Mustafa’ya gittim...

İletigönderen Ram » Cmt Kas 08, 2008 2:08

Serzeniş var, olmayanı olmuş gibi gösteren var. Anlatılmak istenen var, anlamak istemeyen var. Olgun olan var, olgun olduğunu iddia eden var. Tahribat etkisi olan görüşlere karşı çıkmalar var, bu karşı çıkmaları sindiremeyip kendi görüşünü dayatarak özgürlük isteyenler var. Kullanılmamaya diretenler var, kullanılmak için can atanlar var. Güç odakları var, güç olduğumuzu zannedenler var, mazlum olduklarını iddia edenler var.

Dikilmiş ağaç var, kesilmiş ağaç var.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Cmt Kas 08, 2008 2:24

Haklısın Ram,
Varoğluvar da var..
Ama ben hala şu vâr olan zaafları bekliyorum. Kaç gündür tırmalayıp duruyoruz, öğrenemedik bir türlü, neymiş bu tartışmaya korktuğumuz zaafları Ata'mızın???

...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

mustafat'ın önerisi

İletigönderen mordeniz » Cmt Kas 08, 2008 8:30

Ben Mustafat ın filmdeki bazı hatalar üzerinden sağlama yaptığını düşünmüyorum.Peygamberimiz de bir insandı.Şu anda öyle bir kesim var ki (son 10 yıldır karşılaştığım) peygamberimizle ilgili en ufak bir fikir belirtildiğinde (benim peygamberime dokunma) şeklinde tepki gösteren ve peygamberle atatürk ü kıyaslayan bir tavır ve davranış içersindeler.Atatürk sevgisinin karşısında sürekli olarak "Ata yı putlaştırmayın" ya da 10 kasımda ona nasıl saygı duruşunda bulunuluyorsa peygamberimize de saygı duruşunda bulunulsun diyen diyebilen bir insan topluluğuyla sıkça karşılaşıyorsunuz artık.Yani bir ulusun kurtarıcısıyla,bir ulusu yoktan var eden bir asker,bir politikacı,bir devlet adamıyla peygamberimizi kıyaslayan bir çoğunluk oluştu artık ki bu son on yılda hız kazandı diye düşünüyorum.Oysa biri din,biri devlet adamı.Din insanın Allah ile arasındaki en güçlü en özel bağdır.Din maneviyattır.Dinle ilgili herşey insanın kendisini bağlar.Devlet yönetimi,politika gibi konularla bir alakası olamaz olmamalıdır.Laiklik kavramı işte bunu ve bunun faydalarını yeterince açıklar.

Ben Atatürk ü hiç putlaştırmadım.Yaptıkları,dehası ve bize sunduklarıyla onu yürekten sevdim ve sevmeye de devam edeceğim.

Peygamberimiz de bir insan ve ben de Mustafat gibi diyorum ki onun da bütün zaafları ve ince,özel,hassas noktalarını ve kişilik yapısını en ince ayrıntısına kadar korkmadan inceleyebilen bir film yapılsa ve insanlar da onu eleştirebilse nasıl olurdu?Bence herşeyin tartışılabildiği gibi dinler de tartışılabilmelidir.Ama şimdi şu anda sanırım en kolay şey Atatürk ü eleştirip yerin dibine sokabilmek,en zoru da dini eleştirebilmek sanırım.

Diyelim ki 10 yaşındaki yeğenim bu filmi izledi.Beyninde en çok kalacak izlenimler maalesef Yılmaz Özdil in ayrıntılarıyla çizdiği başlıklardan ibaret olacaktır.Yazık,,bir zamanlar Sarı Zeybek gibi bir belgeseli yapan Can Dündar ın,böyle bir ortamda bu belgeseli hiç vicdanı sızlamadan yapabildiğine inanamadım,hala da inanamıyorum..

Düşünün ki ben babamı anlatan bir belgesel yapmaya karar verdim..Onu yeterince bilmeyen tanımayan genç nesile onu anlatmak amacıyla..

Bu belgesel de onun eşsiz zekasını, merhametini, aile için yaptılarını, fedakarlıklarını, güzel bakışlarını,çalışkanlığını,yüreğini,iyi araba kullanışını ve bunun gibi pek çok güzel yönünü öne çıkarırım ki yüreği ve ruhunu sergilemek te insani yanlarını ele almak olur..ve tüm iyi niyetimi bu filmi seyredenler anlayabilir,seyrettikten sonra da saygı duyacakları ve örnek alacakları bir insanı zihinlerine yerleştirerek çıkarlar sinemadan.

Gelelim ikinci şıkka.! Ben bu filmde babamın sigarasını,sinirliliğini,işten yorgun argın gelip onu uyutmadığımda beni nasıl kovaladığını,insanı rahatsız eden öksürüklerini ya da bilumum insanı rahatsız eden yönlerini cımbızla çekip toplayıp anlatabilir ve ağırlığı bu yönde kullanabilirim..Eğer kötü bir niyetim varsa ve onu sevmiyorsam ve bir takım insanlara küçük düşürmeye çalışıyorsam rahatlıkla yapabilirim bunu..Bu filmle yüceltebilir ya da aşağılayabilir istedğim şekilde iz bırakabilirim taze dimağlarda..
MUSTAFA filmi aynen Yılmaz Özdil in y azydığı şekilde..Mustafa Kemal aynen böyle bir insan gibi gösterilmiş.Çocuklara izlettirildiğinde işte bu insan hatıralarda kalacak.Ve bunu yapan da Can Dündar..İnanılır gibi değil değil mi arkadaşlar?
Kullanıcı küçük betizi
mordeniz
Üye
Üye
 
İletiler: 9
Kayıt: Cmt Kas 08, 2008 7:54

mustafa

İletigönderen mordeniz » Cmt Kas 08, 2008 8:45

Arkadaşım.Ardarda mesaj göndermek site kurallarına aykırıdır.Bu konuya dikkat etmeni rica ediyorum.Mesajını yukarıdaki mesajının altına ekliyorum.Sevgiler.
Kullanıcı küçük betizi
mordeniz
Üye
Üye
 
İletiler: 9
Kayıt: Cmt Kas 08, 2008 7:54

İletigönderen AlpereN » Cmt Kas 08, 2008 11:56

Aydınlanamamış,cehaletten kurtulamamış bir toplum için Atatürkün zaaflarını(varsa tabi) anlatmak bence o topluma ve Atatürke yapılacak en büyük kötülük olur.Hani zaafları varsa bizde bilelim.İçki içmesi zaaf mı? Din hocasından dayak yedi diye Hilafeti kaldırması ?( tabi bu filmdeki en büyük saçmalık)
Yok bide dava arkadaşlarını kullanmış ve harcamış,yok karanlıktan korkuyomuş, böyle bir densizliği filme döken ilk insan olarak Can Dündar tarihe geçti.Kendisini tebrik ederim.Tarih onu çok güzel şekilde anacaktır.Bundan emin olsun.

