Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Ağu 22, 2010 3:53

Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

Hanefi Avcı’nın kaleme aldığı, “Haliç’de Yaşayan Simonlar” isimli kitabını okumaya başlamadan önce merak edip konuları taradım, akabinde satır satır okumaya başladım.

İtiraf ediyorum son dönemde hiç bir kitabı bu kadar dikkat ve heyecanla okumuyorum.

Niçin mi?

Yazan isim çok önemli de ondan!

Hayır yazmak Hanefi Avcı için iş değil!

Tersine o bu işi vicdanına, ülkesine ve tarihe sorumluluk adına yaptı!

Dahası, başına gelebilecekleri de tahmin ederek yazdığını söylüyor!

Hanefi Avcı çok önemli biri çünkü o Emniyet camiasında dürüstlüğü ve adaleti ile nam salmış gerçek bir vatansever!.

Hiçbir gurubun, partinin, ideolojinin adamı değil, sadece devletinin ve yasaların emrinde! Hatırlayın yakın geçmişte de CHP’li Edirne Belediye Başkanının üstüne gitmişti.

Bazı Emniyet Müdürleri misali hanları-hamamları yoktur, her yaz sonu köyden gelen bulgur ve tarhana ile eksiğini tamamlar.

En önemlisi Hanefi Avcı yakın geçmişte Emniyet İstihbaratının Merkezi ile İstanbul istihbaratında yetkili sıfatı ile bulunmuş biri!

Ve ondan da önemlisi bugün hâlâ görevde yani Eskişehir gibi önemli ilde Emniyet Müdürlüğü yapıyor yani kızağa çekildiği için çamur atıyor değildir!

Dolayısı ile böyle birinin kitapdaki iddiaları dillendirmesi aslında onun çığlık atması ve devlet ile millet için imdat istemesidir!

Hayır yazdıkları roman ya da dedikodular demeti değil, bire bir yaşadıkları ve gördükleridir!

Devlete sızan unsurları ve dinci yapılanmayı bütün ayrıntıları ile ortaya koyuyor!

Açık ve net olarak devletin başka iradeler tarafından yönlendirildiğini kanıtlıyor!

Somut olarak AKP’nin gözetiminde devletin içinde derin bir yapılanma olduğunu ve bunun kullanılarak muhalif olanların tasfiye edildiğini anlatıyor.

Danıştay cinayetinin Ergenekon’a bağlanmasından diğer bilinen pek çok güncel hadiselere kadar her yerde deliller yerine peşin hüküm ve siyasi projelerin belirleyeci olduğunu aktarıyor.

Kanunsuz olarak yapılan dinlemelerle üretilen sahte belgeleri açıklıyor.

Kısacası kitap kanun ve vicdan tanımayan bir zihniyeti her şeyi ile teşhir ediyor!

Tam bu noktada söyliyeceğimiz şudur:

Bu bilgileri aktaran ismin kimliğinden hareketle savcıların ama özellikle de Yargıtay Başsavcısının hemen harekete geçmesi gerekiyor!

Bu kitap AKP’yi değil bir, bin kere kapattırır!

Kuşkusuz kapatma davasının açılması referandum oylamasından önce olamaz zira bildiğimiz AKP’nin bunu ters-yüz edip istismar edeceği aşikardır.

Ancak sandıkların kapandığı saatte yani 12 Eylül’ün akşam 5’inde AKP’ye kapatma davasının açıldığı ilan edilebilir ve bence edilmelidir.

NOT: Göreceksiniz yandaş medya şimdi Hanefi Avcı için akıl almaz iftiralarla karalama kampanyalarını başlatıp ona hücum edecekler. Ama nafile, ne yaparlarsa yapsınlar hiç biri sinek vızıltısı bile olamaz!

***

İşte evetçiler,
işte hayırcılar!


Türkiyeliyim diyenler: Evet.

Türküm diyenler: Hayır.

- İbrahimi dinindenim diyenler: Evet.

- Muhammed(sav)’in dinindenin diyenler: Hayır.

- ABD ve AB : Evet

- Anti Emperyalistim diyenler: Hayır.

- Sevr’ciler: Evet.

- Lozancılar: Hayır.

- Federasyoncular: Evet.

- Üniterlik yanlıları: Hayır.

- Gayrı milliciler: Evet.

- Milliciler: Hayır.

- Kak Mesut (Barzani): Evet

- Şehit Aileleri: Hayır

- PKK: Evet.

- Mehmetcik: Hayır.

- Keşiş Bartholomeos: Evet.

- Türk tarihi: Hayır.

- Bilderbergciler: Evet.

- Türk Milliyetçileri-Ulusal cıları: Hayır.

- Dönmeler: Evet.

- Ülkücüler: Hayır

- Dinciler: Evet

- Dindarlar: Hayır.

- Mağrurlar: Evet.

- Mağdurlar: Hayır.

- MÜSİAD: Evet

- Bakkallar Federasyonu: Hayır.

-Sezen Aksu: Evet

-Kadir İnanır: Hayır.

-Nihat Doğan: Evet.

-Tarık Akan: Hayır.

-Ahu Tuğba: Evet.

-Nasuh Mahruki: Hayır.

-Ferit Şahenk: Evet.

-Prof. Dr. Haydar Baş: Hayır.

-Abdullah Gül: Evet.

-Süleyman Demirel: Hayır.

-Hasan Celal Güzel: Evet.

-Ahmet Necdet Sezer: Hayır.

-Hilmi Özkök: Evet.

-Hüseyin Kıvrıkoğlu: Hayır.

-Yaşar Büyükanıt: Evet.

-İlker Başbuğ: Hayır.

-Aziz Yıldırım: Evet,

-Adnan Polat: Hayır.

-Rantiyeciler: Evet.

-İşsizler: Hayır.

-ÇokUuluslu Şirketlerin temsilcileri: Evet.

-İflas eden esnaf: Hayır.

-Büyük Market sahipleri: Evet.

-Mahalle Bakkalları: Hayır.

-Gemi sahipleri: Evet.

-Kayıkçı ve kürekçiler: Hayır.

-Pırlanta Mağazası olanlar: Evet.

-Babasından sigara parası isteyen işsiz Üniversite mezunları: Hayır.


Sabahattin ÖNKİBAR, 22 Ağustos 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Ağu 22, 2010 19:40

AMAN DOKUNMAYIN CEMAAT ÇARPAR

Hanefi Avcı’nın “Haliç’te yaşayan Simonlar” kitabı piyasaya çıkar çıkmaz iki günde tükendi. Bırakın içeriğini, bu satış patlaması bile haberdi. Ama kendisine “özgür medya” adını yakıştıran ve genel olarak “merkez medya” diye bilinen gazeteler nedense iki gündür bu kitaptan söz etme “özgürlüğünü” kullanamıyorlar!

