SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

ARI, TESEV, Açık Toplum Vakfı, HYD, Genç Siviller, GTP, SODEV, Bianet, STGM, TÜSEV, MAZLUMDER, STEP, LGBTT, Barış ve Kardeşlik Forumu, Türk Demokrasi Vakfı, LDP, Küresel BAK vesaire...

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Prş Şub 04, 2010 17:16

"BELEDİYE İŞÇİLERİNİ KENDİ MİTİNGİNE TAŞIYOR"

City's alışveriş merkezinin ruhsat kararı belediyede hararetli bir tartışmaya yol açtı.
Şişli Belediyesi'nin bugün yapılan belediye meclis toplantısında, Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’le tartışma çıktı. CHP’li Meclis üyesi Dursun Çaltı’nın pazartesi günü hazırladığı soru önergesi, Sarıgül tarafından “Burası Sarıgül’ün meclisidir” diye yanıt buldu.

Nişantaşı'ndaki 16 katlı City's alışveriş merkezi için, Danıştay'dan "kaçak yapı" kararı çıkmış, dükkânların ruhsatlarının iptal işlemi bekleniyordu. Bu karara rağmen harekete geçmeyen Şişli Belediye Başkanı’na, yazılı bir soru önergesi sunarak durumu gündeme getiren CHP’lilere, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün cevabı sert oldu.

City’s alışveriş merkezinin mühürlenmesi gerektiğine yönelik taleplerini dile getirdiklerini söyleyen Çaltı, Sarıgül’ün cevaben yaptığı konuşmada yapıyı savunmayı sürdürdüğünü kaydederek “Ben Şişli’de okulları da kaçak yaptırdım. Burası Sarıgül’ün meclisidir” dediğini aktardı. CHP’li Meclis üyesi Dursun Çaltı, Sarıgül’ü, Şişli’yi 11 yılda talan etmekle suçladı.

Mustafa Sarıgül’ün ayrıca, “1/5 binlik planı Büyükşehir Belediyesi yaptı. Biz bunu geçirmek zorundaydık” dediğini de söyleyen Çaltı, kendisinin de Sarıgül'ü şu sözlerle yanıtladığını aktardı: “Şişli Belediye Başkanı noter değildir. Dürüst olsaydı büyükşehir belediye başkanının yaptığı planları yargıya taşırdı. Savaş verirdi. Bunu bir belediye başkanı söylememeliydi. Burası Şişli halkının meclisidir.”

13 Temmuz 2005'te 1/5 binlik imar planını değiştirerek, Şişli Terakki Vakfı'nın Nişantaşı'ndaki arazisini okul alanından çıkarıp turizm ve ticaret alanı ilan eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi’nin, geçen ay binayı yıkması gerektiği kararı çıkmıştı.

Ayrıca Türkiye Değişim Hareketi’nin (TDH) finansmanının Şişli Belediyesi kasasından karşılanmasına dair haberleri hatırlatan Çaltı’nın şu iddiaları da dikkat çekti: “Şişli’nin 750 milyon dolar borcu var. İşçiler maaş alamıyor. Ama o işçileri imza karşılığı İzmir Bornova’ya, Maltepe’ye mitinglerine taşıyor. Gelmeyenleri ise işten atma tehdidiyle yüz yüze bırakıyor.”

BAŞAK GÜNSEVER / GERÇEK GÜNDEM, 4 Subat 2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Cum Şub 12, 2010 3:30

SAHNE YENi, AKTÖRLER ESKi

CHP'nin ölüsü bile para ediyor. Yillardir anketleriyle kamuoyunu manipüle eden Tarhan Erdem'in KONDA Arastirma sirketinin diger ortagi Bekir Agirdir, TDH hareketinde yer aliyor.

Bu son günlerde ortaya yayilan ve TDH'yi baraji asiyor gösteren anketleri de, kartel medyasinin asiri ilgisini de aciklar. Para Soros'tan, pisirmesi "solcu artigi" örümceklerden.

:arrow: emperyalizmin-aginda-dans-etmek-stk-cilik-t23085.html

Resim

Ilginctir, agda TDH ile ilgili bütün sayfalarda Agridir ismi gözümüze gözümüze sokulmus. Anlasilan, yürütülen operasyonda kimseden cekinmek yok, mal ortada. Veya Sorosgül'ün deyimiyle "korkunun ecele faydasi yok"
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Cum Şub 12, 2010 3:38

Baykal'a gönderilen tarihi mektup

Siyaset tarihimize ışık tutacak bir belge ele geçirdim. Bu belgeyi özel kılan unsur, kulislerde sık sık konuşulmasına rağmen bir türlü ete kemiğe bürünmeyen Sarıgül/AK Parti ittifakını belgelendirmesi...

Tarih 2005... 22. dönem CHP Mardin Milletvekili Muharrem Doğan, CHP Lideri Deniz Baykal'a, 'Gizli ve kişiye özel' ibaresiyle bir mektup kaleme alıyor. Baykal'a yazılan mektup aynen şöyle; 'Sayın Genel Başkanım; mensubu olduğum partime olan sorumluluk ve saygımın gereği olarak bizzat yaşadığım önemli bir gelişmeyi bilgilerinize arz etmek isterim.

TBMM Komisyonunda kanun maddesi görüşülürken Sayın Mustafa Sarıgül'le ilgili hoş olmayan bazı konuşmalar geçti. Bunun üzerine ben de, 'Burada olmayan bir arkadaşımızın arkasından konuşmayın. Yakışmıyor. Söyleyeceklerinizi Sarıgül'ün yüzüne karşı söyleyin' şeklinde bir tepki verdim. Konuşmalarımdan haberdar olan Sarıgül kısa bir süre sonra beni arayarak, 'Abi, kurban olurum sana, senin hakkını nasıl ödeyeceğim?' deyince, ben de, 'Sana özel bir davranış değildi, kimin arkasından konuşulsa aynı tepkiyi verirdim' cevabını verdim. Bir süre sonra komisyonda Sarıgül'le ilgili gerginlik artınca toplantıya ara verildi. Kuliste İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu, 'Haydi, size yemek ikram edeyim' diyerek bizleri yemeğe davet etti. Hep beraber dışarı çıkarken Sayın Aksu beni gruptan kopardı ve koluma girerek, 'Muharrem Bey seni severim. Benim hanımla senin hanım Mardinli'dir. Hatta akrabalık bağımız bile var. Bu Sarıgül'ü savunma, yoksa ilerde mahcup olursun. Bu adamın problemli dosyaları var. Biz CHP ve Baykal büyümesin diye bir süre sessiz kalacağız. Siyaset bu.' şeklinde konuştu. Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım...'

Bu mektubu ele geçirdikten sonra 22. dönem Milletvekili Muharrem Doğan'ı aradım. Önce konuşmak istemeyen Doğan, daha sonra, 'Evet, mektubu ben yazdım. Ne olduysa aynen Sayın Baykal'a anlattım. Bu bilgiyi vermek benim aidiyet taşıdığım yere olan sorumluluk duygumdu.' dedi.

Doğan'dan sonra Abdülkadir Aksu'yu aradım ama irtibat kuramadım.
Yaklaşık 2 senedir Süleyman Demirel'le de yakın ilişki içerinde olan Mustafa Sarıgül'ün, zıt kutuplarla yakın dansı ne sonuç getirecek, beraberce göreceğiz!

