Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Kas 05, 2009 12:04

Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yakın zamanda yaşanan olaylardan sonra “Diyaspora Uygur’u nasıl satıyor?” (http://www.demokratmersin.com) Başlıklı yazımda, Rebia Kadeer’in dünyaya nasıl yalan söylediğini ve Dünya Uygur Kongresinin ABD’nin National Endowment for Democracy (NED) kuruluşunda nasıl ve ne kadar para aldığını yazmıştım.

Son günlerde İran’da yaşayan Azerilerin ayrılıkçı hareketi (GAMOH) ve Mahmudali Çöhreganlı konuşuluyor. Türkçü, Ülkücü, Turancı pek çok kişi ve kuruluş, bu ayrılıkçı harekete destek olmayı milliyetçiliklerinin, Türkçülüklerinin bir gereği sayıyorlar. Çöhreganlı’yı yer göğe sığdıramıyorlar.

Yine, Demokratmersin web sitesinde yayımlanan “İran’da yumuşak devrim” başlıklı yazımda; ABD’nin İran’da ayaklanma başlatmak için 75 milyon Dolar bütçe ayırdığını, bu bütçeyi kullanarak Türkiye’nin de içinde olduğu pek çok ülkede kurdurduğu web siteleri aracılığıyla İran halkına yönelik kışkırtıcı yayınlar yaptırdığını yazmıştım.

Dünya basınında çeşitli tarihlerde yer alan haberlere göre; Mahmudali Çöhreganlı Azerilerin silahlı mücadele başlatacaklarından, İran’da çok kan döküleceğinden söz ediyordu.

ABD’nin İran’a yönelik bu girişimin başarısızlığa uğraması; İran topraklarında yaşayan Azerilerin çoğunluğunun Çöhreganlı’nın peşinden gitmediklerinin bir göstergesi olarak da değerlendirilebilir.

ABD, Yeni Dünya Düzenini kurarken Ortadoğu’da ayağına dolaşan taşları, üniter devletleri ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye, AKP iktidarıyla bu girişimin en büyük destekçisi. Öyle ki; AKP İktidarı Türkiye’nin üniter yapısını yıkmak, parçalanmasını sağlamak için ne mümkünse yapıyor. BOP Eş-Başkanlığının gereği bu olsa gerek.

İran’da ABD’nin işbirlikçiliğini yapan bir iktidar yok. Bu nedenle ABD İran’ı ortadan kaldırmaya yönelik tüm planlarını ülkede yaşayan etnik grupları İran Devletine karşı ayaklandırmak üzerine yapıyor. İçeride ayaklanma başlatıp, dışarıdan da kendisi saldırarak İran konusunu bitirecek.

Azeriler ABD planlarının baş öznesi. Öznenin öznesi de Mahmudali Çöhreganlı.

Mahmudali Çöhreganlı pek çok konuda yalan söyleyen, tarihi değiştirip, değiştirdiği tarihi de bizim Türkçü arkadaşlarımıza yutturabilen bir kişi.

Kendi anlattığı gibi Tebriz Üniversitesinde değil, Tahranda Tarbiat Modares Üniversitesinde okudu. Aldığı notlar yeterli olmadığından hiçbir zaman yüksek lisans veya doktora yapamadı. Hapisten çıkıp Bakü’ye gittiğinde, İran karşıtı çalışmaları dolayısıyla kendisine fahri doktorluk unvanı verildi. Yani akademik unvanı uydurma.

Mahmudali Çöhreganlı’nın Settar Han’ın torunu olduğu da şüpheli Settar Han’ın doğum yeri Janali. Çöhreganlı’nın doğum yeri anlattığı gibi Çöhregan.

Settar Han, (1868-1914) Mahmudali Çöhreganlı’nın anlattığı gibi ayrılıkçı değil, İran’ın birliği için çalışmış gerçek bir kahraman. Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) ile benzer görüşleri paylaştığı anlaşılıyor. Yine Mahmudali Çöhreganlı’nın anlattığı gibi aşırı milliyetçi İranlılar tarafından öldürülmedi. 1910 yılında Tahran’da Atabak Park’ta İran polisi tarafında vurularak yaralandı. Ancak ölüm tarihi 9 Kasım1914.

Settar Han, Seyid Cafer Pişevari’nin Azer Hareketinin içinde de yer almadı. Zira, Pişevari, 1892 doğumlu. 1917 yılına kadar öğretmenlik yaptı. Cüzilayanfaki-İran Gazetesinde çalışmaya 1918 yılında başladı. Pişevari’nin hareketi de bu yıldan sonra başlar. Oysa Settar Han 1914 yılında öldü.

Mahmudali Çöhreganlı’nın yalan dolanla kendisine yarattığı özgeçmiş ve hangi tarihi gerçekleri nasıl çarpıttığı anlatmakla bitmez.

Mahmudali Çöhreganlı, Pentagon’la (ABD Savunma Bakanlığı) içli dışlı. Bunu da saklamıyor. Pentagon yetkilileriyle yararlı görüşmeler yaptığını her fırsatta söylüyor.