“Özgür Medya”nın hangi gazetelerinin kitabı nasıl “haber yapamadığını” daha önceki bir yazımızda eleştirmiştik (İlgili haberimiz için tıklayınız...)

İki gündür aynı gazetelerin köşe yazarlarına da sanki “Avcı yasağı” konmuş gibi bir durum var.

Hürriyet görevi Ahmet Hakan’a verdi. Hürriyet’te kitabı Oktay Ekşi ile Ahmet Hakan’dan başka gören köşe yazarı olmadı. Başyazar Oktay Ekşi bugünkü yazısının sonuna şu notu eklemekle yetindi: “Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” isimli kitabını okumasını herkese tavsiye ediyorum. O.E.”

Ahmet Hakan ise 597 sayfalık kitabı nasıl okuduysa, her tarafı delil ve belge dolu olan kitapta “Somut tek bir suçlama, tek bir delil, tek bir kanıt, tek bir isim” bulamamıştı! Onunla ilgili yazıyı arkadaşımız Mümtaz İdil yazdığından üstünde durmuyoruz. (İlgili yazı için tıklayınız...)

Doğan grubuna tiraj sırasıyla devam edecek olursak, Milliyet’te kitaba değinen tek yazar Melih Aşık olmuştu. O da bugünkü yazısının sonunda iki satır. Usta yazar grupta uygulanan “Avcı yasağı”nı anlaşılan ancak bu kadar delebilmişti.

Vatan’da dün uygulanan sessizlik bugün de köşe yazarlarına sirayet etmişti, kitabı yazan olmadı. Sadece Hanefi Avcıyla bir telefon röportajı yapılmış, ona da birinci sayfada yer verilmemişti. Buna karşın internet sitesine “Hanefi Avcı’ya ‘cemaat’ tepkisi” başlıklı bir haber konmuştu. Vatan internet sitesi, Hüseyin Gülerce’nin bir iftar yemeğinde “Hanefi beye yazdıkları yakışmadı” demesini haber yapmıştı!

İSMET BERKAN ŞAŞIRTTI

Radikal'de ise İsmet Berkan ve Haluk Şahin bugünkü yazılarını Hanefi Avcı’nın kitabına ayırmışlardı. İsmet Berkan’ın Doğan grubunda bu konuyu yazan ender kalemlerden biri olmasının Radikal’de yakında yapılacağı söylenen yönetim değişikliğiyle ilgisi var mıydı bilmiyoruz. Nedeni ne olursa olsun “Avcı’yı itibarsızlaştırmak için girişilen faaliyetleri” eleştirmesi olumluydu. Ancak yazısının bir bölümü eksik bilgiye dayanıyordu: Berkan, bir dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve Ankara İstihbarat Şube Müdürü Osman Ak’ın yürüttükleri “cemaat soruşturmasının” Hanefi Avcı ve Sabri Uzun tarafından engellendiğini yazmıştı ama kitapta bu konuya da değinildiğini görmemişti. Avcı’nın kitabının 421. sayfasında Cevdet Saral ile Osman Ak’ın emniyette cemaat örgütlenmesiyle ilgili raporlarının aslında Ankara ekibinin İstanbul’a gitme harekatının bir parçası olduğu yazıyordu. Bu niyeti deşifre ettikleri için de Sabri Uzun’un “Fethullahçıların hamisi” olmakla suçlandığını söylüyordu. Umarız Sayın Berkan kitabı daha dikkatli okur da bu eksiklerini tamamlar.

Haluk Şahin ise kitapla ilgili “Düdük Sesi” başlıklı güzel yazısını şöyle bitiriyordu: “Bu örnekten yola çıkarak başkalarının da yazı masasına yöneldiğini görür gibi oluyorum. Düdük sesleri artabilir.”

AKŞAM’DA AVCI YOK, ORAKOĞLU VAR!

Akşam köşe yazarlarından dün sadece Serdar Akinan Avcı’nın kitabını yazmıştı. Bugünse bir tek Özlem Çelik konuya girebilmişti. Ama o da kendi düşüncelerini yazacağına, bir zamanların Emniyet İstihbarat Dairesi başkanı Bülent Orakoğlu'nu konuşturmuş ve onun “Kitap siyaset kokuyor” sözünü başlık yapmıştı. Odatv’de özellikle Ergenekon olayının başlangıç bilgileriyle ilgili yazılarından alıntılar yaptığımız Özlem Çelik’e köşesinde Orakoğlu’nun Avcı’yı tek taraflı olarak suçlamasına olanak sağlamasını yakıştıramadık. Oysa Hanefi Avcı kitabının çeşitli yerlerinde Orakoğlu ile ilgili önemli bilgiler veriyordu. Özellikle ünlü Sarmusak davasında eline geçen belgeleri Orakoğlu’na verdiğini, bugün değerlendirdiğinde o belgelerin ordu içindeki cemaat yapılanmasından sızdırıldığını anladığını yazıyordu (s.410). Güncel olarak da Ergenekon davasının PKK, Hizbullah ve Dev-Sol gibi örgütlerle ilişkilendirilmesinin ciddiyetsiz dayanaklarından birinin de Orakoğlu’nun tanık ifadesi olduğunu söylüyordu (s.539). Biz Özlem Çelik’ten Orakoğlu’na en azından bu iddiaları sormasını beklerdik. Neyse hiç değilse bu yazı sayesinde Orakoğlu’nun “Ergenekon'un global ayağı” ile ilgili bir kitap yazdığını öğrenmiş bulunuyoruz!

VE ÖZGÜR OLMAYAN (!) MEDYA

Bu saydıklarımızın dışında öyle “özgür” olma gibi cafcaflı iddiaları bulunmayan üç gazete, Sözcü, Cumhuriyet ve Yeniçağ ise Hanefi Avcı’nın kitabına iki gündür gereken önemi veriyor, birinci sayfalarından ve manşetten görüyorlar. Sözcü’de Necati Doğru, Cumhuriyet’te Emre Kongar ve Orhan Bursalı, Yeniçağ’da Sabahattin Önkibar köşe yazılarını Hanefi Avcı’nın kitabına ayırdılar.

“Özgür Medya”nın yarın da takipçisi olacağız, yasağı delecek yeni kalemlerin çıkması dileğiyle.


Odatv.com, 22 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Ağu 22, 2010 19:50

HANEFİ AVCI MÜTHİŞ BİR BELGE AÇIKLADI

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabıyla gündeme getirdiği belgeler acaba doğru mu, gerçek mi?

