Haçlı Açılımları

Genel & Güncel Konular

Re: Sümela Helenizm’in Mekke’si imiş!

İletigönderen Başkomutan » Cmt Eyl 11, 2010 13:40


Ayasofya'da ayin isteği

Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı Kris Spiru, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazarak 17 Eylül'de Ayasofya'da ayin yapmak istediklerini ifade etti. Spiru mektubunda Başbakan Erdoğan'ı ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nu da ayine davet etti.

Ayasofya’da daha önce Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Alperen Ocakları üyeleri bayram namazı kılmak için çaba harcamış fakat gerekli iznlerin çıkmaması ve provokasyon ihbarı üzerine bu fikir ertelenmişti.

Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Ayasofya 1935 yılında ibadete kapatılmış ve müze haline getirilmişti. O zamandan beri “namaz ya da ayin” taleplerine izin verilmiyor.

Habertürk gazetesinin haberine göre Spiru mektubunda Başbakan’dan izin istemek yerine Erdoğan’ı ve hükümet üyelerini ayine katılmaya ve dua etmeye davet etti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise konuyla ilgili olarak, “Hiçbir dine özel müsamaha göstermeyeceğiz. Ayasofya, 1500 yıl ibadethane olarak hizmet etti. Bundan sonra da insanlığa hizmet edecek. Ayasofya’yı, dünyanın özel bir mabedi olarak muhafaza edeceğiz. Hiçkimseye öyle bir izin yok” dedi.

Kiliselerde ayin konusuna olumsuz yaklaşmayan Diyanet İşleri Başkanlığı ise Ayasofya konusunda henüz görüş açıklamış değil.

BBP üyesi 40 kişilik bir grup 2006 yılında, Papa 16. Benedikt’in ziyaretini protesto etmek için Ayasofya’da ibadet etmiş ve namazdan sonra Türk bayrağı açarak tekbir getirmişti. Grup daha sonra gözaltına alınmıştı.

cumhuriyet.com.tr
11 Eylül 2010

EKÜMENİK'LİĞE EVET Türkiye gidiyor elimizden...








AKP Akdamar’a haç dikecek! : AKP Akdamar’a haç dikecek!
AKP Akdamar’a haç dikecek!

Referandumda verilecek her ‘evet’ oyu, AKP’nin Akdamar’da dikeceği haçta bir çivi olacaktır.

Yazımın sonundaki cümleyle başlamak istedim bugün.

AKP hükümetinin verdiği izinle Fatih Sultan Mehmet Han’ın Pontus Rum Devletini tarihe gömdüğü 15 ağustos’ta Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda ayin yapılmıştı.
Pek çok kesim buna tepki gösterdi.
Ama hükümet için vız geldi tırıs geçti.
Başbakan Erdoğan bir televizyonda katıldığı programda, ‘ayin yapıldı da ne oldu sanki’ gibi bir açıklama yaptı.
Erdoğan’ın bu açıklaması aslında bu ayinlerin devamının geleceğini de gösteriyordu. Gerçekten de öyle oldu
AKP hükümeti 19 Eylülde Van’ın Akdamar adasındaki Ermeni kilisesinde ayin yapılmasına bir süre önce izin verdi.
Bu izin önce Ermeniler ve Ermenistan tarafından alkışlandı ve memnuniyetle karşılandı.
Ancak bir şartı vardı Ermeni Patrikhanesi’nin…
Akdamar Kilise’sinin çatısına kalıcı bir haç dikilmesini istiyorlardı.
AKP hükümeti elbette her taleplerine olduğu gibi buna da ‘evet’ dedi.
Pazar günü yapılacak referandumda milletten de aynı ‘evet’ cevabını bekliyor hükümet.
Ama milletimizin AKP hükümetinin dediği evetleri göz önünde bulundurarak bu referandumda ‘hayır’ diyeceğini tahmin ediyorum.
Neyse konumuza devam edelim.
Ermeni Patrikhanesi, kiliseye haç dikilmediği için ayine katılmayacağını açıkladı.
Patrikhanenin açıklamasına göre AKP hükümeti Akdamar’a haç dikeceğine dair bir söz vermiş Ermenilere…
Son anda verilen bu sözden dönülmüş.
Ermeni Başpiskopos Aram Ateşyan, Van Valisi’yle görüştüğünü haçın 200 kiloluk ağırlığı olduğunu ve ancak bir iskele kurularak yerleştirilebileceğini, bunun da 19 Eylül’deki ayinden sonra gerçekleşebileceğini açıkladı.
Yani AKP hükümeti haçı Akdamar’a dikecek ama 19 Eylülden sonra…
Ermenilerin AKP’yi anlamaları gerekiyor.
Haçı şimdi dikmeye kalkarsa zaten geride kalan ‘evet’ oyları daha da gerilere düşecek ve referandum sonucu AKP için bir kâbusa dönüşecek.
Bunu düşünüp sabrederse Ermeni Patrikhanesi millete verdiği hiçbir sözü tutmayan AKP hükümeti onlara verdiği bu sözü de mutlaka tutacaktır.
Bu bağlamda referandumda verilecek her ‘evet’ oyu, AKP’nin Akdamar’da dikeceği haçta bir çivi olacaktır.
Bundan dolayı Akdamar’a haç dikmek isteyenler referandumda ‘evet’ desin.

Orhan Dede
Yenimesaj
AYASOFYA’YA HAÇLI SEFERİ : Yeniçağ'ın manşeti
AYASOFYA’YA HAÇLI SEFERİ

AYASOFYA’YA HAÇLI SEFERİ

İzin istemek yok, emrivaki var!
TARSUS’ta St. Paul ile başlattığı kilise açılımı çerçevesinde Sümela Manastırı ve Akdamar’ı da ayine açan AKP, Ortodoksların da iştahını kabarttı. Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı Kris Spiru, Başbakan ve Diyanet’e ’muhtıra gibi’bir mektup yazarak, 17 Eylül’de Ayasofya’da yapacakları ayine davet etti.

Mekke, Roma, Kudüs gibiymiş
“NASIL milyonlarca Katolik Roma’da, milyonlarca Müslüman Mekke’de, milyonlarca Musevi Kudüs’te ibadet ediyorsa, biz Ortodokslar da hangi milletten olursak olalım Ayasofya’da ibadet edebilmeliyiz” görüşünü savunan Spiru, Ayasofya’nın kiliseye dönüşmesini istiyor. Şimdi tüm gözler, AKP’nin bu emrivakiye vereceği cevaba çevrildi.
YENİÇAĞ, Hristiyanlığa hizmette sınır tanımayan AKP’nin kilise açılımı çerçevesinde attığı adımları, birçok kez manşetten vermişti.

Ayasofya muhtırası!
AKP iktidarının Sümela Manastırı ile Akdamar Kilisesi’nde ayin izni vermesinden yüz bulan Ortodokslar Başbakan Erdoğan’a gönderdiği mektupla emrivaki yaptı: 17 Eylül’de Ayasofya’da ayine geliyoruz

Haber: Önsel ÜNAL
Kiliseleri ihya eden AKP iktidarının cesaretlendirdiği Ortodokslar, gözlerini Ayasofya’ya dikti. Tarsus’ta Saint Paul Kilisesi’nin ayine açılmasının, Sümela Manastırı ile Akdamar Kilisesi’nde yılda bir defa ayine izin verilmesinin ardından Ortodokslar, bu kez Ayasofya’da ibadet edebilmek için muhtıra verdi. Habertürk gazetesinin haberine göre, Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı Kris Spiru, Başbakan Recey Tayyip Erdoğan ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na bir mektup göndererek, 17 Eylül’de dernek temsilcilerinden oluşan bir heyetin dini ayin yapmak ve dua etmek için Ayasofya’yı ziyaret edeceğini belirtti. Spiru, mektubunda izin istemek yerine Başbakan Erdoğan, hükümet üyeleri ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nu ayine katılmaya davet etti.

Kilise olması için çabalıyor
ABD’deki Demokrat Parti’nin New Hampshire Eyaleti eski Başkanı Yunan asıllı Kris Spiru, 2005 yılında kurulan dernek aracılığıyla Ayasofya’nın kilise olması için çaba harcıyor. Spiru daha önceki açıklamalarında, “Nasıl milyonlarca Katolik Roma’da, milyonlarca Müslüman Mekke’de, milyonlarca Musevi Kudüs’te ibadetini yerine getiriyorsa, biz Ortodokslar da hangi milletten olursak olalım Ayasofya’da ibadet edebilmeliyiz” demişti.

Hiç kimseye özel izin yok
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ayin ve namaz talepleri konusunda yaptığı açıklamada, “Hiçbir dine özel müsamaha göstermeyeceğiz. Ayasofya, bin 500 yıl ibadethane olarak hizmet etti. Bundan sonra da insanlığa hizmet edecek. Ayasofya’yı, dünyanın özel bir mabedi olarak muhafaza edeceğiz. Hiç kimseye öyle bir
izin yok” dedi.

Diyanet görüş açıklamadı
Diyanet İşleri Başkanlığı ise kiliselerde ayin konusuna olumsuz yaklaşmazken, Ayasofya konusunda ise görüş açıklamış değil. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Sümela’daki ayinin dini özgürlükler açısından memnuniyet verici olduğunu, Tarsus’taki Aziz Paul Kilisesi’nin de kalıcı bir şekilde müzeden kiliseye dönüştürülmesine karşı çıkmadığını açıklamıştı. Bardakoğlu, şunları söylemişti: “Tarsus’taki Saint Paul Kilisesi’nin müze olmak yerine artık kilise olarak hizmet vermesini daha doğru buluyorum. Hıristiyanların da bu yönde talepleri var. Batıda gittiğimiz her yerde Saint Paul Kilisesi’nin neden müze olduğunu izahta zorlanıyoruz. Bir yer Hıristiyanlar açısından kutsalsa ve onlar orada ayin yapmak istiyorlarsa bunu engellemenin hiçbir izahı olmaz. Üç beş kilisede dini törene izin verildi diye Türkiye Hıristiyanlaşmayacaktır. Avrupa bir minareyi yasakladığı vakit fevkalade rahatsız oluyoruz.”