Talat Atilla, GÜNES, 09.02.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Cum Şub 12, 2010 23:13

Akkoyun Postuna Bürünmüs Karakurt: Hikmet Cetin

"Ayrıca; Amerika’nın Afganistan ombudsmanı Hikmet Çetin İsrail’i ziyaretin de Şimon Perez’le 12 madde’lik çok gizli bir anlaşma yaptığı bilinmekteydi.

Bu anlaşma ile İsrail; Suriye ve İran’da çok rahat operasyonlar yapabilecekti,

İsrail’in Türkiye’de organize ettiği bir ’’özel güvenlik şirketi’’ aracılığıyla ajan eğitimi verilecekti.

İsrail İstihbaratı’na Türkiye’deki MOSSAD Üssü’nü genişletme imkânı tanıması öngörülmekteydi.

Türkiye’de TEVEL ve TZOMET adlı MOSSAD şubelerinin resmen açılmasına müsaade edilecekti.

İsrail savaş uçaklarına Konya’da uçuş üssü verilmesine ve savaş pilotlarının eğitimine imkân getirilecekti.”


:arrow: tsk-cok-iyi-biliyor-ki-t24482.html
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Şub 17, 2010 19:58

Sarıgül'den AKP'ye açık destek

Sarıgül: ''Türkiye'de bugün iktidara alternatif olabilecek bir siyasi hareket yok."


Türkiye Değişim Hareketi Partisi (TDH) lideri ve aynı zamanda Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği'ni (ÖNDER) ziyaret etti.

Danıştay'ın katsayı kararının, meslek ve imam hatip liselerinde okuyan binlerce öğrenciyi mağdur ettiğini ifade eden Sarıgül, "Yıllardır süre gelen bu sorunun şimdiye kadar çözülmesi gerekirdi. Bu konuda yetkinin siyasi iktidarda bulunması gerekir" dedi.

TÜRKİYE'DE İKTİDARA ALTERNATİF OLABİLECEK SİYASİ HAREKET YOK

Kurulacak olan partisi hakkında da bilgiler veren Sarıgül, Türkiye'nin 82 vilayetinde, 680 ilçesinde örgütlendiklerini söyledi. "Türkiye'nin yeni bir enerjiye, yeni bir harekete ihtayıcı olduğunu vurgulayan Sarıgül, "İster beğenin ister beğenmeyin Türkiye'de bir iktidar var. Ancak, Türkiye'de bugün iktidara alternatif olabilecek yeni bir siyasi hareket yok" dedi.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gercekgundem.com/?p=254231
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Cum Şub 26, 2010 0:01

GÜNÜN SORUSU...
Sarıgül’e, dur bekle diyenler kimler?
Mustafa Sarıgül yeni yılda harekete geçiyorum demedi mi?.. Dedi.. Dahası, 16 Ocak’ta belediye başkanlığını bırakıp partisini resmen kuracağını açıklamadı mı?.. Açıkladı... Peki medya önünde yapılan bütün bu taahhütlere rağmen ne oldu da Sarıgül birden frene bastı ve beklemeye koyuldu?.. Çünkü Mustafa Sarıgül’e dur bekle dediler... Kimler mi?.. Mesela Sarıgül’ün çok yakını olan Rahmi Koç ve Aydın Doğan gibi İstanbul’un egemenleri!.. Başka?... Merkezde geniş katılımlı büyük bir oluşum olur, bekle diyen bazı siyaset bilgeleri!.. Başka?... Mayıs gibi CHP’de Kurultay var, o kurultayda küsüp bize gelen çok olur, acele etme diyen Ali Topuz ve Erol Çevikçe gibi isimler... Bunların hangisi mi doğru?.. Bize göre tamamı... Sarıgül akıllıdır ve her şeyi değerlendirir. İlginç ayrıntı; bakın Cindoruk bile siyaseten rakip olduğu Sarıgül’ü bu aralar müthiş övüyor ki bu bazı şeylerin işareti değil midir?

İm (Kod): Tümünü seç
Sabahattin Önkibar, 21 Subat 2010
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yg/yazargoster.php?haber=12147
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen bezgin » Cum Şub 26, 2010 23:05

MAFYA BABASI MUSTAFA SARIGÜL'ÜN RÜŞVET KONUŞMALARI YAPTIĞI TELEFON KAYITLARI ORTAYA ÇIKTI

Nokta Dergisi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün rüşvet dosyasını ele geçirdi. Dosya'da Doğuş Holding'ten ek kat çıkmak için 300 bin dolar alındığı yazılıyor. Şişli Belediyesi'ndeki rüşvet pazarlıkları...


Nokta Dergisi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün rüşvet dosyasını ele geçirdi. Dosya'da Doğuş Holding'ten ek kat çıkmak için 300 bin dolar alındığı yazılıyor. Şişli Belediyesi'ndeki rüşvet pazarlıkları...

SARIGÜL VE YARDIMCILARINA ŞOK SUÇLAMALAR

Nokta Dergisi, Emniyet'in hazırladığı Şişli Belediyesi dosyasını ele geçirdi. İçişleri Bakanlığı müfettişinin raporunda, Şişli Belediyesi yetkililerini, 'mafya ile işbirliği yapıp', rüşvet karşılığı, kaçak inşaatlara izin vermekle suçlandı. Doğuş İnşaat, üst düzey belediye yetkilisine, Maslak'taki iş merkezine kaçak attığı 7 kat için, 300 bin dolar rüşvet verdi. İçişleri Bakanı Aksu onay verirse, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül ve bazı üst düzey belediye yetkilileri hakkında, üç ay içinde soruşturma başlatılacak.

İŞTE NOKTA'NIN OLAY YARATACAK HABERİ

Polisin gizli çete soruşturması sırasında yaptığı telefon kayıtları Şişli'deki rüşvet skandalını ortaya çıkardı. Mülkiye müfettişi Başkan Sarıgül ve yardımcılarını görevi kötüye kullanmakla suçluyor. Dosyada rüşvet ilişkileri de var.


İçişleri Bakanlığı Müfettişi Rıdvan Aydın, Şişli'de bir aydır süren yoğun araştırma sonucu Ağustos ayının ilk haftasında çok önemli iki ayrı rapora imza attı. 4 Ağustos 2004 tarihli 'tevdi raporu' Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildi. Ekleriyle birlikte 250 sayfayı bulan bu kapsamlı raporda, Şişli'de 4 ayrı kaçak inşaata 'rüşvet karşılığı göz yumdukları' iddiasıyla eski Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay ile şimdiki Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan hakkında yasal işlem yapılması isteniyor. Bu dosyada yer alan iddialar ilk bakışta, giderek kanıksadığımız türden sanılabilir... Ancak, dosyanın kapağı biraz aralandığında, İstanbul'un göbeğinde neredeyse bir "Mini Susurluk fotoğrafı" ortaya çıkıyor.

Şişli'den öte siyaset dünyasında da 'deprem' yaratacak bu ilişkiler yumağında neler yok ki: Başkan Mustafa Sarıgül'e suikast hazırlığı yapanlar, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la ilişkili arabulucular, büyük polisin kaydettiği dudak uçuklatan türden "pazarlık ve rüşvet" görüşmeleri, kaçak inşaatların nasıl yapıldığını gösteren müthiş çarkın ayrıntıları… Milyonlarca dolarlık olduğu söylenen "Kaçak inşaat rantı"ndan pay alabilmek için silah kuşananlar.Yerel gazeteler etrafında örgütlenen, eski bir itirafçı DHKP_C militanından dinamit lokumu ayarlayanlar. "Ben saçımın teli kadar adam öldürdüm" deyip belediye yöneticilerini sindiren, rüşvet paralarını paylaşmak için bürolarda zirve düzenleyenler hep bu dosyada… Tüm bunları ilerleyen sayfalarımızda ayrıntılarıyla okuyacaksınız...