Today.az (7 Kasım 2006) web sitesinde yayınlanan demeci özellikle ilginç. İran’ın uranyum zenginleştirme programıyla dünyayı tehdit ettiğini belirtirken, savaşta yenileceğini söylemeyi de ihmal etmiyor.

Çöhreganlı ABD adına konuşuyor: “İran’ın komşuları tarafsız kalmak isteyecek Ama ABD ısrar ederse komşu ülkeler topraklarını ABD ordusuna açacaklardır. Savaş zaferle sonuçlanacak. (ABD’nin zaferi) ABD, İran rejimini yıktığında İran’ın parçalanmasına izin vermeyecek. Ama Azeriler isterse daha sonra bağımsızlıklarını kazanabilecekler.”

Mahmudali Çöhreganlı’nın başını çektiği GAMOH da, ( Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi) Dünya Uygur Kongresi gibi UNPO (Temsil Edilemeyen Uluslar ve Halklar Organizasyonu) üyesi. UNPO bilindiği gibi para kaynakları ABD tarafından sağlanan, üniter devletlerde etnik ayrımcılığı desteklemek için kurulmuş bir kuruluş.

Şimdi Türkçü, Ülkücü, Turancı kardeşlerimize soralım: Bu hareketleri desteklemek Türkçülük mü? Amerikancılık mı?


Ender ERDEMİL, 1 Kasım 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen İL-BARS » Prş Kas 05, 2009 13:14

Bu yazıyı yazan arkadaşın anlayışına göre Türkiye'de yaşayan Türkler, Dış Türkleri desteklememeli, yoksa Amerikancı olurlar. :mrgreen: Makalede katılmadığım noktaları ve yanlışları açıklayayım:

1) Türkiye'de şu an hakiki manada Türkçü Turancı bir parti, dernek, kuruluş yoktur. Birkaç tane internet sitesi vardır. Onlarda dar bir çevreye hitap ediyorlar, kitleleri sürükleyecek hareketler değildler. Siyasileşmeleri ve kitleselleşmeleri de oldukça zor gözükmektedir. Bunların desteği sadece Soydaşlara'dır. İlk zamanlar Çöhreganlı'yı destekleyenler omuştur, olabilir. Fakat Çöhreganlı ve ekibinin bölücü terörist kürtlerle yaptığı ittifak oprtaya çıkınca zaten Gamoh içindeki pek çok Türkçü oradan ayrılmış ve destek verenlerde sert eleştirilerde bulunmuşlardır.

Eğer kastedilen Mhp-Ülkü Ocakları ve BBP-Alperen Ocakları gibi kuruluşlar ise bunlar Türkçü falan değil, kendi ifadelerine göre Türk-İslam Sentezcisi, Yobaz ve Atatürk İlkelerine bağlı olmayan kuruluşlardır. Zaten bunları kurduranda Yeşil Kuşak İslam Projesi adı alında Türkiye'yi Laik ve Atatürk çizgisinden uzaklaştırmak isteyen Amerika'dır. Bu partilerde ve kuruluşlarda, Türkçü olduğunu iddia eden şahısların olması ya da kendilerinin Türkçü olduklarını iddia etmeleri de hiçbir şey ifade etmez.

2) Yukarıda bahsedilen Türkçü olduğu iddia edilen MHP'nin koalisyon ortağı olduğu iktidar döneminde Kızıl Çin Emperyalizmi'nin gönlü hoş edilsin diye Doğu Türkistan derneklerinin Türkistan adı altında faaliyet göstermeleri, Doğu Türkistan bayrağı açılması, asılması kanunen yasaklanmıştır.

3) Çöhreganlı ve Rabia Kadir'in Amerikalılarıın kucağına düşmesinin sebebi de yukarıda belirttiğim gibi İran ve Çin tepki göstermesin diye sınırdışı edilmeleridir.

4) Şimdi Çöhreganlı ve Rabia Kadir gibi iki kötü örnek var diye kalkıpta Diğer Türkleri desteklemeyin demek, asıl Amerika'nın ekmeğine yağ sürmektir. Amerika böylelikle buralardaki Türkleri kendi kontrolü altına alrak onları kışkırtmakta ve kendi amaçları açısından kullanmaktadır. Bu yüzden Atatürk döneminde olduğu gibi Türk Dünyası hususunda aktif bir dış siyaset izlenmeli ve Soydaşlarımıza sahip çıkılmalıdır.

5) Güney Azerbaycan Türklüğü'nün yetiştirdiği en büyük kahramanlardan olan Settar Han o dönemki pek çok İran'da yaşayan Türkçü gibi İran'ın Birliğinden yanaydı. Ancak bu onun Türkçü olmadığını göstermez. Aksine Güney Azerbaycan ve İran Türkleri'nin siyasi,kültürel hakları, içinde büyük mücadeleler vermişlerdir. Makaleyi yazan arkadaş, Amerikan Beslemesi Şah'ın Şakşakçısı olan Pan-İranist grupların(Hala da bu gruplar bizzat Beyaz Saray tarafından desteklenir)iddialarını sanki tarihi gerçeklermiş gibi göstermesi de kabul edilir bir olay değildir.