Mesela ben Atatürkün eleştirilmesine tahammül edemiyorum.Çünkü eleştirenler ya işbirlikçi, ya şeriatçı, ya da sosyalist geçinen çevreler.Bunların yaptıklarıda Atatürkü eleştirmek değildir zaten karalamaktır.
Atatürkü eleştirecek birileri varsa ama haklı eleştiri olacak,bu eleştiriyi ancak yine samimi Atatürkçüler yapar.Öyle orta çağ ağzıyla,batı emperyalist ağzıyla Atatürkü kimse eleştiremez.Atatürkün varsa eleştirilecek tarafı ve eleştirilecekse bunu yine Atatürk için gerekirse canını ortaya koyan kimseler yapar.
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen kaye » Cmt Kas 08, 2008 12:45

AlpereN yazdı:Atatürkü eleştirecek birileri varsa ama haklı eleştiri olacak,bu eleştiriyi ancak yine samimi Atatürkçüler yapar.Öyle orta çağ ağzıyla,batı emperyalist ağzıyla Atatürkü kimse eleştiremez.Atatürkün varsa eleştirilecek tarafı ve eleştirilecekse bunu yine Atatürk için gerekirse canını ortaya koyan kimseler yapar.

Sorun zaten burada AlpereN, Atatürk'ün olumsuz bir yanını bulamıyorlar. Bak bu başlık aktında yazdığımız kaçıncı mesaj bu, sürekli O'nun da insan olduğundan bahsediliyor, zaafları, hataları vardır deniyor; "Söyle bakalım neyniş bu hatalar, zaaflar" dediğinde de ya birşey diyemiyorlar ya da ipe sapa kalmaz "Karanlıktan korkardı" yalnızdı, hastaydı" gibi teraneler okuyorlar.
can dündar 14 yıldır Atatürk'ü inceliyormuş, ben de doğduğumdan beri Atatürk'le yaşıyorum, O'nun kurduğu cumhuriyetin içinde yaşıyorum, yurdun dört bir tarafını gezdiğimde her dağında, taşında, ırmağında, köyünde sürekli O'nu ve armağan ettiklerini görüyorum. İmkansızlıklar içerisinde kazandığı savaşları, yerle bir ettiği emperyalist oyunları, bu milleti aydınlığa çıkarabilmek için çektiği sıkıntıları biliyorum.
Bu zaaf ve hata teranelerini dillendirenlere de acıyarak bakıyorum. Atatürk'ün insan olduğunu her fırsatta bizlere hatırlatmak isteyenlerin asıl kendilerinin Atatürk'ün insan olduğunu unuttuklarını görüyorum.
Ve yine tekrarlıyorum:
Neymiş Ata'mızın zaafı, nerdeymiş hatası tüm bu emperyalizmle, cehaletle savaşırken?
Bu soruyu sorunca da cevap alamıyorum..
Ama şimdi bu adamlara baktıkça ben bir tane bulabiliyorum!!
Sanırım Atatürk'ün en büyük suçu İNSAN OLMAK...
Hem de insan gibi insan olmak...


...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

Mustafa'ya devam

İletigönderen mustafat » Cmt Kas 08, 2008 13:00

AlpereN yazdı:Aydınlanamamış,cehaletten kurtulamamış bir toplum için Atatürkün zaaflarını(varsa tabi) anlatmak bence o topluma ve Atatürke yapılacak en büyük kötülük olur.Hani zaafları varsa bizde bilelim.İçki içmesi zaaf mı? Din hocasından dayak yedi diye Hilafeti kaldırması ?( tabi bu filmdeki en büyük saçmalık)
Yok bide dava arkadaşlarını kullanmış ve harcamış,yok karanlıktan korkuyomuş, böyle bir densizliği filme döken ilk insan olarak Can Dündar tarihe geçti.Kendisini tebrik ederim.Tarih onu çok güzel şekilde anacaktır.Bundan emin olsun.

Mesela ben Atatürkün eleştirilmesine tahammül edemiyorum.Çünkü eleştirenler ya işbirlikçi, ya şeriatçı, ya da sosyalist geçinen çevreler.Bunların yaptıklarıda Atatürkü eleştirmek değildir zaten karalamaktır.
Atatürkü eleştirecek birileri varsa ama haklı eleştiri olacak,bu eleştiriyi ancak yine samimi Atatürkçüler yapar.Öyle orta çağ ağzıyla,batı emperyalist ağzıyla Atatürkü kimse eleştiremez.Atatürkün varsa eleştirilecek tarafı ve eleştirilecekse bunu yine Atatürk için gerekirse canını ortaya koyan kimseler yapar.


Mustafa'yi daha izlemedim, ama filmde din hocasina duydugu kin yüzünden hilafeti kaldirdi deniyorsa gerçekten çok yanlis. Simdiye kadarki yorumlardan okudugum kadariyla en büyük yanlislik bu. Can Dündar böyle bir hatayi nasil yapar anlamiyorum.

Atatürk dini yobazligin ve cehaletin hakim oldugu Orta Dogu ve Kuzey Afrika'da görevler yapmis, aydinlanma ve yobazlik konularinda çok düsünmüs, çok okumus ve çok tartismis bir kisiydi. Ayrica Türkiye'yi adim adim çok partili sisteme ve demokrasiye geçirmek istedigini de biliyoruz. Laiklik olmadan aydinlanma ve demokrasi de olmayacagina göre! Atatürk kinle, duygusallikla falan degil, son derece akilci nedenlerle hilafeti kaldirmisti.

içki içmek, kadinlara düskünlük, karanliktan korkmak vs. bunlar dogru olsa bile bence zaaf sayilmaz. Daha dogrusu bunlar toplum açisindan zaaf degil. insani yön olarak anlatilmasinda ise bence bir sakinca yoktur. Toplum eger aydinlanacaksa eninde sonunda sadece hosuna giden seyleri degil, gerçekleri de duymaya alismalidir.

