AKP bitmiştir. İran tezkeresi yolda !..

ABD çok yakında saldıracağı İran için AKP’yi sildi. İnternetajans’tan bir FLAŞ ANALİZ daha !..

Durup dururken ne oluyor diyeceksiniz. Anlatayım…

ABD’nin İran’a İsrail ile birlikte ciddi bir saldırı düzenleyeceği artık gün gibi ortadadır. Bu saldırı öncesi hazırlıkların ve yığınağın yapılması için TBMM’den tezkere almak zorunda. Türkiye’nin İran sınırını TSK’ya emanet edip arkasını sağlama almak istiyor. Ancak bunu artık AKP ile yapamaz.

Son olarak yapılan bakan değişimi AKP’nin rengini belli etmiştir. Milli görüş tabanını mutlu etmeye yönelik bu bakanlar, ABD ile İsrail’i çok germiştir. Davos’ta İsrail’i çok kızdıran ‘Van münit’ skandal’nın ardından dün ABD’de konuşan Tayyip Erdoğan, Hamas ve Filistin konularını sanki Türk milletinin başka sorunu yokmuş gibi, ısrarla ve kafa ütülercesine konuşması bu düşünceyi doğrulamış ve gerginliği had safhaya taşımıştır.

Değerli mayınlı arazileri göz boyamak için İsrail’e verme girişimi fos çıkınca bu kez insansız uçak konusunda İsrail’e yalakalık yapılmıştır. Bu yalakalık TSK’nın kesin tavrıyla daha da ortaya çıkmıştır. Şöyle ki;
İsrail’i ürettiği Heron'ların satın alınmasına TSK çok ihtiyacı olmasına karşın karşı gelmiştir ve gerekçeleri İsrail’e maddeler halinde bildirilmiştir.

En önemli çekincelerin başında uçakların menzillerinin kısa olması, havada az kalabilmeleri ve kullanıcılarının İsrailli olma şartlar oluştur. Yani TSK aldığı Heron’u istediği yerde istediği gibi uçuramayacak. Uçuracak olursa da teknik ekip İsrailli olacak ve yapılanı görecek. İsrail bu bekleyiş sırasında Türkiye için ürettiği 5 Heron’u apar topar Hindistan’a satınca da TSK ile ipler kopma noktasına geldi.

Ancak AKP hükümeti yalakalık olsun diye şimdi de Savunma Bakanlığı aracılığı ile savunma sanayi adına bir gözlerden uzak bir açıklama yaptı ve Heron’ların bu şartlarda alınması gerektiğini ilan etti. Yani resmen her hareketimizi onların denetimine sokmayı kabul ettiler. Mide bulunduracak kadar onur kırıcı kısmen de ihanet anlamına gelebilecek bu yalaka istek, helal süt emmiş Türk generalleri tarafından hala kabul edilmedi. Yani, AKP İsrail yalakalığında ikinci bir Fosu yaşamış durumda

Şimdi dikkat!..

Türkiye bazı işadamları aracılığı ile bir başka ülkenin insansız izleme uçağını alma görüşmelerine başladı. Bu komşu ülke’nin üreteceği uçak, İsrail Heron’una göre neredeyse üç misli bir süreyle havada kalabiliyor ve rampadan fırlatılabiliyor. Fiyatı da yarısından daha ucuz. Bu şu demek. Bir tabur, bu uçağı alıp Cudi dağında istediği yerden fırlatabilir ve havaalanı yerine 25 metrelik düz her hangi bir yere iniş yapabilir. Yaklaşık 1000 km uzaktaki bir hedefi gözleyebilir. Bu müthiş büyük bir üstünlük demektir…

Ne oldu biliyor musunuz?

Bu komşu ülkedeki uçağı üretip TSK’ya satma görüşmeleri yapan, hatta Türkiye’de ortak üretime geçmeye çalışan bazı işadamları ve emekli subaylar apar topar Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandılar ve hala hapisteler.

Sınırları koruyacak TSK desteği ve askerlerini topraklarımızdan geçireceği tezkere olmadan İran’a saldıramayacağını bilen ABD çok yakında harekete geçecektir. ABD yanlısı gibi görünen ama her fırsatta ümmetçilik yapan ve bu konuda Anayasa mahkemesinden ceza alan AKP’nin bu tezkereyi çıkartmayacağı gün gibi ortada.

