Deniz Feneri'ne 'gizlilik' kararı

Genel & Güncel Konular

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Nis 30, 2009 8:50

'Fener'in soygun listesi!

Deniz Feneri’nde ikinci soruşturmayı yürüten Alman makamları, Türkiye’ye kaçan Bilgin’in bilgisayarında derneğin Türkiye’de yaptığı yardımların listesini buldu.

Almanya’nın Türkiye’den “adli yardım talebi”nde bulunduğu Deniz Feneri’nin ikinci dalgası kapsamında Ankara’ya gönderilen listede Frankfurt Mahkemesi’nin “asıl failler” olarak nitelendirdiği kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle birlikte tanınmayan isimler de bulunuyor.

Bu isimlerden birisi, 2005’ten bu yana Deniz Feneri e.V’nin muhasebesini kontrol eden isimlerden biri olan ve soruşturmayı duyunca Türkiye’ye kaçan Bedrettin Bülent Bilgin.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Aykut Küçükkaya'nın haberine göre Alman makamları Bilgin’in bilgisayarında Deniz Feneri e.V tarafından Türkiye’de yapılan yardımların listesini buldu.

Listede kuryelerin yer alması Frankfurt Savcılığı’nın özellikle “para hareketlerine” ulaşmak isteğini ortaya koyuyor.

Alman mahkemesinin Türkiye’deki asıl failler olarak gösterdiği isimler arasında Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Çelik, Kanal 7 Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Karahan, Kanal 7 yöneticisi Harun Kapıyoldaş ve RTÜK Başkanı Zahid Akman bulunuyor. Almanya’nın Deniz Feneri e.V vurgunu dosyası kapsamında haklarında soruşturma yürüttüğü isimler arasında kamuoyunun tanımadığı çok önemli isimler yer alıyor. Bu zanlıların Deniz Feneri dosyasıyla ilgisi özetle şöyle:

İzzet Kurum: Halen dava kapsamında hapis yatan Euro 7 Genel Müdürü ve Deniz Feneri e.V’nin kurucusu Mehmet Gürhan’ın kayınbiraderi. Türkiye’ye para akışında önemli kuryelerden biri olarak soruşturuluyor.

Şahin Küsmüş: Deniz Feneri e.V’ye akan bağış paralarıyla kurulan şirketlerde yöneticilik yapan isimlerden. Arabasının bagajında kaçak çalıştırılan kişilerin maaş listesi bulundu. Bir dönem Euro 7’nin genel müdürlüğünü yaptı.

Bedrettin Bülent Bilgin: 2005’ten bu yana Deniz Feneri’nin muhasebesini kontrol eden isimlerden. Almanya’daki dava sırasında Türkiye’ye kaçtı. Bağış belgeleri de hazırlayan bu ismin önemi Alman makamlarının bilgisiyarında yaptığı incelemeden geliyor. Bilgin’in bilgisayarında Deniz Feneri tarafından Türkiye’de yapılan yardımların listesi bulundu.

Hakkı Sadal: Mehmet Gürhan’ın dayısı. Türkiye’ye para akışını sağlayan en önemli kuryelerden biri olarak soruşturuluyor.

Mehmet Sıddık Balıkçı: Almanya’daki Deniz Feneri e.V’nin ikinci başkanlığını yaptı. Türkiye’deki asıl faillerin şirket ortağı.

Ahmet Coşar: 2006 yılının ortalarından itibaren Euro 7’de rejisör. Maaşını kaçak para olarak alıyor.

Orhan Durmaz: Euro 7 ve Deniz Feneri e.V’nin güvenlikten sorumlu idarecisi. Açıktan kaçak para veriliyor.

Gökhan Gürbüz: Euro 7 Pazarlama ve Reklam Müdürü. Deniz Feneri e.V’nin gayri resmi muhasebesini bilen isimlerden. 22 Kasım 2006 tarihinde, RTÜK Başkanı Akman’ın Almanya ziyaretinde otel rezervasyonunu yapan isim.

