Türk'lüğü öven,cumhuriyete sahip çıkan laikligi benimseyen gösteri,miting düzenleyen insanların uzun süredir garipsendigi terör örgütü gibi gösterildigi bir ülkede ayrılıkçı etnik milliyetçilik yapanların hiçbir tepkiyle karşılanmadıgı bir ülkede insanların sabırları taştı artık.Bu ülkede ulusalcı olmak teror orgutu üyesi olmak anlamına geldi insanlar yine de sesini çıkarmadı,bizim iyi niyetli saf halkımızın uyanması için hep son raddeye gelinmesi mi gerekiyor anlamıyorum.Bu durumu yaratanların niyetlerini yenimi anladınız bugune kadar baştacı ettiniz.Hiç degilse zararın neresinden dönersek kardır tesellisiyle insanların yavaş yavaş uyanmaya başlmasını görmek güzel.Bu uyanma tabi ki daha önce oyuna gelindigi gibi sokaklara taşarak degilde sandıkta olmasını ümit ederek MHP'nin de provakasayonlara prim vermeyen duruşunu tebrik ediyorum.Zaten bu gidişle tüm laik,cumhuriyetçi ve ulusalcı insanlar MHP'ye en azından bir kere şans verecek.

İzmir’de n’oluyor?

Yılmaz ÖZDİL

Malum arkadaşlara oy vermiyorlar diye “gâvur” demişlerdi, şimdi de, malum arkadaşları kovaladılar filan diye “faşist” diyorlar...

*

Gâvur faşist yani!

*

E üç gün önce savaş gemisiyle gelen Amerikalı askerlere de yumurta attılar İzmir’de... Conilere yumurta atanlar da, “gâvur” ve “faşist” miydi? Yoksa “komünist” midir İzmir?

*

“Etnik gömlek” de giydiremezsin İzmir’e; 81 vilayetin, 81’inden de vatandaş yaşar orada... Bitlisli, Hakkârili, Diyarbakırlı, detaya girmeyeyim, 122 bin Mardin doğumlu yaşar mesela İzmir’de, biri benim Girit’ten savrulan anam... PKK’nın koyduğu bomba hariç, herhangi bir İzmirlinin Kürt, Alevi, Musevi, İtalyan olduğu için burnunun kanadığını görmedim.

*

Milletvekilleri desen, çoğu Egeli bile değildir; Erzurumlu, Ankaralı, Elazığlı, Bursalı, Gümüşhaneli, Mardinli, Erzincanlı, Malatyalı, Konyalı, Kayserili, İstanbullu, Diyarbakırlıdır... Büyükşehir Başkanı, Tokatlıdır.

*

Yani? Anlatayım...

*

Sene, 1954.

Türkiye’de genel seçimi hangi parti kazandı? Demokrat Parti... İzmir’de kim kazandı? Demokrat Parti... Var mı bir anormallik? Yok.

*

1957... Aynı.

*

1961.

Darbe oldu, Türkiye’de genel seçimi silme CHP kazandı...

İzmir’in galibi kim?

Adalet Partisi!

*

Bugün “darbeci” diye suçlanan İzmir, “darbeye karşı duran” şehirdi...

Teslim olmamıştı.

*

Sapma olmuştu...

Örtüşmemişti Türkiye’yle.

İşte buraya dikkat...

1965’in Türkiye genelindeki galibi kim? Adalet Partisi... İzmir, bir önceki seçimde ne dediyse, Türkiye’de de o oldu.

*

1969, Türkiye AP.

İzmir AP.

1973, Türkiye CHP.

İzmir CHP.

1977, Türkiye CHP.

İzmir CHP.

*

1983.

Darbe oldu, Türkiye’de genel seçimi silme ANAP kazandı... İzmir’de? Halkçı Parti!

*

Sapma olmuştu gene...

Ve, bu sapmanın İzmir için “özel bir durum”u vardı... Çünkü Turgut Özal, bir önceki seçimde İzmir’den, Milli Selamet Partisi’nden milletvekili adayı olmuştu. Türkiye, bu durumu hiç önemsemedi... İzmir ise, unutmadı, tedirgindi. Vermedi Özal’a oy... Sonradan, Özal’ın “milli görüş” çizgisinde biri olmadığı ortaya çıkınca, İzmirli rahatladı. ANAP’a da oy verdi.

*

1987, Türkiye ANAP.

İzmir’de de ANAP.

1991, Türkiye DYP.

İzmir’de de DYP.