örnegin bir padisah, örnegin Kanuni Sultan Süleyman, bir kadina olan zaafi nedeniyle bir takim yanlis kararlar alip Osmanli'ya zarar vermisse buna toplumu ilgilendiren bir zaaf diyebiliriz. Kaderin cilvesine bakin ki Osmanli'nin en muhtesem padisahi Süleyman, Rus asilli esinin (Roxalan) fistiklamalariyla kendisine en çok benzeyen öz oglu Mustafa'yi öldürterek hanedandaki iyi liderler zincirinin sonunu getirmis, belki de Osmanli'nin çöküsünü balatmisti. Ben iste buna zaaf derim.

Atatürk de insan degil miydi? onun da zaaflari yok muydu? vardi tabi ki.

örnegin hastaliginin ilerledigi son yillarinda Atatürk'ün zekasi ve hafizasi eski parlakligini yitirmisti. içki sofrasindaki dobra dobra konusan eski gerçek dostlarin yerini kismen dalkavuklar almisti. Inönü'yle de arasi bu yüzden bozulmustu (Kinnross ve Mango).

Peki bu dönemde Atatürk'ün yaptigi (toplum açisindan) büyük bir hata var mi? Benim bildigim kadariyla yok. %30 verimle bile Hatay sorununu bir çesit çözmeyi basarmisti.

Fakat Atatürk'ün yaptigi hatalari da -eger varsa- açikça konusabilmeliyiz.

Simdi buradaki bazi arkadaslar Atatürk'ün son yillarindaki hastaligindan ve zihinsel verim kaybindan söz ettim diye bana kiziyorlar. Ben de buna bir anlam veremiyorum. Atatürk'ü seviyoruz diye gerçekleri konusamayacak miyiz? ölümcül hastaliga yakalanan bir insanin veriminin her yönden düsmesi olagan degil midir?

Tarihe bence tarafsiz bakabilen Kinnross ve Mango yanlis bilgi vermisler diyorsaniz verilerinizi açiklayin ki dogrusunu ögrenelim.

Sadece Atatürk konusunda degil, siyaset, ekonomi, din, Hz Muhammed vs. her konuda bence Türk halki -eger aydinlanmak istiyorsa- gerçekleri duymaya ve sorgulamaya alismali.

Efendim toplumu birlestiren degerler sorgulanmamaliymis. Dini ve Hz Muhammed'i bilemem, ama Atatürk sorgulanmaktan hiçbir sey kaybetmez. çünkü Atatürk'ün yolu akil yoludur. Ayrica ortada hepimizin bildigi tarihi gerçekler var.

Din konularinda ise topluma zarar veren, geri birakan, cehaleti besleyen dogmalar kesinlikle sorgulanmalidir. Dinin özü olan etik degerlere (dürüstlük, dogruluk, merhamet, sosyal dayanisma vs.) kimse bir sey diyemez. Fakat hurafelere ve antik destanlara dayali bir beraberlik son derece kirilgan bir beraberliktir. Millet hurafenin hurafe, destanin destan oldugunu bilmeli.
Sen içmiyorsan içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

Ömer Hayyam
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen Ram » Cmt Kas 08, 2008 13:54

Bazıları bizim kızdığımızı düşünmekte. Lâkin bir türlü anlatamıyoruz. Olmamış bir şeyi olmuş gibi göstermek, bunda diretmektir bizim karşı çıktığımız. Bizim karşı çıktığımız, sırf diğer verilere göre değişik diye, beriki veriye kesinlik kazandırmaya çabalamalardır.

ATATÜRK, hastalığının getirdiği acılarla boğuşurken, -hatta Mustafat'ın hoşuna gitsin diye"kıvranırken" de diyebiliriz- elbette zekâsını konuşturamayacaktır. Lâkin, aynı dönemde ayakta olduğu vakitlerde, hastalığının getirdiği aşırı duygusallığı yitirmemekle birlikte zekâsını da yitirmemiştir.

Gazi Paşa'nın "en büyük" zaafı, fâni olmasıdır. Bu hem onu. hem toplumu ilgilendirmektedir. Bir zaafı da çevreye çok düşkün olmasıdır. Muhteşem bir zaaftır. Ağaçlara kıyamaz, her yeri yeşil görmek ister, hatta kesilen ağacına ağlar. Bir zaafı daha vardır, çok kitap okumuş olduğudur, gözlerini aşırı yormuştur. Bir zaafı daha var, hastalık-mastalık dinlemeyip mühim konularda iradesini göstermekte tereddüt etmemiştir. Daha evvelki zaaflarını sayarsak, korkusuzca cephede dolaşmasını söyleyebiliriz. Çanakkale'yi geçersek, Kurtuluş Savaşı'nda da bu korkusuzluk zaafını göstermesi, hem kendini, hem toplumu ilgilendirir.

Ayrıca kadınlarla dans etmeyi, kadınlara nazik bir ilgisi olduğunu, yine sırf Mustafat'ın hoşuna gidecek diye, "kadın düşkünlüğü" olarak adlandırabiliriz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Mustafa'ya devam

İletigönderen kaye » Cmt Kas 08, 2008 14:47

En sonunda geldi bir kişiden Ata'mızın zaafı, neymiş aşağıda bakalım hep beraber:

mustafat yazdı:içki içmek, kadinlara düskünlük, karanliktan korkmak vs. bunlar dogru olsa bile bence zaaf sayilmaz.

Şimdi bakınız, yukarıda bu cümleyi eden kişi birkaç cümle aşağıda nasıl bir laf ediyor:

mustafat yazdı:Atatürk de insan degil miydi? onun da zaaflari yok muydu? vardi tabi ki.

Yani, bir önce ki mesajımda yazdığım gibi: Atatürk'ün yegâne zaafı İNSAN OLMAK...

mustafat yazdı:örnegin hastaliginin ilerledigi son yillarinda Atatürk'ün zekasi ve hafizasi eski parlakligini yitirmisti. içki sofrasindaki dobra dobra konusan eski gerçek dostlarin yerini kismen dalkavuklar almisti. Inönü'yle de arasi bu yüzden bozulmustu (Kinnross ve Mango).

