Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan CİHANER Davası

Genel & Güncel Konular

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen eashk » Cum Şub 19, 2010 1:18

Mızrak Çuvala Sığmıyor!!!!!!
Kullanıcı küçük betizi
eashk
Üye
Üye
 
İletiler: 12
Kayıt: Cum Tem 10, 2009 17:06

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Şub 19, 2010 1:49

[img]http://www.gazeteport.com.tr/stellent/groups/public/documents/site_studio_images/gp_637238.jpg[/img]
'Serbest bırak telefonu' için tutanak

Başsavcı Cihaner, ‘’Cemil Çiçek aradı, benden gözaltındakileri serbest bırakmamı istedi. Reddettim ve bu konuda tutanak tuttum’’ diyor, Çiçek ise bu konuda ‘’Olay yargıda’’ diyerek konuşmuyor.

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in, İsmailağa cemaati soruşturması sırasında Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek tarafından aranmasının tutanağa bağlandığı ortaya çıktı. Çiçek bugüne kadar savcıyı arayıp aramadığı konusunda açıklama yapmazken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çiçek'in savcıyı ‘’Bilgi almak’’ amacıyla aradığını savundu. Çiçek ise bu konudaki sorulara ‘’Görülmekte olan bir davayla ilgili konuşmayı doğru bulmuyorum. Hazırlık tahkikatı gizli. Bugüne kadar gündemdeki konu ile ilgili bir tek cümle bir yerde açıklamada bulunmadım” dedi.

İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen grubuna yönelik yürüttüğü soruşturmadan sonra hakkında 26 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan İlhan Cihaner ise, HSYK'ya gönderdiği savunmada Cemil Çiçek’in telefonunu şöyle anlattı:

‘’İsmailağa cemaati soruşturması sırasında, şüpheliler gözaltında iken sekreterim, Cemil Çiçek'in görüşmek istediğini söyleyerek telefonu bağladı. Cemil Çiçek özetle; 'Cezaevlerinin doluluğunu ve genel seçimler öncesi kendilerini siyaseten çok zorda bırakacağını söyleyerek, gözaltındaki şüphelileri salıvermemi istedi. Ben yasal gereğini yapacağımı söyleyerek, konuşmayı sonlandırdım ve 9 kişi tutuklandı. Sekreterime konuşmanın tarih ve saatini not alması talimatını verip bir tutanak tuttum"

Cihaner, savunmasında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen'in de kendisini cep telefonundan arayarak "Böyle soruşturmalar insanın başını derde sokar. Ankara'da ortalık toz duman. Bu konu Ergenekon soruşturmasına misilleme olarak algılanacaktır" dediğini ileri sürdü. Cihaner, kendisinin de Şen'e, "Soruşturmayı başlattığımda ortada Ergenekon diye adlandırılan bir konu yoktu. Ayrıca öyle denilse bile bu kaygı ile soruşturmadan geri durulamaz" dediğini belirtti.


GAZETEPORT, 19 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen bezgin » Cum Şub 19, 2010 12:51

Savcı Cihaner'in Tutuklanması Gerici Darbenin Altın Vuruşudur

İsmailağa tarikatını ve Fethullah Gülen cemaatini soruşturan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in hukuk ve yürürlükteki yasa hükümlerinin açıkça ve büyük bir kabalıkla çiğnenerek tutuklanması, Türkiye'nin içinden geçtiği tarihsel dönemecin niteliğini net şekilde ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyor.

Liberallerin de desteğini alan AKP-Cemaat koalisyonu, Cumhuriyet'in ilerici birikimini (bu her ne kadarsa) tasfiye etmek, islamcı gericiliği bir suç olmaktan çıkarmak, aklın ve bilimin yol göstericiliğinin yerine teolojik literatürü geçirmek, zaten çok sınırlanmış olan laikliği yeni bir tanımlamayla ortadan kaldırarak seküler yaşam alanlarını daraltmak ve nihayet ılımlı bir islam rejimini inşaa etmek için çok kritik bir hamle daha yapmış görünüyor.

ABD emperyalizmi ve AB'nin açık desteğini alan AKP-Cemaat koalisyonu, geri dönüş eşiğini aşmak ve yeni bir kuruluş ideolojisini yerleştirmek için "sivil" darbe sürecini ısrarla yürütüyor. Sağ ve sol liberaller bu islamofaşist darbe sürecini bize "demokratikleşme" diye yutturmaya kalkışıyor.

Yargı erki de ele geçiriliyor

Yargı erkini yeniden formatlamaya çalışan AKP iktidarı, devleti "tam olarak" ele geçirme sürecinde önünde engel olarak gördüğü kurumları tasfiye etmek (olmazsa etkisizleştirmek) için siyasal şiddet kullanmaktan (polis terörü, soruşturma, gözaltına alma, tutuklama vb.) kaçınmıyor.

Yüksek Yargı kurumlarını ele geçirerek, yargının tamamını yeni rejimin ilkeleri temelinde yapılandırmak isteyen AKP iktidarı, üstelik bu niyetini de gizlemiyor. Örneğin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Savcı Cihaner'in tutuklanmasından hemen sonra (18 Şubat 2010) düzenlediği basın toplantısındaki sözleri, hükümetin bu niyetini hiçbir yoruma yer bırakmayacak şekilde açıkça ortaya koyuyor. Arınç, "Millet adına yetki kullanan kurumlar (burada yargı) hukuka ve milli iradaye uygun davranmalıdır" diyor. Arınç'ın "milli irade" kavramıyla kasdettiği şeyin AKP'ye verilen oylar ve mevcut iktidarın temsil ettiği anlayış ve/veya ideoloji olduğu, sanırım tartışma gerektirmiyor.

İktidar bu süreci, çok uzun süredir üzerinde çalıştığı ve yargı bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırarak Yargı erkini bütünüyle hükümetin denetimine sokacak "Yargı Reformu Yasa Tasarısı" nı Meclis'ten geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirmeye çalışıyor. Nitekim, 18 Şubat 2010 tarihli Zaman gazetesinin manşeti bu hazırlığı açıkça ortaya koyuyor; "Hukuka darbe kabul edilemez, yargı reformu kaçınılmaz oldu!" Bülent Arınç da yukarıda sözünü ettiğim basın toplantısında aynı görüşleri tekrarlıyor.

Tutuklanmada darbe hukuku ve yeni DGM'ler
Birinci sınıf yargıçlar ile başsavcıların ancak Yargıtay tarafından soruşturulup yargılanacağına dair açık hükümler bulunmasında karşın, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başsavcının daha kıdamsiz ve dolayısıyla yetkisiz, ve fakat özel olarak yetkilendirilmiş bir savcının (Osman Şanal) emriyle gözaltına alınması ve başka bir adliyenin basılması açık bir hükümet terörüne işaret ediyor.

