şah ne yaptı, Osman Bey'e tuğ gönderdi. Kalkıp Bizans'la işbirliği yapıp Osman Bey için ölüm fermanı imzalamadı. Vahdeddin eğer hain olmayaydı, o da Mustafa Kemal'e tuğ gönderseydi, zira tuğ hala Topkapı'da olmalıydı değil mi?

Hanedanmış; yerim hanedanını! Memleket işgal altındayken, Viyana'lı, İtalyan Ukraynalı analardan doğma o kibar şehzadelerin canları, benim Türkmen, köylü Mehmediminkinden daha mı kıymetli? O nazik, eğitimli prenseslerimizden haremdeki cariyelere kadar, cepheye mermi taşıyamazlar mıydı, tırnakları mı kırılırdı? Kaç dil biliyorlardı, ajanlık da mı yapamazlardı?

Yukardaki videoda da izledik, tek bir esir kampında 135 bin Mehmedimiz, canımız ciğerimiz, bugünün seni beni tutuluyor ve bir havuza batırılarak 15 bini kör ediliyor. Durum buyken, kaşıkçı elmasından bahis açılması ne kadar edepli bir davranıştır? Vatan için 30 bin göz, ışık, nur feda edilirken, amcam elması yürütmemiş; bravoo!

Ha sanki bir de, kaşıkçı elması öyle kuyumcuya götürüp bozulacak birşey? Hani devletlü sultanımız yanında götürsün, paraya sıkıştıkça bozdursun bozdursun harcasın. Bırakın Allahaşkına, hani Kandid'de anlatılan, bir prensesin kıyafetleri var ya her biri bir şatoyu satın alacak cinsten; bizim sultanının ve hanedanın tek bir giysisi, giysilerindeki aksesuarların her biri zaten bir servet niteliğinde değil miydi?

Ayrıca hıyaneti, yanında hazine götürüp götürmemesinde arasak bile, kaşıkçı elmasını götürmemiş olması, hiçbir hazine altın götürmediğini de kanıtlıyor değil mi? Sevgi kelebeklerinin aklı bu kadar çalışıyor işte.

Hayır bir de nasıl AKP politikalarına karşı çıkan faşistlikle falan suçlanıyorsa, Vahdeddin'i olumsuz eleştiren de Osmanlı/Ecdad düşmanı diye yaftalanıyor ya hemen, eh hep birlikte gülelim buna.

Daha fazla uzatmaya gerek yok.

Farkettim ki bazı yerde Vahdeddin, bazısında da Vahdettin yazmışım. Şimdi doğrusuna bakıp, yanlışlarımı düzeltmek yerine Nasreddin Hoca'dan bir fıkra anlatmayı yeğliyorum:

Komşusu, bir arpa alışverişi konusundaki davada Hoca'dan yalancı şahitlik yapmasını istemiş. Hoca da kadı'nın huzuruna çıkmış, "efendim ben şahidim ki, komşum buğdayların hepsini eksiksik teslim etti" diye ifade vermiş, mahkemeyi kazanmışlar. Çıkışta komşusu, "aman hocam n'aptın, arpa yerine buğday dedin de, Allah'tan kadı çakmadı durumu" dediğinde hoca da demiş ki: "İşin aslı yalan olduktan sonra, ha arpa olmuş ha buğday".
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen Fuk-Ki » Pzr Kas 02, 2008 14:46

