Zihniyetler ve bölücü terör / Sadi SOMUNCUOĞLU

Zihniyetler ve bölücü terör / Sadi SOMUNCUOĞLU

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Nis 10, 2016 14:16

Zihniyetler ve bölücü terör

Ülkemiz 32 yıldır bölücü terörle uğraşıyor. İlk terör saldırısı 15 Ağustos 1984'te, ANAP iktidarının 9,5 ay sonrasına rastladı. Bu sırada, Irak ve Suriye dahil bölgemizde terör yoktu. 32 yıldır süren dönemi, iktidardaki zihniyetlerin özelliklerine göre üçe ayırabiliriz. Bu maksatla kısa bir analiz yapalım:

1. 1984-1993: ANAP'ın (vefatına kadar Özallı) 9 yılı. Terörün sıfırdan zirveye çıktığı, güvenlik güçlerimizin güneş batınca birçok ilimize ancak panzerle girebildiği, tek adam Özal'ın şahsında bölücü terör örgütüyle Türk Milletinden ve devletten gizli görüşmelerin yapıldığı, çözüm için "Federasyonun" telaffuz edildiği, tek partili yıllar.

2. 1993-2002: 9 ayrı koalisyon hükümetinin 9 yılı. Terörün zirveden sıfıra indirildiği, bölücübaşının Suriye'den çıkarıldığı, gittiği Rusya ve İtalya'da barındırılmadığı, sonra Yunanistan'ın Nairobi (Kenya) büyükelçiliğinde, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin pasaportu ile yakalanarak getirilip idama mahkûm edildiği, bölücü terörün ülke gündeminden düştüğü yıllar.

3. 2002-2016: AKP'nin (Erdoğanlı) 14 yılı. Terörün sıfırdan zirveye çıktığı; Erdoğan'ın, bölücü terörle mücadele yerine kendi denetiminde, anayasa ve yasalarımıza aykırı olarak Türk Milletinden ve devletinden gizli, pazarlıkların yapıldığı; Habur, Oslo ve İmralı'da (bölücübaşı ile) ülkeyi paylaşmaya dönük  yol haritasından anlaşıldığı ve "Dolmabahçe Mutabakatı" ile hukuki çerçevenin çizilmeye çalışıldığı; meşrulaşıp azgınlaşan PKK/KCK'nın, mutabakatlar gereğince bir orduya yetecek kadar silah, bomba ve patlayıcılarla  bölgenin il ve ilçelerine iyice yerleştiği, "özerklik" ilan ederek "egemenlik yetkisi" kullanmaya kalkıştığı, çok sayıda polis, asker ve köy korucumuzu şehit ettiği, bölgedeki şehirlerimizi harabeye çevirdiği, başkentimiz ve İstanbul'da patlattığı canlı bombalarla 100'lerce insanımızı katlettiği ve halen terör saldırılarının devam ettiği; bütün bunlara karşı iktidarın en anlamlı açıklamasının "iyi niyetimiz kötüye kullanıldı, aldatıldık" olduğu ve terörü yeneceği kesin olarak bilinen sıkıyönetim ilanından ısrarla kaçındığı yıllar.

Şimdi soralım: Neden 9 yılda 9 koalisyon hükümeti döneminde [her yıla bir hükümetin isabet ettiği] bölücü terörün beli kırıldığı halde, tek parti iktidarlarının bulunduğu [1984/1993'te 9 yıl, 2002/2016'da 14 yıl] toplam 23 yılda, bölücü terör sıfırdan zirveye tırmanarak, bütünlüğümüzü tehlikeye sokacak konuma geldi?

İşte meselenin özü de buradadır. Terörün zirveden sıfıra indiği dönemde, mücadele, Türk Milletinin ve vatanın bütünlüğüne dayanılarak yapılmıştı. Sıfırdan zirve yaptığı birinci ve üçüncü dönemde ise, Türk milletinin ayrıştırılması amacıyla mücadele yerine müzakere yapılmıştır. Çünkü bu zihniyet, Türk Milleti gerçeğini inkâr etmekte ve Türkler ülkedeki diğer etnik gruplardan biridir; bu sebeple devlet ve vatan sadece Türklerin olamaz, bütün etnik gruplarındır. PKK, bunun için terör yapmaktadır; müzakere  edilerek anlaşma sağlanınca, terör bitecektir. Yöneten zihniyetin formülü böyle olunca, bölücülük suç ve düşmanlık olmaktan çıkıyor. Gerçekte, bizden istenen egemenliğimizdir. Bu ise iç savaşı kaçınılmaz kılar. 

Durum gerçekten böyle mi? Evet, delilini verelim: Erdoğan buyuruyor ki; "Türkiye Cumhuriyeti'nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. 'Türkiye Türklerindir' gibi tezler yanlıştır. Türkiye, Türkiye'de yaşayan herkesindir." [2. Cumhuriyet Tartışmaları,1993] Yine Erdoğan buyuruyor ki; "Türkiye'nin Orta Doğu'da bir görevi var. Nedir o görev? Biz Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin Eş başkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz. Diyarbakır'a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır istiyorum ki... şu anda... yani Amerika'nın da hani düşündüğü... Büyük Ortadoğu Projesi var ya... Genişletilmiş Ortadoğu... yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir... bir merkez olabilir... Bunu başarmamız lazım." [2004 Grup konuşması]

BOP/GOP'un özündeki mekanizma; ülkelerdeki etnik ve inanç gruplarını egemenliği paylaşmaya yönlendirerek birbiriyle çatıştırmak ve iç savaşa sürükleyerek parçalamak değil mi? Libya, Yemen, Irak, Pakistan, Afganistan, Irak, Suriye ve Türkiye bu tuzağa düşürülmedi mi?

Ey ölüm uykusundakiler uyanın!..

Sadi SOMUNCUOĞLU, 9 Nisan 2016
sadisomuncuoglu@yahoo.com
sadisomuncuoglu@hotmail.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

cron

x