Son olarak Bugün Türklük için tehditlerin en başında Amerikan Emperyalizmi gelmektedir. Ancak bu Çin, İran, Rusya, İsrail gibi devletlerinde Türkiye ve Türk Dünyası üzerinde emperyalist emeller beslemediklerini ve bu yönde faaliyetlerde bulunmadıklarını iddia etmek, çok yanlış ve mantıksız bir iddiadır.

Bende bu makaleyi kaleme alan arkadaşımıza sorayım ? Çin'in Doğu Türkistan'ı işgali ve oranın kaynaklarını sömürmesinin, Soydaşlarımıza zulmetmesinin emperyalizm olmadığını iddia edebilir mi?

Aynı şekilde İran Güney Azerbaycan Türkleri'ne olmadık işkenceler yapıp, yıllardır Türklüğe karşı izlediği asimilasyonist ve şovenist kısacası emperyalist politikaları red mi edelim?

Birkaç kuruluş ve liderleri Türkçü geçinip, Türklüğe aykırı işlerde bulunuyor diye Türk Dünyası'na sırtımızı mı dönelim? Soydaşlarımıza sahip çıkmayalım mı ?

Hiçbir Türkçü, emperyalist hareketleri desteklemez. Desteklememelidir. Her Türkçü yani Türk Milliyetçisi Atatürk'ten aldığı buyrukla hareket etmelidir:

"29 Ekim 1938

ATATÜRK'ÜN TÜRK ORDUSUNA SON MESAJI

Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.
Bugün Cumhuriyet'in 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu sana kalbî şükranlarımı beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum.
Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkâr-ı hayatla her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara deniz hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulusun muvacehesinde beyan ederim.
Cumhuriyet Bayramı'nın 15. yıldönümü hakkınızda kutlu olsun...

Mustafa Kemal ATATÜRK "
En son İL-BARS tarafından Prş Kas 05, 2009 18:46 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen endererdemil » Prş Kas 05, 2009 15:09

İl-Bars adını kullanan arkadaşımızın yazıyı anlamadığını düşünmem için pek çok neden var.

Birincisi, ABD güdümünde diğer ülkelerin üniter yapılarını parçalamaya yönelik hereketlerin desteklenmesine karşı çıkmak, dış Türklerin desteklenmesine karşı çıkmakla aynı şey değildir. Destek körü kürüne verilmemelidir. hareket neye hizmet ediyor iyice anlaşılmalıdır.

İkincisi, Türkiye'de, ABD güdümündeki etnik ayrılıkçı hereketleri destekleyen kuruluşlar, dernekler var. Bu dermnekler ve kuruluşlar dışarıyla bağlantılı ve ayrılıkçı hareketlerin Türkiye temsilcileri olarak çalışıyorlar. Örnek istenirse, Gökbayrak dergisi çevresinde toparlanmış, Türkiye'nin pek çok yerinde kurulu dernekler gösterilebilir. Detaylı bilgi istenirse, birkaç günlük bir çalışmayla listelerini, başkanlarını, adreslerini çıkarabilirim.

Settar Han'ın Türkçü olmadığı gibi bir iddiam yok Sadece ayrılıkçı olmadığını belirttim. Gaspıralı İsmail bey'le aynı düşünceleri paylaşıtoğını belirttim. Gaspıralı İsmail Bey'in kim olduğunu ve ne yaptığını bilen, ne anlattığımı anlayabilir.

Üçüncü olarak, Türkiye'de Ülkücülerde ve Türkçülerde, Dış Türklerin hareketlerini sırf Türk oldukları için kayıtsız şartsız destekleme eğilimi görüyorum. Bu yazı için bu kadar çok çalışmamın nedeni budur. Araştırmalarımda ulaştığım bilgi çok fazla. Ancak, Yazının okunabilr bir uzunlukta olamsı için çok fazla detaya girmedim. Anlattıklarım da anlatmak istediklerim için yeterlidir.

Ayrıca, ilgilenip yazımı okudukları için yorum yazan arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Kullanıcı küçük betizi
endererdemil
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Prş Kas 05, 2009 14:53

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen bezgin » Prş Kas 05, 2009 15:20

Aciklamaniz icin tesekkürler Sayin Erdemil.

Bence de Türklerin ve Türklügün haklarini savunmak, bizim gibi özgürlük ve bagimsizlik mücadelesi veren baska milletlerin yasamlari pahasina olmamali. Türklüge destek verebilmenin tek yolu, Türk Devrimi'ne yürekten bagli bir hükümetin secilmesidir. Bunun disindaki cabalar ise carpitma ve Türk-disi güc odaklari tarafindan yönlendirmeye aciktir ve amaclarina ulasamayacagi gibi, davaya da zarar verecektir.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 05, 2009 15:44

Ender ERDEMİL yazdı:Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

Amerikan Turanı
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen MansurSah » Prş Kas 05, 2009 17:38

Türk-Kan yazdı:
Ender ERDEMİL yazdı:Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

Amerikan Turanı


TürkBirDev gibi birşey mi :)

Resim
turkbirdev-bu-olusum-gerceklesebilir-mi-t17957.html
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen İL-BARS » Prş Kas 05, 2009 18:42

endererdemil yazdı:İl-Bars adını kullanan arkadaşımızın yazıyı anlamadığını düşünmem için pek çok neden var.