vahdettin vatan hasretinden ölmüş bir insandır vatan toprağının uzaklarında vahdettinm hakkında çok tartışmalar oluyor uzun yıllardan beri ama benim görüşüme göre vahdettin hain olbilecek kadar küçülecek bir insan değilidr bunun bana göre sebebleri var birkere o bu memleke 600 sene hizmet edenlerin torunudur ve tam bir vatan aşkıyla büyümüş bir insanlar ve ben atatürkü onun görevlendirdiğine inanıyorum şimdi diyeceksiniz o zaman neden ingilizlere sığındı anadoluda milli mücadele hareketleri başladığında ingilizleri kim oyalayacaktı elbetteki ingilizleri vahdettin oyalamıştır ve kendini kasten hain olarak göstermiştir sonunçlarının ne kadar kötü olacağını bildiği halde vatanı için bunu yapmıştır ve o ingiliz gemisine binip kaçmamış tam aksine bu ülkeden ona defol sena burda ihtiyac yok deyip kovdular eğer ingilizlere sığınsaydı öldüğü zaman tabutuna borçlerı yüzünden haciz koyulmazdı vatan hasretinden ölen bir insan için böylesine ağır eleştrilerin yapılması ne kadar doğrudur ve milletler kahramnalarıyla yaşar gazi mustafa kemal atatürk elbette devletimizin kurucusu ve milletimnizin önderidir ama kahramanlarımızı teke indirerek milletimiz bir şey kazanmaz vahdettin abdulhamid han ve bir çok paşalar da milletimizin kahramanlarıdır onun için onlarada atatürke verdiğimiz değeri verelim milletimiz kahramanlarını bilsin ama bundan şunu çıkarmayın sakın atatürke saygızızlık etmiyorum elbette atatürkte devletimizin kurucusu milletimizin önderidir ama diğer kahramanlarımızı da unutmayalım...
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

İletigönderen AlpereN » Pzr Kas 02, 2008 14:56

Fuk-Ki yazdı:vahdettin vatan hasretinden ölmüş bir insandır vatan toprağının uzaklarında vahdettinm hakkında çok tartışmalar oluyor uzun yıllardan beri ama benim görüşüme göre vahdettin hain olbilecek kadar küçülecek bir insan değilidr bunun bana göre sebebleri var birkere o bu memleke 600 sene hizmet edenlerin torunudur ve tam bir vatan aşkıyla büyümüş bir insanlar ve ben atatürkü onun görevlendirdiğine inanıyorum şimdi diyeceksiniz o zaman neden ingilizlere sığındı anadoluda milli mücadele hareketleri başladığında ingilizleri kim oyalayacaktı elbetteki ingilizleri vahdettin oyalamıştır ve kendini kasten hain olarak göstermiştir sonunçlarının ne kadar kötü olacağını bildiği halde vatanı için bunu yapmıştır ve o ingiliz gemisine binip kaçmamış tam aksine bu ülkeden ona defol sena burda ihtiyac yok deyip kovdular eğer ingilizlere sığınsaydı öldüğü zaman tabutuna borçlerı yüzünden haciz koyulmazdı vatan hasretinden ölen bir insan için böylesine ağır eleştrilerin yapılması ne kadar doğrudur ve milletler kahramnalarıyla yaşar gazi mustafa kemal atatürk elbette devletimizin kurucusu ve milletimnizin önderidir ama kahramanlarımızı teke indirerek milletimiz bir şey kazanmaz vahdettin abdulhamid han ve bir çok paşalar da milletimizin kahramanlarıdır onun için onlarada atatürke verdiğimiz değeri verelim milletimiz kahramanlarını bilsin ama bundan şunu çıkarmayın sakın atatürke saygızızlık etmiyorum elbette atatürkte devletimizin kurucusu milletimizin önderidir ama diğer kahramanlarımızı da unutmayalım...


Atatürk Samsuna çıktığında Padişah Şeyhülislam aracılığı ile Atatürkün idamını istemiş, vatan haini ilan etmiş,eşkiya demiş,idam kararı vermiştir.

Ayrıca Abdülhamit gibi bir Diktatörü savunman bugünkü AKP Diktatörlüğüne göz yumduğunu gösterir.

Gelelim ayrı bir konuya Vahdettinin ve Gülenin vatan hasretinden bahsedenler,bunları vatansever gösterenler nedense Nazım Hikmete gelince bir anda değişiveriyolar.Eğer Vahdettinin yaptıkları vatanını sevdiği içinse bu demektir ki bugünkü AKP hükümetinin batıya karşı Türkiyeyi düşürdükleri durumda vatansever olduklarındandır heralde başka niçin olsun ki? :?
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen Fuk-Ki » Pzr Kas 02, 2008 14:59

birde karşınızda bir insanla konuşurken saygılı olun ve sözlerinize dikkat edin belki aynı görüşe sahip fertler değiliz ama sonuçta her birey diğerlerine saygı göstermekte zorunludur



birde bu tartışmaları bitirecek bir şey vardır osmanlı arşivlerinin açılması eğer bu arşivler açılırsa bir çok gerçek ortaya çıkcaktır ama açılmaması bence daha doğrudur çünkü türkiye böyle bir şeye hiç hazır değildir zaten olmanlı arşivleri bu yüzden kasıtlı olarak imha edilmiştir bilinerek yapılan birşeydir


birde belki vahdettinini sevmessiniz o ayrı bir konu ama bence her türk vatandaşı tarihinin güzelliği ve benzersizliği ile gurur duymalı bunu bu günlerde yapan pek kimse yok
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

