
(ya da Paşa’yı dövemeyen kızını dövebilir mi ve/veya Erdoğan’ın yürek hoplatan Silivri spini?!)
“İti öldürene sürütürler!”
Türk atasözü
…
“Bıçak sapını kesmez!”
Acem atasözü
…
Star Wars ve/veya Med & Cezir?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2013/02/papaz-kact-veveya-akp-papaz-buldu.html
http://www.fullhdfilmizle.com/dram-filmleri-izle/lincoln/oto
http://haber.gazetevatan.com/ucagi-f16-ile-carpisacakti/513732/1/G%C3%BCndem
http://www.guncelmeydan.com/pano/papaz-kacti-ve-veya-akp-papaz-i-buldu-hayrullah-mahmud-ozgur-t33852.html
http://www.gavurege.com/webroot/home.php?op=ege&action=outview&article_id=10459
…
“Erdoğan & Saygun” fotoğrafı üzerinden parçalanan Silivri puzzle’ı ve/veya Gül - RTE ayrışması bağlamında, Gülen’in tasfiye süreç’ine dair birkaç satır daha:
Öncelikle…
Okur görüşü:
“Not: Hiç kimsenin gazına geldiğimiz yok. Ece Saygun'un Erdoğan ile ilgili o fotoğraf kareleri hoş olmamıştır. Esasen mesele Erdoğan'ın Saygun paşayı ziyaret etmesi değil, mesele paşa kızının babasına yapılanları unutup Erdoğan'ın ziyaretine sevindirik olması, ona uygun tivitler atması ve iktidar cenahının PR çalışmasına ortak olmasıdır. Ece Saygun'u eleştirmemiz Abdullah Gül'den yana taraf olduğumuz manasına gelmez. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayız. Bizim hedefimizde her ikisi de var. A değilsek B'yiz gibi sakat bir mantığa sahip değiliz. "Paşa gelini" diyerek Fatma Sibel Yüksek'e dokundurmanız -dolayısıyla Açık İstihbarat'a - ve onu Abdullah Gül'den yana taraf göstermenizin nedenlerini bilmek isteriz.”
…
Beyan esastır, okur hikayeyi böyle görmüş ise böyledir!
Ne var ki, keşke Dünya düz olsaydı, her şey de bu kadar basit!
Yüksek siyaset, duygulara kapalı, tamamıyla “semboller, jestler” üzerinden yapılan bir siyaset türüdür.
Dünya yuvarlak ve devran dönmeye devam ediyor!
Küresel aksta değişen akıntının yön’ü bağlamında ak avcılar av, av zannedilen gerçek Atatürkçüler de Av’cı!
Med & Cezir?!
Bu kapsamda, değerli okur’umuz “fil hafızalı” olsa da, biz “balık hafızalı” okurlar için kısa birkaç hatırlatma yapalım; aynı zamanda cevabı içinde sorulara birkaç satırla cevap vermeye çalışalım:
…
1. Ece Saygun ne kahramandır ne de verilen mücadelenin neferi! Sadece babasının kızıdır. Bir asker kızıdır. Aklının, yüreğinin yettiğince babası için kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır. Görüldüğü üzere, üslubunca da şakalar, kinayeler yapmıştır! Anlayana! Hikaye bu kadar basit olamaz mı?!
2. Ece Saygun, babası hapishaneden hastaneye taşındı diye sevinemez mi?! Babasının başarılı geçen ameliyatı sonrasında sinirleri boşalmış, heyecandan mantıklı tepki vermek yerine duygusal tepkiler vermiş olamaz mı?! Bu durumda ne yapmalıydı, “Babamı hapse attırdınız, sizi affetmiyorum” mu demeliydi?! Babası da koskoca komutan, kendini içeri attırmasaydı, demeniz de mümkün! Ne var ki, kızı bilmese de, Ergin Paşa, Ankara’da ne dümen döndüğünü bilecek kadar “kozmik” bir Paşa’dır! Kariyerist bir paşa değildir! Kızının bu kadar yaşanan hikayeye düz bakıyor olması, Paşa’nın ne kadar ketum olduğunu da bir başka açıdan kayda geçirmiş olmuyor mu?!