Odatv bu soruyu sorar…

Çünkü Fethullah Gülen, Avcı’nın iddia, bilgi ve belgelerinin “Tamamen hayali ve asılsız” olduğunu söylüyor.

****

Tabi en sağlıklı sonuç Hanefi Avcı hakkındaki soruşturmada ortaya çıkacak.

Soruşturmayla görevlendirilen iki Mülkiye, bir de polis müfettişi – etkiden uzak çalışabilirse – Avcı’ya özellikle bir belge hakkında çok sayıda soru soracaktır.

O belge cemaatin polis içindeki illegal yapılanması ve faaliyetlerinin kanıtını oluşturuyor.

Bu belge doğruysa, cemaatin hile – tuzak gibi yöntemler kullanarak hakim - savcı gibi pek çok kamu görevlisine şantaj yaptığı, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda sahte kanıtlar ürettiği gibi iddialar açıklık kazanacak.

İşte o kritik belge ve bu belgenin çarpıcı analizi.

****

Belgenin A kodlu başlığı şöyle:

“Ömer Bey tarafından görevlendirilen şahısların hem kendilerini hem de sorumluluklarını üstlendikleri arkadaşları ve birimleri deşifre etmeleri”

Kim bu Ömer Bey?

Sorumluluk üstlenen arkadaşlar kimler?

Hangi birimler deşifre oldu?

Hanefi Avcı’nın belgeyle ilgili notu şöyle:

“Aşağıda yer verdiğim ikinci belge ise çok yeni ve günceldir. Bana yeni ulaşan bu belgeye göre Emniyet teşkilatı içerisinde cemaate bağlı polisler, yöneticileri olan kişiden işlerini iyi yapamadığı için şikayetçi olmuş, yanlışlarını madde madde bir rapora dönüştürerek muhtemelen Fethullah Hoca’ya göndermek istemişlerdi.”

****

Avcı’nın rapor dediği belgede son derece ilginç ifadeler bulunuyor:

- “MİT Müsteşarlığı ve askeri istihbarat birimleri Ömer Bey’i gerçek adı ile bilmekte ve takip etmektedirler.”

Ömer Bey’in gerçek adı Osman Hilmi Özdil. Kod adı Kozanlı Ömer. Belgeye göre Ömer, cemaatin imamı. Cemaatçi polisler resmi amirlerinden değil, Ömer’den emir alıyor.

Ömer’in kimliğiyle ilgili ilginç bir bilgi aktaralım. Ömer, USAK isimli araştırma merkezinin danışmanı olduğuna ilişkin bir kartvizit taşıyor. Kartvizitin kendisi hem Amerikan FBI hem de Türk Emniyeti’nin arşivlerinde tutuluyor.

USAK’ın açık adı Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Kurumu. USAK’ın Başkanı Sedat Laçiner. Televizyonlarda sık sık gördüğümüz Laçiner, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarla ilgili aleyhte ve sert yorumlarıyla tanınıyor.

- “Başbakanın çok yakınında bulunan M.A. tarafından da Ömer Bey Teşkilatın imamı olarak bilinmekte ve adı geçen şahıs tarafından çeşitli mahfillerde bu durum ifade edilmektedir.”

Başbakan’ın çok yakınında bulunan M.A. rumuzlu kişi acaba Başdanışmanı Mücahit Aslan mı? Rapora göre Başbakan cemaatle temas ediyor. Bir tarafta M. A rumuzlu kişi var, diğer tarafta Ömer Bey.

Bu noktada, Mücahit Aslan’ın iddiaya cevap vermesi gerekiyor.


MİT İMAMI DA VAR

- “2007 yılında Ömer Bey ve Yenimahalle ile ilgilenen Sinan Bey’in ABD’ye giriş ve çıkışlarında FBI tarafından önce sorgulanmaları…”

Sinan Bey’in gerçek adı Murat. Yenimahalle olarak kodlanan kurum ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). İmamlardan şikayetçi polislerin raporuna göre MİT’teki cemaatçilerin imamı da Sinan oluyor.

Sinan ve Ömer, Amerika’ya Fethullah Gülen’i görmeye gidiyorlar. Rapora göre “Emniyetçi arkadaşlar tarafından havaalanında karşılanıp”, yine emniyetçi arkadaşların kullandığı araçla HE’nin bulunduğu kamp yerine götürülüyor.

HE kimdir? Bu ismi Hanefi Avcı biliyor. Kamp yeri neresi; şimdilik belli değil. Ancak HE’nin özel bir kişi olduğu anlaşılıyor. Raporun devamında şu ifadeye rastlıyoruz:

“HE’nin davası için rüşvet verildiği, Ömer Bey ve ekibi tarafından herkesle rahatlıkla paylaşılmaktadır.”

HE kim ise, davası da çok önemli.


ÖMER’İN FBI RAPORU NEREDE

- “(Ömer Bey) ABD’den çıkışı esnasında da sorgulanmış, bilgisayarı dahil üzerinde ve bagajda bulunan bütün bilgi ve belge niteliğindeki eşyanın kopyası alınmış … ifadelerinin birer sureti ile kendisinden alınan bilgi ve belgelerin birer kopyası Emniyet Genel Müdürlüğü’ne intikal ettirilmiştir.”

İki devletin (ABD – Türkiye) güvenlik kurumları cemaatin imamı Ömer’le ilgili yazışma yapıyor. Müfettişler öncelikle bu yazışmaları bulmak zorunda. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal da FBI raporları üzerine nasıl bir işlem yaptıklarını açıklayacaktır.

Ömer’in bilgisayarından uzun isim listeleri ve faaliyet detayları çıkıyor. Bu listeler günışığını görürse, polisteki cemaat yapılanmasının deşifre olacağı aşikar. Zaten Fethullah Gülen’e şikayetin en önemli unsurlarından biri de bu deşifre olma meselesi.

- “Konu olağanüstü hassasiyeti nedeniyle Büyüğümüze genel hatlarıyla arz edilmiştir…”

Sözü edilen “Büyük” kimdir, henüz bilmiyoruz. Ama Büyük’le ilgili sağlıklı yanıt verebilecek polis şefleri bulunuyor.

- “Büyüğümüzün talimatı üzerine ilgili Daire Başkanı R.G. Ömer Bey’le görüşmüş ve kendisinden ABD’de yaşanan olayla ilgili bilgi talep etmiştir.”