Hristiyanların 557 yıllık hain emeli
Bizans İmparatorluğu’nun taç giyme törenlerinin gerçekleştiği, 1453’te İstanbul’un fethinden itibaren de Osmanlı’nın imparatorluk camii olarak yaklaşık 500 yıl ibadete açık kalan Ayasofya, 1935’te müze haline getirilmişti. Ortodoksların tam 557 yıl sonra dini ayin yapılması için atağa kalktığı Ayasofya, halen müze olarak kullanılıyor.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ha ... aber=39949


Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Sümela Helenizm’in Mekke’si imiş!

İletigönderen Başkomutan » Çrş Eyl 15, 2010 17:33


Ayasofya'ya ayine geliyorlar!

ABD'deki bir grup Yunan, Ayasofya'da ayin yapmak için Türkiye'ye geleceklerini duyurdu. Fener Rum Patrikhanesi eyleme karşı olduğunu duyurdu.


Yunan-Amerikan Kültür Derneği başkanı Chris Spyrou başkanlığındaki grup Cuma günü Ayasofya'da ayin yapma hazırlığı içinde.

İpsala sınır kapısından İstanbul’a yol alması beklenen kafile, müze içine biletsiz giriş yaparak ayin düzenlemeye çalışacak.

Bu da mümkün olmazsa kafile müze dışında planladığı ayini gerçekleştirmeye çalışacak.

İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, Türk makamlarına söz konusu eylemle ilgilerinin bulunmadığı bilgisini verdi.

Yunan Dışişleri Bakanı Dimitris Droutsas ise Patrikhane'nin görüşlerine saygı göstermesi gerektiğini söyledi.

Eylemin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği henüz kesinlik kazanmış değil. (NTV)


gazetevatan
15.09.2010 17:28





Ayasofya’da korsan ayine 2 gün kaldı!

AKP’nin ‘kilise açılımı’ndan cesaret alan Ortodokslar, Sümela’dan sonra gözlerini Ayasofya’ya dikti. Yunan asıllı ABD’li Kris Spiru, yıllardır kilise olması için çaba harcadığı Ayasofya’da cuma günü izinsiz ayin yapmak için 200 kişiyle İstanbul’a geliyor. Spiru, “İzin verilmezse ayini dışarıda yapacağız” dedi.

Sıra Akdamar’da

ERMENİ diasporasının provokasyonuna sahne olacak Akdamar Kilisesi’ndeki ayine 4 gün kala AKP iktidarı, “Çan takılmazsa ayine gelmeyiz” diyen Ermenilerin arzusunu da yerine getirdi. Dev çan, hükümetin talimatıyla adaya götürüldü.

Ayasofya provokasyonu!

AKP iktidarının kilise açılımından cesaret alan Ortodokslar, cuma günü Ayasofya’da izinsiz ayin yapacak. 200 kişiyle İstanbul’a gelecek olan Yunan asıllı Kris Spiru, “İzin verilmezse ayini dışarıda yapacağız” dedi


AKP iktidarının Sümela Manastırı ile Akdamar Kilisesi’nde ayin izni vermesinden cesaret alan Ortodokslar, cuma günü Ayasofya’da “korsan” ayin düzenleyecek. Ortodokslar, Başbakan Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na gönderdikleri mektupta “İzin verilmese de 17 Eylül’de Ayasofya’da ayine geliyoruz” ifadesini kullanmışlardı.
Beraberinde 200 kişiyle İstanbul’a gelerek 557 yıl sonra Ayasofya’da ilk kez dini ayin yapmaya hazırlanan ABD’deki Demokrat Parti’nin New Hampshire eyaleti eski başkanı Yunan asıllı Kris Spiru, Uluslararası Ayasofya Cemaati olarak otobüslerle İstanbul’a geleceklerini söyledi.

İzin almaya gerek yok

Spiru, daha önce yaptığı açıklamada “İzin almaya gerek yok ki. Sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bu konuda iki mektup yazıp kendisini bilgilendirdim. Yanıt vermedi” demişti. İzin verilmezse ayini dışarıda yapacaklarını belirten Spiru, “Bu yaptıklarınız provokasyon değil mi?” sorusu üzerine “Dua etmek ne zaman provokasyon oluyor? Muhammed Peygamber, Hristiyanların ibadetlerini yerine getirmelerinin engellenmemesini, saygı gösterilmesini istemişti. Bugüne gelince Başbakan Erdoğan da insan haklarına saygı gösteren bir lider” yanıtını vermişti. Fener Patrikhanesi’nin Başsekreteri Elpidoforos Lambriniadis ise ayinden haberdar olmadıklarını belirterek şu açıklamayı yapmıştı. “Patrikhanenin Ayasofya’da güya dini ayin düzenleneceğine ilişkin hiçbir bilgisi yoktur. Dolayısıyla asılsız ve dayanaksız söylentiler sözkonusudur.”

Kilise olması için çabalıyorlar

ABD’deki Demokrat Parti’nin New Hampshire Eyaleti eski Başkanı Yunan asıllı Kris Spiru, 2005 yılında kurulan dernek aracılığıyla Ayasofya’nın kilise olması için çaba harcıyor. Spiru daha önceki açıklamalarında, “Nasıl milyonlarca Katolik Roma’da, milyonlarca Müslüman Mekke’de, milyonlarca Musevi Kudüs’te ibadetini yerine getiriyorsa, biz Ortodokslar da hangi milletten olursak olalım Ayasofya’da ibadet edebilmeliyiz” demişti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, daha önce ayin ve namaz talepleri konusunda yaptığı açıklamada, “Hiçbir dine özel müsamaha göstermeyeceğiz. Ayasofya, bin 500 yıl ibadethane olarak hizmet etti. Bundan sonra da insanlığa hizmet edecek. Ayasofya’yı, dünyanın özel bir mabedi olarak muhafaza edeceğiz.
Hiç kimseye öyle bir izin yok” demişti.

Geçici yerine konuldu

Van Vali Yardımcısı Atay Uslu, Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni ile Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Başkanı Zahir Kandaşoğlu tarafından tekne ile Akdamar Adası’na götürülen haç, geçici olarak kilisenin giriş kapısına yerleştirildi. Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni, şöyle konuştu: “Ermeni vatandaşlarımız ve yurt dışındaki Ermeni toplumu haçın, asıl yeri olan kubbeye yerleştirilmesini istiyordu. Bu isteği, bazı teknik nedenlerden dolayı 19 Eylül’deki ayine yetiştiremiyoruz. Burası SİT alanı ve korumada olan bir kilise. Bir çivinin dahi çakılması için bir sürü prosedür uygulanıyor. Haçın kubbeye yerleştirilmesi için ihale yapılması ve bir çok kurumdan izin alınması gerekiyor. Bu işlem uzun zaman aldığından İstanbul’daki patrikhanenin ’haçın kubbeye konulmaması durumunda, kilisenin bahçesinde bir yere konulması bizim için yeterlidir’demesi üzerine Kültür Bakanlığının izni ve talimatı ile haçı buraya getirdik. Bir kaç gün içerisinde patrikhanedeki din adamları gelecek ve uygun gördükleri yere haçı yerleştirecek. Ayinden sonra da haçın kubbeye yerleştirilmesi için çalışma başlatılacak.”

Ermeni bastırdı, haç Akdamar’a geldi

Hristiyanlığa hizmette sınır tanımayan AKP iktidarının ayin için izin verdiği Van’ın Gevaş ilçesindeki Akdamar Kilisesi’nin haç sorunu çözüldü. Kilisede pazar günü yapılacak ayinin hazırlıkları sürerken, Van Müzesi’nde bulunan ve İstanbul Patrikhanesi tarafından yaptırılan 100 kilo ağırlığında, 2.5 metre uzunluğunda, 130 santimetre genişliğindeki dökme demirden yapılmış olan haç, adaya götürüldü. Çan kulesinin yan tarafında bulunan ahşaptan yapılmış bir kaidenin üzerine yerleştirilen haçın ayin günü nereye bırakılacağına patrikhaneden gelecek din adamları karar verecek. Haç için ayrıca geniş güvenlik önlemi de alındı. Haçın üzerine konulduğu kaidenin sağ ve solunda güvenlik elemanları beklerken, temizliğine de büyük önem gösterildiği dikkat çekti. Ermeniler, kiliseye haç dikilmezse pazar günkü ayine gelmeyeceklerini belirtmişlerdi.

3 bin kişi gelecek

Ayine gelecek Ermenilerin ulaşım ve konaklamaları ile güvenliklerinin sağlanması için gerekli önlemlerin alındığını söyleyen Gevaş Kaymakamı Yusuf Guni Güni, kentteki otellerin rezervasyonlarının dolduğunu, kurum misafirhanelerinin ise hazırda bekletildiğini ifade etti. Ayin günü yaklaşık 3 bin kişi beklediklerini belirten Güni, konaklama konusunda yaşanabilecek aksaklıkta 3 bin 500 Vanlının, evlerini Ermenilere açmak için hazırlık yaptığını bildirerek, “Şu an buna ihtiyaç gözükmüyor.

Ama o gün misafir fazla olursa bu konuda vatandaşlarımızın talepleri değerlendirilecek” dedi. Ayin günü adaya yolcu taşıyacak tekneler ile adadaki hazırlıkların da tamamladığını dile getiren Güni, teknelerin 1,5 saat içerisinde 3-4 bin kişiyi adaya nakledecek kapasiteye sahip olduğunu sözlerine ekledi.


YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Bir ‘Habur’ da Akdamar’da!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Eyl 20, 2010 22:01

Bir ‘Habur’ da Akdamar’da!

AKP’nin kilise açılımı da PKK açılımına benzer yönde ilerliyor. Kiliselere oluk oluk para akıtan AKP, St. Paul ve Sümela’nın ardından Van’daki Akdamar Kilisesi’ni de 95 yıl sonra ayine açtı. Yaklaşık 2.5 saat süren ayine 5 bin Ermeni gelirken, olağanüstü güvenlik önlemi alındı.

Ayini yöneten Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Aram Ateşyan, “Bizim için önemli olan, müze statüsünde korunan kilise binasının gelecek nesillere aktarılması. Kiliseyi restore eden hükümete müteşekkiriz” dedi.

Haber: Önsel ÜNAL

AKP iktidarının kilise açılımından destek alan Ermeniler, Van’daki Akdamar kilisesi’nde 95 yıl aradan sonra ayin düzenledi. Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Aram Ateşyan’ın yönettiği ayin, kilise bahçesinde toplanan din adamlarının topluca kiliseye girmesiyle saat 11.00’de başladı. Kilisede yaklaşık 2 saat boyunca, koro eşliğinde ilahiler ve dualar okundu. İncil’den de bazı bölümlerin okunduğu ayinde, Ateşyan’ın konuşması sonrası dışarı çıkan din adamları, bir süre daha dua ve ilahi okumayı sürdürdü. Ayin, Ateşyan’ın da aralarında yer aldığı din adamları tarafından yapılan seramoni sonrası tamamlandı.

5 bin kişi katıldı
Yaklaşık 2.5 saat süren ayin sırasında, kilise bahçesine çıkan din adamları, ellerindeki lokma şeklindeki ekmek parçalarını, cemaate dağıttı. Bazı cemaat üyeleri, kilise bahçesindeki haç önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. Bazı kişiler de kilisenin arka kısmında oluşturulan özel bölümde mum yakıp dua etti. Ayin sırasında, iç mekan darlığından dolayı kilise dışında bekleyen katılımcılar, ellerinde tuttukları ahşap haç sembolü ile dev ekrandan ayini izledi. Van Valisi Münir Karaloğlu da ayini helikopterle izledi. Türkiye’deki Ermeni cemaati üyelerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı ayini, 148 yerli, 63 yabancı basın mensubu izledi.

Ermenistan Patrikliği katılmadı
Patrik Aram Ateşyan, okunan ilahiler ve duaların ardından yaptığı konuşmada, kutsal haçın yüceltilişinin kutlandığı bu günlerde, uzak diyarlardan gelerek, kutsal haçın adını taşıyan Akdamar Kilise’sinde toplandıklarını belirtti. Ateşyan “Bugün bu kilisede dua etmenin ve 11 asırlık bir ruhani geleneğe paydaş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Ayine katılmayan diğer Ermeni kiliselerini de eleştiren Ateşyan, “Gönül isterdi ki, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan da aramızda olsaydı, ama gelmedi” dedi. Ermenistan Patrikliği Eçmiyazin, daha önce Akdamar ayinine katılacağını ve iki temsilci göndereceğini açıklamıştı.

Haç kubbeye dikilecek
Ancak, patriklik, kilisenin çatısına takılmak üzere İstanbul’dan gönderilen haçın takılmasının ayin sonrasına bırakılması üzerine katılmama kararı aldı. Ayin için İstanbul’dan getirilen haçın da en kısa zamanda kilisenin kubbesine yerleştirileceğini anlatan Ateşyan, ayinin düzenlenmesine olanak sağlayan aralarında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Van Valisi Münir Karaloğlu’nun da bulunduğu Türk yöneticilere teşekkür etti.

550 polis görev aldı
Akdamar Kilisesi’nde 95 yıl aradan sonra yapılan ayin için Van’a gelen Hristiyanlar, teknelerle adaya taşındı. Sabah 07.30 sıralarında Van merkeze 45 kilometre uzaklıkta bulunan Gevaş ilçesindeki Akdamar İskelesi’ne gelen ve aralarında Türkiye Ermeni Patrikliği Ruhani Meclis Başkanı Başrahip Tatul Anuşyan’ın da bulunduğu din adamları ile konuklar, teknelere alındı. 20 dakikalık tekne yolculuğunun ardından adaya ulaşan konuklar adaya getirildi. Ayin dolayısıyla Van Emniyet Müdürlüğü adada sivil giyimli 50 polis görevlendirdi. İskele çevresinde ise 500 polis görev aldı. Emniyet Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren dedektör köpeği “Lady” ise iskele ve adada bomba aradı. Jandarma Komutanlığı ile Sivil Savunma Müdürlüğüne ait botlar ve Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nden 7’si uzman 30 sağlık görevlisi ayin dolayısıyla adada bulunduruldu. Sağlık ekibinin yanı sıra Sağlık Müdürlüğüne ait hava ambulansı da hazır bekletildi.

Tarihte ‘tecavüz adası’ydı
AKP’nin ihya ettiği Akdamar Kilisesi’nin önemi, işgal yıllarında bölgedeki Müslüman kadınları Akdamar’a kaçırıp namuslarına leke süren Ermeni çetecilerin torunları için çok büyük. 1. Dünya Savaşı sonrası Rusların silahlarını alarak Türklere saldıran Ermeniler, kilisenin de üzerinde bulunduğu adayı ’Türk kadınlarına tecavüz’ adasına çevirmişti. Yüzlerce Müslüman kadın, bu zillete dayanamayıp gölde intihar etmişti. Kilise, Ermeni Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Menuel’e inşa ettirildi. Kilise adını her yıl eylül ayının ikinci pazarına denk gelen “Surp Haç” yortusundan alıyor. Ayrıca 1895 yılına kadar burası, Ermeni Patrikliği’nin merkeziydi. Ancak siyasi nedenlerden dolayı 1951 yılında dönemin hükümeti, kilisenin yıkılmasına karar verdi. Bu yıkım kararı, yapılan müdahalelerle rafa kaldırıldıktan sonra bu tarihi kilise de adeta kaderine terk edildi. Kilise, AKP iktidarının Ermeni açılımıyla Kültür Bakanlığı tarafından 2005-2007 yılları arasında 1.5 milyon dolarlık bir yatırımla restore edildi. 2007 yılında kilise “anıt-müze” olarak açıldı. Daha sonra Van Valiliği’nin girişimleriyle kilisede yılda bir kez ayin yapılmasına izin verildi.

Erivan’da Ermenilerden Türkiye aleyhine protesto
Van’ın Akdamar adasındaki kilisede, dün binlerce Ermeni’nin katılımıyla ayin düzenlenirken Ermenistan’ın başkenti Erivan’da, Ermenileri ikiye bölen bu ayin, protesto edildi. Panorama.am’a göre, Erivan’daki “Soykırım Anıtı” yakınlarında gerçekleşen gösteride eyleme katılanlar, “Akdamar Kilisesi’ndeki Türk gösterisini” protesto ederken “Türkiye yükümlüklerini yerine getir”, “Kilisemizi, bize ödünç verme” yazılı pankartlar taşıdı. Ermeni medyasına göre, Akdamar’daki ayin, Ermenileri böldü. Ermenilerin ikiyi bölünmesinin Ermenistan’da ciddi kaygı yarattığı belirtiliyor.

Propaganda girişimi
Kimi Ermeniler, Akdamar’daki ayine destek verirken kimileri de şiddetle karşı çıktı. Van’daki ayini eleştirenler, Akdamar Kilisesi’nin kubbeye haçın yerleştirilmemesine de tepki gösterdi. Erivan’daki eylemin öncülüğünü yapan “Ermeni Soykırımı Müzesi ve Enstitüsü”, Akdamar’daki ayin için “Türk hükümetinin propaganda girişimi” dedi.

Ermeni kamuoyu 2’ye bölündü
News.am ise, Ermeni kamuoyunun ikiye bölündüğünü ifade ederek “Ermenilerin bir kısmını, Türkiye’nin imajını düzeltmeye çalıştığını belirtip, Akdamar’daki etkinliğin boykot edilmesinden” yana tutum alırken diğer bir kısmının ise, ayin etkinliğine katılımı, Ermeni kiliselerinin de onarılmasına kapı aralanacağı gerekçesiyle savunduğunu aktardı.


YENİÇAĞ, 20 Eylül 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Başkomutan » Sal Eyl 21, 2010 2:33


Haçı koynundan çıkanlar

Türk milleti tarihin süzgecinden geçirdiği birikimlerini özdeyişlere dönüştürmüştür. "Bizans oyunları" bunlardan biridir. Bizanstan kalma entrikaları ve her türlü dalavereyi anlatır. Bir de, "haçı koynundan çıktı" diye bir laf vardır. Göründüğü gibi olmamayı, iki yüzlülüğü, istismarı ifade eder. Bugün örneklerine çok rastladığımız türden sureti haktan görünüp ihanet edenleri özetler.

Bir başka bunları yapsaydı?

    Şimdi herkes elini vicdanına koysun ve düşünsün: Dünya görüşü, ideolojisi ne olursa olsun iktidarda bir başka parti olsaydı ve bugün AKP'nin yaptıklarını yapsaydı. Yani, Kıbrıs'ı Rume peşkeş çekmek için fırsat kollasaydı. Irak'da milyonlarca Müslüman katledilirken ABD askerlerinin askerlerinin ülkelerine sağsalim dönmeleri için dua etseydi. Kuzeyimiz'de bir Kürt devletinin kurulmasına destek verirken, bölücü katillerle pazarlıkları sürdürseydi ve Habur benzeri rezaletlere imza atsaydı. O hükümetin başbakanı BOP Eşbaşkanlığını yürütse ve Yahudiden üstün cesaret ödülü alıp, Papa Heykelleri önünde Papaz cüppesiyle imza törenlerine katılsaydı.