3. Eğer analiz üzerinden hadiseye bakılacak olursa, Ece Hanım’ın pozitif tepkisi, Erdoğan ile aynı kare içinde yer alması, AKP’nin PR çalışmasına katkı sağlıyor! Doğru! Ne var ki, Erdoğan AKP’nin oy makinası, o kadar! İzli mermi! AKP’yi de, RTE’yi de başkaları kontrol ediyor! Bu durumda Ece Saygun’a gösterilen orantısız tepki kimin değirmenine su taşıyor? Erdoğan’ın mı yoksa Gül’ün mü?! Madem analiz yapıyorsunuz, at gözlüğü kullanmadan analiz yapmayı deneyin o zaman hakikati tüm çıplaklığı ile görürsünüz! Erdoğan’ın Saygun’un ziyaretine gelmesi Fetullahçılar’ı rahatsız etti, peki ya sizi neden bu kadar rahatsız etti?! Terörist denilen, darbeci, çeteci şucu bucu diye yaftalanan Ergin Paşa, diyen de Erdoğan’ın içinde olduğu siyasi koalisyon! İyi işte bu iftirayı atan adam ayağına giderse, bu ne manaya gelir?! “İftirayı atan ben değilim, F şerefsizler, Topaç’giller vs” anlamına gelmez mi?! Nedir F’MİT’i bu kadar derinden panikleten, hesap verememe endişesi mi?!
4. Açık İstihbarat!? SESAR! Behiç Gürcihan, “paşa çocuğu” olarak SESAR’dan çıkma! SESAR’ın başkan yardımcısı idi! Geçmiş defterleri açmayacağım ama araştıran, merak edip okuyan görür ki, Behiç’in yaptıkları yanında Ece’nin yaptıkları devede kulak dahi değil! Behiç, MİT’in gazına gelip çok yanlış, süreç’i yorucu şeyler yaptı! Fatma Hanım, Ece Hanım’a gösterdiği tepkide “kendince” haklı olabilir ama ölçüsü fazla kaçmamış mı?! Çünkü, kocası Behiç Bey’in BOP operasyonu kapsamında AKP’ye, Gülen’e muhalefeti de vardı, liderlik iddiası da ama Ece Hanım’ın babasının iyileşmesi, içerden çıkması dışında hiçbir iddiası yok! Bu kadar net! O zaman soru ortada: Ergin Paşa’ya tepki göstermeye çekinenler, yandan, kıyıdan kızına çakıp, vurup, Ece Hanım üzerinden babasını yıpratmaya çalışıyor olamazlar mı?! Olabilir! Kaldı ki, aynı zamanda kıskançlık da bir hastalıktır ve tıp bu konuda çaresizdir.
5. Pozitif katkı, uyarma başka şey, bir insanı hak etmediği üslup içinde eleştirmek başka! Pınar Doğan için kullanılan üslup ortada, edilmeyen şüphe de! Hele hele “paşa kızı” derken kendisinin de bir paşa gelini olduğunu unutarak! Kaldı ki, Fatma Hanım da sanık, ben de! Fatma Hanım’ı çıkardıkları televizyon programlarına ne beni ne eşini ne de İsmail Yıldız’ı konuk ettiler. MİT’in 32. Gün’üne çıktığında, davet edildiğinde, Kuddisi Okkır için kendisi kaç dakika konuşmuş?! Okkır’ın Ece Saygun’la ne alakası var?! Kuddisi Okkır’ı öldüren Ece mi yoksa bu davanın savcısıyım diyen başta Erdoğan olmak üzere, Gül, Gülen, Arınç, muhteşem istihbari darbenin “vicdansız” MİT’i mi?! Yapışın F’Eymür’ün yakasına!