AKP iktidarı, özel yetkilendirilmiş savcılıklar ve mahkemeler yoluyla Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ne (DGM) benzer özel ve faşizan bir yargılama ve soruşturma sistemi kuruyor. Gizli tanıklık uygulaması ile de itirafçılığı yasal bir zemine oturtarak kurumsallaştırıyor.

Savcı Cihaner'in tutuklanmasında yaşanan hukuk dışı gelişmeler üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) duruma müdahale ederek, Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal ile birlikte dört savcının yetkilerini kaldırması, yüksek yargı organlarının iktidara karşı direnmeye çalıştığını göstermesi bakımından önem taşıyor. HSYK'nın bu kararının Yargıtay ve Danıştay tarafından desteklenmesini ise hükümet ile yüksek yargı arasında varolan gerilimin açık bir çatışma ortamına doğru ilerlediğinin işareti olarak saymak gerekiyor.

'Yargı Reformu'na ortam hazırlanıyor
Bağımsızlığı zaten sınırlı olan HSYK, hazırlıkları yürütülen "Yargı Reformu Yasası" ile RTÜK benzeri bir yapılanmaya dönüştürülerek tamamen yürütmeye bağımlı hale getirilmek isteniyor. Bilindiği gibi RTÜK'ün üst kurul üyeleri partilerin milletvekili sayılarına/oranlarına göre belirlenen kontenjanlar üzerinden Meclis tarafından seçiliyor. Buna göre mevcut RTÜK Üst Kurulu'nun 9 üyesinden 6'sı AKP'li 3'ü de CHP'li.

Aynı şekilde Yargıtay ve Danıştay üyelerinin bir bölümünün de Meclis tarafından (dolayısıyla çoğnluk partisi tarafından) seçilmesi, kalan bölümünün de Cumhurbaşkanı tarafından atanması hedeflenerek bağımsızlıkları tamamen ortadan kaldırılmak isteniyor.

Durum böyle olmasına karşın, başta Adalet bakanı Sadullah Ergin, Cemaat sözcüleri ve yandaş gazete yazarları HSYK kararını "yargıya darbe" diye sunmaya çalışıyor. Savcı Cihaner'in tutuklanması ve cezaevine konulması yargıya darbe olmuyor, ama tanımlı görev sınırlarını aşan bir savcının yetkilerinin tamamen yasal prosedüre uygun olarak kaldırılması ise "yargıya darbe" sayılıyor.

Tekrar etmekte yarar var; bu darbe sürecinde, Polis Teşkilatı -ki artık silahlı bir politik parti gibi hareket ediyor- ve AKP'li Adalet Bakanlığı'nın denetimine giren yargının bir kanadı (özel yetkili savcılıklar ve mahkemeler aracılığıyla) etkin şekilde kullanılıyor.

Yargıya darbe sürecinin 'poli-teknik' analizi
Şimdi tabloyu daha net şekilde görebilmek için, Savcı Cihaner'in tutuklanmasına giden süreci, kamuoyu tarafından bilinmesine karşın, sistematik şekilde bir kez daha özetlemekte yarar var;

1- Erzincan'daki görevine 2007 yılının Temmuz ayında atanan Savcı Cihaner, görevdeki ilk senesinde İsmailağa cemaati hakkında soruşturma başlatıyor. Erzincan Valiliği'nde rutin olarak düzenlenen aylık asayiş toplantılarından birinde Emniyet Müdürü, ilde dini cemaatlerin taban genişletme faaliyeti yürüttüğünü belirtince, Başsavcı Cihaner de polislere bu grup hakkında ayrıntılı bir inceleme yapılmaları yönünde talimat veriyor. Ancak Polis'in bu görevi etkin şekilde yerine getirmediğini gören ve bilgi sızdığını tespit eden Cihaner, polisin yanısıra Jandarma Alay Komutanlığı'na adli soruşturma, MİT Erzincan Bölge Başkanlığı'na da konu hakkında araştırma emri veriyor. Çünkü cumhuriyet savcıları adli bakımdan polis, jandarma ve MİT'in amiri durumunda.

2-Jandarma ve MİT'ten gelen araştırma raporlarında İsmailağa Cemaatine bağlı Medine Vakfı’nın Erzincan ve ilçelerinde çocuklara yasadışı yatılı din eğitimi verildiğinin tespit edilmesi üzerine (oysa polis daha önce böyle bir bulguya rastlamadığını bildirmiş) Savcı Cihaner cemaat mensuplarına yönelik bir dizi operasyon yapılması için emir veriyor. Cihaner’in başlattığı soruşturma sırasında 17 vakıf ve derneğe yapılan jandarma ve polis baskınlarında 26 kişi gözaltına alınıyor. Cihaner’in başlattığı soruşturma, kısa süre sonra Fethullah Gülen Cemaati, Süleymancılar ve Menzil Cemaati adlı grupları da içine alarak 19 ili kapsayacak şekilde genişliyor. Şüpheli sayısı 235'e yükseliyor.

3-Bu gelişme üzerine Savcı Cihaner'i Adalet eski Bakanlarından ve işbaşındaki hükümetin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek arayarak soruşturmayı durdurmasını istiyor. Konunun kamuoyuna yansıması üzerine Cemil Çiçek bu olayı doğruluyor ve "sadece bilgi almak için aradım" diyor. İktidar partisine mensup bazı milletvekillerinin de yine bu dönemde Cihaner'i arayarak, "bu işlerle uğraşmasının tehlikeli olacağını" söyledikleri belirtiliyor. Bu da yetmiyor ve Başsavcı Cihaner'i Adalet Bakanı Sadullan Ergin de arayarak baskıyı sürdürüyor.

4-Ancak Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı bu baskılara karşı direnerek, soruşturma sırasında edinilen bilgilerden hareketle 19 ili kapsayan bir operasyon için hazırlığa girişiyor. Şüpheliler arasında İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu da bulunuyor. Operasyon sırasında Fethullah Gülen hakkında da yeni bir dava açılabileceği belirtiliyor.

5-Bu hazırlık üzerine, İslamcı ve yandaş medyada üst üste haberler çıkmaya başlıyor. Altında Albay Dursun Çiçek'in "ıslak" imzasının bulunduğu iddia edilen "İrtica ile Mücadele Eylem Palanı" nın Erzincan'da Başsavcı İlhan Cihaner tarafından Jandarma ve 3. Ordu Komutanlığı ile koordineli şekilde yürürlüğe konulduğu iddia ediliyor.