R.G’nin üst düzey polis müdürü olduğuna dair emareler bulunuyor. Raporda geçen gerçek isimler Hanefi Avcı tarafından biliniyor. Diğer bir deyişle Avcı’yı soruşturacak müfettişlerin “Kim bu R.G.” diye sorması gerekiyor.


CEMAAT BÖLÜNMÜŞ

- Ömer Bey (Daire Başkanı R.G.’ye) - Amerika’daki - olayın vuku bulmadığını… ifade ederek hilaf-ı vaki beyanında bulunmuştur. Bilhare önüne bilgi ve belgeler konulduğunda kabullenmek zorunda kalmıştır.”

Raporun hemen her yerinde “arkadaşlardan sorumlu sivil şahıslar” tanımı dikkat çekiyor. Bu tanımdaki “arkadaşlar” cemaatçi polisler, sivil şahıslar ise polislere emir veren Ömer Bey gibi siviller oluyor.

Bu not şunun için önemli. Resmi görevi bulunan polisler, üstleri durumundaki sivillerden (Ömer Bey gibilerden) şikayetçi. Çünkü kendilerine dürüst davranılmadığını düşünüyorlar. Bu nedenle gerektiğinde siviller hakkında bilgi ve belge topluyorlar.


CEMAAT İÇİNDE DE TELEKULAK VAR

- “Hizmetteki büyük ağabeylerimiz ile çeşitli kurumlardaki arkadaşlarımızın telefonları Ömer Bey’in talimatı ile dinlenmiştir. İrtibat bilgilerine bakılmıştır.”

Cemaatin içinde de telekulak faaliyeti var ve bazı cemaatçi polisler durumu tespit ediyor. Başka bir yorumla cemaat içindeki ikiliğin oldukça derin olduğu anlaşılıyor. İkili yapı raporda şöyle ifade ediliyor:

“İlgili sivil şahısların eşleri, beylerine paralel olarak resmi arkadaşların eşlerinden sorumlu olarak vazife yapmaktadırlar.”


BAŞBAKANLIĞIN ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİNİ KULLANIYORLAR

- “Bütün masrafları Başbakanlık örtülü ödeneğinden karşılanan ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’nın kontrolünde kurdurulan Uluslar arası Sivil Toplum Kuruluşlarını Destekleme Derneğinin il temsilcileri ve merkez koordinatörleri Ömer Bey’in emniyet teşkilatına bakan ekibi tarafından oluşmaktadır.”

Kısa adı USİDER olan derneğin görevi, dernek nasıl kurulur, nasıl faaliyet gösterir gibi konularda eğitim vermek, organizasyonlar düzenlemek. USİDER Türkiye’nin dört bir tarafında doğa derneklerinden tutun, emekli örgütlerine kadar pek çok sivil toplum kuruluşuna eğitim veriyor, atölye çalışmaları yapıyor. Dikkat çekici husus ise faaliyetlerin örtülü ödenekten karşılanıyor olması.

Müfettişler bu konuyu soruşturacak olursa öncelikle Başbakan Müsteşarı Efkan Ala’nın da ifadesini alacaklardır. Ala’ya sorulacak soru basit: “Cemaat için örtülü ödenek mi kullanıyorsunuz?”


SİVİLLER RESMİ LOJMAN SEVİYOR

- “Van ve Diyarbakır’da görevlendirilen şahısların özel arabaları ile Emn. Müd. Lojmanlarına sık sık gelip gitmesi İl Emniyet Müdürünün dikkatini çekmiş ve şahıslarla ilgili ciddi bir araştırma yapılmıştır.”

Müfettişler, Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün hazırlattığı raporu okursa, cemaatin bölgedeki yapılanmasıyla ilgili önemli bilgilere ulaşılacağı anlaşılıyor.


AKTİFHABER SİTESİNİN HABER KAYNAKLARI

- “Çok mahrem olan operasyon ve telefon detay bilgileri ilgisiz kişilerle paylaşılmakta ve bu husus uluorta konuşulmaktadır. Resmi arkadaşlardan alınan operasyon bilgileri doğrudan ‘bilgi not’ formatında kaynak gösterilmeksiniz hizmetle irtibatı olduğu bilinen yerlerde yayınlatılmaktadır. Daha İl Emniyet Müdürünün bile bilgisi olmadan aktifhaber isimli internet haber sitesinde gizli konuların yayınlanması ve yine çok önemli stratejik / mahrem konuların savcılığa intikal ettirilmeden bize ait internet sitelerinde veya gazetelerde yayınlatılması nedeniyle arkadaşlarımız ve hizmet hedef haline getirilmiştir.”

Ergenekon ve Balyoz gibi davaların en kritik aşamalarında yayınlanan ses kayıtları ve belgelerin kaynağı açığa çıkmış görünüyor. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’nun TSK aleyhindeki belgelerin polis tarafından üretildiği – sızdırıldığı yönündeki açıklaması da bugün anlam kazanıyor.


BOŞBOĞAZ ÖMER BEY

- “Çok mahrem mevzular her ortamda neye hizmet edeceği bilinmeksizin konuşulmakta, reklam konusu haline getirilmektedir. (YAŞ, MGK, Ergenekon, parti kapatılması, L. E. N. V., vb.) HE’nin davası için rüşvet verildiği, telefonların dinlendiği, bir Yargıtay üyesinin evinin teşrifatının yapıldığı gibi konular Ömer Bey ve ekibi tarafından herkesle rahatlıkla paylaşılmaktadır.”

- “Planlama aşamasında olan operasyonlar önceden duyurulmakta, Ergenekon dalgaları olmadan haber verilmektedir. Atabeyler ve Danıştay operasyonlarında, Y. Büyükanıt, İ. Başbuğ hadisesinde yaşanan sıkıntılar.”

Yukarıdaki satırların her biri dehşet verici. Cemaatçi polislerin ülke gündemini esir alan her vakada devrede oldukları anlaşılıyor. Polisin kimi gözaltına alacağına ilişkin önceden yayınlanan haberlerin kaynağı - zannediyoruz - belli oldu. Öte yandan sivil amirlerin – imamların aşırı güvene kapıldıkları ve resmi üniformalı cemaat üyelerini kollamadıkları görülüyor.


ELAZIĞ’DA NE OLDU

- “Elazığ ve Burdur’da yaşanan üzücü hadiselerden ders alınmamıştır”

Ömer Bey ve ekibi polislerle ilgili liste ve bilgileri flaş belleklerde ve disklerde taşıyor. Cemaatin polisleri Ömer Bey ve ekibini “Böyle yapmayın” diye defalarca uyarıyor. Ama imamlar söz dinlemiyor. Listeler kentten kente seyahat ediyor. Raporda anlaşıldığı kadarıyla Elazığ ve Burdur’da olağandışı olaylar oluyor. Muhtemelen bu listeler yakalanıyor. Cemaatçi polislerin devreye girmesiyle olaylar örtbas ediliyor. Müfettişlerin “Elazığ ve Burdur’da ne oldu” sorusuna da yanıt araması gerekiyor.


