Ya şimdi Sayın BAŞBUĞ? Taraf'ın 'Kağıt Parçası'

Tartışma Alanı

Ya şimdi Sayın BAŞBUĞ? Taraf'ın 'Kağıt Parçası'

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Haz 24, 2009 15:32

Askeri Savcılık kararını verdi

Askeri Savcılık günlerdir tartışılan belgeyi inceledi, sonucu açıkladı.


Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, ''Taraf gazetesinde yayımlanan belgenin Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmadığı, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4. sayfasındaki imza bloğunda Albay Dursun Çiçek'in isminin üzerinde yer alan imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve Çiçek ile ilgili itiraz yolu açık olmak üzere kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini'' bildirdi.

Savcılıktan yapılan yazılı açıklamada, konuyla ilgili soruşturmanın, bugün tamamlandığı belirtildi.

Savcılık, Taraf gazetesindeki habere konu olan belgenin, Genelkurmay Başkanlığı karargahında düzenlenmediğinin tespit edildiğini, böyle bir belgeyle ilgili, gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını kaydetti.

Askeri Savcılık, Taraf gazetesinde yayımlanan belgenin aslının mevcut olmaması nedeniyle, bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında adliye mahkemelerinin görevli ve yetkili oldukları anlaşıldığından, itiraz yolu açık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının görevsizliğine karar verildiğini bildirdi.

Savcılık, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Başsavcılığına gönderilmesine de karar verdi.

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Taraf gazetesindeki habere konu olan belgenin, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenmediğinin tespit edildiğini, böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinde ''AKP ve Gülen'i bitirme Planı'' başlıklı haberin yayımlanması ve haberde Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğünde hazırlandığı iddia edilen ve deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı ''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' başlıklı belgenin yer aldığının görülmesi üzerine, Genelkurmay Başkanlığınca aynı gün verilen soruşturma emri uyarınca askeri Savcılıkça başlatılan soruşturmanın bugün tarihiyle tamamlandığı bildirildi.

Açıklamada, ''Anılan belgenin Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmadığı, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4. sayfasındaki imza bloğunda Albay Dursun Çiçek'in isminin üzerinde yer alan imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve şüpheli Dursun Çiçek ile ilgili olarak itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği'' belirtildi.

Askeri Savcılık, Taraf gazetesinde yayımlanan belgenin aslının mevcut olmaması nedeniyle, bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında adliye mahkemelerinin görevli ve yetkili oldukları anlaşıldığından, itiraz yolu açık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının görevsizliğine, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

Savcılık, konunun kamuoyunu yakından ilgilendirmesi nedeniyle konu hakkında ayrıntılı bir bilgilendirme yapılması zorunluluğu gördüğünü kaydetti.

-SORUŞTURMA EVRELERİ-

Soruşturmanın, öncelikle ''belgenin Genelkurmay karargahında Albay Çiçek veya başka bir personel tarafından hazırlanıp hazırlanmadığı, bu konuda emir verilip verilmediği, belge içeriğinin ve belgenin doğru olup olmadığı, devletin güvenliğine ilişkin herhangi bir belge üzerinde sahtecilik yapılıp yapılmadığı, tahsis olunduğu yerden başka bir yerde kullanılıp kullanılmadığı, hile ile alınıp alınmadığı veya çalınıp çalınmadığı'' hususlarında ilişkin yürütüldüğü belirtildi.

Açıklamada, ''Anayasal bir kurum olarak düzenlenen ve Türk milleti adına yargılama faaliyeti yapan askeri mahkemelerin görev ve yetkilerine ilişkin mevzuat hükümleri dikkate alındığında, söz konusu olayla ilgili soruşturma görevinin Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına ait olduğuna kuşku bulunmamaktadır'' denildi.

Yürütülen soruşturmada, maddi gerçeklere ulaşılabilmesi, tüm delillerin toplanabilmesi amacıyla yasal düzenlemeler çerçevesinde her türlü bilimsel ve teknik imkanlardan istifade edildiği ifade edilen açıklamada, soruşturmanın süratle neticelendirmeye çalışıldığı vurgulandı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''12 Haziran 2009'da Genelkurmay Hareket Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğündeki Albay Çiçek'in kullandığı 2 bilgisayar da dahil olmak üzere toplam 14 bilgisayarın sabit diskleri teknik bilirkişiler tarafından incelenmek üzere Askeri Savcılığa getirilmiştir. Ayrıca bu bilgisayarların bağlı oldukları ana sunucu ve yedeklerinin muhafaza edildiği Genelkurmay Muhabere Merkezinde, tayin edilen bilirkişi ve görevli personel marifetiyle inceleme yapılmıştır.

Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından, (CMK 250. madde ile yetkili bölüm) habere konu gizli belgenin ele geçirildiği şekliyle gönderilmesi, şüpheli Serdar Öztürk hakkında yapılan aramalara ilişkin arama ve el koyma tutanaklarının, inceleme raporlarının gönderilmesi ivediliğine binaen belge geçer ile istenilmiştir.

Askeri savcılar nezaretinde bilirkişiler tarafından bilgisayarların sabit diskleri üzerinde inceleme devam ederken Harekat Başkanlığı ve 3. Bilgi Destek Şubesindeki görevli personelin ifadeleri de tespit edilmiş, Albay Çiçek'in ise ifadesiyle birlikte kriminal incelemelerde mukayeseye esas olmak üzere imza örnekleri alınmıştır.

Bilgisayarlar üzerindeki inceleme 13 Haziran 2009'da tamamlanmış, düzenlenen raporda söz konusu belgeye veya belgenin izine rastlanılmadığı belirtilmiştir.

15 Haziran 2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. madde ile yetkili bölüm) tarafından istenen bilgi ve belgenin hazır olduğunun bildirilmesi üzerine cevabi yazı ve ekinde belgeler aynı gün aldırılmıştır. Habere konu belgenin fotokopi olduğu görülmüştür.

Bu arada, Albay Çiçek'in sicil dosyası getirtilmiş, örnek imzalarını içeren bazı belgelerin asılları ele alınmış, ayrıca görev yaptığı daire başkanlığı tarafından gönderilen imza ve parafesini içeren belgeler dosyaya eklenmiştir.

Fotokopi belge ve Albay Çiçek'in imza örnekleriyle mukayeseye esas belgeler 15 Haziran 2009 günü saat 22.00 sıralarında inceleme yapılmak üzere Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına teslim edilmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde düzenlenen raporda, fotokopi belgeler üzerinden sağlıklı bir inceleme ve karşılaştırma yapılmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte belgedeki imza ile Çiçek'in mukayese imzaları arasında genel şekilleri yönünden benzerlik görüldüğü belirtilmiştir.