SARIGÜL'E SORUŞTURMA İZNİ

Şimdi dönelim yukarda belirttiğimiz müfettiş Aydın'ın ikinci raporuna. Bu bir "Ön inceleme raporu"…Tarihi de 5 ağustos 2004…Savcılığa giden ilk rapordan bir gün sonra imzalanmış.. Raporda Mustafa Sarıgül ile birlikte 5 belediye yöneticisi hakkında daha soruşturma yapılabilmesi için İçişleri Bakanlığı'ndan izin isteniyor. Bu durum müfettiş Aydın'ın iddiaları ciddi bulduğunu gösteriyor. Rapordaki 4 ayrı kaçak inşaat olayından birinde 300 bin dolarlık(450 milyar TL) rüşvet iddiasına yer veriliyor. Bu çarpıcı iddiaya konu olan bina, Şişli Ayazağa'da ve Nurten Topçuoğlu'na ait. Kat karşılığı bu arsaya iş merkezini yapan ise Doğuş Yapı Sanayı A.Ş. İnşaatın hikayesi 1999 yılı başlarına dayanıyor. Ruhsatsız başlayan inşaat yerel seçimlerden tam 12 gün önce, 6 nisan 1999'da durduruluyor. Bu kararın altında Gülay Aslıtürk sonrası bir yıl için başkanlık koltuğuna oturan ANAP'lı Cüneyt Akgün'ün imzası var.

Seçimlerden Sarıgül zaferle çıkıyor ve üç ay sonra aynı binaya cezalı olarak inşaat ruhsatı veriyor. Şirket cezasını ödeyip inşaatı sürdürüyor.Ancak proje dışına çıkarılarak fazladan 7 kat yapıldığı belirlenince işler değişiyor. Aynı Sarıgül bu kez inşaatı durdurup yıkım kararı alıyor. Bu kararın tarihi 15 kasım 1999. Ayrıntılarını diğer sayfalarda bulacağınız gibi o günden beri bina yıkılamıyor. Aradan tam beş yıl geçmesine rağmen… İşte tam bu nokta çok önemli hukuki bir ayrıntıyı atlamamak gerekiyor. 5 yılın dolmasına henüz 3 ay var. Bu ne demek? Belediye yöneticileri yönünden kritik bir eşik demek. Çünkü üzerinden 5 yıl geçince hiçbir biçimde sanık olmaları mümkün değil. Kısacası, zamanaşımı nedeniyle hesap vermekten kurtuluyorlar. İşte bu sürenin dolmasına üç ay kala, Ankara düğmeye basıyor ve Sarıgül için yargı yolu açılıyor. Daha önce Recep Tayip Erdoğan'ın karşısına çıkarılan hukuki bariyerlerden benzeri şimdi Sarıgül için devreye sokuluyor…Eğer Abdülkadir Aksu soruşturma izni verir ve müfettişler de 15 Kasım'a kadar -gerek görüp de- raporlarını savcılığa teslim ederse Sarıgül için yargı yolu açılacak. Liderlik yürüyüşüne başlayan Sarıgül'ün CHP'deki muhalifleri ile Şişli'de Sarıgül karşısında hezimete uğrayan AKP'liler şimdi bu gelişmeyi nefeslerini tutarak izliyor…

SUİKAST ÖNLENİYOR


Peki bu soruşturma nasıl başladı? Bunu öğrenmek için 8 ay öncesine dönmek gerekiyor. 16 aralık 2003 tarihli gazetelerde küçükçe yer alan haberin başlığını belki hatırlayacaksınız. "Sarıgül'e suikast planlayanlar yakalandı."

DGM'ye sevk edilen 6 zanlı o gün saatlerce sorgulandı ve ardından serbest bırakıldı. Yerel seçimlere 3.5 ay kala yaşanan bu olay nedense büyük yankı bulmadı. Medyayla iyi ilişkileri olan Mustafa Sarıgül'ün, gazetecilere "İsim benzerliği olmuş, hedef ben değilim" diyerek tansiyonu düşürmeye çalıştığı da biliniyor. Oysa, aynı günlerde Organize Şuçlar Şube Müdürlüğü'nün "teknik takip" odasında tansiyon doruktaydı. Tam iki aydır Şişli'deki suç örgütlerinin attığı her adımı saniye saniye izleyen ekipler, inanılmaz bilgilere ulaşmıştı. Telefonları dinlenen, 21.Yüzyılda Şişli gazetesinin sahibi ve emniyete göre "suç örgütü lideri" olan Mithat Yılmaz, arkadaşı Habib Akgün'e şöyle diyordu:

"Beni iki yıl önce Organize'ye şikayet eden oymuş. Kesinleşti. Bayramda içerdeydik. O bize bayramı göstermedi. Şimdi hesap zamanı. Biz de ona bayramı göstermeyelim. Ama adam ortada yok. Abi sen onun yerini yurdunu evini bir öğren."

Hedef alınan kişinin Belediye Başkan yardımcısı Haluk Tamgaç olduğu, soruşturma derinleştiğinde öğrenilecekti. Ama polis Sarıgül ihtimalini de dikkate alıp hemen harekete geçmişti. Suikast bertaraf edildi, ancak soruşturmada bir flu nokta olduğu daha sonra ortaya çıkacaktı. Dosya tam değildi.Belediyedeki rüşvet iddiaları, örneğin, tetikçilerin yakalanmasından bir ay önce kaydedilen ve suç örgütü lideri Mithat Yılmaz'a ait şu sözler dosyaya girememişti:

"Ya düşünsene adam bir imzayla bir milyon dolar alıyor yaa! Bir belediye başkanı bir imzayla bir milyon dolar alabiliyorsa…"

İddiadan öteye gidemeyen bu sözler, "buzluğa" kaldırılmıştı. Belki de Türkiye şeçim sath-ı mailine girdiğinden sürpriz bir hamlenin ortalığı karıştıracağı hesaplanıyordu. Ya da başka "hesap" vardı.

SEÇİM BİTTİ, DOSYA ÇIKTI

Organize Şube ekipleri, 28 Mart seçimlerinden 3 hafta sonra düğmeye bastı ve organize şuç örgütü lideri Mithat yılmaz ile birlikte 13 adamını gözaltına aldı. DGM'ye çıkarılan Mithat Yılmaz, Recep katılmış, Fatih Yurttaş, Habip Akgün, Cevdet Karamahmutoğlu ve Ahmet Akgün tutuklandı, 7 kişi serbest kaldı.