6. Abdullah Gül’den yana taraf değiliz demekle hadise hallolmuyor! Gül, Erdoğan’a rağmen Cumhurbaşkanı oldu! Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’nı protesto eden Baykal’a kaset komplosu düzenlendi! Aynı komplo daha sonra MHP’yi de hedef aldı! Gül, Bahçeli’nin sayesinde Çankaya’ya çıktı! Gül, Çankaya’da TSK’ya komplo düzenleyenlere hamilik yaptı! İyi düşünün Gül’den yana taraf değiliz diyerek, farkında olmadan Gül’ün değirmenine su taşımıyor musunuz?! Işık Paşa ve üç kuvvet komutanı ne diye istifa etti?! “Çok güzel şeyler olacak” diyen kim?!
7. Erdoğan’ı indirmekle kor’düğüm çözülüyor olsaydı, çoktan indirmiştik! C & D?! 13 dakikalık görüntü reytingleri altüst etmeye yeter de artar bile! Ne var ki, bu sadece Gül’ün, Gülen’in, Gökçek’in değirmenine su taşımak olur, bunu yapana da akıllı adam denmez, Gülen camiasının bilabedel kullandığı “beyinsiz” denir değil mi?! Erdoğan, küresel aksta değişen akıntının yön’ü bağlamında 2009’dan bu yana kendi sonunu görmüş olamaz mı?! Bu yüzden de, başta Gülen olmak üzere, Gökçek’in, Gül’ün üzerine gidiyor olamaz mı?! Erdoğan’ın attığı bu keskin spin’den rahatsız olanlar, açıktan tepki vermek yerine, ki veren de var, stratejik aklı olmayan, sadece öfkesi olan bazı adresleri kaşıyarak gazlıyorlar, ses oradan geliyor diyorum; ne var bunda!? Siz yoksa Erdoğan’ın, Gülen Camiası’nın içindeki casusların üzerine gitmesinden mi rahatsızsınız!? Erdoğan değil, F camianın üzerlerinden biz geçeceğiz diyorsanız, yol’unuz açık olsun, elinizi tutan mı var?! Adresleri belli! Neyi bekliyorsunuz, laik cumhuriyet’in ip’ini çekmesini mi?!
Stratfor senaryosu ortada!
Faş edilecek bir şey kaldı mı?!
…
Demem o ki:
Erdoğan’a karşı duyulan kin, nefret, öfke, aklın önüne geçer ise doğru resmi oluşturmak mümkün değil!
Büyük Resim’i akıldan hiç çıkarma!
2013 Şita bağlamında Erdoğan izli mermi!
Cevabı aranması gerekli soru ortada:
Saddamlaştırılan Erdoğan’ın mecburiyetleri üzerinden TSK’ya asimetrik saldırıyı yapan kim, yaptıran kim?!
a. Kendine demokrat süsü veren Abdullah Gül
b. İstihbari darbe yapan F. Gülen Camia
c. Melih Gökçek & Cemil Çiçek siyasi & istihbari yapı
d. MI9, Ak CHP, Ak MHP, Ak MİT, CNR Ceyda & 28 Şubat’ın avlanmış Topaç’gil yazar muhabir tayfası!
e. Hepsi
…
Demem şu ki:
Erdoğan’ın kellesini almak için züccaciyeci dükkanını altüst etmeye gerek var mı?!
Erdoğan zaten avlanmış.
Büyük satranç tahtasındaki oyun bittiğinde hayatta kalır ise gideceği yer belli!
Erdoğan’ın koltuğuna talip olanlar, neyin yarışında!
Asıl sorun “Saddamlaştırılan RTE” fotoğrafı üzerinden su’yu bulandıranlarda; değil mi?!
RTE’nin kellesini isteyen önce Gül’ün, sonra Topaç’ınkini alır, Gülen’in casus tayfasının ip’i zaten Erdoğan’ın elinde!