6- Bu gelişmenin ardından Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal, İsmailağa cemaatinin silahlı bir yapılanma olduğunu, bu nedenle soruşturmanın katalog suç (ağır suç) kapsamında girdiğini, dolayısıyla cemaate karşı düzenlenecek operasyonun ve yürütülecek soruşturmanın kendi yetki alanında bulunduğunu ileri sürerek dosyanın Erzurum Savcılığı'na devredilmesini istiyor. Savcı Şanal bu iddiasını imzasız bir ihbar mektubuna dayandırıyor. Böylece Erzincan ile Erzurum arasında yetki tartışması başlıyor.

7-Cihaner ise, ihbarın sahte olduğunu, imzasız bir mektubunun hukuki değer taşımadığını ve davanın Erzurum’da görülmesini isteyen kişilerce gönderildiğini iddia ediyor. Cihaner, HSYK’ya verdiği ifadede de cemaatlere yönelik aramalar yapılacağı sırada Erzurum Özel Yetkili Savcılığı'nın dosyayı kendisinden istediğini, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını söylüyor. Cihaner, “Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Savcı'sını aradım. Bana ‘Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok’ diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim” diyor.

8-Yetki tartışması, İsmailağa ve Gülen Cemaatine dönük soruşturmanın Cihaner’in elinden alınmasıyla sonuçlanıyor. Böylece Erzurum Özel Yetkili Savcısı Şanal’ın cemaatin “silahlı örgüt olduğu” tezi, söz konusu tarikatları operasyonlardan kurtarıyor. Dosya Erzurum’a gider gitmez gözaltındaki cemaat üyeleri, haklarındaki suçlamalara dair deliller dahi toplanmadan salıveriliyor. Erzurum Savcılığı sadece 7 kişi hakkında dava açıyor. Örgütlerin silahlı olmaması nedeniyle bu davanın da beraatle sonuçlanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

9-Cemaatlere karşı soruşturma başlatan başsavcıya karşı, AKP’li Adalet Bakanlığı harekete geçiyor. Bakanlık, Cihaner hakkında, soruşturmayı iki sene Bakanlığa bildirmediği ve yetkisini aştığı gerekçesiyle tam 26 yıl hapis istemiyle dava açıyor. Cihaner’e karşı hazırlanan iddianamede, “adliye lojmanının bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine yol açmak” gibi suçlamalar da bulunuyor. Böyle bir davada komik kaçacak "imar kirliliği yaratma" iddiası, her ne yolla olursa olsun Cihaner'in tasfiye edilmek istendiği anlamına geliyor.

10-Bu arada Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, tam da yandaş ve islamcı medyanın ileri sürdüğü gibi, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" nın Erzincan'da uygulamaya geçirildiği iddiası ve Ergenekon örgütlenmesi şüphesiyle bir soruşturma açıyor. Bu soruşturma kapsamında Savcı Cihaner'in verdiği emir gereği cemaatlerle ilgili rapor hazırlayan MİT Bölge Başkanı ve iki MİT menbusu tutuklanıyor. Yine Başsavcı Cihaner'in emriyle Cemaatlere yönelik operasyonları yürüten dönemin Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu ile Erzincan Jandarma İstihbarat Şube Müdürü bir binbaşı, bir üsteğmen ve iki astsubay "Ergenekon terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla tutuklanıyor. 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk de ifade vermek için savcılığa çağrılıyor.

11-Nihayet 17 Şubat 2010 tarihinde, Başsavcı İlhan Cihaner Erzincan’da yürütülen Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıyor. Cumhriyet tarihinde ilk kez bir başsavcı, bir başka savcının emriyle gözaltına alınmış oluyor. Dahası özel yetkili bir savcının emriyle, yine cumhuriyet tarihihde ilk kez bir adliye basılıyor. Başsavcı çıkarıldığı mahkemece tutuklanıyor. Yapılan itiraz, "yargılamada yetki tartışmasının sonuçlanmadığı" gerekçsiyle reddediliyor.

Ve böylece ülke "demokratikleşme sürecinde" önemli bir adımı daha atmış oluyor.

Merdan Yanardağ, soL, 19.02.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen bezgin » Cum Şub 19, 2010 13:32

iSMAiLAGA SKANDALI: HEM SiYASET HEM CiNAYET HEM TARiKAT HEM TiCARET
"Ne Ararsan Var"


İsmailağa cemaati için açtığı soruşturmayla başlayan süreç Türk hukuk tarihinde görülmemiş olaylara neden olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dosyayı devretmek durumunda kaldığı Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği resmi yazıda, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle ilgili olarak ağır suç şüphelerine yer verdi.

Cihaner, “Ergenekon terör örgütüne üyelik” iddiasıyla tutuklanmadan önce cemaat soruşturmasının elinden alınması üzerine dosyayı devralan Erzurum Başsavcılığı'na bir “görevsizlik” yazısı gönderdi. Cihaner bu yazıda, AKP Hükümeti'nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan Hilmi Güler ve Çevre Bakanlığı yapan Osman Pepe'nin mahkeme kararıyla telefonları dinlenen isimlerle yaptıkları konuşmalara dikkat çekti.

Cihaner, halen AKP Kocaeli Milletvekili olarak parlamentoda bulunan Osman Pepe'nin, İsmailağa cemaati soruşturması kapsamında telefonu dinlenen işadamı Mehmet Çelik ile “vergi kaçakçılığı izlenimi veren” konuşmalarının tespit edildiğini kaydetti.

Erzincan Başsavcısı Cihaner, Mehmet Çelik'in, halen AKP Ordu Milletvekili olan Hilmi Güler'i, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'yken arayarak “talimat verir şekilde” rakibi olan firmaya iş / ihale verilmemesini istediğine işaret etti.

Cihaner, aynı yazıda, Yeni Şafak gazetesinin sahibi Ahmet Albayrak için de bir dizi suç şüphesini kayda geçirdi. Yazıda Albayrak'ın telefon dinlemesine takılan konuşmalarına dayanarak dile getirilen suç şüpheleri, “sahte seçmen kaydı yapma, ihaleye fesat karıştırma, taşınmazlarıyla ilgili İmar Kanunu'na aykırı uygulamalara yönelme, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu'na katılacak temsilcilerin kendi medya kuruluşlarına avantaj sağlayacak şekilde belirlenmesi için baskı kurma, Danıştay'daki davasına etki etmek amacıyla temaslar kurma, bazı belediye başkan adayları aleyhine dosyalar hazırlama, yakınlarına sahte diplomalar hazırlatma, cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yerel seçimlerde aday gösterilmesi için talimat verdiği isimleri siyasi parti yetkililerine iletme” biçiminde sıralandı.

Cihaner, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin doğrudan, bazı belediyelerin de dolaylı olarak cemaate yardım ettiğini, emniyetin bazı aramaları önceden haber verdiğini” de aynı yazıda belirtti.