Yargıda soruşturmayı yürürken, Emniyet Müdürlüğü gelişmeleri bir yazıyla İstanbul Valiliği'ne bildirdi. Valilik, Şişli Belediyesi görevlileriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi isteyince, 3 Haziran'da Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah imzasıyla, Vali Muammer Güler'e ayrıntılı bir rapor gönderildi. Raporda, Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan'ın adı tam 16 kez geçiyor. Üstelik soyadları büyük harfle ASLAN diye yazılmış. Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay'ın adı ise 4 kez geçiyor, o da büyük harflerle. Ancak yazıda bir belediye görevlisi daha var. Hem de tam 10 kez ondan söz ediliyor. Ama ismi yok, polis onu şöyle kamufle etmiş "Üst düzey yönetici". Bazı gazetecilerin "haber kaynağını gizlemek için" olur olmaz yerde kullandığı bu kalıplaşmış ifadenin doğrusu resmi bir yazıda yer alması şaşırtıcı. Adli Büro A.2004/suç no:123 sayılı yazıdaki bu ifade, aynen şöyle:

"… binanın 7 katının kaçak olarak yapıldığı, bu nedenle iskan alınamadığı, bunun üzerine Ersin Eren'in Şişli Belediyesindeki üst düzey yöneticinin yanına götürüp bu konuda görüştüğü. Şişli Belediyesindeki üst düzey yöneticinin de kendilerini bu konulardan sorumlu olan Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan'ın yanına gönderdiği, Osman Aslan'la yapılan görüşme neticesinde 300 bin dolar rüşvet karşılığında anlaştıkları,…..parayı Nurettin Tarkan Baykara'ya vererek Şişli Belediyesindeki üst düzey yöneticiye vermesini söylediğini…"

:!: :!: TIKLA: "AKSU, SARIGÜL'ÜN ADINI YAZDIRDI"

İşte bu ifadelerin yer aldığı dosya, Vali Bey'in kapak yazısıyla birlikte 4 gün sonra Ankara'ya İçişleri Bakanlığı'na gönderildi. Kapak yazısında "Şişli Belediye başkanlığı üst düzey yönetici ve görevliilreninin organize suç örgütleri ve bazı müteahhitlerle işbirliği yaparak şişli ilçesinde kaçak yapılaşmaya göz yummak suretiyle ciddi rant elde etmesi konusunu içeren il emniyet müdürlüğünün ilgili tahkikat evrakı dosya halinde ekte gönderilmiştir" deniliyordu. Yani giriş yazısında "Üst düzey yönetici" ifadesi kullanılmıştı.

Vali Güler, "Konunun içeriği ve önemi nedeniyle" bu kişilerle ilgili acilen müfettiş talebinde bulunuyordu. Bakan Abdülkadir Aksu, 25 gün içinde olur verdi. Üstelik Aksu, kamuflajı kaldırmış ve "Üst düzey yönetici"nin adını Mustafa Sarıgül olarak belgeye yazdırmıştı. Bu bir araştırma ve ön inceleme izniydi.

Dosya jet hızıyla müfettiş Rıdvan Aydın'ın önüne geldi. Mülkiye Müfettişi Aydın, haberimizin girişinde de belittiğimiz gibi bir ay boyunca Şişli Belediyesi'ndeki belgeleri topladı, görevlilerden bilgi aldı ve iki raporunu peş peşe imzalayıp görevini tamamladı. Aydın, raporunda Emniyet'e yönelik çok önemli bir eleştiriye de yer verdi. İstanbul polisinin, belediye yöneticileriyle ilgili ciddi iddialar ortaya çıktığında bunu savcılığa değil de bir kaç ay sonra Valiliğe bildirmeyi uygun görmesini şu ifadelerle eleştirdi:

"3682 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'nun 17.inci maddesine göre; irtikap, rüşvet vb. suçlardan sanık olanlar hakkında Memurun Yargılanması Kanunu'nun hükümleri uygulanmaz. Ayrıca 18. madde, bu suçlara ilişkin ihbarların Savcılıklara yapılması emredilir. Buna rağmen İstanbul emniyet müdürlüğü'nün adli bir soruşturma sırasında tespit ettiği konuyu neden doğrudan yetkili ve görevli
Şişli Savcılığı'na iletmediği ise ANLAŞILAMAMIŞTIR..."

Mülkiye Müfettişi, aslında bu tarihi notuyla meselenin "anlaşılmasına" bir katkıda bulunmuştu.

Şimdi top; eski Belediye Başkan vekili Rauf Akçay ve Sarıgül'ün yardımcısı Osman Aslan için Şişli Savcılığında. Sarıgül için ise top yeniden Bakan Aksu'da ( :arrow: BKZ: Baykal'a gönderilen tarihi mektup. Eğer soruşturma izni çıkarsa, Türkiye önümüzdeki aylarda , CHP liderlİğine soyunan Sarıgül'ün ilk önce yargı engelini aşma çabasına tanık olacak. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan ya da Genç Parti Lideri Cem Uzan gibi...


İŞTE TELFON KAYITLARI

MEHMET.GUC

GULSEN.YUKSEL

50 milyarlık ramazan haracı

Tarih: 08.10.2003

Saat: 14.46

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan- Belediye Başkan Yardımcısı

M.Y: - Ramazanın ilk cuma günü iftar vereceğim.Garibana kumanya dağıtacağım. Bu iş için 50 milyar lira ayırdım.Parayı da gereksiz insanlardan aldım. Liste yaptım, topladım.

O.A: Senin sistemin bu zaten, normal yaşamın bu.

M.Y: Evet, vallahi öyle.


Sarıgül artık dostum değil

Tarih: 17.10.2003

Saat: 12.21

Görüşen Mithat Yılmaz

Görüşülen Başkan Yardımcısı Bayram Özata

"Sevgili Sarıgül bu saatten sonra benim hasmım. Bu saatten sonra kan davam var onunla, bu saatten sonra, burda belediye başkanı olamayacak. Gerekirse vururum, ama gerek yok, elimdekiler de yeter anlatabiliyor muyum. Bu saatten sonra benim dostum değil bu saatten sonra benim hasmım o. Ben ve arkadaşlarım olduğu sürece burada belediye başkanlığı yapamayacak. Ben de arkadaşlarım da belediyeden kimseye gelmiyorum kimseyle görüşmüyorum kimse de bu saatten sonra beni aramayacak... Gerekirse karıştırırım her yeri medya ile siyaset ile yapamazsam en son şey ortalığı karıştırıp buralarda mermi atıp bütün Türkiye kamuoyuna duyuracam, bu kadar basit."


Gelirler Müdürlüğü'nde de çete var

Tarih: 17. 10.2003

Saat:12.21

Görüşen Mithat Yılmaz

Görüşülen Başkan Yardımcısı Bayram Özata

"...Ben bunu her zaman söylüyorum Gelirler Müdürlüğü'nde bir çete var yüzde on almadan kimseye para ödemiyorlar. Ben de kimseye haraç vermem, alınacaksa ben haraç alırım. Ben çocuk değilim dört buçuk senedir savaşıyorum burayla dört buçuk yıldır."


Yarın git inşaata başla

Tarih:26.10.2003

Saat:14.24

Görüşen Mithat Yılmaz

Görüşülen Müteahhit İbrahim Boztepe


"Ya İbrahim sen git yarın işine başla kardeşim pazar günü bu iş bitti sen niye başkasına sen kime gidiyorsun. Ya enle iş yapacaksın ya başkasıyla ya da onlarla iş yapacaksın İbrahim bak seni fena yaparım İbrahim bak böyle yanlış manlış işler yapma anladın mı. İbrahim ya beni dinleyeceksin ya da beni dinlemiyorsan bana gelmeyeceksin anladın mı. İki tane araba verdin sokarım arabasına beni sinirlendirme İbrahim gözümü döndürme yarın gidiyorsun inşaata başlıyorsun adamlarla senin işin yok zabıtadaki dilekçeden sana ne. Yarın sabahtan itibaren git inşaatını çalıştır", "Bak gelene Mithat Beyle Bayram Başkan görüştü çalışmamı söylediler çalışıyorum, kim gelirse gelsin aynı şeyi söylüyorsun",



Nereden aldık bu paraları?