Birincisi, ABD güdümünde diğer ülkelerin üniter yapılarını parçalamaya yönelik hereketlerin desteklenmesine karşı çıkmak, dış Türklerin desteklenmesine karşı çıkmakla aynı şey değildir. Destek körü kürüne verilmemelidir. hareket neye hizmet ediyor iyice anlaşılmalıdır.

İkincisi, Türkiye'de, ABD güdümündeki etnik ayrılıkçı hereketleri destekleyen kuruluşlar, dernekler var. Bu dermnekler ve kuruluşlar dışarıyla bağlantılı ve ayrılıkçı hareketlerin Türkiye temsilcileri olarak çalışıyorlar. Örnek istenirse, Gökbayrak dergisi çevresinde toparlanmış, Türkiye'nin pek çok yerinde kurulu dernekler gösterilebilir. Detaylı bilgi istenirse, birkaç günlük bir çalışmayla listelerini, başkanlarını, adreslerini çıkarabilirim.

Settar Han'ın Türkçü olmadığı gibi bir iddiam yok Sadece ayrılıkçı olmadığını belirttim. Gaspıralı İsmail bey'le aynı düşünceleri paylaşıtoğını belirttim. Gaspıralı İsmail Bey'in kim olduğunu ve ne yaptığını bilen, ne anlattığımı anlayabilir.

Üçüncü olarak, Türkiye'de Ülkücülerde ve Türkçülerde, Dış Türklerin hareketlerini sırf Türk oldukları için kayıtsız şartsız destekleme eğilimi görüyorum. Bu yazı için bu kadar çok çalışmamın nedeni budur. Araştırmalarımda ulaştığım bilgi çok fazla. Ancak, Yazının okunabilr bir uzunlukta olamsı için çok fazla detaya girmedim. Anlattıklarım da anlatmak istediklerim için yeterlidir.

Ayrıca, ilgilenip yazımı okudukları için yorum yazan arkadaşlarıma teşekkür ederim.


Ender Beğ,

Öncelikle yazıma verdiğiniz cevap için teşekkür ederim. Bazı noktalarda maksadını aşan ifadeler kullanıp sizi kırdıysam kusuruma bakmayın.

Zaten bu tarz Amerikan Güdümlü hareketlerin desteklenmesine kesinlikle karşı olduğumu belirteyim. Ancak Dış Türklerin haklarını savunan tüm örgütlere de(Rabia Kadir ve Çöhreganlı Gamoh çizgileri haricinde vs.); Amerikancı damgası vurulmamalıdır. Ancak toplum olarak vur deyince öldüren bir anlayışa sahibiz. Bu da bana göre yanlış bir tutumdur.

Gökbayrak Dergisi dediğiniz oluşum Fetullahçı ve diğer Yobaz gruplar tarafından sahip çıkılan bir dergidir. İdeoloji olarak Türkçülük ile hiç bir alakası yoktur. Destek almak için Türkçü görünmüş olabilirler, söylemlerde de bulunmuşlardır. Burada hemfikir olduğumuzu sanıyorum.

Yalnız Kızıl Çin Hükümeti bağımsızlık için mücadele eden tüm Doğu Türkistanlı kuruluşlara "Amerikancı"dır diye damgalamak ve bu yönde propaganda yapmak istiyor. Bunu da dikkate almakta fayda var. Özellikle Türkiye'nin Doğu Türkistanlı Soydaşlarımıza destek olmasını kesinlikle engellemek istiyorlar. Bunun için para ile besledikleri Maocu döküntülerine Türkiye'de lobi yaptırıyorlar. Bunda da kabul etmek gerekirki epey başarılı oldular.

Dış Türklerin desteklenmesi Atatürk'ümüzün de buyruduğu gibi elzemdir. Bakın biz burnumuzun dibindeki Irak Türkmenleri'ne sahip çıkmadık, onları Amerika ve Peşmerge tehdidinden korumak için hiçbir şey yapmadık. Sonucunda Amerikalı alçaklar, Askerimizin başına çuval geçirdiler. Yani Türk Dünyası'na yönelik olarak izlenen pasifist politikaların bize zararları oldukça fazladır. Amerikalılar bu sayede sizin bahsettiğiniz hareketleri destekleyerek, bu soydaşlarımızı piyon olarak kullanmaktadırlar. Ayrıca bizim coğrafyamızda diledikleri gibi at oynatmaktadırlar. Bizim bunları engellememiz için Atatürk'ün son verdiği mesajı iyice anlayıp, Soydaşlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor.
Anlatmak istediğim kısaca budur.

Sürç-i lisan etmişsek affola !

Saygılar,

İL-BARS
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen İlteriş » Prş Kas 05, 2009 20:03

Once Turk muyuz? Yoksa once Amerikan karsiti mi?

