Yiğit Bulut

Yiğit Bulut

İletigönderen Urunguj » Çrş Ağu 18, 2010 3:24

"Habertürk TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut evvelsi gece Tayyip Erdoğan’la çok mutlu bir röportaj yaptı.

Her ikisi de çok mutluydu.

Paylaştıkları hislerin ortaklığı onları derin bir saadete gark etmişti.

İkisi de Tüsiad’a karşıydı.

İkisi de Doğan Grubu’na karşıydı.

Yiğit Bey’in karşı olmasının sebebi kariyersel ve kişisel, Erdoğan’ınki Deniz Feneri ve kendisini eleştiren yayınlar ile hıfzına almakta güçlük çektiği gazeteciler olsa bile…

Neticede ikisinin de bunlarla bir hesabı vardı.

Erdoğan bu grubun ensesine çöktükçe Yiğit Bulut’un da ahı çıkacaktı.

Yiğit Bulut damat gibi de heyecanlıydı.

Heyecanını yenemediğinden mi desem, ortak hesabın derin saadetinden mi…

Sorular kolay, cevaplar açık pasa goldü.

İnsana annesi-babası bile bu kadar kolay soru sormaz.

Pardon, soru değil, cevap kabı.

“Al sana kap, içine koy”

İstediğin gibi koy, engel yok, kontra yok.

Vallahi annem bile bana çok daha kritik sorular soruyor.

Sorguluyor, hemen inanmıyor siyasi konularda bir şey söyleyince.

Kaşını hafiften bir kaldırıp, bir kontra yapıyor illa.

Şimdi.

Konumun esasına ve böylelikle de soruma geliyorum.

Erdoğan Yiğit Bulut’a söylediklerini halktan neden gizliyor?

Ankara-İstanbul yolundan haber aldım.

TEM’in tamamı, “referanduma evet” afişleri ile dolu.

Afişlerde, ama, Erdoğan’ın Yiğit Bey’e söylediklerinden bir eser, bir emare yok.

“Evet”in nedenleri afişlerde şöyle sıralanmış.

“Gazilere pozitif ayrımcılık-bunun için evet”

“Kadınlara pozitif ayrımcılık-bunun için evet”

“Memurlara hak-bunun için evet”

Başka bir nane yok nedenler arasında.

Tayyip Bey’in Yiğit Bey’e zikrettiği nedenler arasında bu yukarıdakiler geçmedi tv programında.

Afişlerde ise, Yiğit Bey’e söyledikleri yok, neden?

Niçün Allah aşkına?

Yoksa TEM yolundan vızır vızır geçen ve Anadolu’ya giden otobüslerin içindeki Anadolulu vatandaşlara keriz muamelesi mi bu?

Onlara yemlik gazi, kadın, memur.

Habertürk TV’de ise, izleyen seyircinin daha akıllı olacağını düşünerek biraz daha siyasi muhtevayı açık etmek.

Yiğit Bey sormasa da, olur a seyirciler şüphelenir.

Ne diyor Erdoğan Yiğit Bey’in programında.

“Bu ilk adım kapı aralıyor.”

“Bununla birlikte bundan sonra endişelenecek bir yapı da söz konusu olmayacak. 2011 seçimlerinden sonra çok daha güçlü bir iktidar işbaşı yapacaktır. Bu güçlü iktidar beklenen değişikliği gerçekleştirecektir.”

Yani.

Bu referandum 2011’de gelecek güçlü AKP iktidarının önünde duran ve bu güçlü iktidarı kuracak olan siyasi parti AKP’nin endişe etmesine yol açan engelleri ortadan kaldıracak ki…

Tayyip Bey, Abdullah Bey, Bülent Bey ve partilerinin maaile ekibi asıl değişiklik için harekete geçebilsinler.

E, yaz bunu da afişlere.

Millet diye adını kullandığın Anadolu halkına söyle bunu.