Yani burada demek istiyorsun ki (öyle demek istemiyorsan bile! öyle anlaşılıyor) Atatürk arkadaşlarını seçemiyordu, İnönü'de bu yüzden kızdı Atatürk'e, yani İnönü Atatürk'e göre daha vakur, izzetinefisli, haysiyetli, temkinli bir insandı ha!!! :twisted:
Ben sana söyleyeyim mi İnönü neden Atatürk'e karşı soğuktu ve Atatürk hem hayattayken hem de öldükten sonra Atatürk için ne yaptı! Bak bakalım İnönü'nün Atatürk'ün yanında ve arkasından yaptıkları Atatürk'ün yanlış arkadaş seçimine (İnönü'ye ve mustafat'a göre tabii ki) dayandırılabilir mi?

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bizzat yanında yaşanan olaylardan birini bakınız Politika'da 45 Yıl adlı kitabında nasıl aktarıyor:

“Bir gece Atatürk Yalova’da arkadaşlarına Başbakan İsmet İnönü'nün de çağrılılar arasında olduğu bir davet verir. Gece, saatinde, İnönü dışında bütün davetliler gelir yalnız “Atatürk’ün herkes gelmeyene kadar masaya oturmama" âdeti bulunduğundan sofraya oturmak için Başbakan beklenir. Atatürk bu arada ayakta bekleyen bayan davetlilerden sürekli olarak özür diler. En sonunda saat epey ilerleyince mecburen İnönüsüz sofraya oturulur yalnız ortam gergindir. Nihayet gece 10.00’a doğru İnönü gelir, kimseye selam vermeden gidip kendisine ayrılan yere oturur, bayağı asık bir simayla yaverden günlük bir gazete isteyerek onu okumaya koyulur.

Atatürk ortamı yumuşatmak için “benimle ilgili haberi mi okuyorsun” der. İnönü, “ne haberi” diye cevaplar. Atatürk “duymadın mı İngilizler bana Çanakkale için bir nişan verdiler” diye mukabele eder. Bunun üzerine İnönü olaya önem vermediğini gösteren bir tavırla “nişan meselesini duymamıştım başka bir konuyu okuyorum” diyerek aykırılığına devam eder."


Yakup Kadri bütün bu olaylar olurken kalbinin heyecandan çıkacakmış gibi attığını ve gecenin sonunda Atatürk’ün İnönü’yü bırakmayıp konuşmak için yanında alıkoyduğunu belirtir yine.

Şunu da ilave edeceğim mustafat, epeyce bir zamandan sonra Karaosmanoğlu İnönü’nün Atatürk’ün hatırasını gereğince yaşatmadığını düşündüğünden, milletvekili iken CHP’den istifa edip bağımsızlığı seçmiştir.

Devam ediyorum:

Atatürk ile İnönü Harp Okulundan birbirlerini tanıyorlarmış. Atatürk İnönü’nün iki devre önündeymiş. Ayrıca Cihan Harbinde Erzurum’da Atatürk İnönü’nün komutanıymış. Harpten sonra İnönü nazırın Fevzi Çakmak olduğu Harbiye Nezaretine Müsteşar olmuş. O görevdeyken sürekli Ankara’dan “gel” diye davetler alıyormuş. Sonunda gelmiş ama kimilerine göre bu geliş “Malta ile Ankara arasında Ankara’nın tercih edilmesinin” bir sonucuymuş.

Bir yazara göre İnönü’nün en büyük meziyeti “iyi bir ikinci adam olmasıymış." İtiraz etmeme gibi bir huyu varmış. Bu Atatürk’le ilişkilerinde de görülür. “Peki” demiş hep. “Baş üstüne” demiş. Hiç itiraz etmemiş
(bunlar bir rivayettir ama senin rivayetlerine göre gerçekcidir mustafat).

İnönü aldığı çağrılar üzerine Ankara’ya gelir yalnız temelli değil. Bakmak ve görmek için. Bir müddet kalır ve tekrar döner İstanbul’a.

İnönü Şeyh Said hadisesinden 1937’e kadar kesintisiz 12 yıl başbakan’dır. Atatürk o dönemde yönetimi bir nevi ona bırakmış, kendisi sadece bazı müdahalelerde bulunuyor. Normal bir cumhuriyet rejimi yani..

Atatürk, İnönü’de kendisini tamamlayan bir şeyler görüyordu illaki. Bunda ikisinin zıtlıkları da etkili olmuş olabilir. Atatürk dobraydı, İnönü kapalı. Atatürk hayatı düzensiz yaşardı, sabaha karşı uyurdu, aile yaşantısı yoktu haliyle, İnönü bunların tam zıddına hesaplıydı, iyi bir ailevi yaşantısı vardı ve mesafeliydi. Ama önemli bir ortak noktaları vardı: “İnkılâplar konusunda hem fikirdiler.” Hatta İnönü Atatürk’ten daha radikaldi bile denebilir.
Şöyle bir olay anlatılır: Atatürk ile bazıları bir şeyler üzerinde çalışırlarken İnönü’nün geldiği haber verilir bunun üzerine Atatürk “şu taslakları kaldırın” der, etrafındakilerin şaşırdıklarını görünce “biz bunları eski yazıyla yazmışız İsmet buna karşıdır ve kızar” diye durumu izah eder. İşin ilginci İnönü ilk başlarda Harf İnkılâbına çok karşıdır. Sonra gözü kara bir savunucusu olur!!!!

mustafat, sana bir şey daha söyleyeceğim; kaderin ne cilvesi ki, yukarıda bahsettiğin Atatürk-İnönü arasındaki gerginliği, bak bakalım sarı zeybek belgeselini çok sevdiğin can dündar nasıl açıklıyor, birbirinizle ve yabancı yazarlarınızla örtüşüyorsunuz yani:

Aralarındaki bozulma daha 1933’te başlamış ama kırılma İnönü’nün beyanıyla şu halin başlamasından sonra somutlaşmış: “Atatürk'le hastalığına kadar akşamları biraraya ge­lir, konuşur coşardık. 'Şöyle yapalım, böyle yapalım' diye bir takım kararlar alır, gece geç vakit dağılırdık. Ertesi sabah uyanınca O'nu yatakta uyandırıp, "Dün akşam yine coştuk, böyle kararlar aldık. Ama bunlar olacak şeyler değil. Ne yapalım' derdim. 'Canım sen bildiğin gibi yap' derdi bana... Hastalığından sonra yi­ne aynı şekilde akşamları aldığımız kararları ertesi sa­bah görüşmeye gittiğimde artık 'Sen bildiğin gibi yap' demiyor, ısrar ediyordu."(Can Dündar Yelkenliler ve Limanlar 08-01-1998)

Ve Can Dündar’ın bu cümlelere yorumu: “İnönü'ye göre Atatürk, "Sağdu­yusunu orada yitirmişti. "Sağduyu" kendisiydi.