Tarih:26.Ekim.2003

Saat: 14.29

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan- Belediye Başkan Yardımcısı

M.Y: -Aradım İbrahim'i (bozdemir-müteahhit). Canımı sıkma dedim. İnşaatına başla .Gelen oldu mu 'benim Bayram Başkan'la görüştüğümü, çalışma izni aldığımı söyle.' dedim. Başkanım, İki tane araba verdi diye başımıza bela oldu bu adam. Gazetede kullandığım arabaları bundan almıştım.

O.A: - Çok güzel söylemişsin. Ağzına sağlık.


Kaçak çatıyı kapat

Tarih: 08.Kasım.2003

Saat: 20.21

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görşülen: Bayram Özata- Belediye Başkan Vekili



B.Ö: Fulya'daki inşaatta betondan sonra çatıyı kapatman lazım. Bana söz ver.

M.Y: - Başkanım, ben bir de çekme kat yapmak istiyorum.

B.Ö: - Başkanla görüşüp ikna etmeye çalışırım ama çok zor. Sen bu katı atma.

M.Y: - Öyleyse ben belediyeyle bağlarımı koparttım. Pazartesi günü de nasıl koparttığımı görürsünüz.

(20 dakika sonra diğer başkan yardımcısı Cevdet Bayram'la görüşen Mithat Yılmaz görüşmeyi şöyle bitiriyor:

M.Y: - Savaş başladı başkanım.)



Cevdet Başkan pes etti

Tarih: 08.Kasım.2003

Saat:21.25

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Cevdet Bayram- Belediye başkan yardımcısı

C.B: - Ekipleri çektim. Beton dökebilirsiniz. Bütün riskleri alarak senin hatırına böyle bir işe girdim.

M.Y: - Başkan, gitmeselerdi şimdi vuracaktım onları.



Osman Başkan'la temas

Tarih: 08.Kasım.2003

Saat: 21.38

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan

M.Y: - İnşaatı durdurmuşlar. Öldürmeye gidiyorum deyinvce kaçtılar. şimdi beton atılıyor. Ben size neden araya girmeyin dediğimi anladınız değilmi şimdi başkanım. Yani gelsinler de benim betonu mu durdurabilen durdursun.

O.A:- Neyse hallolmuş.

M.Y: - Okul işini alamadığımız için bu işlerle böyle uğraşıyoruz. Zabıtayla, Cevdet'le uğraşıyoruz.Yani o iş alınmadığı sürece biz böyle kaçak inşaatlar yaptırmak zorunda bırakılıyoruz.



Bir imzayla 1 milyon dolar alıyor

Tarih: 10.Kasım.2003

Saat: 11.56

Görüşen Mithat Yılmaz

Görüşülen Tarkan Baykara
"Tarkancım... Dört buçuk yıl amacımızı ortaya koymadan, belli etmeden gizlice bunların arasına sızdık. Bu ülkede her ilçede düşünsene böyle yolsuzlukların olduğunu. Ya düşünsene adam bir imzayla bir milyon dolar alıyo, ya bi imzayla bir imzayla bir belediye başkanı, bir imzayla bir gökdelenden bir milyon dolar alabiliyorsa, kaç tane imza attılar biz bunları biliyoruz. Elimizde belgeler var, kasetler var, Sen bunu bizzat onla iki sene, üç sene beraber kaldın, yaşadın. Yeri geldi parayı sen kendin taşıdın, rüşvet paralarını."

Gazi'den dinamit lokumu

Tarih:17. 02. 2004

Saat: 21.44

Görüşen Habib Akgün

Görüşülen Mithat Yılmaz

"Sen kablosuz olmaz diyosun ama kablosuz olur, kablosuza çevrilir yani, biliyorum, DHKP-Cli biri var anlatıyo. Yattı çıktı itiraftan yararlandı. Sen olmazsan biz bulamazsak o bize temin edecek. Onun şeyi imkanı var. Gazi'den temin edecek."



Kod adı : '1 numara'

Tarih: 10.mart 2004

Saat: 14.27

Görüşen : Mehmet Öker -Belediye meclis üyesi

Görüşülen : Mithat Yılmaz

M.Y: - Başkan Osman Aslan'la bağlarımı kopardım . Beni hep işlerden uzak tutuyor. Kendisine söyledim. 'Trilyon dolarları siz indirin, bizde gece trafiğine çıkalım' dedim.

M.Ö: - İskanı 1 NUMARA( Mustafa Sarıgül-Noktanın notu) imzalamadı.

M.Y: - Ya 1 NUMARA önemli değil. Ben bunların hepsini varya fena yaparım.

(Mithat Yılmaz 12 Mart günü bir yerel gazete sahibiyle konuşurken şu ifadeyi kullandı:

- 1 NUMARA ile ilgili kasetleri isteyene satabilirim.



"Sıkarım, ben de sıkarım"

Tarih: 23.03.2044

Saat:19.27

Görüşen Mithat Yılmaz

Görüşülen Sezgin ..... Belediye Halkla İlişkiler Müdürü

MY- "Eğer Haluk filan olursa çok fena yaparım, karıştırım ortalığı yanı"

Sezgin- "Ya karıştırmayı bırak. Sıkarım, ben de sıkarım, Mithat ben herşeyi göze aldım artık harbiden. İstedim zaten bana malzeme geliyo yolda, bu Necmi'yi vuracağım..."

SİSTEM NASIL İŞLİYOR
MEHMET.GUC

Kaçak yapıya ruhsatın yolu pazarlıktan geçiyor

Müfettiş raporuna yansıyan belgelere göre,Topçuoğlu ailesi ile Doğuş İnşaat'a ait binanın 7 kaçak katı için Başkan Yardımcıları Akçay ve Aslan'a 300 bin dolar ödendi...

Aslında Şişli Belediyesi'nde uygulanan yöntem başka il, ilçe ve beldelerdeki kötü örneklerden farklı değil. Yani yöntem hep aynı; herşey önce arsa ya da bina sahibinin hatalı, kusurlu işlemiyle başlıyor. Bu kusurlu işlemle birlikte de devreye belediyenin mühürleri, cezaları giriyor. Arsa ya da bina sahibi ısrarlıysa şayet, bu noktadan itibaren işler çatallaşıyor, yasal uygulamanın yerini pazarlıklar, çıkar karşılığı yasadışı izin ve icraatlar alıyor.

Örneğin Doğuş Yapı İnşaat Şirketi'nin Ayazağa'daki iş merkezi inşaatında olduğu gibi. Ayazağa'daki 11 ada 90 parsele kayıtlı değerli arazinin sahibi Nurten Topçuoğlu, bir iş merkezi inşaatı için müteahhit olarak sektörün önemli isimlerinden Doğuş İnşaat şirketiyle anlaşıyor. Anlaşmaya göre yapılacak iş merkezinin yüzde 40'ı Doğuş Grubu'na, yüzde 60'ı da Topçuoğlu ailesine ait olacak. 1999 seçimlerinden kısa süre önce inşaat hemen başlıyor ama ortada ne izin, ne de ruhsat var soruşturma dosyasına göre. Seçimlere 12 gün kala Şişli Belediyesi zabıta ekipleri görevlerini harfiyen yerine getirerek 2485 sayılı tutanakla inşaatı mühürlüyor.