ÖMER BEY KONTROLÜ KAYBETMİŞ

- (Ömer Bey ve ekibinin) zaman zaman ABD’ye Büyüğümüzü ziyaret dışında beslenme mekanizması bulunmamaktadır.”

Cemaatçi polisler Ömer Bey ve ekibinin Kuran-ı Kerim, Sünnet ve eserlere ilişkin müktesebatta zayıf kaldığını düşünüyor. Raporda aynen şöyle deniliyor: “Bazı arkadaşlarımız manevi boşluklarını telafi etme adına dini gruplar ile Emniyet Hizmeti dışındaki birimler ile irtibata geçmiştir. Anlaşılan Ömer Bey dünyevi işlere ağırlık verince dinsel iktidarını yitiriyor.


İMAMIN KÖLESİ POLİSLER

- “Tayin, terfi ve atamalarda hizmetin rolü arkadaşlar üzerinde bir baskı ve korku aracı olarak kullanılmaktadır.”

Müfettişlerin tayin, terfi ve atamaları da incelemesi gerekiyor.

- “Himmetlerin kullanımında gerekli özen gösterilmemektedir.”

Polisler maaşlarının belli kısmını cemaate veriyor. Ancak Ömer Bey’in Makedonya ve Almanya seyahatlerindeki lüks harcamaları polislerin dikkatinden kaçmıyor.

- “Büyüğümüzün büyük ağabeylerle ilgili tasarruflarının ‘… ilgili operasyon tamamlandı, işleri bitirildi gibi’ ifadeler ile anlatılması…”

Büyük ağabeylerden de büyük olan kişi muhtemelen “ABD’deki büyüğümüz” oluyor. Büyükler arasında en büyük olan bu şahıs, cemaatteki bazı kritik isimler için tenzil – i rütbe yapıyor. Ama bu tasarruflar “operasyon” olarak tanımlanınca, cemaat rahatsız oluyor. Kuvvetle ihtimal cemaatçi polisler arasında pek çok küskün isim bulunuyor.

- “Yakışıksız davranışlar sebebiyle bazı arkadaşlarımız meslekten istifa ederek başka kurumlara geçmiş ve emekliliklerini istemişlerdir.”

Cemaatten kaçışların yaşandığı anlaşılıyor.

****

Gelelim raporun en çarpıcı kısmına…

Hani şu davası için rüşvet verilen HE kodlu bir kişi vardı. Ayrıca bir Yargıtay üyesinin evinin teşrifatı yapılmıştı vs.

Acaba kim bu HE?

Rapordan aynen aktarıyoruz:

“Görevlendirilen şahısların tenakuzları ve çelişkili tavırları sebebiyle Büyüğümüzden geldiği söylenen hususlara karşı tereddüt hasıl olması; özellikle bir mesele üzerinde uzlaşma sağlanmadığında ya da farklı görüş ortaya çıktığında otoritenin sağlanması için ‘HE böyle istiyor, bu HE’nin emri” şeklinde beyanatta bulunmaktadır.”

Kim bu HE?

Helin isminde bir kadın mı?

Herkül mü, Hektor mu?

Kim?

Ömer Bey’in üstünün “ABD’deki Büyüğümüz” olduğunu biliyoruz. Acaba “tereddüt” gösterilen Büyüğümüz ABD’deki Büyük mü?

Bu sorular önemli. Çünkü Ömer Bey otoritesini kaybedince “arkamda büyük var” mesajını veriyor. Cemaatçi polisler de bu ifadelerden rahatsız oluyor.

Sonuçta, Avcı soruşturmasının üstünün kapatılmaması gerekiyor. Müfettişler görevlerini layıkıyla yapabilirse 2011 yılının rengi değişebilir.


Odatv.com, 22 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Genelkurmay Askeri Savcılığı Derhal Olaya El Koymalıdır!

İletigönderen TÜRKK » Pzr Ağu 22, 2010 20:23

CESUR YÜREK

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi AVCI, "Haliç'te Yaşayan Simonlar'' adlı 600 sayfalık bir kitap yazarak, bizim yıllardır yazıp çizdiğimiz gerçekleri kamuoyuna açıkladı. Devlet içinde çete oluşturduğu iddia edilen bu cemaat, bakalım şimdi ne yapacak ?

Bu ülkenin cumhuriyete bağlı, laik, Atatürkçü kesimi , Hanefi AVCI'nın yazdığı konuları yıllardır dile getiriyordu. Ancak, karşılığında "yalan, iftira , bunlar da Ergenekoncu" cevabını alıyorlardı. Bu sefer pabuç biraz pahalı. Yazan Eskişehir Emniyet Müdürü, kendi içlerinden birisi. Büyük bir cesaretle de "bu konuyu belgeleri ile birlikte Başbakan'ın danışmanına verdim. Bir şey çıkmadığı için, ülkeme karşı sorumluluğumu yerine getirmek maksadıyla, kitabı yazmaya karar verdim" diyor. Hatta daha da ileri giderek, hakkında açılan soruşturma için "bekliyordum, sürpriz değil, iyi de oldu. Her şeyin zaten belgesi var" diyerek meydan okuyor. Bence daha ileri sürecek kozları var ve saklıyor. Bu yüzden, bu sefer pabuç biraz pahalı.

Ancak, hafızanızı biraz yoklarsanız, sayın Genelkurmay Başkanı İlker BAŞBUĞ da aylar öncesinde "bizim de konuşacak şeylerimiz var" , "bekleyin göreceksiniz" , "açıklayacağımız belgeler var" diye bazı söylemlerde bulunmuştu. Arkasından tık çıkmadı. Zaten bir hafta sonra da gidiyor. Oysa, Genelkurmay Başkanlığı da , en az Hanefi AVCI kadar olayları biliyor, hatta daha fazlasını da bildiğine inanıyorum. Fakat Hanefi AVCI'nın yazdıklarının beşte birini bile kamuoyuna açıklayamadı. Bir asker olarak , bu durumdan büyük üzüntü duyuyorum.

Bazı yazılarımda "bazen bir kıvılcım yeter" diye yazmıştım. Tarihte sayısız örnekleri vardır. Hanefi AVCI ‘ nın bu kitabının, AKP'nin iktidara gelmesinden sonra mağdur edilen, zulüme uğrayan , hukuk dışı uygulamalarla zindanlara atılan cumhuriyete, Atatürk devrimlerine bağlı, laik, vatansever insanların kurtuluşu için bir kıvılcım olmasını diliyorum.