Peki bunu nasıl yapacak?

Her şeyden önce TSK ile arasını düzeltmek zorunda.İddia ediyoruz, cılkı çıkan Ergenekon davası çok yakında seyrini değiştirecektir. Çünkü ABD desteğini çekecektir. Çekmek zorundadır. Zaten hukuk skandallarıyla ve Adalet bakanlığının gayrı siyasi ahlaki gayretiyle yürüyen dava, yakında çökmeye başlayacaktır. ABD, TSK'nın sarstığı itibarını iade etmediği sürece yol alamaz.Çünkü ABD'nin Ortadoğu'daki en büyük müttefiki Türkiye değil, TSK'dır. bunun da gereği TSK'ya uzaklaşmaktan değil yakınlaşmaktan geçer.

Merkezi Virjinya’da olan Fethulllah cemaati de bu seçimde AKP’nin yerine henüz kurulma aşamasında olan ve ABD fonlarından büyük miktarda yararlanacak olan sosyal demokrat bir partiyi destekleyecektir. ABD’nin yeni hedefi bölgedeki çıkarlar ile doğru orantılı olacaktır. Nabucco proesi boş bir proje değildir. ‘Gaz nereden bulunacak’ deniyordu. O gaz, İran operasyonu sonrasında Türkiye ve ABD denetimindeki Batı Azerbaycan’dan sağlanacaktır. Zaten nihayi hedef de budur.

İran’ın parçalanmasına Türkiye’de sadece ABD ve MİT destekli MHP yönetimi “EVET” der. Vatansever ve Türk milliyetçisi tabana da “Bakın bizim zaten ülkümüz buydu” derler haklı olarak.

Diyoruz ki, bir erken seçim sonrasında Türkiye’nin Yeni parti ve MHP koalisyonu tarafından yönetilmesi isteniyor. Ancak bu hükümet ABD’nin istediği İran tezkeresini bacakarasından geçirir…

Eğer bütün bunlar hayal mahsulü ile ABD patriot füzeleri için neden “geç kaldınız” derken; İran da “Patriot'a gerek yok, bizden zarar gelmez.” Açıklamasını yaptı. Türkiye ve İran’ın en büyük iki terör örgütünü PKK ve PJAK sizce neden ABD koruma altına aldı.


İnternetajans

CHP’li vekilden Heron soru önergesi


CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Heronların teslimatı ile ilgili olarak Hükümet tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi.

Atilla Kart verdiği soru önergesinde şu görüşlere yer verdi.

“TİHA (Türk İnsansız Hava Aracı) projesi kapsamında 10 uçağın alınması konusunda 30 Ağustos 2005 tarihinde yürürlüğe giren sözleşmeye göre; ilk Heron sisteminin 24 ay içerisinde yani Eylül 2007 ayında teslimi, uçakların asgari 30 bin fit irtifada ve en az 24 saat uçuş yapacak nitelikte olması taahhüt edilmiştir.

Ancak Eylül 2007 tarihinden bu yana 2 yıllık bir süre geçmiş olmasına rağmen; deneme ve kabul aşamalarını geçen hiçbir uçak teslim edilmemiştir. Bu süreçte sözleşme bedeli tutarı olan 183 milyon doların da ödendiği bilinmektedir.

Keza muhatap firma olan IAI – Malat, yükümlülüklerini ihlâl etmiş olmasına ve bu durum süreklilik göstermesine rağmen, Savunma Sanayi Müsteşarlığının, firma hakkında ve aleyhinde hiçbir yaptırımı uygulamadığı da bilinmektedir.

Bu süreç tarafımızdan muhtelif aşamalarda ve en son 05.06.2009 tarihli basın toplantısıyla somut sorularla dile getirilmiş ise de, muhatap Milli Savunma Bakanlığı hiçbir somut açıklama getirmemiştir.