Seçimle gelen Sarıgül yönetimi ise 13.07.1999 tarihinde cezalı ruhsat vererek inşaatı yeniden başlatıyor. Cezalı ruhsat aslında yasaya uygun. Diğer bütün şartları uygunsa kaçak bir inşaatın para cezası ödeyerek ruhsat alması, yani yasallaşması mümkün. Ama uygulama, yerine, adamına göre değiştiği için cezalı ruhsata sahip olmak bile çok değerli hale geliyor. Hal böyle olunca da işler rayından çıkıyor, devreye aracılar, siyasetçiler hatta mafya bile giriyor.

Doğuş İnşaat'la ilgili problemde de devreye önce eşi Nurten Topçuoğlu nedeniyle Hezarfen Havaalanı ile Top Air'in sahibi işadamı Haşmet Topçuoğlu giriyor. Sonra da onun arkadaşı olan Uganda fahri Konsolosu ve İşadamı Ersin Eren...

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Müfettiş raporuna giren 2004/ suç No:123 sayılı yazısına göre Ersin Eren'in ilk işi belediye ile ilişki kuracak bir isim bulmak olmuş. Bu isim de işadamı Tarkan Baykara... Baykara, sorunu hemen Mustafa Sarıgül'e taşıyor.

Bu noktada çok daha önemli bir bilgi müfettiş raporuna yansımasa da raporun ekleri arasından çıkıyor. Bu bilgi, işadamı Baykara'nın Sarıgül'le nasıl tanıştığıyla ilgili. Dinleme kayıtları ve ifadelere bakılırsa Baykara'yı Sarıgül'le tanıştıran Hüsamettin Özkan. Dönemin güçlü ismi Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Baykara'yı Sarıgül'le tanıştırıyor. Dinleme kayıtlarına göre, Özkan, Sarıgül ve Baykara bir çok kez buluşuyor, görüşüyor.

Baykara çok sonra Şişli çetesiyle birlikte tehdit, şantaj, bombalama ve adam yaralama eylemlerine karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınıp DGM'ye çıkıyor, ama daha henüz olayın başındayız. Baykara, Ersin ve Topçuoğlu'nu Sarıgül'le tanıştırıyor, ardından da devreye bu kez dönemin Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay ile Başkan Yardımcısı Osman Aslan giriyor.

Müfettiş raporuna yansıyan belgelere göre de bu noktadan itibaren rüşvet ilişkisi kuruluyor. Topçuoğlu ailesi ile Doğuş İnşaat'a ait binanın 7 kaçak katı için Başkan Yardımcıları Akçay ve Aslan'a 300 bin dolar ödeniyor. Müfettiş raporuna göre bir diğer eski başkan yardımcısı Haluk Tamgaç da alışverişteki isimler arasında.

Mafyanın devreye girdiği yer de burası. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın valililiğe gönderdiği rapora göre, bölgede yayın yapan 21. Yüzyıl'da Şişli Gazetesi'nin sahibi Mithat Yılmaz önce bilgi sahibi olup şantaj yapmış, ardından kendisi de kaçak yapı-rüşvet zincirine katılmış. Dosyadaki kayıt ve ifadelere göre işi, Başkan Sarıgül'ü ve yardımcılarını tehdit edip istediği kararı çıkartacak noktaya kadar vardırmış.

Soruşturma dosyasına bakılırsa Ayazağa örneği ne ilk ne de son. Müfettiş raporunda tespit edilen örnek olay sayısı 24, ama rapora göre soruşturma açılırsa bu sayı daha da artabilir.

Mithat Yılmaz

Şişli'deki gizli polis soruşturmasında ağa ilk takılan isim Mithat Yılmaz'dı. Karısının ölümüne sebebiyetten gardiyan yaralama ve karşılıksız çeke kadar sayısız sabıkaya sahip olan Mithat Yılmaz, 1999 yılında cezaevinden çıkıp geldiği Şişli'de önce yerel bir gazete yayınlamaya başladı, ardından bir inşaat şirketi kurarak Sarıgül belediyesinden ihaleler almaya... Ama polis kayıtlarına daha çok kaçak inşaatlar için belediye yöneticileri ile yaptığı pazarlıklarla geçti. İşi sonunda Başkan Sarıgül dahil tüm belediye yöneticilerini tehdite, hatta suikast girişimine kadar vardırmıştı ki, 20 Nisan 2004'teki polis operasyonunda yakalanıp henüz yürürlükte olan DGM'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ama onun telefon konuşmaları Şişli'deki kirli ve karanlık ilişkilerin ortaya dökülmesine yol açtı.

Tarkan Baykara

2001 krizine kadar babasına ait Transtek adlı enerji şirketinde yöneticilik yapıyordu ama şirket satılınca kendi fadesiyle dönemin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan sayesinde Sarıgül'le tanışıp Şişli'ye yerleşti. Belediyeden aldığı ihalelerde de zarar edince Mithat Yılmaz'la birlikte çalışmaya başladı. Onun polis tarafından kaydedilen konuşmaları Şişli Belediyesi'ne ilişkin hazırlanan rapora kaynaklık etti.

Habib Akgün

Habip Akgün de 20 Nisan 2004'te Şişli Gazetesi'nin sahibi Mithat Yılmaz'la birlikte gözaltına alınanlar arasındaydı. Telefon kayıtları sonucu Akgün'ün, Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Tamgaç'ın da aralarında bulunduğu bazı belediye yöneticilerini tehdit ettiği, adının suikast hazırlıklarına karıştığı belirlendi. Bir dönem kuran kursu hocalığı yapan Habib Akgün şimdi sabıkalarına bir yenisini eklemesi muhtemel çete davası nedeniyle cezaevinde.

Sarıgül'ün odasında Süzer-Savcı buluşması

20 Nisan 2004'te düzenlenen çete operasyonunda Mithat Yılmaz'la birlikte gözaltına alınan 20 kişiden biri de Nurettin Tarkan Baykara'ydı. Dinleme kayıtlarına ve ifadelere göre Tarkan Baykara'nın çete ile de Şişli Belediye Başkanı Sarıgül ile de ilişkisi var. Baykara 2002 yılında Sarıgül'ün odasındaki ilginç bir toplantıyı anlatıyor:

"Belediye Başkanlığı binasının 3. katında, kendi odasında Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer ve Şişli Savcısı…. Ben de oradaydım… Konuşulan konu, Bankanın fona devredilmesiyle ilgili kendisinin mağdur olduğunu, bütün mal varlığının artık devletin olduğunu, Mustafa Süzer olarak hayattan bir beklentisinin kalmadığını, bir de tutuklanırsa ağlamaklı bir lisanla anlattı, konuşma biraz daha ileri gidince içeriye geçtiler… Sarıgül'de bana dedi ki bu işi de hallettik, bu adamı artık almayacaklar'…"