Can Dündar ilişkilerini konu alan bir makalesinde İnönü’yü Atatürk’ün fırtınalardan sığındığı bir limana da benzetir.

Ve gördüğünüz gibi ortaya fitne atanlar, hep bu fitnelere ve safsatalara itibar edip te gündemi değiştiren insanlar bellidir...

İnönü’nün hakkında şöyle bir iddia da var: “Atatürk’ün Başbakan’ı onun hastalığından yararlandı. Güçsüzleştiğini gördü ve içinde biriken öfkenin kapaklarını artık kapatma gereği duymadı.”

Oysa bana sorarsanınz, bu Ata'nın hastalık karşısında güçsüzleşmesi değil, İnönü'nün yaptıklarından (ve hatta, belki de yapacaklarını hissettiğinden) yaşadığı hayal kırıklığıdır..


Ve mustafat şu soruya da cevap vermeni isterim yukarıdaki "eski gerçek dostlarin yerini kismen dalkavuklar almisti. Inönü'yle de arasi bu yüzden bozulmustu (Kinnross ve Mango). " cümlene binaen:
Neden İnönü Atatürk öldükten sonra paralardaki ve resmi kurumlardaki tüm Atatürk resimlerini kaldırtıp yerine kendi resimlerini koydurdu!! Ve niye İnönü Ankara'dan gidip te İstanbul'daki Atatürk'ün cenaze törenlerine katılmadı, naaş trenle Ankara'ya getirildiğinde neden gerektiği gibi hazırlıklar yaptırmadı? İnönü nenden yönetime geldikten sonra Atatürk’ün yakın çevresini görevden uzaklaştırdı? Uzun yıllar Dış İşleri Bakanı ve Atatürk’e çok yakın olan Tevfik Rüştü Aras, Şükrü Kaya ve Hasan Rıza Soyak gibiler İnönü'nün yanında neden kendilerine yer bulamadı? İnönü neden Atatürk'ün Milli Eğitimi'ni tahrif etti? Ayrıca Celal Bayar da İstiklal Harbi’nin önemli simalarındandı yalnız Cumhurbaşkanı olunca paraları neden kendi resimleriyle çıkartmadı!!!

Ve mustafat, şunlara da cevap ver:
İnönü’nün Atatürk'le ilgili bilinenden farklı bir düşüncesi olduğunu Anıtkabir'in yeri ve inşası hakkındaki tasarrufu da güçlendirir.

Meşhur rivayete göre Atatürk Çankaya’da gömülmek istermiş. Bunun için uğraşılınca İnönü’ye yakın cenah şu cevabı vermiş: “Ne yani İsmet Paşa türbedar mı olsun.” Bu bir bakışı göstermesi bakımından ilginç ve dikkate değer.

Ve neden mustafat, Anıtkabir’in yapımına 1944’te başlanmış ve 1953’te bitirilmiş. Yani bitirmek Demokrat Parti iktidarına nasip olmuş. İnönü neden iktidarı boyunca Atatürk'ün naaşını Etnoğrafya müzesinde kırık bir masa üzerinde bekletmiş, bu hangi dine, vicdana, insanlığa, arkadaşlığa, dostluğa sığar, söyler misin bana? (bu anlattıklarımsa rivayet değil, gerçektir)
Anıtkabir'in yapılışını iktidara gelişinde hızlandırmak ve Atatürk'ü ebedi istiratgahına yerleştirmek neden İnönü'ye değil de Celal Bayar'a nasip olmuştur!!!!


mustafat yazdı:Peki bu dönemde Atatürk'ün yaptigi (toplum açisindan) büyük bir hata var mi? Benim bildigim kadariyla yok. %30 verimle bile Hatay sorununu bir çesit çözmeyi basarmisti.

Peki bu yukarıdaki cümleyi eden mustafat, dalga mı geçiyorsun o zaman bizlerle???


mustafat yazdı:Fakat Atatürk'ün yaptigi hatalari da -eger varsa- açikça konusabilmeliyiz.

varsa'larla, şayet'lerle, eğer'lerle bir yere varamazsın mustafat. "Vardır ve de şudur" diyeceksin anladın mı? İnsanların ardından (sadece Atatürk için söylemiyorum) hatalarını araştırıp, ortaya çıkartarak doyuma ulaşmak yerine, kendin insanlık ve bu millet için elle tutulur birşeyler yapmaya çalış. Böyle daha çok tatmin olursun, emin ol...


mustafat yazdı:Simdi buradaki bazi arkadaslar Atatürk'ün son yillarindaki hastaligindan ve zihinsel verim kaybindan söz ettim diye bana kiziyorlar. Ben de buna bir anlam veremiyorum. Atatürk'ü seviyoruz diye gerçekleri konusamayacak miyiz? ölümcül hastaliga yakalanan bir insanin veriminin her yönden düsmesi olagan degil midir?

Bir insanın ölmesi de zaaftır değil mi mustafat!!!


mustafat yazdı:Tarihe bence tarafsiz bakabilen Kinnross ve Mango yanlis bilgi vermisler diyorsaniz verilerinizi açiklayin ki dogrusunu ögrenelim.

Sen bir de Atatürk'e değil de Atatürk'ü anlatan ecnebilere daha çok itibar eden biri olarak, bu adamların insan olmaları sebebiyle haiz oldukları zaaflarını ortaya dökmek ister misin??


mustafat yazdı:Efendim toplumu birlestiren degerler sorgulanmamaliymis. Dini ve Hz Muhammed'i bilemem, ama Atatürk sorgulanmaktan hiçbir sey kaybetmez. çünkü Atatürk'ün yolu akil yoludur. Ayrica ortada hepimizin bildigi tarihi gerçekler var.

Sorgulayana ve anlamak isteyene göre çok değişir mustafat, hem Atatürk hem de tüm diğer değerler. Ben açıkcası senin gibi cenahlı ve ecnebi meftunu bir insanın sorgulamasını haksızlık olarak görürüm.. Hepimizin bildiği tarihi gerçekler var diyerek senin inandığın tarihi sapmalardan bahsetme bizlere..