Yazımı, cesur yürek Hanefi AVCI'nın , bazıları için bir ibret vesikası olması gereken sözleri ile bitiriyorum.

“ Genel kanaat bürokratların emekli olunca yazmaları gerektiği yönündedir. Her şeyin bayatı tatsız olduğu gibi bilginin bayatı bir işe yaramayacağı, zamanında yapılmayan uyarıların anlamını yitireceği için kitabı bir an önce yazmaya karar verdim…Bunun bedelinin ne demek olduğunu biliyorum. Kimsenin anlamayacağı kadar ağır olacağının, hayatımın zorlaşacağının, cehennemin bu dünyada tattırılmaya kalkılacağının farkındayım. Bu daha önce bilinenlere benzemeyecek, onu da biliyorum. Fakat bedeli ne olursa olsun buna karşı çıkacağım, iki yüzlü olmayacağım, yanlışı kim yapıyorsa yapsın yanlıştır anlayışıyla bu yapılanların karşısında duracağım…

Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum: Herhangi bir tahkikat yapılabileceğine inanmıyorum ama cemaatin yönetici imamları hakkındaki gizli bilgileri Ankara ve İstanbul Başsavcılıkları ve bazı başka makamlara yazılı şikayet/ihbar dilekçesi olarak vereceğim… Tıpkı bu kitabı yazmaktaki amacımda olduğu gibi, dilekçe vermekte ısrar etmemin nedeni, ülkeme karşı sorumluluğumu yerine getirmiş olma duygusundan başka bir şey değildir…”

Tanrı yardımcın olsun, biz hep arkanda olacağız Cesur Yürek…….



EŞREFPAŞALI, 22 Ağustos 2010
Kullanıcı küçük betizi
TÜRKK
Üye
Üye
 
İletiler: 152
Kayıt: Sal Mar 09, 2010 20:44

Hanefi Avcı: 'TSK ve MİT'in de imamı var'

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Ağu 23, 2010 13:43

'TSK ve MİT'in de imamı var'

Emniyette cemaatçileri yöneten bir imamdan söz eden Avcı'dan yeni iddialar...

Kİtabında emniyette cemaatçileri yöneten bir imamdan söz eden Avcı iddialarını sürdürdü: Genelkurmay'da ve MİT'te de bir imam var. MİT'tekinin kod adı 'Sinan bey'

Fethullah Gülen cemaatinin örgütlendiği her kurum ve kuruluşu ‘imam’ adı verilen bir sivil yönetici eliyle yönettiğini, emniyetin başına da ‘Kozanlı Ömer’ kod adlı Osman Hilmi Özdil’in atandığını ileri süren Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yeni bir iddia daha ortaya attı. Avcı, Gülen cematinin ordu ve MİT için de sivil bir imamı olduğunu öne sürdü. Avcı ayrıca milletvekillerini ‘idare ve koordine eden’ bir kişinin bulunduğu iddiasında. Avcı’ya göre cemaatin kamudaki ayağı ‘suç örgütü’ vasfı taşıyor.

Haliç’te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet Bugün Cemaat’ adlı kitabıyla büyük tartışma yaratan Hanefi Avcı, Radikal’e konuştu. Gülen cemaatinin adliyeden emniyete kadar kamuda kilit noktaları tuttuğunu öne süren Avcı bu yapının ‘ideolojik ve hiyerarşik birlik’ olduğunu iddia etti. Avcı cemaati bir tür yeni ‘derin devlet’ olarak görüp görmediğine ilşikin soruya şu yanıtı verdi: “Ben bir örgütün devlete sızması ve devlet içinde hareket etmesi diye yorumluyorum. Ama o bakış açısıyla öyle yorumlanabilir. Adını iyi koymak lazım. Emniyette, adliyedeki olaylar hukuki, adli değildir, örgütsel faaliyettir. Daha çok devletin kurumlarını kullanıyor diye bakmak lazım.”

Avcı, emniyetteki cemaat örgütünün AKP iktidarının başladığı 2003 öncesi ve sonrası diye iki döneme ayrıldığını öne sürerek, “Daha barışık ve pasif bir örgüt varken şimdi aktif operasyon yapan bir örgüt” diye konuştu. Avcı, bu örgütün TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen ‘basit suç örgütü’ mü, yoksa ‘anayasayı ihlal’ başlığında düzenlenen, ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ gerektiren ‘yasa dışı örgüt’ olarak mı ele alınması gerektiği sorusuna, “En azından TCK 220’ye oturur ama diğer boyutuna biraz daha bakmak lazım” diyerek, TCK 309’u işaret etti.

Kitabında, emniyeti ‘Kozanlı Ömer’ adlı ‘imamın’ yönettiği savına yer veren Avcı, aynı şekilde TSK ve TBMM’nin de ‘imamları’ bulunduğunu iddia ediyor. Avcı’nın bu konudaki sorularımıza yanıtları şöyle:

- Kimdir Kozanlı Ömer?
Onu herkes biliyor.
- Gördünüz mü?
Görmedim ama biliyorum.
- Tanınan biri mi?
Bilmesi gereken insanlar biliyor...
- Hâlâ imam mı?
Bir dönem için öyle bir görevdeydi.
- Ordunun da imamı var mı?
Tabii. Ordunun, MİT’in ayrı ayrı imamları var. MİT’in imamının kod adı Sinan bey.
- İsimlerini biliyor musunuz?
Biliyorum.
- Ordunun imamı kim?
Söyleyemem. Erken olur.
- O da sivil mi?
Hepsi sivil. Resmi güç içinde bulunan kişi imam olmaz.
- Bu kişiyi tanıyorsunuz yani?
Tanımıyorum ama biliyorum
- O da Türkiye’de mi?
Bunların dışarıda olma şansı yok.
- Kurumlardaki örgüt mensuplarıyla nasıl irtibat kuruyorlar?
Görüşüyorlar. Gizli faaliyet nasıl yürütülüyorsa...
- Meclis’in de bir imamı mı var?
Milletvekillerini idare eden, onlarla ilgili koordinasyonu sağlayan, sorunlarına bakan öyle kişiler var diye biliyorum.