Seyyar Kutun: Euro 7’de teknik direktör. Deniz Feneri e.V’nin Başkanı Mehmet Taşkan’dan Türkiye’de daire almak için kredi verildi. Aldığı maaş ve “ne kadar kaçak para aldığı” meçhul.

Ümit Yaşar Sincanoğlu: Dernek üyesi ve derneğe akan paralarla kurulan şirketin idarecisi.

Erhan Yatar: Deniz Feneri e.V’nin fiili muhasebesini yapan ilk isim olarak soruşturuluyor.

Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 03, 2009 12:21

'Fenerciler' sırra kadem bastı!

Alman yargı makamlarının ‘basın’ dediği şirketlerin yerinde şimdi yeller esiyor!

Deniz Feneri e.V davası kapsamında Alman savcı, 20 Ocak 2009 tarihinde Türkiye’deki 12 şirketin Türk makamlarınca basılması talebinde bulundu. Bu talebin üzerinden 3 aydan fazla süre geçti, ancak Türkiye’de herhangi bir işlem yapılmadı. Alman savcının adreslerini verdiği şirketlerin hiçbiri yerinde değil!

17 Eylül 2008 tarihinde Alman hakim Deniz Feneri davasını sonuçlandırdı ve kararında ’esas failler Türkiye’de’açıklaması yaptı. Ancak aradan 8 ay geçmesine rağmen Türkiye’de bir arpa boyu bile yol kat edilemedi . Bu sırada Almanya’da davanın ikinci dalgası başladı. Alman yetkililer Türkiye’den de yardım istedi. 20 Ocak 2009 tarihinde “9409AR 2622202/08” dosya numarası ile Türkiye’ye gönderilen 84 sayfalık ’uluslararası adli yardım talebi’nde, Türk yetkililerden Deniz Feneri e. V’nin Türkiye bağlantılarıyla ilgili araştırma yapması istendi.

16.9 milyon euro Türkiye’ye gitti

Vatan Gazetesi'nden Öge DEMİRKAN'ın haberine göre; Almanya’da bağış olarak toplanan paralardan 16.9 milyonunun Türkiye’ye gönderildiğini tespit eden Alman savcılar, bu paraları sorunca dernek Türkiye’deki 12 şirketin adını, adresini verip bu şirketlerden yardım malzemesi satın aldıklarını öne sürmüş, faturalarla da bu savlarını kanıtlamaya çalışmışlardı. Bu iddiaları inandırıcı bulmayan Alman yetkililer 20 Ocak 2009’da Türkiye’den bu şirketlere baskın düzenlenerek elde edilen belgelerin kendileriyle paylaşılmasını talep etti. Ancak aradan 3 ay 10 gün geçmesine rağmen, Türk yetkililer 12 şirket hakkında bir işlem yapmadı.


329 ton salça ve peynir alınan Martemsan sırra kadem bastı!

ŞİRKET ADI: Martemsan

İDDİANAMEDE YAZAN: Deniz Feneri e.V, 16.9 milyon euro’nun bir kısmıyla Martemsa adlı şirketten yardım eşyası alındığını iddia etmişti. Ancak Alman savcılar bu iddiaları inandırıcı bulmadı. Gerekçeleri ise şöyleydi:

“Faturalardaki eşya miktarı 329 ton olarak verilmekte ve bu eşyalar 17 gün içinde 6 kez teslim edilmiş. 2007 yılından evvel Türkiye’de kamyonların yükleri toplam olarak 40 tondan fazla olamıyordu. Her kamyonda 30 ton nakledildiği kabul edilecek olursa, bu eşyalar için 11 kamyon yükünün gerekli olmuş olduğu ortaya çıkar. Sadece 20 Mart 2003 tarihinde 140 ton salça, çay, zeytinyağı gibi yiyecek maddesi alınmış, bu da 4 kamyon yükü demektir. 10 tonu da, bozulabilen ve soğuk hava depolarında nakliyatı gerektiren beyaz peynirmiş. Salça, çay ve zeytin yağı ihtiyacının, pirinç ve mercimek kadar büyük olması düşündürücüdür. Bu eşyaların Martemsa firması tarafından verilmiş olabileceği şüphelidir.