İletigönderen Fuk-Ki » Pzr Kas 02, 2008 15:07

ya abdulhamid han dünya tarihinde gelşmiş geçmiş en iyi diplamatik ve siyasi bir dehadır osmanlı devletinin ömrünü tam 33 yıl uzatmıştır

bunada inanmıyosanıs arşivleri karıştırın da alman birliğini kuran pirens bismark ın şu sözlerine bakın
dünyada 100 gram akıl olsa yüzde 90 abdulhamid handadır yüzde 5 bendedir diğer yüzde 5 de bütün siyasetçilerdedir

yani burda birens abdulhamid bi rdehadır demk istiyor ve bunu bir çok kesimlerde kabul ediyor

abdulhamid tahtan inerken şunu dedi ittihak ve terakki mensuplarına siz bu devleti 10 sene yönetemessiniz doğruda dedi 10 sene sürdü sürmedi ve o paşalar en sonunda abdulhamidin ne demek istedğini anladıklarında abdulhjamidin karşısında ağladılar ama ne yazık ki iş işten çoktan geçmişti
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

İletigönderen Ram » Pzr Kas 02, 2008 15:13

Fuk-Ki yazdı:vahdettin vatan hasretinden ölmüş bir insandır vatan toprağının uzaklarında vahdettinm hakkında çok tartışmalar oluyor uzun yıllardan beri ama benim görüşüme göre vahdettin hain olbilecek kadar küçülecek bir insan değilidr bunun bana göre sebebleri var birkere o bu memleke 600 sene hizmet edenlerin torunudur ve tam bir vatan aşkıyla büyümüş bir insanlar ve ben atatürkü onun görevlendirdiğine inanıyorum şimdi diyeceksiniz o zaman neden ingilizlere sığındı anadoluda milli mücadele hareketleri başladığında ingilizleri kim oyalayacaktı elbetteki ingilizleri vahdettin oyalamıştır ve kendini kasten hain olarak göstermiştir sonunçlarının ne kadar kötü olacağını bildiği halde vatanı için bunu yapmıştır ve o ingiliz gemisine binip kaçmamış tam aksine bu ülkeden ona defol sena burda ihtiyac yok deyip kovdular eğer ingilizlere sığınsaydı öldüğü zaman tabutuna borçlerı yüzünden haciz koyulmazdı vatan hasretinden ölen bir insan için böylesine ağır eleştrilerin yapılması ne kadar doğrudur ve milletler kahramnalarıyla yaşar gazi mustafa kemal atatürk elbette devletimizin kurucusu ve milletimnizin önderidir ama kahramanlarımızı teke indirerek milletimiz bir şey kazanmaz vahdettin abdulhamid han ve bir çok paşalar da milletimizin kahramanlarıdır onun için onlarada atatürke verdiğimiz değeri verelim milletimiz kahramanlarını bilsin ama bundan şunu çıkarmayın sakın atatürke saygızızlık etmiyorum elbette atatürkte devletimizin kurucusu milletimizin önderidir ama diğer kahramanlarımızı da unutmayalım...


Okumamak gibi bir alışkanlığınız mı vardır¿? Bundan önce yazılanları okudunuz mu¿? Okuduysanız, burada belirttiğiniz düşüncelerden hangilerinin cevabını bulamadınız da yazdınız¿?

Altı yüz sene bu memlekete hizmet edenlerin neye göre torunudur¿? Bu söz konusu torunlardan "hain çıkmaz" görüşünü neye dayandırıyorsunuz¿?

Vahdettin'in tam bir vatan aşkıyla büyüdüğünü hangi verilere dayandırıyorsunuz¿? Böyle büyüdüğünü varsayarak; hangi somut verilere göre (kurulan hâyâller, uydurulan masallar değil, somut veri) göre, Vahdettin'in ömrünün sonuna kadar bu vatan aşkıyla yaşadığını ve ihanet etmediğini savunuyorsunuz¿?