Avcı, bir kanıt gösteremediği iddiasını ilişkin, kanıtların bulunabileceği adresleri işaret ettiğini belirtiyor. Kendisinin başka isimle ve IMEI numarasından İstanbul İstihbarat Şubesi’nce dinlenildiğini ve bu yönde bir şikâyet dilekçelesi verdiğini anımsatan Avcı, şöyle diyor:

“İmzasız ihbar mehtuplarıyla devletin dev sistemi çalışırken ben adres, yer, nokta veriyorum. Şu tarih ve sayılı mahkeme kararı incelenirse gözükecektir diyorum, denetlenmiyor. İçişleri Bakanı yapmıyor. İşte, size 5 bin delil! Gidin inceleyin. İnsanların ismi değiştirilerek dinleme kararı alınmış. Bu kararla kimlere santaj, sabatoj yapıldığını bulacaksınız. Adresi veriyorum, gidip almıyorsunuz.”

Yargıya bilgi verecek

Avcı, hakkındaki soruşturmanın, ortaya attığı iddialarla ilgili değil, kitap yazmasına ilişkin olduğunu tahmin ettiğini söylüyor. Ancak bir ceza soruşturması açıldığı takdirde, kurumlara atanan ‘imamların’ isim ve nitelikleri de dahil olmak üzere, elindeki bilgi ve belgeleri paylaşacağını belirtiyor.

Ergenekon: Bu delillerle zor

Avcı, cemaatin yargıya yönelik ilk operasyonel müdahalesinin Van’da Savcı Ferhat Sarıkaya eliyle açılan Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Şemdinli davaları olduğunu belirtiyor. Kitabında, Şemdinli iddianamesinin Sarıkaya tarafından yazılmamış olabileceğini iddia eden Avcı, eski savcının takibata uğraması gerektiğini de vurguluyor.

Avcı, orduda hükümete müdahaleye şartlanmış darbeci eğilimlerin olabileceğine dikkat çekmekle birlikte Ergenekon soruşturmasına kuşkulu yaklaşıyor: “Ortada böyle zihniyet etrafında örgütlenmiş insanlar olabilir. Ama eylemleriyle ilgili hiçbir şey anlatılamaz veya anlatılanlar kesinlikle o olamaz. Bu delilerle bu söylenemez.”
Avcı, delillerin sağlıklı olduğundan tereddüt duyduğunu, eldeki belgelerin yeniden ayıklanması ve incelenmesi gerektiğini kaydediyor.

İsmail SAYMAZ / RADİKAL


Gerçek Gündem, 23 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ağu 24, 2010 22:50

CHP'den 'Avcı'lı suç duyurusu

CHP'li Anadol, Avcı'nın kitabındaki iddialarla ilgil suç duyurusunda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Eşkişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabında yazdığı iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunarak, savcıları göreve çağırdı.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Anadol, “Ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Devletin Eskişehir Emniyet Müdürü’nün yazdığı kitaba yargıyı etkilemek için soruşturma açan hükümete söylüyorum. Bunun için soruşturma açıyorsunuz da, bu kitaptaki iddialar için niye soruşturma açmıyorsunuz? Bu memlekette cesur savcı yok mu? Cumhuriyet’in savcısı yok mu? Feryat ediyorum. PKK itirafçılarının ifadeleri ile dava açıyorsunuz, bu kitaptaki iddialarla ilgili ne yapıyorsunuz, siz hükümetin savcısı mısınız, Cumhuriyet’in savcısı mısınız? Ya bu iddiaları ciddiye alır soruşturma açarsanız veya görevi ihmal suçu işlersiniz. Siz hükümetin devletin değil, Cumhuriyet’in savcısısınız” dedi.

Hükümetin, İmralı ile görüştüğü iddialarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Hükümet değil, devlet görüşür” sözlerine CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, “Argo tabiriyle kıvırtarak doğrulama anlamına gelir. Sayın Başbakan’ın telaşı da bunun deşifre edilmesinden. Kılıçdaroğlu’na yaptığı suçlama aynen kendisi için geçerli; freni patlamış kamyon gibi gidiyor. ‘Evet’ oyu çıkarmak için şeytanla bile masaya oturacak bir Başbakan ile karşı karşıyayız” dedi.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’ya destek oldu.

-SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU-

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Eşkişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabında yazdığı iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunarak, savcıları göreve çağırdı. Kemal Anadol, şöyle dedi:
“Ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Devletin Eskişehir Emniyet Müdürü’nün yazdığı kitaba yargıyı etkilemek için soruşturma açan hükümete söylüyorum. Bunun için soruşturma açıyorsunuz da, bu kitaptaki iddialar için niye soruşturma açmıyorsunuz? Bu memlekette cesur savcı yok mu? Cumhuriyet’in savcısı yok mu? Feryat ediyorum. PKK itirafçılarının ifadeleri ile dava açıyorsunuz, bu kitaptaki iddialarla ilgili ne yapıyorsunuz, siz hükümetin savcısı mısınız, Cumhuriyet’in savcısı mısınız? Ya bu iddiaları ciddiye alır soruşturma açarsanız veya görevi ihmal suçu işlersiniz. Siz hükümetin değil, Cumhuriyet’in savcısısınız.”

-“BAYKAL HAKKINDAKİ YAYINLARININ SAHİBİNİN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENEMEDİK”-

Bir basın mensubunun, Avcı’nın kitabında internette yayınlanan kasetlerle ilgili iddialar olduğunu belirterek, "Sayın Deniz Baykal hakkındaki kasette mi aynı odaklı?” şeklindeki sorusuna Anadol, “Önceki Genel Başkanımız Deniz Baykal ile ilgili bant yayınlarının sahibinin kim olduğunu öğrenemedik” dedi. “Hanefi Avcı cemaatin yaptığını söylüyor” sorusuna da Anadol, “Olabilir; katılırım, katılmam, o önemli değil. Hanefi Avcı bunu söylüyorsa iddianın üzerine gidilmeli. PKK itirafçılarının iddiaları ciddiye alınıyor da bir Emniyet Müdürü’nün, İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış bir kişinin iddiaları nasıl yok sayılır” dedi.


Gerçek Gündem, 24 Ağustos 2010





Avcı'nın iddialarına inceleme

İçişleri Bakanlığı'nın ardından savcılık da Hanefi Avcı'nın kitabıyla ilgili harekete geçti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tarafından yazılan ''Haliç'te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat'' adlı kitap ile ilgili inceleme başlattı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Avcı'nın kitabında yer verdiği iddialar ve basında buna ilişkin yayınlanan haberler, Başsavcılığı harekete geçirdi.

Kitapta yer verilen iddialarla ilgili inceleme başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddiaların doğruluğunu araştıracak.

İnceleme, terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli Başsavcıvekilliğince gerçekleştirilecek.

İnceleme sonrasında soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek.