Hal böyle iken, 03.09.2009 tarihinde Bakanlık kaynaklı olarak basına yansıyan haberlere göre; 4 Heron uçağı Türkiye’ye teslim edilmiş, ancak kabul testlerini geçemediğinden hangara çekilmiştir. İkinci paketi oluşturan 4 Heron’un ise bu ay içinde kabul testlerine tabi tutulacağı, testlerin olumlu çıkması halinde diğer 2 uçağın da teslim alınacağı ifade edilmiştir.

Milli Savunma Bakanlığı gelinen aşamada bile bilgi kirliliği yaratarak, kamuoyunu yanıltmaya devam etmektedir.

Milli Savunma Bakanlığı; bir taraftan, sözleşmeyi 2 yıldan bu yana ihlal eden İsrail firmasını her nedense himaye etmekte; diğer taraftan ise Bakanlığın yetkilerini neden kullanmadığını, firmaya karşı akdi ve tazmini yaptırımları neden uygulamadığını kamuoyundan gizlemeye devam etmektedir.

Gelinen aşamada yüklenici İsrail firmasının, sözleşme şartlarına uygun olarak bu uçakları teslim edemeyeceği anlaşılmıştır.

Bu süreçte aşağıdaki sorular mutlaka cevaplandırılmalıdır;

* Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Milli Savunma Bakanlığı; ulusal güvenliği doğrudan ilgilendiren bir konuda üstüne düşen görev ve sorumluluğun gereğini neden yapmamaktadır?

* Hükümet, bu konuda neden bilgi kirliliği yaratmakta ve karartma yapmaktadır?

* Türkiye’ye üstün nitelikteki belli teknoloji ve sistemleri vermemeye yönelik olan bir iradeye; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, öngörüsüz ya da yetersiz kararlarıyla veyahut bilemediğimiz, bilinmesi istenilmeyen sebeplerle neden katkı sağlamaktadır?

* Türkiye Cumhuriyetinin ilgili birimleri ya da Hükümet’i bu kadar mı yetersiz ve öngörüsüzdür?

* Görev ihmali ya da suistimali bulunan bürokratlar neden himaye edilmektedir?

* Bu himayenin yasal ve siyasi sorumlusu konumunda bulunan Hükümet ve Milli Savunma Bakanlığı neden susmaktadır?

* Terörle mücadelede kırılma anlamına gelen bu zaafiyet ve yine terörle mücadelede hayati önemi olan bu projenin işlemez hale gelmesine kimler ve neden yol açmıştır?

*Bu işin sorumlusu kimdir? Karartma neden sürdürülmektedir?

Hükümet yukarıda açıklanan sorulara tatminkar açıklama yapmak, kamuoyunu bilgilendirmek zorundadır. Bu sürecin gizlenmek istenilmesi ve karartmanın sürdürülmesi, yukarıda sözü edilen sorulara haklılık kazandıracak ve ulusal güvenlik konusundaki endişelerimizi daha da artıracaktır.

Konu artık Hükümet’in yasal ve siyasi sorumluluğunu gerektiren boyutlara ulaşmış olmakla, iş bu önerge doğrudan Başbakan’a yöneltilmiştir. Buna göre;

Yukarıda sekiz başlık altında ifade edilen sorularımıza cevap verecek misiniz? Cevap verilmeyecekse bunun gerekçesi nedir?

Cevap verilmemesi yukarıda sözü edilen soru ve endişelerin, haklı ve yerinde olduğu anlamına gelmez mi?”


Bu uçaklar konusunda bir bilinmez olduğu bir gerçek!

ABD'nin İrana saldırabileceğini ihtimal dahilinde görmüyorum. Yanlız bazı gazetelerde sürekli olarak füze kalkanı konusunda yapılan yanlı manipülasyonlar can sıkmıyor değil. Ne oldu ise çok meraklılar kalkan sahibi olmaya. İrandan çok korkuyorlar herhalde!

AKP gibi bir partinin ne baskalarinin eliyle tepemize gelmesini isterim nede baskalarinin eliyle gitmesini. bizim halk artik akillanip kendi gelecegini kendi belirlemeli. beynini uyusturan cehaletten hurafelerden seyhlerden sihlardan toprak agalarindan kendini kurtarmali.

Almanci, sorun ortada, acik, net, herkez biliyor....
Bize cozum lazim.