16 Haziran 2009 tarihinde belge üzerinde karargah çalışma usulleri, askeri yazışma teknikleri ile emir, talimat, yönerge ve uygulamalara uygunluğu açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporda, belgenin şekil açısından hiçbir askeri yazı biçimine uymadığı, belgeye resmi evrak niteliği kazandıracak herhangi bir unsuru içermediği, karargah çalışma usulleri ve askeri yazım teknikleriyle uyuşmayan birçok maddi hata bulunduğu, askeri yazışma gelenekleriyle örtüşmeyen ibare ve kısaltmalara yer verildiği belirtilmiştir.

16 Haziran 2009 tarihinde soruşturma kapsamında görüşmeler yapmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK 250. madde ile yetkili bölüm) gidilmiş, bu görüşme esnasında belgenin fotokopi olduğu, aslının bulunmadığı/ele geçirilmediği öğrenilmiştir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan (CMK 250. madde ile yetkili bölüm) habere konu belgenin gelmesinden sonra alınan mahkeme kararı ile 17 Haziran 2009 tarihinde 11.00 - 17.15 saatleri arasında albay Çiçek'in ikametinde askeri savcının nezaretinde teknik bilirkişilerin katılımıyla arama icra edilmiş ve arama sırasında konutunda bulunan dizüstü bilgisayara ait sabit diskin imajı alınmış, bulunan cd, disket ve cep telefonlarına incelenmek üzere el konulmuş, yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda özetle belgenin içeriği ile örtüşen herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı belirtilmiştir.

Fotokopi belge üzerinde inceleme yapabilme imkanı bulunabileceği düşüncesiyle belge, mukayese evrakıyla birlikte 17 Haziran 2009 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek hem imza incelemesi hem de diğer yönlerden inceleme yapılması istenilmiştir.

-ADLİ TIP KURUMU RAPORU-

Adli Tıp Kurumunca tanzim edilen raporda özetle inceleme konusu fotokopi belgedeki imzanın belgeye sonradan eklenip eklenmediği ve Albay Çiçek'in mukayese imzaları arasında biçimsel olarak benzerlik saptanmakla birlikte fotokopi belgeden yapılacak değerlendirmelerin sağlıklı olamayacağına işaret edilerek, inceleme konusu imzanın Albay Çiçek'in eli ürünü olduğu ya da olmadığı hususlarında bir tespite gidilemediği belirtilmiştir.

Her iki raporda da belgenin fotokopi olması nedeniyle kesin sonuç bildirilememesi üzerine 19 Haziran 2009 tarihinde TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsünden (UEKAE) yeni bir inceleme istenmiştir.

UEKAE'nin yazısında da incelenen dokümanın fotokopi olması nedeniyle bir takım teknik yöntemlerin kullanılamadığı, grafoloji uzmanı bulunmadığından belge üzerindeki imza ve parafların Albay Çiçek'in eli ürünü olup olmadığı konusunda bir çalışma yapılamadığı, belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağan dışı bir görüntüye rastlanmadığı, ancak belgenin fazla sayıda fotokopi işlemine tabi tutulması sonucu yazı gövdesinin ve imza bloğunun korozyona uğramış benzeri bir görüntü oluşturduğunun belirlendiği ifade edilmiştir.

22 Haziran 2009 tarihli bazı gazetelerde yer alan haberlerden, emniyet genel müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığınca (İstanbul) bir rapor düzenlendiğinin öğrenilmesi üzerine, aynı gün ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan (CMK 250. madde ile yetkili bölüm) mevcut ise söz konusu raporun gönderilmesi istenmiştir. Bu aşamada gazetelerde yayımlanan raporun henüz ulaşmadığı bildirilmiş, bilahare söz konusu rapor belge geçer ile askeri savcılığımıza gönderilmiştir.

Raporda, belgenin, fotokopi makinası/bilgisayar yazıcısı vasıtasıyla usule getirilmiş olduğunun müşahede edildiği, bu tür belgeler üzerinde bulunan imza/imzaların grafolojik tanı unsurlarının tamamını belirlemenin mümkün olmadığı, montaj ve ilave gibi yöntemlerle yapılmış olması muhtemel tahrifat türlerinin de her zaman belirlenemeyebileceği belirtilmesine rağmen, imzanın Albay Çiçek'in eli mahsulü olduğu da ifade edilmiştir.

Raporun gerekçe bölümü ile kesin kanaat belirtilen sonuç kısmının çelişkili olması nedeniyle, teknik bilirkişi mütalaasına başvurulmuş ve bilirkişi yeminli mütalaasında özetle, fotokopi belge üzerinde kalem baskı izi, işleklik, hız, imzadaki el kaldırma hareketleri gibi özellikler mevcut olmadığından, buna dayalı bir sonuç çıkarmanın mümkün olmadığını, kesin kanaat belirtmenin yanılgılara sebebiyet verebileceğini belirtmiştir. Bu nedenle, soruşturmanın sonucunu etkilemeyeceği değerlendirilerek şüphelinin askeri savcılık huzurunda verdiği imzaların daha önceki muhtelif belgelerdeki imzalarıyla örtüşmemesinin ayrıca incelettirilmesine gerek görülmemiştir.

-''BELGENİN GENELKURMAY KARARGAHINDA DÜZENLENMEDİĞİ TESPİT EDİLDİ''-

Bu incelemeler ve deliller kapsamında, habere konu olan belgenin Genelkurmay Başkanlığı Karargahında düzenlenmediği tespit edilmiş, böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse de yazılı kayıtlarda herhangi bir bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmamıştır.

Söz konusu belgenin Albay Çiçek tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının, belgedeki imzanın Albay Çiçek'e ait olup olmadığının tespiti maksadıyla yapılan tüm kriminal incelemelerde, fotokopi belgeler üzerinde bulunan imzaların, kaligrafik ve karakteristik özellikleri, kalem baskısı, seyir ve sürati, başlangıç ve bitiş noktaları gibi özellikleri yeterince yansıtmaması, imzaların bu belgeler üzerine farklı yöntemler kullanılarak transfer edilebilme ihtimalinin bulunması nedeniyle kesin bir sonuca ulaşılamayacağı ortak bir görüş olarak belirtilmiştir.

