Yunanistan'da Cunta, Avrupa'da Kriz Korkusu / Doç. Dr. Celalettin YAVUZ

Tartışma Alanı

Yunanistan'da Cunta, Avrupa'da Kriz Korkusu / Doç. Dr. Celalettin YAVUZ

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 20, 2012 22:33

Yunanistan'da Cunta, Avrupa'da Kriz Korkusu

Yunanistan, 2010 yılı başından itibaren hem AB’nin, hem dünyanın, ama özellikle de kendisi için “sorun” olmayı sürdürmektedir. Türkiye de bu musibetten en azından borsa, petrol fiyatlarının istikrarsızlığı gibi konularda zarar görmektedir.

Dünya küresel krizi, ABD’de yüksek riskli tutsat (mortgage) kredilerinin dönüşümündeki sorunla başladı. Bu kredilerin yaklaşık %40`ı da başta İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre olmak üzere, Avrupa ülkelerinin bankalarının portföylerinde olunca, kriz Avrupa’ya da sıçradı. Kriz önce gelişmiş ülkelerdeki finans piyasalarını çalkaladı, Borsalarda 2006 yılına göre, 25 trilyon doları aşkın kayıplar yaşandı, Lehman Brothers başta olmak üzere, dev bankalar iflas ettiler.

ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, İrlanda gibi ülkelerce ilk ağızda 6 trilyon doları aşan ekonomik paketler açıklansa da, finansal kriz reel sektöre de yansıdı. Başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok şirket derin mali krize girdi, milyonlarca kişi işini kaybetti. 2010 yılından itibaren atlatılacağı öngörülen için 2009’ın ilk G-7 zirvesinde, harcamalardan kısıntı yapılmaması kararı alındı.

Yunanistan’da iktidardaki Yeni Demokrasi Partisi Başbakanı Karamanlis, Ağustos 2009 içerisinde, seçimlere 2 yıl kala, iç siyasette artan baskılar karşısında erken seçim kararı aldı. 4 Ekim 2009 seçimlerinden PASOK, 300 kişilik Meclise 160 vekil verdi. Başbakan Papandreou kabinesi adeta bir mayının üzerine oturmuş olduğunu anladı. Çünkü Yunan ekonomisi iflasın eşiğindeydi. Aslında kötü gidişat, ekonomik göstergelerde yapılan manüplasyonlarla “iyi” gösterilmiş, bu durum krizi daha da derinleştirmişti.

2010’da Yunanistan, en sorunlu ülkesi haline geldiği AB ile pek çok kez ekonomik krizi atlatacak formüller üzerinde tartıştı. Daha Mart 2010’da Almanya’daki Hıristiyan Demokrat (CDU-CSU) ve Liberaller (FDP) koalisyon iktidarının bazı üyeleri borçlarını ödeyebilmesi için Yunanistan’a “adalarını satma” önerisinde bile bulunmuştu.

2011’de çeşitli ekonomik yardımlar ve destek tedbirlerine rağmen, Yunanistan düzlüğe çıkmak bir yana, uçuruma daha çok yaklaştı. Haziran 2011’de Yunanistan, dünyanın en kötü kredi notuna sahipti. 10 yıl vadeli Yunan tahvillerinin getirisi %17’nin üzerine çıktı. Oysa diğer sorunlu ülkelerden İrlanda için bu oran %11.34, Portekiz için %10.66 idi.

Yunanistan, AB ve IMF arasındaki tartışmalı görüşmelerin ardından uzlaşma yolu bulundu. Mart 2012’de “özel yatırımcıların %85.8’inin tahvil takasına katıldığı” açıklandı. Böylece 172 milyar Avro tutarındaki tahvil takas kapsamına alınıyordu. “Zorunlu katılım düzenlemeler” ile birlikte takasa tâbi tahvillerin oranı %95.7’ye ulaşacaktı. Yunanistan’ın özel sektöre olan 206 milyar Avroluk 107 milyarının silinmesi de öngörülmüştü.

Dünyaya “tarihte en büyük devlet borcu silinmesi” şeklinde duyurulan bu kurtarma operasyonu, “Borçların yeniden yapılandırılması, AB ve IMF’nin Yunanistan’a sağlayacağı 130 milyar Avroluk ikinci yardım paketinin verilmesi” hususlarını da kapsamaktaydı. Bu takas operasyonu ile Avro Bölgesi, “özel sektöre tahvil borçlarının yüzde 53.5’ini silen Yunanistan’a 35.5 milyar Avroyu serbest bırakmış” oluyordu.

O sırada Başbakan olan Papandreou, tüm bu görüşmelerin sonunda hissiyatını “Düşmanımın bile başına böyle bir şey gelmesini istemem” şeklinde özetlemişti. Ancak tüm bu kurtarma çabaları 6 Mayıs 2012 tarihli genel seçimlerden sonra bir tarafa bırakıldı. Zira Yunanistan genel seçimleri sonucunda Yunanistan’ın Avro bölgesinde kalması için gerekli istikrar paketini kabul eden partiler (Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK) gerekli çoğunluğu sağlayamamıştı. Zaten hiçbir şekilde hükümet kurulamadı.

17 Haziran’da Yunanistan yeniden seçimlere gidiyor. Bu arada Yunanistan’ın Avro’dan çıkması sıkça konuşulmaya başlandı. Özellikle 1960’lı-1970’li yılları bilen yaşlı Yunanlılar, yeniden “Askeri Cunta” gelebilir korkusu yaşamaya başladılar.

Sonuç

Yunanistan’da işler hiç de iç açıcı değil. Zira AB üyeliğinden gelen “ulufe” ile iyice tembelleşip, Ağustos böceği gibi “siesta”, uzo muhabbeti ve tavernada tabak kırmaya fazla dalıp, çalışmayı unutmuş gibiler.

AB’den yaklaşık 85-90 milyar Avro alan, borçlarının 15 0-160 milyar civarındakini sildiren, oldukça azaltılan borcu için de uzun vadede kredi şansı yaratılan Yunanistan, sanki yeni bir oyun peşinde gibi. Şayet Yunanistan Avro bölgesinden çıkarsa, Avro ve AB hasar alır diye, AB’nin buna izin vermeyeceği, dolayısıyla Yunanistan’ın tüm borçlarının sildirilmesi için bir tezgah kuruluyormuş gibi. Bakalım Yunanistan’ın resti görülecek mi, ya da Avro’nun “kangren” olan Yunanistan kısmı kesip atılacak mı? Bu sorunun cevabı bu yıl alınacak gibi…


TÜRKSAM Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Celalettin YAVUZ, 19 Mayıs 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x