FahrettinAltay yazdı:Almanci, sorun ortada, acik, net, herkez biliyor....
Bize cozum lazim.

Cozum sahaya inmek, orgutlenmektir Fahrettin Bey, cozum gecekondularda, koy kahvelerinde, olmadi camilerde. Her yerde cesurca fikirlerimizi, burada paylastigimiz gibi insanimizla paylasmaktir. Acik ve hizli bir bilgilendirme savasina girisilmelidir. Sanaldan inip ayagimizi, o kaybetmek istemedigimiz topraga basip ev ev dolasmaktadir cozum.

Sagol GokturkMehmet, ama bence bu hem yavas hem yetersiz gelebilir.
Bir yandan tum dernekleri, orgutleri, bizimle ayni fikir tasiyanlari meydana cekmek, bir yandan cahil kalan milletimizi acilen egitmek lazim.

Allah davamiza kolaylik versin, bizlere zehin acikligi versin!

FahrettinAltay yazdı:Sagol GokturkMehmet, ama bence bu hem yavas hem yetersiz gelebilir.
Bir yandan tum dernekleri, orgutleri, bizimle ayni fikir tasiyanlari meydana cekmek, bir yandan cahil kalan milletimizi acilen egitmek lazim.

Allah davamiza kolaylik versin, bizlere zehin acikligi versin!

"Meydana Cekmek" derken gosteri yapilmasini kastediyorsan, katilmiyorum. Meydandan cok, arka caddelere, varoslara, tasraya cekmek gerekiyor o orgutleri. Meydana ciktiktan sonra gorduk maalesef sonucu. Diger gorus ve temennilerinize katiliyorum. Bahsettigim ev ev dolasmak, zaten egitim ana basliginin bir bolumu. Esasen dershaneler acilmali, Cumhuriyet evleri acilmali, boylece cocuklarin ve genclerin burs, kurs ve barinma sorunlari Turk dusmanlarina birakilmamis olacaktir.

Bukadar olan biten varken TSK'den hic ses cikmamasi cok anlamsiz buluyorum.
Kafamda cesit cesit seneryolar kuruyorum....

Dogru zamanimi bekliyorlar?
Onlardami satildi?
TSK'dami bolundu?

Sizin TSK hakkinda dusunceleriniz nedir arkadaslar?

FahrettinAltay, benim ve benim gibi düsünen bircok arkadasimin korkulari da budur. TSK'ya ne oldu? Neden bukadar pasifler? Ergenekon hikayesine alet edilmeye calisildirlar ama karsi atak halen gelmedi? Bu ülkenin kuruculari onlardir, neyden korkuyorlar? Bence ic savastan korkuyorlar. Bilindigi gibi ülkede saman alevi yapisinda cok insan vardir. Bunlarin atesleyicisi olmaktan korkuyorlar...
Ilker Basbug kagit parcasi hakkinda yaptigi basin konferansinda
"TSK'nin üzerinden ellerinizi cekin" demisti. Acaba bu "bana dokunmayan yilan bin yasasin" mantigi midir? neden sert olamiyor? "Belgedir kagit parcasi degildir" diyen ve düzmece oldugu ortaya ciktiktan sonra süt dökmüs kedi gibi davranan RTE'ye "Bul bunu Tayyip diyebilirdi!" diye cok düsünmüstüm.
Ancak bana kalirsa korktuklari tek sey kendi topraklarini savunurken -rasist ve soykirimci- olarak tanitilmak olmustur. Ergenekon tertibinin ulasmak istedigi amac budur. Avrupada "AKP esitlikten yana cözüm ariyor ama TSK halen vurmaya devam ediyor" diye söylemler dolasmaktadir. Herseferinde bunun cevabi sert bir sekilde veriliyor. Kaddafi bile cikip "Talibanin terör yaptigini da nereden cikarttiniz, siz gelip insanlari öldürüyorsunuz, dünya tarihinde soykirimlarin rasist düsüncelerin odak noktasi ve yasadigi topraklar Avrupadir" diyebilirken, bizimkiler Amerika sokaklarinda trafik isiklarinda bekliyorlar ve acacak yeni yerler ariyorlar. PKK nin terörist bir gurup oldugu, TSK nin da bu ülkenin emniyet gücü oldugu artik kafalara sokulmak zorundadir. Ancak bizde bu kadar yalakanin olmasi, bu insanlarin gidip orada burada yanlis ve tarafli beyanlarda bulunmalari TSK'nin yurtdisinda yanlis olarak taninmasina yol acmistir. Bana kalirsa TSK'nin korktugu nokta budur. Sayin Basbugun sinir karakoluna yaptigi ani bayram ziyaretindeki konusmasi cok ilgincti. Bence daha soguk kanli olmaya calisiyor. Insanlarin gaza gelmesine sebep olmak istemiyor. Zaten bilindigi gibi TSK kurulus ve yasamasi geregi olarak Hükümete baglidir.Ulu önder Atatürk bu kurali yürürlüge koymadan önce Türkiyenin basina AKP gibi bir partinin gelecegini düsünememis olabilir.Aslinda istegi; askeri bir yönetim degil halkin kendi kendini yönetmesi olmustur...