Her ne kadar bir kısım kriminal raporlarda, bahse konu ortak açıklamaya da yer verildikten sonra sanki belge aslından inceleme yapılıyormuş gibi belgedeki imza ile Albay Çiçek'in mukayese imzaları arasında benzerlik görüldüğü veya bu imzanın Albay Çiçek'in eli ürünü olduğu yönünde kanaatler belirtilmiş ise de;

Tek başına fotokopi belgelerden hareketle, cezai ve hukuki sorumluluk doğuracak sonuçlara ulaşılamayacağına, bu tür belgeler üzerinde yapılacak incelemelerden sağlıklı sonuç alınamayacağına ve yapılan soruşturmalarda belge asıllarının mutlaka temin edilmesi gerektiğine ilişkin, Yüksek Mahkeme içtihatlarının (Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.12.2002 tarihli ve E. 2002/1939, K. 2002/2521 sayılı Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17.04.1995 tarihli ve E. 1995/3476, K. 1995/3822 sayılı aynı dairenin 25.12.1995 tarihli ve E. 1995/10749, K. 1995/11675 sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.06.2005 tarihli ve E. 2004/11642, K. 2005/6794 sayılı, Askeri Yargıtay 2. Dairesinin 30.04.2008 tarihli ve E. 2008/1139, K. 2008/1149 sayılı kararları) bulunması,

-''İDDİALARI DESTEKLEYEBİLECEK HİÇBİR YAN DELİLE ULAŞILAMADI''-

Bilirkişilerin mütalaalarında, hatta imzalar arasında benzerlik veya aidiyet yönünde kanaat ifade eden raporlardan birinin içeriğinde de fotokopi belgelerden sağlıklı sonuçlara ulaşmanın mümkün olmadığının belirtilmesi,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. Madde ile Yetkili Bölüm) yürütülen bir soruşturmada elde edilen söz konusu belgenin fotokopi olması ve aslının elde edilemediğinin bildirilmesi,

Bilgisayar ve evrak kayıtlarında kapsamlı incelemeler yapılmasına, ilgili tüm personelin ifadesine başvurulmuş olmasına rağmen, soruşturma konusu olayla ilgili olarak iddiaları destekleyebilecek hiçbir yan delile ulaşılamaması,

Bunun aksine bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde soruşturma konusu evrakın hiçbir şekilde karargah çalışması/askeri yazışma usullerine ilişkin mevzuat, emir ve yerleşik uygulamalar ile uyuşmadığının belirlenmesi üzerine soruşturma konusu olay hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığı kararı' verilmiştir.

Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı ile ilgisinin bulunmadığı tespit edilen söz konusu belgenin; kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, bu suretle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hedef alınıp alınmadığı, belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılması ve aynı gazetede yayımlanması eylemlerinin adli yargının görev alanına giren muhtelif suçları oluşturabileceği anlaşıldığından, bu hususlarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın 'görevsizliğine', soruşturma dosyasının bir suretinin görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 'gönderilmesine' karar verilmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.''


Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Haz 24, 2009 16:02

AKP'den karara ilk yorum

AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu: “Bu dava bitmez, devam eder.”

CNN Türk canlı yayınına bağlanan AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nan “irticayla eylem planı belgesi” hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Kuzu şunları söyledi:

Savcılık soruşturmaya gerek yok dedi. Dosyayı İstanbul’a gönderdi. İki unsur dikkat çekiyor. Karargahta hazırlanmamıştır deniyor. Ama ne kadar doğru o önemli. Karargahta hazırlanmadı denilince hiç hazırlanmamış denemez.

İkincisi o şahıs tarafından hazırlanıp hazırlanmadığı. Fotokopi olduğu için araştırma yapılamaz deniliyor. Ancak bunun sivil boyutunun devam ettiğini düşünüyoruz. Bence biraz daha beklemek lazım. Aslında bu belgenin sahte olması vatandaş olarak beni sevindirir; ama sahte olması da ayrı bir sıkıntıdır. Kim hazırlamış, niçin, nerede, hangi amaçla hazırlamış? Bunları ortaya koymak lazım.

Şöyle bir şey de akla geliyor. Ergenekon Davası’na bakan bir avukatın bilgisayarında bulundu bu belge. Öyle olunca akla şu geliyor: Ergenekon sürecinde acaba diğer belgeler de bunun gibidir diye mesaj mı verilmek isteniyor? Biraz daha beklemek lazım bence.

Tamam fotokopi belge geçersizdir, ama acaba hiç mi incelemez. Bugünkü teknikle, TÜBİTAK’ta ve dünyanın geliştirdiği tekniklerle bu incelenebiliyor. Söylediğim gibi evrakın sahte olması da olmaması da bu davayı bitirmez. Bu davanın devam etmesi gerekiyor. Bizim AKP olarak bir adımımız oldu ama bunu sadece AKP’ye yönelik olarak algılamamak lazım. Bunu kamuya yönelik bir girişim olarak algılamak lazım.

Gerçek Gündem



AKP Geri Adım Attı!

Belge haberi sonrası en sert açıklamayı yapan AKP'li Bozdağ Askeri Savcılığın belge kararı için ne dedi?

AKP Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ Askeri Savcılığ'ın Çiçek hakkındaki kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.

AKP Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ açıklama yaparak 'Soruşturma sonunda gerekirse kamu davası açılabilir. Tartışmalar ortadan kalktı eleştirmeler ortadan kalktı. Gözbebeğimiz Ordumuzu yıpratmak isteyenlerin elinden arguman alınmış oldu" dedi.

İnternetajans



Evet Sayın Başbuğ gereğini bekliyoruz!..
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen antalyalim » Çrş Haz 24, 2009 16:12

TSK nin onurunu kurtarmak icin bir firsat daha gecti elinize. Bakalim bunu nasil kullanacaksiniz...
Evet sayin Basbug " tüm Türkiye neler yapacagimizi görecek derken" neyi söylemeye calistiginizi görmek istiyoruz.
Icraatlariniza baslarken, sayin Bolu Valisi'ni ve Bülent Arinc'i unutmayiniz...
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

İletigönderen Panzehir » Çrş Haz 24, 2009 16:26

Anten-lektüel medyalama'ların kusmaları başladı..


Tayyar, Şamil
Resim

Açıkcası sürpriz bir karar olmadı. Emirle harekete geçen bir kurumun emirle harekete geçen bir müeesseseden ancak emirle karar çıkar.



Altan, Mehmet
Resim

Çok yuvarlama bir açıklama. Biz bişey yapamıyoruz yapabilenin de önünü kesmiyoruz demek bu! Hükümet bi şekilde gereğini yapmalıdır. Yoksa bu belgeleri hazırlayanlar gereğini yapacak.



Görmüş, Alper
Resim

İktidara müdahele diye bişey askeri cezada yok. Bu zaten cumhuriyet savcılarının işi. Sivil savcıların devreye girmesini bekliyorum.


Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Haz 24, 2009 16:44

Bizim bildiğimiz, ''tertip'' aynı dönem askerlik yapan devre arkadaşlarına denirdi.

Son yıllarda ''tertip'', vatanseverlere sahte belgeler düzenleyerek çamur atmanın, vatanseverleri düzmece suçlamalarla içeri tıkmanın adı oldu.

Bu belgenin sahte olduğu ortaya çıktığına göre, ''tertip'' kapsamında ortaya çıkacak yeni sahte belgelere hazırlıklı olun dostlar...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Haz 24, 2009 18:54

Sivil savcılara suç duyurusu

Genelkurmay Askeri Savcılığı sivil savcılığa 4 konuda suç duyurusunda bulundu...

1- Bu belge, hangi amaçla, kim veya kimler tarafından hazırlanmıştır?
2- Bu belgeyi üretenlerin amaçları nedir?
3- Bu belge ile TSK bir şekilde hedef alınmış mıdır?
4- Bu belge, Taraf Gazetesi muhabirine nasıl ulaştırılmış ve yayınlanmıştır?

Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Panzehir » Çrş Haz 24, 2009 19:26


Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen Parola Vatan » Prş Haz 25, 2009 9:54

Kullanıcı küçük betizi
Parola Vatan
Üye
Üye
 
İletiler: 157
Kayıt: Sal Eyl 30, 2008 15:43

İletigönderen Türk-Kan » Prş Haz 25, 2009 13:10

[img]http://www.guncelmeydan.com/rsm/hbr/1245942798.jpg[/img]
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Haz 25, 2009 16:07

Baykal'dan Erdoğan'a: Özür dile

CHP lideri Deniz Baykal, 'İrtica planı' belgesi konusunda ortaya çıkan son tabloyu değerlendirdi. İşte Baykal'ın o açıklamaları:

Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın yaptığı araştırmayla gündeme getirilen bu iddianın bir belgeye dayanmadığı ortaya çıkmıştır. Bu metnin gündeme getirilmesi bir komplo olduğunu gösteriyor. Bu kimler tarafından yapılmış bir komplodur? Bu komplonun aydınlatılması gerekir. Bu noktadan sonra bu iddianın bir belgeye dayandığını düşünüp doğru kabul edenlerin ne yapacakları ne söyleyecekleri önemlidir. Öyle anlaşılıyor ki birileri için askeri savcılığın aldığı karar yeterli görülmeyecektir.

Başbakan 'bu konuyu incelemeye devam edeceğiz' diyor evet etsin. 'Sivil mahkemelere getireceğiz' diyor getirsin. Başbakan bu karardan tatmin olmuş değil. Bizden katkı bekliyor. Genelkurmay izlesin aydınlatsın diyor. Başbakan'ın bizden yardım istemesini muhalefet partisi olarak ilgiyle karşılıyorum. Keşke Başbakan Şanlıurfa'da esip gürlerken bunu düşünseydi. Şimdi Başbakan iddiasını kanıtlamak için bizden destek bekliyor. Malesef geç kalmıştır. Gelinen tabloda ağır bir tahribat vardır. Başbakan bu kağıdı belge kabul edip ağır suçlamalarda bulunmuştur. Yeterli olmayan iddiaları doğru kabul ederek devletin kurumlarına ağır suçlamalarda bulunmuştur. Başbakan toplumdan özür dilemelidir. Bir başka görev daha düşüyor başbakana Başbakan bu komployu aydınlatmak zorundadır.

Şu anki hukuk kararıyla bu durum bir komplodur. Eğer bunun belge olduğunu kanıtlarsan ona da açığım. Şu anki yargı kararı bu bu bir belge değildir diyor. Öyleyse bu bir komplodur.


VATAN
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen maydonos » Prş Haz 25, 2009 16:45

Iyi ama anlamadigim nokta binbasida yanlis yapmamis mi? ortalik bulandirmamis mi? Ben olsam TSKnin yerinde binbasiyi takibe alirim. Belki derim yani? Ya binbasi kendinden cok emin yapmadi alin size imza dedi. bende sizi biraz daha ugrastirayim. Ya da imzalar binbasiya ait degil.Taklit edilmesi cok kolay ben istesem bir gun bile ugrasmadan hem tersten hemde duzden bu imzayi atarim. Sonucta gundem kaynattilar bence hic onemli degil. bir deli kuyuya bir tas atiyor bin akkilli cikaramiyor. Bu arada GK gec dahi kaldi bize ait degil demekte..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen efodi » Prş Haz 25, 2009 23:02

böyle bir belge yok arkadaşlar. boşuna kafanızı bulandırmayın. aslında ergenekonda yok. sadece iyi kurgulanmış bir senaryo var ortada. çooook uzun yıllar sürecek bir senaryo. amaç muhalefetin sesini kesmekti. başarılıda olundu. düşünsenize içerdekilerin şu anda dışarda olduklarını... akp nin kan kaybı şu andakinin iki katından yüksek olurdu. amaç muhalefetin sesini kısıp açılımlar yapmak.. haaa bide mayın temizlemek:))
Kullanıcı küçük betizi
efodi
Üye
Üye
 
İletiler: 46
Kayıt: Pzt Oca 12, 2009 9:16

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Haz 26, 2009 12:14

Başbuğ: Hazırlayanı bulun!

Başbuğ: TSK’ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yürütülüyor.

İşte Başbuğ'un açıklamasından satırbaşları:

- Türkiye’de etrafımızda ve dünyada cereyan etmekte olan gerçek olaylara bakarsak, ciddi bir çok sorunun bulunduğunu ve yaşandığını görürüz.Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsi, küresel ekonomik kriz ve bunun doğurduğu ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşmaktadır.

- Türkiye bunun yanında terör ve bölücü terör örgütüyle mücadelesine devam etmektedir.

- Çevremizde başta İran’daki son gelişmeler olmak üzere, Irak, Afganistan ve Pakistan’da ciddi olaylar yaşanmaktadır. Kıbrıs görüşmeleri de bir tarafta sürmektedir.

TÜRKİYE BİR KAĞIT PARÇASI ETRAFINDA ENERJİSİNİ HARCADI

- Şimdi bütün bunlar yaşanırken Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın elinde bulunan topladığı ve talep ettiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır.

YARGI SÜRECİ BEKLENMEDİ

- Ayrıca yargı sürecine sabırla ve sükunetle bekleme basiretini de gösterememiştir. Her şeyden önce bunlardan dolayı gerçekten biz TSK olarak üzgünüz.

- Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Yargıtay içtihadına göre belge hukuki ifade eden bir hakkın dolmasına ve bir olayın ispatına yarayan bir yazıdır.

