Kanaltürk’ü Bugün aldı

Genel & Güncel Konular

İletigönderen altinkopru » Pzr May 25, 2008 21:10

ihsanerden yazdı:...paraciklar tatli gelmis olmalii..


Arkadaşlar kusura bakmayın anlamakta zorlanıyorum. Tam olarak bu adamı neyle suçladığınızı söyler misiniz?
Seçimlerden önce kanalı almak istemişler, o zaman satsaydı suçlu olurdu. Bu seviyesiz bizkaclirayiz.com vs. gibi sataşmaları belki hak etmiş olurdu. Seçim öncesi dönemde evinde uydu alıcısı olmayan kablolu aboneleri için bu kanaldan başka doğru dürüst muhalefet yapan kanal yoktu.
O zaman bırakmamış kanalı. Ekonomik baskıların iyice artmasından ve kanalın daha fazla yaşayamayacağının belli olmasından sonra ise satabilmek için herkesle konuşmuş. Doğan grubuna, yabancı kanallara satılmasına hükümet izin vermemiş. Başka kimse de almak istememiş. Muhtemelen hükümet Sabah grubu ihalesinden çekilen Koza grubuna satılması için çalışmış. Sonuçta da bu gruba satılmış. Aksi halde mallarına haciz gelmesi ve kanala el konulması yoluyla yine aynı gruba (İhaleye tek grubun katılması yöntemiyle) satılacakmış. Şimdi burada tam olarak neyi eleştirdiğinizi ve alternatif olarak nasıl bir çözüm önerisi sunduğunuzu "paralar tatlı gelmiş" vs. tarzında seviyesiz yorumlar yapmadan aktarabilirseniz sevineceğim.



...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen tuba » Pzr May 25, 2008 21:40

altınkopru: Öncelikle şunu belirteyim ki burda herkes yaşananlar karşısında duygu ve düşüncelerini paylaşıyor ve yaşanan hayal kırıklığı karşısında da tepkilerini biraz coşkulu veriyor olabilir. Fakat sizin de elinizde objektif bir "seviye ölçer" olmadığına göre "seviyesiz yorum" yorumunu düzeltmenizi rica ediyorum...Bazıları bütün yaşanan gelişmeler karşısında "hala" T.Ö.'yü samimi bulup onun arkasında durabilir ama ben i-nan-mı-yo-rum. Bu bu kadar basittir...T.Ö. bir rüzgardı, geldi ve geçti...Sanırım ayrıldığımız nokta günün -T.Ö.'nün 2003'te belirttiği "o" gün değil- "milli mücadele" günü olmasıdır...
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen altinkopru » Pzr May 25, 2008 22:00

tuba yazdı:altınkopru: Öncelikle şunu belirteyim ki burda herkes yaşananlar karşısında duygu ve düşüncelerini paylaşıyor ve yaşanan hayal kırıklığı karşısında da tepkilerini biraz coşkulu veriyor olabilir. Fakat sizin de elinizde objektif bir "seviye ölçer" olmadığına göre "seviyesiz yorum" yorumunu düzeltmenizi rica ediyorum...Bazıları bütün yaşanan gelişmeler karşısında "hala" T.Ö.'yü samimi bulup onun arkasında durabilir ama ben i-nan-mı-yo-rum. Bu bu kadar basittir...T.Ö. bir rüzgardı, geldi ve geçti...Sanırım ayrıldığımız nokta günün -T.Ö.'nün 2003'te belirttiği "o" gün değil- "milli mücadele" günü olmasıdır...


Radikal, Yeni Şafak gibi gazetelerin http://www.bizkackirayiz.com manşetlerini ve ihsanerden'in "paracıklar tatlı gelmiş olmalı" yorumunu seviyesiz bulduğumu söyledim. "Seviye ölçer" im kendi beynim, kendi anlayışım, kendi yorumumdur, neyi düzeltmemi istediğinizi anlamadım. Bana göre normal seviyede bir tartışma için karşıdakine saygı duyma, karşıdakini anlamaya çalışma, yeni fikirler ve çözüm önerileri üretmeye çalışma, eldeki verilerle durumu doğru tespit etmeye çalışma gibi koşullar gereklidir. Bunların olmadığı bir tartışma da bence seviyesiz bir tartışmadır.

İnanmayabilirsiniz, ben de körü körüne birilerine inanıyor değilim. İnançlardan çok düşüncelerle ilgileniyorum ve bu düşüncelerin de mümkün olduğunca mantıklı olmasını arzu ediyorum.
Evet gün milli mücadele günü ama bu mücadeleden bazı insanların mantıklı bir sebep öne sürmeden, inançlar, duygular, önyargılarla dışlanması bu mücadeleye sadece zarar verir.
...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen tuba » Pzr May 25, 2008 22:33

Radikal, Yeni Şafak gibi gazetelerin http://www.bizkackirayiz.com manşetlerini ve ihsanerden'in "paracıklar tatlı gelmiş olmalı" yorumunu seviyesiz bulduğumu söyledim. "Seviye ölçer" im kendi beynim, kendi anlayışım, kendi yorumumdur, neyi düzeltmemi istediğinizi anlamadım. Bana göre normal seviyede bir tartışma için karşıdakine saygı duyma, karşıdakini anlamaya çalışma, yeni fikirler ve çözüm önerileri üretmeye çalışma, eldeki verilerle durumu doğru tespit etmeye çalışma gibi koşullar gereklidir. Bunların olmadığı bir tartışma da bence seviyesiz bir tartışmadır.


İşte ben de tam bu yüzden yorumunuzu düzeltmenizi rica etmiştim çünkü bu şekilde, karşısındakini seviyesiz yorum yapmakla suçlayarak başlayan tartışmaların hiçbir zaman bir yere vardığını ben görmedim !!! Dikkatinizi çekerim burada tartışmayı biz kendi aramızda yapıyoruz ve T. Ö. ise tartışma konusu. Daha farklı bir uslup seçseydiniz şu anda çok daha verimli bir tartışmanın içinde olabilirdik...

İnanmayabilirsiniz, ben de körü körüne birilerine inanıyor değilim. İnançlardan çok düşüncelerle ilgileniyorum ve bu düşüncelerin de mümkün olduğunca mantıklı olmasını arzu ediyorum.


Ben hem inançlarla ilgilenirim hem düşüncelerle hem de eylemlerle...benim için adamın fikri ile zikri bir olmalıdır...T.Ö.'yü değerlendirdiğim ve zayıf bulduğum nokta da budur !!!

Evet gün milli mücadele günü ama bu mücadeleden bazı insanların mantıklı bir sebep öne sürmeden, inançlar, duygular, önyargılarla dışlanması bu mücadeleye sadece zarar verir.


Mantıklı sebepler bu başlık altında ve Türk-Kan ablamızın açtığı başlık altında yeterince belirtildi...bunları mantıksız bulup inanç, duygu ve önyargı bazında karar verildiğini düşünmeniz de bence çok mantıksız -ama bu da benim fikrim nihayetinde, bunun için sizinle tartışacak değilim.....
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen altinkopru » Pzr May 25, 2008 23:15

tuba yazdı:
Radikal, Yeni Şafak gibi gazetelerin http://www.bizkackirayiz.com manşetlerini ve ihsanerden'in "paracıklar tatlı gelmiş olmalı" yorumunu seviyesiz bulduğumu söyledim. "Seviye ölçer" im kendi beynim, kendi anlayışım, kendi yorumumdur, neyi düzeltmemi istediğinizi anlamadım. Bana göre normal seviyede bir tartışma için karşıdakine saygı duyma, karşıdakini anlamaya çalışma, yeni fikirler ve çözüm önerileri üretmeye çalışma, eldeki verilerle durumu doğru tespit etmeye çalışma gibi koşullar gereklidir. Bunların olmadığı bir tartışma da bence seviyesiz bir tartışmadır.


İşte ben de tam bu yüzden yorumunuzu düzeltmenizi rica etmiştim çünkü bu şekilde, karşısındakini seviyesiz yorum yapmakla suçlayarak başlayan tartışmaların hiçbir zaman bir yere vardığını ben görmedim !!! Dikkatinizi çekerim burada tartışmayı biz kendi aramızda yapıyoruz ve T. Ö. ise tartışma konusu. Daha farklı bir uslup seçseydiniz şu anda çok daha verimli bir tartışmanın içinde olabilirdik...