Mustafa Kemâl ATATÜRK, Vahdettin'in izniyle görevlendirilmiştir, bu doğrudur. Peki görevini de söyleyebilir misiniz¿? Acaba vatanı kurtarsın diye mi göndermiştir, yoksa Samsun'da düşmana karşı ayaklanan Türkleri, -İngiliz isteğiyle- bastırması için mi¿?

Kimse Vahdettin'e "İngiliz gemisine bin de kaç" dememiştir. Vahdettin, saltanatın kaldırılması sonucunda can korkusundan, İngiliz komutanına "İngiltere'ye sığındığını" bildirmiş ve onların desteğiyle kaçmıştır.

İngiliz'e çok güvenen ve vatanı satan Vahdettin efendi, -Allah'ın sopası yok ya- yine İngiliz tarafından satılmıştır. Zira Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, İngiltere'ye karşı kesin isteğidir bu... Lâkin tümden irtibatı da kesmemiştir İngilizler.

  • Vatan haini Vahdettin'i, kahraman ilân etmişsin. Sunduklarımıza karşı tezin ve bu tezi destekleyici belgelerin / somut verilerin yoksa, içi boş gönedirler göndermeyiniz.
  • Üst üste ileti göndermek kurallara aykırıdır.
  • Türkçe Yazım Kuralları'na uyunuz. Aksi takdirde gönderi veyahut iletileriniz silinecektir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Fuk-Ki » Pzr Kas 02, 2008 15:30

Bir kere sadece Sultan Vahdettin Han değil bütün Osmanlı padişahları çocukluklarından beri çok titizlikle eğitilirler,

Vahdettin'in Atatürk'ü Samsun'a göndediğini de ikimizde kabul ediyoruz belki görünüşte Vahdettin Atatürk'ü Anadolu'daki Milli Mücadele'yi durdurmak için göndermiş gibi görünebilir ama ben bunun böyle olmadığına inanmıyorum ben bir çok Osmanlı padişahının hayatını okudum inceden inceye ve hepsinde şunu gördüm: Devleti iyi yönetsinler yönetmesinler ama karekter olarak çok değerli insanlardır

Ben görüşüm olarak kısacası Vahdettin'in hain olmadığına ve Abdulhamid Han'ın siyasi bir deha olduğuna inanıyorum lütfen siz de buna saygı gösterin bende sizin düşüncelerinize saygı gösteriyorum.Bu ülkede herkes düşüncelerini özgürce ifade etme hakkına sahiptir.
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

İletigönderen Ram » Pzt Kas 03, 2008 11:02

Fuk-Ki yazdı:Bir kere sadece Sultan Vahdettin Han değil bütün Osmanlı padişahları çocukluklarından beri çok titizlikle eğitilirler,

Vahdettin'in Atatürk'ü Samsun'a göndediğini de ikimizde kabul ediyoruz belki görünüşte Vahdettin Atatürk'ü Anadolu'daki Milli Mücadele'yi durdurmak için göndermiş gibi görünebilir ama ben bunun böyle olmadığına inanmıyorum ben bir çok Osmanlı padişahının hayatını okudum inceden inceye ve hepsinde şunu gördüm: Devleti iyi yönetsinler yönetmesinler ama karekter olarak çok değerli insanlardır

Ben görüşüm olarak kısacası Vahdettin'in hain olmadığına ve Abdulhamid Han'ın siyasi bir deha olduğuna inanıyorum lütfen siz de buna saygı gösterin bende sizin düşüncelerinize saygı gösteriyorum.Bu ülkede herkes düşüncelerini özgürce ifade etme hakkına sahiptir.


Ben vatan hainini "aklayan", aklamakla kalmayıp "kahraman" ilân eden bir görüşe ne diye saygı gösterecek mişim¿? Ancak ve ancak sabır gösterebilirim ve yeterince gösterdiğimi biliyorum. Şimdi; evvelâ bu konuda yazanları oku (anlayacağın: ikra, ikra, ikra!) sonra bir yorumda bulun.

Bu gönderme mevzusu, Vahdettin'nin durduk yerde, tek başına aldığı bir karar değildir. Gazi Paşa, diğer Paşalar tarafından önerilmiştir. Ayrıca takındığı tavırlar da İstanbul'u rahatsız etmektedir.

