Yeni Türkiye / Murat ARSLANTÜRK

Yeni Türkiye / Murat ARSLANTÜRK

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Eki 17, 2011 14:26

Yeni Türkiye

Şimdi ‘kol’ gibi zamlara ZAM demek için yürekleri yetmiyor, ‘güncelleme’ diyorlar ya; yeni değil bu.

Harp Okulunu birincilikle bitirmiş gencecik teğmenin telefonuna kendi elleriyle yükledikleri numaraları delil diye yutturup aylarca hapiste tuttular. ‘Bentdereli çocuklarıyız’ yerine, ‘sehven’ dediler.

İmralı’daki bebek katiliyle dudak dudağa verip öpüşe koklaşa Habur’da düğün dernek karşıladıkları eli kanlı teröristlerle gizli saklı görüşerek emir alıyorsunuz dendi. ‘İspatlamayan şerefsizdir’ dediler. İspatlandı... ‘Şerefsiziz’ yerine ‘Gerektiğinde herkesle düşer kalkarız’ dediler.

‘One minute’ çektiği dakikalarda en uzun kara sınırımız İsrail’e kiralanıyordu. Muhalefet Anayasa Mahkemesine taşımasa, Suriye sınırımız tam 49 seneliğine İsrail’in emrine verilmişti. Önden ‘One minute’ ama arkadan ‘Yes please’ diyorsun dendi. ‘Paranın dini imanı olmaz’ dediler.

Geldiklerinde 0’a düşmüş şehit sayısı her yıl katlana katlana 100’leri aştı. Memlekette bir gün şehitsiz, gazisiz, mayınsız, baskınsız geçmez oldu. Öğretmenler kaçırılır, yollar kesilip kimlik kontrolü yapılır, devletle alay edilir oldu. Andımız’ı kaldırmaktan, PKK’yı bütünüyle affetmekten, Güroymak’a ‘Norşin’ demekten, uçaklarına doldurdukları müteahhit sürüsüyle çalıp oynayıp Büyük Orta Doğu Projesine leş görmüş sırtlanlar gibi koşmaktan utanmaz halleriyle ‘Anadolu’yu Böleceğiz!’ yerine ‘Açılım’ dediler.

Yedi sülaleleri yolsuzluğa batmış... Oğullarını soruldu; GEMİCİK’ dediler, ‘Likit Yumurta’ dediler, çürük raporu aldı, ABD’de okudu, ticarete atıldı dediler. Dünyanın en zengin 8. Başbakanın hükümet olduğu ülkede, Kore Gazimiz açlıktan öldü. Ülkenin yarısı açlık sınırında yaşıyor, ulufe gibi dağıtılan yardımlarla evin yolunu zor buluyorlar dendi. ‘Sadakadır, hainlik payıdır, köprüyü geçene kadardır’ yerine; ‘Memura fitre caizdir’ dediler.

Rasim Ozan Kütahyalı, Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Emre Uslu ve Mümtaz’er Türköne gibilerinin ellerinde cetvellerle kubur derinliğini ölçüp cezaevi koşulları iyi mi değil mi diye naralar attıkları Abdullah Öcalan isimli katilin, PKK’nın, KCK’nın, DTK’nın ‘hak ve hukukunu’ savunup duran CNN, NTV, ATV, HABERTURK gibi kanallarda boy gösteren üç-beş kişiyi önlerine katıp bir garabet uydurdular. Yüzlerce asker, bir o kadar gazeteci, yazar, muhabir, bilimadamı ve yüzlerce üniversiteliyi hücrelere tıktılar. ‘ABD’nin emriyle Silahlı Kuvvetlerin, aydın kesimin ve düşünüp farkında olan insanların başına çuval geçirdik’ yerine ‘İleri Demokrasi’ dediler.

Şehidimin cenazesi ‘Yaygara’ oldu, PKK’nın yakıp yıkıp öldürmesi ‘Eylem...’ ‘Ne mutlu Türküm Diyene!’ demek ‘Irkçılık’ oldu, ‘APO’yu Paşa Yapalım, 20 dönüm de arazi verelim’ demek ‘ifade özgürlüğü... ‘Parasız Eğitim İstiyoruz’ demek örgüt üyeliği oldu, kitap ‘Bomba’, heykel ‘ucube’...

Yetmedi... Aynı dağın yelleri devam ettiler. Aleviler ‘Sapkın’, Kürtler, ‘Zerdüşt’, üniversite talebeleri ‘Komünist’, ulusalcılar ‘postalcı’, vatanseverler ‘darbeci’, bağımsızlık ve hürriyet için ses verenler ‘örgüt üyesi’ oldu. Dereleri, ırmakları, vadileri, teker teker zehirlemeye başladılar. Kıyıları dümdüz edip kilometrelerce sahilin üzerine asfalt döktüler. Bu ülkenin ne kadar sermayesi, birikimi, kamu teşebbüsü varsa 10 senede iliğine kemiğine kadar emip, parasıyla sözde kalkınma ve büyüme diye kanal kanal gezdiler. Yatırım yok, üretim yok, tamamen dışa bağlı hale geldik dendi. ‘Mal bulmuş mağribiyiz’ yerine ‘Biz ülkemizi pazarlamakla mükellefiz’ dediler. Devletin yapısı, niteliği ve erkler ayrılığı oldu statüko ve bütün bunları dayandırdıkları örgütlenmiş kara cehalet ise ‘demokrasi...’

Kayseri Belediyesinde birbirlerine kefil oldular... ÖSYM rezaletlerinde birbirlerini ‘tatmin’ ettiler. Elalemin yatak odalarına kadar girip çektikleri görüntülerle meydanlara çıkarak namus tellalığı yapan aynı bağın gülleri, iki-üç karılı olmalarını ulemaya dayandırdılar.

Ülkeyi tam 80 milyar dolar cari açıkla uçurum kenarına getirmişlerken, Deniz Feneri suratlarından mabatlarına kadar sırıtıp dururken, yolsuzlukta Avrupa birincisi ve rüşvette dünya dördüncüsü bir toplum yaratıp, sahte dinleri, çukur imamları ve çürük cemaatiyle bir bütün halindeki ihanetlerine ‘YENİ TÜRKİYE’ dediler.

Hayırlı olsun.

Şimdi sen buna Yeni Türkiye mi dersin, ne dersin bilmem kardeşim. Ancak yarın çocuklarına bir şeyler demen gerekecek.

Modaya uy; erkek olursa Tayyip de, kız olursa Kübranur. Ama ‘adam’ olsun istiyorsan Mustafa Kemal de...

Belki kurtarır.


Murat ARSLANTÜRK, 17 Ekim 2011
msarslanturk@yahoo.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 8 konuk

cron

x