Kaldı ki, Gül zaten “topal ördek”?!
Dershaneler üzerinden Kedi’nin F’are ile oynadığı gibi oynayan kim, oynatan kim?!
İti öldürene sürütürler!
Nokta.
…
Sözün özü:
1. Kor’düğümün temelinde Erdoğan mı var yoksa Çankaya’daki taraflı hakem Gül mü?!
2. Çankaya’daki Gül ne işe yarar?!
3. Devlet’in tepesini kim yönetir, organizasyon görevi kime aittir?!
4. Cumhurbaşkanlığı makamı bu kadar işe yaramaz bir makam ise 28 Şubat süreci bağlamında Demirel ne diye hedef alınır?! Gül neden Cumhurbaşkanı olmakta bu kadar istekli?! Çiçek neden gerdeğe girecek damad kadar heyecanlı sabırsız?!
5. Erdoğan’ın ip’ini çekince karşı devrim süreci duruyor mu?! Özel neden Gül Cumhurbaşkanı olunca 101 pare top atışı yapmış?! Siz o atışlardan haberdar değil misiniz!?
6. AKP iktidarında iç edilen 300 artı milyar dolar nerede, MİT bu konuda fikir sahibi midir?!
7. Erdoğan merkezli yürütülen muhalefet doğru muhalefet midir, neden hedefte Çankaya yok da sadece RTE var?!
8. Saddamlaştırılan Erdoğan fotoğrafı ve/veya AKP’ye kapatma davası (Topaç) üzerinden tezgahlanan “Yargıç darbesi”nin perde arkasında hangi yüzler saklıdır, o yüzlerin bu süreç’te parmakları var mıdır?!
Netice:
Paşa’nın kızı Erdoğan’la yanyana poz verse kaç yazar vermese kime ne?!
Paşa’nın oğlu geçmişte Zekeriya Öz ile yan yana poz vermedi mi, İhsan Arslan’la münasebetlere girmedi mi?!
Kim yazmış, hesap soranlardan kaçı birkaç satır çiziktirmiş!
Dava dosyası ortada, açık ikrar var!
Paşa’nın gelini Birand’la aynı kare içine girdi, bir şey mi eksildi yoksa bir şey mi yükseldi?!
Hülasa:
Laik olmak demek adam olmak demektir hocam adam olmak!
Her daim birilerini işaret parmağın ile göstermeden önce kendine bakmak ve/veya aynaya bakmak esastır!
Nokta.
…
Ve…
Son olarak…
Bu bağlamda bir başka değerli okurumuza not:
İyi niyetinizden şüphem yok ama soru da ortada:
Pınar Hanım’ın eşini ne kadar tanıyorsunuz?
Tanımıyorsanız iyi araştırın, önce kim kimdir’i iyice belleyin!
(Gördüklerinizin yarısına…)
Sonra kuzu, kurda sevdalanmış, durumuna düşmeyesiniz!
Oksimoron!
Makyavel der ki, ülke içinde “kaos”u kendin yarat, yarattığın kaosu çöz ve kahraman ol!
En yalın sade, çatışmayı derinleştirmeden sorulan sorunun cevabı budur.
Sözün özü:
Hz Nuh’a oğlu inanmadı, helak oldu!
Hz Lut’a karısı inanmadı, kül oldu!
Yani?!
Her daim 7 ölümcül günah’tan uzak durmak gerekir.
Enaniyet’i de azdırmamak elzemdir.
Yol belli, yön belli!
Paşa’nın kızı üzerinden babasına mektup yazmaya gerek yok!
Ergin Paşa, kıymetlimizdir.
Yol’u belli, yön’ü belli!
Sahtesinden değildir, öz be öz Atatürkçüler’dendir.
Dememiz odur ki:
Peygamberler’in dahi hakim olamadıkları ve/veya yaradılışımız gereği zaten hakim olmalarının (nefis) beklenemeyeceği yerlerden mugalata yapmaya kalkan olur ise ayna tutmak vazifemizdir.
