Atina'da Nazım'lı EylemATİNA - Yunanistanda bir gencin polis kurşunuyla ölümünün ardından bir haftadır süren olaylar devam ederken, Atina üniversitesindeki işgali sürdüren anarşistler internet üzerinden yayınladıkları bildiride, Nazım Hikmetin dizelerine yer verdiler. Bildiri,
"Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak; nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" diye başlıyor.
Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesinde (ASOEE) işgali sürdüren bir öğrenci grubu, İngiltere merkezli anarşistlerin e-dergisi Occupied Londonda bir bildiri yayınladı. Yunanistandaki olayları bloglarında dakika dakika haber veren anarşistler, önceki gün siteye konan söz konusu bildiriye, Nazım Hikmetin, "Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak; nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dizeleriyle başladı. "Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesi işgal inisiyatifinden" imzalı İngilizce bildiride, Yunanistandaki ayaklanmanın kolay kolay bitmeyeceği, normale dönüşün söz konusu olmadığı vurgulandı. "Her yerdeyiz. Biz gelecekten bir resmiz" başlıklı yazıda, "15 yaşında bir çocuğu öldürmenin dünyayı tepetaklak etmek için yeterli güçte bir etki yarattığı" belirtildi.
TÜRKLERDEN DESTEKBildirinin yer aldığı internet sayfasına Türklerden de yorumlar geldi. "KA" rumuzlu bir yorumcu, "Ben Türkiyedenim. Nazım Hikmetin ismini burada görmek benim için büyük anlam ifade ediyor. Bu, milletlerin ötesinde bir dayanışma. Dayanın çocuklar" diye yazdı. Türk olduğunu belirten bir başka yorumcu da, "Yunan yoldaşlarımızı özel bir dikkatle izliyoruz. Mücadelenizin, yeni yerel ve uluslararası şebekeler kurmamıza yardım edeceğini umuyoruz. Kalplerimiz ve ruhumuz tamamen sizinle" ifadesini kullandı. Buna karşılık veren bir başka yorumcu da, "Yunanistandaki barikatlarımızdan Türkiyeye devrimci selamlar. Türkiyeden Yunanistana, Fransaya, Almanyaya, Şiliye, Venezuelaya kadar her yerdeyiz" dedi.
YA DİRENİŞÇİLERLE YA DA YALNIZNazım Hikmet dizeleriyle başlayan bildiriden bir bölüm şöyle: Bize, politikanın uzlaşma siyaseti olduğunu ve gerisinin çete savaşları, ayaklanmalar ve kaos olduğunu söylediler. Böylece her eylemin o canlı özünü inkar etmeye, bizi yapabileceğimiz şeylerden ayırmaya, yalıtmaya çalıştılar. İkilem burada: Ya direnişçilerle ya da yalnızsınız. Böylesine bir ikilemin, aynı zamanda bu kadar mutlak ve gerçek olduğu nadir zamanlardan birini yaşıyoruz.
FRANSADAN DESTEKYunanistandaki gösterilere farklı ülkelerde destek verenlerin sayısı artıyor. Fransanın başkenti Paristeki Yunan Büyükelçiliği önünde önceki gece toplanan Fransız gençler polisle çatıştı. Bir protestocu, "Bir çocuğa üç kurşun, hepinize ölüm" pankartı açtı.
SON DURUMYunanistanda 16 yaşındaki bir gencin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesiyle başlayan olaylar birinci haftasını tamamlarken, göstericiler eylemlerini Noele (24 Aralık) kadar sürdürmekte kararlı.
7 Aralık Cumartesi gecesinden, 10 Aralık Salı gününe kadar eşi görülmemiş şiddet ve yağmalama eylemlerini gerçekleştiren göstericiler dün iyice duruldu. Yin de, onbinlerce ortaokul, lise ve üniversite öğrencisi sokaklarda. Sahnede artık 13-20 yaş arasındaki öğrenciler var.
Öğrenciler, molotof kokteylleri kullanan anarşistlerin aksine, beraberindeki çekiç ve kazmalarla bulundukları yerlerde kaldırımları kazıp topladıkları taşları polislere atıyorlar.