Yılmaz'dan Ağır tehdit

Benim yazıhanemde ne işi var Osman Dönmez'in adamının. Bana itlik mi yapıyorsun lan, adamların bana şeyi var da yazıhanemi mi gösteriyorsun, benim şeklimi mi burda uyandırıyorsun. Seni öldürürüm ha, seni mermi manyağı yaparım, gelir senin kafana atarım bana hainlik mi yapıyorsun? Seni fena yaparım, Osman Dönmez falan elimden alamaz anladın mı İbrahim. Ben seni buradan aşağı atsam ne olacak he, hata yapıyorsun bana. Senle görüşmeye gidersem seni öldürmek zorunda kalacağım, o yanındaki polisler de kurtaramaz anladın mı İbrahim. Ben bugüne kadar polisin içinde de adam vurdum. Korkmadım yani, polisin yanında da adam aldım İbrahim. He polisin yanında da polis arabasında da adam aldım bana sakın polisti Dönmez'di, şuydu buydu benim gözüm bir dönerse İbrahim, en kralının a....nı s.....rim. Anladın mı İbrahim, bir daha sakın bana öyle filmlere girme İbrahim. Şimdi gelirim iftarı miftarı açmadan seni öldürürüm İbrahim. Bak kuşanırım seni öldürürüm, kimse de elimden alamaz, anladın mı İbrahim, anlıyorsun de mi beni iyi anlıyorsun İbrahim benim gözüm döndü mü adamın ölüsünü s.... rim ölüsünü İbrahim. Bak biz dört kardeşiz, dört erkek kardeş, adamın ölüsünü s......riz. Birimiz yoksak birimiz varız, bir dünya arkadaşım var seni bir daha kimse kurtaramaz. Bir daha burda Dönmez'in adamını onun bunun adamını sakın alıp getirme onunla birlikte seni de aşağı atarım burdan anladın mı seni kimse elimden kurtaramaz . Yarın birgün bir şey olursa, ilk önce öldüreceğim adam sendin İbrahim. Beni biliyorsun Alaattin abiye yakın olduğumu Vedat, Sedat Şahin'le bunlara konuştuğumu da biliyorsun demi... O olur, bu olur farketmez hepsi tırışka anladın mı hepsi tırışka benim elimden hiç kimse adam alamaz".

Resim

İm (Kod): Tümünü seç
İSTANBUL (NOKTA DERGİSİ/SUPER POLİGON)
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=142057
22 Ağustos 2004 Pazar 01:28
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 24, 2010 15:43

Mustafa Sarıgül'e ağır suçlama

Sarıgül hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular.

Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Ankara İl Başkanlığı üyesi bir grup, Türkiye Değişim Hareketi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adliyesi önünde toplanan grup adına açıklama yapan Mehmet Korkmaz, Türkiye Değişim Hareketi Ankara İl Başkanlığı üyeliğinden istifa ettiklerini söyledi.

Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlardan kurtulması ve gerçek vatansever kimliklerle hizmet için Mustafa Sarıgül'ün başlatmış olduğu Türkiye Değişim Hareketi'ne katıldıklarının belirten Korkmaz, "Ancak her gün yasal olarak partileşeceğiz şeklindeki oyalamalar ve aldatmalar neticesinde yapılan her türlü söylemsel, eylemsel ve örgütsel toplantılar ve kitlesel gösteriler ile illegal yoldan makbuzsuz olarak insanlardan ve üyelerden toplanan Ankara ilinde milyarlarca lira ve Türkiye bazında toplanan trilyonlarca paranın kanunlara aykırı olmasından dolayı istifa ettik'' dedi.

Ödemiş oldukları paraları defalarca istemelerine rağmen iade edilmediğini kaydeden Korkmaz, kendilerinin dolandırıldığını öne sürdü. Bu gerekçe ile Sarıgül hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Korkmaz, ''İllegal organize suç işleyen bu kişilerin en kısa sürede kanunlar önünde hesap vereceğinden ve yüce adalete olan inancımızdan dolayı bu suç duyurusunu yapmayı uygun gördük" şeklinde konuştu. Grup üyeleri daha sonra adliyeye girerek, suç duyurusunda bulundu.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gercekgundem.com/?p=262842
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen Çetin Taş » Prş Mar 25, 2010 0:29

Bir adam İstanbul'un bir ilçesinin belediye başkanı iken Anadolu'nun çeşitli yerlerine neden açılışlara gider?Hem de senelerdir!!!Cevabı zaten Sarıgül'ün kim olduğunu,kimlere hizmet ettiğini açıklamaya yeter.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Haz 23, 2010 7:22

Sarıgül: CHP'yi destekliyoruz

Türkiye Değişim Hareketi lideri Sarıgül, parti kurmaktan vazgeçtiklerini açıkladı.


Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Lideri Mustafa Sarıgül, CHP'deki değişim rüzgarına fırsat vermek ve Türkiye'nin önünü açmak için TDH'yi kurmama kararı aldıklarını açıkladı. TDH'yi kurmama kararını ön koşulsuz ve hiç bir kimsenin bireysel talebi olmadan karar verdiklerini belirten Sarıgül, "12 Eylül'de erken seçimlerin yapılacağı duyumlarımız var. Biz Türkiye'nin önünü açmak için bu hareketi yaptık. Bu kararı alırken de örnek aldığım kişi Erdal İnönü olmuştur" dedi.

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, şehitlere rahmet dileyerek konuşmasına başladı. Türkiye'nin çok ciddi bir süreçten geçtiğini ve bir dönüm noktası, yol ayrımında olduğunu söyleyen Sarıgül, iktidarı vaat ettiklerini yerine getirememekle eleştirerek, "İktidar artık yoruldu. Türkiye'yi de yordu. Yaptıklarını yanlış yaptı. İddia ettiklerini ise hiç yapamadı" dedi.

-CHP'YE FIRSAT TANIYACAK-

Türkiye'yi yönetmenin ciddi bir iş olduğunu ve Türkiye'nin bir deneme tahtası olmadığının altını çizen Sarıgül, değişimin artık kaçınılmaz olduğunu, Türkiye'nin her gün gençlerin ölmesine daha fazla seyirci kalamayacağını savundu. TDH bu inançla, uzun bir süredir mücadele ettiğini ve ülke adına tarihi bir görev üstlendiğini belirten Sarıgül, şunları söyledi:

"Ülkemize duyduğumuz sorumluluk gereği, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak, akan kanı durdurmak, ülkemiz siyasetine yardımcı olmak ve siyasetteki değişim rüzgarlarına fırsat vermek için özveri ve fedakarlık günüdür. Bugün bize düşen görev, Türkiye'yi ve Türkiye'nin geleceğini kucaklamaktır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığındaki CHP'nin mutlu bir Türkiye isteyen yurttaşlarımız için bir umut rüzgarı yarattığını düşünüyoruz.
Yurttaşlarımız CHP'deki değişime bir fırsat tanımak istiyor. Biz de her zaman olduğu gibi yine yurttaşlarımızın sesini dinliyor ve toplumdaki bu rüzgara fırsat vermek gerektiğini düşünüyoruz. Bu koşullarda, halkımızın vicdanının sesine kulak veriyor ve Türkiye Değişim Partisi'ni kurmuyoruz."