Süreç nasıl gelişti?
Cihaner'in ifadeleri kayda geçirdiği “görevsizlik” yazısına ilişkin süreç şöyle gelişti:

Erzurum Savcısı Osman Şanal, İsmailağa cemaatine ilişkin olarak Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'e 10 Mart 2009'da bir yazı gönderdi. Şanal, söz konusu yazıda, örgütün “silahlı” olduğu iddiasını öne sürdü ve bu nedenle soruşturmaya özel yetkili savcılık olarak kendilerinin bakması gerektiğini belirtti. Cihaner, Şanal'a 16 Mart'ta gönderdiği cevabi yazıda, cemaatin “anayasal düzene karşı silahlı suç işlediğine dair bir delil ve emare bulunmadığını”dile getirdi. Bu yazı üzerine Şanal görüşünde ısrar etti.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Erzurum Başsavcılığı'na veya Başsavcıvekilliği'ne bağlı ya da onların altında bir merci olmadığını belirterek Şanal'ı yazışmalarda “nezaket”e davet eden Cihaner, 20 Mart 2009'da yukarıdaki suç şüphesine ilişkin notları da içeren “görevsizlik” yazısını yazarak İsmailağa soruşturmasına lişkin dosyayı devretti.

Görevsizlik yazısındaki sürpriz not

Erzincan Başsavcısı, dosyanın kendisinden alınması üzerine Erzurum'a “nihai değerlendirme değil genel değerlendirme” gönderdiğini, işin aciliyeti ve inceleme kolaylığı için “geniş yorumunu” eklediğini kaydetti.

Cihaner, söz konusu “görevsizlik” yazısında 2 Kasım 2007'de, Jandarma'nın getirdiği bilgi notları üzerine başlatttığı cemaat soruşturması konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. Bu bilgilerden sonra “NOT” diye ayrı bir başlık açan Cihaner, cemaat soruşturması için Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla yapılan telefon dinlemelerinde “tesadüfi delil” kapsamında elde edilen bulgulara işaret etti.

Bir önceki AKP Hükümeti döneminde Enerji ve Çevre bakanlıkları koltuğunda oturan AKP milletvekilleri Hilmi Güler ve Osman Pepe ile Yeni Şafak gazetesinin sahibi Ahmet Albayrak'a ilişkin dile getirilen suç şüpheleri görevsizlik yazısının bu NOT* bölümünde sıralandı.

İşadamı Çelik'in bakanlarla görüşmeleri
Cihaner'in, bazı kamu kuruluşları ile Mehmet Çelik, Hilmi Güler ve Ahmet Albayrak için “NOT”ta kullandığı ifadeler aynen şöyle:

“Şüpheli Mehmet Çelik'in,

- Yasama dokulmazlığı olduğu anlaşılan Bakan Osman Pepe ile vergi kaçakçılığı suçuna dair konuşmalar işlediği,

- Muhtelif ihalalerde ihaleye fesat kaçırmak suçu işlediği, ihaleye girilmeden işlerin alınacağı,

- Takip ettiği bazı yurtdışı ihalelerde komisyon adı altında rüşvet verildiği / verileceği,

- Örgütün baskı ya da telkini ile okula gönderilmeyen bazı çocukların takibini yapan MEB görevlilerinin tayininin çıkarılması ya da başka şekilde pasifize edilmesi yönünde girişimlerde bulunduğu,

- Yasama dokunulmazlığı olduğu anlaşılan Bakan Hilmi Güler'i arayarak talimat verir şekilde ticari rakibi konumda olduğu anlaşılan firmaya izin (ya da ihale) verilmemesi için telkinde bulunduğu izlenimini veren birtakım iletişimler tespit edilmiştir."


'Emniyet bazı aramaları haber verdi'
"- Bazı belediye başkanlarının doğrudan - Diyanet İşleri Başkanlığı (örgütün belirlediği camilere örgütün istediği imamların atanması), Milli Eğitim Bakanlığı (özellikle İstanbul ve aktif olan yerlerde okul çağına geldiği halde gönderilmeyen kız çocukları ile ilgili işlem yapılmaması, işlem yapmak isteyenlerin pasifize edilmesi), Bazı emniyet müdürlükleri (medyaya yansıyacak boyutta adeta kurtarılmış bölge olarak değerlendirmek yoğunlukta kanuna aykırı eğitim kurumu, yardım toplama kanununa aykırılık, 677 sayılı yasaya aykırılık gibi husular işlendiği halde gereğinin yapılmaması, aramalardan önce haber verilmesi) gibi kamu kurumları hakkında inceleme...

(...)

- Bazı belediye başkanlarının doğrudan (istanbul Büyükşehir belediyesi), bazılarının ise imara aykırı uygulamalara göz yumma (Fatih, Çavuşbaşı vs.) gibi dolaylı yardımları (...)"


Ahmet Albayrak'a ilişkin liste
"Şüpheli ahmet Albayrak yaptığı iletişimlerde örgüte üye olma ve örgüt adına faaliyette bulunma suçlarını işleme süphesi dışında (kendisinin, konuştuğu kişilerin ya da konuşmalara konu 3. kişilerin);

- Siyasi saiklerle bazı kamu görevlilerinin atanması tayini görev yerinin değiştirilmesi, bazı belediyelere işe alınacak kişilerle ilgili girişimlerde bulunması gibi konularda yetkililerle yaptığı görüşmeler,

- Seçim Kanunu'na muhalefet (sahte seçmen kayıtlarının yapılması, kanuna aykırı yardım) suçu şüphesi,

- Kendisinin katıldığı / katılmayı planladığı ya da görüşmeye konu 3. kişilerin çok sayıda ihalelere fesat karıştırma suçu işlediğine dair yoğun şüpheler oluşturan konuşmalar,

- Taşınmazları ile ilgili olarak imar kanununa aykırı uygulamalara dair konuşmalar,

- Basın İlan Kurumu Genel Kurulu'na İstanbul Üniversitesi ve değişik kurumlardan katılacak temsilcilerin belirlenmesi için,

- İstanbul Üniversitesi rektörü ve bazı yöneticileri baskı yapılarak ileride kendi medya grubuna avantaj sağlaması için kimi gazeteci ve kamu görevlileri ile hareket etmesi,

- Danıştay'daki davasına etki etmek amacıyla emekli olan yargı mensubu olduğu tahmin edilen kişi ile (karşılığında oğlunun THY'de işe yerleştirilmesi) ilgili birtakım görüşmeler yapması,

- Bazı belediye başkan adayları ile ilgi içeriği tam olarak anlaşılamayan dosyalar hazırlanıp bunların kullanılmasına ya da aleyhlerine kullanılabilecek ses kayıtlarına dair konuşmalar yapması,

- Yakınlarına sahte diploma hazırlattığına dair konuşmalar,

- Örgüt lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yerel seçimlerde aday gösterilmesi için talimat verdiği isimleri siyasi parti yetkililerine ilettiğine dair konuşmalar (...) tespit edilmiştir."