    Türkiye'nin her yerinde ve neredeyse her sokak başında bir kilise açılmasına önayak olsaydı. Rum Papaza fiili olarak "ekümen" sıfatı verilmesine sessiz kalıp Heybeli Ruhban Okulu'nun açılmasını destekleseydi. Türk kanını temsil eden bir bayrağın altında maç seyredip, Ermeni iftiralarını kabul edecek bir kapıyı aralasaydı. Azerbaycanı küstürüp, ABD'nin İran'ı işgal planlarına yol verseydi. Hamas'la dostluk uğruna 9 Türk vatandaşını İsrail askerlerinin kucağına atıp katledilmelerine seyirci kalsaydı.

    Sümela Manastırında ayin düzenlenmesini sağlasaydı. Akdamar Kilisesi'ni milyonlarca verip onardıktan sonra üzerine haç dikseydi ve ibadete açsaydı. Her önemli karar öncesinde soluğu ABD'de alıp, ne yapacağına öyle karar verseydi. İkinci sınıf bir AB üyeliği için her isteneni yapıp, tam ve eksiksiz bir teslimiyet gösterseydi. Başörtüsü sorunun çözümü için bir muhalefet partisiyle protokol imzalayıp, sonra da attığı imzayı bırakıp kaçsaydı. Acaba ne olurdu? Ne söyler, ne tür muhalefet eder, hangi yakıştırmaları yaparlardı? Bütün cami önlerinde protestolar düzenlenip, gökkubbe yere indirilmez miydi?


Her teslimiyet yenisini doğuruyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da iktidar olmadan önce bu konularda ne düşündükleri, ne söyledikleri, ne yaptıkları meydanda. Gazete arşivlerinde, Meclis tutanaklarında ibret veren örnekler mevcut. O gün ne söylemişlerse, bugün yüzseksen derece tersini yapıyorlar. Her taviz, her teslimiyet yenilerine yol açıyor. Sokak kiliselerinin açılmasında gösterilen zafiyet fiili ekümenliği, oradan çıkan sonuç Rum heveslerinin daha da artmasını sağlıyor. Sümela Manastırında ayin düzenlenmesine verilen izin Ayasofya'yı yeniden Kilise'ye dönüştürmek isteyenlerin heveslerini arttırıyor.

"Nasıl olsa her isteneni veriyorlar" diyerek bir deneme de orası için yapılıyor. Neyse ki Türk milletinin gazabından korktukları için bu kadarını göze alamadılar, ama vazgeçmeyeceklerdir. Biraz hazmedilmesini bekleyecekler ve ilk fırsatta yeniden deneyeceklerdir. Akdamar Kilise'si önlerinde büyük bir örnektir ve bundan sonra benzer tavizler için uluslar arası ölçüde bir emsal teşkil etmiştir.

Türk düşmanları coşuyor

Şimdi siz kendi topraklarınızdaki, kendi kontrolünüzdeki, hiçbir şekilde tartışma konusu yapılamayacak şeyler için bu kadar kolay taviz verir, bu kadar kolay teslim olursanız, birilerinin kurcaladığı ve tartışmalı hale getirdiği konularda nasıl direneceksiniz? Her şey birbirine bağlıdır. Bir yerinden çözülmeye başladı mı arkası gelir. Kıbrıs'daki yalpalamalar Ermeni heveslerini arttırmış, Kuzey Irak'daki yetersizlik Türk dünyasını ürkütmüştür.

Sümela teslimiyetinin Ayasofya'yı tetiklemesi gibi, Akdamar gafleti de Ermeni iftiralarına yeni boyutlar kazandıracaktır. Ve hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bütün bu yetersizlikler, bütün bu vahametler, bütün bu garabetler Türkiye üzerinde hesabı olanları daha da coşturacak, hainleri, bölücüleri daha da ümitlendirecektir. Bütün bunlara bir de son referandumdaki sonucu eklemek gerekiyor. İşte bu yüzden karanlık bir döneme girilmiş, işte bu yüzden her şey dünden çok daha zor ve ağır bir hal almıştır.

Cevap arayan sorular

Hiç şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti içeride ve dışarıda tarihinin en ağır dönemini yaşıyor. Varlığı, birliği, birikimleri, geleceği tartışmalı hale gelmiştir. Böyle bir sicilin, böyle bir dönemin Türk milletinden hala onay almasının, hala iktidarda kalmasının akıl, mantık ve vicdani bir izahı yoktur. Bırakın bu kadarını, bunun onda birine bir başka hükümet sebebiyet verseydi, bu teslimiyetin, bu gafletin çok azını gösteren bir başka iktidar işbaşında olsaydı taşla - sopayla kovalanır, bir daha ortaya çıkmasın diye de bütün delikler tıkanır ve üzerine kireç dökülürdü.

Türk milletinin kararına elbette saygımız var. Çıkan sonuç elbette bağlayıcıdır ve uymak zorundayız. Ancak sorgulamak ve bir izah aramak da bizim hakkımızdır. Bu kadar Bizans oyunu nasıl fark edilmez? Haçı koynundan bir defa değil bin defa çıkanlara neden bu kadar kredi açılır? Bugüne kadar bu sorular bu kadar net biçimde ortaya konulmamış ve hiçbir şekilde cevap aranmamıştır. Bilinen ve görünen tek şey herkesin bir korkuya kapıldığı ve mümkün olduğu kadar bu sorulardan uzak durarak kendini selamette hissetmeye çalıştığıdır. Oysa ahlaklı siyaset bilimcilerin, hakiki aydınların, insaflı toplum bilimcilerin, vicdanlı gazetecilerin asıl sorgulaması, asıl tartışması ve cevap araması gereken sorular bunlardır.

Daha ne olması gerekiyor?

Bu gidiş hayra alamet değildir. Türkiye Cumhuriyetinin varlığı, ülkenin bölünmez bütünlüğü dünden daha büyük tehlike altındadır. Lafı dolandırmaya, etrafında dolaşıp vakit geçirmeye gerek yok. İşte Sümela'da olanlar, işte Akdamar'da olanlar. İşte bölücü ve hainlerin geldiği nokta, işte hükümetin bu güruhla ilişkileri. Uyanmamız, itiraz etmemiz, karşı çıkmamız için daha ne olması gerekiyor? İlla kapımıza dayanları, evimizden, ülkemizden kovmaları, birikimlerimize el koymaları mı gerekiyor? Böyle devam ederse korkarım ki sıra onlara da gelecek. O zaman herkes uyanıp nerede yanlış yaptığını düşünecek ve bir şeyler yapmaya uğraşacak, ama korkarım geç kalmış, hem de çok geç kalmış olacağız.


Orhan KARATAŞ
Ortadoğu Gzt.
En son Başkomutan tarafından Çrş Eyl 22, 2010 15:38 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Sümela Helenizm’in Mekke’si imiş!

İletigönderen İrfan Tuna » Sal Eyl 21, 2010 18:27

Lütfü TÜRKKAN yazdı:Alıştıra alıştıra…
Açılımla başladık, açılışlarla devam ediyoruz.
Önce Akdamar Kilisesi’ni açtılar ibadete.
En son Sümela Manastırı’nı da ibadete açtılar.
88 yıl sonra Sümela Manastırı’nı ayine açmak, dindar AKP Hükümeti’ne nasip oldu.

Başbakan Erdoğan’ı keser mi bu açılış?
Asla..!
Sırada Büyükada Rum Yetimhanesi var.
Ama esas açılış referandumdan sonra.
Ruhban Okulu’nu açmak için Başbakan da, tüm AKP’liler de sabırsızlanıyor.
Patrik Bartholomeos’un heyecanı bile, solda sıfır kalır AKP’lilerin Ruhban Okulu heyecanı yanında.
Neden?
BOP Eşbaşkanı olarak Başbakan Erdoğan’a verilen ödevlerin en başında yer alan bir görev bu.
Referandum’da istedikleri ‘evet ‘oyunu çıkarttıkları gün, meselenin çözümü kolaylaşacak onlar için.
Sonra da Başbakan çıkıp meydanlara; “Ruhban Okulu’nu da açmak AKP Hükümeti’ne nasip oldu Allahımıza hamdolsun” diyecek.
AKP’ye oy vermiş samimi Müslümanlar da soracaklar kendi kendilerine;
"Yahu Taksim’e cami yapacağız diye yola çıktık, kilise, manastır, Ruhban Okulu aça aça devam ediyoruz."
Yok mu bu işte bir yanlışlık veya bir çapanoğlu sizce?
Milletimizden ısrarla gizlenen, AKP’nin gizli gündemini anlamadınız mı hâlâ?

Resim


Irak'ta camileri bombalayan, kadınların ırzına geçen, milyonlarca Müslüman'ı katleden katiller sürüsüne ''kahraman'' diyen; bu ''kahraman Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua eden'' HAÇLI İRTİCA'dır bu...

Hele durun, alıştıra alıştıra ilerlenen bu yolda, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden ''İrticayı'' da tehdit olmaktan bir çıkarsınlar; bu hızla, Patrik Bartholomeos'u ''ekümenik'', İstanbul'u da Ortodoksların ''Vatikan''ı bile yaparlar...

Ne de olsa ''Hizmette sınır yok''...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Başkomutan » Çrş Eyl 22, 2010 15:15


Onlar sövüyor biz övüyoruz

Türkiye’de taşeron siyasilerin ABD ve AB’ye bağımlı politikaları sebebiyle oldukça garip icraatlar ortaya konuluyor.