...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

Re: Mustafa'ya devam

İletigönderen mustafat » Cmt Kas 08, 2008 15:29

kaye yazdı:
mustafat yazdı:Efendim toplumu birlestiren degerler sorgulanmamaliymis. Dini ve Hz Muhammed'i bilemem, ama Atatürk sorgulanmaktan hiçbir sey kaybetmez. çünkü Atatürk'ün yolu akil yoludur. Ayrica ortada hepimizin bildigi tarihi gerçekler var.

Sorgulayana ve anlamak isteyene göre çok değişir mustafat, hem Atatürk hem de tüm diğer değerler. Ben açıkcası senin gibi cenahlı ve ecnebi meftunu bir insanın sorgulamasını haksızlık olarak görürüm.. Hepimizin bildiği tarihi gerçekler var diyerek senin inandığın tarihi sapmalardan bahsetme bizlere..


...


Kaye, anlasilan Hz Muhammed meselesinden bana olan kizginligin bütün siddetiyle devam ediyor. Yine öfkelenip silmeyecegini umarak sana birkaç cümleyle yanit vermek isterim.

Hatalarimi bulmak için kili kirk yarmissin. Tamam yar ki dogrusunu ögrenelim, bundan gocunmam. Ama "... senin gibi cenahlı ve ecnebi meftunu bir insanın ..." türü sözlerin son derece gereksiz, saldirgan ve haksiz.

Atatürk'ü en iyi anlatanin Kinnross oldugunu düsünüyorsam bunu söylerim.

Türkiye'nin daglarini göllerini hayvanlarini ve bitkilerini de en iyi anlatanlar malesef Türk bilim adamlari degil, Fransizlar ve Ingilizlerdir. Bunu neden söylüyorum? çünkü bu konularda çok kitap aradim, sadece Ingiliz ve Fransiz kitaplari bulabildim. Istersen sen de bir arastir, Anadolu daglarinda hangi ot ve hayvan türleri yasiyor. Göllerimizde hangi baliklar yasiyor? Neyse ki son yillar içinde NTV "Türkiye'nin agaclari" diye bir kitap yayinladi.

Bütün bunlar tabi ki yabancilarin her seyi bizden daha iyi yaptigi, onlarin bizden daha iyi oldugu anlamina gelmez. Ama yapanin hakkini yapana vereceksin. özelestiri de kaldiracaksin.

Bu forumlarda defalarca emperyalistlerden, ABD ve Ingiliz oyunlarindan, Amerikanci tarikatlerden söz etmis biriyim. Ayrica Atatürk'ün ileri uygarlik anlayisinin Bati uygarligi degil, Bati ve Dogu'nun iyi yönlerini esas alan evrensel bir uygarlik oldugunu da bir kac yerde vurgulamistim.

Ama din konularinda hosuna gitmeyen bir kaç laf ettik ya, vur belime belime...

Inönü hem dürüst bir insan, hem de kili kirk yaran iyi bir uygulamaciydi. Ama zekasi, yaraticiligi, liderlik yetenegi, ikna gücü, iradesi ve vizyon dehasi tabi ki Atatürk ile boy ölçüsemezdi. Halkimiz da Inönü'yü hiçbir zaman Atatürk kadar sevemedi.

Atatürk Inönü tartismalarinda bazen Atatürk haklidir, bazen de Inönü. Atatürk'e karsi Inönü'yü her durumda haksiz göstermek de Inönü'ye karsi bir haksizliktir.

istersen bu orta noktada bulusup gereksiz öfkeye bir son verelim. Ben de kirici olduysam affola. Bu benim bu konuya gönderdigim son mesajdir.
Sen içmiyorsan içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

Ömer Hayyam
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

Tebrikler

İletigönderen muratgecgel » Cmt Kas 08, 2008 16:04

Bu siteye henüz üye oldum, biraz geç kalmış sayılabilirim. Ancak, özellikle bu forumda okuduklarımdan sonra çok sevindim. Farkındalığı çok yüksek ve araştırmacı arkadaşların çok olması beni çok mutlu etti. Biz böyle oldukça hainler emellerine asla ulaşamayacaktır. Tüm Atatrürkçü gençliğe sevgi ve saygılarımla.
Kullanıcı küçük betizi
muratgecgel
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cum Kas 07, 2008 2:03

Re: Tebrikler

İletigönderen kaye » Cmt Kas 08, 2008 18:17

muratgecgel yazdı:Bu siteye henüz üye oldum, biraz geç kalmış sayılabilirim.

Hoşgeldin Murat, isminin devamı gibi geç geldim diyorsun yani :)

mustafat yazdı:Kaye, anlasilan Hz Muhammed meselesinden bana olan kizginligin bütün siddetiyle devam ediyor. Yine öfkelenip silmeyecegini umarak sana birkaç cümleyle yanit vermek isterim.

Sana yukarıda söylediklerim başka bir meseleden olan kızgınlığımdan değil, bildiğim doğruları söyleme ihtiyacı hissettiğimdendir. Ayrıca sürekli olarak bu sitenin yöneticilerini de töhmet altında bırakma. Buradaki insanlar sanki kazıklı voyvoda, etrafa öfke saçan, hiddetle başkalarını filistin askısına asan insanlarmış gibi bahsedip duruyorsun. Ben senin hiçbir yazdığını silmedim ki yine öfkelenip sileyim yazdıklarını, her sözün bu şekilde isabetsiz..

mustafat yazdı:Hatalarimi bulmak için kili kirk yarmissin. Tamam yar ki dogrusunu ögrenelim, bundan gocunmam. Ama "... senin gibi cenahlı ve ecnebi meftunu bir insanın ..." türü sözlerin son derece gereksiz, saldirgan ve haksiz.

Atatürk'ü en iyi anlatanin Kinnross oldugunu düsünüyorsam bunu söylerim.

İnan hatalarını bulmak için çok çaba sarfetmiyorum, o kadar aşikar ki hataların, senin de bunu görebilmeni istiyorum sadece. Kinross'un kitabını çok sevmiş olabilirsin, ama bu kitap neden sana Atatürk'ün hatalarını, zaaflarını vermiş, onu anlayabilmiş değilim!! Aslında anladım da, sen biraz daha bahset istiyorum..

mustafat yazdı:Türkiye'nin daglarini göllerini hayvanlarini ve bitkilerini de en iyi anlatanlar malesef Türk bilim adamlari degil, Fransizlar ve Ingilizlerdir. Bunu neden söylüyorum? çünkü bu konularda çok kitap aradim, sadece Ingiliz ve Fransiz kitaplari bulabildim.