Şanal koğuşturmaya gerek görmedi
Dosyayı devralan Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal, Pepe ve Güler'in konuştuğu işadamı Mehmet Çelik ile Ahmet Albayrak'ın da aralarında yer aldığı 282 kişi hakkında Haziran 2009'da “ek koğuşturmaya yer olmadığı”na hükmetti.

Şanal'ın makamında arama yaptırmasından sonra Cihaner çıkarıldığı mahkemece “Ergenekon terör örgütüne üyelik, evrakta sahtecilik, tehdit ve iftira” suçlamasıyla tutuklandı.

Tutuklamanın ardından toplanan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun seçilmiş üyeleri de, ”özel yetkileri”ni durdurarak Şanal'ı, cemaat soruşturması ile Cihaner'e yöneltilen “terör örgütü” soruşturmasından aldı.

“Erzincan'da neler oluyor” sorusunun yanıtı için önemli ipuçları içeren süreç özetle böyle.

Türkiye'yi büyük bir yargı çatışması ve kuvvetler ayrılığı krizine sokan olayların, sadece cemaat soruşturmasından kaynaklanmadığı anlaşılıyor...

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim

Doğan Akın, t24, 19.02.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Şub 19, 2010 13:46

Bakan Ergin'e 301'den şikayet

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıklamaları hakkında suç duyurusu yapıldı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, HSYK kararı sonrası yaptığı açıklama suç duyurusan konu oldu. Avukat Mahmut Tanal, Ergin'in sözlerinin Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında değerlendirilmesini istedi.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i tutuklattıran Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı Osman Şanal'a sahip çıkan Bakan Ergin hakkında suç duyurusunda bulunuldu. HSYK'nın Osman Şanal'ın yetkisini elinden almasına tepki gösteren Bakan Ergin, "Yetki gaspı var" demişti. HSYK'yı ağır sözlerle eleştiren Ergin'in sözlerine bir tepki de Avukat Mahmut Tanal'dan geldi.

Üsküdür'de avukatlık yapan Mahmut Tanal, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na Bakan Sadullah Ergin hakkında suç duyurusu yaptı. Tanal dilekçesinde Bakan Ergin'in "Devletin yargı organlarını alenen aşağıladığı"nı iddia etti.

Bakan Ergin'in yargıyı itibarsızlaştıracak açıklamalarda bulunduğunu da belirten Tanal, "Bakan Ergin hakkında şikayetçiyim" dedi.

Şikayet dilekçesini verdikten sonra Gerçek Gündem.com'un sorusunu yanıtlayan Mahmut Tanal, "Dava sürecini takip edeceğim. Bakan Ergin'in sözleri hepimizi çok üzdü" dedi.

Öte yandan, TCK 301. madde, suçlanan kişiye ceza alması durumunda 2 ile 4 yıl arasında hapis öngörüyor.

Resim


Gerçek Gündem, 19 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Şub 19, 2010 14:29

Dosyaya gece operasyonu

Tebligat 24 saat geç gitti, Savcı Şanal dosyayı İstanbul’a gönderdi...

HSYK’nın özel yetkilerini kaldırdığı Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın, 24 saat sonra yapılan tebligat eline ulaşmadan, elindeki Ergenekon’la ilgili soruşturma dosyalarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği öğrenildi.

HSYK’nın, Erzurum özel yetkili savcılarının yetkilerini kaldırması, bu savcıların, İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın Erzincan’da uygulamaya sokulduğu iddiasıyla yürüttüğü soruşturma açısından da yetki karmaşasına yol açtı.

Adalet Bakanlığı’nın, HSYK’nın önceki gün aldığı kararı ancak dün sabah Erzurum’a göndermesi ilginç gelişmelere neden oldu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in avukatları, yetkileri kaldırılan savcıların, Cihaner’in evinde ve makamında bulunan belge ve bilgileri inceleyemeyeceğini belirterek, bu konuda tedbir kararı için mahkemeye başvurdu. Mahkeme ise önceki gün HSYK kararının kendilerine iletilmediği gerekçesiyle talebi reddetti.

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek de dün bu konuda “Kurul kararı önceki gün saat 12.30 gibi alındı. Hemen Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’ne gönderildi. Personel Genel Müdürlüğü’nün faksla bunu ilgili yere bildirmesi gerekiyordu, ancak geç bildirdiği haberleri geldi, bilmiyorum” diye konuştu. Bakanlığın bu kararı önceki gün hemen göndermediği ve Erzurum’a dün sabah ilettiği öğrenilirken, böylece yetkileri kaldırılan savcılara, Cihaner’le ilgili evrakı inceleme imkânı tanınmış oldu. Ancak bu arada Şanal’ın da, Ergenekon dosyasını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği ortaya çıktı.

‘Kısmen göndermiştim’

Şanal daha önce Radikal gazetesine yaptığı açıklamada da dosyayı kısmen, Ergenekon’u soruşturan İstanbul Başsavcılığı’na gönderdiğini söylemişti. Şanal, “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı hazırladığı iddia edilen Albay Dursun Çiçek’le ilgili soruşturmayla birleşip birleşmeyeceğine İstanbul’da karar verileceğini de dile getirmişti.


Gerçek Gündem, 19 Şubat 2010





'Bu nasıl pervasızlık'

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın tebligat kendisine ulaşmadan, Ergenekon’la ilgili soruşturma dosyalarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermesini “pervasızlık” olarak değerlendirdi.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu ANKA’ya yaptığı açıklamada, “dosya aktarma” olayını hayret ederek izlediklerini ifade ederek, “Bunu nasıl bir cesarettir, bu nasıl pervasızlıktır?” diye sordu. Yetkilerinin alındığını bildiği halde, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Şanal’ın Ergenekon’la ilgili soruşturma dosyalarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermesiyle, görevini kötüye kullandığını belirten Kanadoğlu şöyle devam etti:

“Yani ne olduğunu bildiğiniz halde, bizzat Başkanvekilinin ağzından duymanıza rağmen bunun İstanbul’a gönderilmesi, görevi ihmalden çok aşan, bir görevi kötüye kullanma suçudur. Elbette ki hesabı sorulacak bir suçtur. Hem disiplin yönünde, hem de Ceza Kanunu önünde ne yapılacaksa mutlaka yapılmalıdır. Eğer bu iyi niyet meselesi ise, hiçbir şeyden haberiniz yoktur, o tebligatın size gelmesiyle öğreneceğiniz bir olay ise zaten mesele yok. Ama siz bunu bildiğiniz halde bunu mesele yapıyorsunuz o zaman orada iyi niyetten değil, kasıttan bahsetmek mümkün olur.”