Gerçek Gündem, 24 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ağu 24, 2010 23:03

TEŞKİLATIN İMAMI ŞİMDİ NEREDE

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı O’nun için “Teşkilatın (cemaatin) imamı” dedi.

Takma adı Kozanlı Ömer.

Gerçek adı Osman Hilmi Özdil.

Adana Kozan doğumlu.

Doğum tarihi: 5 Aralık 1968

TC kimlik numarası, xxx39288xxx

****

Osman Hilmi Özdil’e iki gündür ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü hakkındaki iddialar çok vahim.

Ama Özdil’e ulaşamıyoruz. Dilerse kendisi Odatv’yi arayabilir. Böylece kamuoyundaki merak da azalır.

Özdil’in üzerine kayıtlı bir şirket var: Unvanı Yeni Master Sigorta Aracılık Hizmetleri ve Danışmanlık Ticaret Ltd.

Şirketin adı da manidar; “master”.

Şirket limited ama sermayesi oldukça kuvvetli: 50 bin lira.

Faaliyet alanı sigortacılık. Ama sıradan bir sigorta acentesi değil burası.

Hanefi Avcı’nın gündeme getirdiği bir belge var. Cemaatin polisleri imam Özdil’den şikâyetçi oluyor. Şikâyet yazısında, Özdil’in 2007’de Amerika’ya girerken FBI tarafından sorgulandığı anlatılıyor:

“Ömer Bey (Özdil), ABD vizesini geri alabilmek için İstihbarat Dairesi Başkanlığı'ndaki arkadaşları riske atarak kendisinin Polis Sandığı’nın sahibi olduğu Ankara Sigorta’nın temsilcisi olduğunu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün araçlarını kendisinin sigortaladığını ifade ettirmiş, ancak bu durum FBI yetkilisinde daha büyük bir şüphe uyandırmış ve Ömer Bey’e vize verilmesi talebi reddedilmiştir.”

****

Belgedeki bilgiler doğru mu?

Doğru.

Özdil’in şirketi Polis Sandığı’nın Ankara Sigorta şirketinin acentası.

Emniyet araçlarını sigortaladığı doğru mu? Bu da doğru.

Yeni Master şirketi Ankara Maltepe’de faaliyet gösteriyor.

Açık adresinden şirketi aradık, bizi bir yetkiliye aktardılar: Adı Seyfi Gör.

Gör, şirket yetkilisi olarak kendini tanıtıyor. Ama resmi unvanı şirket müdürü. Gör’e Ödzil’e ulaşmaya çalıştığımızı aktardık. “Nerede olduğunu bilmiyorum” dedi.

Özdil, iki gündür işe gelmiyor. Ankara Altındağ’da ikâmet ediyor ancak evde de bulunacağı çok şüpheli.

Seyfi Gör de Hanefi Avcı’nın kitabından haberdar. “Bunlar safsata” diyor. Ama niye safsata ya da safsata olan unsurlar hangileri öğrenemiyoruz.

Gör’e “Özdil bazı internet sitelerinde yazarlık da yapıyor mu” diye soruyoruz. “Patron olduğu için her şeyine karışamayız” yanıtını veriyor.

Özdil’in polisle; daha da özelde cemaatçi polislerle ilişkisinin nereden ileri geldiğini sorduğumuzda ise aldığımız yanıt şöyle oluyor:

“Herkesin tanıdığı çevresi vardır. Hilmi Bey’in ilişkileri de böyle.”

Gör, sigorta acentesi olarak yaptıkları işi ise şöyle anlatıyor: “İhalelere giriyoruz. Ankara ve İzmir’de Emniyet teşkilatına ait araçlar sigortaladık, şahsi sigorta da yapıyoruz.”

Özdil’in ticari başarıları da dikkat çekici. Şirket, 10 bin lira sermaye ile iki ortaklı olarak 2006 yılı Haziran ayında kuruluyor. Özdil’in ortağının adı “Cengiz Özkan”. Her iki ortağın da şirketteki payı yüzde 50.

Şirket müdürü Özkan’ın işlerle pek ilgilenmediğini söylüyor. Ama Cengiz Özkan şirketin her adımında imza sahibi görünüyor.

****

Hanefi Avcı’nın gündeme getirdiği belgeye göre Özdil, FBI tarafından 2007’de sorgulanıyor. FBI, Özdil’in ne iş yaptığını sorguladığında Emniyet İstihbarat Dairesi’ndeki polisler devreye girip, Emniyet araçlarını sigortaladığını bildiriyor.

Bu bilginin doğru olduğunu şirket müdürü teyit etti. Resmi belgeler de teyit ediyor. Yeni Master şirketi 2006 yılı Ekim ayında Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi’nin acenteliğini alıyor. Bu yolla da Emniyet araçlarını sigortalıyor.

Şirket, Haziran ayında kuruluyor. Üç ay sonra Türkiye’nin en büyük sigorta işlerinden birini üstleniyor.

****

Şirketin ticari seyri de dikkat çekici.

İki ortak (Özdil ve Özkan), 2008 yılının Mart ayında bir karar alıyor. Oybirliği ile şirket müdürü değiştiriliyor. İbrahim Belge’nin yerine Yasin Özdil şirket müdürü oluyor. Yasin’in Hilmi Özdil’in kardeşi olduğu belirtiliyor.

Bir sene içinde şirket ticari sıçrama yapıyor. Ortaklar bir araya geliyor ve 2009 yılının Mart ayında şirket sermayesi 10 bin liradan 50 bin liraya yükseltiliyor. Ayrıca Yasin Özdil’in müdür olarak yetkileri artırılıyor. Yasin Özdil, ipotek, rehin, menkul kıymet ticareti vb. pek çok faaliyette tek yetkili oluyor.

Bu arada işlerin hızla büyüdüğü anlaşılıyor. Ortaklar, bu yılın başında (Ocak ayı) şirketin unvanına bir ek yapıyorlar. Sigorta işlerinin yanına “danışmanlık” hizmetleri de ekleniyor. Gelin görün ki üç ay sonra bir sıkıntı çıktığı anlaşılıyor. Her türlü yetkiyle donanmış şirket müdürü (Yasin Özdil) görevinden alınıyor, yerine “Bunlar safsata” diyen Seyfi Gör getiriliyor.

Hanefi Avcı’nın, teşkilatın imamı olarak nitelendirdiği Osman Hilmi Özdil’le ilgili bilgiler böyle.

Kendisi bugünlerde çok meşhur oldu. Bizde kendisiyle söyleşi yapmak istiyoruz. Buradan duyuralım.

Barış Pehlivan


Odatv.com, 24 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x