Bir yorumu seviyesiz bulduğunu söyleyen kişi, o yorum hakkında kendi yorumunu aktarır ve bu karşıdakini suçlamak anlamına gelmez. Seviyeli tartışmadan ne anladığımı anlattım. Sözü geçen iki yorumu da bu niteliklerden uzak bulduğum için seviyesiz olarak nitelendirdiğimi söyledim. Tartışmayı bu alana ben çekmedim, benden bir sözümü düzeltmemi istediniz, ben ise bunun için bir neden olmadığını düşünüyorum ve nedenlerini de açıklıyorum.

tuba yazdı:
İnanmayabilirsiniz, ben de körü körüne birilerine inanıyor değilim. İnançlardan çok düşüncelerle ilgileniyorum ve bu düşüncelerin de mümkün olduğunca mantıklı olmasını arzu ediyorum.


Ben hem inançlarla ilgilenirim hem düşüncelerle hem de eylemlerle...benim için adamın fikri ile zikri bir olmalıdır...T.Ö.'yü değerlendirdiğim ve zayıf bulduğum nokta da budur !!!


Anlatamadım galiba. T. Özkanı samimi bulmadığınız gibi, gelip geçici olduğuna inandığınız vs. gibi argümanlar kullandınız ki bunlar düşünceden çok izlenim. İlk yazımda bu adamın tam olarak neyle suçlandığını anlamadığımı, hangi davranışının yanlış bulunduğunu ve alternatif çözüm yolu olarak ne önerildiğini merak ettiğimi söyledim.
İnançlarla ilgilenebilirsiniz ama insanların neye inandıklarını, hangi duygulara sahip olduklarını anlamak zordur, o yüzden tartışmaların mümkün olduğunca bilimsel düşünce ve mantık temeline dayanmasını tercih ederim. T. Özkan'ın fikri ile zikrinin nerede uyuşmadığını düşündüğünüzü nedenleriyle açıklarsanız tartışma sizin de istediğiniz gibi daha verimli bir hale gelebilir.

tuba yazdı:
Evet gün milli mücadele günü ama bu mücadeleden bazı insanların mantıklı bir sebep öne sürmeden, inançlar, duygular, önyargılarla dışlanması bu mücadeleye sadece zarar verir.


Mantıklı sebepler bu başlık altında ve Türk-Kan ablamızın açtığı başlık altında yeterince belirtildi...bunları mantıksız bulup inanç, duygu ve önyargı bazında karar verildiğini düşünmeniz de bence çok mantıksız -ama bu da benim fikrim nihayetinde, bunun için sizinle tartışacak değilim.....


Yazılanları okudum, ve T. Özkan'ın tam olarak neyle suçlandığını, nerede yanlış yaptığının düşünüldüğünü anlamadığım için ve öne sürülen bazı sebepleri neden yanlış bulduğumu açıklayarak ilk mesajımı yazdım. Demekki sebepleri "yeterli" bulmamışım. Bütün yorumların inanç, duygu, önyargı ile yapıldığını söylemedim, bazı insanların gerçekleştirdiğimiz milli mücadeleden suçluluğu mantıklı bir şekilde izah edilmedikçe dışlanmaması gerektiğini düşündüğümü söyledim. Fikrinizi benimle tartışmak istemiyorsanız sizi bunun için zorlayacak değilim elbette.
...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen Ram » Pzr May 25, 2008 23:19

altinkopru, iyi, ben sana Tuncay Özkan'ın son terbiyesizliğini anlatayım. Forumumuzda Ankara Rüzgârı adlı izlencenin 18 Mayıs 2008 tarihli bölümü mevcuttur. O izlencenin, Kanal Türk hakkında konuşulan son yarım saatlik kısmını izleyiniz. Mustafa BALBAY, yüreğiyle ve vicdanıyla kabûllenemediğini söylemekte, akabinde Emin ÇÖLEŞAN bir yandan Tuncay Özkan'ı savunmakta, bir yandan da onun da içi el vermemekte ve yermektedir. Bu "oldukça yumuşak ve sakin" yermeler neticesinde dahi, Özkan bitmiştir.

Sonrasında ise cep telefonuma şu bilgiler ileti gelmiştir:

Gönderen: TuncayOzkan (Kısa İleti Hizmeti)
Yazılan:

"Emin Colasan in davetini 
Tuncay Ozkan kabul etti.
Balbay ile patronu Mustafa
Ozbek ART ye Ozkani
cikartmadilar. Arkasindan
atip tuttular... Ayip beyler!"


Noktası-virgülüne dokunmadan aktardım. İşte seviyesizlik budur. Seviyesizlik en kibar tanımdır. Bu açıkça terbiyesizliktir, ayrımcılığın had safhaya vardığı noktadır. Tuncay Özkan'ı adam yerine koyanda da vardır hata... ART'yi de kısmen eleştiriyorum bu mevzuda, kendimi de... Zira sırf soyut birlik bozulmasın diye destek çıkıldı, ses çıkarılmadı birçok şeye...

Tuncay'ın Milli Mücadele anlayışına örnekler:

- Kadının başındaki örtüyü alıp yere çalarak gösteri (şov) yapmak

Bunun tefsiri nedir¿? Şudur: Ben alırım bu örtüyü, yırtar yakarım. Gerekirse saçından tutup sürüklerim o ucubeleri. Adi kara fatmalar, pis yobazlar sizi. Sizi istemiyoruz, defolun gidin.

Şimdi diyeceksiniz ki, Tuncay'ın böyle bir amacı yoktur. Olsun olmasın, dışarıdaki ampûl bunu görünce ne yapıyor, daha çok hocaefendisine sarılıyor, daha çok Cumhuriyet'e küfrediyor, daha çok Türk'e, Atatürk'e, milli değerlere saldırıyor, her türlü pisliğe kendini daha çok bırakıyor. Yalan mı¿!? Buna yalan diyecek olanın aklından şüphe etmem, yoktur zira...

Her şeyden evvel; bu Türk ahlâkına, Mustafa Kemâl adabı ve mücadelesine uygun mudur ey cemaat-ı Özkan¿?

- Gazi Paşa'nın peygamber ilan edilmesi

Yukarıdaki yazdıklarım burada da geçerlidir. Bu gibi ilginç, acılı ve gülünç hadise de neyin nesidir¿? Terbiyesizliktir, ahlâksızlığın önde gidenidir. Alın size kutuplaşma! Milli bütünlük mü, milli bölücülük müdür bu¿?

- Bilimsel olmayan konuşmalar ve basitlikler

Halkı iyice aptal yerine koyuyor, halk anlasın diye güya kahvehane muhabbetleriyle iyi bir şey yaphtığını sanıyordu. Bir defa yaparsın, iki defa yaparsın anlarız...

- Ne ABD ne AB! Tam bağımsız Türkiye! Onurlu AB üyeliği, çok şahane!

Tartışma bölümünde, ilgili konu mevcuttur.

- Mitinglerde dışlanan çeşitli kurum, kuruluş ve kitleler

- Kendi kendini, tüm milli düşünce sahiplerinin lideri ilan etme belirtisi (sendromu)

Şimdi... Tuncay Özkan iyi şeyler yapılmasında rol oynamadı mı¿? Oynadı. Hakkını yemeyelim, onca insan bir şekilde toplandı. Akapeye de muhalefet yaptı. Fakat önemli olan, "bütün bunları nasıl yaptı, netice ne oldu¿?" sorusudur.

Yıllar önce önünde el pençe divan durup her sorduğu basit soruya aldığı sözde cevaplara her defasında "efendim, tabi efendim" diye cevap veren Tuncay, dün bu şarlatana küfrediyor, bugün o şarlatana kanalını satıyor!

Tuncay Özkan severler, sizleri hiçbir zaman anlamayamadım, siz kendinizi anlayabiliyor musunuz¿?

Ciddiyet abidesi, II. Milli Mücadele kahramanı, büyük lider Tuncay Özkan!
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen tuba » Pzr May 25, 2008 23:49

Ram abi, daha dünü ve içinde bulunduğu günü okuyamayan insan mı Milli Mücadele lideri olacak....

Recep Tayyip Erdoğan ve düşündürdükleri

Gelecekle ilgili herkeste bir kaygı var. İşadamlarından, sokaktaki sıradan yurttaşa kadar herkes bir bilinmezliği ifade edip, bunun kaygısını taşıyor. Türkiye'nin Amerika ile ilişkilerini bitti gözüyle değerlendiren herkes korkuyor. Çünkü bir kısım medya bunu pompalıyor. Eski anlayışların, ittifakların bittiğini zanneden herkeste bir panik var. Faizlerdeki yükseliş de bunu körüklüyor.