Ayrıca; "ben şuna inanıyorum, sen buna inanıyorsun, saygı gösterin" gibi ilginçliklere de gerek yoktur. Zira tarih, inançlarla değil gerçeklerle şekillenmek zorundadır. Yok, bunu özgür düşünceye bağlayacaksanız; bizim de size ve geaçmişinize, ağzımıza geleni söyleme özgürlüğümüz vardır. "Nereden çıktı bu özgürlük, böyle özgürlük olmaz" demeyin, çünkü bu, "ben dedim oldu, ben de böyle inanıyorum" mantığından, yani sizin mantığınızdan çıkan bir özgürlüktür.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Gilda » Pzt Kas 03, 2008 12:32

Cumhuriyet Bayramı ile başlayıp, 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinlikleriyle sona eren dönemler, ulusal olarak nereden gelip, nereye gittiğimizi, neleri devralıp üzerine neler koyduğumuzu düşünmek için önemli fırsatlardır aslında. Ama okumuş yazmışlarımız, hele de entel geçinenlerimiz, böylesi bir muhasebe yapmak yerine, tarihi çarpıtmayı tercih ederler. Bu dönemler, rahmetli Ahmet Taner Kışlalı’nın kitabının adında olduğu gibi, “Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği’nin öne çıktığı dönemlerdir.


...Atatürk'e saldirirken diger insanlarin gözünde de bu saldiriyi hakli kilacak bir neden vardi bu yobaz zihniyette.
Neydi bu saldiridaki mesele ; bir gecede birkac milyon insani okur yazar olmaktan cikardi cahil yapti.Bu nasil yapilirdi, bu kadar acimasiz olunabilirmiydi.
Buna inanan yüzlerce sarikkafalinin binlerce cocugu disarda simdi Osmanliyi övüyorlar bununla da kalmayip bu rejimin en iyisi oldugu konusunda hemfikirler.Gelinen nokta sudur ki aydinlarimizin da bu konuda yaptiklari sey entel olmanin disinda papaganvari olmaktan öte bir durus degildir.
...Manevi degerlere önem verilmesi gereken yerde cikip bu ülkenin reisi cumhuru derse ki, bazi seyler " ilkelliktir" vatandas fikrini böyle beyan eder iste.

Düsünüyorum acaba " havanda su mu dögüyoruz"....
yalakalar cok oldukca aydinlik tabiki los isikta nazli kiz gibi olur....
Kullanıcı küçük betizi
Gilda
Üye
Üye
 
İletiler: 1078
Kayıt: Pzt Mar 12, 2007 12:58
Konum: kendimden...

İletigönderen Fuk-Ki » Pzt Kas 03, 2008 18:44

Ram yazdı:Şimdi; evvelâ bu konuda yazanları oku (anlayacağın: ikra, ikra, ikra!) sonra bir yorumda bulun.
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

İletigönderen Ram » Pzt Kas 03, 2008 19:33

Fuk-Ki yazdı:Vahdettin ilk önce Anadolu'ya kendisi gidip örgütleme yapmayı düşünür.Sonra bunu İngilizler öğrediği zaman Vahdettin'e:
"Eğer sen İstandul'dan gidersen İstanbul'u Yunanlar'a işgal etiririz taş üstünde taş bıramayız." demiştirler.

Bunun üzerine Vahdettin en çok güvendiği paşalarını çağırmak ister o zaman da o paşalar Osmanlı topraklarından sürgün edilir.Daha sonra paşalar Vahdettin'e Atatürk'ü önerdiklerinde saraya çağırılır Atatürk ve Vahdettin ona Anadolu'ya gidip örgütle yapmasını ister ve ona rütbe para falan verir.Atatürk'te Samsun'a çıkar ve onun önderliğinde Milli Mücadele başlamış olur.


Derken Keloğlan Nasreddin Hoca'ya rastlar:

K. O. : "Hoca hoca, eşeğe niye ters biniyorsun¿?
N. H. : "Ah Keloğlanım, bizim eşek uçmasını öğrendi de, konmasını öğrenemedi."
K. O. : "hoca, neden eşeğini kazığa bağlamadın peki¿?
N. H. : "Kazan doğurduğu için Keloğlan"
K. O. : "Hoca, hoca! Hiç kazan doğurur mu¿?"
N. H. : "Ya tutarsa..."
K. O. : "Hoca, yeme şimdi beni."
N. H. : "Ye kürküm ye..."