Firmanın hacminin ne olduğu konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Mevcut evraklardan da herhangi bir nakliyat şirketinin bu nakliye işleriyle görevlendirildiği ortaya çık mamaktadır . Bütün faturalar ve keş makbuzlarda, Süleymaniye Mahallesi’nin Muhtarı Cuma Karadağ’ın mührü vardır.

Bu mührün anlamı bir türlü anlaşılamamaktadır. Bu, bir nevi ” Teslim alındı belgesi “ ( Empfangsbe - scheinigung ) olsaydı, teslim edilen gıda maddeleri için olurdu ve konşimentoya geçirilirdi. Velev ki gıda maddesini aynı kişi sipariş etmiş olsun, böyle bir durumda fatura üzerinde olurdu. Bir muhtarın bu kadar gıda maddesini, hele 10 ton bozulabilir ve soğuk hava deposunda bekletilmesi gerekli olan beyaz peyniri, sipariş etmiş olabileceği olası düşünülmemekte.

Muhtar: Ben bir kutu salça bile görmedim

Makbuzlarda mührü olan İstanbul Eminönü’ndeki Süleymaniye Mahallesinin Muhtarı Cuma Karadağ’ı VATAN 9 Eylül 2008’de bulup yardımları sormuştu.

Muhtar Karadağ’ın hiçbir şeyden haberi yoktu: “Akıl almaz bir sahtekarlık. Büyük bir şok yaşadım. Ne 2003 yılında ne de herhangi bir tarihte Almanya’daki Deniz Feneri’nden muhtarlığımıza bağış yapılmamıştır. 140 ton gıda yardımını ben ne yapacağım ki. Benim o tarihte 80 hanem vardı. Bu 80 hanede 1500 kişi oturuyor. 140 ton gıdayı alıp da ne yapacağım ben. İnanılmaz bir sahtekarlık bu. Benim mührümü makbuzlarına nasıl bastıklarını hiç anlayamadım.”

ALMAN SAVCININ BİLDİRDİĞİ ADRES: Martemsan Gıda Temizlik LTD ŞTİ, Seyrantepe İ. Karaoğlanoğlu Cad. İspar İşmerkezi No: 322

SON DURUM: Martemsan şirketi, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre 27 Ocak 1997 yılında 5 bin TL sermaye ile kurulmuş. Gökmen Aşçı ve Serdar Çelik ortakları. İTO kayıtlarına göre şirket hala faal. Ancak adresine gidildiğinde İspar İş Merkezi’nin 322 nolu bürosunda BAF İnşaat Harita LTD ŞTİ faaliyet gösteriyor.


Deniz Feneri e.V’den Türkiye’ye giden para: 16.9 milyon euro

1- Deniz Feneri Derneği’ne 8 milyon euro

2- Şirketlere 5.3 milyon euro:

* Weiss GmbH: 1.8 mil yon euro

* Beyaz Holding: 1.5 milyon euro

* Euro 7: 500 bin euro

* Haliç Deniz Ltd: 400 bin euro

* Atlas GmbH: 289 bin euro

* ASS-Plan: 225 bin euro

* Yurt haber Ajansı: 135 bin euro

3- İzine rastlanamayan para: 3.6 milyon euro.


Derneğin yoksullara ‘Prada kot aldığı’ Aktif taşınmış!

ŞİRKET ADI: Aktif Barter A.Ş.

İDDİANAMEDE YAZAN: Sanıkların bazıları bu şirketin ortakları arasında. Kurucuları Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Aykut Zahid Akman. Deniz Feneri e.V, Alman savcılar Türkiye’ye gönderilen 16.9 milyon euro’nun nereye harcandığını sorduğunda, önemli bir kısmıyla Aktif Barter’dan yoksullar yardım eşyaları aldıklarını söylemiş ve naylon faturaları göstermişti. Faturaların tümü, Frankfurt Deniz Feneri e.V. adına kesilmiş. Konşimentonun üzerinde ise yardım mahiyetli olduğu son derece şüpheli tanınmış marka ürünleri var. Örneğin Prada- Jeans gibi!