GöktürkMehmet yazdı:"Meydana Cekmek" derken gosteri yapilmasini kastediyorsan, katilmiyorum. Meydandan cok, arka caddelere, varoslara, tasraya cekmek gerekiyor o orgutleri.

GöktürkMehmet'e bu konuda katiliyorum. Bizlerin yapmasi gereken; insanlari egitmek olacaktir. Yorulmadan yilmadan onlara Vatan üzerine oynanan oyunlari , Derin Devletin aslinda kimler oldugunu, Amerikayi, Israili, Nabucco'yu, Mayinlari, PKK'yi, DTP'yi, AKP'yi ... tarafsiz olarak anlatmaktir. Atatürk yorulmus mu? diye düsünmektir asil olan. Sonucta hepimiz birer Mustafa Kemal olmaliyiz. Unutmayalim ki zor durumlar her zaman bir kahraman dogurmustur.(bkz:Mustafa Kemal Atatürk)

Antalyalim, Yazdiklarin icin, aciklamalrin icin tesekur ederim. Antalyaliysan, cok sanslisin. Ben Antalyada Askerlik yaptim. Ayrica orada 2 sene ikametgah ettim. Cennet yurdumuzun cennet kosesidir Antalya.
Vallahi, bizde arkadaslarla TSK'yi cok tartisiyoruz. Tabiki onlarda cok yiprandi gectigimiz yillarda. Benim sahsen kendi gorusum ve (herkezin dusuncelerine saygiliyim(Sinirlari asmadiklari ve dusunce olarak kaldiklari takdirde)) ama artik ne Ekonomi, ne Ic Savas beni korkutuyor. Tum kaleler gitmis, Vatan gitti-gidecek... Bana ne Ekonomiden, Avrupadan, Yurt Disindan... Onlar once kendilerine baksin.

Biz Yuce Turk Milleti olarak tarihin ilk ordularini kurarken, Sosyal faaliyetlerin tohumlarini ekerken, Avrupalilar, Ingilizler hala agaclardan inmemsiti, birbirlerine bok atiyorlardi!

Yani, diyecegim son vakte geldik. Ne olacaksa olsun artik... Hem Turk Milletinden ordusudur TSK. Bize ne ogrettiler "Her TURK Asker dogar!" TSK ne yapsa haklidir ve onlar daima bu Vatanin iyiligi icin, gelecegi icin hareket ederler.

Carpisarak Vatan elden gitse, hepimiz sehit olsak bukadar koymaz!! Ama KAhPelikle olanlar icimizi burkuyor!

GöktürkMehmet'e katılıyorum,hiçbir şey yapılamıyorsa bile Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı sivil toplum kuruluşlarına katılıp onlarla birlikte hareket edilebilir.
Ör:Add,Tgb,Msd vb...