Böylece hikâyemiz sona erer. Onlar ermiş murâdına, biz çıkalım Samsun'a...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen AlpereN » Pzt Kas 03, 2008 23:35

Vahdettin ilk önce Anadolu'ya kendisi gidip örgütleme yapmayı düşünür.Sonra bunu İngilizler öğrediği zaman Vahdettin'e:
"Eğer sen İstandul'dan gidersen İstanbul'u Yunanlar'a işgal etiririz taş üstünde taş bıramayız." demiştirler.

Bunun üzerine Vahdettin en çok güvendiği paşalarını çağırmak ister o zaman da o paşalar Osmanlı topraklarından sürgün edilir.Daha sonra paşalar Vahdettin'e Atatürk'ü önerdiklerinde saraya çağırılır Atatürk ve Vahdettin ona Anadolu'ya gidip örgütle yapmasını ister ve ona rütbe para falan verir.Atatürk'te Samsun'a çıkar ve onun önderliğinde Milli Mücadele başlamış olur.


daha neler!! :?

ustacım kusura bakma sen ve senin gibilerin II.Abdülhamit ve Vahdettine olan sevdalarının üçte biri Atatürke olsaydı,emin ol bugün Türkiye daha güzel, daha aydınlık olurdu.
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen kaye » Pzt Kas 03, 2008 23:41

Barbaros yazdı:Kişisel Görüşüm;
Tarih Biliminin kurallarından biri "Yaşanan olaylar,yaşandığı dönem şartları ile ele alınır".Şimdi mesela bazı tarihçiler çıkıyor diyor ki efendim "Viyana Kuşatması başarısız oldu,bunda Padişahın suçu var,Paşaların suçu var" gibi laflar ediyorlar buda benim garibime gidiyor.Ciğeri sağlam tarihçiler ise olaya şöyle bakıyor "Viyana kuşatması sırasında,Avrupa'daki iklim şartları,bataklıklar,ordunun merkeze yani İstanbul'a uzak olması gibi coğrafi şartların çok büyük oranda etkili olduğunu" söylemektedirler.

Barbaros, keşke tarihi, umarak, zannederek, görüş bildirerek değiştirebilsek!!
Ama bu imkansız, kimsenin tarihi değiştirmeye gücü de yetmez, kişisel görüş bildirmek tarihi de değiştirmez..
Osmanlı tarihinde savaş kaybeden çok padişahımız vardır, savaşta ölen de padişahımız mevcuttur, hatta esir düşen padişahımız bile vardır. Mesela Yıldırım Bayezit, Ankara Savaşı'nda Timur'a esir düşmüştür. Ama kimse Yıldırım'a hain demez, diyemez değil mi! Başka bir örnek daha vereyim, Uhud Savaşı'nı müslümanlar son bir hamle değişikliği sebebiyle kaybetmişlerdir. Müslümanların komutanı da Hz. Muhammed'tir. Kimse Hz. Muhammed'e de haşa! hain diyemez değil mi! O zaman savaş kaybetmek, kuşatmayı bitirememek hain olunduğunu göstermez, başka bir iş var burada. Bakalım görebilecek misin!!

Barbaros yazdı:Artık bilemeyeceğim kim hain kim değil.Fakat sonuçta ortada ters bir durum var.
Ben bir kere Vahdeddin'in hain olduğuna inanmıyorum.

Ya işte şu konu çok önemli: Eğer bir konu hakkında bilgisi yoksa bir insanın ya susmalı ya da gerçeği doğru kaynaklardan araştırmalı. İnanmak, inanmamak, 6. hisle hareket etmek tarihi değiştirmediği gibi insanı da komik duruma düşürmektedir.

Barbaros yazdı:Ben burda sadece Nutuk'tan alıntılar yaparak konuyu tek noktaya sürüklemek istemiyorum.Atatürk'ün etrafında bulunan yaverlik etmiş onlarca adamdan ve günümüz tarihçilerinide gözler önüne koyarak bu konunun etraflıca incelenmesidir.