ALMAN SAVCININ BİLDİRDİĞİ ADRES: Nişanca Mahallesi, Eyüp Bulvarı No:40 Eyüp-İstanbul

SON DURUM: 7 Şubat 2008 tarihinde şirketin adresi değişti ve Eyüp Kar İş Merkezi Defterdar Mahallesi Ortakçılar Caddesi No: 80/53 adresine taşındı. Bu taşınma ile Aktif Barter, Deniz Feneri e.V davasında yöneticilerinin adı sıkça geçen Kanal 7 ile komşu oldu.


Salçacıyla aynı faturaları kesen Birlik ortada yok

ŞİRKET ADI: Birlik Tekstil İş Makineleri

İDDİANAMADE YAZAN: Deniz Feneri e.V’nin yoksullara dağıtmak üzere yardım eşyası satın aldığını söylediği şirketlerden biri de Birlik tekstil A.Ş... Ancak Alman savcılar bu şirketten kesilen faturaları son derece şüpheli buldu. Gerekçe ise şu: ” Tonlarca gıda maddesinin alındığı söylenen Martemsan ile Birlik firmalarının yerleri İstanbul’da birbirine çok uzak olmasına rağmen, faturaların çok büyük bir ihtimalle aynı daktilo ile yazılmış olması dikkat çekici. Faturalarda bilhassa yazının alt kısmının bazı yerlerinde eksik olması ve renginin gittikçe açıklaşması, çeşitli firmalara ait faturaların aynı makinede yazılmış olması zannını uyandırmaktadır.

ALMAN SAVCININ BİLDİRDİĞİ ADRES: Telsiz mahallesi 83. Sokak No: 42/A-Zeytinburnu...

SON DURUM: Ne Ticaret Sicil Gazetesi’nde ne de İTO kayıtlarında böyle bir şirket kayıtlı. Söz konusu adrese gittiğimizde ise böyle bir şirket bulamadık. Söz konusu adresteki apartman sakinleriyle yaptığımız görüşmede böyle bir şirketi hatırlayan çıkmadı.


Koskoca gemiyi satan Haliç, kayıplara karıştı

ŞİRKET ADI: Haliç Deniz Taşımacılığı ve Turizm LTD. ŞTİ

İDDİANAMEDE YAZAN: “ Baltic Kristina ’adını taşıyan ve Letonya’da demirlemiş bir gemi, Deniz Feneri e.V’nin parasıyla satın alındı. Resmi muhasebeye, geminin satın alınması için 1 milyon euro kredi alındığı ve geri kalan paranın da sanki Türkiye’den gelmiş şeklinde gösterildi. Kredi, Frankfurt VakıfBank’tan EURO 7’nin hesabına geçirildikten sonra, iki kez ve her defasında 200 bin euro, Türkiye’de yeni kurulan ” Haliç Deniz Taşımacılık ve Turizm Ltd. “ şirketine havale edildi.

ALMAN SAVCININ BİLDİRDİĞİ ADRES: Eyüp Bulvarı No: 40. Eyüp-İstanbul

SON DURUM: Haliç Denizcilik, Mehmet Gürhan’ın Almanya’da hapishanedeyken hisselerini sahte belge ile Zekeriya Karaman’a devretmesiyle gündeme gelmişti. 2 katlı binada daha önce Aktif Barter da faaliyet gösteriyordu ancak şimdi bina bomboş.


Sanıkların ortağı olduğu Beyaz, farklı adreste

ŞİRKET ADI: Beyaz Holding

İDDİANAMEYEDE YAZAN: Davada yargılanan Mehmet Gürhan ile İsmail Karahan’ın, yine davada sıkça adı geçen ve Türkiye sorumluları olarak gösterilen Zekeriya Karaman’la ortak olduğu Beyaz Holding, yardım paralarının Türkiye’ye aktarılmasında en önemli aktörlerden biri olarak gösteriliyor. Şirketin diğer iki ortağı ise RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Mustafa Çelik. İddianamede yine aynı 5 isim tarafından lmanya’da kurulan Weiss (Almanca’da beyaz) GmbH şirketinin sermayesinin 2003 yılında yardım paralarıyla 500 bin euro artırıldığı öne sürülüyor.