Turk Milleti'nin cikarlarina aykiri ne varsa karsisindayiz. Amerika, Irak'ta, Turkiye icinde, Orta Asya'da Turkiye karsiti faaliyetleri destekledigi icin, bu konularda Amerikan politikalarinin karsitiyiz.

Peki ya Amerika, Turkiye'ye uzak bir cografyada, Turkiye'ye zarari olmayan bir faaliyet yurutuyorsa ve bu oradaki Turk topluluklarinin yararinaysa, bize ne? Neden karsi cikalim?

Ornegin (Boyle birsey var mi bilmiyorum) Yakutistan'da Turkculuk akimini Amerikan ajanlari yayiyor diyelim. Yakutlar bagimsizliklarini istediler! Bunun Turkiye'ye ne zarari olabilir. Olsa olsa Rusya'ya zarari olur. Bundan bize ne?
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen bezgin » Prş Kas 05, 2009 20:26

GöktürkMehmet yazdı:Turkiye'ye zarari olmayan bir faaliyet yurutuyorsa ve bu oradaki Turk topluluklarinin yararinaysa, bize ne? Neden karsi cikalim?



Ne onlarin, ne de Türkiye'nin yararina bir harekettir bu. Söyle ki: Cin, Türkmen ayaklanmalarini en sert bicimlerde bastirirken, inatci politikalarindan hareketle 10 yilda tamamlayacagi bir asimilasyon hareketini 1 yila sigdiriyor. Mahkemeler kimsenin haberi olmadan insanlari yalapsap yargilayip infaz ediyor. Bunun, Cin'le Amerika'nin iliskilerini bozdugu aklina gelmesin, Amerka ve Cin ekonomileri tarihlerinde hic bu kadar güclü bir isbirligine girismemislerdi.

Bize olan zararlari Orta Asya'yla ilgili. Ayaklanmalar Sincan'in dis dünyaya daha cok kapatilmasina yol aciyor, su an cözüme katkimizin olmadigini Uygur kardesler de, diger Türkler de görüyor ve hayal kirikligina ugruyorlar.

Amerika'nin herhangi bir Türk meselesine burnunu sokmasi basimiza gelecek en kötü seydir. Cünkü tarihi tecrübeler Amerika'nin Türklerin yararina degil, zararina calistiklarini yeterince gösterdi.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen endererdemil » Prş Kas 05, 2009 21:01

Göktürk Mehmet kardeşim,
Önce anlaşılması gereken şey, ABD'nin dünyaya ne yapmak istediği. Yeni Dünya Düzeni denilen şey, Tüm ülkelerin sınırlarını ortadan kaldırarak, başında ABD'nin olduğu bir dünya imparatorluğu yaratmak. Olan biten en kabaca bu şekilde anlatılır. O yüzden, ABD şurada Türklere zarar veriyor, burada vermiyor ayrımı gerçekçi değildir.

ABD, Dünyaya egemen olmak istiyor. Her üniter devlet parçalandığında sıra biraz daha Türkiyeye yaklaşıyor. Hatta Türkiye son açılım paketleriyle sıraya girdi bile. Bu yüzden, ABD'nin zarar vermek istediği tüm ülkelerle en azından, egemenliklerimizi korumak gibi bir ortak çıkarımız var. Bu yüzden de ABD'nin nerede olursa olsun politikalarına karşı çıkmak yurt savunmamız için gereklidir.
Kullanıcı küçük betizi
endererdemil
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Prş Kas 05, 2009 14:53

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 05, 2009 23:02

GöktürkMehmet yazdı:Once Turk muyuz? Yoksa once Amerikan karsiti mi?

Türk olup Amerikan yanlisi olmak mümkün mü?

Sevr haritasi = Wilson haritasi degil midir?
Hûlki CEVİZOĞLU - İşgâl ve Direniş kitabında yazdı:“Bakınız, o tarihte ABD Başkanı olan Wilson, gitmiş Paris’te oturmuş; yanına Fransa Başbakanı Klemenso, İngiltere Başbakanı Lloyd Corc ve Yunanistan Başbakanı Venizelos’u almış, Türkiye’yi paylaşmak için “emirler” veriyor.
Bizlere de yıllarca “tek düşman” olarak Avrupa gösterildi. Oysa o Avrupalı
ülkelere emirleri veren ABD Başkanı Wilson..”

“Türkiye’yi dörde bölen haritayı yapan da ABD Başkanı”

“ABD Başkanı WİLSON’ DAN BAZI SÖZLER:

“İstanbul bir Türk kenti değildir” “İstanbul Boğazı ve çevresini ABD
mandasına almalıyız” “Boğazlara ve İstanbul’a Amerikan askeri yerleştireceğiz”
“Yunanistan Başbakanına söyledim” diyor..
Yine aynı tarihte, “Türkler’i medenileştirmek!” için ülkemize 100 bin Amerikan askeri göndermeyi planlıyor.. (Bugün Irak’a yaptıklarını bize yapacakmış da Mustafa Kemal’i aşamamış!..)