O da bilsin evet deme sebebinin gaziler ve kadınlar değil, senin bir dahaki güçlü iktidarının endişesiz ve engelsizliği için olduğunu.

Afişte niye yazmıyorsunuz?

Cık, cık, cık…

İnsan milletinden saklar mı niyetini, ruhunu ve kalbini.

İnsan kalbini aldatınca saklar ayol; sizin millet aşkınıza yakışır mı bu?

Ay, yoksa, “millet” sizin lugatta “keriz” ile sinonim mi (eş anlamlı)?

Ay, o halde ne kadan soylu bir demokrasiniz var ayol!

Milletim, milletim, seni TEM yolunda nasıl kerizlerim.

Gazilerim , kadınlarım, memurlarım. (keh, keh, keh, gıdıklama be, ağlıyoruz burda di mi)

Yiğit Bey siz de ağlayın hadi, çok acıklı bir demokrasi baladı bu.

Tam size göre.

P.S: Doğru ya, hatırladım şimdi yine; ikinci dünya savaşından sonra anayasa mahkemeleri zaten “millet” lafını “keriz” ile sinonim olarak kullananlara karşı kurulmuştu."

http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_746684

Anadolu'nun çoğunluğunda seyredilen Tv kanallarında yandaş propoganda yapılıyor.







Tüm yorumlar
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Yiğit Bulut

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Ağu 18, 2010 17:29

18 Ağustos 2010-Yeniçağ

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=14520

Jöleli yanaşma ve Erdoğan’ın korkusu!

Sabahattin Önkibar

Jöleli saçlarıyla bilinen Yiğit Bulut’u yeni ve İstanbul gazetecisi olduğu için tanımam ancak yakın dostum Namık Kemal Zeybek’in damadı olmasından ötürü uzaktan sempatim vardı!

Ancak itiraf edeyim önceki akşam o sempatimi bitirdi!

Başbakan’ın karşısında takındığı tavırla var olan karizmasını yerle bir etti!

Tamam holding medyasında yönetici ve programcı olmak farklıdır ve belli bedeller ödenir ama ölçüyü bu derece kaçırmamak gerekiyor!

Yiğit kardeş tekrarını izlediğinde kendisi de görecektir ki sorduğu sorular ve takındığı tavırlarla yandaşlığın da çok ötesindeydi!

Doğrudur Ciner Grubu iktidara meydan okuyamaz, zira devlete hem elektrik satıyor hem de madenci ama bu işin bir orta yolu var!

Bakın hakkını teslim edelim Fatih Altaylı bu işi iyi yapıyor, yani nihayetinde gazeteci olduğunu unutmuyor!

Oysa Yiğit bir gün o tarafın bir gün bu tarafın militanı oluveriyor!

İnsanların zaman içinde fikirleri belki değişir lakin verdiği hükümler bu kadar kısa zaman içinde ters-yüz olmaz!

İnsaf ile söyleyin bu Yiğit’in yaptıkları akıl alacak şey midir?

AKP ve politikalarına karşı Ergenekon’da adı geçenlerle gizli toplantılar yapacak kadar keskin ve katı iken, birden ona yandaş ve militan olmanın izah edilebilir tarafı olabilir mi?

Yahu ben mi yanlış hatırlıyorum, bu Yiğit Bulut istisnasız bütün televizyon kanallarında Sinan Aygün’le beraber AKP karşıtı diye bilinen cephenin adeta kadrolu tartışmacısı değil miydi?

Belli ki Sinan Aygün’ün başına gelenlerden ürkmüş ve dahası iktidara yanaşmanın maddi ayrıcalığını keşfetmiş ve bir anda kendini inkara yönelmiştir.