FahrettinAltay, evet Antalyaliyim. Yurdumun her karis topragi gibi cennet bahcesidir Antalyam.
Senin de yazdigin gibi TSK cok yiprandi, onlar her dakikalarini sipere yatmis vaziyette geciriyorlar. Her dakika elleri tetikte. Yillardir bu PKK lanetiyle savastiklari yetmiyormus gibi simdi de icerden catlaklarla ugrasiyorlar. Hepimizin tek istegi kafalarina gecirilen cuvallardan kurtulmalaridir. Zira onlar Atatürk'ün askerleridir. Ancak daha önce de yazdigim gibi hemen alevlenmemek lazim. Kurtulus Savasi mücadelemizi iyi analiz etmek gerekir diye düsünüyorum. Örgütlü hareket etmek en mantiklisi. Bugün GM yarin Cumhuriyet evleri diger gün herhangi bir parti olarak hareket etmek en mantiklisidir.
TSK nin yapacagi en mantiksiz hareket -Ekonomi kötü- diye tanklariyla sokaklarda gezmesi olur.
Avrupa bizi ilgilendirmiyor orada seninle ayni fikirdeyim. Ancak tepkisiz bir toplum haline getirilen türk toplumu; yapilan zamlar karsisinda ezilmis, ambargolar karsisinda topragini ekemez hale getirilmistir. Insanlarin beyinleri o kadar cok bos seyle doldurulmus ki; kimin kutusundan ne cikacak diye saatlerce TV karsisinda saksi gibi bekleyenler var. Bu insanlarin egitime ihtiyaci vardir. Banu Avar gibi bir arastirmaci gazeteciyi tanimayan bir toplum, onun anlatmak istediklerini reklam gibi izleyen insanlar yüzünden Avrupaya bagimli bir ülke olmustur Türkiye. Ekonomik krizde en cok muhtac oldugumuz ürünler bugday ve pamuk olmustur. Ne kadar komik degil mi? Ne hallere getirildigimizi herkes biliyor.
Ilk medeniyetler bu topraklarda filizlenmisken bizim asmayla kesmeyle isimiz olmamali. Düsünen bireyler olarak bu islerin icinden nasil cikilacagini tartismaliyiz.
Bu isin tek cözümü tanidigin tanimadigin herkesi örgütlemeden gecer. Kimileri gider Diyarbakirda Cumhuriyet Mitingi yapar serefli bayragimizi dalgalandirir, kimileri kalemini satmaz ülkesi icin yazar, kimileri de kahvede okey oynarken olani biteni anlatir...
Sonucta demokratik bir ülkede yasiyoruz herkesin düsünce özgürlügü var

GöktürkMehmet yazdı:

FahrettinAltay yazdı:Almanci, sorun ortada, acik, net, herkez biliyor....
Bize cozum lazim.

Cozum sahaya inmek, orgutlenmektir Fahrettin Bey, cozum gecekondularda, koy kahvelerinde, olmadi camilerde. Her yerde cesurca fikirlerimizi, burada paylastigimiz gibi insanimizla paylasmaktir. Acik ve hizli bir bilgilendirme savasina girisilmelidir. Sanaldan inip ayagimizi, o kaybetmek istemedigimiz topraga basip ev ev dolasmaktadir cozum.

iyi der hos dersiniz. kestirmeden çözüm diyorsaniz benim aklima tek bir tane geliyor kati bir aile planlamasi. askeri bir darbe falan yapilacak veya basa stalin gibi bir adam gelecek sonra da katimi kati bir yasa çikacak: her ailenin en fazla iki çocugu olabilecek nokta. ayni çindeki gibi. bu çevre sorunlarini da çözer issizlik sorununu da siyasi sorunlarida. bakiyorum etrafima akli basinda kim varsa en fazla iki çocuk yapiyor. ama cahili cühelasi beyni hurafelerle sulanmisi 3er 5er 7ser döktürüyor. bunun eninde sonunda varacagi nokta tayibanokrasidir. sen istedigin kadar konus anlat adamin kafasi almiyor. dogal meyli neyeyse ona inaniyor. sen gerçegi anlatmaya çabaliyorsun o ötekinin ucuz masalina ragbet ediyor. sen kendi aklini kullan diyorsun o koyunlugu tercih ediyor. biri aydin temiz bir islam anlatmaya çabaliyor o fitne fesat dincinin sekilci karanlik dinini tercih ediyor. bizim halkimiz garip bir halk. belkide yeterince protein alamadigi için beyni gelismiyor o yüzden kolay kandiriliyor ve koyunluga meylediyor.