Yunanlılar Türklerin Pontus soykırımı yaptığını iddia ederek Türk milletine iftira atıyorlar.

Bunun için her yerde anıtlar dikiyorlar.

Her yıl toplanıyorlar ve sözde Pontus soykırımını anıyorlar, Türk milletine hakaret üstüne hakaret yağdırıyorlar.

Halbuki Anadolu’yu işgal eden, Türkleri katleden, evlerini barklarını yakıp yıkan kendileri…

Güney Kıbrıslı Rumlar da aynı tavrı sergiliyorlar.

Türk ordusunun Kıbrıs harekatında katliam yaptığını, Rumları evlerinden kovduğunu iddia ediyorlar.

Bunlarla ilgili dünyanın her ülkesinde lobi çalışmaları yapıyorlar.

Her tarafta Türkiye ve KKTC aleyhine dava üstüne dava açıyorlar.

Halbuki soykırım yapan kendileri…

1974 öncesi bebek demeden, çocuk demeden, yaşlı, kadın, hamile demeden insanlarımızı katleden kendileri…

Peki, bu kadar iftiraya, hakarete rağmen biz ne yapıyoruz? Bayram değil seyran değil Pontus devletinin bir nevi sembolü olan Sümela’da ayin yapılmasına izin veriyoruz.

Onlar bize sövmekle övünüyor, en çok sövene ödül veriyor, bizimkiler ise onlara jest yapmakla övünüyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…

Aynı manzarayı Ermeni meselesinde de yaşıyoruz.

Ermeniler doğu sınırlarımızı kabul etmiyor.

Bizi Ermeni soykırımı yapmakla suçlayıp iftira atıyorlar.

Sözde soykırımı tanımamız için bütün dünyayı turluyorlar.

Bizden tazminat ve toprak talebinde bulunuyorlar.

Halbuki soykırımı yapan kendileri…

Tarihi bütün deliller gösteriyor ki, onlar bizim dedelerimizi, ninelerimizi, bacılarımızı, bebeklerimizi insafsızca katlettiler.

Köylerimizi yaktılar, yıktılar.

Düşmanla bir olup topraklarımızı işgal ettiler.

Bugün ise her geçen gün hakaret dozajlarını artırıyorlar.

Bütün bunlara rağmen biz ne yapıyoruz?

Sırf jest olsun diye tarihi kanlı olan Akdamar Kilisesi’ni ayine açıyoruz.

Bir de devlet bütçesinden yani vatandaşın cebinden 4 trilyon lira harcayarak restore ettiriyoruz.

Gelmemezlik etmesinler diye Haçlarını da kendi ellerimizle dikiyoruz.

Onlar bize katil deyip sövüyor, biz ise onların eserlerini ayakta tutmaya çalışıyoruz.

Onlar bırakın eserlerimizi, insanımıza bile saygıları yok, biz ise onların eserlerine bile sahip çıkıyoruz.

Onlar bizim topraklarımıza gözlerini dikiyorlar, biz ise onların tarihi eserlerini onarıp onların kucağına bırakarak, onların topraklarımız üzerindeki iştahlarını artırıyoruz.

Bize de yine bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demek düşüyor.


Murat ÇABAS
Yenimesaj / 22.09.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 30, 2010 21:32

Çan sesleri yayılıyor!

Her arz, kendi talebini oluşturur...
AKP’nin kilise açılımı çerçevesinde ayine açtığı kilise sayısı 16’ya ulaştı. Trabzon’daki Sümela Manastırı ve Van Akdamar Kilisesi’nde yapılan ayinlerin ardından Türkiye’de ‘kültür varlığı’ statüsünde bulunan kiliseler, ortalarda görünmeyen Hristiyan cemaatin ilgisini artırdı. Kültür Bakanlığı ayin yapmak isteyenlere ‘izin gerekmeyen’ bu 16 kiliseyi adres gösteriyor.

Olmadık yerlerden ayin talebi!
HristiyanlarIn bu kiliselerde rahatça ayin yapabilmesi için Dışişleri, İçişleri, Kültür ve Turizm bakanlıkları birlikte ‘otorite kararı’ aldı. Buna göre bu kiliselerde ayin yapmak için sadece ilin valiliğine haber vermek yeterli oluyor. İlginin arttığını belirten Kültür Bakanlığı yetkilileri, ‘açılım’ın başarısını şu sözlerle özetliyor: Bazen olmadık yerlerden ayin talebi geliyor.

Sümela ve Akdamar kiliselerinin ardından bakanlık 16 kiliseyi daha ayinlere açtı.

AKP 16 kiliseyi daha ayine açtı
Van Akdamar Kilisesi’nde yapılan ayinin ardından, Türkiye’deki kültür varlığı statüsündeki kiliselerde ayin yapmak isteyen Hıristiyanların başvuruları arttı. Kültür ve Turizm Bakanlığı da 16 kilisenin kapısını daha Hıristiyanlara açtı. Alınan bilgiye göre, Trabzon’da Sümela Manastırı, ardından Van Akdamar Kilisesi’ndeki ayinlerle Hıristiyan dünyasının da dikkati Türkiye’deki diğer kiliselere çevrildi.


YENİÇAĞ, 30 Eylül 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eki 08, 2010 0:55

OLACAĞI BUYDU!

AKP’nin ‘Kilise açılımı’ Hıristiyanları coşturdu. Haçı kapan papaz cematiyle birlikte ayin yapmak için Türkiye’ye koşuyor.

İznik’te provokasyon
RUM asıllı ABD’li Chris Spirou ve beraberindeki Ortodoks grubun geçen ay içinde İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nde yapmak istedikleri ancak tepkiler üzerine son anda vazgeçtikleri provokasyon, bu kez Bursa İznik’te sergilendi.

Müze bahçesinde ayin
İlçedeki Ayasofya Müzesi’nde ayin yapmak için Fransa’dan gelen 37 kişilik Katolik grup, Valilik’ten izin istedi. “Hayır” cevabını alan papaz ve cemaati, bunun üzerine müzeye yakın bir restoranın bahçesinde toplanıp ilahiler söyledi.

‘Haç’ını kapan kosuyor!
AKP’nin kilise açılımından yüz bulan Hıristiyanlar, ortalığı karıştırmak için Türkiye’ye akın ediyor. Fransa’dan gelen bir grup, İznik ilçesindeki Ayasofya Müzesi için izin alamayınca, restoran bahçesinde ayin yaptı.

Haber: Macit SOYDAN

Kiliselere oluk oluk para akıtan AKP’nin, St. Paul ve Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi’ni ayine açmasından cesaret alan Hırıstiyanların Türkiye’ye ilgisini artırıyor. Eline haçını alan gruplar, farklı mekanlarda ibadet edebilmek için Anadolu’ya akın ediyor. Bursa’nın İznik İlçesi’ndeki Ayasofya Müzesi’nde ayin yapmak için Fransa’dan gelen 37 kişiden oluşan Katolik grup, izin alamayınca restoran bahçesinde ayin yaptı. Milliyet gazetesinin haberine göre, İznik’e önceki gün gelen grup, geniş güvenlik önlemleri altında öğle saatlerinde Ayasofya Müzesi’ne gitti.

Bursa Valiliği izin vermedi
Burada ibadet yapmak isteyen gruba, Bursa Valiliği’nden izin almadıkları gerekçesiyle izin verilmedi. Daha sonra ilçede bulunan bir restorana gidip bahçesinde ibadetlerini yapan grup öğle yemeğini yedikten sonra Ayasofya Müzesi’ni ziyaret etti. Grup, polisin geniş güvenlik önlemleri altında yapılan ziyaretten sonra ilçeden ayrıldı. İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden bazı görevlilerin, Ayasofya Müzesi’ne girişi sırasında Fransız gruba rehberlik yapan Kerem Gülen’in kimliğini ziyaret süresince el koydu. Gülen’in nüfus kağıdı ziyaret sonrası tekrar iade edildi.

Spiru ortalığı germişti
Hatırlanacağı gibi, Yunan asıllı ABD’li Kris Spiru, yıllardır kilise olması için çaba harcadığı Ayasofya’da izinsiz ayin yapmak için 200 kişiyle İstanbul’a geleceğini açıklayarak büyük gerginlik yaratmıştı. Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı olan Spiru, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na muhtira gibi bir mektup göndererek, 17 Eylül tarihinde Ayasofya’da yapacakları ayine davet etmişti. Spiru, “” Nasıl milyonlarca Katolik Roma’da, milyonlarca Müslüman Mekke’de, milyonlarca Musevi Kudüs’te ibadet ediyorsa, biz Ortodokslar da hangi milletten olursak olalım Ayasofya’da ibadet edebilmeliyiz “ görüşünü savunmuştu. Yunan asıllı işadamının bu densizliği ülkede infial yaratmış, bunun üzerine Spiru, son anda Türkiye’ye gelmekten vazgeçmişti.

Surp Harutyun Kilisesi de restore edildi
Şişli Belediyesince restore edilen Beyoğlu’ndaki Surp Harutyun Kilisesi hizmete açıldı. Açılış töreninde konuşan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, yenilenen kilisenin dün tekrar ibadete sunulduğunu söyledi. Sarıgül, “Amacımız, dil, din, ırk, mezhep, kültür farkı gözetmeden bütün yurttaşlarımızın inanç özgürlüğünde beraber olmasını sağlamak. Belediye olarak camilerimize, cemevlerimize, sinagoglarımıza ve kiliselerimize eşit uzaklıktayız” dedi. Sarıgül, kilisenin restorasyon maliyetinin 175 ile 225 bin TL arasında olduğunu kaydetti. Törene, Ermeni Patrik Vekili Aram Ateşyan da katıldı.