Ama gerçekte ne oluyor?

Bilinmezlik insanı ürküten ve korkutan bir olgu. Ama Türkiye ile ilgili artık net ve doğru tahliller yapmanın, yeni yollar belirlemenin de zamanı gelmedi mi? Bu anlamda Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ulusa Sesleniş konuşması bence tam isabet olmuştur. Farklılıklarını ortaya koyan, yeni bir dönemin ve anlayışın yürürlükte olduğunu gösteren ve sonuçları açısından da hazırlıklı olunduğunu vurgulayan bir konuşma. Bu konuşmadan sonra kafalarda bir belirsizliğin kalmaması lazım. Recep Tayyip Erdoğan yolunu ve Türkiye'nin bundan sonraki siyasetini net anlattı. Artık yeni bir dönem başlıyor. Herkes bu konuşmadan bir sonuç çıkarmalıdır.

* * *

Ünsal Oskay hocayla bir sohbetimizde, Türkiye'nin Amerika'ya bakışını çalışmadan sırtını dayadığı Amerika'dan para alan, aldığından gocunmayan bir tutumla övünen müflis olarak tanımlamıştı. Sokaktaki adam Amerika'yı bize para vermek zorunda olarak görüyordu. Amerika para verdikçe de sorun kalmıyordu.

Şimdi işler değişti. Amerika'dan para gelmeyecek. Türkiye oturup yeniden üretmenin, sorunlarını ulusal gücüne ve gururuna dayanarak yenmenin yolunu bulacak. Bu konuda halktan destek isteyen hükümete Türkiye her şeyiyle katkıda bulunmak durumundadır. Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından bu sonuç çıkıyor sanıyorum. Bu noktada her yurttaş Erdoğan'a yardıma koşar. Çünkü gün o gündür.

* * *

Ama yurttaşların bu hükümetten ve Recep Tayyip Erdoğan'dan beklentileri var. Bunların da karşılanması gerekiyor. Eşitlik, daha özgür bir Türkiye ve adalet.

Türkiye açısından ne Amerikan ne de AB müttefikliği biter. Türkiye olağanüstü bir coğrafi konum üzerinde bugün de yarın da önemini yitirmeyecek. Hatta önemi artacak. Ama bu önem Türkiye ürettiği ve ekonomik olarak ayakta olduğu sürece Türkiye'ye bir katkı sağlar. Yoksa bu ekonomik düzen Türkiye'nin sonunu getirir. Bu aslında bir düzensizlik. Buna dur demenin zamanıdır. Bunu halk desteği güçlü bir siyasi iktidarın yapması gerekiyordu. Şimdi böyle bir iktidar var. Türkiye bu ekonomik ve siyasi farklılaşmayı mutlaka gerçekleştirmelidir.

* * *

Bu anlamda halkın Recep Tayyip Erdoğan'a desteği artacaktır.

Hükümet halkın karşısına çıkıp siyasi ve sosyal paketini açıp, destek isterse, bunu sağlar. Örneğin Tansu Çiller'e 1994 krizinde 100 gün boyunca ekonomide ne olursa olsun eliştirmemek konusunda basının verdiği desteği hatırlayalım. Bu noktada Recep Tayyip Erdoğan da desteklenir. Türkiye'nin bu savaş ortamında her şeyden çok birlik ve beraberlik içinde bulunması gerekiyor. Bunun Recep Tayyip Erdoğan'ı veya AKP'yi sevip sevmemekle hiç bir ilgisi yok. Bu Türkiye için gerekli.

Savaş konusunda bundan sonra yapılacaklar Türkiye'nin ulusal güvenliği ve geleceği açısından önemli. Dünyada her şey değişiyor. Bu değişim Türkiye'deki değişimle örtüştü. Bu farklılaşma ve oluşan girdap içinde, kaosta; Türkiye enerjisini bütünleştirir, bilgisini toplar ve gerçekten iktidarı, muhalefetiyle bir eşit düzen içinde birbiriyle kavga etmez, didişmez, öç alma peşinde koşmazsa kazanır. Yoksa büyük üzüntüler içinde kalırız. İktidarlar gelir geçer, ama Türkiye kaybeder.

* * *

Diyelim ki AKP gitti. Gelen hangi manzarayla karşılaşacak? Artık bu geminin suyunu boşaltma zamanı. Yeni delikler açılmamalı.

Ulusal çıkarlarını gözardı eden bir sistem yaşayamaz.Türkiye'de artık parti çıkarları, kişi menfaatlerinin bir önemi yok. Gemi batınca herkes aynı kaderi paylaşacak. Şimdi hep beraber bu krizi aşma kararlılığını göstermenin zamanı. Ortak hedefleri bulup, onlara ulaşmak için çabalamanın zamanı. Ortak hedefler ne mi? Örneğin bana göre:

Ulusal ve üniter devlet yapımızın, toprak bütünlüğümüzün korunması.

Ekonomik refahın artırılması. Gelir dağılımındaki korkunç uçurumun giderilmesi.

Demokratik, laik, hukuk düzeninin özgürlüklerle buluşturulması.

Karşı çıkılır mı dersiniz?

T.Ö.
25 Mart 2003
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen rafet » Pzt May 26, 2008 0:57

Tuncay Ozkan nasil bir insan fazla bir bilgim yok, ilgilenmiyorum da.
Benim icin onemli olan Kanalturk du, orda insanlarin seslerini duyurmasiydi.

Simdiye kadar da Kanalturk gorevini iyi yapti.Ellerinden geldigince AKP ye
karsi cephede yer aldilar, yayinlar yaptilar.Tum yayinlarini dogru bulmamiz da gerekmiyor
bence.Onemli olan artik bu kanal yok.

Tuncay Ozkan'in baska caresi var miydi?
Bana yok gibi gorunuyor.Rtuk el koyacakti, el koymadan satmis.


Kimsenin de satmayip da sunu yapsaydi, biz yardim ederdik falan gibi diyecek bir lafinin oldugunu sanmiyorum.

Biraz insafli olmak iyidir.

Umarim Tuncay Ozkan bundan sonraki yasaminda yine ayni cephede yer alir, guc verir.

Onemli olan bu.
Kullanıcı küçük betizi
rafet
Üye
Üye
 
İletiler: 185
Kayıt: Sal Kas 06, 2007 2:07

İletigönderen ihsanerden » Pzt May 26, 2008 1:51

bazilari alinmis fakat bence alinmaya gerek yok,e.c art de dediki biz cikaramayiz bizden daha babayigit bir kanal lutfen bir program yapip t.o'a sorsunlar neden diye? babayigit kanallardan biriside bu programi yapti.bende seyrettimve ikna olamadim.hata yaptigini kendiside kabul etti.t.o olayi ticari olarak algilamistir bende bu konu hakkinda ticari bir laf ettim.yani t.o sevyeli ben mi sevyesizim. sonuna kadar hakliyim...haksiz goren arkadaslar sizi uzdugum icin uzgunum ama ben t.o hakkinda soyledim.size degil bu da benim dusuncem ticari olarak bakarsaniz da bana gore haksizdir fakat ticari donusum acisindan dogrudur.uzatmak ta istemiyorum...bol sanslar...
Kullanıcı küçük betizi
ihsanerden
Üye
Üye
 
İletiler: 113
Kayıt: Pzt Ara 31, 2007 5:39

İletigönderen altinkopru » Pzt May 26, 2008 2:18

Ram yazdı:altinkopru, iyi, ben sana Tuncay Özkan'ın son terbiyesizliğini anlatayım. Forumumuzda Ankara Rüzgârı adlı izlencenin 18 Mayıs 2008 tarihli bölümü mevcuttur. O izlencenin, Kanal Türk hakkında konuşulan son yarım saatlik kısmını izleyiniz. Mustafa BALBAY, yüreğiyle ve vicdanıyla kabûllenemediğini söylemekte, akabinde Emin ÇÖLEŞAN bir yandan Tuncay Özkan'ı savunmakta, bir yandan da onun da içi el vermemekte ve yermektedir. Bu "oldukça yumuşak ve sakin" yermeler neticesinde dahi, Özkan bitmiştir.