*

1995.

Türkiye’den Refah çıktı.

İzmir’den DSP.

Sapma oldu.

Dikkat isterim...

1999, Türkiye DSP!

*

Tarih tekerrür etmiş, İzmir bir önceki seçimde ne dediyse, Türkiye’de de o olmuştu.

*

2002, Türkiye AKP.

İzmir’de CHP.

2007, Türkiye AKP.

İzmir’de CHP.

Duble sapma var.

*

Tarihimiz boyunca, ilk kez, bir sonraki seçimde İzmir’in dediği olmadı. Ama, olanı değil, olacağı gören İzmir, kararında ısrarlı... Şimdilik 2-2, demokrasi derbisi devam ediyor.

*

Demem o ki:

“Gâvur” sıfatı, yobazların kastettiği manada iltifattır İzmirliye, Levanten cennetidir, ırkçı değildir... Tablo yukarda, sağcı değildir, solcu değildir, darbeci değildir, hatta ahali tırsarken darbeye karşı durmuştur, çünkü, tatlı su demokratı değildir.

*

81 vilayetten toprağı İzmir’de yapıştıran “Atatürk çimentosu”dur... Ve, “Son günlerde n’oluyor orda” dersen, fiziki müdahaleyi tasvip etmek mümkün değil; ancak, her zamanki gibi “öngörü alarmı”nı çalıştırıyor, olacakları gösteriyor, “uyarıyor” İzmir.

Kaynak

Fethullahçı yazar nasıl coştu

Fethullahçı Bugün'ün yazarı İzmir'in tamamını Ergenekoncu ilan etti.

Fethullah Gülen'in yayın organlarından Bugün Gazetesi'nin Yazarı Tarık Toros, Hüriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil'e cevap verdi. Toros, bir alıntıdan yola çıkarak İzmir'in tamamını Ergenekoncu ilan etti. İşte o yazı:


Ergenekoncu şehir!

Sözüm ona İzmir'i analiz eden üçüncü sayfa yazarı, memleketinin çok ileri görüşlü olduğunu yazmış...

Diyor ki, "İzmir, bir önceki seçimde ne dediyse, Türkiye'de de o oldu."

Yürüttüğü mantığa göre, bu durum son iki seçimde aksamış...

Yani...

İzmir, 2002 ve 2007 seçimlerinde "CHP" demiş ama Türkiye'de AK Parti kazanmış...

Yani...

"Olanı değil, olacağı gören İzmir, kararında ısrarlı" diyen yazar, CHP şapkasını düşürmeden, gelecek seçimde, kazananı şimdiden tayin ediyor...

O, varsın etsin...

Fakat yetiştiği baba ocağının eski patronu Dinç Bilgin öyle söylemiyor...

Gönül Soyoğul'un egedesonsoz.com. sitesindeki Dinç Bilgin röportajına kulak verelim o zaman:

-İzmirli, yeni iktidarın kendi hayat tarzına tehdit olduğunu varsaydı ve ondan ürktü, korktu. 7 senedir ne Türkiye'ye irtica geldi ne İzmirli kızlar kapandı ne de etek boylarına karışan oldu. Hiçbir şey olmadı. Yani İzmir gereksiz bir paranoyaya kapıldı ve o paranoya da onu zamanın ruhundan kopardı. Şimdi İzmirliler'in ilericilik zannettikleri şey, gericiliğe, tutuculuğa dönüştü.

-Türkiye'nin en ulusalcı şehri oldu İzmir. Ergenekoncu şehir oldu. Demokrat Parti'nin, Adalet Partisi'nin, arkasından ANAP'ın ANAP olduğu dönemde kalesi İzmir'in, birden böyle ulusalcılığa dönüşmesi, bana acı ve garip geliyor.

- İzmir'in demokratik açılıma karşı olmasını düşünmen mümkün değil. Ama İzmirliler'e, arkadaşlarıma sorduğum zaman hepsi son derece tutucu, memleket bölünür korkusuyla düşünen... Şimdi bu insanın kafasının almadığı bir şey. Türkiye'nin Kürt vatandaşlarından korkan, çekinen bir İzmirli düşünemiyorum.

**

Hatırlatalım, yukarıdaki müthiş analiz; İzmir'de doğmuş, orada büyümüş, orada gazete çıkarmış, sonra İstanbul'a gelip Sabah-Atv'yi kurmuş, bir dönem Türkiye'nin en büyük medya patronu olmuş Dinç Bilgin'e ait...