Şimdi bu neye benziyor biliyor musun? Bazı cahil kafalar şunu iddia ederler: Kur'an-ı Kerim (yani kutsal kitabımız, yani Levh-i Mahfuz sözleri, yani Allah'tan vahiy yoluyla gelen cümleler), tek başına yeterli değildir, bu yüzden hadis kitaplarına danışmalıyız, risalelere, ilmihallere, fethullahın kitaplarına göre pek çok hareketimizi, söylemimizi yönlendirmeliyiz!!!
Direkt aynı şey değildir ama, Kur'an tek başına yeterli değildir deyip insanlar tarafından yazılmış başka kaynaklara yönelmek nasıl büyük bir gafletse, Nutuk gibi bir kitabı bir kenara bırakarak başka insanların, sözüm ona tarihçilerin sözlerini kaale almak ta bir o kadar gafletlerin en büyüğüdür..

Barbaros yazdı:İlk itiraz Necip Fazıl'dan gelmişti

Necip Fazıl kimdir bilir misin!!
Şu linkte yazılanları bir okur musun:
http://www.guncelmeydan.com/forum/necip ... 14202.html

Barbaros yazdı:Zaten bu ülkeyi öyle bir hale getirdilerki yarısını Atatürk'e yarısını Vahdeddin'e düşman ettiler.

Bak şimdi, bir cümle ancak kelimelerin bu kadar özensiz seçilip yerleştirilmesiyle kurulabilir. Güler misin ağlar mısın??
Milletin öbür yarısını da apo köpeğine düşman ettiler diye devam ettirebilir misin cümleni!!! Ne yapacaktı millet düşman olmayıp bu varlığa..
Hem sonra Atatürk'ü kim düşman ettirdi, en başta vatanı satan vahdettini kahraman gösterenler tabii ki.. Nasıl mı, elbette gerçek kahramanı olay dışı bırakıp, yalancılıkla itham edip; haini kahramanmış gibi göstererek, başarıyı ona atfederek yaptılar bu işi...

Fuk-Ki yazdı:ama benim görüşüme göre vahdettin hain olbilecek kadar küçülecek bir insan değilidr bunun bana göre sebebleri var

Bak şimdi bir tane daha, benim görüşüme göre'lerle, bana göre'lerle tarih ne yazılır ne de anlatılır.. Tarih yazanlar ve anlatanlar, tarih yapanlara saygılı olmak zorundadır herşeyden önce..

Fuk-Ki yazdı:elbette atatürkte devletimizin kurucusu milletimizin önderidir ama diğer kahramanlarımızı da unutmayalım...

Diğer kahramanları unutan yok fuk-ki, ama asıl hainleri unutanlarımız maalesef çok fazla...

Fuk-Ki yazdı:birde bu tartışmaları bitirecek bir şey vardır osmanlı arşivlerinin açılması eğer bu arşivler açılırsa bir çok gerçek ortaya çıkcaktır ama açılmaması bence daha doğrudur çünkü türkiye böyle bir şeye hiç hazır değildir zaten olmanlı arşivleri bu yüzden kasıtlı olarak imha edilmiştir bilinerek yapılan birşeydir

Osmanlı arşivlerinin kapatıldığı, saklanıldığı, imha edildiği, anlaşılamadığı gibi durumlar yoktur fuk-ki, asıl gün ışığına çıkarılmayan Gazi'nin hatıratlarıdır, sözleridir, yaptıklarıdır...

Ram yazdı:Mustafa Kemâl ATATÜRK, Vahdettin'in izniyle görevlendirilmiştir, bu doğrudur. Peki görevini de söyleyebilir misiniz¿? Acaba vatanı kurtarsın diye mi göndermiştir, yoksa Samsun'da düşmana karşı ayaklanan Türkleri, -İngiliz isteğiyle- bastırması için mi¿?