1919’DA DA AVRUPA’YA EMİR VEREN ABD..
Su anda 100 bin adet sınırına dayanan “İsgal ve Direniş” adlı kitabımı yazarken, karşıma ABD çıktı. Bugün PKK’ya destek veren, onu yok etmek için silahlı mücadeleye karsı çıkan ve “sabredin!” diyen, Irak’ın kuzeyinde bir Kürt Devleti kuran, ülkemizdeki Kürt ayrılıkçılara siyasal destek veren ABD, 1919’da da karsımızda imiş de haberimiz yok!..”


ABD Lozan'i imzalamis midir?


GöktürkMehmet yazdı:Peki ya Amerika, Turkiye'ye uzak bir cografyada, Turkiye'ye zarari olmayan bir faaliyet yurutuyorsa ve bu oradaki Turk topluluklarinin yararinaysa, bize ne? Neden karsi cikalim?

Amerika'nin herhangi bir ülkenin cikarina faaliyet yürüttügü görülmüs müdür? Bize zarari olmasa bile emperyalizme, zûlme isyan gerekmez mi?
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen namık » Prş Kas 05, 2009 23:18

Atatürk'ün Türk Birliği


1933 yılı 29 Ekim gecesi, herkes Cumhuriyet'in 10. yılını kutluyor. Atatürk o sırada Türk Ocağı'nda yabancı diplomatlara yemek veriyor, davetliler gecenin ilerleyen saatlerinde birer ikişer dağılırlar, Atatürk yakın arkadaşları Salih Bozok, Kılıç Ali, Nuri Conker'i kastederek "Bizimkiler nerede ?" diye sorar, Tevfik Rüştü Aras (Atatürk'ün dışişleri bakanı) Ziraat Bankası salonundaki baloda olduklarını söyler.

Hep beraber Ziraat Bankası'nın balo salonuna giderler. İçerisi tıklım tıklımdır, Atatürk gelince herkes alkışlar, "Yaşa Gazi Paşam" şeklinde tezahürat yapar. Atatürk halkıyla sohbet etmeyi çok sevdiği için sandalye ve masa ister ki isteyenler ona sorularına sorabilsinler. Soru sormak için gelen kişilerden biri Zeki isimli 25 yaşlarında bir doktordur. Şunu sorar;

-Gazi paşam ! Saltanatı kaldırdık, hilafeti meclisin manevi şahsiyetinin içine aldık; bunlar yapılana kadar bir milletin ideali olabilirler. fakat, yapıldıktan sonra yeni bir düzen kurulur ve işler... Onun iyi işlemesi, kötü işlemesi, ideal değildir, iyi işlemesini sağlamaya mecburuz ! Yaptığımız öteki devrimler de yapıldığı an ideal olmaktan çıkar. Artık ideallerimiz, yaşadığımız gerçekler haline dönüşmüştür. iyi ya da kötü sonuç vermesi bizim sorumluluğumuzun sonuçlarını belirler.

Ama bir de Milletlerin babadan-oğula sıçrayan uzun vadeli idealleri vardır. Siz bize böyle bir ideal aşılamadınız ! Yahut benim bundan haberim yok ! Bunu bize açıklar mısınız Gazi Hazretleri ?

Atatürk bu soruya şöyle cevap verir;

-Bunlar vicdanımıza yazılmış gerçeklerdir; konuşulmaz, yaşanır !

Elbet bu milletin bir ülküsü olacaktır ama bu ülküler devletler tarafından açıklanmaz; Millet tarafından yaşanır ! Nasıl, bakarken gözlerimizi görmüyor, onunla herşeyi görüyorsak, Ülkü de onun gibi, farkında olmadan vicdanlarımızda yaşar ve herşeyi ona göre yaparız... Ben Devlet Başkanıyım ! Sorumluluklarım vardır ! Bu sorumluluklarım altında konuşamam ! Bu konuda genç arkadaşlarımla ayrıca konuşacağım.

Sonra Atatürk halkın Cumhuriyet bayramını tekrar kutlar ve Dr. Zeki’yi yanına alarak Genel Müdür’ün odasına çıkar. Atatürk’ün arkasında duvarda bir Türkiye haritası vardır. Karşısında oturan Dr. Zeki’ye :

-Benim arkamdaki haritayı görüyor musun ?
-Evet Paşam.
-O haritada Türkiye’nin üstüne abanmış bir blok var, Onu da görüyor musun ?
-Evet, görüyorum Paşa Hazretleri
-Hah. İşte o ağırlık benim omuzlarım üstündedir. Omuzlarım üstünde olduğu için, Ben Konuşamam !

Düşün bir kere.. Osmanlı imparatorluğu ne oldu ? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu ? Daha dün bunlar vardılar.. Dünyaya hükmediyorlardı ! Avrupa’yı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı ?.. Demek hiçbir şey sür-git değildir ! Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az birşey kalacaktır. Devletler ve Milletler, bu idrakin içine olmalıdırlar.

Bugün Sovyetler Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir.. Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var ! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir ! Bugün elinde sımsıkı tuttuğu Milletler, avuçlarından sıyrılabilirler.. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir !.