İstanbul'daki ulusalcı, Ergenekoncu kuleler...

İzmir'i demokrasinin beşiği görüp, diğerlerine "tatlı su demokratı" diyebilir...

Varsın, desinler...

İzmir artık ne olacakları gösteriyor ne de "uyarıyor..."

İzmir, Diyarbakırlaşıyor...

Kaynak

sessiz sedasız yazdı:Fethullahçı yazar nasıl coştu

Fethullahçı Bugün'ün yazarı İzmir'in tamamını Ergenekoncu ilan etti.

Fethullah Gülen'in yayın organlarından Bugün Gazetesi'nin Yazarı Tarık Toros, Hüriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil'e cevap verdi. Toros, bir alıntıdan yola çıkarak İzmir'in tamamını Ergenekoncu ilan etti. İşte o yazı:


Ergenekoncu şehir!

Sözüm ona İzmir'i analiz eden üçüncü sayfa yazarı, memleketinin çok ileri görüşlü olduğunu yazmış...

Diyor ki, "İzmir, bir önceki seçimde ne dediyse, Türkiye'de de o oldu."

Yürüttüğü mantığa göre, bu durum son iki seçimde aksamış...

Yani...

İzmir, 2002 ve 2007 seçimlerinde "CHP" demiş ama Türkiye'de AK Parti kazanmış...

Yani...

"Olanı değil, olacağı gören İzmir, kararında ısrarlı" diyen yazar, CHP şapkasını düşürmeden, gelecek seçimde, kazananı şimdiden tayin ediyor...

O, varsın etsin...

Fakat yetiştiği baba ocağının eski patronu Dinç Bilgin öyle söylemiyor...

Gönül Soyoğul'un egedesonsoz.com. sitesindeki Dinç Bilgin röportajına kulak verelim o zaman:

-İzmirli, yeni iktidarın kendi hayat tarzına tehdit olduğunu varsaydı ve ondan ürktü, korktu. 7 senedir ne Türkiye'ye irtica geldi ne İzmirli kızlar kapandı ne de etek boylarına karışan oldu. Hiçbir şey olmadı. Yani İzmir gereksiz bir paranoyaya kapıldı ve o paranoya da onu zamanın ruhundan kopardı. Şimdi İzmirliler'in ilericilik zannettikleri şey, gericiliğe, tutuculuğa dönüştü.

-Türkiye'nin en ulusalcı şehri oldu İzmir. Ergenekoncu şehir oldu. Demokrat Parti'nin, Adalet Partisi'nin, arkasından ANAP'ın ANAP olduğu dönemde kalesi İzmir'in, birden böyle ulusalcılığa dönüşmesi, bana acı ve garip geliyor.

- İzmir'in demokratik açılıma karşı olmasını düşünmen mümkün değil. Ama İzmirliler'e, arkadaşlarıma sorduğum zaman hepsi son derece tutucu, memleket bölünür korkusuyla düşünen... Şimdi bu insanın kafasının almadığı bir şey. Türkiye'nin Kürt vatandaşlarından korkan, çekinen bir İzmirli düşünemiyorum.

**

Hatırlatalım, yukarıdaki müthiş analiz; İzmir'de doğmuş, orada büyümüş, orada gazete çıkarmış, sonra İstanbul'a gelip Sabah-Atv'yi kurmuş, bir dönem Türkiye'nin en büyük medya patronu olmuş Dinç Bilgin'e ait...

İstanbul'daki ulusalcı, Ergenekoncu kuleler...

İzmir'i demokrasinin beşiği görüp, diğerlerine "tatlı su demokratı" diyebilir...

Varsın, desinler...

İzmir artık ne olacakları gösteriyor ne de "uyarıyor..."

İzmir, Diyarbakırlaşıyor...

Kaynak

Serefsiz! Eger yuregin varsa git Izmir'e ve bunari soyle. Izmirliler durust insandir. Defol kendi yobaz iline, Turkiye'de yobaz bir il varsa eger.

Türkiye'de milliyetçiliği eleştiren arkadaşlar gitsinler Atatürk'ün milliyetçilik ile ilgili sözlerini ve milliyetçilik ilkelerini okusunlar ve de Avrupa milliyetçiliği ile Türk milliyetçiliğini harmanlamasınlar.

Zaten bu milletin başına ne geldiyse milli ülküsüzlükten geldi.