VATAN, 19 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Şub 19, 2010 15:35

Yolun sonu

Adalete ve yargıya entrika karıştırılır mı? Maalesef karıştırıldı.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın tutuklanması ile sonuçlanan iki yıllık süreçte yaşanan akıl almaz olaylar, yargıya nasıl müdahale edildiğini ve entrika karıştırıldığını açıkça gösteriyor.

“Özel yetkili” bir savcının, makamında ve evinde arama yaptığı Erzincan Cumhuriyet Başsavcısını tutuklanması talebiyle mahkemeye sevketmesi, mahkemenin de tutuklama kararı vermesi, benzeri görülmemiş bir hukuk skandalıdır ve bu skandaldan sonra AKP’nin Türkiye’yi yönetmesi imkansız hale gelmiştir.

Gerek yüksek yargı organlarının ve gerekse hükümet sözcülerinin açıklamalarını izliyoruz.
Adalet Bakanı’nın sabaha karşı 05.00’te açıklama yapmasının telaşındaki sebep nedir?

Basın-Yayın, TRT ve Anadolu Ajansı’ndan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dünkü basın toplantısını hangi sıfatla yapmıştır?
O istiyor diye de, bu karmaşa kolay kolay sona ermez.

* * *
Dün AKP cephesinde moraller son derece bozuktu.
Kimin ne yaptığı ve ne söylediği bile belli olmadı. Bütün gün “ihsası rey” ve “yetki gaspı” kavramlarını tekrarlayıp durdular.
Bunalmış, sıkıştırılmış, kıstırılmış bir halleri vardı.
Çünkü kaybettiklerini biliyorlardı.
Elleri ve ayakları birbirine dolanmış gibiydi.
Yargıya boyun eğdirme girişimleri, Erzincan-Erzurum hattında çok ağır darbe almıştı.
HSYK, hukukun ne olduğunu veya ne olması gerektiğini hatırlatmıştı.
Dün, iktidarın süngüsü düştü.
Meydanın boş olmadığını gördü.

* * *
Yargıtay Başsavcısı, AKP'nin kapatılması için yeni bir dava açarsa, AKP boynunu Anayasa Mahkemesi’ne uzatmayacak, derhal erken seçime gidecekmiş.
Devle Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün böyle diyordu.

Demek ki AKP’nin kapatılması için yeni bir davanın açılma ihtimali var ve bunu AKP’liler de biliyor.
Artık mazlum ve mağdur rolü de oynayamazlar.
Erken seçime gitmek de, kapatılmaktan kurtulmanın yolu değil. Hem iktidarı kaybedebilirsiniz, hem de partiniz kapatılabilir.
Yolun sonu görünüyor.
Uzun süredir unutmuş göründükleri “Yargı Reformu” dün nihayet akıllarına geldi.
Ama artık çok geç.
Sevinçten etekleri zil çalan Ahmet Altan şunları yazıyordu:

“Bugün, ‘efendiler’ için en korkutucu, halk içinse en sevindirici gerçek yaşanıyor ve ‘Cumhuriyet’in temelleri’ sarsılıyor.
Sarsılması da gerekiyor.”

Zavallı Ahmet Altan...

Cumhuriyetíin temellerinin yeniden atılmakta olduğunun farkında değil.
17 Şubat, milattır.


Sırrı Yüksel CEBECİ, 19 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen kush » Cum Şub 19, 2010 16:57

Ergenekon Savcılarına Hapis İstemi!

"İftira" ve "suç uydurmaya" ilişkin oluşan "kuvvetli şüphe"

Ergenekon davasında 11 ay yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakılan Muammer KARABULUT, İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına;
iddianamenin 219. sayfasında olmayan işyerinde ele geçen "Ergenekon Lobi
belgesi" var diyerek imza atan iddia makamının, 6 Ocak 2009 tarihinde
kayıtlara geçen açık duruşmada ki mütalaasında, "cezai müeyyide gerektirecek
şekilde dava açılmasını mahkeme takdirine" bırakan beyanı hakkında, karar
verilmesini istedi.

KARABULUT aradan geçen süre içinde, iddiname savcılarının mahkeme huzurunda
suçu işlediklerine ilişkin ikrarı olmasına rağmen, işlem yapmayan
mahkemeden, Zekeriya ÖZ, Mehmet Ali PEKGÜZEL ve Nihat TAŞKIN hakkında,
TCK'ın "kişi hürriyetinden yoksun kılma", "görevi kötüye kullanma", "iftira"
ve "suç uydurmaya" ilişkin oluşan "kuvvetli şüphe" için, CMK'nın 161-(5)
maddesi gereği ceza davası açılmasını talep etti.

Mahkemenin iddia makamı hakkında ceza davası açması konusunda görev gereği
kayıtsız kalmayacağını ifade eden KARABULUT, "Ergenekon savcılarının 6 Ocak
2009 tarihli açık itirafı ile suçları sabit olup, haklarında ön görülen ceza
ise 6 ile 12 yıldır" dedi.


19.02.2010 16:45:00

Kaynak
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Şub 19, 2010 18:05

Kazan: "O savcı militan..."

Kazan, HSYK tarafından alınan Erzurum Savcısı Osman Şanal için “Militan” dedi.

TUTUKLANAN Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, müvekkilinin dosyasının gönderildiği Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Dosyanın kaçırıldığını ileri süren Turgut Kazan, özel yetkisi HSYK tarafından alınan Erzurum Savcısı Osman Şanal için “Militan” dedi.

TURGUT KAZAN GAZETECİLERE KONUŞTU

Başsavcı İlhan Cihaner'in tutukluluğuna itiraz için dün Erzurum'da dilekçe verdiklerini belirten Turgut Kazan, bugün de dilekçenin bir yenisini İstanbul Adliyesi'ne verdiğini söyledi. Turgut Kazan adliyeden ayrılırken basın mensuplarına açıklama yaptı ve şunları söyledi:

“İstanbul Özel Yetkili Savcılığı ile yaptığımız görüşme hakkında açıklama yapmam sözkonusu değil. Tutuklamaya ilişkin süreci Erzurum'a verdiğimiz dilekçe istikametinde değerlendirecekler. Bu konuda bir açıklama yapmaya gerek yok. Önemli olan Türkiye'de hukuk devleti ile bir oyun oynandığının kamuoyunun bilmesini istiyorum.