Sonra da bana, sana ecnebi meftunu dedim diye saldırgan diyorsun. Yabancılar senden benden iyi biliyorsa bu toprakları Anadolu'nun bakir toprakları ya da Türk'ün kara kaşı-kara gözü için değil, acaba madenlerini nasıl kullanabiliriz, tarımını nasıl mahfederiz, petrolünü nasıl çıkartabiliriz, topraklarını nasıl paylaşabiliriz diye yapıyorlar bu işi (ki belgesel yapmak, kitap yazmak demek iyi bilmek demek değildir, biz Türkler bizans oyunlarıyla uğraşmaktan, yabancı hayranlarımız yüzünden kendi kudretimizin farkına varamıyoruz).. Gözlerin umarım birgün görmeye başlar asıl gerçeği..

mustafat yazdı:Istersen sen de bir arastir, Anadolu daglarinda hangi ot ve hayvan türleri yasiyor. Göllerimizde hangi baliklar yasiyor?

İstersen sen de bir araştır, Türk Milleti'nin manevi ve siyasi liderlerine ettiğin laflar kimlerin sözleriyle örtüşüyor, kimlerin papağanlığını yapıyorsun farkında olarak veya olmayarak. Börtü-böcekle uğraşmayı bırakıp tartıştığımız konu olan Atatürk gerçeğine, Atatürk düşmanlarına dönmeye davet ediyorum seni (Şimdi sen bundan benim romantizm, doğa ve hayvan düşmanı olduğumu, hatta bu site yöneticilerinin hepsinin öyle olduğunu falan iddia edersin, çünkü virgülden sonra gelen cümleciği okumazsın).

mustafat yazdı:Bu forumlarda defalarca emperyalistlerden, ABD ve Ingiliz oyunlarindan, Amerikanci tarikatlerden söz etmis biriyim.

Nasıl mı! Şöyle:
Atatürk'ümüzü bizden daha iyi tanırlar, çok tarafsızdırlar, hatta bizim sevgimizden daha büyüktür Atatürk sevgileri. O yüzden de bizlere Atatürk'ün zaaflarını, hatalarını öğretirler (sözde)!!
Ya da:
Anadolu'yu çok iyi bilirler..Kelebeklerini, kuşlarını hatta soyu tükenmiş olan Anadolu parsını bile bizden daha çok severler, o yüzdendir gelip buralardan toprak almak, kamu kurumlarını söğüşlemek istekleri.. Hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır...
Veya:
İslam dinini aslında yabancılar bizden daha iyi bilirler, (sözde) bir sürü hatası olan Muhammed'in ipliğini pazara çıkarabilmem için onlarda karikatürleriyle, katliamlarıyla bana destek olurlar..
diyerek mi anlatıyorsun emperyalist oyunlarını bu forumda mustafat...

mustafat yazdı:Ama din konularinda hosuna gitmeyen bir kaç laf ettik ya, vur belime belime...

Şimdi de dinci ilan ediyorsun beni, vur belime belime, uçur kellemi kellemi edebiyatı yapıyorsun bana. Niye çünkü işine gelmeyen gerçekleri yazdım, islamı ve peygamberini oturup seninle beraber yermedim diye değil mi!!

mustafat yazdı:Atatürk Inönü tartismalarinda bazen Atatürk haklidir, bazen de Inönü. Atatürk'e karsi Inönü'yü her durumda haksiz göstermek de Inönü'ye karsi bir haksizliktir.

Allahaşkına mustafat, ne olur, lütfen, hangi konuda İnönü Atatürk'e karşı haklıymış, lütfen yaz, lütfen ama.
Gerçi dünden beri senden Atatürk'e ait zaaf bekliyorum ama onu da yapabilmiş değilsin hala. Yok hastalandı, şuuru kapandı, uykusu geldi, öldü tarzında çocuk bile kandıramayacağın ama sence zaaf olan şeylere kimse inanmaz çünkü. Dolayısıyla İnönü haklılığına dair bir örnek te verebileceğini zannetmiyorum..

mustafat yazdı:Bu benim bu konuya gönderdigim son mesajdir.

Eğer bir üstteki paragrafımda bahsettiğim gibi, zaaflara ve Atatürk'ün İnönü karşısındaki haksızlığına örnek veremezsen seni bir daha kaale almayacağım. Ama bu, bu konuya göndereceğim son mesajım değildir tabii ki..
Senin sonuncu mesajın olsa, söyleyecek sözün olmasa da; ne de olsa sükut ikrardan gelir...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen maydonos » Cmt Kas 08, 2008 18:27

mustafat arkadasta geilsme var simdi sira inonu ile karsilastirmaya geldi(!).neden mutlaka birileri ile kiyaslama arzusu anlamadim dogrusu.neden bu kucumseme yapilmak isteniyor.fikirlerini dahi olsa!bu nedir?bunu birileri anlatsinda su kucuk beynim algilasin..bana gore o turk milletine tanrinin bir hediyesidir.artik bu konuda sansinizi zorlayip oraya buraya yapistirma yazilarina son verin yilmaz ozdil filmi cok guzel ozetlemis.ve yapilmak istenenide vurgulamis cok guzel bir yazi. herkese kolay gelsin..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Kas 08, 2008 20:10

mustafat.

Bak canım kardeşim.
Yazdıklarına karşı hassasiyet gösterilmesinin pek çok nedeninden biri son dönemde ''biz de Atatürk'ü seviyoruz''diyerek Atatürk'e edilmedik hakaret,yapılmadık iftira bırakmayan insanlardır.Senin şahsında bu kişilere duyulan tepki açığa vuruluyor olabilir.Tabi ki az önce de dediğim gibi bu sadece ihtimallerden birisidir.