-ÇOK ZOR BİR KARAR ALDIK-

Bununla birlikte düşüncelerinin ve ideallerinin yurttaşların gönlünde yaşamaya devam edeceğini, TDH'nin yeni bir siyaset anlayışı kazandırdığını, bu anlayışın ülke siyasetinde her zaman var olacağını belirten Sarıgül, TDH'nin partileşmeden de ülkeye hizmet etmeye devam edeceğini bildirerek, "Çok zor bir karar aldığımızın bilincindeyim. Bu karar, toplumun beklentileri ve Türkiye'nin geleceği düşünülerek alınmış bir karardır" dedi. Diğer yandan bazı kişilerle de fikir ayrılığında olduğunu açıklayan Sarıgül, "Ancak yurttaşlarımızın, bugün aldığımız tarihi kararın, Türkiye için gerekli bir karar olduğunu çok iyi anlayacaklarına inanıyorum. Ülkemize ve yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" açıklamasında bulundu.

Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sarıgül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir umut rüzgarı estirdiğini, bu sebeple koltukları değil, Türkiye'yi düşünerek bu kararı aldıklarını yineledi. Kendilerinin TDH'yi kurmama kararını ön koşulsuz ve hiç kimsenin bireysel talebi olmadan verdiklerini açıklayan Sarıgül, "Bu kararı verirken günlerce düşündük. Son derece dikkatli davrandık. Türkiye'nin içeride ve dışarı huzurlu olması için bu kararı verdik" dedi.

-BU KONUDA KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞMEDİK-

Sarıgül, gazetecilerin, "Bu karar, CHP'ye tekrar bir dönüş kararı mı" şeklindeki sorusuna, "Bu kararın ‘CHP'ye katılacak mısınız’ şeklinde anlaşılmasından çok kararlığımızı, fedakarlığımızın konuşulmasını arzu ederim. Bizim için Türkiye önemlidir. Bu kararı alırken örnek aldığım isim Erdal İnönü oldu. Onun koltukları nasıl bıraktığı benim için önemli olmuştur" yanıtını verdi.

Bu karara ilişkin Kılıçdaroğlu ile görüşme yapıp yapmadıklarına ilişkin Sarıgül, "Sayın Kılıçdaroğlu ile hiç bir görüşmemiz olmadı. CHP Genel başkanlığından sonra tebrik için aradım. Onun dışında hiç bir görüşmemiz olmamıştır" dedi. TDH'yi kurmama kararının, bu hareketin bitirilmesi veya başka bir yere kanalize edilmesiyle ilgili olup olmadığı konusunda Sarıgül, "Bu karar fikirlerimizin yok olması anlamına gelmez. Ülke siyasetine TDH her zaman katkı yapacaktır. 12 Eylül tarihinde erken seçimlerin yapılacağı duyumlarımız var. Biz Türkiye'nin önünü açmak için bu hareket yaptık" açıklamasında bulundu.


Gerçek Gündem, 22 Haziran 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: SARIGÜL Hareketi tipik bir SOROS Hareketi'dir!

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eyl 25, 2012 15:34

Sarıgül'ün Kürt çözümü

CHP'nin Kürt meselesinde elini taşın altına koymasını beklerken, ilginç bir çıkış Mustafa Sarıgül'ün Türkiye Değişim Hareketi'nden geldi.

CHP'yi de AK Parti'yi de hatta BDP'yi de şaşırtacak bu çıkışın altında Türkiye Değişim Hareketi'nin Genel Sekreteri Hasan Aydın'ın imzası var.

Eski Milletvekili Aydın, elden ele dolaşmasını istediği "Bir kere daha Kürt politikası" başlıklı yazısında önce bir tespit yapıyor: "

30 yılı geçkindir aynı politika izlenmektedir. Silah, silah, silah... Şiddet, şiddet, şiddet...

Kör olsa görür, sağır olsa duyardı. Kısaca özü hiç değişmeyen, zaman zaman biçimi değişen bu siyasetle olmaz... Ey dağdakiler... Sevgili devletim, onu yönetenler, ölenler, öldürülenler, hiç kimse bu çizgiyle istediğini elde edemeyecek. 30 yıl yetmediyse, bir 30 yıl daha buyurun devam edin. Kan dökün. Kin kusun. Ne yaparsanız yapın olmaz. Olmayacak.

Sadece şehitlerin annesinin yüreğinin yandığı gerçek, gerisi hikâye."

Genel Sekreter Aydın, çözümün Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde olduğunu, bunu rahmetli Turgut Özal'ın denediğini ama ömrü vefa etmediğini, Başbakan Erdoğan'ın da denemeye kalktığını ama "yanlış yönlendiriciler ve ilkel karşıtları" nedeniyle çözümsüzlüğe saplandığını söylüyor.

Peki, Hasan Aydın çözüm olarak ne öneriyor? Lafı hiç dolaştırmadan direkt anlatıyor:

"Amerika'nın Birleşik Devletleri oluyorsa (ABD) Türkiye Birleşik Devletleri de olur. Avrupa Birliği (AB) devleti oluyorsa Türkiye Birliği devleti de olur. Bal gibi olur. Federal Almanya oluyorsa, Federal Türkiye de olur."

AK Parti'nin Avrupa Konseyi Özerklik Şartı'na konulan çekinceyi kaldırmakta kararsız kaldığı, CHP'nin rapor yazmaktan bile çekindiği bir konuda Mustafa Sarıgül'ün Genel Sekreteri Aydın, çok net bir çözüm önerisi ortaya koyuyor.

Hem de Türkiye'nin küçüleceği kaygısı taşıyanlara büyüme vaat ederek:

"Açın Kürtlerin yaşadığı bütün sınırları, alsın Misak-ı Milli onları bağrına, küçülmesin büyüsün. Buradaki Kürtler kardeşimiz de peki, ya komşulardaki Kürtler neyimiz? Lafta onlar da kardeşlerimiz. O zaman bütün kardeşleri 'bir araya gel' diye çağır. Kim karşı çıkabilir bu çığlığa? PKK mı? Hadi oradan..."

Aslında Aydın'ın dile getirdiği bu tezler, içeride kapalı kapılar arkasında, kulislerde açık açık konuşuluyor. Dışarıda ise uzun yıllardan beri tartışılıyor. Hatta "Neo Osmanlıcılık" tartışmalarının odağında da bu yaklaşım var.

'Misak-ı Milli'yi büyütelim'

Aydın, bu yaklaşımın sadece Kürtleri kapsamadığını tüm bölge için yeni bir çözüm önerisi olabileceğini de söylüyor.

"Sadece Kürtler mi kardeşimiz? Elbette hayır. Artvin'de Gürcüler yaşıyor. Kardeşimiz mi? Ne demek! Hem de aslanlar gibi. E... O zaman Artvinli Gürcüler kardeşimiz de, Gürcistan'daki Gürcüler kardeşlerimiz değil mi? Tabii ki. O zaman aç Gürcistan Türkiye sınırını. Korkma.

Misak-ı Milli'ye bir şey olmaz. Büyük, büyür. Küçülmez korkma."


Aydın, bu düşüncelerini sadece yakın arkadaşlarıyla paylaşan biri değil.

Siyasi bir kimliği var ve Sarıgül'ün genel sekreterliğini yapıyor. Tam da bu nedenle önerisinin elden ele dolaşmasını istiyor:

"Aslında daha çok yazacaklarımız var. Ama bugünlük sadece 'çözümün yolu ne?', onu kaleme almaya çalıştım. Bu düşüncemi lütfen bütün arkadaşlarım, yazsın, yayınlasın, paylaşsın. Büyük düşünürsen sorunlar küçük kalır."


Mahmut ÖVÜR, 25 Eylül 2012

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2012/09/25/sarigulun-kurt-cozumu
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Önceki

Şu dizine dön: Türkiye Ağı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x