Hukuk Yerle Bir!
Gazeteci Hulki Cevizoğlu, BDP ile ilişiğini kesmeyen 4 ismin bağımsız aday olmasına göz yumulduğunu ortaya çıkardı; muhalefet bu skandala isyan etti
Skandal üstüne skandalUsta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun, ’istifa etmedikleri ve halen parti üyesi oldukları için yasal olarak bağımsız aday olamayacak BDP’li 4 kişinin durumu’nu ortaya koyması, muhalefeti ayağa kaldırdı. En sert tepki CHP’li Şahin Mengü’den geldi: BDP kanuna falan bakmıyor. Anayasanın 76. maddesini de yok saydı!
Örgüte teslim oldular!Skandala MHP’nin tavrı da çok netti. Ahmet Kenan Tanrıkulu, “Bu bir hukuk skandalı!” ifadesini kullanırken, Behiç Çelik “YSK, dolayısıyla hükümet bölücü örgüte teslim oldu” diye konuştu. Mehmet Şandır ise “Ülkenin çivisini çıkarttılar. Şiddetin ve sokağın hükmü geçti, hukuka yazık oldu” dedi.
BDP için yasa çiğnendiUsta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun, istifa etmedikleri ve halen parti üyesi oldukları için bağımsız aday olamayacaklarını belirttiği 4 BDP’li için ortaya attığı çarpıcı iddiaya MHP ve CHP’den de destek geldi.
Ankara 1. bölge’den bağımsız milletvekili adayı olan gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun BDP’li 4 bağımsız milletvekili adayının parti’de halen yönetici ve parti üyesi oldukları için bağımsız aday olamayacakları yönündeki iddialarına MHP’den ve CHP’den de destek geldi. MHP İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, Seçim Kanunu ve Siyesi Partiler kanununa göre bağımsız aday olabilmenin şartlarından bir tanesinin de partiden tamamen ilişiğinin kesilmesi olduğunu hatırlatarak, eğer Yargıtay tarafından da tasdik edilerek ilişiği kesilmediğine dair karar gelmişse burada hukukun çiğnenmesinin söz konusu olduğunu söyledi.
Farklı noktalara götürürTanrıkulu, “Burada hukuk dışı bir olayla karşı karşıyayız demektir. Bu durumda YSK’nın verdiği bu kararın ilk başta nasıl farklı karar verip sonra, baskılar karşısında değiştirdi diyelim, bu kararından döndüyse şimdi burada da bir hukuk skandalı ile karşı karşıyayız. Kesinlikle bunun önüne geçilmesi lazım” dedi. Tanrıkulu, geçen hafta yaşanan olaylara da değinerek, bu olayların Türkiye’yi derinden etkilediğini ve farklı noktalara götürdüğünü ifade etti. Tanrıkulu sözlerini şöyle tamamladı: “Bu olay da bunun üzerine tuz biber ekti açıkçası. Hukuk dışı bir olay. Bir takım kişilerin baskıları ile bu devam ederse, seçimle belli bir noktaya gelecek olan demokratik sistemin tehlike altına gireceğini düşünüyorum”
Kanuna falan bakmıyorlarCHP Manisa milletvekili Şahin Mengü de, BDP’li vekillerin istifa etmeden aday oldular ise hukuki sorun yaratacağını belirterek, “Ama YSK öyle kanuna falan bakmıyor. Kendi kafasında ne varsa onu yapıyor. BDP mensuplarının adaylıkları ile ilgili verdikleri kararda da aynı yanlışlık vardı. Anayasanın 76. maddesi ortada dururken yok saydılar ve karar verdiler. Bu nedenle YSK’nın Sayın Hulki Cevizoğlu’nun verdiği kararı ciddiye alacağını sanmıyorum. Çünkü YSK hukuku falan tanımayan, günün şartlarına göre karar veren bir kurum haline geldi.” diye konuştu.
İtiraz olmazsa seçilirlerMengü, YSK’ya bir itiraz yapılmadı ise, yeterli oyu olmaları durumunda milletvekili seçileceklerini vurgulayarak, Yargıtay ve Danıştay’ın, YSK’ya üye seçerken bundan sonra daha iyi hukukçu olmak gibi kriterler aramalarının, ülkede demokrasinin önünü daha sağlıklı bir şekilde açmış olacaklarını da sözlerine ekledi.
YENİÇAĞ, 23 Nisan 2011
Bismil-lah!
PKK’nın siyasal destekçisi BDP adlı partinin yönetici ve üyelerinin “bağımsız” olarak genel seçimlere girememesindeki engel YSK’nın (Yüksek Seçim Kurulu) aldığı kararla kaldırıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten ve o Cumhuriyeti korumak için Meclis’te yemin eden Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP İktidarı yöneticileri ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun gayretleriyle “yargı siyasete alet edilmeden” (!!), yargı üzerinde hiçbir baskı uygulanmadan (!!) sorun çözüldü.
Oysa biliyorsunuz, yargıçların (YSK) karar almalarına etki etmek, bu konuda demeç vermek, yönlendirici tutum ve davranışlara girmek, Türk Ceza Yasası’nda açıkça cezalandırılan bir durum.