*******

Sümela ve Akdamar’la başladı, İznik’e sıçradı
Rum-Ermeni kiliselerini ihya edecekler...

TRABZON’daki Sümela Manastırı ve Van Akdamar Kilisesi’nde ayine verilen izinlerle başlayan süreçte son nokta İznik’teki provakasyon oldu. AKP’nin 16 tarihi kiliseyi milyonlarca lira harcayıp ibadete açtırmasından cesaret bulan Hıristiyanlar, müzelere de haç dikilmesini istiyor.

Çan sesini Türkiye’nin tamamına yaymak isteyenlerin en büyük dayanağı ise Dışişleri, İçişleri, Kültür ve Turizm bakanlıklarının birlikte aldığı ‘otorite kararı.’ Karara göre, kiliselerde ayin yapmak için sadece ilin valiliğine haber vermek yeterli oluyor.

‘Sümela’ ile ‘Akdamar’ tavizi azdırdı
Hırıstiyanlığa hizmette sınır tanımayan AKP iktidarı, başlattığı kilise açılımı çerçevesinde önce Tarsus’taki St. Paul Kilisesi’nin ardından Trabzon’daki Sümela Manastırı’nı, son olarak da Van’daki ve Akdamar Kilisesi’ni ayine açımıştı. 88 yıl aradan sonra 15 Ağustos 2010 tarihinde ’bir günlüğüne’ayine açılan Trabzon’daki tarihi Sümela Manastırı’nda yurt dışından gelen yaklaşık 2 bin 500 Ortodoks Meryem Ana Yortusu’nu kutlamıştı. Yunanistan ve Rusya’dan gelen Ortodokslar, Trabzon’un fethedildiği 15 Ağustos’ta haçı tekrar Sümela’ya dikerek, Fatih Sultan Mehmet’in kemiklerini sızlatmıştı. Ayini, 1997’de protestolar yüzünden, geldiği gemiden bile inemeyen Fener Rum Kilisesi Papazı Bartholomeos yönetmişti. Bu ayinin ardından ikinci şovun adresi ise Van’daki Akdamar Kilisesi’ydi. İşgal yıllarında bölgedeki Müslüman kadınları Akdamar’a kaçırıp namuslarına leke süren Ermeni çetecilerin torunları, sözde ibadet için 19 Eylül’de tecavüz adası Akdamar’a koşmuştu. Yaklaşık 2.5 saat süren ayine 4 bin Ermeni gelirken, olağanüstü güvenlik önlemi alınmıştı.

Sırada 16 kilise var
Öte yandan, verilen tavizlerin ardından Türkiye’deki kültür varlığı statüsündeki kiliselerde ayin yapmak isteyenlerin başvuruları arttı. Kültür ve Turizm Bakanlığı da ” bakanlıktan izin alma şartı “nı kaldırarak yurdun çeşitli bölgelerindeki 16 kilisenin kapılarını Hıristiyan cemaatlere açtı. Çan sesini Türkiye’nin tamamına yaymak isteyenlerin en büyük dayanağı ise Dışişleri, İçişleri, Kültür ve Turizm bakanlıklarının birlikte aldığı ’otorite kararı.’aldı. Karara göre, kiliselerde ayin yapmak için sadece ilin valiliğine haber vermek yeterli oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetiminde bulunan müze ve ya örenyeri niteliğindeki ayin yapılmasına izin verilen kiliseler şöyle: İzmir Meryemana Kilisesi, İzmir St. Jean Bazilikası, Kapadokya Derinkuyu Ortodoks Kilisesi, Kaymaklı Kilisesi, Göreme Kılıçlar Kilisesi, El Nazar Kilisesi, Ürgüp Mustafa Paşa Konstantin Eleni Kilisesi, Avanos Dereyamanlı Kilisesi, Antakya St. Pierre Kilisesi, Antalya St. Nikola Kilisesi (Noel Baba Müzesi), Mersin Tarsus St. Paul Kilisesi, Isparta Yalvaç St. Paul Kilisesi, Manisa Sardes Örenyeri, Bursa İznik Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı, Denizli Laodicea’daki iki kilise, Trabzon Sümela Manastırı (yılda bir), Van Akdamar Kilisesi (yılda bir).


YENİÇAĞ, 7 Ekim 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eki 15, 2010 13:45

Vatikan'ın gözü bu kilisede

Çan sesini Türkiye’ye yaymak isteyen Hristiyanların son durağı Karaman. Vatikan’dan gelen heyet Binbir Kilise’nin kalıntılarını inceledi.

AKP’nin açılımından cesaret alan Rumlar ve Ermeniler, kiliselere haç takıp ayin düzenlerken, Katolikler de Karaman’daki “Binbir Kilise”ye göz dikti. Vatikan Üniversitesi’nden gelen bir heyet, kilisede inceleme yaptı.

Haber: Salim YAVAŞOĞLU

AKP iktidarının izniyle ülkemizdeki Rumlar ve Ermenilere ait kiliseler bir bir ayine açılırken, Vatikan da Karaman’da bulunan Binbir Kilise’ye göz dikti. Karaman’a 50 kilometre uzaklıkta Karadağ ve çevresinde yer alan erken Hristiyanlık döneminden kalma “Binbir Kilise” nin Vatikan Üniversitesi’nden gelen bir heyet tarafından incelendiği bildirildi. Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Cengiz Orta, yaptığı açıklamada, Karadağ’ın, değişik kültürleri bünyesinde barındırdığını söyledi. Özellikle Karadağ’da erken Hristiyanlık döneminden kalan kilise kalıntılarının bu bölgenin Hristiyanlığın yayılma döneminde önemli bölgelerden biri olduğunu ispat ettiğini ifade eden Orta, buna rağmen bölgede şimdiye kadar çok ciddi bir araştırma yapılmadığını belirtti.

Heyet tekrar gelecek

Vatikan Üniversitesi öğretim üyesi Bizans tarihi profesörü Vincenzo Ruggieri’nin, 5 Ekimde bir heyetle Karaman’a gelerek Binbir Kilise bölgesindeki tarihi kalıntılarda incelemelerde bulunduğunu dile getiren Orta, şunları söyledi: “Heyet, Değle, Maden Şehri ve Üç Kuyu’da gördükleri tarihi kalıntılardan oldukça etkilendi. İncelemelerde bulunan heyet özellikle Üç Kuyu’nun küçük bir yer değil, büyük bir yerleşim yeri olduğunu ve bölgenin Hristiyanlık tarihi açısından büyük öneme haiz olduğunu söyledi. Heyet, gerekli çalışmaları yaptıktan sonra önümüzdeki aralık ayında 13 kişilik bir heyetle tekrar bölgeye gelerek incelemelerde bulunacak. Prof. Dr. Ruggieri, bana ’Ben ömrümde böyle bir yeri ilk defa görüyorum. Muhteşem’diyerek Üçkuyu’daki yerle ilgili yapacakları inceleme ve araştırma ile çok önemli bilgilere ulaşılabileceğini belirtti.”

Hıristiyanlık için çok önemli

Vincenzo Ruggieri’nin arkeolog ve din adamı olduğunu ifade eden Orta, “Vatikan Üniversitesi yetkililerince yapılacak araştırma ile bölgenin gerçek değerinin ortaya çıkartılacağına inanıyorum. Çalışmalar sonrasında Karadağ ve bu bölge Hıristiyanlık açısından mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer olacak. Burada yapılacak bilimsel çalışmalar, Karaman ve Karadağ’ı önemli bir turizm kenti yapacak” dedi.


YENİÇAĞ, 14 Ekim 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Şub 05, 2011 23:54

Türkiye çan sesleriyle uyanacak

AKP şimdi de camileri kiliseye dönüştürüyor!

Kilise açılımını tam gaz sürdüren AKP, yeni bir adım daha attı ve İznik Ayasofya Camii’ni Kültür Bakanlığı kanalıyla ‘Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı’na çevirdi. Anadolu’daki kilise, havra ve sinagogları da ihya etmeye devam eden iktidar, Edirne’deki Büyük Sinagog için de 3.7 milyon lira ayırdı.

Şimdilik sayı 16

Akdamar ve Sümela’ya milyonlar gömen AKP’nin ortada cemaat olmamasına rağmen ayine açtığı kilise sayısı yurt çapında 16’ya ulaştı.

Camiyi de kilise yaptılar

MHP’li Homriş, tapuda cami olarak görünen İznik Ayasofya’nın Kültür Bakanlığı tarafından kilise olarak tahsis edilmesini ve tanıtımlarda kubbesindeki besmelenin üstüne haç dikilmesini Meclis gündemine taşıdı.

Haber: Macit SOYDAN

Türk toprağı Anadolu üzerindeki harabe haline gelen kiliseleri 4.4 trilyon lira harcayarak ihya eden AKP iktidarı, şimdi de tapu kayıtlarında cami olarak tescilli tarihi binaları kilise yapmaya çalışıyor. MHP Bursa Milletvekili Hamit Homriş, Bursa’nın İznik İlçesi’ndeki Ayasofya Camii’nin Kültür Bakanlığı tarafından ’Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı’olarak tahsis edilmesini soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Homriş, TBMM Başkanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesinde Bursa’nın İznik İlçesinde bulunan Ayasofya Camii’nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait 13 Şubat 1995 gün ve 109 sayılı belgede imar, tapu ve eski eser kayıtlarında “camii” olarak kayıtlı bulunduğunu hatırlattı.