İzlenceyi biraz önce izledim. Özetle Mustafa Balbay kanalın Gülen cemaatine yakın bir gruba satılmasının kabul edilemeyeceğini savunuyor. Emin Çölaşan ise özet olarak Tuncay Özkan'ı tam olarak dinlemeden kesin karar vermemek gerektiğini ama kanalın o gruba satılmasının kötü olduğunu söylüyor. Savunuyor demek biraz zor, T. Özkan'a hak verdiği kısımları açıklıyor. Bunlar daha önce açıklanan konular. Maliye baskısı, RTÜK baskısı, reklam alınamaması, borçlar, haciz vs. gibi. Onun da eleştirdiği kısım kanalın F. Gülen'e yakın bir gruba satılması.
Özkan neden bitmiştir anlamadım. Neden bitsin ki? Özetle kanalın satılmasının kötü olduğunu ama T. Özkan'ın da iyice dinlenmesi gerektiğini ve kendince gerekçelerinin olduğunu söyleyen bir yorum sonrasında T. Özkan neden biter? Nasıl biter?


Ram yazdı:Sonrasında ise cep telefonuma şu bilgiler ileti gelmiştir:

Gönderen: TuncayOzkan (Kısa İleti Hizmeti)
Yazılan:

"Emin Colasan in davetini 
Tuncay Ozkan kabul etti.
Balbay ile patronu Mustafa
Ozbek ART ye Ozkani
cikartmadilar. Arkasindan
atip tuttular... Ayip beyler!"


Noktası-virgülüne dokunmadan aktardım. İşte seviyesizlik budur. Seviyesizlik en kibar tanımdır. Bu açıkça terbiyesizliktir, ayrımcılığın had safhaya vardığı noktadır. Tuncay Özkan'ı adam yerine koyanda da vardır hata... ART'yi de kısmen eleştiriyorum bu mevzuda, kendimi de... Zira sırf soyut birlik bozulmasın diye destek çıkıldı, ses çıkarılmadı birçok şeye...


Olayın aslını bilmiyorum. Anlaşılanlara göre Çölaşan Özkan'ı program'a davet etmiş. Daha sonra M. Özbek ve M. Balbay bunu istememişler. T. Özkan eminim orada olup fikirlerini onlara karşı da söylemek isterdi ki diğer pek çok kanalda da açıkladı. Ama (Özkan veya onun adına yazan şahıs) onlara karşı kendini savunamamanın sıkıntısıyla "arkamdan atıp tuttular" diye kızmış olabilir. Evet "atıp tuttular" lafı terbiyeli değil doğrudur ama sonuçta T. Özkan'ın getirilen eleştirilere verebilecek cevabı yok değildi ve söz hakkı alamamasının sıkıntısıyla bu şekilde konuşması anlaşılabilir. Onun dışında seviyesizlik veya terbiyesizlik göremiyorum açıkçası.

Ram yazdı:Tuncay'ın Milli Mücadele anlayışına örnekler:

- Kadının başındaki örtüyü alıp yere çalarak gösteri (şov) yapmak

Bunun tefsiri nedir¿? Şudur: Ben alırım bu örtüyü, yırtar yakarım. Gerekirse saçından tutup sürüklerim o ucubeleri. Adi kara fatmalar, pis yobazlar sizi. Sizi istemiyoruz, defolun gidin.

Şimdi diyeceksiniz ki, Tuncay'ın böyle bir amacı yoktur. Olsun olmasın, dışarıdaki ampûl bunu görünce ne yapıyor, daha çok hocaefendisine sarılıyor, daha çok Cumhuriyet'e küfrediyor, daha çok Türk'e, Atatürk'e, milli değerlere saldırıyor, her türlü pisliğe kendini daha çok bırakıyor. Yalan mı¿!? Buna yalan diyecek olanın aklından şüphe etmem, yoktur zira...

Her şeyden evvel; bu Türk ahlâkına, Mustafa Kemâl adabı ve mücadelesine uygun mudur ey cemaat-ı Özkan¿?


Eğer aynı olaydan bahsediyorsak bir mitingde yaşlı bir kadın konuşurken kendi örtüsünü kendi çıkardı ve "Benim örtüyle bir derdim yok, önemli olan milli mücadeledir" gibi bir mesaj vermek istedi. Orada T. Özkan'ın zorla örtüyü yere çalması gibi bir durum yoktu. Diyeceksen ki Özkan kadına çıkarması için para verdi vs., bunları kanıtlayamayız.

Ram yazdı:- Gazi Paşa'nın peygamber ilan edilmesi


Böyle bir olay bilmiyorum, Tuncay Özkan'ın "Atatürk, Hz Muhammed'ten sonra gelen bir peygamberdir" dediğini zannetmiyorum. Lütfen kaynak göster. Bulabildiğim olay: Bizkaçkişiyiz platformunun Çağlayan'da kadınlar gününde düzenlediği gösteride Emekli Hava Pilot Albay Şenay Güray, AK Parti'nin uyguladığı politikaların kadına verilen hakları adım adım ortadan kaldırdığını savundu. Güray, "Sen ki Atam, can çekişen bir hastaya şifa vermek üzere Allah tarafından görevlendirilmiş bir elçi, bir adı konmamış peygambersin. Sen sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin!" diye seslendi. (Kaynak: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t= ... +neredesin )
Şenay Güray bir şiir okumuş. Bence kötü bir şiir. Pek çok insan M. Kemal'in Allah tarafından gönderildiğini düşündüğünü söyler. Burada da bu düşünce (Ben katılmıyorum) kötü bir üslupla dile getirilmiş. Sonuç olarak Şenay Güray'ın görüşüne katılmıyoruz.

Ram yazdı:Yukarıdaki yazdıklarım burada da geçerlidir. Bu gibi ilginç, acılı ve gülünç hadise de neyin nesidir¿? Terbiyesizliktir, ahlâksızlığın önde gidenidir. Alın size kutuplaşma! Milli bütünlük mü, milli bölücülük müdür bu¿?

- Bilimsel olmayan konuşmalar ve basitlikler

Halkı iyice aptal yerine koyuyor, halk anlasın diye güya kahvehane muhabbetleriyle iyi bir şey yaphtığını sanıyordu. Bir defa yaparsın, iki defa yaparsın anlarız...


Yukarıda yazdıklarını da daha sonra irdelerim. Hangi acılı, gülünç hadiselerden, hangi bölücülükten bahsettiğini anlamadım.
Bilimsel olmayan konuşmaları ve basitlikleri ben de sevmiyorum. Kanalındaki Yolsuzluk ve Yoksulluk, 5. Boyut vs. gibi tartışma programları bilgi, belge, düşünce, derinlik sağlıyordu. Geçen sene Mine Kırıkkanat ve emekli bir generalle katıldıkları tartışma programında ve KK ile düzenledikleri programlarda da derinlikli konuşmalar yapıyordu. Yaptığı basit konuşmalar ise Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda yaptıklarından daha basit değiller. Siyaseti de düşündüğü için bu tip konuşmalar da yapabiliyor, ben de daha ağırbaşlı, daha sakin ve bilgiye dayalı konuşmasını isterdim. Bu eleştiriyi yapıcı eleştiri olarak dile getirmekte fayda var. Halkı aptal yerine koyduğuna da katılmıyorum.

Ram yazdı:- Ne ABD ne AB! Tam bağımsız Türkiye! Onurlu AB üyeliği, çok şahane!
Tartışma bölümünde, ilgili konu mevcuttur.


Pekala, ilgili başlıkta düşüncelerimi açıklarım. M. Kırıkkanat'ı senelerdir takip ederim. Türkiye'nin milli çıkarlarını her zaman kendi fikirleriyle çok iyi savunduğunu düşünüyorum. O aynı zamanda bir Avrupa vatandaşı ve Türkiye'nin AB ilişkilerinde kendi çıkarlarını savunması gerektiğini söylüyor. "Ne ABD ne AB" sloganında ifade edilense bildiğimiz gibi bunların kayıtsız şartsız kölesi, köpeği olmamamız gerekliliğidir.

Ram yazdı:- Mitinglerde dışlanan çeşitli kurum, kuruluş ve kitleler

Burada sorumluluk tamamen T. Özkan'ın değil, mitingleri düzenleyenlerindir. Bildiğim kadarıyla Çağlayan Mitinginde bir gurup Özkan'ın katılmasını istememişti.