Programı izleyenler gördüler, Yiğit kardeş Tayyip Erdoğan’a 27 Mayıs pasını veriyor ama 28 Şubat’ı ve de Çevik Bir’in kendine yakın bir şirkette nasıl danışmanlık yaptığını sormuyor. Keza darbelerden hesap diyor ama 2007 Nisan’ında muhtıra veren Yaşar Büyükanıt’a Bakanlar Kurulu kararı ile neden madalya taktığını gündeme getirmiyor. Ortalık villa tartışmaları ile yıkılıyor lakin Üsküdar’da oğulları adına tapulu olan villayı dillendirmiyor. Aynı şekilde PKK’nın eylemsizliğini ve Ahmet Türk’ün BM teklifini de pas geçiyor. Bunun yerine YAŞ’daki atamaları bahane edip Tayyip Bey’i demokrasi kahramanı yapmaya çalışıyor. İş o kadar şirazeden çıkıyor ki Erdoğan bile bu yağcılıktan rahatsız oluyor... Yahu Yiğit kardeşim, YAŞ’a Başbakanların müdahalesi 1977’den yani Demirel’den beri hep yok mu, nedir bu gazlaman, çok ayıp!

Bu olayda da görülüyor ki merkez medya iktidara göbekten bağlıdır ve geçmiş seçimlerde olduğu gibi bu referandumda da AKP adına seferber olacaktır.

Habertürk’ün AKP’nin hoşuna gitmeyen 15 gün önceki anketini hemen yenileyip, tam tersi sonuçları alel acele yayınlaması bunun son delilidir.

Ancak bütün bunlara rağmen Tayyip Erdoğan’ın referandum sonuçları bağlamında büyük bir endişe içinde olduğu, Yiğit’in bütün çaba ve katkısına rağmen ekrana yansımıştır.

Erdoğan 12 Eylül’de yapılacak olan oylamanın hükümet ve kendisi için bir referandum olmadığını, sadece Anayasa değişikliğinin söz konusu olduğunu ısrarla dillendirdi... Oysa her hadiseyi siyasi fayda açısından yorumlamakla bilinen Tayyip Bey sonuçtan emin olsaydı, bu oylamanın iktidarı için güven oyu olacağını göğsünü gere gere ifade ederdi!.. Bunu yapmadığına ve seferberlik ilan ettiğine göre demek ki Tayyip Bey korkuyor!

BÜYÜK ÇAM...

Jölesiz yanaşma Taha’nın son incisi!

Saçını jöleleyen Yiğit Bulut öyle de, jöle nedir bilmeyen Taha Akyol farklı mı sanki, Taha Bey önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu’nu tarih bilmemekle suçlayarak yerden yere vurdu. Neymiş efendim Mehmet Akif’in, Kurtuluş günlerinde Kastamonu’da verdiği vaazı nasıl fetva diye sunmuşmuş, bu tarihi bilmemekmiş!.. Bak Taha Efendi kendini allame zannedersin de hiç öyle değilsin, Anadolu’da vaazlarda verilen mesajlara fetva denilebiliyor, bu öyle yazıya konu olacak büyüklükte bir gaf değildir... Asıl gaf, böyle bir şeyin mal bulmuş mağribi gibi üstüne atlarken Başbakan’ın, Dersim katliamı İnönü Cumhurbaşkanı iken oldu diyerek sergilediği bilgisizliğini dillendirmemek yani onu gündeme getirmemektir. Madem tarih öğretmenliğine soyundun öncelik büyük bir çam deviren Başbakanındır!.. Tayyip Bey’i görmüyorsun ama Kemal Bey için, şeyinde şey var diyorsun, ayıp ayıp!

SORULAR...

Bana Çevik Bir’i, Ceylanoğlu’nu madalyayı izah et

Eğer bu millette zerre muhakeme ya da idrak varsa Tayyip Erdoğan’dan bu soruların cevabını istemelidir:

1) Olmamış darbe için insanları Silivri’ye doldururken, olan 28 Şubat darbesinden neden hesap sormazsın?

2) Çevik Bir’den hesap sormak bir yana, onun çok yakının olan işadamının şirketine ayda 15 milyar maaşla başdanışman olmasına nasıl göz yumarsın?