ALMAN SAVCININ BİLDİRDİĞİ ADRES: Eyüp Bulvarı No: 40. Eyüp- İstanbul

SON DURUM: Alman savcının bildirdiği bilgiye göre adres Beyaz Holding; Aktif Barter, Haliç Denizcilik ile aynı yerde faaliyet gösteriyor. Ancak Ticaret Sicil Gazetesi’nde bilgiye göre 5 Mart 2009 tarihinde Beyaz Holding buradan taşınarak Fatih Halıcılar Caddesi No:100 adresine taşındı.


Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 03, 2009 12:24

Almanya 'Fener'i bırakmıyor

Frankfurt Savcılığı, ifade ve baskınlara katılmak istediğini resmen açıkladı.

Deniz Feneri e.V. soruşturmasıyla ilgili olarak Türkiye’de bulunan zanlıların parmak izlerini ve fotoğraflarını talep eden Frankfurt Savcılığı, adli yardımlaşma talebiyle Türkiye’deki ifade ve baskınlara katılmak istediklerini de resmen açıkladı

Deniz Feneri e.V. soruşturmasıyla ilgili Türkiye’de bulunan zanlılarının parmak izlerini ve fotoğraflarını talep eden Frankfurt Savcılığı Ankara’ya “soruşturmayı birlikte yürütme” talebini iletti. Savcılık, bunun mümkün olmaması halinde bir soru kataloğu gönderilebileceğini de bildirdi.

Milliyet Gazetesi'nden Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre Frankfurt Savcılığı’nın Türkiye’ye gönderdiği adli yardımlaşma dosyasında, zanlıların Türkiye’de devlet görevinde olup olmadıkları sorulurken, siyasi ve dini faaliyetlerinin sorulması da dikkat çekici bulundu.

İlk kez Milliyet’in ele geçirerek yayımladığı adli talep dosyasında, başta 16 zanlının ifadesinin alınması, baskınlarla elde edilecek bulguların yanı sıra adli sabıka kayıtları ve diğer istihbari bilgilerin paylaşımı, ayrıca “zanlıların ceza usulüne göre muameleye tabi tutulması” talebi Ankara’ya iletildi.

‘Sorgulara biz de katılalım’

Daha önce Türk adli makamlarıyla işbirliğine açık olduklarını açıklayan Alman merciler, adli yardımlaşma talebiyle Türkiye’deki ifade ve baskınlara katılmak istediklerini de resmen açıkladı. Almanya’da halen devam eden süreci yürüten Savcı Kerstin Lotz, Mali Başkomiser Alexander Böhm ve hükümet temsilcisi Tanja Jakob’dan oluşan 3 kişilik ekibin, Türkiye’de yapılacak hukuki işlemlere dahil edilmesi ve sorgu yapmalarına izin verilmesi istendi.

Yardımlaşma talebinde “Hazırlanan soru kataloğundan zanlılara ve şahitlere soru sormalarına izin verilmesi, bahis konusu hukuki işlemlere dahil edilmek mümkün değilse, durumun bildirilmesi rica edilir. Böyle bir durumda ifadelerin alınması için bir soru kataloğu gönderilebilir” denildi.

RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu üyeleri, daha önce sık sık geldikleri Almanya’ya, Alman polisinin Deniz Feneri e.V. merkezine 25 Nisan 2007’de yaptığı baskından sonra hiç gelmedi.