Ram yazdı: Kendi kendini, tüm milli düşünce sahiplerinin lideri ilan etme belirtisi (sendromu)

Şimdi... Tuncay Özkan iyi şeyler yapılmasında rol oynamadı mı¿? Oynadı. Hakkını yemeyelim, onca insan bir şekilde toplandı. Akapeye de muhalefet yaptı. Fakat önemli olan, "bütün bunları nasıl yaptı, netice ne oldu¿?" sorusudur.

Herkes liderlik iddiasında bulunabilir. Bence kendisinde yeterli liderlik özellikleri yoktur. Kendisi liderlik sorumluluğuna talip olmuş, katılmak, katılmamak insanların tercihidir. Netice ne oldu? Önemli muhalif bilgiler, düşünceler insanlara ulaştı. Ulaşmaya devam edecek. Aynı anda da insanların taleplerinin dile getirilmesini sağlayacak bir STK oluşuyor. Bunar milli mücadele adına olumlu eylemler.

Ram yazdı:Yıllar önce önünde el pençe divan durup her sorduğu basit soruya aldığı sözde cevaplara her defasında "efendim, tabi efendim" diye cevap veren Tuncay, dün bu şarlatana küfrediyor, bugün o şarlatana kanalını satıyor!

Çalışanı olduğu şirket adına, Doğan Holding adına bu şirketin çıkarları için Gülen'le, onu iyi gösterecek bir mülakat yapıyor, doğru. O zaman kendi kanalı yok, patron değil bir işçi. Kendi patronunun çıkarına yapması gerekeni yapıyor yosa aç kalır. Diyorsanız ki "Ben o röportajı yapmaz, kanalımdan istifa ederdim" saygı duyarım, ama röortajı yapmasına da saygı duyarım. Sonrasında kendi kanalının patronu olup güçlenince eleştirilerini dile getirmiş.


Ram yazdı:Tuncay Özkan severler, sizleri hiçbir zaman anlamayamadım, siz kendinizi anlayabiliyor musunuz¿?

Bilmemkim sever olmadığım için soruyu üstüme almıyorum. Sadece olaylara mantıklı açıklamalar getirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve görüş arılıklarının çıkar çatışmalarına veya kamplaşmalara dönüşüp milli mücadelenin iç çekişmelerle parçalanmamasını istiyorum.

Ram yazdı:Ciddiyet abidesi, II. Milli Mücadele kahramanı, büyük lider Tuncay Özkan!...

Daha çok fetullahçıların Özkan'ı karalama amaçlı kullandığı bir videoyla yazı sona ermiş.
Çoğumuz günlük hayatımızda küfürlü konuşmalar ve el hareketleri kullanabiliyoruz. Kamera yayına girmeden önce kameramanla şakalaşıyor. Evet, çirkin bir görüntü. Evet daha ağır başlı, daha sakin olmak gerekir. Ama ne olmuş kameramana el hareketiyle şaka yaptıysa? Bunun çekilip youtube'a verilip Fetullahçıların karalama amaçlı kullanacağını nerden bilsin? Ben de bugün epey küfrettim umarım birileri gizlice beni kayıt etmemiştir.


T. Özkan'ın avukatı durumunda olmak istemem. Yukarıda da yazdığım gibi kendisini eleştirdiğim konular mevcut ama burada kendisine yöneltilen eleştirilerin çoğunun haksız olduğunu düşündüğüm için tartışmaya katıldım.

T. Özkan ve ART arasındaki bir konuda size neden mesaj geldiğini açıklar mısınız?

Epey geç oldu. Son olarak, milli mücadele sırasında birbirimizin olumsuz taraflarına odaklanıp çeşitli nedenlerle iç çatışmalar yaratmak yerine ortak hedeflerde nasıl buluşabileceğimize odaklanmak, düşüncelerimizi, eleştirilerimizi de olabildiğince akıl, bilim, mantık odaklı tutmak yolunda çaba harcamak herkes için daha olumlu sonuçlar verecektir.
...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen altinkopru » Pzt May 26, 2008 2:54

Ram yazdı:...Madem mali zorluğu var ve 8 aydır aç çalışanın var, o zaman;

1-Neden televizyonu açık bir şekilde satışa çıkarmadın¿? Böylece neden taliplerini çoğaltma girişiminde bulunmadın¿?
2-Bilmiyor muydun 8 aydır bu televizyonun "eninde-sonunda" satışa mahkûm olduğunu¿?
3-Biliyorsan ne diye habire yardım parası topladın milletten¿?
4-Bu paraları yediğini düşünmek istemiyorum fakat, nereye gitti bu paralar ya da ne işe yaradı¿?
5-Aradan araya, kanalı alanları neden güzelledin¿? Kanalı alan kurumun başındakinin, Fetullah'ın 2 numaralı adamı olduğunun üzerini mi örtüyorsun¿?

Kimse bana bakıdan maskıdan söz etmesin. Bugün en çok baskı alan iki kanal hâlâ yaktadır. Bir diğeri "onurlu bir şekilde" kapanmıştır.


1- Şirket satışları genelde bu şekildeki görüşmelerle gerçekleştiriliyor. Özkan'ın söylediğine göre 1 kişi bile Özkan "Bize teklif edilseydi alırdık" diyemez çünkü kendisi konuşmadık patron bırakmamış. Doğan grubuna ve yabancı ortaklara hükümet izin vermemiş. Sonuç olarak mümkün olan tek alıcıya satılmış.

2- Aysever'in izlencesinin hepsini izleyemedim ama 3 ay önce Doğan'la anlaştığına göre yeterli süre önce satış çalışmalarına başlanmış. Çalmadık kapı bırakmadıklarına göre de geç kaldıkları söylenemez.

3- T. Özkan para toplanmasını istememiş bence de haklı çünkü Kanaltürk kendi ticari şirketi ve kanal kapanırsa yatırılan paralar (Jetpa, İhlas, Kombassan vs. gibi) batmış olacaktı, ama diğer ortakların kararıyla para 150 milyar TL toplanmış. Milyonlarca dolarlık zararların söz konusu olduğu ortamda çok cüzi bir miktar ve anladığım kadarıyla toplanan para kanal için değil BKK için kullanılacak. Kanal ve BKK tamamen ayrı düşünülüyor.

4- 150 milyar dendiğine göre kayıtları tutuluyordur ve BKK için kullanılır, belki de Kanaltürk için toplandığı için borçların ödenmesinde kullanılmıştır. Bu sorunun kendisine sorulduğuna rastlamadım henüz.

5- Güzellediğine rastlamadım. "F. Gülen'e yakın olduğu bilinen" dendiğinde kabul etti. "Başka alıcıya izin vermediler, tek alıcı onlardı" dedi.
...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen altinkopru » Pzt May 26, 2008 3:12

ihsanerden yazdı:bazilari alinmis fakat bence alinmaya gerek yok,e.c art de dediki biz cikaramayiz bizden daha babayigit bir kanal lutfen bir program yapip t.o'a sorsunlar neden diye? babayigit kanallardan biriside bu programi yapti.bende seyrettimve ikna olamadim.hata yaptigini kendiside kabul etti.t.o olayi ticari olarak algilamistir ben de bu konu hakkinda ticari bir laf ettim.yani t.o sevyeli ben mi sevyesizim. sonuna kadar hakliyim...haksiz goren arkadaslar sizi uzdugum icin uzgunum ama ben t.o hakkinda soyledim.size degil bu da benim dusuncem ticari olarak bakarsaniz da bana gore haksizdir fakat ticari donusum acisindan dogrudur.uzatmak ta istemiyorum...bol sanslar...


ihsanerden, düşüncenize açıklık getirdiğiniz için teşekkürler. Ticari olarak algıladığı için "paracıklar tatlı gelmiş" dediğinizi söylüyorsunuz. Mustafa Balbay da "Madem kaleydi bırakmayacaktın" dedi.
Halbuki Özkan bunu bir cephe olarak gördüğünü, sath-ı müdafa yaparmış gibi eskisini terk ederek yeni bir cephede mücadeleye devam edeceğini söyledi.
Ticari kaygısı birinci öncelik olsaydı dediği gibi seçim öncesinde 125 milyon $'a satardı, o zaman ben de sizin gibi "paracıklar tatlı gelmiş" derdim ama gidebileceği son noktaya kadar götürmüş. Bu sebeple "sonuna kadar haklı" olduğunuzu düşünmüyorum.
...Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, �Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir� diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Onu hapse atacaklar. Diyecek ki, �Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.�
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
Kullanıcı küçük betizi
altinkopru
Üye
Üye
 