SAVCI VE BAKANLIK PASLAŞTI

Yani HSYK bir savcının özel yetkisini kaldırıyor. Bu yetkisi kaldırılan savcıya tebligat bakanlıkça zamanında yapılmıyor. Bakanlık ile görevden alınan savcı birbirleri ile paslaşıp dosyanın Erzurum'dan kimsenin bilmediği biçimde kaçırılması tezgahı hazırlıyor. Bu da Erzurum'daki savcının bir savcı değil militan olduğunu ve bakanlık ile iç içe görev yaptılığını ortaya çıkarıyor.

Ve bakanlık diyor ki 'Biz zamanında bildirdik. Zamanı 16:17. Arkadaşları yargı ile ilgili, özel yetkiyi ilgilendiren bir kararı HSYK anında bildirir. Yine bakanlık suçüstü yakalanıyor. 16:13'te bu savcının, yetkisi kaldırılmış militanın dosyalar ile ilgili çuvallar ile ilgili birşeyler yapabileceğinden kuşkulanıyoruz. Bakanlık burasını bilmiyor.

Kuşkulandığımız için 16:13'te mahkemeye dilekçe veriyoruz. Diyoruz ki bu savcı bize çuvalları açalım diyor. Bir çeşit tutanağa imzamızı sağlamaya çalışıyor. Oysa yetkisi kaldırılmıştır. Bunu da bütün Türkiye duymuştur.

Kuşku duyduğumuzu belirterek çuvaldaki belgelerin yani Erzincan Savcılığı'ndaki soruşturma belgelerinin güvenlik altına alınmasını istiyoruz. Yani militandan kuşku duyduğumuzu belirterek belgelerin güvenlik altına alınmısını istiyoruz. Bakanlık '16.17'de bildirdik' diyor. Mahkeme böyle bir tebligat yapılmadığı için talebimizi reddediyor. Bakanlık bunu da öğrensin. Ona da bir gerçekçe hazırlayacaktır. O zaman da o gerekçeyi tartışırız.

Yani biz militan birinin dosyayı kaçırdığını böylece öğrenmiş oluruz. Çünkü biz dün saat 17.17'e kadar başsavcı vekili ile görüştük. Dilekçe verdik. Başsavcı vekili ve müracaat savcısı da dosyanın kaçırıldığını bilmiyorlardı. Kaçırma deyimi bana ait. Onlar dosyanın orada olduğunu sanıyorlardı. Dilekçemizi aldılar. Havaleleri vardı. Tabii ki başsavcı vekili de bilmiyordu. Bu bir skandaldır. Görevi kötüye kullanma suçu işlenmiştir. Büyük olasılıkla bakanlıkla paslaşılarak işlenmiştir.”

Turgut Kazan, “Neden dosyanın buraya gelmesini istemiyorsunuz?” sorusuna “Bir suç işlendiğini söylüyorum. Bir insanı tutukluyorsunuz. Tutuklamaya ilişkin süreci beklemeden tutukluluğu sürdürebilmek için dosyayı kaçırıyorsunuz. Bunu tartışıyoruz. Dosya yollarda sürünecek, burada incelenecek. Yeni bir süreç başlayacka. Bir insan da bir başsavcı da tutuklu olacak. Bir suç işlenmiştir” diye ceva verdi. Turgut Kazan dosyanın okunduğunu ancak henüz savcı görevlendirmesinin yapılmadığını da söyledi.


Gerçek Gündem, 19 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Urunguj » Cmt Şub 20, 2010 1:55

Suç kabul edilir içimden geçenleri yazsam !...

Başsavcıyı tutuklayan mahkeme, BOŞ arama kararlarını imzalayan Erzurum 2. Ağır Ceza hakimlerinden oluşmuyor mu?

HSYK savcıları durdurdu, ya hakimler?

Bunlar organize çalışıyorlar. Bakın korsan bir şekilde dosyalarını İstanbul'a gönderdiler.

Sanırım yargımıza da kanser gibi yayılmışlar!

(8-9 yıl önce bir genel kurmay başkanı, adliyeden fethullahçıları temizlemeden iflah olmayız demişti)
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen İL-BARS » Cmt Şub 20, 2010 11:07

Ülkede Hukuk ve Yargı'nın da çivisini çıkardılar. Yasaların uygulanamadığı bir yerde ne Hukuk ne de Nizam olur. Sadece Kaos ve Anarşi yer bulur.
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Şub 20, 2010 14:29

Orgeneral Berk hedefte...

'Berk Paşa'yı da Cihaner'i de yanına göndereceğim.'

Tutuklu bulunduğu Erzurum Cezaevi’nde CHP’li vekillerle görüşen Albay Gençoğlu, Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın sorgu sırasında “Merak etme Saldıray Berk Paşa’nı da, o savcı İlhan Cihaner’i de yakında yanına göndereceğim” dediğini anlattı.

Erzurum Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Eskişehir Alay Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Recep Gençoğlu, kendisini ziyaret eden CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve Erzincan Milletvekili Erol Tınaztepe’ye önemli iddialarda bulundu. Üzerinde mahkûm elbisesi bulunan ve milletvekilleriyle cezaevi müdürünün odasında görüşen Gençoğlu’nun moralinin bozuk olduğu bildirildi.

Saldıray Berk'i tutuklamak için gizli tanık peşindeler

Habertürk'ün haberine göre; CHP heyetinin verdiği bilgiye göre, Albay Gençoğlu, yaklaşık 1 saat süren görüşmede, sorguda yaşananları anlattı. Gençoğlu, “Savcı Osman Şanal sorgu sırasında bana işaret parmağını kaldırarak ‘Merak etme seni burada yalnız bırakmayacağım. Saldıray Berk Paşa’nı da, o Savcı İlhan Cihaner’i de yakında yanına göndereceğim’ dedi. Yüzündeki kin ve nefreti o anda gördüm. Şimdi ordu komutanını tutuklayabilmek için gizli tanık bulmaya çalışıyorlar” iddiasında bulundu.

Hakkındaki soruşturmanın omurgasını irtica ile mücadele eylem planının oluşturduğunu belirten Albay Gençoğlu, “Ben Erzincan’dan ayrıldıktan sonra dahi üzerime suç yüklemeye çalıştılar. Gölette bulunan mühimmatın kutularının üzerinde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısı ve damgası vardı. Polisler bunu görür görmez gitti. Ancak bu da kayıt altına alındı. Bu belgeyi de saklıyorlar” dedi.

Kendisine Albay Dursun Çiçek ile ilgili sorular yöneltildiğini belirten Gençoğlu, “Çiçek’in 2007 yılında Erzincan’a geldiği iddia ediliyor. Onunla ne görüştünüz diye soruluyor. Biz cemaat soruşturması yaptık, istihbaratçı subaylar da aynısını yaptı. Bu yüzden hakkımızda bu soruşturma açıldı. Ben tutuklandıktan sonra Erzincan Valisi emniyet mensuplarına 7 maaş ikramiye vermiş” diye konuştu.