Davanın sonuçlanmasının ardından, aralarında Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da bulunduğu 16 zanlı hakkında kapsamlı bilgi talep eden Frankfurt Savcılığı da, “Meslek edinilmiş şekilde dolandırıcılık yapmak”tan yürütülen soruşturmada adli yardımlaşma talebinde bulundu.
Türkiye’ye gönderilen yazıda, Akman’ın yanı sıra Deniz Feneri e.V. hükümlüsü Mehmet Gürhan, Kanal 7 Maliye Müdürü Harun Kapıyoldaş, Kanal 7 ve Atlas Pazarlama Müdürü İsmail Karahan, Yeni Dünya İletişim AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve Gürhan’ın kayınbiraderi İzzet Kurum’un ikametlerinin güncelliği, adli sabıka kayıtlarının bulunup bulunmadığı ve halen haklarında yürütülen soruşturma olup olmadığı bilgisi istendi.

Zanlıların devlet görevlerinde olup olmadığı yönünde de bilgi talep edilen yazıda, şirket ve akrabalık bağlarına yönelik bilgiler de istendi.

‘Gönderilen paralar nerede?’

Almanya’daki dava sırasında hükümlü ve tanıkların “Karaman’a iletilmek üzere İstanbul’a birçok kez nakit para gönderildiği ve bunların Kanal 7 binasında Hakkı Sadal tarafından teslim alındığı” yönündeki ifadeleri de adli yardım talebine girdi. Davada ortaya çıkan para trafiğinin izini süren Frankfurt Savcılığı, Türkiye’den paranın akıbetini sordu. Adli yardımlaşma talebinde, nakit paranın akıbetinin saptanması için Sadal’ın ifadesinin alınması talep edildi.

Almanya’daki yargılamada Deniz Feneri e.V. derneğince en az 42 milyon euro’nun toplanarak amaç dışı kullanıldığı, bu rakamın 7 milyondan fazlasının Türkiye Deniz Feneri’ne havale edildiği saptanmıştı.

Ev ve işyeri aranabilir

Hakkında soruşturma açılması, yasa değişikliğiyle “Başbakanlık izni”ne bağlanan RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın ifadesi alınabilecek. Akman’a yönelik suçlamaların RTÜK’teki göreviyle ilgili olmaması ve RTÜK başkanlığı öncesi dönemi ilgilendirmesi nedeniyle, Ankara Başsavcılığı’nın talebi halinde, Akman’ın ifadesinin alınması, ev ve işyerinin aranması mümkün olabilecek. Akman hakkında ayrıca, Frankfurt’ta üyelerini dolandıran OFWG e.G adlı bir kooperatifteki yöneticiliği dolayısıyla soruşturma yürütülüyor.

Dosyadaki 1 haftalık gecikme ne getirecek?

Almanya’da kurulan Deniz Feneri e.V. derneği ile ilgili başlattığı ikinci soruşturma kapsamında Türkiye’den adli yardım talebinde bulunan Frankfurt Savcılığı’nın isteklerinin büyük bölümünün “karartılabilir nitelikteki delillerden oluştuğu” iddiaları gündeme geldi. Hukukçular, dosyanın Adalet Bakanlığı’nda 1 hafta bekletilmesini doğru bulmazken, yapılacak aramalarda bu belgelerin hiç ele geçirilemeyebileceğini söyledi.

Frankfurt Savcılığı, Türkiye’den, Deniz Feneri e.V.’ye yapılan bağışların Türkiye’ye aktarıldığını belirterek, Almanya’da farklı şirketler kurulması için kullanıldığını kanıtlayabilecek aramalar yapılmasını, bulunan mukavele, sipariş, teslimat belgelerinin, faturaların ve lojistik sözleşmelerin gönderilmesini istedi. Alman savcılığının gönderdiği adli yardım dosyası, geçen hafta cuma günü saat 11.15’te Adalet Bakanlığı’na ulaştı. Ancak tercümesiyle birlikte gelen 84 sayfalık dosyayla ilgili bakanlık incelemesi 1 hafta sürdü. Dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na perşembe günü saat 18.00 sıralarında iletildi.