AKP ulkeyi boluyor. Acilim soylemi ulkede kaynasma degil ayrisma getirdi. Bundan en cok rahatsiz olanlar kendisini bu ulkeye bagli hisseden Kurt kokenli vatandaslar olmali. Hukumet ulkede irkci asiriligi da korukluyor. Insanlar durduk yerde irkci olmaz, tahrik edilirler, ustlerine ustlerine gidilir, horlanirlar, sonra irkcilik belasina savrulurlar.

Aylardir Turk Milletinin degerlerine saldirildi, sehitlerine saygisizlik yapildi, gazileri horlandi. Bunlara sebebiyet verenler bu milletten ne gibi bir tepki bekliyorlardi acaba?

PKK'lilarin galip dusman ordusu edasiyla ulke topraklarina girmesi karsisinda Turk halkindan daha ne kadar sagduyu beklenebilirdi?

Kiskirtanin, kasiyanin hic mi sucu yok?

İzmir’in İmbatı...


PKK’nin Kandil’deki sesi Murat Karayılan, Türkiye gazetesine ne diyor:

“Habur’da o pankartları açanları araştırdık, bizden değiller!”

Peki kim onlar?

9 aydır Silivri’de yatan Mustafa Balbay mı yoksa Tuncay Özkan mı?

Belki Mustafa ve Tuncay, Silivri’de hazırlayıp, bir gece yarısı Habur’a gidip, o pankartları birilerinin eline verip geri döndüler(!).

İzmir’de yaşananlara ne diyecek Karayılan, merak ediyorum...

Yoksa İzmirliler Ergenekoncu(!) mu oldu?

Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın, Aslı Aydıntaşbaş’a yaşanan olaylarla ilgili söylediklerine bakalım:

“DTP konvoyu kente, solganlarla, gerilla giysili çocuklarla girince ortam gerildi. Yurttaşlar evlerinin pencerelerinden, balkonlarından bayrak asmaya başladılar. Erken davranıp önlem almasak, olayda ölenler olabilirdi.”

Yılmaz, devam ediyor:

“Sokaktan bakınca, DTP’nin kente girişi, Habur’da PKK’lilerin teslim oluşunda yaşanan tartışmalı görüntüleri anımsatıyor. İzmirli de olayı böyle algılamış.

2 bin araçlık konvoy zafer işaretleriyle ve kornalara basarak büyük bir ihtişamla kente giriş yapınca, sokakta gerilim artmış, yurttaşlar evlerine Türk bayrakları asmaya başlamış.”

Aslı Aydıntaşbaş, Yılmaz’a soruyor:

“Olaylar organize miydi?”

Emniyet müdürü:

“Evet organizeydi... DTP’nin programı organizeydi. Sokakta yaşananlar değil.”

Üç gündür yazılıp çizilenlere bakıyorum...

Özellikle bir gazetenin manşetini hâlâ unutmadım:

“İzmir’de taş devri...”

Türkiye’nin Başbakanı, iki-üç yıl önce “gâvur İzmir” dememiş miydi?

İzmirliler özgürlüğe tutkundur... Çağdaş ve demokrattır...

Yılmaz Özdil’in yazdığı gibi, İzmir’e “etnik gömlek” giydiremezsin...

Bugün CHP’den belediye başkanı seçilen kaç kişi iki kuşak İzmirlidir?

Hiçbiri!

***

İzmir ırkçı değildir...

İzmir demokrasinin kalesidir...

Sapına kadar Atatürkçüdür, yurtseverdir, uygardır...

Attilâ İlhan’dan Şükran Kurdakul’a; Samim Kocagöz’den Necati Cumalı’ya dek pek çok edebiyatçının anılarıyla yüklüdür İzmir...

İzmir ve Ege çokpartili yaşamın öncülüğünü yapmış, siyasetin nabzı orada atmıştır.

İzmirli ve Egeli, “kör parmağım gözüne” örneği, körü körüne bir partiyi tutmaz ama yobazlığa, ırkçılığa geçit vermez.

Kör milliyetçiliğin yeri yoktur İzmir’de!

Şimdi siz İzmir’e “etnik gömlek” giydirirseniz, aklınıza şaşarım!

İzmirli ve Egeli tüm Türkiye gibi Cumhuriyet’in temel ilkelerine, Atatürk devrimlerine bağlıdır...

Son yıllarda özellikle tüm İzmir’deki evlerin balkonlarında, pencerelerinde Atatürklü Türk bayrakları dalgalandığını görenler neler yazmışlardı:

“İzmirli faşizmi seviyor!”