İletiler: 77
Kayıt: Pzr May 18, 2008 17:52

İletigönderen ihsanerden » Pzt May 26, 2008 3:44

bir ticari olayin disinda bir sey degil..bence.t.o gidecegi son noktaya gitmemistir.yonlendirilen noktaya gitmis ve hata yapmistir ,kendiside bunu kabul ediyor iyi seyredersen programi anlarsin.daha onceki yorumlarimi t.o hakkinda okursan haksizlik ettigini gorursun....sureci yonetememistir ..fikrimi yazdim o kadar..katilan katilir katilmayanlara daha yanit yazmayacagim ..cunku degismez dusuncem...tesekkurler ve bol sanslar....
Kullanıcı küçük betizi
ihsanerden
Üye
Üye
 
İletiler: 113
Kayıt: Pzt Ara 31, 2007 5:39

İletigönderen Ram » Pzt May 26, 2008 16:41

altinkopru yazdı:
Ram yazdı:altinkopru, iyi, ben sana Tuncay Özkan'ın son terbiyesizliğini anlatayım. Forumumuzda Ankara Rüzgârı adlı izlencenin 18 Mayıs 2008 tarihli bölümü mevcuttur. O izlencenin, Kanal Türk hakkında konuşulan son yarım saatlik kısmını izleyiniz. Mustafa BALBAY, yüreğiyle ve vicdanıyla kabûllenemediğini söylemekte, akabinde Emin ÇÖLEŞAN bir yandan Tuncay Özkan'ı savunmakta, bir yandan da onun da içi el vermemekte ve yermektedir. Bu "oldukça yumuşak ve sakin" yermeler neticesinde dahi, Özkan bitmiştir.


İzlenceyi biraz önce izledim. Özetle Mustafa Balbay kanalın Gülen cemaatine yakın bir gruba satılmasının kabul edilemeyeceğini savunuyor. Emin Çölaşan ise özet olarak Tuncay Özkan'ı tam olarak dinlemeden kesin karar vermemek gerektiğini ama kanalın o gruba satılmasının kötü olduğunu söylüyor. Savunuyor demek biraz zor, T. Özkan'a hak verdiği kısımları açıklıyor. Bunlar daha önce açıklanan konular. Maliye baskısı, RTÜK baskısı, reklam alınamaması, borçlar, haciz vs. gibi. Onun da eleştirdiği kısım kanalın F. Gülen'e yakın bir gruba satılması.
Özkan neden bitmiştir anlamadım. Neden bitsin ki? Özetle kanalın satılmasının kötü olduğunu ama T. Özkan'ın da iyice dinlenmesi gerektiğini ve kendince gerekçelerinin olduğunu söyleyen bir yorum sonrasında T. Özkan neden biter? Nasıl biter?


Savunuyor demiyorum, "bir yandan savunuyor" diyorum -ki bu da tabirimi doğru kılar. Özkan, benim gözümde çoktan bitmiştir de, Mustafa BALBAY dahi isyan ediyorsa, Özkan birçok kişinin gözünde bitmiş demektir. Sen izlenceyi kendi pencerenden izlemişsin. Ayrıca oradaki eleştirilerin yumuşak olduğunu da belirtmiştim. Ve yine ayrıca, Özkan bu izlencedeki eleştirilere, olumsuz bakışa binaen bitmiştir demedim. Bunu Ankara Rüzgârının 18 Mayıs 2008 tarihli bölümünün son 30 dakikasındaki görüşlerle bağlamanın mantığı nedir¿? Yazdıklarım ortadadır, bitme nedenini anlamak zor değildir.

Ram yazdı:Sonrasında ise cep telefonuma şu bilgiler ileti gelmiştir:

Gönderen: TuncayOzkan (Kısa İleti Hizmeti)
Yazılan:

"Emin Colasan in davetini 
Tuncay Ozkan kabul etti.
Balbay ile patronu Mustafa
Ozbek ART ye Ozkani
cikartmadilar. Arkasindan
atip tuttular... Ayip beyler!"


Noktası-virgülüne dokunmadan aktardım. İşte seviyesizlik budur. Seviyesizlik en kibar tanımdır. Bu açıkça terbiyesizliktir, ayrımcılığın had safhaya vardığı noktadır. Tuncay Özkan'ı adam yerine koyanda da vardır hata... ART'yi de kısmen eleştiriyorum bu mevzuda, kendimi de... Zira sırf soyut birlik bozulmasın diye destek çıkıldı, ses çıkarılmadı birçok şeye...


Olayın aslını bilmiyorum. Anlaşılanlara göre Çölaşan Özkan'ı program'a davet etmiş. Daha sonra M. Özbek ve M. Balbay bunu istememişler. T. Özkan eminim orada olup fikirlerini onlara karşı da söylemek isterdi ki diğer pek çok kanalda da açıkladı. Ama (Özkan veya onun adına yazan şahıs) onlara karşı kendini savunamamanın sıkıntısıyla "arkamdan atıp tuttular" diye kızmış olabilir. Evet "atıp tuttular" lafı terbiyeli değil doğrudur ama sonuçta T. Özkan'ın getirilen eleştirilere verebilecek cevabı yok değildi ve söz hakkı alamamasının sıkıntısıyla bu şekilde konuşması anlaşılabilir. Onun dışında seviyesizlik veya terbiyesizlik göremiyorum açıkçası.


Olayın aslını bilmiyorsun ama, olayı anlatıyorsun. Ben de bunu anlamadım. O kısa iletileri Tuncay Özkan yazdırmaktadır. Ondan habersiz yazılmıyor o cep telefonu iletileri. İhtimâllerle cevap vermeyiniz lütfen. Yarın meteor da düşer, herkes ölebilir dünyada, bu da bir ihtimâl. Ankara Rüzgârı'nın içeriği bellidir. Emin ÇÖLEŞAN, ART'de ayrı bir izlence yapmak istedi, Tuncay Özkan'ı konuşturacaktı. Uzun süreli bir izlence talep etmiş, kabûl edilmemiştir -ki doğaldır. Bugüne kadar Tuncay Özkan'ın yaptığı bencillikleri, ART gibi, Ulusal Kanal birçok kurumu ve kuruluşu yok sayması ve milli değerlerle çatışan tavırları, bu engellemenin haklılığını ortaya koyar.

"Ayıp beyler!"

Ayıp kelimesinin anlamı:

* Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış
* Kusur, eksiklik
* Utanç veren

TDKAyrıca;

Patron kelimesinin mecaz anlamı boldur. Özellikle bu kelimenin artık günümüzde pek kullanılmamasının bazı duygusal nedenleri vardır. Patron, işçi kesiminin adeta düşmanı olarak görülür. Patron dediği kimse ise kimdir¿? Türk Metâl Sendikası Başkanı ve 20 küsür milyon üyesi olan Uluslararası Metâl İşçileri Federasyonu Başkanı'dır. Burada alaya alma ve küçültme vardır. "BALBAY'ın patronu..." Bu kadar art niyetli ve terbiyesizce ifadeler varken, bu kelimeyi iyi niyetli olarak göstermeyiniz sakın.

"Sen adam mısın Tuncay¿?" diye sorasım geliyor vallahi...

Ram yazdı:Tuncay'ın Milli Mücadele anlayışına örnekler:

- Kadının başındaki örtüyü alıp yere çalarak gösteri (şov) yapmak

Bunun tefsiri nedir¿? Şudur: Ben alırım bu örtüyü, yırtar yakarım. Gerekirse saçından tutup sürüklerim o ucubeleri. Adi kara fatmalar, pis yobazlar sizi. Sizi istemiyoruz, defolun gidin.

Şimdi diyeceksiniz ki, Tuncay'ın böyle bir amacı yoktur. Olsun olmasın, dışarıdaki ampûl bunu görünce ne yapıyor, daha çok hocaefendisine sarılıyor, daha çok Cumhuriyet'e küfrediyor, daha çok Türk'e, Atatürk'e, milli değerlere saldırıyor, her türlü pisliğe kendini daha çok bırakıyor. Yalan mı¿!? Buna yalan diyecek olanın aklından şüphe etmem, yoktur zira...

Her şeyden evvel; bu Türk ahlâkına, Mustafa Kemâl adabı ve mücadelesine uygun mudur ey cemaat-ı Özkan¿?


