News of Sizin Makaleleriniz

Haziran ayından itibaren toplum bir alma çılgınlığına tutuldu.
Bu öyle bir çılgınlık ki ev alıyorlar, araba alıyorlar, kredi kullanıp para alıyorlar.
Tüm bunları yaparken ülkenin içinde bulunduğu gerek ekonomik gerekse siyasal durumu hiç göz önüne almıyorlar.

Asıl olan risk iştahının açık olması. Madem kredi faiz oranları düşürüldü o zaman alım zamanı geldi zannediyorlar.
En basiti ev kredi faiz oranları, sıfır evlerde 0,64 ikinci ellerde 0,74 olunca (şu an 0,79) bedava imiş gibi herkes bir alım ...

Cahiliye, cahil insanların yaşadığı dönem manasına gelmez. Cahiliye, bir devrenin adıdır. Cahiliye olageldiği coğrafyada yaşayan insan topluluğu içerisinde aklı selim, bilgili, öngörülü, kültürlü insan enflasyonu yaşanması demektir.
Cahiliye devrinin uzun sürmesi olageldiği toplumda onarılamaz yaralar geri dönülemez gedikler açacaktır.

Türkiye, siyasal islamın iktidara gelmesiyle ve öncesinde yeşil kuşağa yol verilmesiyle çok hızlı bir şekilde cahiliye devrine geçiş yaptı. Geneli İmam Hatip Lise mezunu olan kadrolar bilime ve müspet ilimlere şiddetle karşı çıkmakta, bunlarca din ticari ...

Son yıllarda tarihçi, yazar, yönetmen, senarist eliyle yazılan uydurma “tarihi anlatılar” neredeyse bir komediye dönüştü.

Geçtiğimiz günlerde Rize Kitap Fuarı’nda bir yazar, söyleşisi sırasında Osmanlı’nın son padişahı Vahdettin’i yere göğe sığdıramadı. “İngilizlerle asla bir işbirliği yapmadığı, ülkesini çok seven ve savunan biri olduğu ve hatta Atatürk’ü Anadolu’ya milli mücadeleyi başlatması için gönderdiği” gibi gerçeklerle çatışan ifadeler kullandı. Tarihin üstü, tozlu bir Vahdettin romantizmiyle örtülmeye çalışılıyor.

Oysa tarihin gerçek tanığı Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta tüm açıklıyla ...

Pandemi bize ne öğretmedi ki, hayat sürekli bir öğrenme evresidir. İnsan her gün yeniden yeni şeyler öğrenir. Bunları yaşamına geçirir gerektiğinde deneyim ve ders çıkartır. Bakın bu salgından neler öğrenmişiz.

Olağanüstü durumlarda ve zamanlarda stokçuluğun karaborsacılığın fırsatçılığın pusuda yattığını gördük,
Gene olağanüstü günlerden geçerken halkına bedava erzak dağıtmak isteyen belediyelerin siyaset yüzünden engellendiğini böyle bir durumda bile birilerinin siyaseten prim yapma çabalarını üzülerek gördük,
Bütçesi 11 bakanlığın bütçesine denk olan Diyanet isimli kurumun bu virüsün ...

Pandemi denilerek devlet yardımıyla soyulmak (16/04/2020)

Ülkemiz pandemi (salgın) belası ile mücadele etmeye çalışıyor. Ancak bu pandemi birçok patrona, holdinge vb türevli fırsatçıya fırsat oldu.
Pandeminin ülkede ilk görüldüğü Mart başında halkın güvensizlik duyarak marketlere ve gıda satan yerlere akını yüzünden raflar anında boşaldı. Akabinde fiyatlar her zamanki gibi 5’e veya 6’ya katlandı.
Halkın temel gıda maddesi ekmek bile 1.25 TL yerine 5.00 TL’ye satıldı. Devlet baba ve etkili yetkili kuruluşlar bu kaos ve kaotikliği ...

Salgın Türkiye’yi vurmaya başladı. Bugün itibarı ile salgından ölenler 9’a ulaştı, hasta sayısı 670, yeni vaka sayısı ise 311 çıktı.
İşin ciddiyetini anlayan öngörülü insanlar karınca kararınca önlem almaya çalışıyorlar. Kendilerini izole ediyor bazı çalışanlar yıllık izinlerini kullanıyorlar, bazıları ise evden çalışmaya başladılar. İnsanlar bu salgının kısa vadede biteceğini düşünüyorlar, bir can savaşında olduklarının ne kadar farkındalar bu tartışılır.

Dünya genelinde İtalya, İspanya, İsrail sokağa çıkma yasakları ilan ettiler. Koruyucu önlem olarak yağmaya karşı ordu ...

Bugün itibarı ile Türkiye’de salgından ilk ölüm vakası duyuruldu.
89 yaşında bir erkek hasta öldü. Vaka sayısı 47 den 98’e yükseldi yani katlandı.
Suçu tamamen gene yurtdışına atacağız. Zaten virüs yurtdışı kaynaklı değil mi? Biz öngörülü bir millet ve hükümet olarak gerekli önlemleri zaten almıştık.

Yurtları boşaltarak çocukları gece yarısı sokağa atıp yerlerine umreye gidip müslümanlıklarını perçinleyen 21bin vatandaştan 3bin 4binini yerleştirdik.
Diğerleri? Onlar daha önceden gelip evlerine dağıldılar. Evde hesapta karantinadalar!
Hem beyaz tulumlu ...

Dünyanın hiçbir derdi kalmamış gibi bir de salgın insanların başına bela oldu.
Türkiye ise zaten dünyadan ayrışmış kırılgan üçlü içerisinde bir ülkeydi.
Türkiye’nin sorunlarının üzerine bir de bu salgın (Korona) olayı bindi.
Tüm her şey unutuldu, insanlar salgına endekslendi.
Gündem çok hızlı bir şekilde değişti.
Şu an ne ekonomi, ne Suriye, ne şehitler, ne başarısız dış siyaset, ne iç politika,
ne her dört gençten ikisinin işsiz olması, ne ekonomik zorluklar yüzünden kapanan işyerleri işten çıkartılan ...

Erzurum şehir hastanesi daha açılamadan yıkılmaya dökülmeye başlamış. (Bugünkü gazete haberi) Resimlere bakınca içiniz acıyor yazık, bu kadar da olmaz diyorsunuz. Ülke öyle bir çalıp çırpma sendromuna tutuldu ki bunun önü bir türlü alınamıyor. Neredeyse salgın haline dönüştü. Artık yediden yetmişe, köylüsünden şehirlisine, esnafından, memuruna herkes bunu kanıksadı normal görüyor.
Aksi anormal olarak görünüyor.

Özel sektöre ve yandaşa peşkeş için gayet güzel çalışan hastaneler kapatılıp şehir hastanesi adı altında yeni kompleksler yaptırılarak bunları bir rant ...

Zamanın behrinde bir ülkede yaşayan iki arkadaş varmış. Çevreleri onları, birini aptal diğerini cahil olarak adlandırır ona göre muamele ederlermiş.
Bu iki arkadaşın ortak noktaları ülkenin padişahına olan sevgileri ve biat kültürleri imiş. Atadan kalma topraklarında kendi hallerinde memnun mesut yaşarlarken günün birinde padişah kendisine bir sadrazam atamış. Yeni sadrazam aşırı derecede uyanık, bencil, riyakâr ve bir o kadar da iş bitiriciymiş. Padişah da bu sadrazamın en çok iş bitiriciliğinden hoşlanırmış.

Aptal ile cahil, padişahlarına ...