Son olaylardan sonra ne diyorlar:

“İzmir’de taş devri!”

İzmirli Türk’üyle, Kürt’üyle... Alevisi, Sünnisi ve Levanteniyle... Boşnak’ı, Arnavut’uyla...

Tüm renkleri içinde taşır...

PKK çok can yakmıştır İzmir’de... Bombalar, kundaklamalar...

İzmirli hiçbir zaman kışkırtmalara kapılmamış, yaşama daha sıkı sarılmıştır.

Askeri darbelere karşı tavrını koyan, işçi eylemleriyle sesini duyuran bir kenttir İzmir.

İzmir İnciraltı katliamının acısını hâlâ yüreğinde taşır; bizim takkeli ve takkesiz liboşlar ağızlarına almasalar bile...

***

İzmirliler bir tepki verdi...

Keşke taş atmasalardı!

40 bin insanımızın öldüğü bir ülkede, Apo ve PKK pankartları açanlara, çocuklara gerilla giysisi giydirenlere salt İzmir’de değil, İstanbul’da, Ankara’da, Trabzon’da, Kayseri’de, Antalya’da da tepki gösterilir.

DTP’nin Türkiye’nin partisi olmaya hiç niyeti yok!

Yarayı kaşımayı sürdürüyor...

Kürt milliyetçiliği yapıyor...

Karşısında Türk milliyetçiliğini görünce, bağırmaya başlıyor:

“Faşistler!”

DTP süreci iyi yönetemiyor, Apo’nun çizdiği yolda, Kandil’den gelen buyruklarla pişmiş aşa su katıyor...

Kordonboyu’nun imbatıyla, Attilâ İlhan’ın, Şükran Kurdakul’un, Necati Cumalı’nın dizeleriyle yıkanan İzmir, ne bölücülüğe, ne dinciliğe ne faşizme geçit verir...

Çünkü İzmir ve İzmirli özgürdür!

Hikmet Cetinkaya - Cumhuriyet

İzmirli kardeşlerimiz yani Türk Evlatları; terörist itleri ve yardakçılarını havlatmaya, hırlatmaya devam ediyorlar. Bu kuduz itler; salyalarına hakim olsalar iyi olur. Olmazlarsa, her kuduz itin başına ne gelirse, aynı süreci onlarda yaşarlar !

İzmirli'ye faşist diyen faşistler

Adam artık tutulamıyor, Apo propagandisti Ahmet Türk’ün sözlerine bakın; “Sivil faşistler İzmir’de saldırdı.”

Bu adama bir çift söz şudur..

“Faşist arıyorsan aynaya bak!.. Bütün sözlerin ırkçılık, ırk hakimiyeti, ırk temsilciliği üzerine.. Irk üstünlüğü için iç savaş tahrikçiliği yapıyorsun.. PKK çetesinin ırkçı temsilciliği nerede yansıyor, iyice gör.. Bütün bunlar faşizmin yansımasıdır.. Silahlı çeteden medet ummak Gestapo tezahürüdür.. İzmirli’nin üzerine araç sürmek, faşizmin terör üslubudur..”

Ahmet ağanın sözlerinin doğrusu şudur..

“Faşist PKK İzmir’de iç savaş provası yaptı...”

Olaylar ortadadır.. DTP rehberli PKK sürülerinin İzmir saldırıları, sinsi ve alçakça bir İmralı planıdır!.. İzmir’in laik, demokrat, Atatürk Cumhuriyeti’ne bağlı vatandaşlarını devşirme planı elbette sadece Apo’nun ot yeme işi değildir.. Bu konuda liboşsorosçuların azami gayretleri göz ardı edilemez.. Nitekim PKK’lı çakalların İzmir halkı üzerine araçlarını sürerek başlattıkları olaylar, bu liboşsoros alçaklarının kalem oynattığı, TV programı yaptığı ekranlarda, tamamen PKK yanlısı olarak yansıtıldı ve İzmirlilere “Faşist(!)” deme cüreti ile küfredildi.. Tabii bunu yapanlar, ruhunu satmış paralı askerlerdir...

Ne demiş Ahmet Türk;
“Sivil faşistler İzmir’de saldırdı.”

Ot yemenin bir şekli yani bu sözler!.. Ahmet Türk şunu bilecek; eğer İzmir’e Türkiye Cumhuriyeti’nin sadık bir vatandaşı olarak gelecekse, İzmir onundur elbette..