Bakın, Ram çok güzel açıklamış, keşke daha uzun açıklasaymış, ben biraz daha açayım:
Samsun ve özellikle Havza bölgesinde büyük bir Türk ayaklanması çıkmıştı. Sebebi de Osmanlıya ve vatanın birliğine ayaklanan rumlardı. Türk ahali, artık bu hain güruha daha fazla dayanamamış, Bizans imparatorluğunu yeniden canlandırmak amacını güden Mavi Mira Cemiyeti ve Rum patrikhanesi desteğinde Trabzon ve çevresinde Rum devleti kurma peşindeki Pontus Rum Cemiyeti'ne karşı (etnik i Eterya’ nin devamı) Türkler de haklı olarak ayaklanmıştı. Türklerin bu cemiyete karşı ayaklanması ingilizlerin elbette hoşuna gitmemişti. Bunu engellemenin en kolay yolu, kucaklarındaki halifeyi yani padişahı kullanmaktı. Hemen padişaha nota verildi bu Türk ayaklanmasını durdurması için, yoksa onun için çok kötü olacaktı. Telaşa düşen padişah bu görevi en iyi Mustafa Kemal'in yapacağını biliyordu. Ayrıca Mustafa Kemal'in İstanbul'da halkı milli şuura yönlendirmesi ingilizlerin hoşuna gitmiyor,bu yüzden de vahdettin ingilizlerden zılgıtı yiyordu. Padişah bir taşla iki kuş vuracaktı, hem Mustafa Kemal İstanbul'dan uzaklaştırılacak hem de Havza ve yöresindeki Türk ayaklanması başarılı bir asker tarafından durdurulacaktı. Çünkü Türk halkı Mustafa Kemal'i dinliyor, Mustafa Kemal'de kendini dinlettiriyordu. Ama tabii padişah bu görev için Mustafa Kemal'i görevlendirmeye ayağına çağırdığı zaman O'nun aklından geçenleri bilemezdi. Gazi için bu büyük bir fırsattı, hemen görevi kabul etti ama bir de şart koştu. İşlerini daha da kolaylaştıracak olan Ordu Müfettişliğini talep etti padişahtan. Padişahta bu müfettişlik isteğini kendi lehine kullanacağını düşünerek hemen kabul ve tasdik etti Mustafa Kemal'in. Fakat Mustafa Kemal'in verilen görevin tam aksini yapması, halkın ayaklanmasını değil durdurmak daha da örgütlü bir direnişe geçirmesi sonucu İngilizler, Osmanlı yöneticilerinden M. Kemal’in geri çağrılmasını istediler ve İstanbul ‘daki 67 Türk devlet adamını Malta’ya sürdüler. İstanbul Hükümeti 8 Haziran 1919 ‘da Mustafa Kemal’i geri çağırdı. O buna uymayarak Amasya’ya geçti.
Zaten bu noktadan sonra tüm bağlar kopuyor ve Mustafa Kemal hain ilan edilip idamı isteniyor.
İşte Atatürk hakkındaki idam fermanı:

Harbiye-Divan-ı Harp
DOSYA No : 70
Harbiye Nezareti
Şube: Adliye-i Askeriye Dairesi
Adet : 705

PADİŞAH BUYRUĞU
"Kuvayı Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp yıkmaya kalkışmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan, Üçüncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli Mustafa Kemal Efendi, Eski yirmi yedinci fırka kumandanı miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf Bey, Eski yirminci kolordu kumandanı Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vaşington elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Rüstem ve sıhhiye eski müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ile Üniversite Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanımın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336 (1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzre, Mülkiye Ceza Kanunu'nun kırk beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla, her türlü resmi ünvanlarının kaldırılmasına ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla kanun hükümleri gereğince mallarının haczedilerek, usulüne göre idare ettirilmesine dair İstanbul bir numaralı sıkıyönetim mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar tasdik edilmiştir.
Bu Padişah Buyruğu'nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.
Mehmet Vahdettin

Velev ki bakıp ta ibret alırsınız...


...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Fuk-Ki » Sal Kas 04, 2008 16:24

Ve diğer kahramanlar konusunda Örneğin; Nutuk Atatürk'ün yaşmış olduğu bir kitap.Devlet bu kitabı parasız basıp dağıtıyor neredeyse, İngilizcesi bile basılmış elbette bu çok güzel bir şey ama bunun yanında neden Mareşal Fevzi Çakmak'ın kitapları ya da diğer paşaların kitaplarına devlet sahip çıkıp basmıyor, bu da bir şey devletin o kişilerin kitaplarına eserlerine sahip çıkması gerekmektedir.
Kullanıcı küçük betizi
Fuk-Ki
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Pzr Kas 02, 2008 14:29

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Mustafa Kemâl ATATÜRK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x