Eğer aynı olaydan bahsediyorsak bir mitingde yaşlı bir kadın konuşurken kendi örtüsünü kendi çıkardı ve "Benim örtüyle bir derdim yok, önemli olan milli mücadeledir" gibi bir mesaj vermek istedi. Orada T. Özkan'ın zorla örtüyü yere çalması gibi bir durum yoktu. Diyeceksen ki Özkan kadına çıkarması için para verdi vs., bunları kanıtlayamayız.


Evet aynı mevzudan bahsediyoruz. Tuncay Özkan zorla o örtüyü alıp yere çaldı demedim. Kusura bakma ama beni anlamıyorsun. Verilmek istenen mesajdan değil, alınan mesajdan bahsediyorum. Bunu görememek, tahmin edememek diye bir ihtimâl olamaz. Bunun adı, bile bile ladestir. Gösteri (şov) yapmak ve yaptırmaktır. O bez parçasının çıkartılmasının da bir usûlü vardır. O bez parçasını kutsal bir öğe olarak gören kaç milyon kişi mevcuttur, bunu düşünmez mi oradaki şovmenler¿? "Birilerine para yedirdi" diye bir söylemim oldu mu¿?

Ram yazdı:- Gazi Paşa'nın peygamber ilan edilmesi


Böyle bir olay bilmiyorum, Tuncay Özkan'ın "Atatürk, Hz Muhammed'ten sonra gelen bir peygamberdir" dediğini zannetmiyorum. Lütfen kaynak göster. Bulabildiğim olay: Bizkaçkişiyiz platformunun Çağlayan'da kadınlar gününde düzenlediği gösteride Emekli Hava Pilot Albay Şenay Güray, AK Parti'nin uyguladığı politikaların kadına verilen hakları adım adım ortadan kaldırdığını savundu. Güray, "Sen ki Atam, can çekişen bir hastaya şifa vermek üzere Allah tarafından görevlendirilmiş bir elçi, bir adı konmamış peygambersin. Sen sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin!" diye seslendi. (Kaynak: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t= ... +neredesin )
Şenay Güray bir şiir okumuş. Bence kötü bir şiir. Pek çok insan M. Kemal'in Allah tarafından gönderildiğini düşündüğünü söyler. Burada da bu düşünce (Ben katılmıyorum) kötü bir üslupla dile getirilmiş. Sonuç olarak Şenay Güray'ın görüşüne katılmıyoruz.


Birincisi; "Atatürk, Hz Muhammed'ten sonra gelen bir peygamberdir" bu cümleyi kullandığımı gördün mü¿?
İkincisi; şu konudaki -her hangi bir cümleyi- Tuncay Özkan'ın sarfettiğini yazdığımı gördün mü¿?

Ben ne diyorum¿? Algı diyorum. O miting kimin kontrolündedir¿? Katılman yahut katılmaman, bu cümleleri Tuncay Özkan'ın kullanması yahut kullanmaması çok mu mühimdir¿? Yahut ben "bizkaçkişiyiz" yahut Tuncay Özkan bu görüştedir mi dedim¿? Bu rezilliktir, kepazeliktir. Bu milli bütünleşme, milli kazanım değil, milli bölücülük yolunda büyük bir adımdır, kutuplaşmadır. Buna izin verilmiştir, göz yumulmuştur. Sorumluluğun başında kim varsa ben onu itham ederim.

Mustafa Kemâl, gönülleri fethederek kazanma yolunu kendine yol seçmiştir. Gönülleri inciterek, insanları rencide ederek değil.

Ram yazdı:Yukarıdaki yazdıklarım burada da geçerlidir. Bu gibi ilginç, acılı ve gülünç hadise de neyin nesidir¿? Terbiyesizliktir, ahlâksızlığın önde gidenidir. Alın size kutuplaşma! Milli bütünlük mü, milli bölücülük müdür bu¿?

- Bilimsel olmayan konuşmalar ve basitlikler

Halkı iyice aptal yerine koyuyor, halk anlasın diye güya kahvehane muhabbetleriyle iyi bir şey yaphtığını sanıyordu. Bir defa yaparsın, iki defa yaparsın anlarız...


Yukarıda yazdıklarını da daha sonra irdelerim. Hangi acılı, gülünç hadiselerden, hangi bölücülükten bahsettiğini anlamadım.
Bilimsel olmayan konuşmaları ve basitlikleri ben de sevmiyorum. Kanalındaki Yolsuzluk ve Yoksulluk, 5. Boyut vs. gibi tartışma programları bilgi, belge, düşünce, derinlik sağlıyordu. Geçen sene Mine Kırıkkanat ve emekli bir generalle katıldıkları tartışma programında ve KK ile düzenledikleri programlarda da derinlikli konuşmalar yapıyordu. Yaptığı basit konuşmalar ise Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda yaptıklarından daha basit değiller. Siyaseti de düşündüğü için bu tip konuşmalar da yapabiliyor, ben de daha ağırbaşlı, daha sakin ve bilgiye dayalı konuşmasını isterdim. Bu eleştiriyi yapıcı eleştiri olarak dile getirmekte fayda var. Halkı aptal yerine koyduğuna da katılmıyorum.


Yukarıdaki yazdıklarım, "- Kadının başındaki örtüyü alıp yere çalarak gösteri (şov) yapmak" başlığı altında yazılmıştır. Bunların "- Gazi Paşa'nın peygamber ilan edilmesi" başlığı için de geçerli olduğunu yazdım özetle... Alıntı yaparken doğru alıntılayınız.

Yolsuzluk ve Yoksulluk, 5. Boyut ve Ceviz Kabuğu dışında bir izlence sunmuyorlar zaten. Ben de bunları ayırdım. Ben Tuncay Özkan'ın kendi yaptığı konuşmalardan söz ediyorum. Maşallah, ya özenle söylediklerimi çarpıtıyorsunuz, yahut anlamıyorsunuz. Ve yine maşallah, kıyaslaya kıyaslaya Tayyip haininin safsatalarıyla kıyaslamışsın. Bir defa yaparsın, iki defa yaparsın... Devamlı yapıyorsan ya sen aptalsındır, ya da halkı aptal yerine koymaya çalışıyorsundur. Sen seç; Tuncay aptal mı, yoksa halkı aptal yerine mi koymaya çalışyor¿? Fakat doğru ya, sen ikisine de katılmıyorsun...

Ram yazdı:- Ne ABD ne AB! Tam bağımsız Türkiye! Onurlu AB üyeliği, çok şahane!
Tartışma bölümünde, ilgili konu mevcuttur.


Pekala, ilgili başlıkta düşüncelerimi açıklarım. M. Kırıkkanat'ı senelerdir takip ederim. Türkiye'nin milli çıkarlarını her zaman kendi fikirleriyle çok iyi savunduğunu düşünüyorum. O aynı zamanda bir Avrupa vatandaşı ve Türkiye'nin AB ilişkilerinde kendi çıkarlarını savunması gerektiğini söylüyor. "Ne ABD ne AB" sloganında ifade edilense bildiğimiz gibi bunların kayıtsız şartsız kölesi, köpeği olmamamız gerekliliğidir.


Merakla bekliyorum açıklamayı. Yalnız şunu da belirtmekte büyük yarar vardır. Biz kimse ile iyi ilişkiler geliştirilmesin demiyoruz. Bizim sorduğumuz iki soru çok kısa ve basittir:

"Onurlu, şanlı, şuurlu gibi herhangi bir AB üyeliği, milli bütünlüğümüzü ve beraberliğimizi acaba tehlikeye atmıyor mu¿?"
"Bilmem kaçıncı sınıf AB yetkilileri, her gün alenen ihanet içindeki hükümeti öven, ülkemizi, Türkiyemizi ahlâk dışı tabirlerle aşağılayan ifadeler kullanırken, hâlâ AB üyeliğinden bahsetmek neyle açıklanabilir, mantığı nedir¿?"

Bendeki cevaplar, bu kimseleri yerin dibine sokar, baştan söyleyeyim.

Ram yazdı:- Mitinglerde dışlanan çeşitli kurum, kuruluş ve kitleler

Burada sorumluluk tamamen T. Özkan'ın değil, mitingleri düzenleyenlerindir. Bildiğim kadarıyla Çağlayan Mitinginde bir gurup Özkan'ın katılmasını istememişti.