Ezcümle:
Üzeni, hasta yatağında boş yere rahatsız edeni, makul miktarda üzeriz!
Nokta.
Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 12 Şubat 2013
Not: Cevabınız için teşekkür ederim. Bizim Ece Saygun'u eleştirmemiz sadece o yapmış olduğu davranışlarla ilgilidir. Bizim ne kendisiyle ne de babasıyla bir alıp veremediğimiz yok. Kızını eleştirmemiz kendisine ya da babasına düşman olduğumuz manasına gelmez. Biz sadece yaptıkları ya da yapamadıkları üzerinden -gördüklerimiz kadarıyla- değerlendirme yaparız. Bizim duruşumuz ve bu uğurda yaptıklarımız ortadadır. Bizi Abdullah Gül'den yana değil taraf göstermek imada dahi bulunmaya hakkınız yok. Çünkü Şerdoğan-Feto-Çankaya Apo'suyla mücadelemiz ortadadır. Eğer sitemizi yakından takip ediyorsanız siz de bu gerçeği görürsünüz. Biz laf değil iş yapıyoruz. En sağlam Atatürkçü forumların başında geldiğimizi düşünüyorum. İzlencelerimiz, paylaşımlarımız milyonlara ulaştı. Milyonların kendine gelmesinde bizim de az çok payımız var. Bu konuda mütevazı olmaya gerek yok. Çünkü bazen mütevazı olmak emeklerinizin görülmemesine ya da pek dikkate alınmamasına sebep olabilir.
Sizi neredeyse 4 yıldır takip ediyorum. Sizin de yanıldığınız konular oldu, ama tutup Hayrullah Bey şöyle böyle diye bir düşünce içine kesinlikle girmedim. İyi niyetini bozmamak kaydıyla her insan yanılabilir diye düşündüm. Ben size böyle yaklaştım.
Evet fil hafızasına sahibim. 30 yaşındayım. 50'li yaşlarda olup da daha birkaç yıl öncesini unutan balık hafızalılar gibi olmadım. Geçmişte AKPKK'ya destek verip de şimdi vatanımızı, milletimizi bölüyorlar diyen emekli askerlerden de olmadım. Çünkü AKPKK cenahının ana çekirdeğinin radikal dincilerden oluşmakta olduğunu ve bu güruhun ölesiye Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olduklarını iyi bilirim. Geçmişte şunu denedik bir de bunları deneyelim diye düşünen ahmaklardan da olmadım. Çünkü iki yanlıştan bir doğru çıkmayacağını bilirim. AKPKK'ya güvenmem, AKPKK'ya güvenmek kurdu kuzuya teslim etmektir. Bu güruhun ezilmesi taraftarıyım.
Salon ya da rozet Atatürkçülerinden değilim. Atatürkçü olduğunu söyleyen herkes attığı adıma dikkat etmeli, gerici-Kürtçü güruha malzeme vermemeli.
Açık İstihbarat ile ilgili görüşlerinize umarım ilgili kişiler cevap verir. O bahsettiğiniz kişilerin sitemizi takip ettiğini biliyorum. Umarım Abdullah Gül konusunda kendilerinden bir cevap duyarız.
Son olarak, Yeniçağ'dan Ahmet Takan'ın bugünkü yazısı -özellikle son paragraf- hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum. Herhangi bir önyargı taşımadan bu işin doğrusu nedir bilmek isterim. Şunu da söyleyeyim; Ahmet Takan her yazısının altına imza atacağım biri değil. Çünkü kendisinin bir zamanlar Gül'ün ve Erdoğan'ın basın danışmanlığını yaptığını bilirim. Kendisinin Gül'den çok Erdoğan'ı eleştirdiğini de görmekteyim.
Ümit ederim ki şimdi beni iyi anlamışsınızdır.