Adli yardım talebinde, Deniz Feneri e.V’ye yapılan 41 milyon euro’luk bağıştan 14.5 milyon euro’luk bölümün amaca aykırı kullanıldığı, 16.5 milyon euro’luk bölümünün Mehmet Gürhan tarafından nakit olarak Türkiye’ye götürüldüğü anlatıldı. Talep yazısında, isim ve adresler ayrıntılarıyla sıralanarak, söz konusu belgelerin büyük önem taşıdığı vurgulandı. Ayrıca bu belgelere ulaşılması için gerekirse arama yapılabilmesine yönelik kararlar da Ankara’ya gönderildi.

‘Belgenin önemine göre değişir’

Ancak dosyanın Adalet Bakanlığı’nda bir hafta bekletilmesi hukukçular tarafından “hedefte olduğunu bilen isimlere ciddi zaman kazandırdığı” şeklinde yorumlandı. Prof. Dr. Köksal Bayraktar “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116. ve 118. maddelerinde aramayla ilgili makul şüphe ve gecikmezlik kuralı vardır. Bu gecikmezlik kuralının geçerli olması lazım. Çünkü arama istisnai bir tedbirdir. Zamanın geçirilmemesi gerekir” dedi. Bayraktar şunları söyledi:

“Almanya, soruşturma kapsamında sadece ifade alınmasını değil, belirli evrak ya da eşyaları da istiyor. Bu durumda, yapılacak aramalar ile ilgili olarak makul şüphe ve gecikmezlik kuralı vardır. Arama istisnai bir tedbirdir, zaman geçirilmemesi lazım.

1 haftalık sürenin geç ya da erken olduğu aranacak belgenin özelliğine ve önemine göre değişir. Şayet belge çok önemliyse ve mutlaka elde edilmesi gereken bir belgeyse, gecikmiş sayılabilir. Uluslararası bir olay olduğu düşünüldüğünde, bir gecikme olgusu ortaya çıkıyor.”

‘Delil karartma’ soruşturması

Milliyet’e açıklama yapan Prof. Dr. Osman Doğru da, bir haftalık süreden sonra arama sonucu belgelere ulaşılamamasının sorun olabileceğini vurguladı. Doğru, “Bürokratik işlemler bir ay da sürebilir. Ancak sonuç alıcı işlemler önemli. Ayrıca bu sürede soruşturmanın gizli tutulması gerek. Önemli olan Almanya’nın istediklerini yapmak değil, etkili sonuç almak. Bu sonuç alınamaz, belgeler bulunamazsa, delil karartma soruşturması da yürütülebilir” dedi.


Kaynak
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen sessiz sedasız » Prş May 21, 2009 20:43

Deniz Feneri Davası'nda tercüme tamam

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, Almanya'daki Deniz Feneri e.V Davası'na ilişkin Almanya'dan gelen dosyanın çevirisinin tamamlandığını bildirdi. Boyrazoğlu, eksik gönderilen ve tercüme sonrasında delil olduğu anlaşılan belge ve bilgilerin gönderilmesi için Almanya'dan yeniden adli yardım talebinde bulunulacağını açıkladı.

Adli yardım yoluyla istenen belge ve bilgilerin bir kısmının gönderilmediğini belirten Boyrazoğlu, ''Eksik gönderilen ve tercüme sonrasında delil olduğu anlaşılan belge ve bilgilerin gönderilmesi için Almanya'dan yeniden adli yardım talebinde bulunulacaktır'' dedi.

''Soruşturma neyi gerektiriyorsa oraya kadar gideceğiz'' diyen Boyrazoğlu, dosyanın çevirisinin bir suretinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderileceğini bildirdi.


Kaynak
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen türkpaşaoğlu » Prş May 21, 2009 21:42

bunlarda daha ne fenerler var..?
Kullanıcı küçük betizi
türkpaşaoğlu
Üye
Üye
 
İletiler: 96
Kayıt: Çrş Nis 22, 2009 11:53

İletigönderen alpbilgekagan » Prş May 21, 2009 23:05

Şu ismi hala öğrenemedik! Deniz feneri değil KERİZ FENERİ...
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur. (1923)

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
alpbilgekagan
Üye
Üye
 
İletiler: 81
Kayıt: Pzr Mar 16, 2008 17:22
Konum: Gaziantep

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x