3) Sincan’da tankları yürüten komutan olan Erdal Ceylanoğlu’nu nasıl Kara Kuvvetleri Komutanı yaparsın?

4) AKP’ye muhtıra veren Yaşar Büyükanıt’a Bakanlar Kurulu kararı ile nasıl madalya takarsın? Bana Çevik Bir’i, Ceylanoğlu’nu madalyayı izah et

5) Bütün bunları yapan ve AKP kurulurken Kenan Evren’e elçi gönderip, askerle aramı bul diyen sen, şimdi nasıl
12 Eylül istismarını yapıp milleti enayi yerine koyarsın?
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Yiğit Bulut

İletigönderen Mustafa Recep » Çrş Ağu 18, 2010 21:18

nayiğit / faşo!
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: Yiğit Bulut

İletigönderen yigitler » Prş Ağu 26, 2010 20:32

Bu yagli sacli donek'e hic tahammulum yok! Fatih Altay'li'yi bu sitede yerden yere vurdum zamaninda, ama roportaji o yapsaydi hic olmazsa Yigit Bulut gibi canak sorular sormazdi. Bir de yanina Nazli Ilicak'i ve Mehmet Metiner'i de alsaydi hersey tamam olurdu! :evil:
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Yiğit Bulut

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Eyl 26, 2010 18:17

Çakma Yiğit’in inanılmaz ihaneti!

Son iki yıldır yaşadığı “değişim ve gelişim”le genç gazetecilere “Nasıl dönülür” dersi veren Haber Türk Televizyonu Yayın Yönetmeni ve yazar Yiğit Bulut, Başbakan’ın dün gazete yöneticileriyle yaptığı toplantıya katılmış...

Referandumdan önce yaptığı programda Başbakan’a çanak sorular soranÖ Ve Başbakan’ın her sözünü, kafasını emme basma tulumba gibi sallayarak onaylayıp, harika bir gazetecilik örneği verenÖ Böylece gazetecilik geçmişini bir çırpıda silip, siyasi geleceğini AKP’ye bağlayan Yiğit Bulut, onca gazete yöneticisinin dik bakışlarına aldırmadan Başbakan’dan bir istekte bulunmuş:

“Televizyonları denetleyen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gibi bir Medya Üst Kurulu oluşturulsun ve bu kurul internet medyası ile gazeteleri denetlesin!”

Allah’tan Başbakan önerinin gündemlerinde olmadığını söyleyerek konuyu kapatmış!

“Çakma Yiğit” arkadaş, bu önerisiyle “meslektaşlarının sansüre tabii tutulmasını ve cezalandırılmasını isteyen gazeteci” olarak medya tarihimize geçti!
Medya Radar’ın yazdığına göre Çakma Yiğit’in, bu öneride bulunmasının iki nedeni var:

Birincisi; internet medyasında hakkında çıkan yazı ve yorumlardan rahatsızlık duyması...

İkincisi ise bir televizyon yöneticisi olarak televizyonlar denetime tabii tutulurken, internet medyasının ve yazılı basının böyle bir denetime uğramamasının “haksız rekabete” yol açtığını düşünmesi...

***

Aslında ikinci gerekçe yersiz değil...
Ama gerçek bir gazeteci; böyle bir durumda, “Madem televizyonlar denetleniyor ve büyük cezalar ödüyor, o zaman internet medyası ve yazılı basın da aynı muameleyi görmeli”yi aklının ucuna bile getirmez...
Yapılacak tek şey; televizyon haberciliğinin özgürleşmesi için mücadele vermektir...

Ama “Çakma Yiğit” mücadele defterini çoktan kapatıp, “iktidara biat ettiği” için, “Madem benim özgürlüğüm yok, o zaman herkesin eli kolu bağlanmalı” diyor!

***

Tamam; biz bu Çakma Yiğit arkadaşı nihayet tanıdık ve olduğu gibi kabullendik...
Ama...