İşte o zaman Türkiye, ne yapacağını bilmelidir !

Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkalamaya hazır olmalıyız !

“Hazır olmak” yalnız o günü susup beklemek değildir, “hazırlanmak lazımdır”. Milletler, buna nasıl hazırlanırlar ? Manevi köprülerini sağlam tutarak ! Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür ! Bugün biz , bu toplumlardan dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz!. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi ? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur !. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim, onlara yaklaşmamız gerekli...

Tarih bağı kurmamız lazım.. Folklor bağı kurmamız lazım .. Dil bağı kurmamız lazım..
Bunları kim yapacak ?
Elbette Biz..
Nasıl yapacağız ?.
İşte görüyorsunuz , “Dil Encümenleri” , “Tarih Encümenleri” kuruluyor
Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya, tarihimizi ortak payda haline getirmeye çalışıyoruz. Böylece, birbirimizi daha kolay anlar hale geleceğiz. Bir sevgi parlayacak aramızda, tıpkı bir vücut gibi, kaderde ve mutlulukta birbirimizi duyacağız ve arayacağız. Ortak bir dil amaçladığımız gibi, ortak bir tarih öğretimiz olması gerekli.. Ortak bir mazimiz var, bu maziyi, bilincimize taşımamız lazım. Bu sebeple okullarda okuttuğumuz tarihi Orta Asya’dan başlattık ! Bizim çocuklarımız, orada yaşayanları bilmelidirler. Orada yaşayanlar da bizi bilmeli..

İşte bunu sağlamak için de “Türkiyat Enstitüsü”nü kurduk. Kültürlerimizi, bütünleştirmeye çalışıyoruz ! Ama bunlar, açıktan yapılmaz ! Adı konarak yapılacak işlerden değildir. Yanlış anlaşılabildiği gibi, savaşlara da sebep olabilir. Bunlar, Devletlerin ve Milletlerin derin düşünceleridir.

İşitiyorum: Benim dil ve tarih ile uğraştığımı gören kısa düşünceli bazı vatandaşlarımız; “Paşanın işi yok ! Dil ile Tarih ile uğraşmaya başladı” diyorlarmış. Yağma yok !. Benim işim başımdan aşkın. Ben bugün çağdaş bir Türkiye kurmaya ne kadar çalışıyorsam, yarının Türkiye’sinin temellerini de atmaya o kadar dikkat ediyorum


Bu yaptıklarımız, hiçbir millete düşmanlık değildir.

Barıştan yanayız, barıştan yana kalacağız !
Ama durmadan değişen dünyada, yarının muhtemel dengeleri için hazır olacağız.
Bunları sana, akıllı bir genç olduğun için söylüyorum. Açıktan söylemiyorum, kulağına söylüyorum.. Sen bil, gerekçesini kimseye söylemeden böyle davran, çevrenin de böyle davranması için gerekeni yap ! İdealler konuşulmaz, yaşanır !
İşte senin sorunun karşılığını da böylece vermiş oldum !

Gece ilerlemişti. Atatürk arkadaşları ile birlikte, bulvara çıktığı zaman, taze bir sabah Ankara göklerinde ışımaya başlamıştı.

*Olay İhsan Sabri Çağlayangil’den dinlenmiş, Sebati Ataman, Kılıç Ali, Tevfik Rüştü Aras, Hikmey Bayur tarafından doğrulanmıştır.
Kullanıcı küçük betizi
namık
Üye
Üye
 
İletiler: 11
Kayıt: Sal Şub 03, 2009 17:25

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen Ram » Prş Kas 05, 2009 23:25

GöktürkMehmet yazdı:Once Turk muyuz? Yoksa once Amerikan karsiti mi?

Turk Milleti'nin cikarlarina aykiri ne varsa karsisindayiz. Amerika, Irak'ta, Turkiye icinde, Orta Asya'da Turkiye karsiti faaliyetleri destekledigi icin, bu konularda Amerikan politikalarinin karsitiyiz.

Peki ya Amerika, Turkiye'ye uzak bir cografyada, Turkiye'ye zarari olmayan bir faaliyet yurutuyorsa ve bu oradaki Turk topluluklarinin yararinaysa, bize ne? Neden karsi cikalim?

Ornegin (Boyle birsey var mi bilmiyorum) Yakutistan'da Turkculuk akimini Amerikan ajanlari yayiyor diyelim. Yakutlar bagimsizliklarini istediler! Bunun Turkiye'ye ne zarari olabilir. Olsa olsa Rusya'ya zarari olur. Bundan bize ne?


Soru yanlış ama değiştirelim:

Önce Türk müyüz, yoksa sömürgeci karşıtı mı¿?

Mustafa Kemâl'e göre, Türk bağımsızdır, bağımsız olmalıdır, bağımsız olmadan yaşayamaz.

Birilerinin güdümüne girip de, birilerinin hizmetinde olup da Türklük adı altında bir şeyler yaptığını iddia edenlere Türk diyebilir miyiz¿? Bağımsız olmayana Türk denir mi¿?