HEMEN SORUŞTURMA BAŞLATILDI

- 12 Haziran günü belge olduğu iddia edilenin bir gazete yer alması yazılanların ciddi olması ve TSK’nın hedef alındığının görülmesi üzerine hiç zaman kaybedilmeden belge olduğu iddia edilenin, gerekten belge olup olmadığının hukuk ve yargı yoluyla ortaya çıkarılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturma başlanılmıştır.

- Bu durumda bizim tarafımızdan yapılması gereken tek ve doğru hareket tarzı da budur. Soruşturma aynen adli yargı teşkilatı içerisinde cumhuriyet başsavcılıkları gibi anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür.

- Askeri savcılık kanunlar çerçevesinde incelenmesi gereken tüm hususları mevcut bilimsel ve teknik imkanlarını kullanarak bu karara ulaşmıştır.

- Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız küçümseyici tavırlar içerisine giremezsiniz. Bu tip davranışlar askeri yargıyı küçültmez bu şekilde davrananları küçültür.

KURGULANMIŞ OLAYLAR TSK'YI YIPRATMAYA YÖNELİK

- Son dönemlerde artan bir şekilde ve örgütlü olarak gerçekleştirdiği değerlendirilen kurgulanmış bazı olaylar TSK’yı yıpratma ve karalama kampanyasına dönüştürülmektedir.

- Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta olduğu iddia edilen bir kağıt parçası olduğunu, yani bir belge olmadığını bize göstermektedir. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı ve asker savcılık elindeki mevcut bütün bilgiler ışığında ve hukuk kuralları çerçevesinde gerekeni yerine getirmiştir.

- Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından TSK’yı yıpratma amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bunun kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması göreviyse devletin istihbarat organlarıyla ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz.

- Çünkü bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu ve buna benzer olayları devlet bu millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz.

TSK demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlıdır ve saygılıdır.

BENİM İFADEM EN BÜYÜK TEMİNATTIR

- Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan davranışlarda bulunan ve bulunabilecek personelini TSK bünyesinde barındırmaz. Bunu kim söylüyor? Bunu Anayasamızın 117. maddesine göre, TSK’nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı ben söylüyorum.

- Artık TSK’nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesi en büyük teminattır. Daha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlayamıyorum.

- Bakın bütün bu söylemlere rağmen TSK’yla artık hiçbir neden haklı neden, ve haklı bir gerekçeye dayanmadan çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde, darbe ve muhtıra söylemlerinde bulunanların iyi niyette olmadıklarını ve halkımızın da bundan usanmış olduğunu düşünüyoruz.

TSK'NIN ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİNİZ

- Onun için TSK’nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki, artık silahlı kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz.

TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz.

- TSK’ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verininiz.

- TSK tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır.

- Ayrıca bize askeri okullarda şu da öğretildi. Bize dendi ki komutanlarımız tarafından, akıllı insan her şeyin farkına varır, akılsız insan ise her konuda fikrini söyler. Bu nedenlerle bizlerin olayları takip etmediğimiz, anayasa çerçevesinde gereken yer ve zamanda rahatsızlıklarımızı dile getirmeyeceğimiz şeklindeki değerlendirmeler doğru değildir.

- TSK hiçbir gerçeğe dayanmayan hukukdışı davranışlarla yıpratılması faaliyetlerinin devam ettirilmesine, katlanamaz.

TSK bütünlüğünün her türlü dış etkilere maruz bırakılmasına seyirci kalamaz.

- Unutulmamalıdır ki TSK’nın bütünlüğünün korunmasını ve haksız yere yıpratılmasını aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Lütfen bu noktanın iyi anlaşılmasını istiyorum.

- TSK üzerinden oynanan ve oynanacak oyunlar bizim görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmedeki kararlarımızı etkileyemez. Kimsede bu şekilde beklentilerin içinde bulunmasın. Daha öncede ifade ettiğimiz gibi TSK’nın güvenlik boyutunda ilgilenmek zorunda olduğu ülke konulara ilişkin görüş düşünce ve tekliflerimizi yasal platformlarda iletmeye devam edeceğiz.

YAŞANANLARI MGK'YA GETİRECEĞİZ

- Tahriklere kapılarak, kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da MGK’ya getireceğiz. Benim başlangıç olarak sizlere söylemek istediğim hususlar bunlardır.

SORULAR:

- Bu çerçevede Sayın Başbakan’ın bir açıklaması oldu. Bu konuda daha yapılması gerekenler odluğunu sizin bu konuyu çok iyi bildiğinizi ve bir çalışmanın yürütüldüğüne de inandığını söyledi. Bu çalışma nedir?

Şimdi bu konuyu biraz önemli olduğu için biraz daha geniş makro seviyeden bakarak cevap vermek istiyorum. Birincisi burada tekrar altını çizme ihtiyacı duyduğum husus, TSK’da demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşüncede olanlar barınamaz. Bunu TSK’nın komutanı olarak ben açıkça ifade ediyorum. Böyle durumlar olursa TSK, Genelkurmay Başkanlığı, gerekeni anında yerine getirir, bu konuda başka yerlerden işaret almamıza gerek yoktur. Şimdi bugüne kadar yaşanan süreçte neler oldu, neler yapıldı, bundan sonra neler olabilir sorusu soruluyor. Bu konuyu doğru anlayabilmeniz için ilk önce askeri mahkemelerinin yetki ve sorumluluklarını anlamanız lazım. Maalesef rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi, bu konuda da hukukçularda dahil, dışında olanların farklı yorumlar yapması doğal fakat hukuk tahsili görenler bile yanlış yorumlarda bulunuyor. Mumcu’nun dediği gibi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz.

ASKERİ MAHKEMELER

Askeri mahkemelerin yetki ve sorumlulukları çok açık. Merak ediyorsanız Askeri Yargı Usul Kanunu'nun 9. maddesini okuyun. Orada derki, “Askeri kişilerin askeri suçları varsa ortada bunlar askeri mahallerde askerlik hizmetleriyle ilgiliyse buna bakacak olan yargı makamı askeri yargıdır” çok açık. Söz konusu iddiada nedir karşımıza gelen? İddia edilen suçun Genelkurmay Karargahı’nda iddia ediyor. Kim işledi? Askeri kişiler. Bu kadar açıkken hala yok efendim askeri mahkeme mi bakar sivil mahkeme mi bakar yaklaşımı abesle iştigaldir.