Ben Haber Türk Televizyonu’nun sahibi Turgay Ciner’in, Yiğit’in bu önerisine vereceği tepkiyi merak ediyorum!
Çünkü adamın sadece televizyonları değil; gazetesi, dergileri ve internet siteleri de var...
Diyelim ki Başbakan bu öneriyi “yerinde” bulsaydı ve böyle bir “üst kurul” oluşturulsaydı...
O üst kurul da ilk iş olarak Ciner’in gazetesine, dergilerine ve sitelerine ceza yağdırsaydı...
Acaba Turgay Ciner o cezaları öderken, önerinin sahibi Yiğit Bulut kaçacak delik bulabilir miydi?

***

İlahi Çakma Yiğit...
Sen bizi güldürdün, Allah da seni güldürsün!


Mustafa MUTLU, 25 Eylül 2010




Bulut'a Altaylı'dan sert tepki

Bulut'un önerisi için "kanım dondu" ifadesini kullandı.

Yiğit Bulut'un Başbakan Erdoğan'ın medya buluşmasında yazılı basın ve internet siteleri için yaptığı öneriye Fatih Altaylı'dan sert tepki!

Başbakan Erdoğan’ın gazete ve televizyon yöneticileriyle buluşmasında Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut’un “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gibi bir Medya Üst Kurulu oluşturun ve internet medyasını ve gazetelerin denetimi işini de bu yüksek kurula verin…” önerisine Medyaradar’ın usta yazarı Varol Ersoy’dan sonra ilk tepki Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’dan geldi. Altaylı öneri için "kanım dondu" ifadesini kullandı. İşte Altaylı’nın haklı tepkisi...

İleri demokratik bir fikir

Başbakan’la gazetecilerin yaptığı sohbette benim kanımı donduran öneri ve soru Yiğit Bulut’tan geldi.

Bulut soru sormak için mikrofonu eline aldı ve “RTÜK benzeri bir üst kurulun” tüm medya için kurulmasını önerdi. Gazete ve internet sitelerini denetleyecek bir üst kurul talep etti.

Yiğit Bulut bunu daha önce de önermişti. Ben de “Sansürsüz diye program yapan biri böyle bir şey istememeli” diye kendisine söylemiştim.

Yiğit, Başbakan’ın karşısında bu önerisini tekrarlayınca gayri ihtiyari “Yok daha neler” dedim.

Demokrasilerde, hele hele “ileri demokrasilerde” böyle kurulun veya kurumun varlığı akla bile getirilemez.

Demokrasiler ve ileri demokrasiler “söz söyleme özgürlüğü” ve “fikir hürriyeti” üzerine otururlar.

Bunun temelinde de basının söz söyleme ve fikir beyan etme hürriyeti gelir.

Eğer siz bir üst kurul benzeri yapıyla gazetelerin, giderek gelişen ve güçlenen internet medyasının önünü kesmeye, onları denetim altına almaya kalkışırsanız o zaman “ileri” yi bırakın, demokrasiden bile söz edemezsiniz.

Böyle bir kurul olsa olsa darbe dönemlerinde, cunta ile yönetilen ülkelerde ya da İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya’sında, İtalya’sında, İspanya’sında olabilir.

Allah’tan Başbakan, Yiğit Bulut’un bu önerisine gülüp geçti ve böyle bir şeyin olamayacağını söyledi de içimiz rahatladı.

Ya “Bu süper bir fikirmiş” deseydi halimiz nice olurdu!

Fatih Altaylı / Gazete Habertürk


Gerçek Gündem, 26 Eylül 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Yiğit Bulut

İletigönderen yigitler » Çrş Eki 20, 2010 22:46

Yakinda da Altayli'yi da postalayacaklar. Haberturk rezil, kepzae ve hic sayginligi olmayan bir kanal, bir de slogani var "Gucu Ozgurlugunde" diye. Bu sloganin "Gucu Fasolugunda"'ya degistirilmesi lazim!
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

cron

x