Ama eşkıya çetesinin öncü birliği olarak İzmir’e dalmak isteyenin alacağı cevap vardır.. Sadece İzmir’de değil tüm Türkiye’de bu durum böyledir.. Bakmayın siz Silopi-Habur işine... Bu bir sabır dönemi.. Ahmet Türk şunu iyi bilecek.. Bu ülkenin hain olmayan her vatandaşı her santimetre karesinde hak sahibir.. Ama aksi halde, yani PKK öncüsü olarak Diyarbakır ve Hakkari gibi vatan toprakları da haramdır girişlere.. Tekrar edeyim, bakmayın oralardaki özürlü görüntülere, DTP-PKK ittifaklı şımarık saldırganlıklara.. Şu sıralar bir sabır dönemidir, belirttiğimiz gibi..

Hürriyet Yazarı Yılmaz Özdil, mükemmel bir Ahmet Türk portresi çizdiği yazısında şöyle diyor;
“İzmir’den Çeşme Otoyolu’na gir, topukla, Çeşme’desin, Ilıca’ya sap, Ildırı levhasını takip et, Ildırı’ya gelince, şahane Gerence Koyu önünde, Günkent Sitesi’ni sor... Eski adı, 18’inci Dönem Parlamenterler Sitesi, helikopter pisti var, müstakil, bahçeli, tripleks, almaya kalk, 300 milyar lira.”

Ahmet Türk’ün yazlığı orada.

Dalyanköy’de çipuraları, kalamarları götürürken “fıstık”, işine gelmeyince “faşist” öyle mi?

DTP’nin başında, İmralı’daki cani adına iş görenler, bu ülkenin en zenginleri sınıfındalar.. Toprak ağaları beyler...

Kimlerin tepesine binilerek nelerin peşinde koşulduğu sorgulanmıyor, robotlaştırılmış sürülerle iç savaş tehditleri ile, devletten parsa koparılmaya çalışılıyor..

Kimin adına?! PKK adına.. PKK ne?.. Başta uyuşturucu olmak üzere, dünyanın önemli yer altı terör çetesi.

Ahmet Türk ve ekibi neden İzmir’e daldılar bellidir..

İzmir’de söylediklerine bakın, “Hükümet ‘ikiyüzlü’ bir politika izliyor.. bir yandan kan dursun diyor bir yandan operasyon yapılıyor.. PKK ve Öcalan ile görüşmeden sorunu çözmeye çalışmak realiteden uzaktır.”

Ötesini söylemeye gerek var mı?!.


Behiç KILIÇ / 27 Kasım 2009, YENİÇAĞ

Ah memleketim benim...

Seni çok seviyoruz,uğruna canımızı vermeye hazırız,bu ülke bölünemez dediğimiz de faşistte oluyoruz bölücüde..Artık memleketimizi sevmek çok ağır suçlardan birisi galiba.Amerika yalakası,fethullahçı,akpci,kafayı makarnayla kömürle bozmuş değiliz diye nedir bu üstümüzdeki zulüm.

İzmir’e “faşist” diyenlere çağrı: AYNAYA BAKINIZ!

Çorum, Kahramanmaraş, Sivas ve son olarak Mardin….

Pek çoğumuzun belleklerine kazınmış kitlesel can kıyımlarının yaşandığı birkaç ilimiz…

Liste uzatılabilir! Aklı başında hiç kimsenin bu illerimizde yaşananlardan sonraki irdelemelerde halkı suçladığını ve onlara aşağılayıcı yaftalar yapıştırmaya kalktığını anımsayan var mı?

Yine İstanbul’un ya da bir başka kentimizin kurtarılmış bir kesimindeki çağdışı ortam ve yaşam biçimleri o kentimizin bütününe mal edilebilir mi?

Durum böyle iken, onaylanması olanaksız “taşlama” sonrasında, İzmir’in “faşist” olarak yaftalanmasının nedeni sorgulanmaya değerdir.

Tarihsel akış içinde bir olayın deyim yerindeyse cımbızla çekilip , önünden ve sonundan soyutlanarak değerlendirilmesi çabası önde gelen yanlışlardan olmayı sürdürüyor.

Her ne kadar, saldırganlığı gelenek edinmişler bu alışkanlıklarından vazgeçme niyetinde olmasalar da İzmir kentinin tarihinin hiç olmazsa öğrenme ve doğruyu bulma niyetindekiler için çok şey anlatacağı kuşku götürmez bir gerçektir.