CAHİLCE BEYANLAR

İkincisi askeri mahkemelerle ilgili olarak çok yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Bazı akademik ünvana sahip kişiler artık dünyada Avrupa’da askeri mahkemelerin bile kalmadığını söyleyecek kadar cahilce belki de maksatlı beyanlarda bulunuyorlar. Askeri mahkemeler bugün geçerli. Hangi ülkelerde şu anda askeri mahkemeler var? İngiltere, Belçika, İtalya, Lüksemburg, İspanya, Yunanistan, Polonya'da askeri mahkemeler var. Şimdi Türkiye’de yargının iki başlı olduğunu iddia edenler, niye kamuoyuna bunu söylerken, şunu da söylemeleri lazım. Evet ama AB ülkelerinde de askeri mahkemeler var demek lazım. Bunu söylemiyorlar, o zaman maksatlı. ABD’de de askeri mahkemeler var, Rusya’da da, İsrail’de de askeri mahkemeler var. Askeri mahkemeler tarafsız değildir diye suçlamalar var. Bu askeri mahkemeler çatı sokak mahkemeleri mi? Siz nasıl askeri mahkemeleri bu şekilde tanımlarsınız. Askeri mahkemeler bağımsız değildir. Ben size bir örnek vereyim. Şu anda askeri mahkemelere baktığınız zaman hakimler subaylar vardır.

Genelkurmay askeri Mahkemesi, yani benim mahkemem, askeri mahkemelerde subayların bulunmasının, anayasaya aykırı olduğu düşüncesiyle, Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Anayasa Mahkemesi de kabul etti. Ben bunu söyleyeyim, siz de kalkın deyin ki askeri mahkemeler bağımsız değildir. Böyle şey olur mu? Bir şey daha söylüyorlar, soruşturma askeri mahkeme kıta komutanının soruşturma emriyle başlıyor. Emir verdik ya, emirle başlattık. Biz bu emri, olayın akabinden yarım saat sonra verdik. Soruşturmaların açılması sadece, kıta komutanının soruşturma emri vermesiyle olmaz. Savcı aciliyet görürse soruşturmayı açar. Şimdi bunlar varken nasıl “bağımsız değildir”e gidersiniz. Bu binada yanınızdaki bir salonda yarbay Mustafa Dönmez’in mahkemesi bugün başladı. Her zaman söylüyoruz, yargı kesin karara ulaşmadan evvel herkes bir kere suçsuzdur.

ASKERİ MAHKEMELERE YÖNELİK SUÇLAMALAR GERÇEK DIŞI

Ama Yarbay Dönmez ile ilgili iddianameyi kim hazırladı? Yine bu savcılar hazırladı ve iddianamede Yarbay Dönmez’e yönelik suçlamalar oldukça ciddi.

Böyle gerçekler varken, askeri mahkemelere ve savcılara yöneltilen suçlamalar gerçek dışı ve maksatlıdır.

SORUŞTURMA 12 GÜN SÜRDÜ

12 Haziran günü bu haberin gazetede çıkması üzerine askeri savcılık, yetkisi dahilinde olduğu için soruşturmaya başladı. Bu andan itibaren bu belgenin bulunduğu ki İstanbul Başsavcılığı’nın dosyasındaki bir belgedir, Başsavcılıkla işbirliği yaptılar. Bizim amacımız burada bu belge doğru mudur değil midir, bunu bulmak mecburiyetindeyiz. Biz İstanbul Başsavcılığı’na, elinizde ne kadar bilgi belge varsa verin dedik ve soruşturma 12 gün sürdü. Diyeceksiniz ki soruşturma yetersiz diyeceksiniz, bir taraftan niçin 12 gün sürdü diyeceksiniz. Bu kadar çelişki olur mu?

SORUŞTURMA TEKRAR AÇILABİLİR

Şimdi Genelkurmay Askeri Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığını kararını vermiştir. Bu karar kesin değildir. biz hukuk devletiyiz, ilkelerine sadığız. Kesin değildir evet. Önemli olan şu, bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil bilgi emare çıkarsa, bu soruşturma tekrar açılabilir. Burada önemli olan şudur, soruşturma şartlarında değişiklik olmaması durumunda, bu soruşturma tekrar burada açılır. Bunun aksini düşünmek hukuka aykırıdır. Olayda bir müştereklik bulunabilir.

Müştereklik demek, sivil ve askerin beraber yapması gerekmektedir. Ancak tekrar altını çiziyorum, soruşturma şartlarında değişiklik olmadığı takdirde, elbette soruşturma açılabilir. Bizim hiçbirşeyden, TSK olarak bizim her şeyimiz açıktır, hukuka saygılıyız. Hiçbir şekilde hiçbir olay örtbas yapma gibi ne niyetimiz nede hareketimiz vardır. Ancak bizim silahlı kuvvetler olarakta delil toplama üzerinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur.

BU KAĞIT PARÇASINI KİMLER HAZIRLADI BULUNSUN

Şimdi bu konunun bu şekilde net olarak ifade ettiğimi zannediyorum. Şu ana kadar bize ulaşan bilgi ve deliller çerçevesinde, Genelkurmay ve Askeri Savcılık olarak biz üzerimize dşen görevi yerine getirdik. Biz bundan sonra ne istiyoruz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istiyoruz. Bu belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle, bu kağıt parçası kimler tarafından ne amaçla hazırlandı. Bunu bulunuz. Biz bu belgenin doğru olmadığı noktasından hareket ederek, kimler tarafından ne amaçla hazırlandığını istiyoruz. Yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan doğru mudur yanlış mıdır noktasında, soruşturma şartları çerçevesinde istemiyoruz bu bizim işimiz.

SAVCILARLA DİREKT İLİŞKİMİZ YOK

- Basında değişik yaklaşımlar oldu. Ama soruşturma sonucu açıklandıktan sonra dile getirilen soru, soruşturmaya konu olan albayın 20’den fazla imzasıyla ifadesinde verdiği imzanın çok farklı olduğu iddiası yer aldı. Bu imza farklılığını neden soruşturulmadı? Sizin bir bilginiz var mı?

Şimdi elbette bu soruşturma Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür. Bağımsızdır. Samimi söylüyorum. Şimdi şuraya 20 tane hakim albayı getirin ve bana sorun Genelkurmay Başsavcısı kim, tanımıyorum. Ha tanımış olabilirim, başka bir görevde benim yanımda çalışmıştır.Bizim prensip olarak savcılarla direkt ilişkimiz yoktur.