Hz. muhammed ile Atatürk'ün karşılaştırılması kendi adıma beni rahatsız etmez.Hatta bu konuda benim tarafım bellidir.Ama genel olarak sitedeki arkadaşlarımızın inançlarına saygı duymalıyız.''Herşey tartışılacak'' ya da ''herkes herkesle kıyaslanacak'' diye bir şart yok mustafat.Bu, son yıllarda GLOBALLEŞME soytarılarının medya aracılığı ile insanlara pompaladığı bir safsata.Amaç da belli.İnsanların dini ve milli duygularında erozyon yaratarak maneviyatı çökertmek.Bir dinsiz olduğunu daha önce bu platformda ifade den ben herşeye rağmen Türk Milleti'nin önemli bir çoğunluğunun MÜSLÜMAN olduğunun farkındayım ve buna sonsuz saygı duyuyorum.Bu nedenle de herkesin ve her konunun ''hadi gelin bunu da konuşalım,hadi gelin şunu da tartışalım''şeklinde olur olmaz her ortamda konuşulmasına karşıyım.

Hele hele mevzu ATATÜRK konusunda yapılan saçma sapan bir film iken ve bizler henüz bu konu ile ilgili duygu ve düşünceleri tartışırken senin ''hadi Hz. Muhammed'i de tartışalım'' ya da ''Atatürk'ün de hataları var''tarzından sözleri de ya aşırı iyi niyetlilik ya da art niyetlilik olarak algılanabilir.Senin art niyetli olmadığına eminim ama fazla iyi niyetlisin.

Sözün özü,ATATÜRK'ün özel hayatı beni zerre kadar ilgilendirmez.Çünkü yarattığı eser olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ onun dönemi için yeterince kusursuzdur.Türk Milleti'ni esaretten kurtarması yeterince kusursuzdur.Bu ülkede topu topu 14 sene içinde(son senesini saymıyorum)gerçekleştirdiği devrimler ile 500 sene bu milleti ileriye götürmesi yeteri kadar kusursuzdur.Batının yaşadığı 500 yıllık REFORM ve RÖNESANS sürecini yaşamadan kıyaslanmayacak kadar kısa süreye o süreci sıkıştırması kesinlikle kusursuzdur.

Bundan ötesi yani ATATÜRK içki içermiş,sigara içermiş,kadınlara düşkünmüş,vs.vs.vs. beni hiiiiiçççç ilgilendirmez(üstelik sigara hariç söylenenlerin doğru olmadığından da kendi adıma eminim).
Seni veya başkalarını da ilgilendirmemesi gerekir diye düşünüyorum.

Bunun ötesinde ATATÜRK'ü en iyi yazan ve anlatan kişinin LORD KINROSS olduğu konusunda kesinlikle hemfikirim.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen kaye » Cmt Kas 08, 2008 21:32

Çetin Taş yazdı:Yazdıklarına karşı hassasiyet gösterilmesinin pek çok nedeninden biri son dönemde ''biz de Atatürk'ü seviyoruz''diyerek Atatürk'e edilmedik hakaret,yapılmadık iftira bırakmayan insanlardır.

Aslında haksızsın diyemem Çetin, ama %100 sebebi de budur diyemem. Çünkü mustafat bu yazdıklarını başka zaman aktarsa tepkim yine aynı olurdu..


Çetin Taş yazdı:Hz. muhammed ile Atatürk'ün karşılaştırılması kendi adıma beni rahatsız etmez.Hatta bu konuda benim tarafım bellidir.

Kıyaslamak, neyle neyi, hangi sebeple?
Rahatsız etmez demişsin, bence mustafat'ın yazdıkları seni de rahatsız etmeliydi.
Mesajının altlarına doğru eleştirdikleri şeyler için beni hiç ilgilendirmez demişsin. İlgilendirmediğine göre bu insanlar abes şeylerle uğraşıyorlar demek değilmidir bu? Hatta sigara hariç söylenenlerin yalan olduğunu da söylemişsin.. O zaman???
Yalana karşı savunmak, doğruyu göstermek gerekmez mi?

Çetin Taş yazdı:Bir dinsiz olduğunu daha önce bu platformda ifade den ben herşeye rağmen Türk Milleti'nin önemli bir çoğunluğunun MÜSLÜMAN olduğunun farkındayım ve buna sonsuz saygı duyuyorum.Bu nedenle de herkesin ve her konunun ''hadi gelin bunu da konuşalım,hadi gelin şunu da tartışalım''şeklinde olur olmaz her ortamda konuşulmasına karşıyım.

Çetin, zaten bir kişi inanmadığını iddia ediyorsa söylemesine gerek kalmadan o kişinin Muhammed'ede de inanmadığını çıkarabiliriz. Bu bağlamda ben de birşey demiyorum, ama hem Kur'an'a, Muhammed'e inanmayacak (ya da kafasına göre Kur'an ve peygamber kurgulayacak) sonra da inceden inceye olmadık hakaretleri edecek.

Çetin Taş yazdı:Hele hele mevzu ATATÜRK konusunda yapılan saçma sapan bir film iken ve bizler henüz bu konu ile ilgili duygu ve düşünceleri tartışırken senin ''hadi Hz. Muhammed'i de tartışalım'' ya da ''Atatürk'ün de hataları var''tarzından sözleri de ya aşırı iyi niyetlilik ya da art niyetlilik olarak algılanabilir.Senin art niyetli olmadığına eminim ama fazla iyi niyetlisin.

Sen de çok iyi niyetlisin...

Çetin Taş yazdı:Sözün özü,ATATÜRK'ün özel hayatı beni zerre kadar ilgilendirmez.Çünkü yarattığı eser olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ onun dönemi için yeterince kusursuzdur.Türk Milleti'ni esaretten kurtarması yeterince kusursuzdur.Bu ülkede topu topu 14 sene içinde(son senesini saymıyorum)gerçekleştirdiği devrimler ile 500 sene bu milleti ileriye götürmesi yeteri kadar kusursuzdur.Batının yaşadığı 500 yıllık REFORM ve RÖNESANS sürecini yaşamadan kıyaslanmayacak kadar kısa süreye o süreci sıkıştırması kesinlikle kusursuzdur.

Kusursuzdur değil mi, fakat birileri çıkıp ipe sapa gelmez kusurları olduğundan dem vurmakta, ısrarla..
Sen ne yaparsın diye sormuyorum çünkü ne yaptığını görüyorum..

Çetin Taş yazdı:Seni veya başkalarını da ilgilendirmemesi gerekir diye düşünüyorum.

Ya ısrarla ilgilendiriyor ve de tüm insanları ilgilendirmesi gerektiğini iddia ediyorsa...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x