alamancı yazdı:sen istedigin kadar konus anlat adamin kafasi almiyor. dogal meyli neyeyse ona inaniyor.

alamancı olaya farklı bir açıdan yaklaşmışsın, doğru yönü var. Ben de fikrimi sunayım. Hem ayağını toprağına basaraktan, hem halkını bilinçlendirebilmen mümkündür. Halkın cahil kesimi ürkütücü bir çoğunluğa ve kör bir geleceğe yönlendirilmiş olabilir. Düşman Yunanlının saldırısı zamanında demir yolları paramparça ediliyor, su kuyuları körleniyor, köyler basılıyor, başlar kesiliyordu. Bunlar halki uyandırmıştı. Şimdi de köyler satılıyor, sular ve barajlardaki su satılıyor, bize Kızılırmaktan gelen su kakışlanıyor yada plastik su almaya mecbur bırakılıyor, Doğu'daki hayvancılık bitirilirken halk Çin yemeğine merak sarıyor, kimse Ramazan'daki bayram çadırlarının bile etlerinin "nereden" geldiğini sorgulamıyor sadece üzerinde "helal" yazıp yazmadığına yani hayvanın nasıl yaşatıldığına kimin olduğuna değil sadece nasıl öldürüldüğüne bakıyor, parçalanan demiryolları ile kurulan bozuk asfaltların ve trafik kazalarının belki çok zengin petrol yatakları üzerinde olup da üzerine GAP ile köy inşasına ileride bize sorun çıkarırlar diye izin verilmemesi üzerine en pahalı petrolü ithal ve vergi ile kullanıyor yani o dönemdeki herşeyle yine karşı karşıya gelip bu kez "uyanmıyor". Yani bir kısmının meyli ne olursa olsun, bence biz de burada aynı yanılgıya düşmemeliyiz: Halk arasında anlatılınca anlayacak, uyanacak insanlar hep vardır bunlardan umut kesmemeliyiz. Ben halkımı biliyorum, onlar böyle böyle kara cahildir, üreme dersin ürer, onla çalışma dersin çalışır şeklindeki "Tanzimat" kafamızdan hemen çıkmalıyız. Bu açıdan fikirlerine saygı duymakla beraber GöktürkMehmet'in dediklerine inanmanı canı gönülden istiyorum. Saygılarımla,

Doğal meyline kananın doğal çöküşe uğrayacağı aşikardır. Sen onun akıllı vatana millete toprağına köylü ve okumuşuna sahip çıkan çocuklarına ancak imkan sunmalı, 8 çocuğun 7'si babasından gördüğüne kanıp dağa mafyaya karışsa bile o 1 tanenin hakkında gelemeyeceği gerçeğine önce kendin de inanmalısın.

Turkiyede Dmokrasi islemez. Goruyoruz, gelindigi nokta demokrasi ve AB yolluyla gelinmistir. Demokrasi icin sunu soylerim ben:
1- Demokrasiyi bati icraat etmistir, bir arac olarak kullanir ve tehdit gordugu ulkelere Demokrasi altinda zayiflatir, istedigi oyunu oynar.
2- Demokrasinin islemesi icin Egitim ve Refah duzeyi cok yuksek olmali.

Bunun icin, Turkiyede bence puan sistemine gecilmeli. Secmen okudugu yil kadar secim puani verebilir. Ornegin:
Universite Mezunlari = 5 Puan
Yuksek okul mezunlari = 4 Puan
Lise Mezunu = 3 Puan
Okumamis (Ilk ve orta okul dahil) = 1 Puan

Turkiyede egitime agirlik verilmeli. 1950'lerden beri Egitim AB, ABD, NATO vs gibi organlar vasitasiyla yipratilmis durumundadir. Ozelikle dusunen, karar veren, degerlendirmeler yapan toplumu sinmislerdir.

Yukarida bahsettigim sistem ile halka okumasi icin tesvik ediyorsun. Hukumet universtite ogrencilere faissiz kredi saglamali ki Her Turk Genci okuyabilsin.

30 Sene sonra, dusunun bu Ulkenin halini????