Bilindiği gibi, bir türlü devşirilemeyen İzmir için daha önce uygun görülen “gâvur” sıfatı atanı vuran silaha dönüşmüştü. Hoşgörü ve gülmece konusundaki anlak kıvraklığıyla İzmirli o sıfattan hiç gocunmamış, tersine hevesle kabullenmişti. Bağnazlığa, gericiliğe ve çağdışılığa karşı durmak “gâvur” olmayı gerektiriyorsa öyle de olunmasında sakınca olamazdı İzmirli için!.

O şaşırtıcı kabulle tasarımları düş kırıklığına dönüşenler bu kez işi şansa bırakmak niyetinde değillerdi!

Öyle bir yafta ve sıfat bulunmalıydı ki; kabulü olanaksız olsun! Ve elbette, öncekinde olduğu gibi atanı vuran silaha dönüşmesin!

Son aylardaki söylemlerle ve son haftalardaki sabırları zorlayıcı eylemlerle duyarlılaştırılan kamuoyu teröre sahip çıkanların gövde gösterisine “bayrak göstererek” gâvurluğunu sergilemeyi sürdürürken birkaç kendini bilmezin “taşlama” eylemine girişmesi beklenen fırsat olarak algılanmış olacak ki; bildik koro harekete geçti: ”faşist İzmir!”

Belleklerimizde yer edinmiş olan ve İzmir’de yaşananlarla karşılaştırılmayacak ölçüde büyük ve kapsamlı olanlarda bile kent ve kentli suçlanmamışken İzmir’de atılan birkaç taşın İzmir’i faşistlik katına taşımasının başka nedenleri olmalı!

Geçmişten günümüze, ama özellikle de son dönemde İzmir, tüm çabalara ve zorlamalara karşın devşirilemeyen, ayartılamayan ve özendirilemeyen bir yer olmayı sürdürdü. Baş eğmemekle yetinmeyen aynı İzmir “ilk kurşun” kenti olmanın gerektirdiği gibi de davranmaktan kaçınmadı. “Ulusalcı” ve “yurtsever” sesin gür bir şekilde yükseldiği bir yurt köşesi olmaktan da korkmadı!

İşte, İzmir’e “faşist” yaftası yapıştırılmasına yol açan gerçek nedenler de bu dik ve ödünsüz duruştan kaynaklanıyor olmalıydı.

Birilerinin heves ve ısrarla gitmeye kararlı oldukları hedefin yolu üstündeki engebeli bölüm olarak da algılanmaktaydı İzmir!

Ne pahasına olursa olsun hemşehrisi Hasan Tahsin’e yaraşır davranışları ve anasını emanete edecek kadar İzmir sevgisi ile dolu Ata’sına bağlılıktan milim şaşmayan İzmir’in “faşist” sıfatı ile yaftalanmasına şaşırmamak gerek!

Tarihin, gerçeklerin ve yaşanmışlıkların İzmir’e “faşist” yaftasını yapıştırmaya kararlı olanların umurunda olmadığını bilsem de; onlara taş atmak aklımın ucundan geçmez!

Ancak, onlara İzmir’de hemen her yeri süsleyen Atatürk’lü bir Türk bayrağı göstermek de suç olmasa gerek!

Bir de , marifeti kendinden menkûl bu zevata “lütfen aynaya bakınız!” demek geldi içimden!

Ceyhun BALCI, 28.11.2009
http://www.turkcelil.com/2009/11/izmir% ... a-bakiniz/

Kocaoğlu'ndan Taraf'a sert cevap

Aziz Kocaoğlu: 'İzmir'e faşist diyen faşistin ta kendisidir!'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Faşizmin başkenti İzmir" diyen Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ya fena çaktı. İşte, Kocaoğlu'nun o sözleri.

Demokratik Toplum Partisi (DTP) konvoyunun 22 Kasım günü, Hatay Üçyol semtinde taşlı sopalı bir grubun saldırısına uğraması, İzmir'i Türkiye'nin gündemine oturttu. "Laik Cumhuriyet'in bekçisi" olarak adeta ülkede markalaşan İzmir, bu saldırıyla birlikte, kimi yazarlar tarafından, "Faşizmin başkenti" olarak nitelenmişti. İzmir, tarihsel kökleri çok eskilere dayanan bir kent ve bir çok medeniyeti içinde barındırıyor. Din, ırk çeşitliliği ve bir dönem Yunan işgali altında kalması nedeniyle, kimi kesimlerin geçmişte "Gavur İzmir" hakaretine de uğrayan kent, 29 Mart yerel seçimlerde, ülkedeki genel eğilimin aksine, yüzde 56 gibi büyük bir çoğunlukla CHP'li Aziz Kocaoğlu'nu Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na taşımıştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ile şu günlerde yoğun tartışmaların göbeğindeki İzmir'i, ve her daim yaşayanlarının "Cumhuriyet'in bekçisi" olarak övündüğü kentin kimi çevrelerce nasıl "faşizmin başkenti" olarak yaftalandığını konuştuk.

