"Habertürk TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut evvelsi gece Tayyip Erdoğan’la çok mutlu bir röportaj yaptı.
Her ikisi de çok mutluydu.
Paylaştıkları hislerin ortaklığı onları derin bir saadete gark etmişti.
İkisi de Tüsiad’a karşıydı.
İkisi de Doğan Grubu’na karşıydı.
Yiğit Bey’in karşı olmasının sebebi kariyersel ve kişisel, Erdoğan’ınki Deniz Feneri ve kendisini eleştiren yayınlar ile hıfzına almakta güçlük çektiği gazeteciler olsa bile…
Neticede ikisinin de bunlarla bir hesabı vardı.
Erdoğan bu grubun ensesine çöktükçe Yiğit Bulut’un da ahı çıkacaktı.
Yiğit Bulut damat gibi de heyecanlıydı.
Heyecanını yenemediğinden mi desem, ortak hesabın derin saadetinden mi…
Sorular kolay, cevaplar açık pasa goldü.
İnsana annesi-babası bile bu kadar kolay soru sormaz.
Pardon, soru değil, cevap kabı.
“Al sana kap, içine koy”
İstediğin gibi koy, engel yok, kontra yok.
Vallahi annem bile bana çok daha kritik sorular soruyor.
Sorguluyor, hemen inanmıyor siyasi konularda bir şey söyleyince.
Kaşını hafiften bir kaldırıp, bir kontra yapıyor illa.
Şimdi.
Konumun esasına ve böylelikle de soruma geliyorum.
Erdoğan Yiğit Bulut’a söylediklerini halktan neden gizliyor?
Ankara-İstanbul yolundan haber aldım.
TEM’in tamamı, “referanduma evet” afişleri ile dolu.
Afişlerde, ama, Erdoğan’ın Yiğit Bey’e söylediklerinden bir eser, bir emare yok.
“Evet”in nedenleri afişlerde şöyle sıralanmış.
“Gazilere pozitif ayrımcılık-bunun için evet”
“Kadınlara pozitif ayrımcılık-bunun için evet”
“Memurlara hak-bunun için evet”
Başka bir nane yok nedenler arasında.
Tayyip Bey’in Yiğit Bey’e zikrettiği nedenler arasında bu yukarıdakiler geçmedi tv programında.
Afişlerde ise, Yiğit Bey’e söyledikleri yok, neden?
Niçün Allah aşkına?
Yoksa TEM yolundan vızır vızır geçen ve Anadolu’ya giden otobüslerin içindeki Anadolulu vatandaşlara keriz muamelesi mi bu?
Onlara yemlik gazi, kadın, memur.
Habertürk TV’de ise, izleyen seyircinin daha akıllı olacağını düşünerek biraz daha siyasi muhtevayı açık etmek.
Yiğit Bey sormasa da, olur a seyirciler şüphelenir.
Ne diyor Erdoğan Yiğit Bey’in programında.
“Bu ilk adım kapı aralıyor.”
“Bununla birlikte bundan sonra endişelenecek bir yapı da söz konusu olmayacak. 2011 seçimlerinden sonra çok daha güçlü bir iktidar işbaşı yapacaktır. Bu güçlü iktidar beklenen değişikliği gerçekleştirecektir.”
Yani.
Bu referandum 2011’de gelecek güçlü AKP iktidarının önünde duran ve bu güçlü iktidarı kuracak olan siyasi parti AKP’nin endişe etmesine yol açan engelleri ortadan kaldıracak ki…
Tayyip Bey, Abdullah Bey, Bülent Bey ve partilerinin maaile ekibi asıl değişiklik için harekete geçebilsinler.
E, yaz bunu da afişlere.
Millet diye adını kullandığın Anadolu halkına söyle bunu.
O da bilsin evet deme sebebinin gaziler ve kadınlar değil, senin bir dahaki güçlü iktidarının endişesiz ve engelsizliği için olduğunu.
Afişte niye yazmıyorsunuz?
Cık, cık, cık…
İnsan milletinden saklar mı niyetini, ruhunu ve kalbini.
İnsan kalbini aldatınca saklar ayol; sizin millet aşkınıza yakışır mı bu?
Ay, yoksa, “millet” sizin lugatta “keriz” ile sinonim mi (eş anlamlı)?
Ay, o halde ne kadan soylu bir demokrasiniz var ayol!
Milletim, milletim, seni TEM yolunda nasıl kerizlerim.
Gazilerim , kadınlarım, memurlarım. (keh, keh, keh, gıdıklama be, ağlıyoruz burda di mi)
Yiğit Bey siz de ağlayın hadi, çok acıklı bir demokrasi baladı bu.
Tam size göre.
P.S: Doğru ya, hatırladım şimdi yine; ikinci dünya savaşından sonra anayasa mahkemeleri zaten “millet” lafını “keriz” ile sinonim olarak kullananlara karşı kurulmuştu."
http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_746684
Anadolu'nun çoğunluğunda seyredilen Tv kanallarında yandaş propoganda yapılıyor.
Tüm yorumlar