ALBAY'IN DEĞİŞİK İMZALARI

Gelelim değişik imza konusuna. Askeri savcılık elbette bu konunun üzerinde durdu. Durmadığını nereden çıkartıyorsunuz? Ama gelinen değerlendirme, sonuç şudur ki bende bu konuyu bildiğim ve takip ettiğim kadarıyla, imza değişikleri kriminal inceleme sonucu değiştirmiyor. Bilimsel olarak yapılan bu incelemelerde teknik kriterler kullanılıyor. Siz nasıl şekilde imza atarsanız atın, şeklini değiştirin isterseniz, imza ıslak ise, elinizin mahsulü olduğu anlaşılabilir. Yani bir noktada çizgilerinin, elinizi el hareketleri parmak izi gibi sonuç veriyor. Burada ıslak imzaya sahip belge yok. Elbette askeri savcılık bu konunun üzerinde durmuştur. Ancak belgenin aslı ıslak imzaya sahip bir belge olmadığı için sonuca ulaşılması mümkün değildir.

NEDEN HİCAP DUYAYIM

-Başbakan Erdoğan’ın, doğruluğu kanıtlanmamış bir kağıt parçasından itibarla Şanlıurfa’daki konuşmasında TSK’yı hedefe oturtmasından hicap duyuyor musunuz?

Niye hicap duyayım ki? Kesinlikle böyle bir düşünceye sahip değilim. Düşüncemi soruyorsanız, ben düşüncelerimi Başbakan’a ilettim.

FİTNE-FESAT KARIŞTIRMAK İSTEYENLER

- Konuşmanızın başında sert bir tonda dediniz ki fitne fesat karıştırmak isteyenler var dediniz, Türkiye’nin bekasına karşı tavırlardan bahsettiniz. Bu konuda bir incelemeniz söz konusu mu?

Coğrafya ortada problemler ortada, TSK’nın güçlü bir TSK’nın ve bütünlüğüne sahip bir önemi ortada. Siz buna zarar verirseniz kime zarar veriyorsunuz? Ülkenizin bekasını da riske atıyorsunuz. TSK'da haklı gerekçelere dayalı olarak arkasında ön yargı olmayan elbette tenkitlere açığız. Biz demiyoruz ki TSK hiçbir şekilde tartışılamaz. TSK’yla ilgili olarak hiçbir şekilde yorum yapılamaz demiyoruz. Ama bizim karşı olduğumuz hiçbir gerçeğe dayanmayan, ön yargılı, yıkıcı faaliyetler. Elbette bunları geldiğimiz noktada, bunları biz fitne ve fesat olarak görüyoruz. Devlet içinde millet içinde öyle görüyoruz.

AKP'NİN YARGIYA BAŞVURMASI

- AKP bu kağıt parçası dediğiniz belge çıktığı zaman yargıya başvurdu. Bu yargıya başvurması askeri savcılığın kararından sonra olsaydı iyi olmaz mıydı efendim?

O konuda ben yorum yapmayı uygun görmüyorum. Elbette Türkiye’de hukuk sistemi var. Her müessese verdiği kararı doğru görüyorsa onların takdiridir.

HUKUKA SAYGILIYIZ

- 15 Haziran’da yapmış olduğunuz açıklama vardı. Belge sahte çıkarsa Türkiye görecek şeklinde. TSK’nın hiçbir şekilde bu yıpratma faaliyetlerine katlanamayacağını vurguladınız. Türkiye ne yapacağımızı görecek dediniz. Bu konuda ne gibi bir yöntem metod izleyeceksiniz?

İzliyorsunuz işte. Biz hukuk devleti ilkelerine saygılıyız. Bu süreçte de bunu gösterdik. Bir konuyu askeri savcılığa verdik, savcılık karara gelmeden biz bir kelime bile yapmadık. Bu hukuka olan saygımızdır. Biz hukuka bağlıyız saygılıyız. Elbette hukuk devleti ilkeleri karşısında ne yapılabilirse yapılacaktır. Elbette bu konulara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi yasal platformlarda getiririz. Dedim ki MGK’ya bunu getireceğiz. Bu konularla ilgili olarak bazı sorunlar var. Bunlarla ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığı suç duyurusunda bulundu nedir bunlar? Bakın söz konusu belge, esasında kağıt. Mevcut bilgiler kapsamında kağıt.

Ayın 4’ünde bulundu, ayın 6’sında İstanbul’daki mahkemenin oturumunda bu dosya açıldı. Ayın 6’sı. Bir takım evraklar var. Peki 6’sında açıldı 12’sinde bir gazeteye servis edildi açık ve şimdi bunu sormaya bunu sorgulamaya hem hukuk hem şekil yoluyla hakkımız yok mu? Acaba bir özel kast mı var?

Şimdi o belgelere bakıyoruz tuhaf. Bir yığın belgeler var. O belgeler hakikaten usulüne göre hazırlanmış uygun. Bu iddia edilen belge ise onlarla hiçbir ilişkisi olmayan içerik olarak, artı hazırlanış şekil olarak farklı bir belge. Olabilir mi olabilir ona da itirazımız yok. Şunu sormaya hakkımız yok mu, Bu belgenin Nisan 2009’da hazırlandığını kim tespit etti? Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok. Kim tespit etti?

ASİMETRİK-PSİKOLOJİK HAREKAT

Soruşturma kapsamında kriminal raporlar hazırlandı. 17’sinde hazırlandı özel kuryeyle gönderildi, bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın yayın organlarında yer aldı niye niçin? Belgenin tümü de değil, arzu edilen noktalar. Nedir bu istenen? Bir kamuoyu oluşturma. İlk defa bir tabir kullandım. Medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bir rapor hazırlandı. 20 Haziran. 22 Haziran’da gazetelerde? Niçin?

Bunlar şimdi tabi ki elbette bizi de düşündürüyor. Biz düşünmeyle kalmadık, aynı zamanda Genelkurmay Askeri Savcılığı hukuki süreci başlattı. Bunlar yanlış. Bırakın bir hukuk süreci normal mecrasında gitsin. Doğru neyse çıksın bizim ona hiç itirazımız yok. Ama siz doğruyu çıkmasını beklemeden, devamlı bunu dinamitlerseniz ne olacak Türkiye’nin düzeni? Gelin hep beraber düşünelim. Bazen trajik durumlar yaşıyoruz, kara mizah örneği.

Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın açıklaması Çarşamba günü 14.50’de ajanslara verildi. Uzun bir açıklama. 15’ten itibaren bütün televizyon kanallarımız, son dakika haberlerine başladı. 14.50’de verildi, 15’te bu görüşler başladı. Ben birini takip ettim, saat 15.00. Ve yorumu yapanlar inanın daha o askeri savcılığının görmemiş elinde yok. O anda televizyonlarda da yok ve 15.00’te çıkıyor deniliyor ki “olacağı buydu başka bir şey beklemiyorum” ayıptır bu ayıptır. Alın şu üç sayfalık metni açın okuyun. Katılmadığınız yerler olabilir tenkit edin. Artık herkes çıkıyor yorum yapıyor ve üzülüyorum açıklamanın başlığını bile görmemişler. Televizyonları o programı yürütenlerinde önünde yok. Bu çirkin bu olmaz. Burada bende tabi ajanslara da çağrıda bulunmak istiyorum. Bu tip önemli şeyleri parça parça vermeyin. Ajanslar parça parça veriyor. Elbette televizyondaki arkadaşlarımız sıkıntıya düşüyor. Bir satır görüyor anlamıyor. Yorum yapanlar daha metni görmemiş. Ne oluyor o zaman arkadaşlar? İnsanlar o televizyonları izliyor. İşte bu asimetrik savaş.