Adam sen de, kimi kime şikâyet ediyoruz? Şurada seçimlere ne kaldı, hep birlikte bunu da unutur, rahatlarız!
Geçici heveslerin oyuncağı...Bu hafta “Ulusal Egemenlik” haftası.
Dün 23 Nisan’dı ve Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği bu bayramı kutlamaya başladık.
Bugün üzerinde durulmayan “ulusal egemenliği” Mustafa Kemal şöyle tanımlıyor:
“Hâkimiyeti Milliye üç büyük dayanak noktası tanır: Zekâ, irfan (kültür), hamiyet (vatanseverlik).
Milletin hâkimiyeti ne sermayelerin, ne içi boş siyasetlerin, ne kinlere, menfaatlere, ikbal ve geleceklere yönelik geçici heveslerin oyuncağı olamaz.”
91 yıl sonra bugün, ulusal egemenliğimiz yerlere serilerek, yine ülkemizin birçok yerinde ateş, kan ve isyan vardır.
BDP’lilerin adaylık durumunu protesto bahanesiyle, başta Diyarbakır’ın Bismil ilçesi olmak üzere ayaklanmalar oldu.
Atatürk’ün partisi CHP’nin genel başkanı Kılıçdaroğlu bile bunları hiç eleştir(e)medi, üzerinde hiç durmadı, dikkati başka yerlere çekecek açıklamalar yaptı.
Yakıştı mı?
Ne uğruna bunlar?
Atatürk diyordu ki, “Vatan olmazsa parti ne işe yarar?”
Türkiye bugün neye ve nereye doğru “Bismil-lah” diyor?
Sorun çözülmediDevlet, hükümet ve ana muhalefetin çabasıyla çözüldü sanılan BDP’li bağımsızlar sorunu başka boyut kazandı.
Ankara 1. Bölgede de bir adayları var. Hem bana siyasal rakip hem de T.C.(!) yasalarını takmadıkları için şunu bir inceleyeyim dedim.
Tahminim doğru çıktı, yine yasalara uymamışlar.
Durum şu:
BDP’li adayların bir kısmı hâlen partili ve yasaya göre bağımsız aday olamıyor!
2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 40. Maddesinin 3. Fıkrası, “Bir kimse, .... partisinden istifa etmedikçe bağımsız aday olamaz” demektedir.
Partilerden istifa ise, istifa eden kişinin parti genel merkezi tarafından Yargıtay’a bildirilmesi ve orada parti defterine işlenmesi ile kesinleşmektedir.
Oysa, BDP’li bağımsız adaylar 22 Nisan 2011 tarihi itibariyle hâlen partilerinin resmi internet sitelerinde yönetici ve üye olarak görünüyordu. (Örneğin: Gültan Kışanak: BDP Eş Genel Başkanı; M. Salih Yıldız: Genel Sayman; Sebahat Tuncel: MYK Üyesi ve Hasip Kaplan da BDP Parti Meclisi Üyesi olarak görülmektedir.)
Durumu netleştirmek için aynı gün (22.04.2011) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na (Siyasi Partiler Masası’na) resmi başvuru yaptım. Yargıtay’dan gelen resmi yazıda da, adı geçen BDP’li bağımsızların, hâlen parti üyesi ve yöneticisi olduğu bildirildi.
Sonuçta, bu kişiler hem kendi resmi belgelerinde hem de özellikle Yargıtay belgelerinde resmen BDP’li.
Milletvekilleri geçerli olur mu?Böyle bir durumda, bu adaylar milletvekili seçilse bile geçerli olur mu?
Türkiye teröre, yasa dışılığa boyun eğerek mi demokrasi ve barış sağlanacak bu ülkede?
Tüm Türkiye’de insanların, kurumların, yasaları uygulayacak ve uygulatacak devlet kurumlarının ve anayasaya göre görev yemini eden siyasal partilerin korkutulup susturulduğu bir ortamda;
Atatürk ve ilkelerinin yılmaz savunucu ve korkmayan bir milletvekili adayı olarak hukuk ve adalet istemek görevimdir diye düşünüyorum.
Önceki gün elimdeki belgelerle YSK’ya başvursaydım ne sonuç çıkacaktı bilmiyorum.
Bu yüzden, durumu belgeleyerek anında kamuoyu ve medya ile paylaştım. Amacım, AKP İktidarının ülkeyi nasıl bir seçime götürdüğünün bilinmesi ve tescilidir.
Hepsini cılkı çıkan hukuk sistemine değil, tarihe havale ediyorum.
HAYAT DEĞİRMENİAtatürk’ün ifadesiyle Avrupa’nın “hayvan sürüsü” olarak gördüğü milletimiz; geçmişi unutmadan, ulusal egemenliğinin değerini daha iyi anlamalı ve sahip çıkmalıdır.
Hulki CEVİZOĞLU - 24 Nisan 2011, YENİÇAĞhulkicevizoglu@cevizkabugu.com.tr