Gerçek Gündem, 20 Şubat 2010





'Tarikatı soruşturmak tehlikeli'

TÜMÖD son gelişmelere tepki gösterdi.

Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Alparslan Işıklı, “Öyle anlaşılıyor ki halkımızın dinsel inançlarını, sırtını dayadığı bir yabancı ülkenin çıkarları uğruna pervasızca istismar etmeyi görev edinmiş bir emekli vaizi ve bir sözde tarikatı yargısal inceleme konusu yapmak, bir başsavcının özgürlüğünden yoksun kalmasına yol açacak kadar tehlikeli bir girişim halini almıştır” dedi.

Işıklı, yaptığı yazılı açıklamada halkın dokunulmazlık tanıdığı değerlerin birbiri ardından saldırıya uğradığını, şimdi de sıranın yargı kurumuna geldiğinin görüldüğünü ifade ederek “Mevcut iktidar yargı kurumu içindeki çelişkilerde açıkça taraf olmayı, yargı bağımsızlığını hiçe sayan bir tutumla sürdürmekte ısrarlıdır. Oysa yargının toplum vicdanında sahip olduğu gelenekselleşmiş olan üstün konumu karşısında saygılı olmaya, demokrasiden en çok uzaklaşıldığı dönemlerde bile, belli bir özen gösterilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki halkımızın dinsel inançlarını, sırtını dayadığı bir yabancı ülkenin çıkarları uğruna pervasızca istismar etmeyi görev edinmiş bir emekli vaizi ve bir sözde tarikatı yargısal inceleme konusu yapmak, bir başsavcının özgürlüğünden yoksun kalmasına yol açacak kadar tehlikeli bir girişim halini almıştır” dedi.

İktidarın bu tutumunun belli bazı kesimlerlin dışında halkta kabul görmesinin asla mümkün olmadığını belirten Işıklı, “Bu ülkenin, hukukun ayaklar altına alındığı bir muz cumhuriyeti olmadığının herkesçe bilinmesi gerekir” dedi.


Gerçek Gündem, 20 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Şub 20, 2010 14:44

Ergenekon savcıları da yetkisiz

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, tutuklanan Başsavcı İlhan Cihaner'in dosyasına bakma konusunda aldığı usulsüzlük ve yetki aşımı kararlarının, Ergenekon savcıları için de geçerli olduğunu belirtti.

HÂKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in dosyasına Erzurum özel yetkili savcısının bakmasının usule aykırı ve “yetki aşımı” olduğuna ilişkin HSYK kararının, dosyanın gönderildiği Ergenekon savcıları için de geçerli olduğunu belirtti. Özbek şunları söyledi:

‘Bakamayız yazıları var’

“CMK 250/3 maddesi gereği birinci sınıfa ayrılmış hâkimler dahil birinci sınıf hâkim-savcılara bakanlık izni prosedürü işletilerek, Adalet Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesinin ardından müfettiş eliyle soruşturma yapılır, dava açılması halinde yargılama Yargıtay’da gerçekleşir. Buradaki arkadaşlarımız (Erzurum) eğer bakamıyorlarsa oradakiler için de aynı şey geçerlidir. Ki o arkadaşlarımız (Ergenekon savcıları) benzer bir olayda kendilerinin bakamayacağına ilişkin bakanlığa bir iade yazısında imzaları olan arkadaşlarımız.”

Elindeki işi bırakırlar

Özbek, “Erzurum savcısının yetkisi kaldırıldıktan sonra elindeki dosyayı göndermesini” de şöyle değerlendirdi:

“Yargı camiasında herkes bilir. Bir yetkinin kaldırıldığı, değiştirildiğine ilişkin bilgi ulaştığı zaman, bilgi derken resmi bilgi değil herhangi bir şekilde haberdar olunduğu anda, arkadaşlarımız elindeki işi, ben de benzer şeyler yaptım, bırakırlar. Somut olayda neler oldu bilmiyorum.”


İnternetajans, 20 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Şub 21, 2010 21:43

Silahlar çekildi.Artık geri dönüş yok.Gün geçmiyor ki yeni bir haber bombası patlamasın.
Amerika'ya kaçan Ağlakzade hoca ne demişti, hatırlayalım:
''Tam özümüzü bulacağımız, kıvama ereceğimiz ana kadar, o kuvveti temsil eden şeyleri elimize alacağımız ana kadar, Türkiye' deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephemize çekeceğimiz ana kadar, her adım erken sayılır.''
(21 Haziran 1999 günü akşamı ATV' de yayınlanan Ağlakzade hoca görüntülerinden alıntıdır.)
Ben bir avuç kadar kalmış olsa da tüm ulusalcı medya organlarının sürekli bu Ağlakzade bantlarını döndürüp dururum, görüntülerde Ergenekon davası sanıklarını, İlhan Cihaner ile ilgili görüntüleri, kozmik arama sırasında çekilen görüntüleri, 2001 yılından yani AKP iktidara geldiğinden bugüne kadar ne kadar hukuk ihlali yapılmışsa o görüntüleri veririm.Ses olarak da zaten Ağlakzade'nin sesleri her şeyi en cahil, en vurdumduymaz, en APTAL vatandaşımızın bile bütün gerçeği görmesine yeter ve artar bile.
Gün sağlam durma günüdür.Her zamankinden daha fazla.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Re: İsmailağa ve Gülen Cemaati’ni Soruşturan Başsavcı Tutuklandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Şub 22, 2010 13:58

Cihaner dosyası Erzurum'a geri gönderildi

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner' in İstanbul'a gönderilen dosyası yetkisizlik kararıyla Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Yani Ergenekon Savcısı, dosyayı kabul etmedi ve dosyayı geri gönderdi.

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin makamında yaptığı açıklamada, Erzurum'dan gönderilen, Erzincan Cumhuriyet Başsacısı İlhan Cihaner’in dosyası hakkında yetkisizlik kararı verildiğini söyledi.

Aykut Cengiz Engin, "Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yetkisizlik kararı ile gönderilen dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CMK’nın 250’nci maddesince yetkili biriminde görevli Cumhuriyet Başsavcısı vekilleri ve Cumhuriyet Başsavcıları tarafından incelendi. Dosyadaki suç yeri itibariyle yargı alanımız dışında kaldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildi” dedi. Dosyanın kuryeyle Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edildiğini belirten Başsavcı Aykut Cengiz Engin, “Dosyada adı geçen şüpheliler hakkındaki yetki ve görev hususundaki tüm değerlendirmeler Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacaktır" diye konuştu.


Habercem, 22 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x