Başka maksatla kullanılamaz

İznik Ayasofya’nın Müze ya da bir başka maksatla kullanılamayacağının açık olduğunu belirten Homriş, soru önergesinde şöyle dedi: “Caminin Kültür Bakanlığı tarafından 20 Ekim 2010 tarihli yazısıyla ’Bursa İli İznik İlçesi’ndeki Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı olarak’tahsis edildiği belirtilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Genel Müdürlüğünün İznik Türkiye başlığı ile hazırlattığı 22 sayfalık kitapçıkta İznik Camii’nin kubbesindeki ’Bismillahirrahmanirrahim’Ayet-i Kerimesi üzerine İsa Figürü ve Haç yerleştirilmiştir. Bu olay tüm Bursa kamuoyunu derinden üzmüştür.”

Faruk Çelik’e sorular

MHP’li Homriş Devlet Bakanı Faruk Çelik’e şu soruları yöneltti: “Camilerin korunup kollanması, vakfiyelerine uygun olarak kullanılmaları gerekirken AKP Hükümetinin böyle bir karar almasının sebepleri nelerdir? Orhan Gazi Han Vakfiyesi olan bu cami ve müştemilatının bakanlığınız tarafından hangi gerekçelere dayanarak İznik Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı olarak tahsis edilmiştir? Besmelenin aynı zamanda Kuran-ı Kerim ayeti olduğu göz önünde bulundurulursa bu tahrifatın önlenmesi için bir çalışmanız bulunmakta mıdır? Bakanlığınızın bu haksız ve toplumda huzursuzluğa sebep olan yanlış uygulamalarından vazgeçip tekrar yeniden eskisi gibi cami olarak kullanılması için gerekli yasal düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?”

Restoranda ayin yapmışlardı

Geçen yıl eylül ayında Fransa’dan İznik’e gelen 37 kişilik Katolik grup, İznik Ayasof’ya’da ayin yapmak istedi. Kendilerine izin verilmeyen grup, daha sonra Ayasofya yakınındaki bir restorana giderek ayin yapmıştı.

Anadolu ‘haç’a boğuldu

AKP’nin kilise açılımı çerçevesinde ayine açtığı kilise sayısı 16’ya ulaştı. Trabzon’daki Sümela Manastırı ve Van Akdamar Kilisesi’nde yapılan ayinlerin ardından Türkiye’de ’kültür varlığı’ statüsünde bulunan kiliseler, ortalarda görünmeyen Hristiyan cemaatin ilgisini artırdı. Kültür Bakanlığı ayin yapmak isteyenlere ’izin gerekmeyen’bu 16 kiliseyi adres gösteriyor. Üstelik Dışişleri, İçişleri ile Kültür ve Turizm bakanlıkları arasında alınan ’otorite kararı’da ayine gelenlere büyük kolaylık sağlıyor. Geçen yıl Trabzon’daki Sümela Manastırı ve Van’daki Akdamar Kilisesi’ni ayine açan Türkiye, Hıristiyanların isteklerini tek tek yerine getiriyor. AKP’nin, St. Paul ve Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi’ni ayine açmasından cesaret alanların Türkiye ilgisi ise artırıyor. Eline haçını alan gruplar, farklı mekanlarda ibadet edebilmek için Anadolu’ya akın ediyor.

Provokasyon peşindeler

Yunan asıllı ABD’li Kris Spiru da geçen eylülde, yıllardır kilise olması için çaba harcadığı Ayasofya’da provokasyon peşinde koştu. 200 kişiyle İstanbul’a geleceğini açıklayarak büyük gerginlik yaratan Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı olan Spiru, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na muhtıra gibi bir mektup göndererek, 17 Eylül tarihinde Ayasofya’da yapacakları ayine davet etmişti. Yunan asıllı iş adamı, girişimlerine gelen tepki ve Türkiye’de ortaya çıkan infial üzerine son anda Türkiye’ye gelmekten vazgeçmişti.

Sümela’dan mesaj verdiler

AKP iktidarının 88 yıl aradan sonra yılda 1 günlüğüne ibadete açtığı Sümela’ya gelen 2500 Ortodoks, Trabzon’un fethedildiği 15 Ağustos’ta yaptıkları ayinle dünyaya mesaj verir tavırdaydılar. Yunanistan ve Rusya’dan gelen Ortodokslar, Trabzon’un fethedildiği 15 Ağustos’ta haçı tekrar Sümela’ya dikerek, Fatih Sultan Mehmet’in kemiklerini sızlatmıştı.

Akdamar için 3 milyon lira

Anadolu’daki kilise, havra ve sinagogları ihya eden AKP, Van’daki Akdamar Kilisesi’ne 3 milyon lira, Antalya Belek’teki Dinler Bahçesi’ne 1.4 milyon lira olmak üzere toplam 4.4 milyon lira (eski parayla 4.4 trilyon lira) harcadı. İktidar Edirne’deki Büyük Sinagog için ise 3 milyon 700 bin liralık ödenek ayırdı. Trakya Üniversitesi’ne tahsis edilen bina Yahudi cemaatinin tepkisi üzerine yeniden Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmişti. Türkiye’ye “soykırımcı” diyen ve bunu dünyanın dört bir yanında her fırsatta dile getiren Ermenistan’ı memnun edebilmek için devletin kasasından 3 milyon lira harcanarak Van Akdamar Kilisesi onarılıp hizmete açıldı.


YENİÇAĞ, 5 Şubat 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Şub 28, 2011 17:27

Rum Patrikhanesi’ni Artık Durdurmak Mümkün Değil!

10 Şubat’ta bu sitede yazdığımız yazının başlığı; “Rum Patrikhanesi; Türkiye Cumhuriyeti ile dalga mı geçiyor?” şeklindeydi. Rum Patrikhanesi’ndeki, metropolit rütbesinde olan TC vatandaşı papaz sayısının yetmediği gerekçesiyle, 12 kişiden oluşan “Sen Sinod” dinî kuruluna, 2004 yılından itibaren 6 yabancı uyruklu papaz dâhil edilerek kurul bu şekilde teşkil edilmeye başlandı. Bunu da daha önce bu sitede çıkan yazılarımızda dile getirdik ve irdeledik.

2010 yılı sonlarında aynı gerekçeyle 17 papaza TC vatandaşlığı verilmesi istenmiş, bunlardan 13’üne vatandaşlık verilmişti. O esnada; aslında 20 civarında metropolit vardı ve kurul sayısını tamamlayamama gibi de bir sorunları yoktu. Buna rağmen direndiler ve bunu başardılar. Kadrolarında 13 taze TC vatandaşı olmasına karşın bu kurul yine 6 yabancı ile görevini sürdürdü ve buna müdahale edilmedi.

Ekümenik Patrikhane’ye fazlasıyla “maiyet” sağlama adına yapılan tüm girişimler bu süreçte hep Rum patrikhanesi lehine sonuçlandı. Bu süreç; Patrikhane’nin siyasileri ve görevlileri de hedef alan iç kulis çalışmalarının bir eseridir ve onların vizöründen bakılırsa fevkalâde başarılıdırlar. Zira siyasiler ve görevliler çok ustaca sürdürülen dış baskılar neticesinde 13 kişinin TC vatandaşı olmasına izin vermiştir.

Talep edilen 17 kişi arasında olan fakat bazı çekinceler nedeniyle 13 kişi arasında yer almayan “Marmara Adası Metropoliti”ne de geçtiğimiz bir iki hafta içinde sessiz sedasızca TC vatandaşlığı verildi. Yine bu 17 kişiden biri olan ve aile fertleri arasında Türkiye açısından fevkalade sakıncalar olan “Avusturya Metropoliti” için ise ısrar etmeyi kestiler. Ama sonra anlaşıldı ki bu kişi ağır bir kanser hastasıdır ve bir anlamda ona yatırım yapmayı fazla zorlamadılar.

Yine bu süreç içinde; Sen Sinod kurulu için artık fazlasıyla metropolit olmasına rağmen 11 ilave şahıs için tekrar TV vatandaşlığı almak için müracaat edildi ve şu an bunların muameleleri de sürdürülmektedir Bu sitedeki eski yazılarımızda bu gelişmelere sürekli yer verdik. Ne yazıktır ki Türkiye açısından fevkalâde önemli olan bu gelişmeleri ulusal medyada dile getiremedik. Basit bir polisiye kaza için sayfalarca/dakikalarca yer ayıran ulusal medyamız; bu konulara çok duyarsız kaldı ve birkaç basit ve “sempatize” eden ifadeler içeren haberler dışında basında bu gelişmeler yer bulmadı.

1 Mart’ta yeni “Sen Sinod” kurulu göreve başlayacaktır. Bu kadar metropolit sayısına ulaşan kurulda artık vatandaş yapılan 13+1 kişi arasından 6’sına görev verilmesini doğal olarak beklerken “skandal” liste elimize ulaştı. Bu listede sadece bir taze TC vatandaşı yer aldı ve 12 kişinin içinde yer alan 6 yabancı yerine yine yabancı uyruklu 5 metropolit atandı.

Buna ne demek gerekir? “Türkiye Cumhuriyeti ile dalga geçmek mi alay etmek mi?” Bunun tek adı vardır!

“Kepazelik”

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bu kadar oynanmamalı diye düşünüyoruz. O kadar fütursuzca hareket etmekteler ki bunun adına “kepazelik” demek de bize göre çok hafif kalmaktadır.

Amerika’nın baskısı ya da desteğiyle “ithal” bir patrik olan ve bir oldubitti ile TC vatandaşı yapılan, 1948 ile 1972 yılları arasındaki Patrik olan “Athenagoras” dönemi; tarihin tekerrür halinde olması söylemine uygun olarak “tekerrür” etmektedir.