Mitingleri kim organize ettirdi, kim başında bulundu, kim örgütledi¿? En başta Tuncay Özkan. daha baştan farklı düşünüyorsun. Her mitingde en baştaydı Tuncay Özkan. Önce MHP'den bıkan milliyetçileri dışladılar, sonra İşçi Partisi'ni.

Ben sana şunu da söyleyeyim. 14 nisan'daki ilk mitingi; -Kanal Türk'ün dışında- tamamını ART verdi. Ulusal kanal büyük bir kısmını (yanlış hatırlamıyorsam), SkyTürk de 25-30 dakikalık kısmı verdi. Akabinde Tuncay Özkan canlı yayında çıkıp ne dedi peki¿? Yayını, bir tek biz verdik. Bir-iki kanal da şöyle bir gösterdiler dedi. Sonraki miting sonrasında da benzer ifadeler kullandı. Oysa ART ekbi, devamlı Tuncay Özkan'a destek oluyor, devamlı Kanal Türk'ün adını zikrediyordu.

Ram yazdı: Kendi kendini, tüm milli düşünce sahiplerinin lideri ilan etme belirtisi (sendromu)

Şimdi... Tuncay Özkan iyi şeyler yapılmasında rol oynamadı mı¿? Oynadı. Hakkını yemeyelim, onca insan bir şekilde toplandı. Akapeye de muhalefet yaptı. Fakat önemli olan, "bütün bunları nasıl yaptı, netice ne oldu¿?" sorusudur.

Herkes liderlik iddiasında bulunabilir. Bence kendisinde yeterli liderlik özellikleri yoktur. Kendisi liderlik sorumluluğuna talip olmuş, katılmak, katılmamak insanların tercihidir. Netice ne oldu? Önemli muhalif bilgiler, düşünceler insanlara ulaştı. Ulaşmaya devam edecek. Aynı anda da insanların taleplerinin dile getirilmesini sağlayacak bir STK oluşuyor. Bunar milli mücadele adına olumlu eylemler.


Netice ne oldu¿? Salt ampûl düşmanlığından başka "somut" bir şey yapılmadı. Peşinden sürüklediği inanmış milyonlar hayâl kırıklığına uğradı. Rozet ve salon Atatürkçülüğü tavan yaptı. Kanalını Fetullah'ın iki numaralı adamına sattı. Gerçek budur.

Ram yazdı:Yıllar önce önünde el pençe divan durup her sorduğu basit soruya aldığı sözde cevaplara her defasında "efendim, tabi efendim" diye cevap veren Tuncay, dün bu şarlatana küfrediyor, bugün o şarlatana kanalını satıyor!

Çalışanı olduğu şirket adına, Doğan Holding adına bu şirketin çıkarları için Gülen'le, onu iyi gösterecek bir mülakat yapıyor, doğru. O zaman kendi kanalı yok, patron değil bir işçi. Kendi patronunun çıkarına yapması gerekeni yapıyor yosa aç kalır. Diyorsanız ki "Ben o röportajı yapmaz, kanalımdan istifa ederdim" saygı duyarım, ama röortajı yapmasına da saygı duyarım. Sonrasında kendi kanalının patronu olup güçlenince eleştirilerini dile getirmiş.


Altınköprü, sen Tuncay'ın bu röportajına saygı duymaya devam ederken, bir de nelere saygı duyulacağını iyi bir daha düşün. Bu yazdıklarına vereceğim acı bir cevaptan başka bir şey yoktur. Üç aşağıda göreceksin...

Ram yazdı:Tuncay Özkan severler, sizleri hiçbir zaman anlamayamadım, siz kendinizi anlayabiliyor musunuz¿?

Bilmemkim sever olmadığım için soruyu üstüme almıyorum. Sadece olaylara mantıklı açıklamalar getirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve görüş arılıklarının çıkar çatışmalarına veya kamplaşmalara dönüşüp milli mücadelenin iç çekişmelerle parçalanmamasını istiyorum.


Açıklamaların mantıklı değil, kurtarma amaçlıdır. (Meseleye medya ayağından bakarsak...) Bazı görüş ayrılıklarına örnek, Ulusal Kanal ile ART çizgisi arasında gösterilebilir. Fakat, ana hedef ve temel dayanak aynıdır, halkın gücü ve milli mücadele. Tuncay'ın ve kanalının çizgisiyle zaten Milli Mücadele olmazdı. Milli Mücadele'yi iyi okuyup araştırmanı sana tavsiye etmekten başka ne diyebilirim ki sana¿?

Ram yazdı:Ciddiyet abidesi, II. Milli Mücadele kahramanı, büyük lider Tuncay Özkan!...

Daha çok fetullahçıların Özkan'ı karalama amaçlı kullandığı bir videoyla yazı sona ermiş.
Çoğumuz günlük hayatımızda küfürlü konuşmalar ve el hareketleri kullanabiliyoruz. Kamera yayına girmeden önce kameramanla şakalaşıyor. Evet, çirkin bir görüntü. Evet daha ağır başlı, daha sakin olmak gerekir. Ama ne olmuş kameramana el hareketiyle şaka yaptıysa? Bunun çekilip youtube'a verilip Fetullahçıların karalama amaçlı kullanacağını nerden bilsin? Ben de bugün epey küfrettim umarım birileri gizlice beni kayıt etmemiştir.


Bak hele... pekakalılar da sarı-kırmızı-yeşil renkleri kullanıyor çoğunlukla. Sen bu renklerden vazgeçersen, ben de bu görüntüyü kullanmaktan vazgeçerim. Bana ne, kime ne Fetullahçılar bu görüntüyü kullanıyorsa¿? Mesele bu mudur¿? Tuncay Özkan bu terbiyesizliği yapmamış mıdır yani¿?

Ne olmuş el hareketi yapmışsa¿? sorusunu, aynı ciddiyetsizlikle sana geri iade ediyorum.

Evet, evet çok kötü bir görüntü, ağır başlı ve sakin olmak gerekir. Aman canım ne olmuş, hepimiz yaparız zaten değil mi¿? Hem zaten Fetullahçılar kullanıyor bu görüntüyü...

Değil mi ama¿?

T. Özkan'ın avukatı durumunda olmak istemem. Yukarıda da yazdığım gibi kendisini eleştirdiğim konular mevcut ama burada kendisine yöneltilen eleştirilerin çoğunun haksız olduğunu düşündüğüm için tartışmaya katıldım.


"Tayyip'i sevmem ama, Akapeli değilim ama..." diye başlayan cümlecikler ve bu türlü türlü cümlecikleri kuran zevzeklere artık kızamıyorum.

T. Özkan ve ART arasındaki bir konuda size neden mesaj geldiğini açıklar mısınız?


Tuncay Özkan kısa ileti servisine üyeyim de o sebepten. Ayrıca "Biz Kaç Kişiyiz¿?"in de ilk üyelerindenim ve daha bu konuya el atmadım.

Epey geç oldu. Son olarak, milli mücadele sırasında birbirimizin olumsuz taraflarına odaklanıp çeşitli nedenlerle iç çatışmalar yaratmak yerine ortak hedeflerde nasıl buluşabileceğimize odaklanmak, düşüncelerimizi, eleştirilerimizi de olabildiğince akıl, bilim, mantık odaklı tutmak yolunda çaba harcamak herkes için daha olumlu sonuçlar verecektir.


Geçti artık o soyut birlik mücadelesi. Birlik mücadelesini zamanında vermeyenler ve adam akıllı veremeyenlerin, şimdi birlik için konuşmaya hakkı yoktur. Tabi bunları, sana yahut salt bir şahısa (Tuncay Özkan) yönelik yazmıyorum.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Türk-Kan » Pzt May 26, 2008 20:14

Ram, peygamber sabri mi geldi sana, hayirdir..? :shock:

Adam acik acik vergi ve sigorta primlerini mitinglere harcadim diyor ve hala bu adama güvenenler varsa birak güvensinler yahu. "Mazlum" kesim de Tayyip'e inanmisti. Simdi birileri ciplere binerken, onlar ayda bir dagitilan "yardim paketi"ne talim etmeye devam ediyorlar.
Neymis, mitinge, onca insanin "ulasimina" harcamis! E Tayyip hakli olmuyor mu o zaman "bindirilmis kitalar" derken (kendi imkanlari ile mitinglere katilanlari tenzih ederim)..?
Ayrica TÖ'nun "kahvehane" dili ile yakinda Tayyip'i gececeginden eminim.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x