ÜNİVERSİTELER İŞGAL ALTINDAAnarşistler ise, polise karşı dokunulmazlığı bulunan üniversiteleri işgal edip bekliyorlar. Üniversitelerin işgal eylemlerinde büyük tahribat görmeleri nedeniyle rektör, dekan ve öğretim üyeleri, Atina Üniversitesinin girişini sembolik olarak birkaç saatliğine işgal ettiler.
Yunanistan Kilisesi lideri, Atina Başpiskoposu Yeronimos ilk kez ülkesinde yaşananlara değindi ve "bu çocuklar nedensiz öfkelenmedi" dedi.
2 bin gösterici Yunan parlamentosunu kuşatınca, polis de eylemcileri kuşattı. Sintagma Meydanında 300 öğrenci oturma eylemi yaptı.
POLİSLERE ÇİÇEKBaşkent Atinanın Sindagma Alanında dün akşam saatlerinde toplanan büyük bölümü lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan gruplar, alanı mum ışıklarıyla aydınlatarak, Aleks aramızda, unutmayacağız biçiminde sloganlar attılar.
Gösterileri kordon altına alan çevik kuvvet ekiplerine yüzlerce çiçek dağıtan göstericiler, Na magapas, oso boris na magapas (Sev beni, sevebildiğin kadar sev) dizelerinin yer aldığı Yunanistanın en sevilen şarkılarından birisi olan parçayı hep bir ağızdan söylediler.
Öte yandan basın-yayın organları, haber bültenlerinde, Yunanistan genelinde büyük hasara yol açan şiddet olaylarının meydana geldiği günlerin yerini barış ve sevgi sloganlarının aldığını ve durumun böyle kalmasının herkesin ortak dileği olduğunu kaydederek, gösterilerin sürmesine karşın son 1 haftanın en olaysız gününün dün olduğunu kaydettiler.
Basın-yayın organları, güvenlik güçlerinin, şarkılar söyleyen ve çiçekler dağıtan gençler karşısında hareketsiz ve ifadesiz davrandıklarını, gençlerin diyalog kurma çabalarını karşılıksız bıraktıklarını, çiçeklere el uzatmaya da yanaşmadıklarını bildirdiler.
Televizyonlar ise başkentin Sindagma Alanında parlamento binasının önünde, Aleks yazan mumlar yakarak oturma eylemi yapan gençlerin görüntülerini haberlerine taşıdılar.
Haberlerde, Aleksin geçen hafta Cumartesi günü, saat 21.00 sularında yaşamını yitirdiği noktada toplanan ve alanı çiçeklerle donatan grupların, gerilimden uzak bir gösteri yapmakta kararlı göründükleri değerlendirmesi de yapıldı.
Bu arada Selanikte Makedonya-Trakya Bakanlığı önünde toplanan göstericilerin, bölgede çekim yapmakta olan bir televizyon kanalına ait kamerayı kırdıkları kaydedildi.
Öte yandan özel Mega Televizyonu da gençlerin olaylar karşısındaki değerlendirmelerine yer verdi.
Mega, gösterilere yer yer anne ve babalarıyla birlikte katılan gençlerin, bu derece öfkeli olmalarında Aleksin yaşamını yitirmesinin yanısıra, hükümetin eğitim-öğretim konusunda izlediği politikanın da neden olduğu yorumuna yer verdi.
Haberlerde, gençlerin Geleceğimizden endişeliyiz. Eğitimin ücretsiz olduğu doğru değil. Yıllarca okuyup sonunda 600-700 Avro maaş veren bir işte çalışıp üstüne memnun olmamız ve teşekkür etmemiz bekleniyor. Alanlara çıkmazsak sesimizi nasıl duyuracağız. Öte yandan çıkanların can güvenliği de ortada. Aleksi polis kurşunuyla yitirmedik mi biçimindeki yorumları da yer aldı.
Aleksin ailesinden bir de cenaze masraflarını karşılamasının istendiği belirtilen haberlerde, bunun tahammül edilemez bir durum olduğu değerlendirmesinde de bulunuldu.
Öte yandan ülkedeki futbol karşılaşmalarında taraftarların takımları için tezahüratta bulunmayıp, Aleksi andıkları kaydedildi.
Taraftarlar, statlara polisin şiddet olaylarını kınayan pankartlar astılar.
http://www.gazeteport.com.tr/DUNYA/NEWS/GP_343699