O dönemde de papaz ihtiyacının karşılanması diye başlayan, sonra ise bıktırıcı bir şekilde sürekli olarak T.C. yapılmak istenen papaz listelerinin Türkiye’nin önüne konduğu bir süreç yaşanmıştı. Athenagoras; “Kanlı Papaz Makarios”u “Kıbrıs Başpiskoposu” olarak tayin ederek Kıbrıs’taki sürecin başlamasına neden olan kişidir ve bunu da her defasında vurgulamakta fayda vardır!

Şimdi Türkiye’yi artık alay mevzusu hakline getiren listeye göz atalım. 6 yabancı arasından sadece “Karpat Metropoliti Georgios Panagiotis” taze TC vatandaşıdır. Diğer 6 kişinin adları söyledir:

San Francisco Metropoliti Gerasimos Muhaleas

Kore Metropoliti Aristotelis Zografos

İngiltere/Tianon Metropoliti Emanuil Lolulourgas

Rethimni ve Avlopotamos Metropoliti Anthimos Sirianos


Ve çok kez Türkiye’de haber olarak Türk kamuoyunun tanıdığı biri olan; Bergama Metropoliti Yoannis Zizioulas

Türkiye topraklarındaki Bergama için, Yunanistan’da kurulu Bergama Metropoliti olan Yoannis Zizioulas 1 Mart’taki görevi için Türkiye’ye gelirken yanında, 1925’te Türkiye ile Yunanistan’ı tekrar savaşa sokmak üzere olan simge patrik “Konstantin Araboğlu”nun kemiklerini de getirecektir. Bu kemikler; 6 Mart’ta Patrikhane’de yapılacak bir ayinde törenden sonra Balıklı Mezarlığı’ndaki patriklerin arasına gömülecektir.

1925 yılında mübadeleye tabii bir Yunan uyruklu olmasına karşın, bir oldubitti ile patrik seçilen ama buna muvaffak olamadıkları ve sınır dışı edilen “Konstantin Araboğlu” meselesindeki işleyen süreç ile ilgili de bu sitedeki daha önceki yazımızı bir kez daha okumanızı tavsiye ederiz.

Sessiz değil ama hayli derinden geliyorlar. Adımlar sürekli atılmakta... “Megali İdea” için vazgeçmiyorlar, bir gün İstanbul’un yine “Konstantinopolis” olması ülküsünden vazgeçmiyorlar.

Sadece izliyoruz, edindiğimiz bilgileri paylaşıyoruz ve tarihe not düşüyoruz.

Umarız ki bir gün “Ben demiştim!” ya da “Ben yazmıştım!” demek zorunda kalmayız...


Bojidar ÇİPOF, 27 Şubat 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haçlı Açılımları

İletigönderen Başkomutan » Cmt Tem 02, 2011 22:05


Kiliseler açılıp, Kur'an Kursları kapatılıyor

“ Türkiye genelinde son 8 yılda onlarca kilise restore edilip ibadete açılırken 30 binin üzerinde de kilise ev açıldı. Buna karşın bin 711 Kur'un Kursu'nun kapısına kilit vuruldu. „

Yıkılmış, harap olmuş veya onarım gerektiren mabetler, AB Uyum Yasaları çerçevesinde hızla restore edilerek ibadete açılıyor. Bunun yanı sıra AB uyum yasaları çerçevesinde yapılan kanun değişikliği ile başlatılan ibadethane açma serbestliğinden dolayı Hristiyan misyonerler faaliyetlerini daha da yaygınlaştırdı. Yasanın çıkmasından bu yana Türkiye'de 30 binden fazla kilise ev açıldığı belirtiliyor.

KİLİSELER AÇILIRKEN KUR'AN KURSLARI KAPATILIYOR

Diyanet İşleri Başkanılığı'nın verilerine göre ise 2010 yılı itibariyle Türkiye genelinde kapatılan Kur'an kursu sayısı bin 711.

MEDRESELER EĞLENCE MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

AB Uyum Yasaları çerçevesinde restore edilerek ibadete hazır hale getirilen kilise ve havralar sadece açılışlarının yapıldığı gün dolup taşarken, diğer günlerde cemaatsizlik nedeniyle boş kalıyorlar. Açılışa gelenler ise genellik yurt dışından özel olarak getiriliyor. Buna karşın Selçuklu ve Osmanlı'dan kalma medreseler ise eğlence merkezlerine dönüştürülüyor.

SON OLARAK ADIYAMAN'DA SÜRYANİ KİLİSESİ RESTORE EDİLDİ

Adıyaman Mor Petrus-Mor Paulus Kilisesi’nin 18 aydır devam eden koruma ve restorasyon işlemleri sona erdi.

Süryani Kadim Cemaatine ait Mor Petrus-Mor Paulus Kilisesi pazar (3 Temmuz 2011) günü düzenlenen büyük ayin ile açılacak.
Bu yıl 13. Süryani Kadim Cemaati'nin büyük ayininin, Adıyaman'da geniş katılımla gerçekleştirilmesi bekleniyor. Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen büyük ayine İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere Almanya, Norveç, İsveç, Hollanda, Amerika ve birçok yerden Adıyaman’dan çeşitli nedenle ayrılmış olan Süryanilerin katılması bekleniyor. Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Hatay, Mersin ve Elazığ bölgesinden sorumlu Adıyaman Mor Petrus-Mor Pavlus Kilisesi Metropoliti Melki Ürek, uzun bir aradan sonra gerçekleştirilen Kilisenin restorasyonu ve Metropolitlik binasının yapımı ve çevre düzenlemeleriyle yeniden eskisi cemaatimize hizmet vermeye devam edeceğini söyledi.

METROPOLİTİN SEVİNCİ

Her yıl geleneksel olarak 29 Haziranda gerçekleştirilen Adıyaman Süryani Kadim Cemaatine ait Mor Petrus-Mor Paulus kilisenin kuruluş yıl dönümü ayininin bu yıl restorasyon çalışmaları nedeniyle 3 Temmuz 2011 Pazar gününe ertelendiğini belirten Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Hatay, Mersin ve Elazığ bölgesinden sorumlu Adıyaman Mor Petrus-Mor Pavlus Kilisesi Metropoliti Melki Ürek, kilisede yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Adıyaman metropolitliği bugünkü konumuyla Mot Petrus ve Mor Paulus kilisesi 1883 de kuruldu. Daha önce yıkılan Meryem Ana kilisesi üzerine kurulan bir kilisedir. Çok eski tarihi vardır. Bu kilise elbette aktiftir.

1984 yıllarına Adıyaman’daki Süryani Kadim Cemaatine hizmet veren kilisemiz bir süre Metropolit olmadığı için kapalı kaldı ancak o dönemde buranın ruhanisi cemaat dağılınca kendileri de Adıyaman’dan gitti. Böylece kilise 15 yıl kapalı kaldı. 2001’de bu kilise tekrar açıldı. Buraya geldiğimde kilisenin genel durumu pekiyi değildi. Tadilat görmesi gerekiyordu. Restorasyon projelerini kurumlara sundum. Adana Anıtlar Kurulu bölge müdürlüğü bize restorasyonla ilgili proje onayladı. Bu şekilde kiliseyi iç dokuya göre restore ettik. Daha sonra burası metropolitlik konumuna gelmiştir.

1925’te vefat eden en son metropolitten sonra metropolitlik olmamış. Böylece biz 2002’den başlayarak 2010’a kadar restorasyon peşindeydik. Çok uğraştık. Sağolsun şimdiki hükümet bize bu fırsatı verdi. 1,5 sene sonra aldığımız onayın ardından kilise yenilendi. Güçlendirme gündemdedir. Tanrı dilerse 3 Temmuz 2011’de kilisemizin açılışı yapılacaktır. Yani bu demek oluyor ki avlu ve bina restore edildi. Bizim insanımız buraya gelip tekrar buluşacağız. İyi olmasını diliyorum. Adıyaman yerel yönetimini de davet ettik.”

haberiniz.com

"AKP'yi Allah'a havale etmek" İslam'da diyalog...


Alman bakan Ruhban Okulu'nda

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Heybeliada Ruhban Okulunu ziyaret etti.

Westerwelle, beraberinde Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, İstanbul Başkonsolosu Brita Wagener ve diğer ilgililerle beraber, sabah saatlerinde kaldığı Çırağan Sarayı'nın bahçesinden özel ''Gümüş Damla'' adlı tekneyle Heybeliada'ya geldi.

Konuk Bakan Westerwelle, Ortodoks din adamı yetiştirilmesi amacıyla ilk defa 1844 yılında Patrik 4. Germanos'un destekleriyle Aya Triada Manastırı bünyesinde teoloji eğitimi vermek üzere açılan ve 1971 yılında kapatılan Heybeliada Ruhban Okulunun girişinde, Fener Rum Patrikhanesi Basın Sözcüsü Dositeos ve Aya Triada Manastırı Başrahibi, Metropolit Apostolos tarafından karşılandı.

Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Westerwelle, ziyaretiyle bir kültür mirasını da takdim etmek ve altını çizmek istediğini belirterek, şunları söyledi:

''Ziyaretimle Ruhban Okulunun, Avrupa'nın yaşamının bir parçası olduğunu ve Avrupa'ya dahil olduğunu ifade etmek istiyorum. Gelecek için de bir umut ve cesaret vermek istiyorum. Ruhban Okulu konusunun sonlandırılmasını azimle destekliyorum. Bu okula gelmek benim için önemliydi. Benim için şahsi bir mesele ve konuydu. Ziyaretimle de bunu açık bir şekilde ifade etmiş oluyorum. Ruhban Okulu müthiş, muazzam bir kütüphaneye sahip. Umarım yakın zamanda bu değerleri, eserleri gençler tekrar okurlar ve eğitimlerinde kullanırlar.''

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.habervakti.com/?page=news_details&id=49563
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x