Artan şekilde ve örgütlü olarak kurgulanmış bazı olaylar ve birileri tarafından hazırlandığını düşünüyoruz. Yıllardır TSK bundan bahseder, kamuoyuyla paylaşmayı düşünürseniz memnun oluruz ama, bunun kim kimler hangi yapılar olduğuna dair fikirleriniz var mı? Bizle paylaşmasanız da ilgililere aktardığınız oldu mu? Elbette elinizde ciddi bir delil belge olmadan yargı kararı olmadan, kamuoyu önünde herhangi bir kişiyi ve kurumu suçlamak değil. Bu konuyla ilgili bizim de bazı duyduklarımız bildiklerimiz var. Bizde bunları uygun zaman yerlerde paylaşmaya devam edeceğiz.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI KESİN DEĞİLDİR

- Bu konunun aslında sizin açınızdan da kapanmadığını çıkardım?

Kovuşturmaya yer olmadığı kararları kesin değildir. bu kararlar ancak yeni bir belge yeni bir emare bulaşırsa elbette soruşturma tekrar açılır. Bu belgenin doğru olup olmadığına yönelik açılacak soruşturmanın, bu soruşturma kapsamı değiştirmediği takdirde, biz Genelkurmay Askeri savcılığı olarak düşünüyoruz.

KAALE BİLE ALMADIM

- Bir önceki basın toplantısında demokrasiye ve hukuka inancı olmayanların barınamayacağını belirttiniz. Bu süreç içerisinde sizin şahsınıza yönelik değerlendirmeleri oldu. İstifalarınızı isteyen çağrılara da muhatap oldunuz. Bu sizi incitti mi düşünceleriniz nelerdir?

Hiç kaale bile almadım.

KUSUR YOKSA O PERSONEL ÜZERİNDEN TASARRUF YAPILMASINA GEREK YOK

- Albay Dursun Çiçek’in şu andaki durumu nedir? Kendisine yine atfedilen, Nisan 2008’de yine sivil toplum kuruluşlarına yönelik iddialar gündeme gelmişti. Bu konuda araştırıldı mı?

Genelkurmay ve silahlı kuvvetler, biz bize gelen duyum belge emare bir şey varsa, ciddiye de alınması gereken bunların hepsini ciddi şekilde inceleriz. Gerekirse idari gerekirse yasal süreci başlatırız. Ancak yapılan idari soruşturmalarda eğer ortada herhangi bir kusur işleyen bir personel yoksa o personel üzerinde de tasarruf yapılması söz konusu değildir. Elbette Türkiye demokratik laik sosyal hukuk devlet, hukuk devleti demek herkesin hukuk devleti ilkelerine uyması demek, TSK’da aykırı bir davranış zaten söz konusu değil. Ancak şartlar bizim bunu tekrarlamamıza neden oluyor. Tabiî ki biz TSK’da demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine, aykırı düşüncelerde olanları, aykırı faaliyetlerde bulunanları barındırmayız.

TSK'da demokrasi ve hukuk devletine aykırı düşünenleri barındırmayız ama TSK'da cadı avı da başlatmayız. Dedikodularla hareket etmeyiz, çok ciddi deliller olmalıdır.


Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen baragakal » Cum Haz 26, 2009 14:25

Ilker Basbug'u yaptigi açiklama, Emniyet Genel Muduru'nun gorevden alinmasi talebi seklinde oldu.

Bagbug'un konusmasindan alinti ve yorumu:

...


- Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından TSK’yı yıpratma amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bunun kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması göreviyse devletin istihbarat organlarıyla ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz...


Bu sozler hedefin Emniyet oldugunu gosteriyor. Derin sorusturma için Yargiyla 1'e 1 çalisan Emniyet'i yok sayip, gorevin icrasini DEVLETIN ISTIHBARAT ORGANLARI'ndan istiyor.


...

YAŞANANLARI MGK'YA GETİRECEĞİZ

- Tahriklere kapılarak, kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da MGK’ya getireceğiz. Benim başlangıç olarak sizlere söylemek istediğim hususlar bunlardır.


Bence Basbug, Emniyet'in tepesiyle ilgili sikintisini Basbakan'la basbasa gorustugunde ortaya koymustu. Simdi, hukumetten konuda gerekeni yapmasini isteyecek. Talebi dile getirilecegi yer MGK.


...

ASİMETRİK-PSİKOLOJİK HAREKAT

Soruşturma kapsamında kriminal raporlar hazırlandı. 17’sinde hazırlandı özel kuryeyle gönderildi, bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın yayın organlarında yer aldı. Niçin? Belgenin tümü de değil, arzu edilen noktalar. Nedir bu istenen? Bir kamuoyu oluşturma. İlk defa bir tabir kullandım. Medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bir rapor hazırlandı. 20 Haziran. 22 Haziran’da gazetelerde. Niçin? ...



Burasi hedefe yapilan vurgu... Basbakan'in isi zor, Kaan Koksal'i gorevden almak durumunda...



-
Kullanıcı küçük betizi
baragakal
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 377
Kayıt: Prş Şub 21, 2008 11:51

Re: Ya şimdi Sayın BAŞBUĞ? Taraf'ın 'Kağıt Parçası'

İletigönderen Türk-Kan » Cum Eyl 11, 2009 14:38

O muhabire dava açıldı

Genelkurmay, Taraf Gazetesi'nde yayınlanan irtica belgesiyle ilgili olarak haberi yazan muhabir hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldığını açıkladı.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ise hukuki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Tuğgeneral Çubuklu, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' haberleriyle ilgili soruşturma konusundaki gelişmelerin sorulması üzerine, İstanbul'da Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosya hakkında bilgi aldıklarını, bir muhabirle ilgili dava açıldığını kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosya ile ilgili resmi bir bilgi alınmadığını belirten Tuğgeneral Çubuklu, ancak basında yer alan bilgilerden, soruşturmanın devam ettiğinin anlaşıldığını kaydetti.


GAZETEPORT
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Sonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x