İşin diğer yönüne gelirsek;

Diyelim bazı müdahaleler, Türklerin ve bizim devletimizin de çıkarına uygun olsun ve bize zarar vermesin; önce, bunun sonu ne olur, sömürgeciden hayır gelir mi¿? Sömürgeci, güderek ayaklandırdıklarını gerçekten ezilmekten kurtarır mı¿? Bağımsızlık birileri tarafından mı verilir yoksa kazanılır mı¿? gibi soruları sormak gerekmez mi¿?

Bir sömürgeci devlet, bir başka sömürgeci devletin bünyesinde sömürülen Türkleri ayaklandırmayı amaçlıyor ya da ayaklandırıyorsa, "efendim şimdi asıl Türkleri asıl ezen, sömüren C devletidir. A devleti Türklerin hür yaşaması için, ezilip sömürülmemesi için bir siyaset güdüyorsa buna karşı çıkmak yanlış olur" gibi düşünceler doğru mudur¿? Madem A devleti de sömürgeci, onun da bir çıkarı var; Türkleri çok sevdiği için buna kalkışacak hali olmasa gerekir.

Tek başına karşı çıkmak da yetmez tabii ki... Eğer sen Türk diye bir varlığa, Türklük diye de bir kavrama inanıyorsan, bunlar birileri tarafından kullanıldığında yalnızca karşı çıkmak yararsız olur. Hem birilerinin hizmetinde olanları Türklük için kurtarman, özlerine dönmelerini sağlaman, hem de bu topluluklarla olan Türklük bağını durmaksızın geliştirmen gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin buna gücü olmadığı gibi, Türkiye, şu içinde bulunduğumuz dönemde, her türlü düşman tarafından yıkılmaya çalışılmaktadır. Önce bundan kurtulunur, sonra içerideki şebeke çökertilir. Ancak ondan sonra millî bir devlet olunabilir ve Türkiye Cumhuriyeti dışındaki Türklerin hakları adaletli olarak savunulabilir.

Mustafa Kemâl, -Türk olsun olmasın- 'Mazlum Milletler'in, sömürgeci karşıtı, zûlüm karşıtı olduğu ve dolayısıyla ezilenin/sömürülenin yanında olması gerektiğini düşündüğü için bağımsızlığını savunmuştur, yanlarında yer almıştır.

Ancak şu an ki duruma göre yorum yaparsak, "Türk" demenin suç sayılabileceği bir devletin yürüttüğü Türk ve Türklük adı altındaki her etkinlik, "birilerinin yönlendirmesiyle yapılmaktadır" diyebiliriz. TRT AVAZ bunun en belirgin örneğidir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen 987654311 » Cum Kas 06, 2009 0:33

Çin'in kızıllığı mı kaldı allah aşkına...
Kullanıcı küçük betizi
987654311
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 18:27

Re: Türkçülük mü? Amerikancılık mı?

İletigönderen namık » Cum Kas 06, 2009 1:07

Ram yazdı:Diyelim bazı müdahaleler, Türklerin ve bizim devletimizin de çıkarına uygun olsun ve bize zarar vermesin; önce, bunun sonu ne olur, sömürgeciden hayır gelir mi¿? Sömürgeci, güderek ayaklandırdıklarını gerçekten ezilmekten kurtarır mı¿? Bağımsızlık birileri tarafından mı verilir yoksa kazanılır mı¿? gibi soruları sormak gerekmez mi¿?

Bir sömürgeci devlet, bir başka sömürgeci devletin bünyesinde sömürülen Türkleri ayaklandırmayı amaçlıyor ya da ayaklandırıyorsa, "efendim şimdi asıl Türkleri asıl ezen, sömüren C devletidir. A devleti Türklerin hür yaşaması için, ezilip sömürülmemesi için bir siyaset güdüyorsa buna karşı çıkmak yanlış olur" gibi düşünceler doğru mudur¿? Madem A devleti de sömürgeci, onun da bir çıkarı var; Türkleri çok sevdiği için buna kalkışacak hali olmasa gerekir.


Şöyle bir örnek vereyim Mesala Atatürk kominizme kesinlikle sicak bakmamıştır ama Komünist ihtilalin olması kurtuluş savaşımızın başarıya ulaşmasını kolaylaştırmıştır.Bunuda inkar edemeyiz yani birşey yanlış diye onu kendi çıkarımıza uygun kullanmıcaz diye bişey olamaz stratejik olarak.
Yine hilafette ayni şey geçerli cahil halkı harekete geçirmek için halifeye dualar okunarak açılan meclisi unutmayalım.Yanlış ama o şartlar onu gerektiriyor.
Son dediğiniz ise kesinlikle doğru hatta ben 1 adım daha ileri gidim.Orta Asya Türk devletlerini bizden çok daha şerefli görüyorum.Özellikle Kazakistan Abd üstünü catır catır kapattı.
Kullanıcı küçük betizi
namık
Üye
Üye
 
İletiler: 11
Kayıt: Sal Şub 03, 2009 17:25

Sonraki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x