İşte, Kutlu Esendemir'in röportajından bir kesit...

Son yaşanan olayların ardından, kimi çevreler İzmir'i," faşizmin başkenti" olarak niteleniyor.

50 bilemediniz 100 kişinin bir siyasi partinin konvoyuna böyle bir saldırıya uğramasını yapılmasını tabii ki istemezdik, yakışık da değildi. Ama daha sonra, kimi gazetelerde, "Faşizmin başkenti" İzmir oluyorsa kimi soruları sormakta fayda var: Faşizm nedir? Nasıl faşist olunur? Kimde faşist olma gücü ve yetkisi vardır? Kim faşist olabilir? Kimin geçmişi, orijini buna müsaittir? Bunun olanakları İzmir için mevcut mudur? Bu soruların hepsini yanıtlayıp, daha sonra elini vicdanına koyup ona göre yazmak gerekir. İzmir zaten faşizme karşı büyük bir güvencedir. İzmir, faşizme karşı sadece kendi kentinin değil, sadece Ege bölgesinin değil, Türkiye'nin güvencesidir.

İzmir'e karşı bu tepki kendilerini liberal olarak niteleyen kimi yazarlardan geliyor. İzmir'in bu siyaset çizgisiyle bir sorunu mu var?

Artık kelimeler de anlamını yitiriyor. Literatürde bildiğimiz liberalizme bakarsak, bu yazıları yazan insanlar nasıl liberal olabiliyor ve liberalizm nedir? Bunu pek anlayamıyorum. İktisat okudum, işletme masteri yaptım. Kendi kararımca da biraz felsefe, biraz tarih okurum. Bilebildiğim kadarıyla, "Faşizmin başkenti İzmir" başlığını yapan zihniyetin liberalizmle hiçbir alakası olamaz. İzmir'e "faşist" diyenin kendisi faşisttir.

İnsanlarla beraber, kavramlar da mı değişiyor?

Tersten okuyalım: İzmir'in faşist olmadığını dünya alem biliyor. Bir defa faşizmin başkenti demek ne demek? "İzmir faşizme geçit versin" demektir. Faşizmin karşısında durmasın demektir. "İzmir pasifize olsun" demektir, "İzmir bayrak açmasın" demektir. "İzmir, laik ve demokratik cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılaplarını korumasın, bizim önümüze engel olmasın" demektir. İzmir, faşizmin önünde engeldir.

Bu eleştiriler, İzmir halkında travma yaratıyor mu?

İzmirli hemşehrilerimle beraber burada sapasağlam duruyoruz. Bize geçmişte de yıpratmak için birçok girişimde bulunuldu. İzmir halkı buna gerekli cevabı verdi. Biz eğer aynı doğrultuda, aynı ilkelerle, aynı sevgiyle, aynı tevazu içerisinde hizmetimizi sürdürürsek İzmirli hemşehrilerimiz, şu anda "Faşizmin başkenti İzmir" diyen zihniyete ve onun savunduğuna, –neyi savunuyorsa bilmiyorum orası karışık biraz- ilk seçimde gereken cevabı verecektir.

İktidar partisini mi hedef alıyorsunuz?

Hayır. Ben iktidar partisini kastetmedim. İktidar Böyle bir anlam çıkartılmasın lütfen. O insanlar, iktidar partisine yakın olur, uzak olur. Çünkü o zihniyet o gün neyi savunuyorsa ki bilinmez ve o zihniyet birçok şeyi savunabilir. İzmir'e, "Faşisizmin başkenti" diyen zihniyet ne yapabilir, neye ve kime hizmet edebilir? Bir defa İzmir'e hizmet etmediği kesin. Türkiye'ye hizmet edip etmediğini de genel siyasetle uğraşan kişiler ve basın mensupları, sosyologlar, ekonomistler, siyasiler değerlendirecektir.


http://habercem.com/Kocaoglundan-Tarafa ... _9000.html